Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11EYLÜL1992CUMA
12 DIZIYAZI
Bahailer, yılda iki kez bir araya gelerek bilgi ve görgülerini tazeliyor
Kamplar,Bahai yaşamımn örııeği•2-
Yaz kampı Bodrum-Ortakent'teki bir
motelde yapılacak. Yalnız Türkiye'den
değil, başta Ortadoğu ülkeleri olmak
üzere yurt dışından da gelen Bahailer
var. İlk gün ulaşanlann sayısı 130 civa-
nnda. Kamp düzenleme komitesindeki-
ler hafta ortasında gelecekleri de düşü-
nerek etraftaki pansiyonlardan da oda
kiralamışlar. Kampın bir günlüğü tam
pansiyon 75 bin lira. Herkes kendi para-
sım ödüyor. Biz merakla geleni-gideni
gözlerken ve özlemle birbirlerine sanlan
insanlann neler konuştuğunu dinlemeye
çalışırken, çok kısa bir süre sonra onla-
nn da bizi gözlediğini farkediyoruz. "Al-
lahuebha" diye selamlaşmıyor olmamız-
dan Bahai olmadığımızı hemen anlıyor-
larçünkü. Konuk olduğumuzu öğrenin-
ce de bize yardımcı olabilme telaşına
kapılıyorlar.
Kokteyüi açılış
Kampın resmi açılışı akşam verile-
cek kokteylle yapılacak. Gelenlerin bir
kısmı odalanna çekiliyor bir kısmı ha-
vuza bir kısmı deniz kenanna iniyor.
Biz de bu boşluktan yararlanarak in-
sanlarla söyleşiyoruz. Büyük çoğunlu-
ğu ya annesi ya da babası Bahai oldu-
ğu için Bahailikle tanışmış ve daha
sonra Bahailiğı seçmiş. Çok azı kanla-
n ya da kocalan sayesinde veya kom-
şulanndan. arkadaşlanndan duymuş
Bahailiğı sonra da Bahai olmuş.Tanış-
tıklanmızın arasında İran asıllılann
çoğunluğu dikkatimizi çekiyor. Zaten
Bahailik de İran çıkışlı. Iran'da doğan
Hazreti Bahaullah Bahailjğj Bağdat'ta
kurmuş. Gelenlerin kadın erkek genç
yaşlı hemen hepsi bir meslek saîubi.
Büyük çoğunluğu da Farsça-Arapça
ve Ingilizce biliyor. Nedenini araştırdı-
ğnnızda, "Bahailiğin iikeleri" çıkıyor
karşımıza. Bahailikte "Evrensel eği-
tim'Y'Bireylerin yeteneklerinin gelişti-
rilmesi" ve en temel ilke olan "Dünya
birliği" için "ortak dil" çok önemli.
Aynca bu nihai amaca ulaşabilmek
için gereken iletişimi de ancak ortak
bir dille sağlayabilecek olmalan Ba-
haileri birkaç dil öğrenmeye yönelti-
yor. Bahailik İran çıkışlı olduğu için
Farscanın ise ayn bir önemi var.
Kampa Hollanda 'dan katılan Ba-
hai çiftin öyküsü çok ilginç. Gerrit
Vernhout, İngilizce öğretmeni ve ate-
ist (Tann-din tanımaz), kansı Janni ise
Hollanda'da papaz yardımcılığına ka-
dar yükselmiş koyu bir Hıristiyan imiş.
Janni, Bahaılığe merak salmış. Gerrit
ise Hıristiyanlıkla olduğu gibi Bahai-
likle de başlangıçta pek ilgilenmemiş.
Fakat araştırdıkça, öğrendikçe ikisi
birden Bahai olmaya karar vermişler.
Bir zamanlar ateist olan Gerrit olan şimdi
son derece inana bütün bir Bahai.
Vernhout çifti geçen yıl tatil için gel-
dikleri Ayvalık'ta yerleşmeye karar
vermişler. Çiftin Ayvalık'a yerleşmeleri
de ilginç. Janni Vernhout şöyle anlatı-
yor:
"Hollanda'dayken bir gece güzel bir
rüya gördüm. Deniz kenannda, yeşil-
likler arasında, 6aşı örtülü bir kadın
bana domates veriyordu. Neden bil-
mem, bu rüyadan çok etkilenmiştim.
Birkaç ay sonra tatil için Türkiye'ye
geldik ve Ayvalık civannda karavanı-
mızla kamp yapmaya başladık. Daha
ilk gün bir kadın geldi ve bize bir tepsi
dolusu domates verdi. Kadın. kamp
yeri yakınlanndaki tarlasında doma-
tes yetiştiriyormuş ve o gün topladığı
domateslerden bize ikram etmek iste-
miş. Çok konuksever bir kadındı.
Hemen rüyamı hatırladım ve bunun
ilahi bir işaret olduğunu düşündüm.
Gerrit de emekli olmuştu. Ayvalık'a
yerleşmeye karar verdik. Burada yaşı-
yor olmaktan çok mutluyuz. İyi ki o
rüyayı görmüşüm."
Kutsal yıl
"Bahai Dini 1992 Bodrum Yaz
Kampf'nın resmi açılışı motelin kong-
re salonu haline getirilen üst katındaki
bir kokteylle yapılacak. Bahailikle ilgi-
li kitaplann da satışa sunulduğu salo-
nun duvarlan yurt içinde ve dışında
yapılan Bahai toplantılannın afişleriv-
le süslenmiş. Kokteyl öncesi Türkiye
Bahaüeri Milli Mahfıli Başkanı Celal
Çelebi bir konuşma yapıyor. Hazreti
Bahauiiah'ın ölümünün 100. yılı ol-
ması nedeniyle 1992'nin bütün dünya-
da Bahailer için ""Kutsal Yıl" ilan edil-
diğini hatırlatarak konuşmasına baş-
layan Celal Çelebi. Hazreti Bahaullah
ve onun kurduğu Bahailik hakkında
genel bilgiler veriyor. Dünya birliği ve
banşının sağlanmasırun Bahailer için
en büyük amaç olduğunu, bugün için-
de bulunulan ortamda bunun onemi-
nin çok daha iyi ortaya çıktığını vur-
guluyor. "Kutsal Yıl"ın Türkiye'deki
Bahailer için de uğurlu geldiğini, ülke-
deki demokratikleşmeden duyduklan
memnuniyeti dile getiriyor. Geçmiş
yıllarda çeşitli baskılarla karşılaştıkla-
nna değinen Çelebi, bu nedenle yanlış
anlamalara meydan vermemek için
toplantılanna "yaz okulu" yerine "yaz
kampı" dediklerini belirtiyor. Tür-
kiye'nin .Hazreti Bahaullah'ın bir süre
İstanbul ve Edirne'de yaşamış olması
nedeniyle dünya Bahaileri arasında
önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken
Çelebi, bunun da büyük bir turizm po-
tansiyeli yaratabileceğini diğer ülke-
lerdeki Bahai mabetlerinin ziyaretçi
sayılanyla örnekleyerek anlatıyor.
Celal Çelebi'nin açış konuşmasının
ardından, yaz kampına katılanlann
tanışmasına geçiliyor. Sırayla herkes
ayağa kalkıp geldiğj ülke. il ya da ilçeyi
ve adını soyadını söylüyor. Ülke, il. il-
çe adı söylenirken de örneğin, "Bursa
ahbaplanndan, İzmir ahbaplanndan,
İstanbul ahbaplanndan" deniyor. Ba-
hailer birbirlerinden söz ederken "ah-
bap" sözcüğünü kullaruyor. Kampa
katılanlar şimdilik. Türkiye'den İzmir,
Ankara, İstanbul, Kars, Tarsus, İs-
kenderun, Trabzon, Bursa, Kırklareli,
Edime illerinde yoğunlaşıyor. Daha
BAHAİLİK NEDİR,
BAHAİLER
KİMLERDİR?
ŞENAY KALKAN
Oahailerin yaz kamplan biraz da 'tatiie' yönelik
ama kış kamplannda din eğitimi ön plana çıkıyor.
Kamplarda Bahailer amaçladıklan düzenin küçük
örneklerini yaşama geçiriyorlar. Yaz Kampı'nda
sabah ve akşam üstleri Bahai dini ve dünya görüşü
hakkındaki konferanslarla, öğleden sonralan denize
girip güneşlenerek, akşaırüan da hep birlikte
eğlenerekgeçiyor.
Dua Saati- Yaz Kampı'nda bütün topUntıIar dua okunarak başlıyor, dua okunarak bitiyor.
sonra başka illerden de katılım olacak.
Kampa aynca Ürdün, Lübnan ve Bir-
leşik Arap Emirlikleri ile Humeyni
döneminde İran'dan kaçarak çeşitli
ülkelere yerleşen Bahailer de katılıyor.
Daha sonra meyve suyu ve cips da-
ğjtılan kokteyl başlıyor. Alkollü içecek
yok. Çünkü Bahailik'te alkol, uyuştu-
rucu madde kesinlikle ve kesinlikle
yasak. Sigara konusunda bir yasak
yok ama 130 kişilik grup içinde sigara
içenler de parmakla sayılabilecek ka-
daraz.
Akşam yemeği motelin bahçesinde
topluca yendikten sonra herkes yol
yorgunluğunu atmak için odasına çe-
kiliyor. Çünkü ertesi günkü program
"sabah duası"yla saat 06.30'da başla-
vacak.
Kampın ilk günü
Günün ilk ışıklanyla son derece şık-
güzel yazlık giysiler içindeki kadınlar.
erkekler, çocuklar motelin toplantı sa-
lonunda buluşuyor. Fakat katılım az.
Gelenfer toplantı düzeninde yerieştiri-
len sandalyelere oturuyorlar. Bir kişi
kürsü olarak kullanılan masaya gide-
rek dua okumaya başlıyor. Her top-
lantı dualar okunarak başlıyor ve
dualar okunarak bitiriliyor. Herduayı
bir başka kişi ve istediği dilde okuyabi-
liyor. Dinleyenler de kollanru göğüsle-
rinde birleştirerek büyük bir saygıyla
duayı dinliyorlar. Dua okunması sıra-
sında önemli olan konsantre olarak
"ruhanileşmek". Bu nedenle olsa ge-
rek bazılan gözlerini kapatıp başlannı
öne eğiyor ki dış dünyayla, çevreleriyle
bağlan kesilebilsin ve yoğunlaşabilsin-
ler.
Duadan sonra bahçedeki yemek bö-
lümünde kahvaltı ediliyor ardından
yine yukan toplantı salonuna çıkılı-
yor. Bu kez kampa katılan herkes sa-
londa. Önce, kampı düzenleyen "Yaz
Okullan Heyeti" üyesi Tangül Alten,
hafta boyunca neler yapılacağını anla-
tıyor. Buna göre, her gün sabah duası-
nın ardından, çeşitli konularda konuş-
malar yapılacak, öğle yemeğinden
sonra akşam 17.00'ye kadar serbest,
akşam yine konferanslar var, akşam
yemeğinden sonra da çeşitli eğlenceler
düzenlenecek .2-12 yaşındaki çocukla-
ra bu konferanslar sırasında motelin
bir başka bölümünde Bahailik hak-
kında bilgiler verilecek, sorulan yanıt-
lanacak. Aynca "Kutsal Yıl". "Bahai-
lik'in yaygınlaştınlmasının yöntemle-
ri", "Ruhani Mahfıllerin işleyişi ve
meşveretin önemi". "Kadın-erkek
eşiıliği". "İnsan Haklan" gibi konu-
larda da "Work shop" gruplan oluş-
turulacak. Kamp sonunda da bu
gruplar çalışmalannı ve elde ettikleri
sonuçlan gruba anlatacaklar. Sabah
ve akşam konferanslannda ise Hazreti
Bahaullah ve Bahailik hakkındaki bil-
giler, "ruhanileşme" ve "duanın öne-
alar. henüz Bahai eğitimi veren okul-
lar olmadığı için yaz kamplannın
bilgiyi artürmak. yenilemek ve Bahai-
likte derinleşebilmek bakımından taşı-
dığı önemi vurguluyorlar. Yaz ve kış
kamplannın ulaşılması hedeflenilen
"Dünya Birliğf'nin ve o birlik sağlan-
dığında gerçekleşecek Bahai yaşamı-
nın küçük örnekleri olduğunu belirti-
yorlar.
Konuşmaalardan biri Ege Üniver-
sitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlı-
ğı bölümü doçentlerinden Aydın
Güney. İlk gün Hazreti Bahaullah'ın
kişiliği ve görüşlerini, Bahailiğin tarih-
çesini anlatan Aydın Güney daha son-
Serbest zaman- Konferanslardan arta kalan zamanlarda kampa katılanlar ya
havuza ya denize girerek tatil yapıyor.
mi" gibi doğrudan dini ele alan konuş-
malann yanı sıra "Evlilik ve çocuk
eğitimi". "Bahailik'te ekonomik ya-
şam", "Gençlere verilmesi gereken
eğitim ve genel olarak eğitimin öne-
mi", "Sağlıklı yaşamanın koşullan-
Hazreti Bahaullah'ın sağlık konusun-
daki görüşleri" v.b konular da işlene-
cek. Aynca, her gün bir çocuk Bahai-
lik hakkında öğrendiklerini kendi
algılayışı ve cümleleriyle gruba anlata-
cak.
İlk günkü konuşmalar daha çok yaz
kampının önemi ve Bahailik'in tarih-
çesi üzerinde yoğunlaşıyor. Konuşma-
raki günlerde dünyanm çeşitli ülkele-
rindeki Bahailerin yaptığı çalışmalar-
dan örnekler içeren ve Bahailikte
insan haklanna verilen önemi belirten
konuşmalar yapıyor.
Konuşmacılar kampa katılan Ba-
hailer'den oluşuyor. fsteyen, istediği
bir konuda, tabii bir süre önceden
kampı düzenleyenlere bildirerek, dü-
şündüklerinı yada yaptığı araştırmayı
sunuyor. Dinleyiciler de konuşmacıla-
ra soru sorabiliyor ya da kendi sapta-
malannı yapabiliyorlar. Bahailer en
çok konferanslann bu bölümüne
önem veriyor. Çünkü bu bir tür " meş-
veret " yani görüş alış verişi sayılıyor
ki bu da birlik için. kendilerini ve bir-
birlerini Bahailik'te geliştirmek için
çok önemli.
Kampın birinci günün konferans
bölümü, ilk eğitimlerini alan çocukJa-
nn sürpriziyle sonuçlanıyor. 9-10 yaş
arasındaki çocuklar, Türkçe, Farsça,
Arapça. İngilizce, Almanya. Fransız-
ca, Italyanca, İspanyolca "Biz Baha'-
nın kullanyız" şarkısını scylüyorlar.
Kapanış duasının ardından yemeğc
geçiliyor.
Konferans bölümleri ve o bölümler-
de de okunan dualar dışında Bodrum-
Ortakent'teki Panltı Motel'de hiç bir
"olağan dışı" durum yok. Olsa olsa
havuz başına asılan "Bahai dini 1992
Bodrum Yaz Kampı" pankartına ta-
kılabilir insan. Nitekim, motelin Ba-
hailer dışındaki "olağan" konuklan
için "hiç bir değişik durum yok". Yal-
nız, "nasıl oluyor da bu kadar çok bir-
birini tanıyan insan (180 kişi) bir anda
tatile çıkabiliyor?" diye merak ediyor-
lar. Merak edip soranlara da Bahailik
anlatılıyor. Bahailer bunu seve seve
yapıyorlar çünkü zaten onlar da ne
kadar çok kişiye anlatırlarsa Bahailiği
o kadar mutlu oluyorlar. Kaldı ki din-
leri de bunu buyuruyor.
Akşam yemeğinden sonra "eğlen-
ce" başlıyor. Herkesin ortak isteği
Cem'in (Aras) gösteri yapması ve Şe-
hin hanımın Azeri türküler söylemesi.
Gündüzleri kansı Filiz'le birlikte üyesi
olduğu Bursa Mahalli Mahfıli'nin ge-
lirini arttırmak için hazırlattıklan .
Bahai rozeü, Bahai amblemi olan ti-
şörtleri ve bloknotlan şatan Cem za-
ten hazırbğmı yapmış. Önce "Kamp-
tan Haberîer" sunuyor: Sabah duası-
na katılımın az olmasını, hem öğlen
hem akşam yemeğinde makarna çık-
masını, gruptakilerin espn yapılmaya
uygun özeliklerini kendine özgü şive-
siyle hicvediyor. Ardından bir de pan-
domim sergiliyor. Şehin hanımın söy-
lediği birbirinden güzel Azeri türküle-
rin ardından "disco" saati başlıyor.
Gençler son moda danslardan örnek-
ler sunarken. genç olmayanlar hay-
ranlıkla onlan izliyor.
SClRECEK
BAHAİLİK NEDİR?
Prensipleri ve dünya görüşüBahailik'e göre. dinler insan toplu-
munun ruhani olgunluğunun birer aşa-
rnalan. Bahaullah'ın amacı da kendi-
sinden önce gelen pejgamberlenn
öğretilerindeki esas hakikatlen, içinde
yaşadığımız yüzyılın gereksinmelerine
yanıt verecek şekilde yeniden ortaya
koymak. Çeşitli kaynaklarda Bahailik'-
in temel prensipleri şöyle sıralanıyor:
1-Din, sevgi vedostluk sebebi olmalı-
dır: Bahai dininde sevgi ve dostluk her-
kesi kapsıyor. Yani, yalnız aynı inancı
taşı>anlar arasında değil, sevgi ve dost-
luk herkese karşı gösterilmelidir. Bahai-
lik'te gerek kendi içlerinde gerek başka
inançlara sahip insanlara karşı u>oış-
mazlıklar karşısında her iki tarafın ısra-
n ve bundan dolayı tartışmak ve farkb
fikirler etrafında gruplar oluşturulması
hoş göriilmüyor. Bahailik'te sövme.
yerme ve sevgiyi ortadan kaldırari hare-
ketler yasak. Cihad (din için savaş) hük-
mü yok. Zulüm ve işkencelere karşı
aynı şekilde karşılık vermek doğnı de-
ğil. kişisel yargı ve ceza vermek de ya-
sak.
2- İnsan toplumunun birliği: Bahai-
lik'e göre. din, dil, renk, ırk, sınıf ve cins
farkı gözetmeden bütün insanlar eşit.
Bu prensibe. Bahaullah'ın "Ey cihan
halkı. Hepiniz bir ağacın meyveleri ve
bir dalın yapraklansınız" sözleri örnek
gösteriliyor.
3-Bağnazlıklann bırakılması; Bahai
dınınde, insanlar arasındaki uyuşmaz-
lıklann ve savaşlann belli başlı sebeple-
n, dinde, millıyette, ırkta ve siyasetteki
bağnazlıklar. Bu nedsnle bu konularda-
kı bağnazlıklar her şevden daha tehlike-
li görülüyor. Abdülbaha'nın bu konu-
lara ilişkin görüşleri özetle şöyle: Din.
kalpleri birleştirmeli. uyuşmazlıklan ve
savaşjan kaldırmalı, sevgi ve ruhaniyet
yaratmalı, herkese aydınlık, sağlık \e
güven getirmelidir. Aynlığa sebep olur-
sa bırakılması daha doğrudur. Mıllet ve
ırk üstünlükleri birer kuruntu ve bağ-
nazlıktır. Milletıni sevmek doğal bir
duygudur ama kendi milletini diğerle-
rinden üstün saymak yanlıştır. Tann'-
nın yanında milletler arasında fark
yoktur Bütün insanlar bir ulustur.
Hepsi Adem'in soy ağacından üremiş-
lerdir. Ağaan aslı Adem'dir ve tektır.
Farklı uluslar ağaan dallan gibidir. Ki-
şiler de yaprak. çiçek ve meyvedır. Öy-
leyse kan dökmek, insan topluluklannı
yok etmek bilgisizlikten ve ulusal bağ-
nazlıktan ileri gelmektedir. Vatan, kişi-
nin yuva kurduğu, huzur ve mutluluk
içinde oturduğu çalıştığı, kazandığı yer-
dir. Buyerdünyanın herhangi biryerin-
de olabilir. Sınırlar, insanlar tarafından
çizilmiştir.
Bahailer burada bir noktaya dikkat
çekiyorlar:" Bu görüşler bazı kişiler ta-
rafından Bahai'îerin din. ulus. vatan
kavramlannı ortadan kaldırmak iste-
dikleri şeklinde yorumlanıyor. Oysa
Bahaiiik bu kavramlardaki bağnazîık-
lan, fanatikliği, kin ve nefrete yol aça-
cak üstünlük savunulannı reddetmek-
tedirler. Bahai'ler, uluslann birbiriyle
anlaşmasını. her vatan parcasında otu-
ranlann birbiriyle anlayış ve dostluk
duygulan içerisinde mutlu yaşamalannı
istiyorlar."
4-Genel banş: Bahai'lere göre bütün
uluslann birbiriyle iyi ilişkıler kurarak.
birlik ve beraberlik içinde yaşaması.
yardımlaşma ve dayanışma halinde ol-
malan. devamlı ve savaştau 'îzak bir
güvenlik içinde yaşamalan için genel
banşm kurulması gerekir. Banş ortamı
içinde meydana gelecek anlaşmazlıklar
da uluslararası yüce mahkemeye havale
edilerek. orada hak ve adalet ile venle-
cek kararlarla çözülür. Bu kararlar
dünya merkez hükümeıının emrindeki
uluslararası kuvvetle ıcra edilir. Yalnız
ülkelerin iç güvenlıklerinin sağlanması
için her ülke küçük bir kuvvet bulundu-
racaktır.
5-Dil ve yazı birliği: İki kişinin birbi-
rini sevmesi. onlann anlaşmalanyla. bu
anlaşma da birbirinin dilini konuşabili-
yor olmalanyla mümkündür. O halde
insanlar için ortak bir dile gerek vardır.
Bu ortak dil, doğu ile baüyı birbirine
yaklaştınr. Birbirinin sanat. kültür,
edebiyat ve bilimsel yapıtlanndan ha-
berdar eder ve faydalandınr. Bu neden-
le Bahai dini, okullarda çocuklann iki
dil öğrenmesini istiyor. Biri ana dil, di-
ğeri ise genel dil. Bu genel dil ya kullanı-
lan dillerden en yaygın olanı olabilir ya
da yeniden türetilecek bir dil. Bu şekilde
okullarda zamana göre ve uluslann ege-
menliğine göre değişen bir dil değil.
dünyanın her yerinde ana dilden başka
okutulan bir genel dil olacaktır. Kişi
dünyanın neresinde olursa olsun, böy-
lece bu ortak dille kolayca herkesle an-
laşacak, birbirinin dert ve isteklerini
öğrenecektir. O zaman Bahaullah'ın
dediği gibi "Dünya bir vatan ve bütün
insanlar bir toplum" olacaktır.
6-Genel ve Zorunlu Eğitim ve Öğre-
tim: Bahai dininde ilk öğretim ve eği-
tim, genel ve zorunlu. Birinci görev ise
çocuklann anne ve babalanna düşüyor.
Eğer aile çocuklannı okutamayacak
dunımdaysa Mahalli Ruhani Mahfiller
çocuklann eğitim masraflannı üstleni-
yor. Anne olacağı ve doğacak çocukla-
nn ilk eğitimlerinde büyük rol üstlene-
ceği için kız çocuklarının eğitimi ise
erkeklere oranla çok daha önemli.
7-Kadın ve Erkek eşıthğı: Bahai di-
ninde kadın ve erkek, varlık olarak sos-
ya) haklarda, ruhani ve ahlaki konular-
da eşitler. Kadınlar, toplumlann sosyal
konulanna daha çok kanştınlmah ki
erkek düşünce ve davranışlan biraz da-
ha yumuşasın ve sorunlar sevgiyle şef-
katle ele alınarak genel banşın temeli
daha sağlam atılsın.
8-Siyasal işlerden uzaklaşma: Bahai'-
îerin uymak zorunda olduklan bir ku-
ral da idaresi altında yaşadıklan devlet-
lere karşı dürüstlük ve bağlılık göster-
meleri gerektiği. Buna göre Bahai'ler
yaşadıklan ülkelerin bütün kurallanru,
yasalannı kabul ederler. Siyasete gir-
mek aynlıklan, anlaşmazlıklan ön pla-
na çıkaracağı için kesinlikle siyasetle
uğraşmazlar. Örneğin bir Bahai kesin-
likle belediye başkanhğına. milletvekil-
liğine aday olamaz. Eğcr olursa Bahai'-
likten çıkması gerekir. Aynı şekilde
siyasetle uğraşan kişiler de Bahai olma-
ya karar verirlerse si>asetle bütün ilişki-
lerini kesmek zonındadırlar.
Kimler, nasıl Bahai olur?
Bahailik'in temel ilkelerini kabul
eden, Hazreti Bab'dan başlayarak,
Hazreti Bahaullah'a ve ondan sonra
yetkili kılınan kişilerin görüşlerine
inanan herkes Bahai olabilir. Bahai
olmak için herhangi bir tören yapıl-
mıyor. Sadece bulunduğu yerdeki
Mahfil'e tescil olması gerekiyor. 15
yaşını doldurmuş insanlar tescil ola-
biliyor. Bahai'ier bunun istatistiki bil-
giler için gerekli olduğunu söylüyor-
lar. Bir de 21 yaşını aşmış Bahai'ler
mahfil üyelerini secme ve mahfıl üyesi
olarak seçilebilme hakkını elde edi-
yorlar. Tescil bu nedenle de gerekli.
Bahai olanlar eğer temel ilkelerden
uzaklaşır (siyasete girme, aynlık ya-
ratma, toplum kurallanna uymama
gibi)ya da yüz kızartıcı bir suç işlerler-
se (alkollü içki içme, kumar oynama,
hırsızhk v.b)önce uyanlıyorlar. An-
cak kişi bu tutum ve davranışlarda
ısrarlı olursa o zaman Bahaihk'ten
tart ediliyorlar. Bahailer tart edilen
kişilerin çok az olduğunu söylüyor.
ANKARA...ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Gazeteci ve Yağmur
Kapı çaldı, "kim o" diye sordum.
- isim babanız.
Açtım, bana 'Körfez Ana' adını veren okurumu gördüm
karşımda. ören'e gelmiş bana bir merhaba demek istiyor.
Elbet çok hoşlandım. Ondan daha önce söz ettim bu köşe-
de. Izmir'de oturuyor. Akçay'da tatil yapıyor. Çok yönlü
yaşayan kişilerden. Mesleği eczacılık, aynca müzikle uğ-
raşıyor, doğayı korumak için savaş veriyor, sanat tarihin-
den hoşlanıyor, 68 kuşağından. Geriye bakınca romantik
buluyor birçok olayı. Eleştiri mi bilmem, romantik olmak
eleştirilemez bence. Romantizmin de bir gerçeği var değil
mi?
Balkonda oturduk, söyleştik biraz. Ida tepelerinden, As-
sos'tan, Karşıyaka'daki palmiye ağacından, müzikten ve
de gazetelerden. Bir süredir gazete az okuduğunu söyle-
di. Radyo dinlemeyi yeğliyor. Kısa dalga istasyonlarında
dolaşıyor. İlginç söyleşiler, yorumlar, tartışmalar dinliyor.
Oyorumlardan biri de gazetecilik üzerine. Galiba BBC'de
ünlü bir kişi gazeteciyi çok ilginç tanımlıyor. Gazete bir
yağmur; toprağa değil, denize yagar!
Genç okurum gitti. Bir de heykelcik getirmiş bana. Bir su
tanrısı. Armağan satan dükkânda başka tanrı kalmamış,
bunu getirdim dedi. Masada su tanrısı, karşımda deniz,
ben de yağmur! Karaya değil, denize yağdığımızı söyle-
şen kişi biraz acımasız mı diye düşündüm. Belki de değil?
Bana Körfez Ana diyor genç okurum, zarif bir sesleniş,
ama Körfez Ana olarak ne yapabildim? Ege'nin mavilikle-
rini sevgiyle kucakladım ancak. Kirlenmesin diyeyaptığım
uyarılar neye yaradı? Işte bu yaz da geçiyor, ama Körfez
1
-
in kirlenmemesi için gerekli önlemler nerede? Arıtma te-
s.islerinden ne haber? Çevre Bakanlığı, Turizm Bakanlığı
Körfez'e nasıl bakıyor, kirlenmesini önlemek için neler ötv
görüyor? Bu hızlı ve çarpık kentleşme sürdükçe çevre kir-
lenmesi nasıl önlenir! Kıyıları betonlaştıran sitelerin, deni-
ze atık sular getiren derelerin denetimi yapılmazsa bu
mavi deniz kirlenmez, kararmaz mı? Benim denize gire-
ceğim yıllar azahyor giderek, bu mavi cenneti uzun yıllar
yaşadım, mavi Körfez'e bulandım yıllarca, ama gelecek
kuşaklar pislığe bulanacak bu gidişle!
Denize giderken Polonyalı bir karı-kocayla karşılaştım
geçen sabah. Erkek ortopedist, kadın çocuk doktoru. Kra-
kow yakınlarında bir klinikte çalışıyorlar. Biraz konuştuk,
' birbirimizden hoşlandık, akşamüstü çaya çağırdım, söyle-
şiyi uzattık sonra. Polonyalı Papa'dan, Valesa'dan, istan-
bul'da tatil yerlerinde kurulan Polonya pazarlarından söz
ettik, sonra Chopin'den. Türkiye'de ilk kez tatil yapıyorlar.
önceleri Baltık kıyılarına giderlermiş. ören'i sevmişler,
önümüzdeki yaz yeniden gelmeyi tasarlıyorlar. Ber-
gama'ya, Pamukkale'ye gitmeyi düşünüyorlar. Güzel bir
ülke, doğası da, kültür varlrkları da dileriz bozulmaz diyor-
lar.
Güneş batarken şaraplar içtik Polonyalı doktorlarla. De-
niz de şarap çanagına dönüştü giderek. Polonyalı kadın
baktı.
- Denizi de, güneşi de özleyeceğiz dedi.
Buyurun bakalım. bu satırları yetkili kişi ve kuruluşları
uyarmak için yazıyorum. Okusunlar, birkaç yağmur dam-
lasıyla biraz ıslansınlar diye! Otel yapmak yetmiyor, doğa-
yı korumak gerekiyor, denizi kirletmemek. Turizme bağla-
nan umutlar da erir gider sonra!
Telefon çaldı derken. Niğde'den bir okurum, genç ve gü-
zel bir kadın. Onu CSO konser salonunda gördüm bir ak-
şam. Yanında oğlu Çağdaş. Niğde'den konser dinlemeye
geliyor başkente. Yazılarınızdan yürekleniyorum, oğlu-
muza müzik öğrenimi yaptıracağız dedi. Şimdi de Bil-
kent'e kaydedildiğini müjdeliyor. Ne hoş değil mi? Arka-
dan başka telefonlar ve mektuplar. Kalemimin yeşerdiğini
hissettim birden.
Bu yıl konservatuvara, üniversitelerin tiyatro bölümüne,
Bilkent Üniversitesi Müzik Fakültesi'ne büyük llgi ve bin-
lerce başvuru var. Profesör Ersin Onay sınavlarda yeni
yöntemler uyguluyor, yetenekli çocuklann seçimini çok iyi
elekten geçirmeye özen gösteriyor. Gelecek yıl için de
başka tasarıları var. Dijital bir piyanoyla Anadolu illerini
dolaşarak daha geniş bir katılım sağlanacak. Bu yıl başvu-
ru çok sayıda, ama Anadolu illerinden kaç çocuk gelebildi
acaba? Büyük kente gelmek başlıbaşına bir sorun değil
mi? Kimi çocuklann yol parası da yok belki, yeteneğini na-
sıl geliştirsin, sınava nasıl girsin? Oysa geniş katılımla
daha iyi eleme yapılır, nice yetenekli çocuk müzik öğreni-
mine olanak bulur. Her dalda yıldızlar parlar o zaman.
Bence bu konuya özenle eğilmek gerekiyor. Bu yılki büyük
ilgi radyo ve TV'ye de yansıyan konserlerden kaynaklanı-
yor. Bir müzik olayı, müziğe sevgi ve ilgiyi üretiyor. Müzik
öğrenimi yapmak istiyor çocuklar, müzikle uğraşmayı, gü-
zellikler üretmeyi özlüyorlar.
Geleceğin yıldızlarını sevgiyle kutluyorum. Onlar için ne
güzel yazı lar yazacağım kimbilir.
BULMACA
SOLDAN SACA:
1
2
1/ Akdeniz çevresin-
de çok yetisen, yap-
rakları güzel kokulu
bir bitki. 2/ Piston...
Bir gösterme sıfatı.
3/ Tırpana balığına
verilen bir başka
ad... Kira. 4/ Yaba-
nıl hayvan barına-
&... Hindistan cevi-
zi ile romdan yapılan
hafif alkollü bir içki.
5/ Bazı kâgıt oyun-
lannda, ortaya sürü-
lecek parayı odeye-
bilmek için her
oyuncunun kendi
önüne koyduğu toplam para... Saç
örgüsü. 6/ Sermaye. 7/ Kerestesi da-
yanıklı bir orman ağacı... Konut. 8/
Genelev isleten kadın... Sınır nişanı.
9/ Dökme demir... Ritim.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Her-
hangi bir biçimde edinilen deneyim-
lerin ve bilgilerin toplanu. 2/ özen...
Bir tembih sözü. 3/ Kuşun yavrusu-
na taşıdığı yem... Kürkü değerli yır-
tıcı bir hayvan. 4/ Kuran'da bir su-
re... Havadaki su buhan. 5/ Bir nota... Yünden dövülerek yapı-
lan kalın ve kaba kumaş... Peygamberleri Hud'u dinlemedikle-
ri için Tann tarafından yok edilen kavim. 6/ "Ufak, tefek, eğri
büğrü" örneklerinde olduğu gibi anlatımı güçlendirmek için ses-
çe benzer sözcüklerin üst üste kullanılmasına verilen ad. 7/ Yur-
dumuzda kurulmuş yirmi bir köy enstitüsünden biri. 8/ Dağ-
kırlangıa... Renyum elementinin simgesi. 9/ Soy, sülale... Bir
Asya ülkesinin başkenti.
Mi&osoıft®
Wiadows 3.1
Türkçe!Windows3.1 Türkçe....™ 250$
• Netıvork 5 kullanıcı 750 $
• Neıwork 1 kullanıcı 150 $
Windows3.1 TR Upgrade 150$
KtSA BİR SÜRE % 12 KDV DAHİLDİR
W6j* ÛBÜMLtR ^i» AJUTtNIZ
BYINTERFIXAO
YAZILIMDA TÜRKİYENIN U2MAN
(1)338 01 02-346 85 51
ÖZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
91.DÖNEMKAYITLARI
DEVAM EDİYORI
Hafta sonu-Hafta içi ve
Akşam kursları devam ediyor.
Dershane:
ÛSKÜDAR. 343 67 82-310 «2 86
K0ZYATAĞI:362 47 33
TARABYA: Z«2 « «