18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8EYLÜL1992SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Kayıp Beatles şarkılam • LONDRA(Reuter)- 1960'lann ünlü topluluğu Beatles'ın 'kayıp' şarkılan önümüzdeki günlerde ilk kez yayımlanacak. 25 yılı aşkın birsüredirkayıt stüdyolannın arşivlerinde kalanparçalann, 1970 yılında dağılan Beatles'ı yeniden pop lıstelerinin doruklanna tınnandırabıleceği önü sürüldü. Londra'da yayımlanan "Sunday Tımes' gazetesirun haberine göre, parçalann 1965 yılında Beatles topluluğunun dorukta olduğu günlerde kaydedildiğini bıldirdi. Tarih sempozyumu • Kültür Servisi-Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı'nca düzenlenen 'Türkiye'de Kurum Tarihçiliği' konulu sempozyurn, 18 eylül günü Vakfın Eminönü Değirmen Han'daki yeni çalışma mekanında yapılacak. Prof. Dr. ZaferToprak yönetiminde düzenlenen sempozyuma İlhan Tekeli •Türkiye'de Kurum Tarihçiliğinin Genel Sorunlan', Aydın Uğur 'Kurum Tarihçiliği ve Kurum Sosyolojisi', Mete Tunçay 'Kurum Tarihçiliği ve Kimlik Sorunu: Milli Piyango İdaresi', Zafer Toprak 'Karşılaştırmalı Kurum Tarihçiliği: Şışe-Cam ve Sümerbank", Edhem Eldem 'Kurumsal Arşivlerin Kurum Tarihçıliğindeki Yeri: Osmanlı Bankası" başhklı bildirilenyle katılacaklar. Sempozyum dışında aynca 'Türkiye'de Kurum Tarihi Kitaplan' ve 'Türkiye'de Kurum Logolan' konulu sergiler düzenlenecek. Azra Erhafı anma Kültür Servtsi - "Ölümünün 10. Yılında Azra Erhaf' söyleşisi, bugün saat 16.00'da Atatürk Kitaplığı'nda düzenleniyor. Açılış konuşmasını Yaşar Kemal'in yapacağı söyleşiye konuşmao olarak Cengiz Bektaş. Cevat Çapan, Doğan Kuban ve Mete Tunçay katılıyor Türbeler ziyarete açılıyor Kültür Servisi - Kültür Bakanı Fikri Sağlar, saat 11.00'de Ayasofya Müzesi''nde bır basın toplanüsı düzenleyerek, Sultan II. Selim, Sultan III. Murad, Sultan III. Mehmet, Sultan Ibrahim ve Sulhan I. Mustafa'nın türbelerini ziyarete açacak. Kültür Bakanlığı'nda değişiklik ANKARA (ANKA) - Kültür Bakanlığı Fıkn Sağlar, bir yönetmelik değişikliğiyle Bakanlıkta küçük çaplı bır değişiklik gerçekleştirdi. Yapılan yönetmelik değişikliğiyle uluslararası anıtlar ve SİTler Konseyi Türkiye Milli Komitesi üyeleri görevden alındılar. Eski yönetmelikte, Kültür Bakanlığı üst düzey bazı yöneücilerin milli komite üyesi olabilme hakkı bulunurken, değişiklikle akademik kariyeri bulunanların üye olması öngörüldü. Pembe dîziler Rusya'da • MOSKOVA(AA)- Türkiye'de gösterildiği süre içinde halkın büyük kesiminin'favoridizisi' olan "Zenginlerda Ağlar" şimdi de Ruslan teslim aldı. Milyonlarca Rusdizinin kahramanı Mariana'nın başına gelenlerle yakından ilgileniyorve kendi yaşamlarıyla paralellik buluyor. 249 bölümlük dizinin gösterildiği saatlerde, Rusya'nın bütün kentlerinde hayat tamamen duruyor. KÜSAV'ınAntika Fuapı • İSTANBUL(1ÜHA)- Kültür ve Sanat Varlıklannı Koruma ye Tanıtma Vakfı(KÜSAV) tarafmdan düzenlenecek olan 8'inci Uluslararası İstanbul Antika ve DekoratifSanat Fuan 2-8 kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Fuar kapsamında yapılacak olan müzayede içın ise eşya kabulüne 7 eylül tarihinden itibaren başlanacak. 49. ULUSLARARASI VENEDIK FESTIVALİ Dd yönetmene eleştiri bombardıniânı• Fransız yönetmen Bertrand Tavernier, Venedik'- te, ırkçı bir film yapmış olmakla suçlanıyor. Taver- nier'nin uyuşturucu sorununu ele alan "627 Numa- ralı Kanurfda tutuklulan döven polisleri sevimli göstermesi, tutuklananlann yalnızca zenciler ve Araplar olması ağır eleştiriler alıyor. MEHMET BASUTÇU VENEDİK - Morgdakı ce- setlor birbirine kanştınhr mı? Evet, neden kanştınlmasın ki? Dünyanın her ülkesinde her gün. her an zararlı zararsız bir dizi yanlışlık yapılır. Bunlann çoğunluğu, ya kısa bir süre için sinirlerimizi geren ya da dudak bükerek gülüp geçtiğimiz sıra- dan yanlışlıklardır. Bazılan ise ilk bakışta önem- siz gibı gözükseler de, aslında bir toplumun bütün çelişkileri- ni bir anda gözler önüne serive- ren. anlamlı, doğurgan yanlış- lıklardır. Scncgalli yönetmen Ousma- ne Sembene, Venedik'te göste- rilen fılminde işte böyle bır yanlışlıktan yola çıkıyor. Ken- tin morgunda iki cesedin birbi- rine kanştınlmasının getirdiği bir dizı beklenmedik olayı anla- tırken, toplumsal ve politik olaylan irdeleme olanağı bulu- yor. Ousmane Sembene, 5 yıl ön- ce yine Venedik'te, Afrika'yı sömüren Avrupah güçleri acı- masızca eleştirdiği tarihsel içe- nklı fılmi 'Thıaroye Kampı' ile ilgi görmüştü. Bu kez "Guelwa- ar" adlı yeni yapıtıyla, Senegal"- in toplumsal gerçeklenne par- mak basıp güncel sorunlan ır- deleyerek ülkesinde ızlenen iç ve dış politikalan eleşüriyor. Morgdaki yanhşlığın doğur- ganlığı iki noktadan kaynakla- nıyor: Cesetlerin biri Müslü- man. öteki ise Hıristiyan bir adamın cesedidir. Aynca adı Guelvvaar olan Hıristiyan Sene- galli, Batı'nın yardımlanyla de- ğil de kendi gücüyle ayakta du- rabilecek özgür ve kişilikli bir Afrika'nın savunucusu, halk arasında sevilen bır liderdır. Üstelik bir saldınya uğramış ve aldığı yaralar sonucu ölmüştür. Saldınnın ardında devlet güçle- rinin bulunduğundan kuşku- lanılmaktadır. Kendi ölüsünün bir Hıristi- yanla kanştınlmasını gurur me- selesi yapan Müslüman top^ luluk ise ne kendi ölüsünü geri almaya yanaşır ne de Müslü- man mczarlığındakı Hırisüya- nın topraktan çıkanlmasına ızin verir. İşin içine polis, belediye baş- Venedik Festivali'ndeki yeni fıbni ağır eleştirilere uğrayan ünlü Fransız yönetmen Bertrand Ta- vernier, 1990 yılında gözde oyuncusu Sabine Azema ile birlikte Uluslararası İstanbul Film Festi- valPnin konuklan arasında yer almıştı. kanı \e yerel politikacılar kan- ülkesindeki politik yanlışlıklan gözler önüne seriyor. Ayncaşacak. Batı ülkelerinin yaptığı yiyecek yardımı pazarlık konu- su olacak. sonuçta herkes kendi cesedıne kavuşacak ve gururlu Afrikahlar, "USA" damgalı buğday ve pirinç çuvallannı kamyonlardan indirip yere dö- keceklerdir... Ousmane Sembene. görüldü- ğü gibi. sert eleştiriler geürerek onune senyor. toplumsal çelişkilerdeki dinsel boyuta da parmak basıyor. Ama, politik içerikli her fılmde olduğu gibi, karmaşık gerçekle- ri değişik boyutlanyla irdeleye- mediğı içın Venedik'te çeşitli eleştirilerle karşılaştı. İşte bazılan: Gerçek bir olay sinemaya aktanlırken geniş bir anket yapılması gerekir, yönet- menin kişisel tavn ne olursa ol- sun karşıt görüşler beyazperde- ye yansıyabilmelidir, şematizm- den özenle kaçınılmalıdır. Nasıl olur da tannya değil de insana inandığını söyleyen Sembene, tutucu Müslüman akımlar karşısında duyduğu kuşkusuz haklı tedirgınlik yü- zünden Müslümanlan Ameri-masızca eleştirdiği tarihsel içe- İşin içine polis, belediye baş- ğü gibi. sert eleştiriler geürerek sinemaya aktanlırken geniş bır zünden Müslümanlan Sean Connery'nin oynadığı 'Doğadaki Umut' önümüzdeki günlerde gösterime giriyor Saniyede 1 dönüm orman yok oluyor kan yardımı vaat edildi diye mezann açılmasına ızin veren, Hıristiyanlan ise söz konusu yi- yecek yardımına karşı çıkan toplumsal katmanlar olarak gösterebilir? Toplumsal gerçeklere eleşti- rel bir yaklaşımla eğilen Bert- rand Tavernier de Venedik'te ağır suçlamalara uğradı. Fran- sız sinemasının farklı temalara değişik biçimsel yaklaşımlar ge- tıren ünlü yönetmeni, '627 Nu- maralı Kanun' (L.627) ile özel- likle gençler arasında ya>gın olan esrar alışkanhğına karşı tavır alan. polisiye türünde bir film gerçekleşürmiş. Uyuşturucu ticaretine karşı savaşan bir polis ekibıni yakın- dan izleyen Tavernier, Fransız pohsının çalışma koşullannı ve yöntemlerini de acımasızca eleştinyor. Film Fransa'da gös- terime girdiğinde, polis scndi- kalan büyük bir olasılıkla bir bildiri yayımlayarak gerçekle- rin çarpıtıldığından yakınacak- lardır. Ama Tavernier'nin Vene- dik'ıe hedef olduğu eleştiriler çok daha ağırdı. Yönetmen, toplumsal bir hastalık olan es- rar kaeakçilığının arkasmdakı karanhk güçlere değinmeyip. değişik mafyalardan hiç söz et- memektedir. 'Sevimli' polis me- murlannın suçüstü yakalaya- rak tutukladıklan 'küçük balık- lar'ın tümünün Paris'te yaşa- yan yabancı uyruklu zenciler- den ve Araplardan oluşması, polislerin bazı ırkçı sözlerinin ya da davranışlannın iki şaka arasında eriyip gitmesi doğru mudur? Bu gözlemlerden ve so- rulardan yola çıkan bazı gaze- tecılerin sert eleştirileri, Bert- rand Tavernier'yi ırkçı bir film yapmış olmakla suçlamaya ka- dar vanyordu... Venedik Film Şenliği'nın ya- nşmalı bölümünde izlediğımız politik içerikli bu fılmlere getıri- İen haklı eleştiriler, yeni denge- ler ve yeni değerler arayan, te- mel insan haklanna her türide- olojinin önünde kutsal bir yer vermeye hazır görünen gü- nümüz dünyasında politik sıne- ma yapmanın giderek daha zor bir ış olduğunu göstermekte. Eleştirel bakışı olan bir ızleyı- ci; arük en basite indirgenmiş irdelemelerle, siyah-beyaz kuru yaklaşımlarla yetinemiyor, hele duygu sömürüsüne hiç katlana- mıyor... Toplumsal vc politik sorun- lar, yaşamın çok renkli gerçek- liği içınde işlenememiş, slogan- lara ve mesajlara ağırlık venl- mişse, ortaya çıkan filmler bü- tün estetik değerlerine ve an- lamlı içeriklerine karşın. sınema sanatıyla bağdaştınlamıyor. Sonuç olarak da yönetmenler hızmet etmek istedikleri düşün- celere ve değerlere karşı düşü- veriyorlar. Connery, yeni fılmi 'Doğadaki Umut' ile hayranlannın karşısında. •'Doğadaki Umut\ Güney \merika'da yok edilmekte olan yağmur ormanlan uğ- runa savaşım veren bir bilim adamının öyküsü. Filmin se- naryosunu, 4 Ölü Ozanlar Der- neği' ile En İyi Senaryo Oscan alan Tom Schulman yazdı. Kültür Servisi - Güney Amenka'daki vağmur ormanlannın derinlıklerinde bir bilim adamı kanseri iyileştırecek bir formülbulur. Altı yıl süren bir araştırmadan sonra dünyanın en önemli buluşlanndan biri- ni gerçekleştiren Dr. Robert Campbell formülü kaybeder. Artık formülü yeniden oluşturabil- mek için ormanın yok edılmesine karşı savaşmak zorundadır. Çahşmalan ke- sintiye uğramamalıdır. Ama beklenmedik bir ziyaretçi işleri kanştıracakür. Bir ilaç şirketı adına çalışan Dr. Rae Craın. Dr. Campbell'ı ve gızli çalışmalannı araştnmaktadır... 'Zor Ölüm" ve "Kızıl Ekim Harekatı" gibi filmlere imzasını atan Amerikalı yönetmen John McTıernan'ın " Do- ğadaki Umut" (Medicine Man) adlı fıl- mi önümüzdeki günlerde Türkiye sine- malannda göstenme girecek. "Ölü Ozanlar Derneği' adlıfilmleEn İyi Senaryo Oscan'na değer görülen Tom Sçhulman'ın bır öyküsünden be- yazperdeye aktanlan 'Doğadaki Umut'ıa başrolleri Sean Connery ve Lorraine Bracco paylaşıyorrar. Filmin çekimleri ise Meksika'da Catemeco or- manlannda gerçekleştirildi. "Doğadakı Umut'. yıllar önce Jamcs Bond filmlenyle ünlenen İskoç asıllı ti- yatro ve sınema oyuncusu Sean Con- nery'nin son fılmi. 1987 yılında 'Doku- nulmazlar' adlı filmdeki rolüyle Altın Küre ve Oscar alan Sean Connery, Umberto Eco'nun aynı adlı romanı- ndan beyazpcrdeye uyarlanan 'Gülün Adı' ve 'Indiana Jones"lann sonuncu- sunda çıkardığj çok başanlı yorumlar- la scyircinin gözünde yeni bir kimlik de kazandı. Filmde Dr. Rae Crain'i canlandıran Lorraine Bracco ise, Martin Scorscse- in 'Sıkı Dostlar' adlı filmindeki rolüyle Los Angeles Film Eleştırmenlen Ödü- lü'nü kazanmış ve Oscar adaylan arası- na girmişti. Sean Connery. "Doğadaki Umut'ta oynamayı kabul etmesinin nedenlerini şöyle açıklıyor: "Doğadaki Umut. önemini koruyan bir konuyu son derece güzel işleyen bir film. Saniyede 1 dönüm yağmur orma- nının yok olduğu dünyamızda böylesi- ne ciddi bir sorunu ele alan filme, çok farklı iki insanın mizah yüklü serüven- leri de renk katıyor. Ormanın ınsanlan etkıleyen güzclliği, ormandaki hayvan- lann, bilinmeyen çiçeklenn ve böcek- lerin hepsi yok oiup gitme tehlikesiyle karşı karşıya..." Güldürü ve taklit ustası Cevat Kurtuluş dün toprağa verildi Herkesi güldürdü, kendi hiç gülmedi Opera korosunda baritondu. Sahnede taklitçilikte öncülük yaptı. Gazinolarda şovmen oldu. Beyaz- perdede "aptal uşak" olarak sinemamn 35 yıl çilesi- ni çekti. Sinemamızın vazgeçilmez komigi Cevat Kurtuluş, 70 yaşında yaşama ve izleyicilerine veda etti. vazgeçilmez uşağı oldu. Aptal uşak rolüyle öylesine özdeşleş- mişti ki salon güldürülerinde, duygusal komedilerde sergile- diği bu kişiliği, çoğu zaman özcl yaşamında da yüzünden eksik etmez. yolda, otobüste, dol- muşta. vapurda karşılaştığı in- sanlarda bir gülümseme yara- tırdı. Alaylı bakışlardan kurtu- lamayan Cevat Kurtuluş, bir "soytan" değildi. Yüz çizgile- riyle konuşan, burnunu, kaşla- nnı oynatıp pallak gözlerini çevirerek yan açık dudaklanyla sessiz. ama çok şey anlatan küçük rollenn büyük sanatçı- sıydı. Çocukluk yıllannda sessiz si- nemada edinerek ayna karşısın- da yinelediği taklit, espn. mı- mik ve komiklik. hatta "aptal görünüm" Cevat Kurtuluş'a bır Tann bağışıydı. Bunu da en iyi biçimde değerlendırdi. Cevat Kurtuluş 20 Haziran 1922'de Ankara'da doğdu. Ba- bası eski Kuvayı Milliyeciler- den kıdemli Yüzbaşı Necaü Kurtuluş'tur. Adını Çanakkale kahramanı Cenap Paşa koy- muştur. İzmir İnönü Lisesi'ni bitirdikten sonra 1943"te Dev- let Konservatuvan Tiyatro Bö- lümü'ne girdi. Sesini beğendik- leri için Devlet Tiyatrosu ve Operasf na aldılar. Opera koro- sunda bariton olarak şarkı sö> - ledı. Birçok oyunda rol aldı. "Genç Osman"da Deli Padişah I. Mustafa oldu. "Yanlış Yanlış Üstüne", "Haydut". "Tann- dağ Ziyafeti", '"'3. Selim", "Ki- barhk Budalası" oyunlannda. TURHAN GÜRKAN Opera korosunda baritondu. Sahnede "taklit krah." İmıta- törlükte öncülük yaptı. Gazi- nolarda şovmen oldu. Beyaz perdede ise "aptal uşak." Kısa süren tiyatro oyunculuğundan ve opera şarkıcılığmdan sonra tam 35 yıl çılesini çektiği sine- mamn vazgeçilmez komiği ola- rak yaşadı. Oynadığı sayısız filmle rekora giden, yıllar boyu milyonlan güldüren Cevat Kurtuluş'un yaşam savaşı için- de güldüğü günler ise sayıbydı. Bundan sonra da artık kimseyi güldüremeyecek. Sinemamızın gelenekleşmiş aptal uşağı Cevat Kurtuluş, 70"inde yaşama ve iz- leyicilerine veda etti. Geride buruk, hüzünlü bir gülümseme. sayısız mimik ve espri güzellik- leri bırakarak. 1947"de Ferdı Tayfur'un yö- nettiği "Kerimin Çilesi" fılmiy- le girdiği sinemada "Rolün büyüğü küçüğü olmaz" diyerek birkaç dakıkaya sığan kısacık görüntüsünü büyük bir alçak- gönüllülükle yıllar boyu perde- den eksıltmeyen Kurtuluş'un ilk oynadığı rol. aptal bır uşak- tı. Sonra hep bu tip üzerinde dolaşıp durdu. Daha doğrusu 4hu aptalhk alanında dolaştır- dılar. Yönetmenler güldürü fil- mi çekiyorlarsa ve bir uşak gerekiyorsa hemen "Bizim Ce- vat'ı bulun" diye buyruk veri- yorlardı. Böylelikle Yeşilçam'ın en be- cerikli. en kıdemli, en komik temediği sevimli aptal uşak ti- piyle karakter oyunculuğunda bir devir açtı. 16Ocak 1959'da evlendiği eşi Meral Kurtuluş da bir tiyatro ve sinema sanatçısıy- dı. 1969'da Üç Maymun Kaba- rç Tiyatrosu'nda "Ölür Müsün Öldürür Müsün" komedisinde rol aldı. TV'de "İş İştir" oyu- nunda. 1977"de"GülünüzGül- dürünüz" dizisinde ve bazı parodilerde oynadı. Sayısını kendisinın bıle bıl- mediği filmlerinden bazılan: "Kerim'in Çilesi". "Üçüncü Selim'in Gözdesi","Yak Bir Si- gara", "Gol Kralı Cafer", Zor- lu Damat", "Ayşecik Ateş Parçası". "Cafer Çocuk Hırsı- zı", "Sen Bir Meleksin". "Fan- toma İstanbul'da", "Oyun Bit- ü", "Küçük Btyin Kısmeti", "Ayşecik Fakir Prenses". "Şıp- sevdi". "İki Yabancı", "Son Tren". "Evcılik O\unu". "Kâ- tip-Üsküdar"a Giderken", "Acı ile Kanşık", "Kmalı Yapın- cak", "Kezban Paris'te", "Küçük Hanım'ın Şoförü", •Yedı Evlat İki Damat". "Ha- yat Bayram Olsa". "Gülşah", "Bulunmaz Uşak", "Ne Um- duk Ne Bulduk". "Çam Sakı- zı", "Acele Koca Aranıyor", "Şoför Mehmet", "Zühtü". "Sarhoş", "Yavrum". Haldun Taner'i 1986 yılında yitirmiştik. HaldunTaner Öykü Ödülü yedi yaşında • 1986'da yitirdiğimiz Kültür Servisi - Düşün ve sa- nat adamı, tiyatro ve oyun ya- zan Haldun Taner'in anısına Milliyet gazetesince düzenle- nen Haldun Taner Öykü Ödü- lü'nün yedincisinde binnciye 10 milyon lira ödül verilecek. Kısa öykü türündekı yapıt lara verilen ödüle, yayım- lanmış ya da yayımlanmamış üç öykü ile aday olunabiliyor. Yazan ya da yayıncısı tarafı- ndan aday gös- terilen öyküler- den yalnızca bi- rinciye ödül veriliyor. Haldun ..Ta- ner Öykü Ödü- lü'nün Seçici Kurulu'nda Ok- tay Akbal. Or- han Duru. Prof. Dr. Sejçuk Erez. Selim İlen. Prof. Dr. Emre Kon- gar, Ahmet Ok- tay. Prof. Dr. Şara Sayın, De- met Taner ve Prof.Dr.Tahsin Yücel yer alıyor. mek" adlı öyküsüyle Mario Levi almışlardı Haldun Taner Öykü Ödülü. 1991 yılında Adnan Özyalçı- ner'in 'Cambazlar Savaşı Yi- tirdi' adlı öyküsü ile Nurten Ay'ın 'Gizli Kalmış Bir İstan- bul Masalı' adlı yapıtı arası- nda, 1992 yılında da Ayşe Dıdem Us- lu'nun 'Tutkulu Bir İstanbul Üçlemesı' Haldun Taner'in anısına düzenlenen yanşmada bu yıl binnciye 10 milyon lira verilecek. Ödüle, yayımlanmamış yada yayımlanmış 3 öykü ile aday olunabiliyor. Öyküler yazan ya da yayıncısı tarafından aday gösterüebiliyor. Yayımlanmamış ya da 1992 yılı içinde yayımlanmış aday öykülerin 22 Öcak 1993 tarihi- ne kadar "Milliyet Gazetesi, İdare ve Organizasyon Servi- si'ne teslim edılmesi gerekiyor. İlk kez 1987 yılında düzenle- nen Haldun Taner Öykü Ödü- lü. 'Saklambaç' adlı öyküsüyle Nedim Gürsel. 'Son Sann' ile Tomris Uyar ve 'Hedda Gab- ler Adlı Bır Kadın' ile Murat- han Mungan arasında pay- laştınlmıştı. Ödülü, 1988yılmda'Karan- fıl Gece Kara" adlı öyküsüyle Nazlı Eray, 1989' yılında "Dışanda Kötülük Vardı" adlı yapıtıyla Kürşat Başar. 1990 yılında 'Bir Şehre Gideme- adlı öyküsü ile Ya- vuzer Çetınkaya'- nın 'Savaş ve Do- ğum' adlı öyküsü arasında bölüştü- rülmüştü. Türkiye'de epik türün ve kabare ti- yatrosunun öncüsü sayılan Haldun Ta- ne'r'i7Mayısl986"- da yitirmiştik. Ta- ner, ABD'de New York Herald Tn- bune gazetesinin 1953"te düzenlediği uluslararası öykü yanşması'nda 'Şiş- haneye Yağmur Yağıyordu' adlı öy- küsüyle Türkiye bi- rincisi olmuş. 1956"da Varlık der- gisinin gerçekleştirdiği soruş- turmada yılın en beğenilen öykü yazan seçilmıştı. 'On İkiye Bir Var" adlı öyküsüyle 1955 Saıt Faık Hikâye Armağanı'nı Sabahat- tin Kudret Aksal ile paylaşan Haldun Taner. 1972 yılında 'Sersem Kocanın Kurnaz Kansı' adlı oyunuyla Jürk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü'ne değer görülmüştü. 1983 yılında Yalıda Sabah' adlı yapıtıyla Şedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü'nü Per- tev Naili Boratav ile paylaşan Taner'in Tuş' adlı öyküsü ve 'Keşanlı Ali Destanı" adlı oyu- nu beyazperdeye uyar- lanmıştı. Cevat Kurtuluş, sa\ ısını kendisinin de bilmediği fılmk-rindcn bi- rinde Ayhan Işık'la birlikte. "Yarasa"". "Satılmış Nişanh" operalannda oynadı. Sanat yaşamına daha öğren- cılik yıllannda başlamıştı. İlk olarak İzmir Şehırve Fuargazi- nolarında sahneye çıkarak "imitasyon" yapmaya başladı. Kısa sürede başanlı bir "imıta- tör" oldu. Yani ünlü insanlann taklidini yaparak bu alanda ün sağladı. İlk imitatör Rasıh'ten sonra bu s;inatı profesyonel olarak sürdürerek sahnede "taklit kralı"' olarak anılmaya başladı. Münir Nurettin Sel- çuk, Hamıyet Yüceses. Zeki Müren, Güneri Tecer, Celal İn- ce, halkı gülmekten kınp gecı- rcrek en iyi taklit ettiği sanatçı- lardı. 1947'de Ankara'dan İstan- bul"a geldi. Aynı yıl başladığı sinemada kısa. ama ctkıli roller oynadı. Kimsenin oynamak ıs- CUMHURBAŞKANI GAZİ M. KEMAL PAŞATN1N SONBAHAR GEZİLERİ Nuri Onat (Yayına ha/ırlayan) 10.000 lıra (KDV içinde) Çağdaş Yaymları Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemeli gönderilmez. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI tSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ (Hukuk İşleri ve Kaçakçıhk Şb. Md.) Sayı: 09. HİK, Dosya No: 10/13248(86) Eyüp Birinci Âğjr Ceza Mahkamesi'nin esas 1986/113, karar 1987/87 saydı 17.06.1987 günlü kararı uyarınca idaremize 4.376.2377 TL para cezası ödemeye yükümlü Hasan Karan kararda belirtüen adresinde bulunamadığından mezkûr para cezası tahsil edilememektedir. Tebligata esas olacak başkaca bir adresi bilinemediğinden 7201 sa- yılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve 29. maddelerine göre ilanen tebliğine karar verildi. Tebligat yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur. Basın: 36662
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle