26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8EYLÜL1992SAU OLAYLAR VE GORUŞLER HukukAhlalanOnünde Gider Ilen toplumlarda, başta ölum cezasının kaldınlması olmak uzerecezalann genel olarak azaltılması ve gerek sorgulama gerekse ınfaz aşamalannda zanlı ve suçlulara ınsanca davramlmasının bır temel ılke olarak kabul edilmesı, o toplumlarda suçlulara karşı acıma duygusunun gıttıkçe güçlenmış olrnasından değıl, hukukun amaçlarına hukuk-dışı yollardan vanlmasının olanaksız olduğunun anlaşılmasındandır VEHBİ HACIKADİROĞLU Bır yandan 12 Eylul rejımının ızlennı sılmek bır yandan da uluslararası duzeydekı anlaş- malanmıza uymak zorunda oluşumuzun, ya- salanmızda bır reformu zorunlu kıldığmı ka- bul etmeyen yok gıbıdır Reform çalışmalan çeşıtJı nedenlerie suruncemede bırakılmış olsa bıle bunun er ya da geç bır sonuca ulaşacağı duşunulebılır Fakat bu reformlann bır an once gerçekleşmesı kadar, hatta daha da önemlı olan reformlarda hangı ılkelere uvula- cağıdır Sayın Halıt Çelenk 21 temmuz tanhlı Cumhunyet'te çıkan yaasında bu konuyu ele almakta ve Sayın Profesor Faruk Erem'ın an- latımından da yararlanarak yasalann da bır anayasasının bulunduğunu, bunun da ınsan haklan ve ahlak kurallan olduğunu, bu hak ve kurallara aykın bır yasanın toplumun ah- lak duygulannı yaralayıp ınsanlan tedırgın edeceğını ve devlete olan güvenı sarsacağını belırtmektedır Gerçek bır hukuk devletıne kavuşabılme- mız ıçın kendı alanlannda en buyuk çabayı gosteren bu ıkı değerlı hukukçumuzun ozle- dıklen yasalann çağdaş hukuk anlayışının ge- rektırdığı yasalar olduğundan hıç kuşku duy- madığımı hemen belırtmehyım Ustelık Batıb hukuk bılgınlennın buyuk bolumunun yasa- lann ınsan haklan ve ahlak kurallanna gore duzenlenmesı gerektığını savunacaklannı da kabul edıyorum Ancak, ılk bakışta çok ınandıncı gorunen "ınsan haklan" ve "ahlak kurallan" gerekçesının doğal hukukun dog- matık ılkelenne bağlılıklan yüzünden nasıl tehlıkelı yorumlara açık olduğunun da unutulmaması gerekır Hukuk bılımının gelışmelenne koşut olarak kendı hukuk normlannı değıştıren ılen top- lumlarda bu değışıkhklenn gerekçesı olarak yenı kurallann bıhmsellık ve gerçekçılığmden soz edecek yerde bır takım ahlaksal nedenler ılen surerek yenıhklen kabul ettırmekte belkı daha kolay başanya ulaşılabıbr Fakat gen kalmış bır toplum olarak, onumüzde, onlann yerleşmış ve denenmış kurallan bulunduğuna gore bunlardan yararlanarak toplumumuzu doğal hukuk çıkmazından kurtarmaya çalış- mamız gerektığını sanıyorum Dınamjk bılımsel venler yenne statık ahlak kurallanna yönelen doğal hukuk, bılgı duzeyı duşuk olan toplumlar ıçın gerçekten bır çıkmazdır Cezayı bır caydırma araa değıl de suçun bedelı olarak goren bu hukuka gore bır suçun cezasız kalmasının kotuluğuyle bır suç- suzun cezalandınlmasının kotuluğu bırbınne eşıttır Öyle kı doğal hukukun unlü temsılcısı Immanuel Kant, bır toplumun hemen dagı- lmak uzere olması durumunda bıle, önce suç- lulann cezalandınhp toplumun sonra dağı- Iması gerektığını one surer Ahlakı yasalar düzeltir Cezalandırma boylesme vazgeçılmez bır odev olarak gorulunce suçlunun bulunup or- taya çıkanlması ıçın dûşunulebılecek her yola başvurmak, ahlaksal bır zorunluluk bıçımını alır Tanhın her donemınde sorgulama sıra- sında yapılan ınsanlık dışı uygulamalann hepsı gerçekte bır boş ınançlar yığınından başka bır şey olmayan ahlak kurallan adına yapılmıştır Bu gun de toplumumuzu bır turlu kurtaramadığımız ışkenceler, kıyıcılıklar ve adaletsızlıkler yasa koyuculann ve uygu- layıcılann toplumsal vıcdanını gözardı etme- lennden değıl, çağdaş hukukun gereklennı bılmemelennden kaynaklanmaktadır Yalnızca pışmanlık yasasının ışletılmesının değıl, bundan çok daha us dışı uygulamalann, zulumlenn ve ışkencelenn de bunlarla döğru- dan karşılaşanlar bır yana bırakılırsa, toplu- mun ahlak duygulannı yaralamadığını, ın- sanlan tedırgın edıp devlete guvenı sars- madığını kabul etmek zorundayız Toplumun adaletsızlıklerden tedırgın olabılmesı ıçın once uzun yıllar adaleüı bıçımde yonetılıp adaletın ne olduğunu oğrenmesı gerekır Ya- salan ahlak değıl ahlakı yasalar duzeltır Nıtekım İçışlen Bakanı'na, pışmanlık yasa- sıru uygulamarun halkın vıcdanını ıncıteceğını soyledığımız zaman, "Benım vıcdanımı ıncet- meyen uygulama halkın vıcdanını nıçın ıncıt- sın7 " dıyebılır İşkencecılere ışkence konusun- da aynı şeyı soyledığımızzaman da "İşkence- ye karar veren benım, fakat uygulayanlar sı- zın sözunu ettığıruz halkın ıçınden gelışıguzel seçılmış gorevlılerdır BunJan ozel olarak ış- kenceye yatkın kımselerden seçmedığımız gıbı hıçbınnı de ışkence yapmada yetennce kıyıcı davranmadığı ıçın cezaiandırmamıza gerek kalmıyor" yanıtını alabılınz Gerçekte gen kalmış toplumlarda, ozelhkle kıtlesel suçlann, tumuyle bılgısızlıkten kay- naklandığı soylenebılır Eylem yoluyla top- lumsal duzenı değıştırmeye çalışan gençler, eylemlennde bır rastlantı sonucu başanya ulaşsalar bıle, yalnızca başlangıç donemı ıçın kurmak zorunda olduklan baskı rejımının, baskılannı gıttıkçe artırmak zorunda kalaca- ğını ve bunun rejım yıkılıncaya dek süreceğını gorebılseler kendılennı boş yere olume atarlar mıydı9 Aynlıkçı eylemcıler de kurtarmak ıstedıkle- n ınsanlan oldüre öldure bır sonuca vara- bılseler bıle kuracaklan devletın şımdıkınden çok daha ılkel, çok daha baskıcı olacağını go- rebılseler boylesıne aamasız eylemlere gınşı- ler mıydı? FaJcat bu suçlar hangı nedenlerden doğarsa doğsun, toplumu dehşet ıçınde bırakan bu ın- sanlara karşı alınacak her turlu önlemlen ve onlara venlecek en ajpr cezalan halk vıcdanı kolayca kabul eder Işte hukuk bılgısı bu tur onlemlenn suçlan azaltmayacağını gosterme- ye yarar Gerçekten, konuya bılımsel bır yaklaşım cezalann yalnızca caydıncı nıtelıkte olması gerektığını, ancak cezalann ağırlaştınlmasıy- la suçlann otomatık olarak azalacağmı du- şunmenın de temelden vanlış olduğunu he- men gosterecektır Hukuk tanhı ıçındekı sayısız orneklen bır yana bıraksak bıle, gunu- muz olaylan da bu goruşu desteklemektedır Yalnızca ağır cezalann değıl, olum korkusu- nun bıle suçlan onlemeye, hatta azaltmaya yetmedığıne, çatışmalarda ölen bu kadar ey- lemaye karşın her gun yenılennın ortaya çıkışından daha açık bır kanıt bulunabılır mı° Cezalann arttınlmasının suçlan otomatık olarak azaltmadığı bır kez açıkça gorulebılse, cezalan gereksız yere arttırmanın ters tepkı yapacagını gormek de kolaylaşırdı O zaman artık suçlulan kesınbkle bulup cezalandırmak ıçın başvurulan ınsanlık dışı onlemlenn de hu- kum gıyenlere uygulanan ve yasalann verdığı cezalan çok aşan baskılann da suç ışlemeye yönelık ınsanlan her turlu ahlak ve mantık sı- nırlamalannın dışına ıtmesıyle suçlann bus- butun artacağını gormek zor olmazdı Kısaca, ılen toplumlarda, başta olum ceza- sının kaldınlması olmak uzere cezalann genel olarak azaltılması ve gerek sorgulama gerekse ınfaz aşamalannda zanlı ve suçlulara ınsanca davranılmasının bır temel ılke olarak kabul edilmesı, o toplumlarda suçlulara karşı acıma duygusunun gıttıkçe guçfenmış olmasından değıl, hukukun amaçlanna hukuk dışı yollar- dan vanlmasının olanaksız olduğunun anla- şılmasındandır Bu durumda, hukukçulanmız ıçın de gerek yasa koyuculan gerekse uygulayıcılan hukuk alanına çekebılmenın en etkılı yolu, onlann hak, adalet ve denkserlık duygulanna başvur- mak değıl, doğrudan doğruya onlann bılgısı- nı artürmaya çalışmak olabılır Boylece, hukukun ınsanhk dışı yollarla sağlanamaya- cağını oğrenen yönetıcıler ıçın suçlan dolayh yoîdan azaltmaya yarayacak olan toplumsal ve ekonomık onlemler konusunu kavra- manın da çok kolaylaşmış olacağı duşunule- bıhr ARADABIR KEMAL ANADOL Hukukçu, Eski Parlamenter Çevre Sorunları ve Yeni Değer Yargıları Yaşlı gezegenımız sıkıntı ıçınde Üstunde hızla çoğalan ınsanlan ve sorunlarını taşıyamıyor Bınlerce yıl onlann karnını doyuran bereketlı topraklar kuruyor, çoraklaşıyor Denızler kırlenıyor, sular zehırlenıyor insaniarın doğaya egemen olma tutkusu, sonunda dunyayı ısyan ettırdı Ozon tabakası delınıyor, ıklımler değışıyor, kısaca, kıya- metın ayak seslerı duyuluyor Yaklaşan tehlıke ınsanlığı uyardı v© harekete geçırdı Uluslararası toplantılar sozleşmeler, antlaşmalar bırbırı- nı ızlıyor Bunları çozurnlemek ıçın Stockholm ve Bergen bıldırgelerı, Sofya Çevre Koruma Konferansı, Barselona Sözleşmesı, Parıs Şartı son olarak da Rıo'da uluslararası belgeler ımzalanıyor. Bu sozleşmelerdekı yukumluluklere uyulmasını denetleyen, çevrenın durumunu, potansıyel tehlıkelerı saptayan, uyarı ve bılgı alışverışını sağlayan Avrupa Çevre Orgutu (EEA) Bırleşmış Mılletler Çevre Programı (UNEP) gıbı orgutler kuruluyor Uluslararası belgeler bunlara ımza koyan ulkelerın ıç hukuklarını da etkılıyor Dunyada ve ulkemızde yenı bır "Çevre Hukuku' oluşuyor Artık "Çevre Hakkı", "Insan Haklan" kapsamındadır ve onunla butunleşmıştır Nasıl dünyada ve ulkemızde yenı bır "çevre hukuku" oluşuyorsa, "çevre ahlakı" da yenı bır değer yargısı olarak toplumdakı yerını almaktadır Insanlar hem kendılerıne hem de gelecek kuşaklara karşı ışlenen çevre suçlan "nı ayıplamakta kınamakta bu tur eylemlere karşı toplumsal yaptırım oluşturmaktadır Kamuoyundakı çevre bılıncı ve toplum vıcdanınayerleşen 'çevre duyarlılığı sonucunda ortaya çıkan "çevre ahlakı" doğal olarak başka değer yargılarını da etkılemekte, onları değışıme uğratmaktadır Ekonomı bunların başında gelıyor Artık bır yatırımdan once salt ktşı başma duşen çelık ya da elektrığın ne kadar artacağı, ulusal gelırın çoğalmasına ne kadar katkı sağla- yacağı duşunulmuyor Çelık ya da elektrık uretecek sınaı kuruluşun denıze, toprağa, bıtkı ortusune, hayvanlara, ın- san sağlığına yapacağı etkıler sağlayacağı yararı sapta- yan ekonomık olçutler arasına gırıyor Uretım sonucu top- luma sağlanacak yararla doğaya, tarıma, turızme, tarıhsel bırıkıme verılen zarar, kısaca getırdıklerı ve goturdukle- n", sınaı yatınm projesının uygulamaşansını belırlıyor Bu nedenle "ekolojık denge ulusal çıkarların onunde mr soru ve tartışması artık hem yanlış hem de geçersızdır Gerçek, somut bıçımde ortaya çıkmıştır 'Çevresel (ekolo- |ik) denge", "ulusal çıkar'ın ta kendısıdır Çevresıne kurduğumuz kamu ve ozel sektor fabrıkaları ve tersanelerle çevresel dengesını bozduğumuz ve elı- mızden çıkardığımız Marmara Denızı'nın bugunku acıklı durumu kadar hangı olay ulusal çıkarlarımıza zarar vere- bılır"? Çevresındekı fabrıkalardan hangısının uretım artışı ve kârı eskı Marmara'yı gen getırebıl ı f> Çevre sorunlarının ortaya çıkardığı yenı sosyal hukuk- sal, ahlakı ve ekonomık değer yargılarmın elbette sıyasal sonuçları olacaktır Sıyasal değer yargılan da yukarıdakı nedenlerie değışecek, yenı kazanımlar ortaya çıkacaktır Kısa sure once çevre sorunlarına" duyarlı kışılere uçuk, modayı ızleyen, ukala nıtelemelerı yapıhrdı Ama hızla ar- tan ve ınsanlığı tehdıt eden çevre sorunlarının ulaştığı bo- yutlar bu duyarlılığı taşımayan kışılerı artık aymaz ve so- rumsuz konuma sokuyor Artıktum dunyada veTurkıye'de sıyasal partıler çevre sorunlarına eğılmek ve çozum uret- mek zorundalar Insanlık, bılımsel ve teknolojık devrım çağını yaşıyor Fı- zıkte, tıpta, bıyolojıde, teknıkte başdondurucu gelışmelere tanık oluyoruz Bu gelışmelerm zengınlığı, seçenek enerjı- lerın bulunması ve gelıştırılmesıne, çevrenın korunmasını sağlayacak onlemlenn alınmasına yeterı kadar ulaşamı- yor kanısındayız Turkıye de ıse durum daha acılıdır Çev- re sorunlarına karşı toplum, devletın onunde ve ondan daha duyarlıdır Örneğın Bakırçay Beledıyeler Bırlığı, TMMOB Izmır il Koordınasyonu, SOS Akdenız Burosu 23 Ekım 1990 gunu Burhanıye de ulkenın seçkın bılım adam- ları ve teknık elemanları ıle "Alternatıf Seçenek Enerjı Kaynakları Toplantısı" duzenledıler Teblığlennı kamuc- yuna ve tartışmaya sundular "Alternatıf enerjı" ınsanlığın sorunu Elbette bır gunluk toplantıda sonuç almak ola- naksız Ama devletın bu konuda gorevlı kuruluşları TUBİ- TAK, TEK ve öbur kurumlar ne yapıyorlar 9 Dunyadakı pet- rol ve komur bırıkımlerının tukeneceğmı bılen ılen ulkeler bu konuda çalışmalar yapar, bılım adamlarını seferber ederken bızım kuruluşlarımız ve onları yoneten burokrası, Gokova'da, Alıağa'da komurle çalışan termık santral kur- mak ıçın yore halkı ıle mucadele edıyor TARHŞMA Neredeyiz? İlgılılere onenm "toplumsal değerleri ve gelışen toplumsal yaşamda saygı ve duzenı korumayı amaçlayan" eğıtıcı bır ana dersın uygula- malı konması. A cı gerçeklere bakmak ve onlan gör- mek zorundayız Bıraz duşunebılen, olması gerekenı değıl de olanı yaşayabılen, avın ve guneşın gokte, ayaklanmızın da >erde olduğunu bılen bır ınsan olursak sağ- lam basabılınz uzennde yaşadığımız şu toprağa Çevrecıbk dıyoruz, yeşıl dıyoruz, dun- yavı, doğa>ı korumak dıyoruz Ama değıl bunlan kendı değerlenmızı toplumsal savgımızı bıle korumak sorumluluğunu ıdınemıvoruz Yenı bır nesıl yetışıyor, çağlar boyu da ınsanlık hep yenı nesıller yetıştırdı tştegelı- }en koşullara ve çağa gore ınsanlık adına onem kazanan bıreye saygı, topluma saygı, devlete saygı. çevreye saygı gıbı toplumsal N aşamın gereğı olan değerlen sahıplenerek, temele ınıp yenı nesıl ınsanlanmıza, bır doktorun olumcul hastasını ıyıleştırmek ıçın tıtızlıkle uvguladığj onama gıbı, damla damla olçu ıle verdığı serum gıbı gençlen- mıze bıiımsel metotlarla ve el bırlığı ıle aşı- lamalı, onlann duşuncesmde, duygusunda ruhunda yanı ozunde bu olgu ve değerlenn vaşamasını. ınsanlıklannın btr parçası ol- masını sağlamalıyız Neden "neredeyız 9 " Neden bu konu 7 Unıversıte son sınıfta okuyan kızımın okul bıtırme toreru ıçın gıttığım okulunda gorduklenm uzucu ıdı Beklenümız olan gençler, tertemız, pınl pınl, yaşamın eko- nomık savaşında yennı almaya hazırlanan (evet sadece bu tasayı taşıyan) enerjı dolu canlı ve venlenı almaya hazır gençlenmız vanlışlanyla bıam aynamızdırlar Ağaçlık, çımlenn yeşıllığı ıle ıç açıcı, dın- lendıncı giizel bır bahçesı vardı okulun Çımlenn uzennde oturan öğrencıler arası- nda kızımla kendıme bır yer seçıp oturduk Guzel guneşh bır gun Gençlenn arasında olmak da gûzel Saatler ılerleyıp yavaş ya- vaş çımler boşalınca goze çarpan goruntü Niçin Belediye Tiyatrosu? Devlet Tıyatrolan gıbı ŞehırTıyatrolan'nın da özerk yapıya kavuşma zamanı gelmış, hatta geçmektedir. Artık merkezci ve vesayetçı anlayışlann bıryana bırakılması gerekmektedır. I BŞT V oneimelığı"nın bazı çelışkıh mdddelerını eleştıren vazımı (Cum- hurı>cl. 21 8 1992). Aclan Dcnner "Tı- \atroda Katılımcılık ve Demokratıklık" başlıklı jazısıyla yanıtladı (Cumhunyet. 28 8 1992) Savın Denner Şehır Tıyatro- lan Yonetmelığrnın 14 I maddesınde Şehır Tıvatroldn'nın butun sanat çahş- malanndan genel sanat >onetmenı ve vonctım kurulunun sorumlu olduğunun" çok agk olarak belırtıldığını, oysa kâğıt ustunde olanla uygulamada bulunan arasındakı denn aynmın gözden uzak kaldığını. soyluyor Doğrusu ben uygulamadan değıl. kâğıt usiunde olandan (yonetmelıkten) soz et- um Demek ıstedım kı (Doğru vorumla gıdenlecek çelışkılen olsa da) yonetme- lıkte katıhmcılık ve demokratıklığın amaçlandığı bazı değışıklıkler yapılmış- tır Buna gore genel sanat yonetmenı yonetım kurulunun gorûşunu almadan (Yoneiım kurulu karanna dayanmadan) ışlcm >aparsa bo>le bır ışlemın geçerlığı voktur Yonetım kurulu. butun sanat ça- lışmalanndan sorumludur Oyleyse. yo- netım kurulunun yetkılen de butun sanat çalışmalan ıle ılgılıdır U>gulamada baş- ka turlu davranılırsa yonetmelık değışık- lıgının amacına uvgun olarak, vonetım kurulunun çoğunluk karanna uymayan ışlemler. ıptdl edılır •\tlan Denner ın Şehır Tıyatrolan Yonetım Kurulu'nun oluşumuna ılışkın elcştınsı ıse haklıdır Bu kurulun bellı bır hıyerarşı ıçınden atama ıle oluşturulması katılımcı anlayışla bağdaşmaz Beledıyeler bır arada yaşayan msanla- nn yerel nıtelıkte ıhtıyaçlanru karşıla- mak ıçın vardır Tıyatronun benımsen- medığı bır donemde Darülbedayı kurul- muş ve cumhunyetten sonra da "Şehır Tıyatrosu" adını almıştır Beledıyenın desteğıyle yabana yazarlann oyunlan sergılenmış, yerlı yazarlara olanaklar sağlanmış, bu arada Istanbul Belediye Konservatuvan kurulmuş. çağdaş tıvat- ro seyırcısı bu çabalarla gıtgıde artmıştır Devlet Konservatuvan, daha sonra Dev- let Tıyatrolan etkınlıklen ıle ozel tıyatro- lann kendını gosterdığı ve savılannın çoğaldığı bellı bır seyırcı sayısına ulaşıl- dığı gunlere gelınmıştır Demek kı top- lumsal bır ıhtıyaç, odeneklı tıvatrolann oluşturulması ıle sağlanmıştır Bugun ce- şıtlı ozel tıyatrolar var amatör topluluk- lar, öğrencı tıyatrolan her yerde etkmlık- lennı gostenyorlar Çeşıtiı sorunlannı aşma>a çalışan ozel trvatrolann yanında bugun beledı>e tıyatrolannın varlığı soz konusu olacaksa bu tıyatroya uzak se- yırcıye ulaşabılmek ıçın olmalıdır Pahalı ozel tıyatrolara gıdemevenlere ucuz bılet- lı tıyatroyu da kentın uzak koşelenne yerleşık tıyatroyu da ancak yerel yöne- tımler sağlayabılır Odeneklı tıyatro ola- ıseuzücu ıdı Kâğıtlar, kola kutulan,sıgara ızmantlen, yıyecek ambalajlan Oysa ne kadar basıt bır çozum var Bır kuçuk tor- baya bınktınp, kalkarken çop kutusuna atıvermek gıbı Demek kı toplumsal ya- şamın gereklennı, yaşadığı yen benımse- menın değenru onlara bız verememışız Bu goruntu bana daha önce gıdışımde tuvalet- lerde açık bırakılmış şakır şakır akan ya da bozulmuş kapanamayan, kımseran de go- zune çarpmayan musluklan, gunduz açık unutulmuş elektnklen, kanünlerdekı yük- sek sesle ve masadan masaya yapılan soh- betlen hatırlattı Bırer toplumsal sorum- suzluk örneğı olarak sorumluluklanmızı hatırlattı bana gençlere karşı olan. gele- ceğın ınsanına, toplumumuza karşı sorum- luluklanmızı Kalıntılan bırakırken genç- lenmıze yanlışlan ayıklamak değıştırmek zorundayız Medenıyete yelken açarken okyanusta yuzduğumuzü ve dengeyı sağla- mamız gerektığını unutmamalıyız İlgıblere onenm "toplumsal değerlen ve gelışen toplumsal yaşamda saygı ve duzenı korumayı amaçlayan" eğıtıcı bır ana der- sın uygulamab konması, butun anne baba ve bu değerlere sahıp fertlere uyanm örnek davranışlarda bulunmaya ozen gosterme- lendır Dılenm bu >azım sadece bıreysel bırdo- yum rutebğınde kalmaz NURAN PARO Istanbul caksa bunlar ıçın olacaktır Şehır Tı>atrolan da. Devlet Tıyatrola- n da başlangıçtakı ışlevlennı yenne getır- dıklenne gore bugun yenı bır anlayışla varbklannı surdurmelıdırler Her şeyden once sanatçılıkla memurluğun bâğdaş- mayacağı kavranmalıdır Yanm yuzyıl. çeyrek yuzyıl oncesmın kurallan ıle tıyat- rolan yonetmek ve yurutmek olanaksız- dır Yönetıade otonte aramak ve bunu ku- rallara bağlamak tıyatro dışındakı alan- larda da yanılgılanmızın ba^ nedenıdır Muhsın Ertuğrul bır sanat otontesı ıdı Ama bu onun kışılığınden gelıyordu Onun çabalanyla tıyatronun toplumda varlığı benımsendı, temellen atıldı Ama bugun tıyatromuzun gelışmesı daha baş- ka çalışma bıçımlennın benımsenmesını gerektınyor Başka turlu. odeneklenn. emeklenn venmlı olması sağlanamaz Devlet Tıyatrolan gıbı Şehır Tıyatro- lan'nın da ozerk yapıva kavuşma zamanı gelmış hatta geçmektedir Artık merkez- ci ve vesayetçı anlayışlann.bır yana bıra- kılması gerekmektedır Şehır Tıvatrolan Yonetmelığrndekı değışıklıklen (Butun cksıklıklcnne kar- şm) bu vondekı bır gelışmenın ılk adımı olacağı duşuncesı (>a da sanısı) ıle des- tekledığımı beiırttım Bunun arkasının gelmesı. kuşkusuz "kapıkulu" olma>ı reddeden. kışılıklı, ınısıyatıf sahıbı sanat- çılann varlığını gerektınr ALİTURGAN Avukat İstanhul PENCERE Kardeşımiz SUAT DEMİREL'İ kaybettik. Başumz sağolsun. BAYBASOS Sevgili Kardeşımı yıtırelı daha kaç gun oldu kı Bana, "Üzulme, söyleyecek söz bulamıyorum" demıştm Haklısın, böyle dunımlarda konuşan yalnız gözler ve vürekler oluyor Şımdı ben de söyleyecek söz bulamıyorum Senı unutmayacağız. AYNUR OZHAN Gölge Boksu Alı Rıza Bozkurt bır ışadamı-muhendıs Has Anadolu çocuğu Sıvas'm Kangal ılçesı Mamaş koyunde doğmuş ITU çıkışlı Önce yurtıçınde çalışmış, sonra dışa açılmış 1982 de ABD ye yerleşmış Öğrencıyken de ış yaşamında da çok başarılı Şımdı Amerıka uzerınden Turkıye'ye da- yanarak Turkı cumhurıyetlere yonelmış, petrol, altın, ener jı alanlannda buyuk gırışımlere/geçmış Geçen hafta Cumhunyet ın Pazar Konuğu' ıdı Alı Rıza Bozkurt, arka- daşımız Hurrıyet Uymaz'ın sorularına çok ılgınç yanıtlar vermış, ufuklu saydam duşundurucuvetatlı.gozunuzden kaçmışsa okumanızı dılenm Sayın Bozkurt'un konuşması benı duşundurdu, kafamı kurcalayan sorulara yanıtlar aradım Nedır o sorular"? • Ikıncı Dunya Savaşı'nda ve ertesınde Amerıka ve Sov- yetler arasındakı yarıştan soz açılır, "Hangısı kazana- cak? dıye sorulurdu Sovyetler de uretım, ABD-Almanya- Japonya karşısında yıllar geçtıkçe gerıledı, Gorbaçov hav- luattı Kapıtalızmın doruğunda karar verıldı ' - Dunya tek pazar olacak' ' Turkıye bu kararın ıçındedır Ustelık ulkemızın onunde yenı bır ufuk açılıyor Türkı Cumhurıyetler» Enlem ve boylamını daha pek kavraya- madığımız bır coğrafya' Sayın Alı Rıza Bozkurt bu coğraf- yaya nasıl gırıyor? Kendını guvenceye almak ısteyen akıllı ışadamı dıyor kı '- Şımdı Zeytınburnu nda 500 mılyon dolarlık bır komp- leks yapmak ıcın Buyukşehır Beledıyesı ne muracaat et- tım, ama onu asla bır Turk şırketı olarak yapmam, çunku emnıyette değılım Bır kere garantınız yok, yarın ıktıdar değıştı, bır ıkı tokat yedınız butun paranız orada kaldı, ne yapacaksınız? Amerıkan fırması olarak ben kendimı ABD de sıgorta ettırırım, Turkıye bana eğrı baktığı zaman gıder paramı oradan alırım Bozkurt, Orta Asya ya nasıl gıdıyor7 Bu sorunun yanıtı da şoyle - Turk hukumetıne dedık kı Eğer yatınm garantısı ver- mezsen, bız Turkı cumhurıyetlerde çalışmayız ' Turk hu- kumetı yatınm garantı anlaşmalannı yapıp ılan ettıkten sonra bız oralarda Turk şırketı olarak faalıyet gosterdık Bu ulkelerın hepsıyle Turkıye tek tek bunu ırnzaladı Rısk olduğunda, yanı Kızılordu gelıp ıdareye el koyarsa, Allah korusun veya bır ıhtılal olursa ıç kanşıkltk veya devletleş- tırme olursa veya anı dovız değışımlerınde, kısacası şah- sın gucunu aşan konularda devletın devreye gırmesını sağlayan bır sozleşme Demek kı Sayın Alı Rıza Bozkurt un Turkıye dekı yatırım- larına ABD Turkı cumhurıyetlerdekı yatırımlarına TC ga- rantı verıyor ış yaşamının kurallan Vaşıngton'dan Al- maata ya kopru kuruyor Guzel' Ancak bu konuda bır çelışkı yok m u ' Sayın Bozkurt Tür- kıye'de ış yaparken TC ye guvenemıyor, Turkı cumhurı- yetlerde TC nın guvencesıne dayanıyor Gerçekte bu hava çoğu Turk gınşımcısınde vardır Oysa ulkemızde dunden bugune her şey -butun dunya- dakı gıbı- hızla değıştı Dun Vehbı Koç Ankara da bakkal dukkânıyla Ömer Sabancı Adana'da pamuk çuvalı tarta- rak ışe başlamışlardı her ıkı gırışımcının kuruluşları bu- gun dunya olçulerıne ulaştı Dun Turkıye de devletçılık, yabancı kampanyaları mıllıleştırerek ve ozel ellerde ser- maye bırıkımı olmadığı ıçın devlet elıyle yatırımlara gece- rek başlamıştı Bugun devletçılık değıl ozelleştırme sıya- sal ıktıdarların ortak polıtıkasıdır Pekı, ışadamı neden kuşkulu? Artık yakınma donemı noktalanmalı Neolıberalızm dıyor kı - Devletten bır şey beklemeyın, devlet ne tuccardır, ne gırışımcı' Ancak ozel sektor yatınm yaparsa Turkıye kal- kınacak, yapmazsa, kalkınamayacak Devletçılığı, KlT'lerı ve geçmışı gunah keçısı yaparak taşlamak vakıt oldurmekten başka neye yarar"? Adı ustun- de, "gırışımcı yakınan değıl ış yapan adamdır ışsızlere ışalanı açan kışıdıri Golge boksu yaparak ekonomık kalkınma gerçekleştır- mek olanağı var mı? Çağda$ Yaşamı Destekleme Denteğl'nden kamuoyumuza duyunı: TEMEL EĞITIM LAIK OLMAK ZORUNDADIR 1973 yılında Mıllı EğıOm Temel Kanunu ıle kabul edılmış olan sekız yıllık zorunlu temel öğreûm Türk toplumunun eğıöm düzeyının yüteettılmea ıçın onsuz olunamaz bır önkoşuldur Ne var kı bu uygulama ıle bırtıkte Dıyanet Işlen Başkanlığı'nm açüğı ûç yıllık Kuran kurslannda beş yıllık ılkokuldan sonra dın öğretımı goren çocuk- lann zorunlu eğıtımlennı tamamlamış sayılacaklan ve yönetmelıkie belırlene- cek derslerden ortaokulu dışardan bıtırme smavına katılarak lıseye gtdebıleceklen karara bağlanmışbr Oysa sekız yıllık temel öğretım 6-14 yaş arasındakı her çocuğun hem hakkı hem de zorunlu gdrevıdır Zorunlu seloz yıllık eöıümın ulusal ve laık nıtelık taşıması ıse yasalanmızın gereğıdır Kanımızca Türk Mıllı Eğıtımı nın ulusal ve laık nıtelığıne karşı olan bu gın- şım, belırlı sakıncalannın yanı sıra Tevhıdı Tednsat (Oğreüm Bırlığı) Kanu- nu'na da anayasamıza da aykındır Çünkû zorunlu eğıtmın son ûç yılının Kuran kurslarıyla bırlıkte sürdurûlerek bu kurs mezunlarının bazı fark derslennden sınava gıdıp ortaokul dıploması ıle odullendınlmelen temel egıtımın Kuran kursları yolu ıle de yapılabılmesı anlamını taşır Demokratkleşme sürecınde laık egıtımın önemlı ışlevıne ınanan ve bu ışle- vı vurgulayan Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeğı sekız yıllık temel egıtı- mın 5+3 formülü ıle dınselleştınlmemesı sekız yıllık temel eğıömden sonra meslek lıselenne yönlendırmenın akılcı bır ıstMam polıtkası gûdülerek plan- lanması konusunda sıyası partılenmızı göreve çağırmaktadır Iran Pakıstan Afganıstan Cezayır ve son olarak da Tacıkıstan ömeklen göz önûnde ıken eğıtmı bılımı ve gıderek yaşamın tumûnü dınden bağım- sciaştramama sonucu doğurabılecek bu gınsımı kamuoyunda tartışmaya açı- yor, devtetn, ekonomık olanaklan sınırlı vatandaşlanmızı, Kuran kursları ıle oyaJamaya son vererek laık ve çağdaş eğıtım sorumluluğunu rvedı olarak ha- brtamasını ısüyoruz Çatf** YaşMiı Destektene Deme§l Yönetiın Kımhı Prof Dr Türkân Sayian, Prof Dr Jale Baysal, Prof Dr Nermırr Abadan-Unat Gûlsevıl Erdem Prof Dr Necla Arat, Prof Dr Aysel Çelıkel, Bımur Ûzûmart Sevgili arkadaşımız ve eski yonetim kurulu uyemiz HUL14 yitirdik. Acımız derindir. BASINKENT 4 YÖNETİMİ HUEK4 Sana kestığimiz voucher bu değildi. BAYBASOS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle