08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8TEMMUZ1992ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI KEİP kitap oldu • Ekonomi Senisi - İstanbul Sanayi Odası tarafından geçen şubatayında îsuınbulda düzcnlcncn "Türkisc'nin Dış Ekonomik İlişkilerinde Yeni Ufuklar" konulu uluslararası. seminerdeyapılan konuşmalar kitaplaştınldı. Kitabın, "Karadeniz. Kafkaslar, Orta Asya"yı ele alan ilk bölümünde Rusya Bilimler Akademisi üyesi Aleksi Kuprianovveemekli büyükelçi Şükrü Elekdağ özellikle Karadeniz Ekonomik İşbirliğı Bölgesi hakında görüşlenni dile getiriyorlar. Rus profesörün çekinceler taşıyan konuşması yanında Elekdağ KEİP'in gerçekleştirilmesi için ne gibi kurumsal önlemleralınması gerektiğini anlatıyor. Pîyale Makarna 70 yaşında • Ekonomi Senisi - Piyale Makarna 70. yıldönümünü kutluyor. 15kasım 1922 tarihindeyeni hükümetten satın alınan bir fabrikayla üretime başlayan Piyale, bugün 32 değişik cinste makarna üretiyor. 1922 yılında lOiççiyle ilk makarna üretimini gerçekleştiren firma. 1954 yılında yeni bir fabrikada Piyale Maktaş Makamacılık adını aldı ve 1988 yılında Alman Dr. Oetker fırmasıyla bir anlaşma imzalayarak Piyale-Dr. Oetker Gıda Sanayi AŞ'yi kurdu. Bugün bu şirketin 4 grupta, 43 çeşit ürünübulunuyor. TÜSİAD'ın amblemi değişti •Ekonomi Senisi - Türk Sanayicileri ^^•KK ı &«£ ve İşadamlan Derneği 'nin ambleminde TÜStAD yapıldı. Budeğişiklikle amblemdeki fabrika fıgürü modernleştirildi. ağaçdaha beiirgin hale getirildi. TÜSIAD kelimesinin altına mavi bir çizgj eklendi. TÜSİADambleminin renklerinde birdeğişiklik yapılmadı. Fabrika ve ağaçian oluşan figürün reıjgi daha önce olduğu gibi mavi, TÜSİADkelimesisiyah. eklcnen çizgi rengi de mavi. İntershop '92 fuarı • Ekonomi Senisi - İstanbul Fuar Hizmetleri (İ FO). 2-6 arahkl 992de İntershop adı altında bir fuardüzenliyor. Altyapı malzemelerinden etikete kadarbirdükkanın • kurulmasında gerekli olan her türlü ürünün sergileneceği fuann adı. Salış Yeri Tanzim ve Teşhir Gereçleri Uluslararası Fuan olarak belirlendi. Mecidiyeköy FM Fuar Merkezi'nde düzenlenecek olan fuara yerli fırmalann yanısıra yabancı kuruluşlar da katılacak. İsrail'le turizm anlaşması • ANKARA(ANKA)- Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkilerin yükseltilmesiyle ikili ilişkilerde beklenen canlanmanın turizm alanından başlayacağı öğrenildi. Türkiye ile israil arasında l hazıranda imzalanan turizm işbirliği anlaşmasının Tiirk hükümetince onaylanmasından hemen sonra sonra bir İsrail turizm heyeti Türkiye'ye davet edilecek. Buarada. İsrail turizm bakanının bu yaz Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunması da bekleniyor. SATILIK AtaköyAtrium'da sahibinden 18m2 dükkan 5596149 MESEN OTEL A k ç a k o c a Lokanta-Havuz-Plaj O.K.: İOO.OOO.-TI. Rezervasyon; istanbul: 265 29 68 Akçakoca: (9-4614) 1554 •Rumelihisan Han Restauranc kuruluşudur. Zengin ülkelerin zirvesinden olumlu sonuçlar çıkması beklenmiyor Bush, GATFtanümitli değilDİLEK ZAPTCIOĞLU MLNİH - ABD Baş- kanı Gcorgc Bıısh. G-7"nin Münıh'ıeki doruk loplantısın- da. Güınrük Tarifclcri vc Ti- eareı Gcncl Anlaşması (GATT) çerçevesindc yürülü- lcn uluslararası licarctin ser- hestlcşlirilmcsinc ilişkin Uru- guay raundu müzakereleri konusunda anlaşmaya vanla- bileccğindcn ümitli dcğil. Bush, önde gelen zengin sa- mısilcşmiş ülkelerden oluşan Yedıler Grubu'nun Münih kenıindeki toplanıısı sırasın- da Avrupa Topluluğu (AT) Komisyonu Başkanı Jacques Delors ile görüşmesinden önce basın mensuplanna yapüğı acık- lamada, "Bu toplantı sırasında GATT müzakereleri konusun- da anlaşmaya vanr.ayı bekle- miyoruz" dedi. Ekonomi Zirvesi'ndeki otu- runılannda dün "Sovyetler Birliği'nin yerine kurulan BDT'ye yapılacak yardım ve dış borçlann ertelenmesi" ko- nulan ağırlıklı olarak ele alın- dı. Zirveye katılan ABD, Kanada. Japonya. Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya de- legasyonlan; GATT, faizlerin düşürülmesi, eski SSCB"deki nükleer santrallar ve dünya konjonktürünün canlandınl- masını tartıştılar. Münih'te polisin, zirve aleyhtan gösteri- cilere karşı serl tutumu eleşti- rilirken Siemens binasına önceki gece- molotof kokteyli atıldı. Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin dün akşam Münih'e gelmeden önce G-7'lerin sert bir uyansıyla karşılaştı. Çö- ken Sovyetler'in geleceğini tartışan devlet ve hükümet • ABD Başkanı George Bush Yediier Grubu'nun Münih"teki toplantısı sırasında AT Komisyonu Başkanı Jaques Delors ile görüşmesinden önce yaptığı açıklamada "Bu toplantılarda anlaşmaya varmayı beklemivoruz" dedi. başkanlan. Moskova'ya "Baltık devletlerinden birlik- lerini ne zaman çekeceğine dair acil takvim sunması" için direktif verdiler. Almanya. zirvede yüksek faiz poliıikasından vazgecme- si için sıkıştınldı. Ancak Al- manlar faizleri düşürmeyecek. Alman Merkez Bankası. bir- Uzmanlann sulu tanm yapanlara önerisi: Kimyasal gübre kuUanmayınADANA (Cumhuriyet Günev İlleri Bürosu) - Tanmda verimi artırmak amacıyla kullanılan kimyasallann. insan sağlığını vc çevrenin doğal dengesini her gcçen gün birazdaha bozduğu- nun anlaşılmasıyla gelişmiş ül- kclerin yıllarca önce yöneldiği organik tanm ürünleri üretimi- ne Türkiyc'nin de geçmekte geç kalmaması gcrektiği vurgulan- dı. Sulu tanma açılacak GAP ve ben/eri alanlardaki lanmsal faaliyetlerde kimyasal gübre ve ilaçlann kullanılmaması öneril- di. Ziraat Mühendisleri Adana Bölgc Şubesi'nde düzenlenen "Biyolojik Tanm" konulu pa- ncl gerçeklcşti. Oda Şube Baş- kanı Güven Burma'nın kısa açış konuşmasıyla başlayan pa- nelin konuşmacılan. gerek za- rarlılarla savaşımda kimyasal ilaçlar. gerekse birim alandan daha çok vcrim elde edilmek üzcrc gübre. hormon ve diğer esemetik koruyucular kullanıl- madan gerçckleştirilen tanmsal iirün ürctimi vönetimi olan "or- ganik tanm'ın. ABD ve Avru- pa ülkelerinde hızla yaygınlaştı- ğını bildırdiler. Panele başkanhk eden Çuku- rova Üniversiteşi Ziraat Fakül- tesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Kâam Abak. 1950'lerin başın- da ABD'de başlayan ve daha sonra gelişmiş Avrupa ülkeleri- nin de geçtiği organik tanmın. günümüzde gerek üretici ve ge- rckse tüketici tarafından büyük bir kabul gördüğünü vurgula- dı. Tüketicilerin sağhklı olan bu ürünler pazarda daha çok ara- maya başladığını, verimi öteki üretim biçimine göre yüzde 5-10 az olmasına karşın çiftçi- nin yüksek fıyat avantajını kul- lanarak üretimi talep oranında arttırdığını kaydeden Prof.Dr. Abak, Türkiye'de de gelişen teknolojinin kullanılmadığı ki- mi bölgelerde farkında olma- dan organik tanm yapıldığını söyledi. Kuru üzüm, kuru incir, fındık. fıstık. gül yağı. merci- mek ve nohutta kimyasallann kullanılmadığını ve bu ürünle- rin dış pazarlarda rahatlıkla alı- cı bulabildiğmi belirten Prof. Dr. Abak. "Türkiye'de henüz yaygın şekilde tanma açılma- mış Güneydoğu Anadolu Pro- jesi (GAP) gibi alanlara kimya- sal sokulmamalı ve organik tanm yapılmalıdır" dedi. Zengin toplumlarda fcrtlerin ürün alırken fıyat faktörünü değil. kaliteyi ön planda tuttu- ğunu anlatan Prof.Dr. Oğuz Yurdakul. Avrupa pazarlanna hâkim durumda olan çok bü- yük fırmalann. organik yön- temle üretim yapan küçük işlet- melere pazarlannı kaptırmaya başladıklannı ifade etti. Prof. Dr. Yurdakul. sağhklı ürün pa- zarlannın gelişmiş ülkelerde net bir şekilde genişlediğini bildirdi. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Öğre- tim Üyesi Prof.Dr. Şefik Yeşil- soy, yakın tarihe kadar birim alanda verimi artıran kimyasal gübre ve ilaçlar kullanıla k'ulla- nıla toprağın biyolojik yapısını bozarak verimsizleştirdiğine dikkati cekti. Organik tanmın geriye dö- nüş olmadığını ve geçilmesinin de zorunluluğuna işaret eden Prof.Dr. Şefik Yeşilsoy, orga- nik tanmda. kimyasal gübre yerine hayvani gübre kuUanıl- dığını anlatırken, Çukurova'da küçük büyük lüm tanm işlet- melerinin hayvancılığı da bir arada yapmalan önerisinde bu- lundu. Tanmda kullanılan kimya- sallann insan ve tüm canlılar üzcrindcki olumsuz ctkilcri or- taya çıktıktan sonra organik tanma geçilmeye başlandığını vurgulayan Prof.Dr. Erdal Şe- kcroğlu ise organik tanmın bir aşaması olan zararblarla sava- şımda Türkiye'de dc kimyasal ilaçlar yerine, kimi alanlarda uygulanan biyolojik mücadclc çok önemli ilerlemeler katedil- diğini söyledi. Akdeniz bölge- sinde turunçgillerde bazı zarar- lılara. yararlı böcekler kullana- rak entegrc cttiklerini anlatan Prof.Dr. Erdal Şekeroğlu. bu- nu parmaka da dayanıklı türler geliştirmek suretiyle yapmanın olanaklı olducunu sözlerine ek- ledi. leşmenin getirdiği enflasyonla artan dış borçlanma karşısın- da Deutsche Mark'ın istikra- nnı korumak için yüksek faiz politikası uyguluyor. Daima rantın en yüksek olduğu yere akan sermaye, yüksek faizler nedeniyle diğer ülkelerden Al- manya'ya kayıyor. Bu, özel- likle G-7'deki Avrupa ülkeleri Fransa, İtalya ve İngiltere'nin merkez bankalarını da faizleri yüksek tutmak zorunda bıra- kıyor. Liderlerin iç politik sorun- lan, zirvede gündemi belirle- meye devam ediyor. Çevre konulannda çok duyarlı olan Almanya'nın Başbakanı Kohl. eski SSCB'deki nükleer santrallann kapatılması ve modernizasyonu konusunu ısrarla vurgularken ABD lide- ri Bush bambaşka kaygılar içinde. George Bush, kasım- daki başkanhk seçimi öncesin- de Amerikan çiftçisinin oyunu sağlama almak için GATT bağlamında ticaretin überal- -'.eştirilmesi konusuna hassasi- yetle eğiliyor ve Amerikan tarin ürünlerine ATnin koy- duğu yüksek gümrük duvarla- nnın indirilmesine çalışıyor. Japonya ise Rusya'ya yapa- cağı yardımı toprak sorunu- na, Kuril Adalan'nın geri ve- rilmesine bağlama çabasında. Japonya da, ABD gibi zirve- nin Avrupa kanadını ücarette liberizasyon için sıkıştınyor. Oysa gerek Alman gerekse Fransız çiftçisi zaten AT için- de ürünlerini satamamaktan şikâyetçi e kendi hükümetle- rini baskı altında tutuyor. Fransa ve ABU arasında "Avnıpa ordusu" gibi konu- lardan kaynaklanan politik sürtüşmeler de görüşmelere yansıyor. Bu yüzden Münih'te sünpriz olmazsa GATT konu- sunda büyük gelişmeler bek- lenmivor. Gençlerin gözdesi walkmanİZMİR (AA) - Teknolojinin çok büyük bir hızla geliştiği günümüzde. cn kaliteli sesi ve- rcbilecck düzeye gelen "walk- man"ler gençlerin gözdesi olmayı sürdürüyor. 10-12 yıllık bir geçmişe sahip olan bu cıhazlar. yürürken. spor yaparkcn. ders çalışır- kcn. gcnçlere arkadaşlık edi- yor. Radyo-kasetçalar veya yalnızca kasetçalardan oluşa- bilen walkmanlann fıyatı. 60 bin lirayla 1.5 milyon lıra ara- sında değişiyor. Sadece kaset- çalar olan vvalkmanler hafıflik açısından tercih ediliyor. Bu tip aletlerin fıyatlan kalitesine göre 60 bin liradan başlıyor ve yükseliyor. 1 milyon lira göz- den çıkarıldığında ise. iyi bir radyosu bulunan. kasetçalarh bir Nvalkman alınabiliyor. Böyle bir walkmande, dijital istasyon arama. önceden bu- lunup sabitlenmiş istasyonlan arama. istasyondan istasyona atlama. bandı geri sarma. au- toreverse. otomatik stop, bas takviyesi, graphic equalizer ve gürültü tutucu özellikler bulu- nuyor. Bazı kasetçalar tipleri. kulaklığı cekince otomatik olarak duruyor. Yanlışlıkla ciha/ı kapatma vcya istasyon doğiştirme durumlannı önle- mek areacıyla bir sabitleme düğmesi konuluyor. Walkman piyasasında, Japon Sony ile Üzakdoğu'dan gelen çeşitli markalann etkili oldu- ğunu belirten ilgililer. piyasa- da cn yaygın olarak bulunabi- lcn Sony marka vvalkman fıyaılannın. modeline göre 320 bin ile 1.5 milyon lira ara- sında dcğiştiğini söylediler. Lzakdoğ ürünlerinin özel- liklcri vc fiyatlan ise şöyle: Kaınasonic: 4 pilli. Tayvan malı. 75-90 bin lira. Daivva: Tayvan malı. 4 pilli. 100 bin lira.' Molck: 2 pilli. Tayvan malı. 120 bin lira. General Elcctric: 2 pilli. ABD paicnıli Çin malı. radyolu 290 bin lira. Sunny. Çin malı. 4 pilli. kayıt yapıyor. 350 bin lira. International: Hangi ülke ma- lı olduğu belli değiî, 60 bin Jec: Kore malı. equalizerli, 2 dalga radyo. stereo kayıt. rad- yodan kayıt yapıyor. 4 pilli. 375 bin lira. Neoplan'da Koç- Ulusoy ortaklığı • Vehbi Koç ile SafTet Ulusoy'un ele aldıklan proje için taraflar ünlü Alman otobüs üreticisi Neoplan'ın yetkilileri- nin de katıldığı bir top- lantı yaptılar. Ekonomi Senisi - Sabancı Holding'in İzmit gezisinde fi- lizlenen "Koç-Ulusoy ortaklı- ğıyla Türkiye'de Neoplan otobüs üretme projesi" için karar aşamasına gelindi. Veh- bi Koç ile Saffet Ulusoy'un üzerinde konuştuklan proje için taraflar dün, ûnlü Alman üretici Neoplan'dan yetkilile- rin de katıldığı bir toplantı yaptılar. Ulusoy Genel Mü- dür Yardımcısı Mustafa Yıl- dınm; Otokar Genel Müdürü Jan Nahum, Saffet ve Yılmaz Ulusoy ile Neoplan proje, imalat ve pazarlama müdürle- rinin de katıldığı toplantıda. Türkiye'deki potansiyel pazar üzennde görüş bırliğine vanl- dığını söyledi. Türkiye'ye geti- rilen bir Neoplan otobüsün bugün tanıtılacağını kayde ? den Yıldınm. üretimin Örta- doğu ve bazı Afrika ülkelerini de kapsayacak şekilde plan- landığını sözlerine ekledi. Çelik üreticileri, Başbakan Süleyman Demirel'e rapor sunacak Demir-çelik sektörü ^iyileşemiyor' • Demir-Çelik Üreticileri Derneği Genel Başkanı Arif Onat, "4 milyon tonluk üretim fazlamız var. Bunuihraçetmek zorundayız. Hükümetten kaynak istemiyoruz. Sadece iç satışlardan bir prim almak ve bunu ihracatta kullanmak istiyoruz. Hükümetin bu konuda yasal düzenleme yapmasını önereceğiz" dedi. • METAŞYönetim Kurulu Başkanı Selçuk Yaşar son 8 yılda uygulanan yanlış ekonomi politikasının sektörü hasta durumuna getirdiğini savundu. TÜREY KÖSE İZMİR - Demir çelik üreticileri. scktö- rün hasta olduğunu belirterek gelecek haf- ta Başbakan Süleyman Demirel'e sorunla- nna ilişkin bir rapor sunacaklannı söyledi- ler. Dcmir Çelik Üreticileri Derneği Genel Başkanı Arif Onat. "4 milyon tonluk üre- tim fazlamız var. Bunu ihraç etmek zorun- dayız. Hükümetten de kaynak istemiyo- ruz. Sadece iç satışlardan bir prim almak ve bunu ihracatta kullanmak istiyoruz. Hü- kümetin bu konuda yasal düzenleme yap- masını.önereceğiz" dedi. Demir çelik üreticleri. Başbakan Süley- man Demirel"in METAŞ'ı yeniden üretime açtığı tören öncesindc bazı sorunlannı ak- lardılar vc gelecek hafta aynntılı bir rapor sunacaklannı belirttiler. METAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Yaşar, son 8 yılda demir çelik sektöründe uygulanan yanlış ekonomik politikalar nedeniyle bugün sek- lörün "hasla" duruma geldiğini savunarak şunlan söyledi: ~ ~ "Sekıör rahatsızdır. Çimento Sanayii Birliği gibi bir tedbir beklemektedir. 8-10 milyon ton kapasiteli demir-çelik sanayii, devlet ve özel kuruluşlan fikir birliğine var- mıştır. Tedbir ahnmasını bekliyoruz. İç sa- tışlardan fon alınmadan çözüm mümkün değil. Son 12 >ıl içinde elektrik fıyatı 411 kat, işçilik 185. dolar 95. kömür 54. çimen- to.l23. yağhboya 152. kereste 289 kat arttı. DIE endeksi 116 kat arttı. Demir çelik fi- yatlan ise 46 arttı. Fiyatlar çok düşük kaldı. dolayısıyia sektör çok zarar etti." HABAŞ Demir Çelik Fabrikası Genel Müdürü Esat Özalp de sınır ticareti yoluy- la demir ithalatının önlenmesini istedi. Özalp. Türkiye'de gereksinimin iki katı üretim yapıldığını vurgulayarak, "İç piya- sadaki durgunluk sürüyor. Bu durumda bir de Doğu Bloku ülkelerinden sınır tica- reti yoluyla demir ithaline izin verilmesi fcvkalade hatalı bir uygulama" edi. De- mir Çelik Üreticileri Derneği Genel Başka- nı Arif Onat da demir çelik sektöründeki 4 milyon tonluk üretim fazlasına dikkat çe- kerek şunlan söyledi: "1992 yılı başında hemen hemen bütün teşvikler kaldınldı. Tonda 60 dolarlık teş- vik kaldınldı. yerine üretim aşamasında yeni bir imkân getirilmedi. 1992 yılında tüm teşviklerin toplamı. kütük ihracatında ton başına 19.44 dolar. mamul ihracatında 18.98 dolardır. Bu durumda 1991 yılına göre. kütük ihracatında tonda 25 dolarlık. mamul ihracatında da tonda 55 dolarlık bir azalma oldu. Bu hem demir çelik ihra- catını olumsuz yönde etkiledi, hem de sek- törü darboğaza soktu. Üretici ihracatçıla- rın dcmir çelik uzun ürün ihracatı için isteği. dünya pazarlannda rakipleri ile eşit şartlarda mal satmaimkânınınyaratılması- dır." Arif Onat hükümete "iç satışlardan bir fon, prim alarak. bunu ihracatta kullan- malannın sağlanmasını" önereceklerini sözlerine ekledi. Başbakan Süleyman De- mirel'e sunulacak raporda 4 milyon ton üretim fazlası varken. bazı yasal yollardan ülkeye mamul ve yan mamul ürün gırdiği vurgulanarak şu görüşlere yer verildi: " 1989 yılı mart ayından beri. gümrüksüz mamul ve yan mamul ithalatına ilişkin Ba- kanlar Kurulu karan yürürlüktedir. Sınır ve Kıyı Ticareti Kuramı ve Yönetmeliği'ne göre. hiçbir belgeye gerek olmadan mamul ve yan mamul uzun ürün ithalatı sürmek- tedir. Bağımsız Devletler Topluluğu ile ekonomik ilişkileri yaygınlaştınp güçlen- dirmek maksadıyla çıkanlan takas karan ülkeye. kalite ve standart açısından olduğu gibi. fıyat açısından da düşük mal girişine neden olmaktadır. İhracat karşılığı ithalat hakkına ilişkin leşvik yolu ile de ülkeye bü- yük ölçüde mamul ve yan mamul uzun ürün gırişi sürmektedir. Haksız rekabet ya- ratan bu yollar kapatılmalıdır. Dünyadaki hiçbir çelik üreticisi ülkede yerli çelik sana- yi böylesine korumsız ve sahipsiz dcğildir." EKONOMIYE BAKIS TANER BERKSOY Memur Dramı Eşref hesaplamış. Son maaş zammıyla eline geçen ay- lık 290 bin lira artıyormuş. Şunca yılın kamu görevlisi. Ömrünü kamu hizmetinde tüketmiş. Kendi işinde yetkin ve becerikli. Bırakıp gitse, ömrüne yazık. Hem nereye gidecek? Sanki ortalıkta iş kay- nıyor! Kalsa, memur dramını yaşayacak. Herşeyi kendisinden bekleyen aileyi çekip, çeviremeyecek. Maaş konusu açılınca, öfkeleniyor. Bir süredir, bunlar da bize bir şey vermeyecek deyip, homurdanıyor. Bir yan- dan da umutlu. Hiç olmazsa SHP bir şey yapar diye düşü- nüyor. Dün umut bitti. Öfke küskünlüğe döndü. Eşref akılsız değil. Kamu kesiminde sıkıntı olduğunu bi- liyor. Üstelik yıllardır bu sıkıntıyı omuzlamış. Durumun far- kında. Ama insanca yaşayabilecek bir gelir düzeyine de hakkı olduğuna inanıyor. Bu konuda yazılanları okuyunca, öfkesi iyice kabarıyor. Haksızda değil. Şimdilerde herkesin dilinde. Memur maaşları bütçe ge- lirlerinin büyük kısmını silip, süpürüyormuş. Maaş zammı • yüzde 30'u aşarsa, vergi gelirleri maaş ödemesine yet- mezmiş. Hepsi doğru da Eşref'e ne bunlardan? Kamu geliri maaş ödemeye yetmiyor deyip, kesipatma- nın anlamı yok. Gelir harcamalara yetmiyorsa hem gelire hem de harcamalara bakmak gerekir. işin gelir yönünde vergiler var. Kamu Idaresi'nin vergi- lemeyi beceremediğini artık uçan kuş bile biliyor. Vergi gelirleri artsa, memur maaşı böylesine sorun olmayacak. Bunu görmek için parmak hesabı yetiyor. Eşref'in parmak hesabı kuvvetli. Vergi almayı becere- meyip, yükün memura yüklenmesini anlamıyor. Açıkçası, ben de anlamıyorum. Memur maaşlarından kaynaklanan harcama yükü ise başka bir sorun. Bunun da iki yönü var. Birisi değişik dere- celere göre memurlara ödenen maaşların düzeyi. Diğeri ise tüm memurlara ödenen toplam maaş tutarı, yani maaş ödemelerinin getirdiği harcama yükü. Memur maaşlarınm yüksek oduğunu söyleyene güler- ler. Hele ekonominin diğer alanlarındaki ödemelerle kı- yaslanırsa, gülme krize dönüşebiür. Demek ki maaşların düzeyinden kaynaklanan bir sorun yok. Düzeyi düşük olan maaşların devlete önemli bir harca- ma yükü getirmesinin nedeni memur sayısı. Memur sayısı arttıkça, maaş düzeyleri değişmese bile, devletin toplam maaş ödemesi yükseliyor. Her yıl artan sayıda insanın devlet kapısında iş aramak zorunda kalması memurların suçu değil. Bunun nedeni is- tihdam politikamızdaki çarpıklık ve ekonominin istihdam yaratma kapasitesinin düşük olması. Aklı yatanların, bırakın oteli moteli, sanayileşmeden vazgeçmeyin diye bağırmalarının nedeni de bu. Sanayi yatırımları yavaşlayınca, ekonominin motoru duruyor. Mo- tor durunca, yeni iş alanları açılmıyor. Ekonomiyi yöneten- ler bu sorunu çözeceğine, işin kolayını seçiyorlar. Biriken işsizlere, çoğu kez de kendi siyasi çıkarları yönünde, dev- let kapısında iş sağlıyorlar. Memur sayısı artıyor. En düşük maaş bile verilse harcama yükü tırmanıyor. Sonuçta, memur sayısını arttıran devlet, dönüp memu- runa sayınız çok fazla, maaşınızı arttıramıyorum demek zorunda kalıyor. Hiç kimsenin istihdam poitikamızdaki bu çarpıklığa al- dırdığı yok. Üstelik, kamu çalışanlarının 500 binini işten atsak, sorunu çözeriz diyenler bile çıkıyor. Hani, nüfusun yarısı ölse, kalan sağlar daha iyi imkânlarla yaşar gibi da- hiyane bir çözüm bu. Eşref bu yazılanları okudukça öfkesi artıyor. Üstelik, öf- kesini dışa vurma olanağı da yok. Ne kendi çıkarlarını sa- vunacak sendikası var ne de odası, borsası, etkili ve yetkili derneği. Arada sıkışmış, kalmış. Sanki ekonominin paryası. Bu 'vurun abalıya' dramını anlamıyor. Açıkçası ben de anlamıyorum. bin işçiyi çıkartacak • 11 bin Türk işçisinin çalıştığı Mercedes'de IG Metall Sendikası arasında toplu sözleşmelerde işçinin hakkı güvence altına alınıyor ve keyfı işten çıkarmalar engelleniyor. DİLEK ZAPTÇIOĞLL BERLİN - Alman Mercedes- Bcnz otomobil şirketi. önü- müzdeki yıllarda personelinden 20 bin kişiyi azaltmaya karar vcrdi. Merkezi Stuttgart'ta olan şirketten edindiğimız bilgi- ye göre hiçbir işçinin kendi iste- ğine aykın olarak işten çıkarıl- ması söz konusu dcğil. 11 bin ' Türk işçisinin de çalıştığı Mer- cedes'le İG-Metall sendikası arasındaki toplusözleşmeler de işçinin hakkını güvence alıına alıyor ve keyfı işten çıkarümala- rı engelliyor. Merccdcs-Benz AG'nin Ba- sın Sözcüsü Christian Dau. ga- zeıcmize verdiği bilgide idare ve üretim alanlannda 20 bin işçi- nin azaltılacağını bildirdi ve şöyle dedi: "İşten çıkarma, yani kovma söz konusu değildir. İstifa eden işçinin yerine yenisi alınmaya- rak. vadeli kontratlann süresi uzaltılmayarak ve 58 yaşını geç- miş işçilere erken emeklilik hak- kı sağlayarak bu 20 bin perso- neli önümüzdeki yıllarda azalt- mayı düşünüyoruz." Buna göre 58 yaşını geçen Türk işçileri de belli bir tazminat alarak son üc- retinden erken emekli olabile- cek. Mercedes, Almanya'da oto- mobil sektöründe orta vadede beklenen darboğazı daha kolay aşabilmek vc rekabet gücünü arttırmak için bu önleme baş- vuruyor. Bu yıl Mercedes. ilk kez Almanya'daki üretimini kısmak zorunda kaldı. Buna karşın BMW. Mercedes'ten çok otomobil üretmeye başladı ve bu hafıanın başında Ameri- ka Birleşik Devletleri'nde yeni bir fabrika açmaya karar verdi. Uzmanlar, orta vadede paza- nn belli bir doygunluğa erişece- ğini ve geçen dönemdeki satış- lann azalacağını belirtiyor. • 1992 yılının ilk altı ayında Al- manya'daki otomobil satışla- nnda azalma kaydedildi. Mer- cedes gerek personel azaltarak gerekse rasyonalizasyona gide- rek maliyeti düşürmeye çalışı- yor. "Lean production" ve "Lean management" adı veri- len yöntemlerle üretim ve idare- de "inceltme"ye gidiliyor. IG Metall sendikasında ya- bancı işçilerden sorumlu Ber- nard di Croce de Mercedes'in verdiği bilgiieri doğruladı ve şir- kette personel azaltma yüzün- den hiçbir huzursuzluk olmadı- ğını belirtti. Tamamen gönüllü bazdaki personel kısıtlama sü- recinde özellikle emekliliğini bekleyen Türk işçilerin erken emekli olmaktan memnunluk duyduğunu belirten Di Croce şöyle dedi: "Belli koşullan yerine getiren işçilerin şirketin teklifınden fay- dalanma hakkı var. Yabancı işçiler buna çok olumlu bakı- yor, çünkü tazminat alarak er- ken emekli olup memleketine dönmek isteyen çok sayıda işçi var." Di Croce, IG Metall ile Mer- cedes arasındaki toplusözleş- meye göre özellikle 53 yaşını aşkın işçilerin şirkette 3 yıl çahş- tıklart takdirde bir daha kovu- lamadıktannı vurguladı. Ya- bancı ve bu arada Türk işçileri arasında erken emekliye aynl- dığı takdirde daha düşük maaş alacağı için çalışmaya devam etmek isteyenlerin de olduğunu belirten Di Croce. bu işçilerin sendikal haklannın baki kaldı- ğını belırıti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle