Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL1992ÇARŞAMBA
8 DIŞHABERLER
Sosyalistler
Brandtsız
• BONN(AA)-Alman
Sosyalist Parti'nin onur
başİcanı 78 yaşındaki WiUy
Brandt. 1976'danberi
başkanhğını yaptığı Sosyalist
Enternasyonal'in (IS) bu ay
içinde yapılacak kongresine
sağlık sorunlan nedeniyle
kaülamayacağını bildirdi.
Brandt'ın Bonn'daki
bürosundan yapılan
açıklamada, Sosyalist
Enternasyonal Başkanı'nın
İspanya Başbakanı ve IS
Başkan Yardımcısı Felipe
Gonzalez'den 15-I7eylül
tarihlerinde yapılacak
kongreye başkanhk etmesini
istediği bildirildi. Brandt'ın
yerine geçebilecek adaylar
arasında eski Fransa
Başbakanı Pierre Mauroy'un
adı geçiyor.
Ankara, yardımı
tamamladı
• ANKARA (AA)-
Gürcistan'da birsüredir
hüküm süren gıda maddesi
sıkıntısı sebebiyle
Türkiye'nin bu ülkeye
yaptığı yardımın
tamamlandığj bildirildi.
Dışişleri Bakanlığı ndandün
yapılan açıklamada,
Gürcistan yetkililerinin isteği
üzerine hibe edilmesi
kararlaştınlan buğday
sevkıyaunın önceki gün
tamamlandığı kaydedildi.
Yapılması kararlaştınJan 50
bin ton buğday sevkıyaunın
deniz yoluyla önceki gün
Gürcistan'a gönderilen 4 bin
427 tonluk son parti ile
tamamlandığı belirtildi.
ABD'de uçak
i: 13ÖIÜdüştö:
IHINCKLEY(AA)-
ABD'deküçük biruçağn
düşmesi sonucu 13 kişi öldü.
Polis. Beechcraft tipi küçük
uçağın. İlindiseyaletindeki
Hinckley kenti yakınlannda
düştüğünüaçıkladı. Uçağın.
havadayken alev aldığı ve
ycreçakıldığı kaydedildi.
Yetkililer, uçakta bulunan 13
kişidcn kurtulanolmadığını
bclirttilcr. Kazanın neden
meydana geldiği konusunda
açıklama yapılmadı.
Filistinlilep
dönecek
• KLDÜS(AA)-İsrairin,
Ortadoğu banş
görüşmelerinejest olarak. 21
Filistinli ailcnin Batı
Şeria'daki kapatıtmış
evlcrinc dönmelcrine izin
vercceği bildirildi. Askcri
yeıkililcr. İsrail yönetimine
karşı gelen Filistinlilerin Batı
Şeria'daki tuğla ile
kapatılmış evlerine geri
dönebileceklerini söyledi.
İsnail Başbakanı İzak Rabin.
geçen ay yaptığı açıklamada.
Ortadoğu banş
görüşmelcrinin olumlu bir
şekilde yürümesi için
binakım önlemleralacağını
söylemişti.
Helikopterle
firar
• LORIENT(AA)-
Fransa'nın Lorient
bölgesindeki Ploemeur
Cezaevi'nden helikopterle bir
mahkûm kaçınldı. Silahlı
soygunsuçundan 1987
yılında 15 yıl hüküm giyen 37
yaşındaki Claude Riviere
adlı mahkûmun bir
arkadaşının. tıpkı filmlerdeki
gibi. çaldığı bir helikopterle
cezaevi avlusundan kaçınldı.
Mahkûmu kaçıran
helikopter. daha sonra bir
park yerinde terk edilmiş
olarak bulundu. Firari
mahkûmu ile suç ortağı
kayıplara kanşmayı başardı.
Bayan
Marcos'a izin
• MANILA(AA)-
Filipinler'in eski diktatörü
Ferdinand Marcos'unduleşi
İmelda Marcos hakkında
açılan yolsuzluk davasını
yürüten mahkeme. bayan
Marcos'un kocasının naaşını
getirebilmesi için 20 gün
içinde Havyai'yegitmesine
izin verdi. İmelda Marcos'un
avukatı Renato Dilag, alt
mahkemelerin de karan
onayladığını belirterek,
bayan Marcos"un bu hafta
içinde istediği ?aman
aynlabileceğinı söyledi.
Ferdinand Marcos, 1989
yılında Hawai'desürgünde
ölmüştü.
göre Fas Kralı, Irak'ın parçalanmasının, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tehlikeye sokacağını söyledi
Hasan: Türkivedeböliinebilir• Fas Kralı, müttefiklerin Güney Irak'ı "uçuşa yasak bölge" ilan etmelenni
sert bjçimdeeleştirdi. Bu uygulamanın Irak'ı parçalayabileceğini belirten 2.
Hasan. böJgenin kargaşaya sürüklenebileceğini söyledi.
Batı yanlısı Kral, sert çıktı
Dış Haberier Servisi - Arap liderleri arasında
en fazla Batı yanlısı olarak tanınan Fas Kralı 2.
Hasan, müttefiklerin Güney Irak'ta "uçuşa ya-
sak" bölge kurmalannı sert biçimde eleştirdi ve
bu uygulama sonucu Irak'ın parçalanmasının
Türkiye ile Suudi Arabistan'ın toprak bütünlü-
ğünü tehdit edeceğini söyledi.
"International Herald Tribune" gazetesinin
birinci sayfadan verdiği habere göre 2. Hasan
geçen hafta sonunda kendisi ile yapılan bir mü-
lakatta müttefiklerin uygulamasının Irak'ın bö-
lünmesine yol açabileceğini söyledi.
Herald Tribune. 2. Hasan'ın acıklamasını
"Bir Arap liderinin. yasak bölge konusunda
şimdiye dek yaptığı en sert çıkış" olarak niteledi.
2. Hasan, Irak lideri Saddam Hüseyin'in dav-
ranışlanna karşı olduğunu. ancak müttefiklerin
aldığı önlemin ters tepki yaratabileceğini belirtti.
Kral 2. Hasan. "yasak bölgenin bir süre sonra
patlama bölgesine" dönüşebileceğini, böyle bir
gelişmenin de kimsenin yararina olmayacağını
söyledi.
2. Hasan şöyle devam elti: "Kuzey ve Güney
Irak arasında bağlantıyı kesmek, zenginlerle fa-
kirleri birbirinden ayirmanın yanı sıra Sünniler-
le Şiiler arasındaki dinsel bölünmeyi de genişle-
tir. Bir süre sonra mozaiğjn parçalannı tekrar
birleştirmenin çok güç olduğunu görürüz."
Türkiye'yi tehdit eder
Müttefiklerin Kuzey Irak'ta da Kürtlere gü-
venlik sağladığına işaret eden Kral 2. Hasan.
Irak'ta bir Kürt devleti ile Şii devleti kurulması-
nın "Türkiye ile Suudi Arabistan'ın toprak bü-
tünlüğünü tehdit edeceğini ve bölgeyi bir kar-
gaşaya sürükleyeceğini" söyledi
Fas Kralı. Saddam Hüseyin'le Irak halkı ara-
sında ayınm yapılması gerektiğini söyleyerck
"Saddam'm faturasını Irak halkına ödetme>e
kalkışmak >anlış bir politikadır" şeklindc ko-
nuştu. 2. Hasan, Körfezsavaşının bitiminden bu
yana müttefik politikalannın Irak halkının üze-
rindeki baskının artmasına yol açtığını söyledi.
2. Hasan, güneydeki Şiiler konusunda ise şöyle
konuştu: "Güney Irak'taki Şiiler, sert veisyankâr
bir halktır. Diyalog ve işbirliğine hiçbir zaman
yanaşmamışlardır."
Paylaşıyorlar
Herald Tribune. birçok Arap liderinin 2. Ha-
san'ın kaygılannı paylaştığını, özel sohbetlerde
aynı görüşleri dile getirdiklerini, ancak Ame-
rika'yı gücendinmemek için müttefikleri açıkça
eleştirmekten kaçındıklannı bildiriyor. Ürdün
Kralı Hüseyin'in de "uçuşa kapalı bÖJge" uygu-
lamasından büyük tedirginlik duyduğu bilini-
yor.
Sünni olan bölge ülkeleri, Güney Irak'ta bir
Şii devletinin kurulmasını yörenin istikran açı-
sından tehlikeli bir gelişme olarak göriiyorlar.
Türkiye'nin suyu baskı aracı olarak kullandığı öne sürüldü
ArapBirliğiAnkara'yısuçladı• Birliğin su raporunda Türkiye'nin Fırat ve Dicle'nin sulannı
Suriye ve Irak'a karşı baskı aracı olarak kullandığı iddia edilerek
"su sorunu bölgesel çatışmalan ateşleyen bir fitil olabilir" dendi.
KAHİRE (AA) - Arap Birliği Örgütü
Genei Sekreterliği tarafından hazırla-
nan su raporunda. su sorununun böl-
gesel çatışmalan ateşleyen bir fıtil olabi-
leceği kaydedildi.
Arap Birliği Konseyi, 29 nisanda ger-
çekleştirilen 97. dönem toplantısında,
uluslararası anlaşmalar ve taraf ülkele-
rin görüşleri ışığında Arap ve uluslara-
rası su kaynaklannın siyasi ve hukuki
yönleri üzerinde bir çalışma başlatmayı
kararlaştırmıştı.
Bu çalışma sonunda hazırlanan ra-
por, konseyin pazar günü başlayacak
98. dönem olağan toplantısına sunula-
cak.
AA muharibinin elde ettiği raporda.
su sorununun, bölgedeki en önemli si-
yasi veekonomik konulardan biri oldu-
ğu belirtildi. Bu sorunun. bölgesel çaUş-
malan ateşleyen bif fitil olabileceği ifa-
de edilen raporda. bölgede su tüketimi-
nin arttığı. buna karşıhk kaynaklann
arîtınlmasmın zor hale geldiği bildirildi.
Raporda, tehlikelerden birinin "İs-
rail'in Arap sulannı kontrol altında tut-
ması". diğerinin de "Türkiye'nin Dicle
ve Fırat sulannı kullanarak Suriye ve
Irak'a baskı yapma çabalan" olduğu
öne sürüldü. Arap Birliğinin raporun-
da, İsrai! ve Türkiye'nin yatınmlannın,
Arap su güvenliğini zorladığı ve Arap
güvenliğine yönelik tehlikeü sataşma ve
tehdit oluşturduğu gönüşü savunuldu.
Raporda, Güneydoğu Anadolu Pro-
jesi'ne değinilirken, projenin, Türk ulu-
sal ekonomisine sayısız imkanlar sağla-
yacağı ve Türkiye'nin hedeflediği bölge-
sel gücünü arttıracağı, ancak buna
karşıhk olumsuz etkilerinin de olacağı
kaydedildi. Raporda. GAP'ın, Suriye
ve Irak'ın Dicle ve Fırat ırmaklanndan
aldıklan paylannın düşmesine neden
olacağı. bunun da bu ülkelerdeki sula-
ma ve enerji projelerini olumsuz etkile-
yeceği belirtildi.
Türk yetkililerin, Suriye ve Irak'la
Dicle ve Fırat konusunda ortaya çıkan
gerginliği hafifletme çabalanna ve suyu
bir tehdit aracı olarak kullanmayacak-
lan yolundaki açıklamalanna işaret edi-
len raporda, buna rağmen Türkiye'nin
suyu bir baskı unsuru olarak kullandığı
iddia edildi. Raporda, Türkiye'nin
önerdiği banş suyu projesinin siyasi ve
ekonomik amacının da Arap-İsrail uz-
laşmazlığını etkilemek olduğu öne sü-
rüldü.
Arap Birliği'nin raporunda, Türk ta-
rafinın tutumunun 1962 yılından beri
Türkiye-Suriye arasında- Dicle ve Fırat
sulanmn kullantmı konusunda olumlu
sonuçlara vanlmasını önlediği savunul-
du.Başbakan Süleyman Demirel'in 25
tcmmuzda Atatürk Barajı'nın açılışı sı-
rasında söylediği sözlerin "ortak nehir-
ler konusunda uluslararası hukuk ilke
ve kurallanna aykın" olduğu iddia edi-
len raporda, Türkiye'nin Birinci Dünya
Savaşı'ndan sonra imzaladığı anlaşma-
lar konusunda çelişkili bir durum içinde
olduğu öne sürüldü.
GÜNEY AFRİKA
Siyah
siyahı
vurduDış Haberler Servisi - Güney
Afrika'da, Afrika Ulusal
Kongresi'nin (ANC) 80 bin
tar>ftannın, önceki gün
bağımsızlığı yalnızca Güney
Afrika yönetimince tanınan
Ciskeı sırunnda yaptığı
protesto yüriiyüşü sırasında
polisin ateşaçması sonucu 24
kişi öldü.
Yaklaşık80binANC
taraftannın Ciskei'in asker
lideri BngadierOupa
Gqozo'yu yönetimden
devirmek üzere başkent
Bisho'ya yürüyüşe geçtikleri ve
sınırda Ciskei polisinin
uyanda bulunmadan
j kalabalığın üzerine ateşaçtığı
bildirildi. Polisin ateşaçması
sonucu en az 24 kişinin
öldüğü, 200'dcn fazla kişinin
de yaralandıgı ANC yetkilileri
tarafından açıklandı.
r'aralılardan 147'sininkurşun
yarası aldığı, 49'unun da
İcaçarken ezldiği belirtildi.
DIŞBASEV
LE FIGARO
Cinayet Kimiıı Lşine Yanyor?
Saraybosna'daşimdi herkes
kendi kendine bu soruyu
sormakla meşgul. Yardım
malzemesi taşıyan İtalyan
uçağının düşürülmesinin
kime faydası var? BM Gücü
yetkilileri, Hırvatlann bu
iştenhiçbirçıkan
olamayacağmı imalı şekilde
vurguluyor. O halde sorumlu
Boşnak tarafı mı?Gerçekten
de Başkan İzzetbegoviç son
aylarda durmadan Batı'nın
uluslararası askeri
müdahalesini ya da en
azından yardım
konvoylannın daha fazla
askerileştirilmesini talepetti.
Hava köprüsünün tehlikeli
hale gelmesi ister istemez
BM'yi başkent
Saraybosna'ya yönelik kara
yolu koridorunu açmaya ve
böylece BM Güvenlik
Konseyi'nin 770 numaralı
karannı icra etmeye mecbur
edecek. Uçakdüşürme
eyleminin arifesinde Bosna
Devlet Başkanı'nın özel
danışmanı Kemal Müftic, Le
Figaro'ya verdiği birdemeçte
hem eski Yugosiav
cumhuriyetlerinin hepsine
birden uygulanan silah
amborgosuna tepki gösterdi
hem de Boşnak birliklerinin
Stinger füzesi sağlamak
suretiyle Sırp hava akınlannı
engelledikleriniifadeetti. Buiki
unsur birleştirilince
Makyavelist bir şekilde Bosna
Devlet Başkanı'nın İtalyan
uçağını düşürme emri verdiği
şeklinde birgörüş herkesin
aklma geliyor, ama kimse bu
yönde bir suçlama yöneltme
cüretini göstermek istemiyor.
Gerçekten de Boşnak Genel-
kurmayı'nın kendi birliklerini
kontrol edemediği bilinen bir
olgu. Zira. taptaze
Bosna-Hersek Cumhuriyeti
bağımsızlığını ilan ettiğinde
hiçbir askeri gücü yoktu. Kemal
Müftic yönetiminin Sırp
işgalinden sonra başlayan halk
avaklanmasını kanalizeetmekle
meşgul olduğunu belirtiyordu.
O halde küçük bir bırlığın
bireysel eylemi yabana
atılmamalıdır.
(7 Eylül)
Newsweek'ten
Ankara ve KKTC, Kıbns görüşmelerinde izlenecek yol konusunda ortak tavır aldılar
BM 'güvence' vermezse, New York'a gidilmeyecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
KKTC ve Ankara. Kıbns konusundaki
Nevv York görüşmelerine ilişkin izlene-
cek yol konusunda anlaştılar. Türk ta-
rafı.Birleşmiş Milletler'den (BM) istedi-
ği "güvenceyi" almazsa, Nevv York
görüşmelerine katılmayacak. Ankara
gü\ence olarak. BM Genel Sekreter-
liği'nden yazılı belge isteyecek.
Ankara'da bulunan KKTCCumhur-
başkanı Rauf Denktaş, Türk hükümeti-
nın desteğıni aldıktan sonra. Çankaya"-
nın da tam desteğini aldığını bildirdi.
Denktaş, "Kıbns meselesi toprak mese-
lesi değil. anayasa meselesidir" dedi.
Denktaş. Başbakan Süleyman Demi-
rel, Dışişlen Bakanı Hikmet Çetin,
TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk
ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal'la gö-
rüştükten sonra. "kaygjlı" geldiği An-
kara'dan "şen" döndijğünü söyledi.
Hükümet kaynakian. Denktaş ile
Ankara arasında Nevv York'a gidilip.
gidilmemesi konusunda anlaşıldığını
bildiriyorlar. Buna göre. Ankara. BM
Genel Sekreterliği'nden Nevv York'ta
yapılacak görüşmelerde "çözüm olma-
yan zoraki bir çözüm dayatılmayacağı"
ve Kıbns Türk tarafinın oluşturulacak
federasyon çatısı altındaki yasal hakla-
nnın tartışılacağına ilişkin bir güvence
almak için diplomatik girişimlerde bu-
lunacak. Ankara. bu güvenceyi yazılı
bir belge şeklinde almayı istiyor.
Böylece BM Genel Sekreteri Butros
Gali'nin raporu ve Güvenlik Konseyi'-
nin bu rapora dayanarak aldığı 774 sa-
yılı karann hükümleri fiilen "ortadan
kalkmış" olacak ve Nevv York yolu açı-
lacak. Güvence alınmazsa. Türk tarafı
görüşmelere katılmayacak. Kararda.
Türk tarafinın anayasal haklanndan
söz edilmemiş. aynca. bir çö/ümün da-
yatılacağı yönünde ifadeler yeı almışu.
Türk taraFının anlaştığı plana göre,
Denktaş. BM Genel Sekreteri Kıbns
Temsılcisi Camillion ve ABD'nin Kıb-
ns Özel Temsilcisi Ledsky yanında
Rum lideri Yorgo Vasiliu ile, Nevv
York'a gitmeden önce görüşmek istedi-
ğini belirtecek ve Türk tarafinın "gü-
vence" isteğini aktaracak.
Denktaş, Demirel ile dün sabah gö-
rüştü. Demirel, yaptığı açıklamada.
Nevv York'a gıdilmesi konusunda "Ge-
lin buraya. şunlan kabul edin denmesi-
ne Türkiye razı olmaz" dedi.
Kıbns'ta bir çözümün hakkaniyetli,
adil ve kalıcı olması gerektiğini söyleyen
Demirel. Kıbns'ta kalıa bir çözüm bu-
lunması çabalanna devam edileceğini
söylerek. "ver kurtul' politikasının son-
radan önemli sorunlar çıkaracağını
kaydetti. Demirel. Konsey kararlannın
"anayasa" olmadığını ve değişebileceği-
ni. sözlerine ekledi.
Dentkaş. Kıbns'a dönmeden önce
Esenboğa Havaalanı'nda. Özal ile çok
yapıcı ve olumlu birgörüşmeyaptıklan-
nı. Cumhurbaşkanf nın kendisine tam
destek verdiğint söyleyebileceğini bildir-
di.
"Bu kadarı da fazla.'... Şimdi de tuvalete gitmeden önce par-
nıak kaldırıp izin almamızı istiyorlar!"
THEGUARDIAN
Bosna bunabım bir girclap
Batı, Saraybosna'ya insancıl
yardım ulaştırmak dışında
başka hiçbir şey yapmıyor.
Bunun da kış bastınnca ne
kadaryetersiz kaldığı acı
biçimde görülecek. İtalyan
uçağının düşürülmesi de bu
yardımın ne kadar ince ve
hassas dengelere bağlı
olduğunu venasılher an
kesilebileceğini gösterdi. Evet.
insancıl yardım iyi güzel ve
yararlı. Ama yann ölebilecek
insanlara yardımı
sürdürmenin de bir noktadan
sonra anlamı kalmıyor. Bu
sorunun çözümü için siyasal
kararlılık ve sebat gerek.
Cene\ re'deki çabalann belki
yıllarsürmese bileaylar
süreceğini. başkanlan da
söylüyor. Yardım konusu da
kolayca çözülecek gibi değil.
BM Mültecilere Yardım
Yüksek Komiseri Sadako
Ogaıa. kış aylan başlayana
kadar Bosna Hersek'e
yapılması gereken yardım için
430milyon Dolar gerektiğini
söyledi. Aksi halde birçok
insan, açlık çekemeden
donarak ölecek.
Saraybosna'da durum çok
vahim. Konutlannyandan
çoğu harap, ve su şebekesi
zehir akıtıyor. Kış başladığı
zaman bozuk yollar ve dağ
geçitleri daha da geçilmez
olacak... Yugoslavya
bunalımı. komşulannı da
içine çekebilecek bir gjrdap.
Bosna'da olduğu gibi, tetik
Belgrad'da çekilebilir, ama
şimdiye kadar uyuyan etnik
gerginlikler, örneğin
Makedonya'da çok kolayca
bir çatışmaya dönüşebilir.
Toplumun. farklı etnik
gruplardan oluştuğunu
unutarak bunu yok etmeye
çalışmak çok kolay.
Kosova'da Arnavutlar,
Sırplara saldırabilir. Bu
olasılık Belgrad'ı
kaygılandınyorsa da Sırplar.
ArnavuUan tarihten gelen bir
hınçla sürekli aşağı gördükleri
için daha kanlı ve acımasız bir
bastırma harekâu
yüriitebilirler.(7 Eylûl)
Konuk
yazarSaldırganmîllîyetçilik Avrupa'yıkorkutuyor
Prof. Dr. DOĞU ERGİL
Sovyetler Birliği ve Yugoslavya gibi zorun
yarattığı "nza" ile bir arada tutulan dil, din,
soyküme mozaikleri, zorun kaynağı olan
merkezin zayıflaması ile çözüldüler. Çeşitli
ulusal devletler ortaya çıkarken bu uluslann
komşu ülkelerde ulusal azınlıklan kaldı.
Her şeyin merkezden yönetildiği. yönlen-
dirildiği bir düzenden. her şeyin yerinden çö-
zümleneceği bir düzene gecmek bir şok gibi
yaşanır. Ne demokratik kurallar. ne alış-
kanlıklar ne de bunlann taşıyıcısı demokra-
tik örgütler gelişıp serpılmıştır. Hunca yu
zorla yönetilen insanlar. başka yollarlaan-
laşmazlıklannı çözemediğı anda zora başv u-
rurlar. Avrupa'nın doğusu, Yugoslavya ve
Kafkaslar. sözü edilen sürecin tipik örnekle-
rini sergiledıler. Geç kalmış bir milliyetçilik,
ulusal kimlik ve dayanışma yanında.
farklılığın. inlikamın ve saldırganlığın da
ideolojisı oldu. Bu geç kalmış milliyetçilik.
bir soykümenin azınlık olarak vaşadığı tüm
Avrupa'da hasımlanna karşı nefretın ve
öcün ideolojik mazeretini oluşturuyor. Tüm
kıtay;ı içten içe kemiriyor, ıslikrarsızlaştın-
yor. İşte Avrupa bu gerici milliyetçilik ve ge-
tirdiği etnik çatışmalan. huzurunun ve güve-
ninin en önemli düşmanı olarak görüyor.
Göçve sorunlan
Sosyalizm, rakibi olarak ortaya çıktığı ka-
pitalizmin atılımcı ve rekabetçi yönüne de-
ğil. daha çok eşitsizliğe önem vermemesini
eleştirmişti. Gerçekten eşitsizlik. bunca zen-
ginliğe karşın Avrupa'nın hala başlıca so-
runlanndan biri. Ama eşitsizlik, yoksul ül-
kelerde daha da koyu. Bir insanlık faciası
olarak yaşanıyor. Bu yüzden Avrupa ve Ku-
zey Amerika'nın varlıklı ülkelerine doğru
müthiş bir insan akını var. Tüm Avrupa ül-
keleri, içlerinde önemli miktarda göcmen
banndınyorlar. Bunlardünyanın sorunlu ve
yoksul yörelerinin insanlan. Batılı toplum-
larda çoğunluğun beklentilerini karşılaya-
mayacak donanımlarla yaşıyorlar. Uyum
sorunu çekiyorlar. horlanıyorlar, aşağılanı-
yorlar. Kimlik bunahmını aşamıyorlar.
Irkçılık ve terör
Siyasal ekonominin özdeyişlerinden biri:
"Emek, sermayeyi izler"dir. Köylerinden
kopan yüz binlerce insanın kimi şanslannı
ulusal kentlerde denedikten sonra. kimi de-
nemeye bile gerek görmeden, iş ve aş peşinde
Avrupa'nın pınltılı sanayi kentlerine gittiler.
Kolayca "araziye uydular."
Dünyalıklannı >apıp döneceklerdi; biraz
daha zengin. biraz daha saygın... Zaten o za-
mana dek Türkiye de darboğazdan kurtula-
caktı. Ama ne Türkiye darboğazdan kurtul-
du ne de yoksul insanlannı Avrupa'ya bo-
şaltan "diğer az gelişmiş ülkeler..." Çoğu
kaldı. Çocuklan oldu.
İlk gidenler, kaderlerine ve yabancılıkla-
nna razıydılar. Nasıl olsa geri döneceklerdi,
ama ikinci kuşak ya da dönmemek için gelen
ikinci, üçüncü dalga göçmenler, uyum so-
runlanyla karşılaştılar. Farklıydılar.
Farklılıklannı saklamak şöyle dursun. bir
kimlik simgesi olarak öne çıkardılar. İkinci
sınıflığa başkaldırdılar. Kendi ülkelerindeki
çekişmeleri. çelişkileri, göçtükleri Avrupa'ya
getirip cemaatlerarası inançlar, ideolojiler
arası sürtüşmeler olarak günlük hayata sok-
tular. Avrupa'yı Ortadoğululaştırdılar. Ku-
zey Afnkalılaştırdılar.
Üstün ırka karşı üstün inanç
Bu süreç, kaçınılmaz olarak diyalektik
karşıtım yarattı. Avrupa'nın işsiz. güvensiz
eğitimsiz alt sınıflan. çalışmak istcmedikleri
işleri üstlenseler de, göçmenlere düşman ol-
dular. Ne demek, "yabandan" gelip de on-
lann işlerini ellerinden almak? Ne demek,
kara saçlı, kara bıyıklı erkeklerin, san saçlı
kadınlanna sahip olmalan? Ne demek an
ırkı kirletmek, sulandırmak?
Korku. hojgörüsüzlükle birleşip, aşağılık
duygusuyla beslenince fanatizme dönüş-
mekte gecikmedi. Fanatizm, şiddet ve terö-
rün ana gıdası oldu.
Avrupahrun fanatizmi, ırkçılık olarak so-.
mutlaştı. Göcmen "Doğulu"nun'fanatizmi
de. ona saygmlık ve sağlam bir kimlik sağla-
yamayan miliiyetçilikten değil inançtan kay-
naklandı. Çünkü göçmenler, tarihi misyo-
nunu gerçekleştiremeyen ulusal devletlerin
çocuklanydı. Ulusal devlet, onlara saygın
bir kimlik. doyurucu bir yaşam ve güvenilir
bir gelecek sunamadı. Onlarda, kökleri çok
derinde. sorgulanamayacak kutsal inançla-
ra bağlandılar. O inançlar ki, Tann buyruğu
idi. Yabancı yerde de geçerliydi. İnançlı in-
sanın genlemesi mümkün değildi. Bedenmi
Batı sermayesine kiralayabilirdi. ama inançlı
ruhu özgür kalıyordu. Aynca inanç, insan-
lar arasında tartışmasız bir uzlaşma sağlı-
yordu.
İnanca bağlılık, Avrupa'daki göçmenlere
direnme, değişmeme, bulunduklan ortamda
erimeme imkanı sağladı. Bu direnç. Avru-
palılan çileden çıkarmaya yetti. Yabana
kalmakta direnen göçmenlere kuşkuyla
baktılar.
Onlan, çıkıp geldikleri ülkelerindeki fana-
tizmin. hoşgörüsüzlüğün ve şiddet kültürü-
nün Avrupa'daki 'Truva Atı' olarak görme-
ye başladılar.
Sonuç
Avrupalı güvensiz. Güvensizlıği oranında
zorlanıyor. Tam milliyetçiliğin ayına ve yö-
resel nıteliğini aşıp, uluslararası birörgütlen-
meye gidecekken BASK milliyetçiliğinden
Balkan ve Kafkas milliyetçiliğine açılan bir
yelpazede milliyetçilik duvanna yeniden
çarpıyor. Hem de ne milliyetçilik! Kanlı, ge-
rici veintikamcı...
Uluslarüstü siyasal örgütlenme doğrultu-
sunda atılan tarihsel dev adımı güdükleşti-
ren bu geriye gidişin terör boyutu. Avrupa'yı
dchşete düşürmüş bulunuyor. Acaba Avru-
pa Topluluğu, tek ve birleşik Avrupa devleti
bir serap mı?