07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 ARAUK1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 1994'ü hak arama yürüyüşlerinde ya da 'özelleştirme kurbanı' olarak işsiz geçiren işçiyi, 1995'te de zor günler bekliyor Işçi, 1994'ü sokakta geçırdiIstanbul Haber ServisH994 yılına çeşiili soruniarla giren Türkiye'de. baş- ta işçi kesimleri, DYP-SHP koalisyon hükümetinin açtiğt "5 Nisan ekonomik istikrar paketi" y üzünden tam bir "şok" yaşadı. Çözüm bekleyen sorunlann üs- tüne. 1994'te de yenileri eklendi. Işçi kesimi 1994'ü sokaklarda, gerek hak arama yürüyüşlerinde l4 neferT> ve "özel- leştirme kurbanlarTolarak işsiz geçir- di...Sorunlar 1994"ün sonuna gelindi- ğinde de tümüyle çözümlenmiş değil. Artarak 1995'in kapısina kadar geldi. Biz de 1994 yılından en fazla olumsuz etkilenen kesım olan ücretli yani işçi kesiminin ! 994 bilançosunu ortaya koy- mak istedik. Işçi 1994'ü nasıl geçirdi, 1995"e iliş- kin beklentileri neler olacak? Biz sor- duk, işçileri temsilen sendika temsilci- len değerlendirdı: Necati ÇeJik: (Hak-lş Konfederasyo- nu Başkanı) "Üzülerek ifade ediyorum ki 1994 yı- b emek açısından eski yıllarla da kryas- lanma>acak ölçüde kayıp >ılı olmuştur. • Çelik, '1994 yılı emek açısından eski yıllarla da kıyaslanmayacak ölçüde kayıp ytlı olmuştur' diyor. • Budak, işçilerin toplusözleşme farklannı ödemeyen, memura zam yapmayan iktidann , rekor düzeylerdeki faizlerle küçük bir azınlığı mutlu ettiğini söylüyor. Herne kadar 5 Nisan Kararian'ylaenf- lasyonun disipline edilmesi, durma nok- tasına varan üretimin canlandınlması ve kalkınmanın makul se\iyede rutul- ması. ihracatın yapılabilmesi gibi doğru hedefler tayin edilmişse de sö> lenenlerin tümünün tersi olmuştur. Enflasvon yiiz- de 140 olmuştur. Kalkınma yîizde 43 olarak belirienmiş ancak eksi 4,5olmuş- tur İhracat, ithalat durmuştur. 600 bin çalışan işinden olmuş, sabit gelir grup- lan, başta memur ve emekliler olmak üzere. işçiler reel olarak fakirleştirilmiş- tir. Büfün bu olup bitenler 95'e de iyim- ser bakmamıza engel olmaktadır. Zaten bütün göstergeler de himserligimizi or- tadan kaldırmaktadır. 1995'in . 1994'den daha i>i olacagı söylemine ka- hlamıyorum. Özel sektör ve kamuda de- \am eden sözleşmelerde sermayenin vaklaşımı. hükümetin emekli \e memur için öngördüğü maaş artışlan. emekçi- lcr açısından 1995'in de 1994 kadar kö- rii geçeceğinin açık işaretleridir. Kamu- oyu veçalışanlar özelleştirme kanununa baglı olarak bir şok uvgulamavla karşı karştya kalacak. Altyapısı oluşturulma- mış bir özelleştirme işçi kıy ımına ve sen- dikasızlaştırmayadönüşeceğinden, 1995 yılı kamu işçisi açısından Cumhuriyet tarihinin en bunalımlı y ılı olacak ve sos- >al bunalım çok daha yoğun yaşanacak. Sosval demokratlı hükümet. sadece iktidan kavbetmemek için hükümetin devamını öngörmektedir. Bu ısrar de- vam ettiği sürece çalışan ka> bedecek. ekonomi kaybedecek ve Tiirkiye kaybe- decektir. Hükümetin bü\ ük ortağının öngöriisü bir iktidar değişikliği. Ancak ben SHP'nin hölündüğü, MHP'nin dı- şandan desteklediği ve AlNAP'tan bir kısım kopmalarla oluşturulacak bir DYPa/ınlık hükümetinin de bugünkün- den daha i\i olacağını düşünmüvorum ve çözümü 1995 >ılında gerçekleştirele- cek birerken genel seçimde buluyorum." Rıdvan Budak: (DİSK Geneİ Başka- nı): "1994 bütün olarak emekçi kesimler açısından kav bedilmiş bir yıl oldu. Tür- kiyeekonomisindesavaşyıllanndan son- ra ilk kez küçiilme yaşandı. İJretim, ki- şi başına düşen ulusal gelir geriledi. Ama rantive kesimler büv iidii. Kav nak olma- dığı gerekçesiyle işçilerin toplusözleşme farklannı ödemeyen, memura zam yap- mayan iktidar, rekor diizeylerdeki faiz- lerle küçük bir azınlığın mutlu edilmesi için ugraştı. 5 Nisan Kararlan'ylavar olan sonınlar daha da derinleşti. İkti- dar ve sermaye örgütleri sendika karşı- tı kampanyalarla toplumun örgütsüz- leştirilmesi vönünde bir çaba içine girdi. 1994'te yaşadıklanmız. öniimü/deki yı- lın ipuçlannı da vermektedir. Koalisyon hükümetinin Meclis'e sunduğu 1995 bütçesi,anayasada veralan "sosyal dev- let'anlayışınıtümü>leortadankaldıran bir içeriktedir. İktidar, 1995 yılını özel- leştirmeden elde edeceği gelirlerle çıkar- ma eğilinıindedir. Bu vüzden toplumun örgütsüzleştirilmesi >önündcki girişim- lere karşı emekçiler tüm güçleriv le mü- cadelevermekdurumundadır. DİSKbu anlamda, en geniş emekçi birliğinin sağ- lannıası. bunun en olumlu adımı olan Demokrasi Platformu'nun pekişmesini savunmaktadır. 1995'te, toplumla örgüt- leri arasındaki güven bağı yeniden oluş- turulmalıdır." Bakanlığın, 'ciddiyetsiz' gerekçesiyle kapatmak istediği akşam liselerinin öğrencileri karan yanlış buluyor Akşam lıseleri kamnlığa gömülüyor• Türkiye'deki 23 akşam lisesinden biri olan tstanbul'daki Davutpaşa Akşam Lisesi'nde okuyan öğrenciler, tepkilerini dile getirdiler. AYKUT KÜÇÜKKAYA Mıllı Eğitim Bakanlıgı'nın. "ciddiyetsjz" olduğu gerekçesiy- le kapatılmasını istediği akşam lıselennde tam bir u> is>'aıı havası" yaşanıyor. Çünkü. hayat koşulla- nnın gıderek zorlaştığı Türki- ye'de, gündüz çalışmak zorunda olan birçok insan. kültürel biri- kimlerini geliştirmek ve diploma sahibi olmak amacıyla tercih et- tikleri okullanndan, istekleri dı- şında çıkartılmak ısteniyor. Biz de. Türkiye'deki 23 akşam lise- sinden biri olan İstanbul'daki DavTrtpasa Akşam Lisesi'ne gı- derek öğrencilerin görüşlerine başvurduk... Okul girişindeki görevlinin en- gellemesine karşın bir araya gel- diğimiz akşam lisesi "öğrencüe- ri"nin hepsi. kendileriyle ilgili alınan karann yanhşlığını dile getiriyor. eğitim yuvalannın Mil- li Eğiıim Bakanlıgı'nın söyledi- gı gibi, "dddiyetsiz" ve "fuhuş yuvası* olmadığını söylüyorlar- dı. Türkiye'de sık sık eğitim se- ferberliği ve 'Kendiokulunuken- din yap' kampanyalannın düzen- lendiğine dikkat çeken ve söz ko- nusu karann bu uygulamalara ters düştüğünü dile getiren Da- vutpaşa Akşam Lisesi ögrencile- rinden bazılannın görüşleri şöyle: Banş Eren (23): Anayasanın eğitim- de eşıtlik ilkesi vardır. Bizim okullan- mız kapatılırsa özel akşam liselerinin de kapatılması gerekir. Özel akşam li- seleri kapatılmayıp normal akşam lise- leri kapatılarak normal liselerekaydın- lacaksa bu, anayasanın eşitlik ilkesine aykındır." Muazzez Yöneş (25): Yaşamım bo- yunca en çok istediğim şey öğrenci ol- maktı. Bunu başardım. Bitıreceğim ve bunahıç kimse engel olamayacak. Ama gelecekte benim gibiler de olacak. On- lardan bu sıralarda okuma hakkının Davutpaşa Akşam Lisesi öğrencileri, tercih ettikleri okullanndan istek- leri dışında çıkartılmak istendiklerini söylüyoriar. Davutpaşa Akşam Lisesi öğrencikri. ö/el akşam liseleri- nin kapatılmayıp normal akşam liselerinin kapatılması- nı anayasanın eşitlik ilkesine aykın buluyoıiar. yTLkşam liseli öğrenciler 'Biz okumak istiyoruz' derken, okullannm Milli Eğitim Bakanlıgı'nın söylediği gibi, 'ciddiyetsiz' ve 'fuhuş yuvası' olmadığını söylüyoriar. alınmasını istemiyorum. Medyada çir- kin bir şekilde 'Akşam liselerinde fuhuş yapıhyor' denildi. Akşam liselerinde fu- huş yapılmıyor. Biraz da esprili olacak ama, insanlar çok yorgun geliyor. Bizim bir çay içeceğımiz kantinimiz yok. ka- lonferlerimiz bile yanmıyor. Açıkçası fuhuş yapmak isteseydik başka yerler var, oralara giderdik. 'Açlık grevi yapanz' Okan Yener (22): Ben buraya işten çıktığım zaman. elimde simit yiyerek koşa koşa geliyorum. Akşam lisesine gidenler için birçok bahane uydurdular. Çarpık ilişkiler kuruyorlar, asker kaça- ğı yuvası gibi. Hatırlatalım. bu yıl bir- çok arkadaşımız askere gitti. Ben ama- tör bir tiyatrocuyum ve ben bu konuyu tiyatroda oynayıp her şeyi gözler önüne sermek istiyorum." Venüs Kumkum (21): Haydi diyelim beni mezun ettiler, ya benim kardeşim. O da akşam ortaokuluna gidiyor. Mezun olunca ben kardeşimi nerede okutaca- ğım? Özel akşam lisesine mı göndere- lim? Yıllığı otuz milyon olan liseye kar- deşimi nasıl verebiliriz ki? Akşam lise- leri kapatılırsa, gerekirse Ankara'ya ka- dar gidip açlık grevi dahil her şeyi ya- pacağım. Seuna Sipahiler(25): Ben dört sene- lık eğıtımım boyunca. dört ayn okulda okudum. Oradan oraya sürüklendik. Dört ayn okulda bellı ödemelere tabı tutulduk. Okulda ciddıyetsizlik var de- niyor. Alakası yok. Esas ciddiyetsizlik, bizden çok, gündüz liselerinde. SerdarPışıncı(22): Avrupa'dada ak- şam lıselen var \e bu liseler orada sos- yal ıhtıyaç. Avrupa'da akşam liselerine teşvik var ve kolaylıklar da sağlanıyor. Biz Avrupalı olmaya çalışıyoruz. ama sadece Avrupayı taklit ediyoruz. Eğiti- mimiz. kültürümüz bu uygulamalarla sıfırlanıyor. Bizler her sene postalandığımız oku- lu kalkındınyoruz Aramızda para top- luyoruz, badanasını yapıyoruz, kınlan camını takıyoruz, fotoko- pi makinesini bile biz alıyoruz. Kapatsıniarbakalım. Bizdeoku- yacak bir okul buluruz. Mehmet Ali Şimşek (27): Ben akşam lisesine kaydolurken gele- ceği düşündüm. Evleneceğim za- manı düşündüm. Çocuklanmın bana derslerinde bir şey sorduk- larında onlara cevap verememe kaygısını düşündüm. Çünkü ben babama bir şey sorduğumda ya- nıtını alamadım. Beyhan Ağbay (25): En çok merak ettiğim, Milli Eğitim Ba- kanlıgı'nın akşam liselerini ka- patması durumunda özel akşam liselerine yapılacak astronomik ücret zammı. Bu karan özelleştirmenın bir başka yönü olduğunu düşünüyo- ru. Bir de bizim açık liselere de- vam edebıleceğımız söyleniyor. Ben çalışan bir ınsanım. Hem işimı yapacağım. televiz- yon ızleyipdersçalışacagım. Pe- kı bu eğitimle bir yere gelebile- cek miyim? *C)kumak isti>orıız' Sultan Yıldınm (21): Bir eği- tim kurumu kapatılamaz. Kapısı- na kilit vurulamaz. Eğitim ku- rumlannın çoğaltılması gerekır- ken. bizim eğitim hakkımız elt- mızden alınıyor. Bıze bu karann haklılığını kimse savunamaz. Çünkü bu karann hıçbir haklılı- ğı yok. EmineTağmaz(25): Hastaço- cuğumu bazen e\de bırakıp bu- raya öyle geliyorum. Eşimle ay- rılma noktasına bile geldım Ama ben yine de tüm olumsuz şartlara rağmen okumak istiyo- rum. Çoğu arkadaşım doktor oldu, mü- hendis oldu. Onlan gördüğüm zaman ben aşağılık kompleksine kapılıyorum. Çocuğum için. kendım için liseyı bıtırdıkten son- ra üniversiteyede gitmek istiyorum. Bi- zim Boğazıçi'nı kazanan akşam liseli arkadaşlanmız oldu. Ben niye okuma- yayım? Akşam liseli öğrenciler. son sözleri- ni; ellerine aldıklan kitaplannı. defter- lerini havaya kaldırarak hayk\nyorlardr. "Bizokumak isfiyoruz"... Gerıve kalan ıse Milli Eğitim Bakanlıgı'nın akşam liseli öğrencilerin sesine kulak \er- mesi... ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Yeni Yıl Her şeyin yenisi, insan için bir başlangıçtır. Yeni bir gün, yeni bir hafta, yeni bir ders yılı, yeni bir dost çevresi ve bu- na benzeyen bir dizi "yeni". Bu yeniler arasında en umut verici olanı ya da en umut verici olması gerekeni ise hiç kuşkusuz "yeni bir y;/"dır. Bugün 1994'ün son günü. Acaba ileride 1994 nasıl annn- sanacak? Anımsanacak mı? Bazı tarihler mutlaka anımsanır. Örnegtn 1789 unutulma- yacak bir yıldır. 1908 de kolayına unutulmaz. 1919,1920, 1921, 1922, 1923, 1938, 1946, 1950, 1960, 1971, 1980 gibi tarıhleri de kolayca anımsarız. Eminim ki sayın okur- lanm arasında da bu tarihleri ve bu tarihlerin çağnştırdığı şeylerı anımsamayan yoktur. Acaba ileride 1994 denildiği zaman neler çağrıştıracak? Acaba bir şeyler çağnştıracak mı? Bana öyle geliyor ki 1994, 1993'ten pek farklı bir yıl ol- madı. Ve gene bana öyle geliyor ki 1995'in de 1994'ten pek farkı olmayacak. Eğer ileride insanlar bir şeyler anımsaya- caklarsa "79907/ yıllar" diye bir geniş dönemi anımsaya- caklar ve 199O'lı yıllar denildiği zaman akıllara gelecek olan şeylerin de pek parlak şeyler olacağını sanmıyorum. 199O'lı yllar, 1980'ti yıllarda atılan tohumlann filizlenme- ye ve yeşermeye başladığı yıllar olarak anımsanacak gi- bıme geliyor. Atılan bu tohumlann neler olduğu sorukJugu zaman ise ilk aklıma gelen şey "insanı insan yapan tüm değeherin altüst edilmesi" oluyor. Gerçekten 1980'li yıllarda dünyada büyük degişimler yaşandı. Bu degişimler arasında en önde gelenlerini şöy- le topariayabıliriz: - Islamiyet, siyasal bir alternatif ve güç olarak tarih sah- nesıne yeniden çıktı. - Kapıtalızm, "neo-liberalizm" adı altında ve çok özgür- lükçü bir "suref" taşımasına karşın, çok daha ilkel ve vah- şı bir biçimde sahnedeki yerıni aldı. - Sovyetler Birliği'ndeki çözülme ve bunun ardından "Dogu Bloku" olarak da isımlendirilen "sosyalist blok'un çökmesı, dünya dengelerini altüst ettı. - "Yeni dünya düzeni" adı altında "tek kutuplu" bir dü- zen oluşturma peşine düşen ABD, emperyalist yönünü saklayarak farklı bir görüntüye bürünme çabasına girişti. - Milliyetçilık, şovenizm boyutundahortlatıldı. Vebiryan- dan "globalleşme-küreselleşme" hikâyeleri anlatılırken, bir yandan da müthiş bir "etnik parçalanma" süreci baş- latıldı. Yukarıda vurguladığım noktalara eklenebilecek başka bazı temel gelişimler de var elbette. Örneğin Batı'nın "çif- te standardının" inanılmaz örneklerinin yaşanması; ABD'nin "radikal Islamın" önlenemeyen yükselişine karşı, "ılımlı Islam" adı verilebilecek bir başka anlayışı gündeme getırmesi vb. gibi. Bu arada insanlarda "çevre bilincinin" gelişmesi de bu dönemde rastlanan ender olumlu nokta- lardan bın olarak değerlendirilmeli. Dikkat edilirse 1980'li yıllarda tohumları atılan ve 199O'lı yıllarda yeşeren ve fılizlenen değişimlerin hemen tümü; Türkiye'yi birinci dereceden ilgilendirmekte ve bunlann çoğunun etkisi olumsuz olmaktadır. Insanın aklına, "Yahu, bu değişim anlayışı Türkiye 'yi zora sokmak için mi ortaya atıldı?" gibisinden paranoyak düşünceler geliyor. Ve Türkiye, henüz fert başına yıllık 2000 doların altında ulusal geliriyle, bir türlü rasyonel bir raya oturtamadtğı ve üretmeyen ekonomisiyle, bünyesini oluşturan yirmiden fazla etnik grubuyla, Batı hayranlığı içinde kafasını kuma gömmüş sözde aydınlarıyla, maddi ve manevi doyumsuz ve açlık içindeki insanlannın arayışlanyla, bu değişimleri "doğru yonjmlamaya" ve bu değişimlere "ayak uydurma- ya" çalışıyor. Gerçekten çok zor bir şey bu. Bu köşede yazdığım yazılarda, yukarıda belirttiğim nok- talara sık sık deginiyorum. Bu bakımdan böyle bir yeni yıl yazısında ayn ayrı ele almayacağım. Zaten istesem de ye- rim yetmez. Fakat şunu vurgulamak istiyorum ki, bu hu- suslann her biri. bir düzeni altüst edecek kadar etkilidir. Acaba, "7995 nelere gebe?" Sanıyorum 1993'te neler yaşandıysa, daha önceki yıllarda neler yaşandıysa, 1995'te de benzer şeyler yaşanacak. Kimileri, laik cumhuriyetimizi yıkıp Islam şeriatının ege- men olduğu bir toplumsal ve siyasal düzen kurmanın sa- vaşımında olacaklar. Devletin kimi kurumları ve bu kurum- larda, bindikleri dalı kestiğinin farkında olmayan kimi ay- mazlar, bunlara sahip çıkacaklar ve akıllannca siyasal ya- tırım yapacaklar. Kimileri, üniter yapımızı bozup federatif bir yapı getjrme- ye çalışacaklar. Eşıtliği reddedip "azınlık" olmak ve azınlı- ğı bir "ayrıcalığa" çevirmek isteyecekler. Kimileri (bu kez biraz kanlaödedikleri), Turan hayalleriy- le kendilerini avutacak. Kimileri. dillerınden "vatan-millet-Sakarya" laflannı dü- şürmeden, halkı soymaya devam edecekler. Sömürünün her türlüsü denenecek. Her köşe başında bir "mafya" türeyecek. Insanlarımızın şaşkınlığı sürecek. Ama biz direneceğiz. Umutla ve inançla direneceğiz. Laik cumhuriyetimize ve üniter devlet yapımıza sahip çı- kacağız. İnsanı insan yapan değerlerimizi savunmaya de- vam edeceğız. Başkalannın inanç ve düşüncelerine say- gı duyarak, ama kendi inanç ve düşüncelerimizden de as- la ödün vermeden. Yeni yılınız kutlu olsun. Türkkodmına bedenstaıuhınlı•Milli Eğitim Bakanlığı ve Ege Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen 'Türk Standart Kadın Beden Olçü Dizilerini Belirleme Projesi'yle, Türk kadınınm beden ölçüleri belirlenerek, hazır giyim sektöründe Avrupa ülkelerinin ölçülerinin kullanılmasına son verilecek. EMİNE KAPLAN ANKARA - Türk kadınının Avrupa kadınlannın beden ölçü- lerine göre giyinmek zorunda kalmasına son verilecek. Milli Eğitim Bakanlığı ve Ege Üniver- sitesi işbirliğiyle 1.5 yıldır sürdü- rülen "Türk Standart Kadın Be- den Ölçii Dizilerini Belirleme Projesi"nde son aşamaya gelin- di. 14 ilde 2 bin 364 genç kız üze- rinde alınan 49 farklı ölçünün ye- ni yılda standartlaştınlacağı bil- dirildi. Milli Eğitim Bakanlığı Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlü- ğü ile Ege Üniversitesi Mühen- dislik Fakültesi ve Tekstil Mü- hendisliği Bölümü arasında im- zalanan protokole dayalı olarak yürütülen "Türk Standart Ka- dın Beden Ölçü Dizileri Belirleme Projesi''nin 1995 yılının ilkayla- nnda sonuçlandınlacağı belirtil- di. Türkiye'de hazır giyim sektö- ründe gelişmiş ülkelere ait beden ölçüleri standartlannın kullanıl- dığına dikkat çeken bakanhk yet- kilileri, Türk kadınının standart beden ölçü dizilerinin belirlen- mesinin hazır giyim sektörü ve hazır giyim tüketicisi açısından büyük önem taşıdığına işaret et- tiler. 1991 yılinda uygulamaya konan projenin, 12-17 yaş gru- bunda iç piyasaya yönelik üre- tim yapan konfeksiyon işletme- lerinin sorunlannı büyük ölçüde çözeceğini ve yeni stantardizas- yon çalışmalanna yol gösterece- ğini belirten yetkililer şu görüş- leri dile getirdiler: u Ülkemizde Türk kadınının beden ölçülerine Uişldn şimdiye kadar tek bir çalışma bile yapıl- mamış. Sürekli olarak A\rupa ül- kelerinin. özdlikle Alman ölçüle- ri hazır giyimde kullanılmış. Türk kadınının beden ölçüleri farklı olduğu için de givim eşya- lannın ya boyu kısa gelmiş. ya ko- lu ya da bacağı uzun gelmiş. Bu- nun için de sürekli terzilere gidi- liyor, beden tam orurmadığı için birçok düzetrmeler yapıhyor." Proje kapsamında 7 bölgede 14 ilde 12-17 yaş grubunda 2 bin 364 genç kız üzerinde 49 farklı ölçü alındığını belirten yetkili- ler. "Standart beden ölçü tablo- lannın oluştunılması ile ilgili de- ğeıiendirmeler devam etmekte- dir. Bu ayın sonunda tamamla- nacak çalışmalar bakanhk ve Türk Standartlar Enstitüsü ile yapılacak protokol doğrultusun- dasonuçlandınlacaktır" diye ko- nuştular. Projenin tamamlanmasıyla genç kızlann rahatlıkla kendile- rine uygun giysi seçebılecekleri- ni vurgulayan yetkililer, aynca konfeksiyon işletmelerinde za- man, emek \e malzeme kaybı- nın önleneceğini, giyim alanında eğitim veren kurumlara gerekli ön bilgilerin sağlanacağını kay- dettiler. Turing için imza kampanyası İstanbul Haber Servisi-RP'lı tstanbul Büyük- şehir Beledıyesi'nin. ÇelikGülersoy'un çabalany- la Istanbul'a kazandınlan Turing tesislerinin kira sözleşmelerini yenilememesi üzerine, "Istanbul sevdalılan"nın başlattığı imza kampanyası "çığ" gibi büyüyor. "Tarihselvekümjreldeğerlertaşryan söz konusu mekânlann, CRR Konser Salonu'nda tanık olduğumuz gibi, mescitlere dönüştüriilerek, işlev ve amacına aykın biçimde kullanılmasını iste- miyoruz" görüşününün yansıtıldığ protesto metin- lerinde. RP'li belediye yönetiminin karannı değiş- tırmesi isteniyor. Belediyenin tutumunu kınamak amacıyla, ara- lannda çok sayıda profesörün de bulunduğu aka- demisyenin kaleme aldığı ortak metinde. "Evren- sel kültürün \azgeçilmez bileşenleri olarak deger- lendirdigimiz tarihi eserierin, belli bir dönemi ka- ralamak. yeryüzünden silmek amacıyla yıkıbnak b- tenmesi, Sıvas katliamı gibi tü> ler ürpertki bir vab- şettir. İlkel dönemleri çağnştıran bu vandalizm ko- ruma vasalanna karşı bir ayaklanmayı teşvik ola- rak da sa\cıların dikkarini çekmelidir. Anıt koru- ma konusunda vıllardır oluşturmava uğraşnğımız hilinçten nasibini alamamış politikacılann önerile- rini esefle karşılı\or ve anıtlan din ve dönem ayn- mı gözetmeden koruma konusunda mücadele ede- ceğimizi kamuoyuna açıklıyoruz" denilıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle