26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLUL1992 ÇARŞAMBA OLAYLARVEGORUŞLER YenidenAtatürkçülük... Devnmın başlangıç yıllannda Ataturk, "once sosyal ozgurlük" demıştır, "sıyasal özgurlük bunun arkasından gelecektır " XX. yüzyılın son evresinde uygardünyanın ulaştığı yer, Ataturk'ün amaçladığından başka bır yer değıldır. M. İSKENDER ÖZTURANLI Hukukçu 9 Eylul 1922 Tam yetmış yıl once bugun Gazı Mustafa Kemal Ataturk 30 Ağustos"- takı utkuyu (zafen), kesın sonuca ulaştırarak guzel îzmır'ımızı de kurtarmakla kalmamış, yıllardır duşunduğu yepyenı bır Turk devletı kurmayı gerçekleştlreceğı gune ulaşmıştı Ulusal Ant sınırlan 'Ç'nde, çağdaş Turkıye Cumhunyetı'nı kurarak duşuncesını gerçekleş- tırmeyı de başardı Devnm atıhmlanyla, ulu- sal bılınç ıçınde gelışen modern Turkıye'ye butun dunya sevgı \e hayranlıkla bakıyordu 1945'lerden ben "demokrası" dıye ayağa kalkan "demokrasıden habersız" lenn, ulusal bılınçten yoksuntara, genalere, çıkarcılara, odun vere vere genletme yanşına gırdığımız Turkıye Cumhunyetı. Ataturk'un kurduğu çağdaş Turkıye Cumhunyetı dır Son gunler- de daha da azıtıp "2 Cumhurıyet" yaygarasın- dalar. Unutulmasın kı Ataturkçu duşunce, amacından saptınlmış olmasaydı, "Yenı Os- manlılık" "2 Cumhurıyet" ve "asker-sıvıl" tartışmalan tanhe kanşmış olurdu Hıç kımse de boyle bır tartışmayı gündeme getıremezdı 1923 devnmcılen. cumhunyetı kurarlarken laıklığı devletın temel ılkesı olarak duşunmuş- ler, ona anayasal bır guç kazandırmışlardır Cumhurıyet yasalannın ve cumhunyet kuru- luşlannın odak noktası laıklık olmuştur Ne yaak kı bu ılkeyı uygulama alanından kaldı- ran sıyasal ıktıdarlar, onun kaçınılmaz sonu- cu olan "oğretım bırhğı"nı de delık deşık et- mışlerdır Uygar dünyanın hıçbır yennde anayasalar değıştınlmeden rejım değışmemıştır Turkf- ye'de değışmıştır Sıyasal ıktıdarlar, anayasa- lan hıçe saymışlar, anayasalara avkın yasalar çıkarmışlardır Dünyanın hıçbır yöresınde anayasalar genye goturulmemıştır Turkıye*- de gotürulmuştur Çağdaş dünyanın anaya- salan "ozgurluğun engelı" değıl, "koruyucu- su" olmuştur Bızde ıse ozgurluk ve demokra- sı anayasalarla ortadan kaldınlmış, sıyasal ve toplumsal denge anavasalarla bozulmuştur Demokrası ıle bağdaşmayan "kutsal devlet" sozcuğu ana>asa yargısı hahne getınlmıştır Busuretle demokrasıden deAtaturkçuluk"ten de uzakiaşılmıştır Ataturk'un kurduğu Hal- kevlen, halkodalan ve Koy Enstıtulen, Turk Dıl Kurumu \e Turk Tarıh Kurumu ka- patılmıştır Bu devnm kuruluşlan, devletın en ust katlannı ele geçırenlerce yok edılmıştır Aynı kışıler, temellen bağımsızlık savaşı yıl- larında atılan ve Ataturk tarafından kunılan CHP ıle bırlıkte, otekı partılerı de hukuka aykın bıçımde ve acımasızca kapatmışlardır Olumlu adım Kapatılan sıyasal partılerın yeniden açıl- ması hıç kuşkusuz olumlu bır adımdır. Ama yeterlı değıldır CHP'nın yaşam alanına geçı- nlmesı Turk devnmcılen ve Turk solculan ıçın onemlı bır aşamadır Bunu çok ıyı değer- lendırmek gerektır Bılındığı gıbı CHP, kapatılana değın Ata- turkçuiuğu savunan bır partı olarak varlığmı surdurmuştur Ataturk denınce akla CHP, CHP denınce de Ataturk gelmıştır Ataturk'le partı böylesme bütunleşmış, böylesıne özdeş- leşmıştır Adı CHP olan bır partının Ataturk - çuluk'ten aynlması bu nedenle olanaksızdır Aynlacak olursa, artık o partının adı CHP olamaz CHP, Ataturk ılkelennı çağın gerek- lenne ve gunun koşullanna gore yenıden yo- rumlayabılır, 20O0'lı yıllann ışığında onlan yenı baştan değerlendırebılır, ama o ılkeler- den vazgeçemez Vazgeçemez, çunku Ata- turkçu duşunce, çağla bırlıkte yuruyen, ılerle- yen ve şekıllenen bır duşuncedır Devnmcılık ılkesının gereğıdır bu Ve Ataturk de XX yuzyılın başlannda XXIyuzyılı \akalayan bır devlet kurucusudur Ataturkçu duşunce Turkıye genelınde e,ge- mendır Ataturkçuler de çoğunluktadırlar Ne var kı orgutlenemedıklen ve bır araya ge- lemedıklen ıçm aanhktaymış gıbı gorunmek- tedırler Bu duşunceden İcaynaklanan partıler de gereksız bır çatışmanın ıçındedırler SHP ve DSP oteden ben bır duzlemde buluşa- madığı ıçın Ataturkçuluğu gereğı gıbı savuna- mamaktadır Bunun nedenı, duşünce ayrılık- ları değıl, kışısel çeKişmeler, kışısel kırgmlıklar, kışısel hesaplardır CHP, yeniden orgutlenme aşamasındadır Eylemlı polıtıka yapan Ataturkçulenn bır- leşmesı ıçın büyuk fırsattır bu "Sosyal de- mokrası" ve "demokratık sol" gıbı deyım aynlıklannın ortaya atılması, bahaneden baş- ka bır şey değıldır Odak noktası Ataturkçu- luk ve Ataturk ılkelen olmahdır CHP yeni- den kurulurken Ataturkçulenn bır araya gel- memesı ıçın hıçbır neden yoktur Tum koşul- lar hazırdır Bu fırsatın İcaçınlması, yanılgı- lann en bağışlanmazıdır Çıkmazdan kurtulmanın yolu Içınde bulunduğumuz çıkmazdan kurtul- mak ıçın Ataturkçuluğun gundeme getınlme- sınden başka çıkaryol yoktur Ufak tefek re- formlar, bolük porçuk değışıklıkler yeterlı de- ğıldır Bır rönesans gereklıdır O ronesans da Ataturkçu duşuncenın ıktıdar olmasıdır Bu savaşımda herkes yennı ve konumunu bılme- hdır "Ün ve onur peşınde koşmak ve sıvnl- mek" ısteyenler, mınderın dışına çıkarıl- malıdır Bu nedenlerle Ataturkçu, duşünceyı yaşatacak guçlerden bın olan CHP, 9 eylulde (bugun) toplayacağı Buyuk Kurultay'ında bu gerçekler uzennde onemle ve ozenle durmak zorundadır Ataturkçu duşunce ınsan haklannın, çağ- daş uygarlığın ve demokrasının yolunu açmıştır Ataturk'un en buyuk emelı, cumhu- nvetı demokrasıye ulaştırmak olmuştur "Durmayalım duşerız" dıyen Ataturk'tur Turkıye'de aydınlanma çağını başlatan Ata- turkçu duşuncedır Bu duşuncenın temelınde ınsan haklan ve ınsanlık ulkusu vardır Daha 1920'lerde Turk devnmcılen "ınsanın ınsaru somurmesını onlemeyı" devletın başta gelen gore\ı saymışlardtr Bunun ıçın de "emek mı- sakı mıllısı"nden söz etmışler, emeğı "kapıta- lızmın saldınsmdan kurtarmaya" çalışmış- lardır TBMM'nın yayımladığı ılk bıldırı "Halkçıhk Bıldınsf'dır Bu bıldınde şunlar yazılıdır "TBMM, halkın oteden ben karşı karşıya bulunduğu yoksulluk nedenlennı, yenı araç ve yenı orgutlerle ortadan kaldıra- rak, yenne gonenç ve mutluluk getırmeyı başlıca amacı sayar " Bugun de ışe bu noktadan başlamak gere- kır "Önce ınsan, sonra ınsan" duşuncesı eskı- meyen bır duşunce, "ınsanın mutluluğu kav- ramı değışmeyen bır kav ramdır Insanın mut- lu olması da somurunun ortadan kalkmasına bağlıdır Bu nedenle Ataturk"e donmek, gen- ye gıtmek değıl, ılenye gıtmektır Tutuculuk değıl, devnmcılıktır "Geçmışe ozlem" değıl, geleceğe yonelıştır Ve Turk ulusunun mutlu- luğu yeniden Ataturkçuluk'tedır Böylesıne bır genye donuş, 60 yıl once Ataturk'un soyle- dıklennı ve yaptıklannı yınelemek değıldır "Ataturk'un bıraktığı yerden onu daha ılen goturmektır " Devnmın başlangıç yıllannda Ataturk, "once sosyal ozgurluk" demıştır, "sıyasal oz- gurluk bunun arkasından gelecektır " XX yuzyılın son evresinde uygar dünyanın ulaştığı yer, Ataturk'un amaçladığından başka bır yer değıldır Sosyal, sıyasal ve eko- nomık özgurluktur Ekmek \e ozgurluk den- gesıdır Bugunku tartışma ortamında, Yenı Os- manhlık" ve "Osmanlı Cumhunyetı"nden soz edenlere anımsatmak ıstenz kı, eskımış ve kohnemış bır somuru duzenını, "2 Cumhun- yet" dıye adlandırmak, onu yeniden canlandır- maya calışmanın hıçbır anlamı ve yararı yoktur ARADABIR RECEP BtLGİNER TüPkiye'de Neler Oluyop? Aslında 'Turkıye de neler oluyor' sorusu yerıne Tur- kıye yeneleryapılmakıstenıyor' dıyesormak yanıtınıda ona gore aramakgerekır Değışıkkampların ınsanları de- ğışık gerekçelerle, aynı amaca yonelmışlerdır Kımılerı ıçerıden, kımılerı de dışarıdan Cumhurıyet ten once, cum- hurıyetten sonra, dışarıdakılerın kım oldukları, neler yap- mak ıstedıklerı bılınıyor Bızım gıbı kalkınmakta olan bır ulkede, yonetıcı ve so- murucu kadrolar ıçın galıba en kolay sonuç alma yontemı budeğeryargılarınıtersıneçevırmeyontemıdır llkbaşlar- da, sınsıce uygulanan bu yontem zamanla yaşam bıçımı- ne donuşturuldu Hem de çağdaşlaşma refah toplumu ya- ratma yutturmacası ıle 1 Son aylarda, bu yutturmalara bır yenısı daha eklendı "Artık, bırıncı cumhurıyet eskıdı, zaten temelınde dıktator- lük var, ıkıncı bır cumhurıyet kurmaya gerek var dıye Bu- nun temelınde, fıkır jımnastığı yapmak ya da artık tabuları yıkarak çağdaşlaşmak amacmın yattığını sanmıyorum Çunku, cumhurıyete yenı bır numara vermeden de bunlar yapılabılır ve yapılıyor da Kımılerının, ıyı nıyetle de olsa, çeşıtlı kampların bu dü- şunceyı hemen benımsemelerının gerısınde cumhurıyet- le bırlıkte kazanılmış hakların cumhurıyetle bırlıkte getırı- len çağdaşlaşma atılımlarının yok sayılması duşuncesı yatmıyor mu' Bır kaç ornek vereyım Geçenlerde, Buyuk Mıllet Meclısı nde bır mılletvekılı ıle tanıştım Lozan Antlaşması nın gızlı tutanaklarının peşın- deydı Ona gore bu tutanaklarda vatanın nasıl ve ne karşı lığı Batılılara-yanıHırıstıyanlara-satıldığınınkanıtları var Ama, bu tutanaklar bugune kadar mılletten sak- lanmıştı "Cumhurıyetın kurucuları, başta Mustafa Kemal ve Ino- nu, barışyapıyoruzdıye Batılılarla haınce, anlaşmışlardı Saltanatın lağvı ve Halıfelığın kaldırılması, mılletten sakla- nan bu antlaşmaya dayanıyordu Oysa saltanat ve Halıfelığın ıhyası ıle şerıatın gerı getı- rılmesının peşınde olan partının bu mılletvekılıne gore bu- tun kotuluklerın altında halıfelığın kaldırılması yatıyordu Batılılar -yanı Hırıstıyanlar- cumhurıyetın kurucularını oyuna getırmışlerdı Daha açıkçası, kımı bılerek, kımı bıl- meyerek Musluman Turk mılletıne ıhanet etmışlerdı Bu nedenle, Lozan Barış Antlaşması, butun sonuçları ıle orta- dan kalkmalıydı "Hınstıyanlann Roma'da papalan vardı Bızım de butun Muslumanları hukmu altında tutacak bır halıfemız nıçın ol- masındı Tabıı şenat duzenımızde " O mılletvekılıne gore kotuluklerın bır başka kaynağı da Arap alfabesını atıp yerıne Latın alfabesının kabul edılme- sıydı Boylecemılletıngeçmışle bağları koparılmıştı Kur- tuluş çaresı cumhurıyetın ve onun getırdığı yenılıklerle bağımsızlık belgesı olan Lozan Antlaşması'nın yok sayıl- masındaydı öte yandan, Mıllı Mısak sınırlan ıçındekı Turk vatanının bolunmezlığı de Lozan Antlaşması ıle ımzacı devletlerce onaylanmıstı Bundan gerı donemezlerdı Ama el altında, kımı etnık grupları, Kurtlerı ve Ermenılerı kışkırtabılırlerdı Kıştırtıyorlar da Cumhurıyetın, demokrasıyı engelledığı, çağdaş duşun- ce ozgurluğunu yerleştıremedığı savlarına karşı çeşıtlı dergı ve gazeteler, açıkça, ulke topraklarında bır Kurt dev- letı kurulması gerektığını yazıyorlar ' Lozan paçavrası yırtılıp yok sayılmadıkça Kurtler ve Kurdıstan ozgurluğu- ne kavuşamaz dıyorlardı Çağdaşlık, buyulu bır sozcuk nıtelığıne burundu Bır du- şunceyı, bır savı çağdaşlık" markası ıle ortaya atarsanız, sıze kımse karşı çıkamazi Cıkan olursa, tutucu resmı tarıh dalkavuğu sayılırsınız Hele, Ataturk cumhurıyetını savu- nursanız, demokrasıye karşı çıkmış olursunuz Çunku, cumhurıyet-Onlara gore 1 cumhurıyettır adı-tek partı dık- tasına dayanan -asker, sıvıl, burokrat ağırlıklı- bır duzen- dır Ama, cumhurıyete ıkı numara verırsenız, once tabular yıkılır 1 cumhurıyet şımdı sadece elestırılıyor o zaman cumhurıyet de kurucuları da yargılanır' Gıdışat o yonde Bır zamanlar Ataturk ılkelennı bayrak yapıp genclerı so- kağa dokenler, onlan kurşunlara hapıslere, ıdam sehpa- larına surukleyenler, şımdı yon ve ağız değıştırdıler Bır çeşıt parmak ızlerını yok etme cabası mı bu' Cumhurıyetın getırdıklerı getırmedıklen tartısılabılır, tartışılmalı da De- mokrasının kurulup yerleşmesınde geç kalındıysa, bunun gunahı, cumhurıyette ve kadrosunda mı' Aydınlarımızın, yazar çızerlerın, bılım adamlarının hele halkımızın hıç mı payı yok Geletım, bırıncı cumhurıyetın kaldırılıp yerıne ıkıncs cumhurıyetın kurulmasına Pekı kım karar verecek buna 7 Ikıncı cumhurıyetı kımler, nasıl kuracak9 Demokratık bır yolla mı kurulacak ıkıncı cumhurıyet yoksa tepeden ın- mecı, demokrası dışı guçler tarafından mı' Bu tur duşun- celerı gundeme getırmek sahıplerını ılgı odağı yapabılır Sansasyondur ama uygulama değerı yoktur TARTIŞMA Yuzbaşı Şeref Guzel îzmır'ın kurtuluşunu kutladığımız 9 Eylül gününde. Kurtuluş Savaşrnın onurlu komutanı Yüzbaşı Şerefı bır kez daha saygıyla ve mınnetle anıyorum. Yaşıtlanmın bırçoğu gıbı benım de Yorgun Savaşcılar" kuşağından tanı- dıklanm, bıldıklenm oldu Bundan otuz- beş. kırk yıl once, >aşamlannın wn do- nemlennı sessız-sedasız surduren ılgınç ınsanlardı bunlar Zamanın gorgü kuralla- nna gore yanlannda fazla konuşulmazdı, onlar konuştuklan zaman da saygı ıle dın- lenırdı Eğıtımlen, bılgı duzeylen, kulturle- n ve dunya goruşlen farklı olabılırdı, ama hepsmın yaşamında çok onemlı ıkı ortak yan vardı Bınncısı korkunç acılar ve yok- luklar ıçınde yıllar yılı cepheden cepheye koşarak sureklı savaşmış olmakü Ikıncı orlaklık ıse uğruna onca savaştıklan ımpa- ratorluğun aaklı bauşma tanık olduktan sonra. nıhavet kazanarak yenı bır devletın kuruluşunda pay sahıbı olmanın mutlulu- ğunu tatmaktı "Yuzbaşı Şerer de ışte bu yorgun savaş- cılar kuşağındandır Yaşam öykusü o ku- şaktan olan askerlenn çoğunun bırbırlen- ne benzeyen oykulen gıbıdır, 1909 yılında teğmen rutbesıyJe orduya gınş ve hemen ardından kendını ötekı yaşıtlan gıbı bıtmez tukenmez bır savaş seruvenırun ıçınde bul- ma 1912de Çatalca cephesınde, 1913'te Gelıbolu'da, 1915'de Çanakkale'de Sed- dulbahır'de ve Kırte'de. 1916'da Dob- ruca'da, 1917'de Bırüsselı'de, 1918de Trablusgarp'de çeşıtlı muharebelere katıl- ma Tukenmış bır ımparatorluğu çokerten bu savaşlarda, umutsuzca ama onurla ya- pılan gorevlenn ardından, Yüzbaşı Şeref, bırçok yaşıtı gıbı 1921 yılından ıübaren uiusal kurtuluş savaşma katılarak askerlık gorevını surdurmuştur Sakarya, Doğer, Kula ve Derekoy muharebelennde yıne bırhğının başındadır ve durmadan savaş- maktadır Nıhayct Kurtuluş Savaşfnm son evresı olan "Büyuk Taarruz"a sıra gel- mıştır Taarruz başladığında Şeref Bey, Akdenız'e doğru akan ordı-lannuan on safında, suvan kolordusuna bağjı alayın boluklennden bınne komuta etmektedır 9 E}lul 1922 sabahı gun ağanrken İzmır'e doğru akan bırlığın o gunku oykusunu ko- lordu komutanının ağzından dınleyelım "Alayın önunde Yuzbaşı Şerafettın ko- mutasında ıkı boluk gıdıyor Sokaklardan gecerken evlerden toplu suvanlenn bır atc- şe uğramaması ıçın sekız er, ellennde tufek, yaya olarak en onde yuruyorlar Halkapı- nar köprusunü gecıp Tuzakoğlu fabnkası- na yaklaşınca, fabnka percelennden anı bır ateşe uğruyorlar İçlennden dördu yer- lere senlıyor Sonra Şeref anlatıyor "Bu yavrucaklann mubarek cesetlen önumuz- de bırer ok gıbı başlan İzmır'e doğru yatı- yor ve sankı bıze, durmaym ılerleyın dıyor- du' Pasaport yanından geçerken bır manga Ingılız denız asken tarafından se- lamlanan oncü boluklen az ılende, sıvıl bır şahsın attığı el bombasıyla karşılaşıyor, Yuzbaşı Şeref le bırkaç er hafifçe yaralanı- yorlar, fakat aldınş etmeyerek soluğu hü- kumet kapılannda alıyorlar Duşmanlar hükümeü kapamış ve kaçmışlar, bır odaa kadın kapılan açıyor Şeref bırkaç erle he- men balkona çıkıyor Şanlı sancağımızı operek dıreğe çekıyor ve selamlıyor San- cak yuksebrken ak yıldızımızın bır kısmına yuzündekı yaranm karurun bulaştığını go- ruyor ve bu saadete ermekten taşan heye- canını gozlennden boşaltıyor Hıçkınklan- nı tutamıyor, bır an once kendını topluyor, yanındakılere Arkadaşlar, \azıfemız bıt- memıştır Mıllet bızden daha çok şeyler beküyor' dıyerek aşağıya mı>or Bu defa da oraya toplanan Izmırlılenn coşkun al- kışlan arasında kucaklanıyor, opuluyor, öpulüyorlar " (C Altay, İsüklal Harbımız- de Suvan Kolordusu, 1949, s 65) Bu coşkulu gunun ustunden bırkaç gun geçtıkten sonra basındf yer alan bır haber var "Gazı'ı a'zam Mustafa Kemal Paşa Hazretlen, Yüzbaşı Şerafettın Bey'e cuma namazından sonra merasımı mahsusa ıle murassa bır kılınç talık etmıştır Dun ak- şam vunıd eden malumata nazaran İzmır'e ılk dahıl olan muzaffer suvan kıtalanmız- dan bınsının kumandanı bulunan suvan bölük yuzbaşısı Şerafettın Bey e. izmır'e Yabancı Dilde Sınav! Yabancı dıl bızleri, anadılimizde sorulan sorulan anlayamayacak kadar egemenlığı altına alıyorsa, işte orada durmak gerekıyor. Kısa bır zaman once gazetenızde oku- duğum "uruversıte sınavlannın ya- bana dılde de yapılmasmı oneren yazı" benı öylesıne uzdü kı, bu yaaya sessızce ıçımden yanıt \ermek yetersız geldı Ken- dımı, bu yazıyı "yalnızca çocuklannın geleceğını duşunen bır annenın onensı olarak" duşunmeye zorladıysam da ba- şaramadım Çunkü toplumun her kesı- mınde, anadılımıze karşı gınşılen dıkkat- sız ve ozensız tutumun boyutlan, gormez- den gelınemeyecek kadar buyuyor Devletın en ust kademelennden başlayıp büyüyen bır salgın, tıpkı Turk Lırası gıbı, Turkçenın de geçerlılığın] tehdıt edıa bo- yutlara ulaşmış durumda Bırbınmızı anlayamaz. derdımızı anlatamaz, karşı- mızdakıne ulaşamaz hale geldık Gazete sutunlan, yetersız ve yeteneksız kışıler ta- rafından hazırlarup sunulan TV prog- ramlan, yabancı dıl göstensı hahne dö- nuşmuş konferanslar, dersler. Meclıs goruşmelen, sohbetler, yabana kokenlı sozcuklenn ıstılası altında Bız hangı dılı konuşuyoruz9 Ne konuşuyoruz9 Neden "Turkçe" konuşan ınsanlar uzaydan gel- mış gıbı kaldılar9 Neden boyle yapmak zorunluluğu duyuyoruz 9 Gerçekten bı- len var mı7 Yabancı dıllere "evet" Dünya ıle ozel- lıkle gehşen ve ureten dunya ıle bağlan- mızın kopmaması, bızım ürettıklenmızın onlara daha kolay ulaşması ıçın "evet''" Ama o yabancı dıl bızlen, anadılimizde sorulan sorulan anlayamayacak kadar egemenlığı altına alıyorsa, ışte orada durmak gerekıyor Üstelık bu yıl yaban- cı dılle eğıtım yaparTökullann görece ba- şansızlığı, -daha oncekı yıllarda da sma- vın Turkçe yapıldığı duşunulurse- artık devlet lıselennın de üst duzey eğıtım ven- yor olmalanna bağlanamaz mı'' Kaldı kı boyle bır sorun yabana dılle eğıtım veren tlk gıren zabıtınıze venlecek kılınç dunku cuma namazından sonra resmep talık edıl- mış ve bu munasebetle Mustafa Kemal Paşa Hazretlen Izmır'e gelerek merasımı mezküreyı bızzat ıdare ve ıfa buyurmuşlar- dır " (İlen Gazetesı 16 Eylul 1922) Haberde sozu edılen "kılınç". Buhara Muslumanlan tarafından, İzmır'e ılk gıren Turk subayına venlmek uzere armağan edılen kılıçtır Yuzbaşı Şerafettın Efendı "mecruhıyetıne ehemnuyet vermeksızın va- zıfesıne devamla Türk ordusunun ılk Iz- mır'e dahıl olan zabıtı" olduğu ıçın bu kı- lıç kendısıne venlmektedır Yüzbaşı Şerefın yaşam öyküsünun bun- dan sonrakj bölumu. kendı kuşağından gelen otekı savaşcılann çoğunun oykulen gıbıdır Cumhunyet ordusunun çeşjtlı ka- demelennde ve sınır boyundan, bozkınn ortasına kadar yurdun her yöresınde teva- zu ıle yapılan askerlık hızmetı, türlu zah- met ve meşakkatle gecmış yıllann yıprattı- ğı bedenle albay rütbesınden erken emeklı- lık ve yatağa düşmc Savaş sırasında aldığı yaralann olumsuz etkılen tekrar be- lınneye başlayan Şerafettın Izmır'ın (ken- dısıne Izmır'ın kurtuluşundakı hızmetı dolayısıyla Izmır so>adı venlmıştır) sağlık durumu 1940'larda tekrar kötuleşmeje başlamıştır Bu arada, değer bılır Izmır ba- sınında, •"Izmır, Sancaktannı Aramalıdır" başbğı ıle bır yazı yayımlanır Şeref Bey bu ılgıden çok duygulanır Kendısını zıyarete gelenlere 'Sağolsunlar layık olmadığım bu ılgı bana >aşama gucu verdı" der İz- mır'ın kurtuluşundakı hızmetlennı anlat- masını ısteyen bır gazetecıye de. "Benım yaptığım bır vaıan ve askerlık vaafesınden ıbarettır" yanıtını venr 1944*ten ıübaren gıtgıdeartan rahatsızlığı onu yatağa tutsak etmış ve hareketsız bırakmıştır Eşının va- kıtsız olumu ıle busbutun sarsılmış olarak yaşam yazgısının sonunu bekler 1951 yılı- nın kasım ayının 6 gunu, Kurtuluş Savaşı- mızın bu alcakgonullu kahramanı, Tann'- nın rahmetıne kavuşur Guzel Izmır'ın kurtuluşunu kutladığı- mız 9 Eylul gununde, Kurtuluş Savaşı'nın onurlu komutanı Yüzbaşı Şerefı bır kez daha saygıyla ve mınnetle anıyorum AYDIN AYBAY okullar tarafından, kavramlann Turkçe karşılıklannın venlmesı yoluyla kolayca çözulebıbr Aslında onenlecek olan, bu sınavın, Turkçeyı okuyabılen ve anlaya- bılenlere açık olmasıdır Bıbndığı gıbı, bınlerce kışının çeşıtlı sınavlanna baş- vurduğu gelışmış ülkeler, oncelıkle "dıl sınavlannın" geçıhnış olması koşulunu aramaktadırlar Okurunuzun, yuz bmlerce gencecık ın- sanın yann umudu olan bu sınav da "bü- yuk bır haksızhk olduğu" duşuncesıne ben de katıhyorum Ancak bu haksızbk, yabancı dılle eğıtım veren bse mezunlan- nı Turkçe bır sınav ıle seçıme tabı tutmak değıl, bır tek test sorusu çozmeden, branş dışı oğretmenlerle eğıüîmeye çalışılan, onemlı derslenn büyuk çoğunluğu yıllar- ca boş gecmış, kıtap, kurs ya da deneme sınavı gıbı destekleyıcı her turlu olanak- tan yoksun oğrencılenn de ne yazık kı tek şanslannın bu sınav olmasıdır Dr.MEHTAPPASİN Ankara Ümversıtesı Tıp Fakultesı PENCERE BURSA-YENtŞEHfR ASLİYE HUKLK HÂKIMLİĞİ'NDEN Sayı 1989 393 Davacı Mustafa Atav tarafından, davalı Ramazan Yıldız ve dahılı da- valılar Halıl ve Ibrahım Orhan ıle Hasan Karadenız aleyhıne açılan menı mudahale davaiinda venlen ara karar uyannea, Adresı tespıt edılemejen Hasan Karadenız ın duruşmanın atılı bu- lundugu 19 II 1992 gunu saat 09 40 ta mahkemenuzde bızzat hazır bulunması veva kehdmı bır vekılle temsıl etürmesı mazeretsız olarak gelmemesı halınde vargılamanın yoklugunda vapılıp bmnlecegı ve ka rar venlecegı Teblıgat Kanunu nun 28 29 30 ve 31 maddelen uyann- uı dava dılekçesı yenne ılan olunur 16 7 1992 Basın 49970 HEP ^DOURK'UN YANINDA SaJih Bozok-Cemil S. Bozok 10 000 lıra (KDV ıçınde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaloglu-lstanbul Ödemelı gonderiln Yumuşak Karında Dış Gebelik... Akhılleus, unlu ozan Homeros'un ilyada destanında bı- rıncıl kahramandır Anası yaralara karşı bağışıklık kazan- sın dıye oğlunu bır topiiğundan tutarak Styks ırmağına daldırmış Akhılleus un yaralanacağı tek yer, topuğu kal- mış O gunden bu yana savaşta, kavgada, savaşımda, rekabette hasmın en zayıf yerı aranırken yınelenen bıroz- deyışe donuşmuştur - Akhılleus un topuğu Yumuşak karın deyımını de buna ekleyebılırız Kımı hayvanın sırtı pek ve korunaklı, karnı yumuşak ve koruma- sızdır Soğuk savaş donemınde çok soylenırdı - Sovyetler ın yumuşak karnı Turkıye 'dır " Ya Turkıye nın yumuşak karnı' - Kıbrıs' Polıtıkada hep hasmın yumuşak karnı ya da en zayıf yerı olan topuğuna nışan alınır • Demırel ıleÖzal Bın Başbakan otekı Cumhurbaşkanı; ama, aralarında bırçatışma var Nereden doğuyor bu çatışma' 12 Eylul, Suleyman Bey'ı başbakanlıktan duşururken özal, Demırel'ın musteşarıy- dı, aralarındakı ılışkı sıcaktı, Turgut Suleyman Bey'e 'ağa- bey dıyordu ama ıçınde demek kı bır bırıkım varmış, fır- sat bu fırsat deyıp darbeden sonra askerı yonetımle ışbırlı- ğınegırdı Ağabeyıne ıhanet ettı Olur boyle vakalar özal askerı yonetım donemınde yukseldı, ışbırlıkçılık yaparak sıyasal ıktıdarı elıne geçırdı, Suleyman Bey, 12 Eylul e karşı savaşımını yuruttu buyuk bır sabırla ve şaşı- lası bır dırençle, 'yasaklıpolıtıkacı'ıken bıle muhalefetının dokusunu ordu Yeniden başbakan oldu Ne var kı Suleyman Bey ıktıdara geçmeden once özal, parlamentodakı tabansız ANAP çoğunluğuna dayanarak Koşk e aktarma yapmıştı, Başbakan Demırel, Çankaya'- da 'hasım bır Cumhurbaşkanı buldu, Turkıye Cumhurıyeti tarıhınde ılk kez garıp bır tablo oluştu Başbakan Suleyman Demırel, ıktıdarın başı Cumhurbaşkanı anamuhalefetın başı • Sayın Özal Koşk e tırmanışından bu yana anayasa çer- çevesıne sığamıyor, Suleyman Bey e karşı duygularına dızgın vuramıyor, gun geçtıkçe sorunsallaşıyor, daha ge- çen gun Çankaya da Saddam ı devırme zırvesı duzenle- dı, ANAP ta Genel Başkan Yılmaz a açtığı savaş cabası Ne yapmak ıstıyor özal' '1 koyup 20 almak tutkusu suruyor Koşk'ten Beyaz Sa- ray'a gıden telgrafın tellerıne kuşlar konmuş' Yenı dunya duzenı nde vızyon sahıbı' olmak ne demek' Bır kez 'Kurt kartını kullanacaksın sonra Kıbrıs ta Vaşıngton'un ıstedı- ğı gıbı çozume eyvallah dıyeceksın, ayrıca Irak polıtıkasını da 36 ncı ve 32 ncı enlemlere oturtup, Ortadoğu da Ame- rıka nın planlamasına tıpatıp uygun bır sıyasetın yeşıl ışı- ğını Çankaya dan yakacaksın Dunya oyle bır donemde kı dışarıdan 'Buyuk Patron'un tam desteğını aldın mı, ıçerı- dekı gucun artar Ama anayasaymış hukuk devletıymış, Cumhurbaşkanı sorumsuzmuş tarafsız olmak zorundaymış Haydı canım sen de> •> Özal, muhalefet lıderı olarak Çankaya'ya yerleşmış, î$T-' f< nı Koşk'ten yurutuyor • Suleyman Bey ne duşunuyor? Koalısyon hukumetının 'yumuşak karnı' ya da 'topuğu' SHP değıl mıdır' Ya SHP nın yumuşak karnı' Ya da topuğu' O da bellı" CHP'nın açılışında SHP nın ıçındekı bır hızıp tarıhsel partıyı ele geçırdı mı yar bana bır eğlencet 'Bu- yuk vızyon sahıplerı bır kabıne buhranı yaratabılırlerse, Koşk te duğun bayram Ilgınç bır donem yaşıyor Turkıye, cumhurıyet tarıhınde boylesı gorulmedı Muhalefetın anası Koşk'te Baba, ıktıdarda' PARLAMENTONUN BOYUTLARI Rahmi Kumaş Odemdı gonderilmez. KONGRE İLANI Turkıye Den-lş Sendıkası'run 24 Olağan Genel Kurulu, 3-4 Ekım 1992 cumartesı ve pazar gurüen saat 10.00-17.00 arasında, aşağıdakı gundem dahılınde Cağaloğlu/İstanbul, Turkocağı Cad. No:l Kat^ adresındekı Burhan Felek Kon- ferans Salonu'nda, çoğunluğun sağlanamaması halinde ise genel kurul; 10-11 Ekim 1992 cumartesı ve pazar gunleri 10.00-17.00 arasında aynı adreste toplanacaktır 2821 sayılı Sendıkalar Kanunu, sendıkanuz ana tuzüğu ve genel kurul ve seçım yonetmebğıne göre ılan olunur. TÜRKİYE DERÎ-İŞ SENDİKASI GENEL YONETİMKURULU GÜNDEM: 1. Yoklama ve açılış, 2. Divan seçimi, 3. Saygı duruşu, 4. Konukların tanıtım ve konuşmaları, 5. Komısyonların seçimi, a) Hesap tetkık ve tahmını butçe komısyonu, b) Tuzuk tadıl komisyonu, 6. Raporlann okunması ve muzakeresi, a) Çalışma raponınun okunması ve muzakeresi, b) Malı raporun okunması ve muzakeresi c) Denetım kurulu raponınun okunması ve muzakeresi d) Disiplın kurulu raponınun okunması ve muzakeresi 7. Yönetıcılenn eleştırılere yanıtı ve kurullann ibrası, 8. Tuzuk tadıl komısyonunun raponınun okunması ve muzakeresi, 9 Tahminı butçe ve hesap tetkik komısyonunun okunması ve muzakeresi, 10. Seçünler; a) Genel Başkan, b) Genel Başkan Yardımcısı, c) Genel Sekreter, d) Genel Teşkılatlandırma ve Eğıtım Sekreten, e) Genel Mali Sekreter, 0 Yönetım Kurulu, g) Denetım Kurulu, h) Disiplın Kurulu, ı) Turk-lş Delegelen, 11. Kapanış.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle