28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL1992ÇARŞAMBA 8 DIŞHABERLER Sosyalistler Brandtsız • BONN(AA)-Alman Sosyalist Parti'nin onur başİcanı 78 yaşındaki WiUy Brandt. 1976'danberi başkanhğını yaptığı Sosyalist Enternasyonal'in (IS) bu ay içinde yapılacak kongresine sağlık sorunlan nedeniyle kaülamayacağını bildirdi. Brandt'ın Bonn'daki bürosundan yapılan açıklamada, Sosyalist Enternasyonal Başkanı'nın İspanya Başbakanı ve IS Başkan Yardımcısı Felipe Gonzalez'den 15-I7eylül tarihlerinde yapılacak kongreye başkanhk etmesini istediği bildirildi. Brandt'ın yerine geçebilecek adaylar arasında eski Fransa Başbakanı Pierre Mauroy'un adı geçiyor. Ankara, yardımı tamamladı • ANKARA (AA)- Gürcistan'da birsüredir hüküm süren gıda maddesi sıkıntısı sebebiyle Türkiye'nin bu ülkeye yaptığı yardımın tamamlandığj bildirildi. Dışişleri Bakanlığı ndandün yapılan açıklamada, Gürcistan yetkililerinin isteği üzerine hibe edilmesi kararlaştınlan buğday sevkıyaunın önceki gün tamamlandığı kaydedildi. Yapılması kararlaştınJan 50 bin ton buğday sevkıyaunın deniz yoluyla önceki gün Gürcistan'a gönderilen 4 bin 427 tonluk son parti ile tamamlandığı belirtildi. ABD'de uçak i: 13ÖIÜdüştö: IHINCKLEY(AA)- ABD'deküçük biruçağn düşmesi sonucu 13 kişi öldü. Polis. Beechcraft tipi küçük uçağın. İlindiseyaletindeki Hinckley kenti yakınlannda düştüğünüaçıkladı. Uçağın. havadayken alev aldığı ve ycreçakıldığı kaydedildi. Yetkililer, uçakta bulunan 13 kişidcn kurtulanolmadığını bclirttilcr. Kazanın neden meydana geldiği konusunda açıklama yapılmadı. Filistinlilep dönecek • KLDÜS(AA)-İsrairin, Ortadoğu banş görüşmelerinejest olarak. 21 Filistinli ailcnin Batı Şeria'daki kapatıtmış evlcrinc dönmelcrine izin vercceği bildirildi. Askcri yeıkililcr. İsrail yönetimine karşı gelen Filistinlilerin Batı Şeria'daki tuğla ile kapatılmış evlerine geri dönebileceklerini söyledi. İsnail Başbakanı İzak Rabin. geçen ay yaptığı açıklamada. Ortadoğu banş görüşmelcrinin olumlu bir şekilde yürümesi için binakım önlemleralacağını söylemişti. Helikopterle firar • LORIENT(AA)- Fransa'nın Lorient bölgesindeki Ploemeur Cezaevi'nden helikopterle bir mahkûm kaçınldı. Silahlı soygunsuçundan 1987 yılında 15 yıl hüküm giyen 37 yaşındaki Claude Riviere adlı mahkûmun bir arkadaşının. tıpkı filmlerdeki gibi. çaldığı bir helikopterle cezaevi avlusundan kaçınldı. Mahkûmu kaçıran helikopter. daha sonra bir park yerinde terk edilmiş olarak bulundu. Firari mahkûmu ile suç ortağı kayıplara kanşmayı başardı. Bayan Marcos'a izin • MANILA(AA)- Filipinler'in eski diktatörü Ferdinand Marcos'unduleşi İmelda Marcos hakkında açılan yolsuzluk davasını yürüten mahkeme. bayan Marcos'un kocasının naaşını getirebilmesi için 20 gün içinde Havyai'yegitmesine izin verdi. İmelda Marcos'un avukatı Renato Dilag, alt mahkemelerin de karan onayladığını belirterek, bayan Marcos"un bu hafta içinde istediği ?aman aynlabileceğinı söyledi. Ferdinand Marcos, 1989 yılında Hawai'desürgünde ölmüştü. göre Fas Kralı, Irak'ın parçalanmasının, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tehlikeye sokacağını söyledi Hasan: Türkivedeböliinebilir• Fas Kralı, müttefiklerin Güney Irak'ı "uçuşa yasak bölge" ilan etmelenni sert bjçimdeeleştirdi. Bu uygulamanın Irak'ı parçalayabileceğini belirten 2. Hasan. böJgenin kargaşaya sürüklenebileceğini söyledi. Batı yanlısı Kral, sert çıktı Dış Haberier Servisi - Arap liderleri arasında en fazla Batı yanlısı olarak tanınan Fas Kralı 2. Hasan, müttefiklerin Güney Irak'ta "uçuşa ya- sak" bölge kurmalannı sert biçimde eleştirdi ve bu uygulama sonucu Irak'ın parçalanmasının Türkiye ile Suudi Arabistan'ın toprak bütünlü- ğünü tehdit edeceğini söyledi. "International Herald Tribune" gazetesinin birinci sayfadan verdiği habere göre 2. Hasan geçen hafta sonunda kendisi ile yapılan bir mü- lakatta müttefiklerin uygulamasının Irak'ın bö- lünmesine yol açabileceğini söyledi. Herald Tribune. 2. Hasan'ın acıklamasını "Bir Arap liderinin. yasak bölge konusunda şimdiye dek yaptığı en sert çıkış" olarak niteledi. 2. Hasan, Irak lideri Saddam Hüseyin'in dav- ranışlanna karşı olduğunu. ancak müttefiklerin aldığı önlemin ters tepki yaratabileceğini belirtti. Kral 2. Hasan. "yasak bölgenin bir süre sonra patlama bölgesine" dönüşebileceğini, böyle bir gelişmenin de kimsenin yararina olmayacağını söyledi. 2. Hasan şöyle devam elti: "Kuzey ve Güney Irak arasında bağlantıyı kesmek, zenginlerle fa- kirleri birbirinden ayirmanın yanı sıra Sünniler- le Şiiler arasındaki dinsel bölünmeyi de genişle- tir. Bir süre sonra mozaiğjn parçalannı tekrar birleştirmenin çok güç olduğunu görürüz." Türkiye'yi tehdit eder Müttefiklerin Kuzey Irak'ta da Kürtlere gü- venlik sağladığına işaret eden Kral 2. Hasan. Irak'ta bir Kürt devleti ile Şii devleti kurulması- nın "Türkiye ile Suudi Arabistan'ın toprak bü- tünlüğünü tehdit edeceğini ve bölgeyi bir kar- gaşaya sürükleyeceğini" söyledi Fas Kralı. Saddam Hüseyin'le Irak halkı ara- sında ayınm yapılması gerektiğini söyleyerck "Saddam'm faturasını Irak halkına ödetme>e kalkışmak >anlış bir politikadır" şeklindc ko- nuştu. 2. Hasan, Körfezsavaşının bitiminden bu yana müttefik politikalannın Irak halkının üze- rindeki baskının artmasına yol açtığını söyledi. 2. Hasan, güneydeki Şiiler konusunda ise şöyle konuştu: "Güney Irak'taki Şiiler, sert veisyankâr bir halktır. Diyalog ve işbirliğine hiçbir zaman yanaşmamışlardır." Paylaşıyorlar Herald Tribune. birçok Arap liderinin 2. Ha- san'ın kaygılannı paylaştığını, özel sohbetlerde aynı görüşleri dile getirdiklerini, ancak Ame- rika'yı gücendinmemek için müttefikleri açıkça eleştirmekten kaçındıklannı bildiriyor. Ürdün Kralı Hüseyin'in de "uçuşa kapalı bÖJge" uygu- lamasından büyük tedirginlik duyduğu bilini- yor. Sünni olan bölge ülkeleri, Güney Irak'ta bir Şii devletinin kurulmasını yörenin istikran açı- sından tehlikeli bir gelişme olarak göriiyorlar. Türkiye'nin suyu baskı aracı olarak kullandığı öne sürüldü ArapBirliğiAnkara'yısuçladı• Birliğin su raporunda Türkiye'nin Fırat ve Dicle'nin sulannı Suriye ve Irak'a karşı baskı aracı olarak kullandığı iddia edilerek "su sorunu bölgesel çatışmalan ateşleyen bir fitil olabilir" dendi. KAHİRE (AA) - Arap Birliği Örgütü Genei Sekreterliği tarafından hazırla- nan su raporunda. su sorununun böl- gesel çatışmalan ateşleyen bir fıtil olabi- leceği kaydedildi. Arap Birliği Konseyi, 29 nisanda ger- çekleştirilen 97. dönem toplantısında, uluslararası anlaşmalar ve taraf ülkele- rin görüşleri ışığında Arap ve uluslara- rası su kaynaklannın siyasi ve hukuki yönleri üzerinde bir çalışma başlatmayı kararlaştırmıştı. Bu çalışma sonunda hazırlanan ra- por, konseyin pazar günü başlayacak 98. dönem olağan toplantısına sunula- cak. AA muharibinin elde ettiği raporda. su sorununun, bölgedeki en önemli si- yasi veekonomik konulardan biri oldu- ğu belirtildi. Bu sorunun. bölgesel çaUş- malan ateşleyen bif fitil olabileceği ifa- de edilen raporda. bölgede su tüketimi- nin arttığı. buna karşıhk kaynaklann arîtınlmasmın zor hale geldiği bildirildi. Raporda, tehlikelerden birinin "İs- rail'in Arap sulannı kontrol altında tut- ması". diğerinin de "Türkiye'nin Dicle ve Fırat sulannı kullanarak Suriye ve Irak'a baskı yapma çabalan" olduğu öne sürüldü. Arap Birliğinin raporun- da, İsrai! ve Türkiye'nin yatınmlannın, Arap su güvenliğini zorladığı ve Arap güvenliğine yönelik tehlikeü sataşma ve tehdit oluşturduğu gönüşü savunuldu. Raporda, Güneydoğu Anadolu Pro- jesi'ne değinilirken, projenin, Türk ulu- sal ekonomisine sayısız imkanlar sağla- yacağı ve Türkiye'nin hedeflediği bölge- sel gücünü arttıracağı, ancak buna karşıhk olumsuz etkilerinin de olacağı kaydedildi. Raporda. GAP'ın, Suriye ve Irak'ın Dicle ve Fırat ırmaklanndan aldıklan paylannın düşmesine neden olacağı. bunun da bu ülkelerdeki sula- ma ve enerji projelerini olumsuz etkile- yeceği belirtildi. Türk yetkililerin, Suriye ve Irak'la Dicle ve Fırat konusunda ortaya çıkan gerginliği hafifletme çabalanna ve suyu bir tehdit aracı olarak kullanmayacak- lan yolundaki açıklamalanna işaret edi- len raporda, buna rağmen Türkiye'nin suyu bir baskı unsuru olarak kullandığı iddia edildi. Raporda, Türkiye'nin önerdiği banş suyu projesinin siyasi ve ekonomik amacının da Arap-İsrail uz- laşmazlığını etkilemek olduğu öne sü- rüldü. Arap Birliği'nin raporunda, Türk ta- rafinın tutumunun 1962 yılından beri Türkiye-Suriye arasında- Dicle ve Fırat sulanmn kullantmı konusunda olumlu sonuçlara vanlmasını önlediği savunul- du.Başbakan Süleyman Demirel'in 25 tcmmuzda Atatürk Barajı'nın açılışı sı- rasında söylediği sözlerin "ortak nehir- ler konusunda uluslararası hukuk ilke ve kurallanna aykın" olduğu iddia edi- len raporda, Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra imzaladığı anlaşma- lar konusunda çelişkili bir durum içinde olduğu öne sürüldü. GÜNEY AFRİKA Siyah siyahı vurduDış Haberler Servisi - Güney Afrika'da, Afrika Ulusal Kongresi'nin (ANC) 80 bin tar>ftannın, önceki gün bağımsızlığı yalnızca Güney Afrika yönetimince tanınan Ciskeı sırunnda yaptığı protesto yüriiyüşü sırasında polisin ateşaçması sonucu 24 kişi öldü. Yaklaşık80binANC taraftannın Ciskei'in asker lideri BngadierOupa Gqozo'yu yönetimden devirmek üzere başkent Bisho'ya yürüyüşe geçtikleri ve sınırda Ciskei polisinin uyanda bulunmadan j kalabalığın üzerine ateşaçtığı bildirildi. Polisin ateşaçması sonucu en az 24 kişinin öldüğü, 200'dcn fazla kişinin de yaralandıgı ANC yetkilileri tarafından açıklandı. r'aralılardan 147'sininkurşun yarası aldığı, 49'unun da İcaçarken ezldiği belirtildi. DIŞBASEV LE FIGARO Cinayet Kimiıı Lşine Yanyor? Saraybosna'daşimdi herkes kendi kendine bu soruyu sormakla meşgul. Yardım malzemesi taşıyan İtalyan uçağının düşürülmesinin kime faydası var? BM Gücü yetkilileri, Hırvatlann bu iştenhiçbirçıkan olamayacağmı imalı şekilde vurguluyor. O halde sorumlu Boşnak tarafı mı?Gerçekten de Başkan İzzetbegoviç son aylarda durmadan Batı'nın uluslararası askeri müdahalesini ya da en azından yardım konvoylannın daha fazla askerileştirilmesini talepetti. Hava köprüsünün tehlikeli hale gelmesi ister istemez BM'yi başkent Saraybosna'ya yönelik kara yolu koridorunu açmaya ve böylece BM Güvenlik Konseyi'nin 770 numaralı karannı icra etmeye mecbur edecek. Uçakdüşürme eyleminin arifesinde Bosna Devlet Başkanı'nın özel danışmanı Kemal Müftic, Le Figaro'ya verdiği birdemeçte hem eski Yugosiav cumhuriyetlerinin hepsine birden uygulanan silah amborgosuna tepki gösterdi hem de Boşnak birliklerinin Stinger füzesi sağlamak suretiyle Sırp hava akınlannı engelledikleriniifadeetti. Buiki unsur birleştirilince Makyavelist bir şekilde Bosna Devlet Başkanı'nın İtalyan uçağını düşürme emri verdiği şeklinde birgörüş herkesin aklma geliyor, ama kimse bu yönde bir suçlama yöneltme cüretini göstermek istemiyor. Gerçekten de Boşnak Genel- kurmayı'nın kendi birliklerini kontrol edemediği bilinen bir olgu. Zira. taptaze Bosna-Hersek Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan ettiğinde hiçbir askeri gücü yoktu. Kemal Müftic yönetiminin Sırp işgalinden sonra başlayan halk avaklanmasını kanalizeetmekle meşgul olduğunu belirtiyordu. O halde küçük bir bırlığın bireysel eylemi yabana atılmamalıdır. (7 Eylül) Newsweek'ten Ankara ve KKTC, Kıbns görüşmelerinde izlenecek yol konusunda ortak tavır aldılar BM 'güvence' vermezse, New York'a gidilmeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - KKTC ve Ankara. Kıbns konusundaki Nevv York görüşmelerine ilişkin izlene- cek yol konusunda anlaştılar. Türk ta- rafı.Birleşmiş Milletler'den (BM) istedi- ği "güvenceyi" almazsa, Nevv York görüşmelerine katılmayacak. Ankara gü\ence olarak. BM Genel Sekreter- liği'nden yazılı belge isteyecek. Ankara'da bulunan KKTCCumhur- başkanı Rauf Denktaş, Türk hükümeti- nın desteğıni aldıktan sonra. Çankaya"- nın da tam desteğini aldığını bildirdi. Denktaş, "Kıbns meselesi toprak mese- lesi değil. anayasa meselesidir" dedi. Denktaş. Başbakan Süleyman Demi- rel, Dışişlen Bakanı Hikmet Çetin, TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal'la gö- rüştükten sonra. "kaygjlı" geldiği An- kara'dan "şen" döndijğünü söyledi. Hükümet kaynakian. Denktaş ile Ankara arasında Nevv York'a gidilip. gidilmemesi konusunda anlaşıldığını bildiriyorlar. Buna göre. Ankara. BM Genel Sekreterliği'nden Nevv York'ta yapılacak görüşmelerde "çözüm olma- yan zoraki bir çözüm dayatılmayacağı" ve Kıbns Türk tarafinın oluşturulacak federasyon çatısı altındaki yasal hakla- nnın tartışılacağına ilişkin bir güvence almak için diplomatik girişimlerde bu- lunacak. Ankara. bu güvenceyi yazılı bir belge şeklinde almayı istiyor. Böylece BM Genel Sekreteri Butros Gali'nin raporu ve Güvenlik Konseyi'- nin bu rapora dayanarak aldığı 774 sa- yılı karann hükümleri fiilen "ortadan kalkmış" olacak ve Nevv York yolu açı- lacak. Güvence alınmazsa. Türk tarafı görüşmelere katılmayacak. Kararda. Türk tarafinın anayasal haklanndan söz edilmemiş. aynca. bir çö/ümün da- yatılacağı yönünde ifadeler yeı almışu. Türk taraFının anlaştığı plana göre, Denktaş. BM Genel Sekreteri Kıbns Temsılcisi Camillion ve ABD'nin Kıb- ns Özel Temsilcisi Ledsky yanında Rum lideri Yorgo Vasiliu ile, Nevv York'a gitmeden önce görüşmek istedi- ğini belirtecek ve Türk tarafinın "gü- vence" isteğini aktaracak. Denktaş, Demirel ile dün sabah gö- rüştü. Demirel, yaptığı açıklamada. Nevv York'a gıdilmesi konusunda "Ge- lin buraya. şunlan kabul edin denmesi- ne Türkiye razı olmaz" dedi. Kıbns'ta bir çözümün hakkaniyetli, adil ve kalıcı olması gerektiğini söyleyen Demirel. Kıbns'ta kalıa bir çözüm bu- lunması çabalanna devam edileceğini söylerek. "ver kurtul' politikasının son- radan önemli sorunlar çıkaracağını kaydetti. Demirel. Konsey kararlannın "anayasa" olmadığını ve değişebileceği- ni. sözlerine ekledi. Dentkaş. Kıbns'a dönmeden önce Esenboğa Havaalanı'nda. Özal ile çok yapıcı ve olumlu birgörüşmeyaptıklan- nı. Cumhurbaşkanf nın kendisine tam destek verdiğint söyleyebileceğini bildir- di. "Bu kadarı da fazla.'... Şimdi de tuvalete gitmeden önce par- nıak kaldırıp izin almamızı istiyorlar!" THEGUARDIAN Bosna bunabım bir girclap Batı, Saraybosna'ya insancıl yardım ulaştırmak dışında başka hiçbir şey yapmıyor. Bunun da kış bastınnca ne kadaryetersiz kaldığı acı biçimde görülecek. İtalyan uçağının düşürülmesi de bu yardımın ne kadar ince ve hassas dengelere bağlı olduğunu venasılher an kesilebileceğini gösterdi. Evet. insancıl yardım iyi güzel ve yararlı. Ama yann ölebilecek insanlara yardımı sürdürmenin de bir noktadan sonra anlamı kalmıyor. Bu sorunun çözümü için siyasal kararlılık ve sebat gerek. Cene\ re'deki çabalann belki yıllarsürmese bileaylar süreceğini. başkanlan da söylüyor. Yardım konusu da kolayca çözülecek gibi değil. BM Mültecilere Yardım Yüksek Komiseri Sadako Ogaıa. kış aylan başlayana kadar Bosna Hersek'e yapılması gereken yardım için 430milyon Dolar gerektiğini söyledi. Aksi halde birçok insan, açlık çekemeden donarak ölecek. Saraybosna'da durum çok vahim. Konutlannyandan çoğu harap, ve su şebekesi zehir akıtıyor. Kış başladığı zaman bozuk yollar ve dağ geçitleri daha da geçilmez olacak... Yugoslavya bunalımı. komşulannı da içine çekebilecek bir gjrdap. Bosna'da olduğu gibi, tetik Belgrad'da çekilebilir, ama şimdiye kadar uyuyan etnik gerginlikler, örneğin Makedonya'da çok kolayca bir çatışmaya dönüşebilir. Toplumun. farklı etnik gruplardan oluştuğunu unutarak bunu yok etmeye çalışmak çok kolay. Kosova'da Arnavutlar, Sırplara saldırabilir. Bu olasılık Belgrad'ı kaygılandınyorsa da Sırplar. ArnavuUan tarihten gelen bir hınçla sürekli aşağı gördükleri için daha kanlı ve acımasız bir bastırma harekâu yüriitebilirler.(7 Eylûl) Konuk yazarSaldırganmîllîyetçilik Avrupa'yıkorkutuyor Prof. Dr. DOĞU ERGİL Sovyetler Birliği ve Yugoslavya gibi zorun yarattığı "nza" ile bir arada tutulan dil, din, soyküme mozaikleri, zorun kaynağı olan merkezin zayıflaması ile çözüldüler. Çeşitli ulusal devletler ortaya çıkarken bu uluslann komşu ülkelerde ulusal azınlıklan kaldı. Her şeyin merkezden yönetildiği. yönlen- dirildiği bir düzenden. her şeyin yerinden çö- zümleneceği bir düzene gecmek bir şok gibi yaşanır. Ne demokratik kurallar. ne alış- kanlıklar ne de bunlann taşıyıcısı demokra- tik örgütler gelişıp serpılmıştır. Hunca yu zorla yönetilen insanlar. başka yollarlaan- laşmazlıklannı çözemediğı anda zora başv u- rurlar. Avrupa'nın doğusu, Yugoslavya ve Kafkaslar. sözü edilen sürecin tipik örnekle- rini sergiledıler. Geç kalmış bir milliyetçilik, ulusal kimlik ve dayanışma yanında. farklılığın. inlikamın ve saldırganlığın da ideolojisı oldu. Bu geç kalmış milliyetçilik. bir soykümenin azınlık olarak vaşadığı tüm Avrupa'da hasımlanna karşı nefretın ve öcün ideolojik mazeretini oluşturuyor. Tüm kıtay;ı içten içe kemiriyor, ıslikrarsızlaştın- yor. İşte Avrupa bu gerici milliyetçilik ve ge- tirdiği etnik çatışmalan. huzurunun ve güve- ninin en önemli düşmanı olarak görüyor. Göçve sorunlan Sosyalizm, rakibi olarak ortaya çıktığı ka- pitalizmin atılımcı ve rekabetçi yönüne de- ğil. daha çok eşitsizliğe önem vermemesini eleştirmişti. Gerçekten eşitsizlik. bunca zen- ginliğe karşın Avrupa'nın hala başlıca so- runlanndan biri. Ama eşitsizlik, yoksul ül- kelerde daha da koyu. Bir insanlık faciası olarak yaşanıyor. Bu yüzden Avrupa ve Ku- zey Amerika'nın varlıklı ülkelerine doğru müthiş bir insan akını var. Tüm Avrupa ül- keleri, içlerinde önemli miktarda göcmen banndınyorlar. Bunlardünyanın sorunlu ve yoksul yörelerinin insanlan. Batılı toplum- larda çoğunluğun beklentilerini karşılaya- mayacak donanımlarla yaşıyorlar. Uyum sorunu çekiyorlar. horlanıyorlar, aşağılanı- yorlar. Kimlik bunahmını aşamıyorlar. Irkçılık ve terör Siyasal ekonominin özdeyişlerinden biri: "Emek, sermayeyi izler"dir. Köylerinden kopan yüz binlerce insanın kimi şanslannı ulusal kentlerde denedikten sonra. kimi de- nemeye bile gerek görmeden, iş ve aş peşinde Avrupa'nın pınltılı sanayi kentlerine gittiler. Kolayca "araziye uydular." Dünyalıklannı >apıp döneceklerdi; biraz daha zengin. biraz daha saygın... Zaten o za- mana dek Türkiye de darboğazdan kurtula- caktı. Ama ne Türkiye darboğazdan kurtul- du ne de yoksul insanlannı Avrupa'ya bo- şaltan "diğer az gelişmiş ülkeler..." Çoğu kaldı. Çocuklan oldu. İlk gidenler, kaderlerine ve yabancılıkla- nna razıydılar. Nasıl olsa geri döneceklerdi, ama ikinci kuşak ya da dönmemek için gelen ikinci, üçüncü dalga göçmenler, uyum so- runlanyla karşılaştılar. Farklıydılar. Farklılıklannı saklamak şöyle dursun. bir kimlik simgesi olarak öne çıkardılar. İkinci sınıflığa başkaldırdılar. Kendi ülkelerindeki çekişmeleri. çelişkileri, göçtükleri Avrupa'ya getirip cemaatlerarası inançlar, ideolojiler arası sürtüşmeler olarak günlük hayata sok- tular. Avrupa'yı Ortadoğululaştırdılar. Ku- zey Afnkalılaştırdılar. Üstün ırka karşı üstün inanç Bu süreç, kaçınılmaz olarak diyalektik karşıtım yarattı. Avrupa'nın işsiz. güvensiz eğitimsiz alt sınıflan. çalışmak istcmedikleri işleri üstlenseler de, göçmenlere düşman ol- dular. Ne demek, "yabandan" gelip de on- lann işlerini ellerinden almak? Ne demek, kara saçlı, kara bıyıklı erkeklerin, san saçlı kadınlanna sahip olmalan? Ne demek an ırkı kirletmek, sulandırmak? Korku. hojgörüsüzlükle birleşip, aşağılık duygusuyla beslenince fanatizme dönüş- mekte gecikmedi. Fanatizm, şiddet ve terö- rün ana gıdası oldu. Avrupahrun fanatizmi, ırkçılık olarak so-. mutlaştı. Göcmen "Doğulu"nun'fanatizmi de. ona saygmlık ve sağlam bir kimlik sağla- yamayan miliiyetçilikten değil inançtan kay- naklandı. Çünkü göçmenler, tarihi misyo- nunu gerçekleştiremeyen ulusal devletlerin çocuklanydı. Ulusal devlet, onlara saygın bir kimlik. doyurucu bir yaşam ve güvenilir bir gelecek sunamadı. Onlarda, kökleri çok derinde. sorgulanamayacak kutsal inançla- ra bağlandılar. O inançlar ki, Tann buyruğu idi. Yabancı yerde de geçerliydi. İnançlı in- sanın genlemesi mümkün değildi. Bedenmi Batı sermayesine kiralayabilirdi. ama inançlı ruhu özgür kalıyordu. Aynca inanç, insan- lar arasında tartışmasız bir uzlaşma sağlı- yordu. İnanca bağlılık, Avrupa'daki göçmenlere direnme, değişmeme, bulunduklan ortamda erimeme imkanı sağladı. Bu direnç. Avru- palılan çileden çıkarmaya yetti. Yabana kalmakta direnen göçmenlere kuşkuyla baktılar. Onlan, çıkıp geldikleri ülkelerindeki fana- tizmin. hoşgörüsüzlüğün ve şiddet kültürü- nün Avrupa'daki 'Truva Atı' olarak görme- ye başladılar. Sonuç Avrupalı güvensiz. Güvensizlıği oranında zorlanıyor. Tam milliyetçiliğin ayına ve yö- resel nıteliğini aşıp, uluslararası birörgütlen- meye gidecekken BASK milliyetçiliğinden Balkan ve Kafkas milliyetçiliğine açılan bir yelpazede milliyetçilik duvanna yeniden çarpıyor. Hem de ne milliyetçilik! Kanlı, ge- rici veintikamcı... Uluslarüstü siyasal örgütlenme doğrultu- sunda atılan tarihsel dev adımı güdükleşti- ren bu geriye gidişin terör boyutu. Avrupa'yı dchşete düşürmüş bulunuyor. Acaba Avru- pa Topluluğu, tek ve birleşik Avrupa devleti bir serap mı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle