Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8TEMMUZ1992ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
KEİP kitap oldu
• Ekonomi Senisi - İstanbul
Sanayi Odası tarafından
geçen şubatayında
îsuınbulda düzcnlcncn
"Türkisc'nin Dış Ekonomik
İlişkilerinde Yeni Ufuklar"
konulu uluslararası.
seminerdeyapılan
konuşmalar kitaplaştınldı.
Kitabın, "Karadeniz.
Kafkaslar, Orta Asya"yı ele
alan ilk bölümünde Rusya
Bilimler Akademisi üyesi
Aleksi Kuprianovveemekli
büyükelçi Şükrü Elekdağ
özellikle Karadeniz
Ekonomik İşbirliğı Bölgesi
hakında görüşlenni dile
getiriyorlar. Rus profesörün
çekinceler taşıyan konuşması
yanında Elekdağ KEİP'in
gerçekleştirilmesi için ne gibi
kurumsal önlemleralınması
gerektiğini anlatıyor.
Pîyale Makarna
70 yaşında
• Ekonomi Senisi - Piyale
Makarna 70. yıldönümünü
kutluyor. 15kasım 1922
tarihindeyeni hükümetten
satın alınan bir fabrikayla
üretime başlayan Piyale,
bugün 32 değişik cinste
makarna üretiyor. 1922
yılında lOiççiyle ilk makarna
üretimini gerçekleştiren
firma. 1954 yılında yeni bir
fabrikada Piyale Maktaş
Makamacılık adını aldı ve
1988 yılında Alman Dr.
Oetker fırmasıyla bir
anlaşma imzalayarak
Piyale-Dr. Oetker Gıda
Sanayi AŞ'yi kurdu. Bugün
bu şirketin 4 grupta, 43 çeşit
ürünübulunuyor.
TÜSİAD'ın
amblemi değişti
•Ekonomi
Senisi - Türk
Sanayicileri ^^•KK ı
&«£
ve İşadamlan
Derneği 'nin
ambleminde
TÜStAD
yapıldı. Budeğişiklikle
amblemdeki fabrika fıgürü
modernleştirildi. ağaçdaha
beiirgin hale getirildi.
TÜSIAD kelimesinin altına
mavi bir çizgj eklendi.
TÜSİADambleminin
renklerinde birdeğişiklik
yapılmadı. Fabrika ve
ağaçian oluşan figürün reıjgi
daha önce olduğu gibi mavi,
TÜSİADkelimesisiyah.
eklcnen çizgi rengi de mavi.
İntershop '92
fuarı
• Ekonomi Senisi -
İstanbul Fuar Hizmetleri
(İ FO). 2-6 arahkl 992de
İntershop adı altında bir
fuardüzenliyor. Altyapı
malzemelerinden etikete
kadarbirdükkanın
• kurulmasında gerekli olan
her türlü ürünün
sergileneceği fuann adı.
Salış Yeri Tanzim ve Teşhir
Gereçleri Uluslararası
Fuan olarak belirlendi.
Mecidiyeköy FM Fuar
Merkezi'nde düzenlenecek
olan fuara yerli fırmalann
yanısıra yabancı kuruluşlar
da katılacak.
İsrail'le turizm
anlaşması
• ANKARA(ANKA)-
Türkiye ile İsrail arasındaki
diplomatik ilişkilerin
yükseltilmesiyle ikili
ilişkilerde beklenen
canlanmanın turizm
alanından başlayacağı
öğrenildi. Türkiye ile israil
arasında l hazıranda
imzalanan turizm işbirliği
anlaşmasının Tiirk
hükümetince
onaylanmasından hemen
sonra sonra bir İsrail turizm
heyeti Türkiye'ye davet
edilecek. Buarada. İsrail
turizm bakanının bu yaz
Türkiye'ye resmi bir ziyarette
bulunması da bekleniyor.
SATILIK
AtaköyAtrium'da
sahibinden
18m2
dükkan
5596149
MESEN
OTEL
A k ç a k o c a
Lokanta-Havuz-Plaj
O.K.: İOO.OOO.-TI.
Rezervasyon;
istanbul: 265 29 68
Akçakoca: (9-4614) 1554
•Rumelihisan Han Restauranc
kuruluşudur.
Zengin ülkelerin zirvesinden olumlu sonuçlar çıkması beklenmiyor
Bush, GATFtanümitli değilDİLEK ZAPTCIOĞLU
MLNİH - ABD Baş-
kanı Gcorgc Bıısh. G-7"nin
Münıh'ıeki doruk loplantısın-
da. Güınrük Tarifclcri vc Ti-
eareı Gcncl Anlaşması
(GATT) çerçevesindc yürülü-
lcn uluslararası licarctin ser-
hestlcşlirilmcsinc ilişkin Uru-
guay raundu müzakereleri
konusunda anlaşmaya vanla-
bileccğindcn ümitli dcğil.
Bush, önde gelen zengin sa-
mısilcşmiş ülkelerden oluşan
Yedıler Grubu'nun Münih
kenıindeki toplanıısı sırasın-
da Avrupa Topluluğu (AT)
Komisyonu Başkanı Jacques
Delors ile görüşmesinden önce
basın mensuplanna yapüğı acık-
lamada, "Bu toplantı sırasında
GATT müzakereleri konusun-
da anlaşmaya vanr.ayı bekle-
miyoruz" dedi.
Ekonomi Zirvesi'ndeki otu-
runılannda dün "Sovyetler
Birliği'nin yerine kurulan
BDT'ye yapılacak yardım ve
dış borçlann ertelenmesi" ko-
nulan ağırlıklı olarak ele alın-
dı. Zirveye katılan ABD,
Kanada. Japonya. Almanya,
Fransa, İngiltere ve İtalya de-
legasyonlan; GATT, faizlerin
düşürülmesi, eski SSCB"deki
nükleer santrallar ve dünya
konjonktürünün canlandınl-
masını tartıştılar. Münih'te
polisin, zirve aleyhtan gösteri-
cilere karşı serl tutumu eleşti-
rilirken Siemens binasına
önceki gece- molotof kokteyli
atıldı.
Rusya Devlet Başkanı Boris
Yeltsin dün akşam Münih'e
gelmeden önce G-7'lerin sert
bir uyansıyla karşılaştı. Çö-
ken Sovyetler'in geleceğini
tartışan devlet ve hükümet
• ABD Başkanı
George Bush Yediier
Grubu'nun
Münih"teki toplantısı
sırasında AT
Komisyonu
Başkanı Jaques
Delors ile
görüşmesinden önce
yaptığı açıklamada
"Bu toplantılarda
anlaşmaya varmayı
beklemivoruz" dedi.
başkanlan. Moskova'ya
"Baltık devletlerinden birlik-
lerini ne zaman çekeceğine
dair acil takvim sunması" için
direktif verdiler.
Almanya. zirvede yüksek
faiz poliıikasından vazgecme-
si için sıkıştınldı. Ancak Al-
manlar faizleri düşürmeyecek.
Alman Merkez Bankası. bir-
Uzmanlann sulu tanm yapanlara önerisi:
Kimyasal gübre kuUanmayınADANA (Cumhuriyet Günev
İlleri Bürosu) - Tanmda verimi
artırmak amacıyla kullanılan
kimyasallann. insan sağlığını
vc çevrenin doğal dengesini her
gcçen gün birazdaha bozduğu-
nun anlaşılmasıyla gelişmiş ül-
kclerin yıllarca önce yöneldiği
organik tanm ürünleri üretimi-
ne Türkiyc'nin de geçmekte geç
kalmaması gcrektiği vurgulan-
dı. Sulu tanma açılacak GAP
ve ben/eri alanlardaki lanmsal
faaliyetlerde kimyasal gübre ve
ilaçlann kullanılmaması öneril-
di.
Ziraat Mühendisleri Adana
Bölgc Şubesi'nde düzenlenen
"Biyolojik Tanm" konulu pa-
ncl gerçeklcşti. Oda Şube Baş-
kanı Güven Burma'nın kısa
açış konuşmasıyla başlayan pa-
nelin konuşmacılan. gerek za-
rarlılarla savaşımda kimyasal
ilaçlar. gerekse birim alandan
daha çok vcrim elde edilmek
üzcrc gübre. hormon ve diğer
esemetik koruyucular kullanıl-
madan gerçckleştirilen tanmsal
iirün ürctimi vönetimi olan "or-
ganik tanm'ın. ABD ve Avru-
pa ülkelerinde hızla yaygınlaştı-
ğını bildırdiler.
Panele başkanhk eden Çuku-
rova Üniversiteşi Ziraat Fakül-
tesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.
Kâam Abak. 1950'lerin başın-
da ABD'de başlayan ve daha
sonra gelişmiş Avrupa ülkeleri-
nin de geçtiği organik tanmın.
günümüzde gerek üretici ve ge-
rckse tüketici tarafından büyük
bir kabul gördüğünü vurgula-
dı. Tüketicilerin sağhklı olan bu
ürünler pazarda daha çok ara-
maya başladığını, verimi öteki
üretim biçimine göre yüzde
5-10 az olmasına karşın çiftçi-
nin yüksek fıyat avantajını kul-
lanarak üretimi talep oranında
arttırdığını kaydeden Prof.Dr.
Abak, Türkiye'de de gelişen
teknolojinin kullanılmadığı ki-
mi bölgelerde farkında olma-
dan organik tanm yapıldığını
söyledi. Kuru üzüm, kuru incir,
fındık. fıstık. gül yağı. merci-
mek ve nohutta kimyasallann
kullanılmadığını ve bu ürünle-
rin dış pazarlarda rahatlıkla alı-
cı bulabildiğmi belirten Prof.
Dr. Abak. "Türkiye'de henüz
yaygın şekilde tanma açılma-
mış Güneydoğu Anadolu Pro-
jesi (GAP) gibi alanlara kimya-
sal sokulmamalı ve organik
tanm yapılmalıdır" dedi.
Zengin toplumlarda fcrtlerin
ürün alırken fıyat faktörünü
değil. kaliteyi ön planda tuttu-
ğunu anlatan Prof.Dr. Oğuz
Yurdakul. Avrupa pazarlanna
hâkim durumda olan çok bü-
yük fırmalann. organik yön-
temle üretim yapan küçük işlet-
melere pazarlannı kaptırmaya
başladıklannı ifade etti. Prof.
Dr. Yurdakul. sağhklı ürün pa-
zarlannın gelişmiş ülkelerde net
bir şekilde genişlediğini bildirdi.
Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Öğre-
tim Üyesi Prof.Dr. Şefik Yeşil-
soy, yakın tarihe kadar birim
alanda verimi artıran kimyasal
gübre ve ilaçlar kullanıla k'ulla-
nıla toprağın biyolojik yapısını
bozarak verimsizleştirdiğine
dikkati cekti.
Organik tanmın geriye dö-
nüş olmadığını ve geçilmesinin
de zorunluluğuna işaret eden
Prof.Dr. Şefik Yeşilsoy, orga-
nik tanmda. kimyasal gübre
yerine hayvani gübre kuUanıl-
dığını anlatırken, Çukurova'da
küçük büyük lüm tanm işlet-
melerinin hayvancılığı da bir
arada yapmalan önerisinde bu-
lundu.
Tanmda kullanılan kimya-
sallann insan ve tüm canlılar
üzcrindcki olumsuz ctkilcri or-
taya çıktıktan sonra organik
tanma geçilmeye başlandığını
vurgulayan Prof.Dr. Erdal Şe-
kcroğlu ise organik tanmın bir
aşaması olan zararblarla sava-
şımda Türkiye'de dc kimyasal
ilaçlar yerine, kimi alanlarda
uygulanan biyolojik mücadclc
çok önemli ilerlemeler katedil-
diğini söyledi. Akdeniz bölge-
sinde turunçgillerde bazı zarar-
lılara. yararlı böcekler kullana-
rak entegrc cttiklerini anlatan
Prof.Dr. Erdal Şekeroğlu. bu-
nu parmaka da dayanıklı türler
geliştirmek suretiyle yapmanın
olanaklı olducunu sözlerine ek-
ledi.
leşmenin getirdiği enflasyonla
artan dış borçlanma karşısın-
da Deutsche Mark'ın istikra-
nnı korumak için yüksek faiz
politikası uyguluyor. Daima
rantın en yüksek olduğu yere
akan sermaye, yüksek faizler
nedeniyle diğer ülkelerden Al-
manya'ya kayıyor. Bu, özel-
likle G-7'deki Avrupa ülkeleri
Fransa, İtalya ve İngiltere'nin
merkez bankalarını da faizleri
yüksek tutmak zorunda bıra-
kıyor.
Liderlerin iç politik sorun-
lan, zirvede gündemi belirle-
meye devam ediyor. Çevre
konulannda çok duyarlı olan
Almanya'nın Başbakanı
Kohl. eski SSCB'deki nükleer
santrallann kapatılması ve
modernizasyonu konusunu
ısrarla vurgularken ABD lide-
ri Bush bambaşka kaygılar
içinde. George Bush, kasım-
daki başkanhk seçimi öncesin-
de Amerikan çiftçisinin oyunu
sağlama almak için GATT
bağlamında ticaretin überal-
-'.eştirilmesi konusuna hassasi-
yetle eğiliyor ve Amerikan
tarin ürünlerine ATnin koy-
duğu yüksek gümrük duvarla-
nnın indirilmesine çalışıyor.
Japonya ise Rusya'ya yapa-
cağı yardımı toprak sorunu-
na, Kuril Adalan'nın geri ve-
rilmesine bağlama çabasında.
Japonya da, ABD gibi zirve-
nin Avrupa kanadını ücarette
liberizasyon için sıkıştınyor.
Oysa gerek Alman gerekse
Fransız çiftçisi zaten AT için-
de ürünlerini satamamaktan
şikâyetçi e kendi hükümetle-
rini baskı altında tutuyor.
Fransa ve ABU arasında
"Avnıpa ordusu" gibi konu-
lardan kaynaklanan politik
sürtüşmeler de görüşmelere
yansıyor. Bu yüzden Münih'te
sünpriz olmazsa GATT konu-
sunda büyük gelişmeler bek-
lenmivor.
Gençlerin gözdesi walkmanİZMİR (AA) - Teknolojinin
çok büyük bir hızla geliştiği
günümüzde. cn kaliteli sesi ve-
rcbilecck düzeye gelen "walk-
man"ler gençlerin gözdesi
olmayı sürdürüyor.
10-12 yıllık bir geçmişe sahip
olan bu cıhazlar. yürürken.
spor yaparkcn. ders çalışır-
kcn. gcnçlere arkadaşlık edi-
yor. Radyo-kasetçalar veya
yalnızca kasetçalardan oluşa-
bilen walkmanlann fıyatı. 60
bin lirayla 1.5 milyon lıra ara-
sında değişiyor. Sadece kaset-
çalar olan vvalkmanler hafıflik
açısından tercih ediliyor. Bu
tip aletlerin fıyatlan kalitesine
göre 60 bin liradan başlıyor ve
yükseliyor. 1 milyon lira göz-
den çıkarıldığında ise. iyi bir
radyosu bulunan. kasetçalarh
bir Nvalkman alınabiliyor.
Böyle bir walkmande, dijital
istasyon arama. önceden bu-
lunup sabitlenmiş istasyonlan
arama. istasyondan istasyona
atlama. bandı geri sarma. au-
toreverse. otomatik stop, bas
takviyesi, graphic equalizer ve
gürültü tutucu özellikler bulu-
nuyor. Bazı kasetçalar tipleri.
kulaklığı cekince otomatik
olarak duruyor. Yanlışlıkla
ciha/ı kapatma vcya istasyon
doğiştirme durumlannı önle-
mek areacıyla bir sabitleme
düğmesi konuluyor.
Walkman piyasasında, Japon
Sony ile Üzakdoğu'dan gelen
çeşitli markalann etkili oldu-
ğunu belirten ilgililer. piyasa-
da cn yaygın olarak bulunabi-
lcn Sony marka vvalkman
fıyaılannın. modeline göre
320 bin ile 1.5 milyon lira ara-
sında dcğiştiğini söylediler.
Lzakdoğ ürünlerinin özel-
liklcri vc fiyatlan ise şöyle:
Kaınasonic: 4 pilli. Tayvan
malı. 75-90 bin lira.
Daivva: Tayvan malı. 4 pilli.
100 bin lira.'
Molck: 2 pilli. Tayvan malı.
120 bin lira.
General Elcctric: 2 pilli. ABD
paicnıli Çin malı. radyolu 290
bin lira.
Sunny. Çin malı. 4 pilli. kayıt
yapıyor. 350 bin lira.
International: Hangi ülke ma-
lı olduğu belli değiî, 60 bin
Jec: Kore malı. equalizerli, 2
dalga radyo. stereo kayıt. rad-
yodan kayıt yapıyor. 4 pilli.
375 bin lira.
Neoplan'da
Koç-
Ulusoy
ortaklığı
• Vehbi Koç ile SafTet
Ulusoy'un ele aldıklan
proje için taraflar ünlü
Alman otobüs üreticisi
Neoplan'ın yetkilileri-
nin de katıldığı bir top-
lantı yaptılar.
Ekonomi Senisi - Sabancı
Holding'in İzmit gezisinde fi-
lizlenen "Koç-Ulusoy ortaklı-
ğıyla Türkiye'de Neoplan
otobüs üretme projesi" için
karar aşamasına gelindi. Veh-
bi Koç ile Saffet Ulusoy'un
üzerinde konuştuklan proje
için taraflar dün, ûnlü Alman
üretici Neoplan'dan yetkilile-
rin de katıldığı bir toplantı
yaptılar. Ulusoy Genel Mü-
dür Yardımcısı Mustafa Yıl-
dınm; Otokar Genel Müdürü
Jan Nahum, Saffet ve Yılmaz
Ulusoy ile Neoplan proje,
imalat ve pazarlama müdürle-
rinin de katıldığı toplantıda.
Türkiye'deki potansiyel pazar
üzennde görüş bırliğine vanl-
dığını söyledi. Türkiye'ye geti-
rilen bir Neoplan otobüsün
bugün tanıtılacağını kayde
?
den Yıldınm. üretimin Örta-
doğu ve bazı Afrika ülkelerini
de kapsayacak şekilde plan-
landığını sözlerine ekledi.
Çelik üreticileri, Başbakan Süleyman Demirel'e rapor sunacak
Demir-çelik sektörü ^iyileşemiyor'
• Demir-Çelik
Üreticileri Derneği
Genel Başkanı Arif
Onat, "4 milyon tonluk
üretim fazlamız var.
Bunuihraçetmek
zorundayız.
Hükümetten kaynak
istemiyoruz.
Sadece iç
satışlardan bir prim
almak ve bunu ihracatta
kullanmak istiyoruz.
Hükümetin bu konuda
yasal düzenleme
yapmasını önereceğiz"
dedi.
• METAŞYönetim
Kurulu Başkanı Selçuk
Yaşar son 8 yılda
uygulanan yanlış
ekonomi politikasının
sektörü hasta durumuna
getirdiğini savundu.
TÜREY KÖSE
İZMİR - Demir çelik üreticileri. scktö-
rün hasta olduğunu belirterek gelecek haf-
ta Başbakan Süleyman Demirel'e sorunla-
nna ilişkin bir rapor sunacaklannı söyledi-
ler. Dcmir Çelik Üreticileri Derneği Genel
Başkanı Arif Onat. "4 milyon tonluk üre-
tim fazlamız var. Bunu ihraç etmek zorun-
dayız. Hükümetten de kaynak istemiyo-
ruz. Sadece iç satışlardan bir prim almak ve
bunu ihracatta kullanmak istiyoruz. Hü-
kümetin bu konuda yasal düzenleme yap-
masını.önereceğiz" dedi.
Demir çelik üreticleri. Başbakan Süley-
man Demirel"in METAŞ'ı yeniden üretime
açtığı tören öncesindc bazı sorunlannı ak-
lardılar vc gelecek hafta aynntılı bir rapor
sunacaklannı belirttiler. METAŞ Yönetim
Kurulu Başkanı Selçuk Yaşar, son 8 yılda
demir çelik sektöründe uygulanan yanlış
ekonomik politikalar nedeniyle bugün sek-
lörün "hasla" duruma geldiğini savunarak
şunlan söyledi: ~ ~
"Sekıör rahatsızdır. Çimento Sanayii
Birliği gibi bir tedbir beklemektedir. 8-10
milyon ton kapasiteli demir-çelik sanayii,
devlet ve özel kuruluşlan fikir birliğine var-
mıştır. Tedbir ahnmasını bekliyoruz. İç sa-
tışlardan fon alınmadan çözüm mümkün
değil. Son 12 >ıl içinde elektrik fıyatı 411
kat, işçilik 185. dolar 95. kömür 54. çimen-
to.l23. yağhboya 152. kereste 289 kat arttı.
DIE endeksi 116 kat arttı. Demir çelik fi-
yatlan ise 46 arttı. Fiyatlar çok düşük
kaldı. dolayısıyia sektör çok zarar etti."
HABAŞ Demir Çelik Fabrikası Genel
Müdürü Esat Özalp de sınır ticareti yoluy-
la demir ithalatının önlenmesini istedi.
Özalp. Türkiye'de gereksinimin iki katı
üretim yapıldığını vurgulayarak, "İç piya-
sadaki durgunluk sürüyor. Bu durumda
bir de Doğu Bloku ülkelerinden sınır tica-
reti yoluyla demir ithaline izin verilmesi
fcvkalade hatalı bir uygulama" edi. De-
mir Çelik Üreticileri Derneği Genel Başka-
nı Arif Onat da demir çelik sektöründeki 4
milyon tonluk üretim fazlasına dikkat çe-
kerek şunlan söyledi:
"1992 yılı başında hemen hemen bütün
teşvikler kaldınldı. Tonda 60 dolarlık teş-
vik kaldınldı. yerine üretim aşamasında
yeni bir imkân getirilmedi. 1992 yılında
tüm teşviklerin toplamı. kütük ihracatında
ton başına 19.44 dolar. mamul ihracatında
18.98 dolardır. Bu durumda 1991 yılına
göre. kütük ihracatında tonda 25 dolarlık.
mamul ihracatında da tonda 55 dolarlık
bir azalma oldu. Bu hem demir çelik ihra-
catını olumsuz yönde etkiledi, hem de sek-
törü darboğaza soktu. Üretici ihracatçıla-
rın dcmir çelik uzun ürün ihracatı için
isteği. dünya pazarlannda rakipleri ile eşit
şartlarda mal satmaimkânınınyaratılması-
dır."
Arif Onat hükümete "iç satışlardan bir
fon, prim alarak. bunu ihracatta kullan-
malannın sağlanmasını" önereceklerini
sözlerine ekledi. Başbakan Süleyman De-
mirel'e sunulacak raporda 4 milyon ton
üretim fazlası varken. bazı yasal yollardan
ülkeye mamul ve yan mamul ürün gırdiği
vurgulanarak şu görüşlere yer verildi:
" 1989 yılı mart ayından beri. gümrüksüz
mamul ve yan mamul ithalatına ilişkin Ba-
kanlar Kurulu karan yürürlüktedir. Sınır
ve Kıyı Ticareti Kuramı ve Yönetmeliği'ne
göre. hiçbir belgeye gerek olmadan mamul
ve yan mamul uzun ürün ithalatı sürmek-
tedir. Bağımsız Devletler Topluluğu ile
ekonomik ilişkileri yaygınlaştınp güçlen-
dirmek maksadıyla çıkanlan takas karan
ülkeye. kalite ve standart açısından olduğu
gibi. fıyat açısından da düşük mal girişine
neden olmaktadır. İhracat karşılığı ithalat
hakkına ilişkin leşvik yolu ile de ülkeye bü-
yük ölçüde mamul ve yan mamul uzun
ürün gırişi sürmektedir. Haksız rekabet ya-
ratan bu yollar kapatılmalıdır. Dünyadaki
hiçbir çelik üreticisi ülkede yerli çelik sana-
yi böylesine korumsız ve sahipsiz dcğildir."
EKONOMIYE BAKIS
TANER BERKSOY
Memur Dramı
Eşref hesaplamış. Son maaş zammıyla eline geçen ay-
lık 290 bin lira artıyormuş.
Şunca yılın kamu görevlisi. Ömrünü kamu hizmetinde
tüketmiş. Kendi işinde yetkin ve becerikli. Bırakıp gitse,
ömrüne yazık. Hem nereye gidecek? Sanki ortalıkta iş kay-
nıyor!
Kalsa, memur dramını yaşayacak. Herşeyi kendisinden
bekleyen aileyi çekip, çeviremeyecek.
Maaş konusu açılınca, öfkeleniyor. Bir süredir, bunlar
da bize bir şey vermeyecek deyip, homurdanıyor. Bir yan-
dan da umutlu. Hiç olmazsa SHP bir şey yapar diye düşü-
nüyor.
Dün umut bitti. Öfke küskünlüğe döndü.
Eşref akılsız değil. Kamu kesiminde sıkıntı olduğunu bi-
liyor. Üstelik yıllardır bu sıkıntıyı omuzlamış. Durumun far-
kında. Ama insanca yaşayabilecek bir gelir düzeyine de
hakkı olduğuna inanıyor.
Bu konuda yazılanları okuyunca, öfkesi iyice kabarıyor.
Haksızda değil.
Şimdilerde herkesin dilinde. Memur maaşları bütçe ge-
lirlerinin büyük kısmını silip, süpürüyormuş. Maaş zammı
• yüzde 30'u aşarsa, vergi gelirleri maaş ödemesine yet-
mezmiş.
Hepsi doğru da Eşref'e ne bunlardan?
Kamu geliri maaş ödemeye yetmiyor deyip, kesipatma-
nın anlamı yok. Gelir harcamalara yetmiyorsa hem gelire
hem de harcamalara bakmak gerekir.
işin gelir yönünde vergiler var. Kamu Idaresi'nin vergi-
lemeyi beceremediğini artık uçan kuş bile biliyor. Vergi
gelirleri artsa, memur maaşı böylesine sorun olmayacak.
Bunu görmek için parmak hesabı yetiyor.
Eşref'in parmak hesabı kuvvetli. Vergi almayı becere-
meyip, yükün memura yüklenmesini anlamıyor.
Açıkçası, ben de anlamıyorum.
Memur maaşlarından kaynaklanan harcama yükü ise
başka bir sorun. Bunun da iki yönü var. Birisi değişik dere-
celere göre memurlara ödenen maaşların düzeyi. Diğeri
ise tüm memurlara ödenen toplam maaş tutarı, yani maaş
ödemelerinin getirdiği harcama yükü.
Memur maaşlarınm yüksek oduğunu söyleyene güler-
ler. Hele ekonominin diğer alanlarındaki ödemelerle kı-
yaslanırsa, gülme krize dönüşebiür. Demek ki maaşların
düzeyinden kaynaklanan bir sorun yok.
Düzeyi düşük olan maaşların devlete önemli bir harca-
ma yükü getirmesinin nedeni memur sayısı. Memur sayısı
arttıkça, maaş düzeyleri değişmese bile, devletin toplam
maaş ödemesi yükseliyor.
Her yıl artan sayıda insanın devlet kapısında iş aramak
zorunda kalması memurların suçu değil. Bunun nedeni is-
tihdam politikamızdaki çarpıklık ve ekonominin istihdam
yaratma kapasitesinin düşük olması.
Aklı yatanların, bırakın oteli moteli, sanayileşmeden
vazgeçmeyin diye bağırmalarının nedeni de bu. Sanayi
yatırımları yavaşlayınca, ekonominin motoru duruyor. Mo-
tor durunca, yeni iş alanları açılmıyor. Ekonomiyi yöneten-
ler bu sorunu çözeceğine, işin kolayını seçiyorlar. Biriken
işsizlere, çoğu kez de kendi siyasi çıkarları yönünde, dev-
let kapısında iş sağlıyorlar. Memur sayısı artıyor. En düşük
maaş bile verilse harcama yükü tırmanıyor.
Sonuçta, memur sayısını arttıran devlet, dönüp memu-
runa sayınız çok fazla, maaşınızı arttıramıyorum demek
zorunda kalıyor.
Hiç kimsenin istihdam poitikamızdaki bu çarpıklığa al-
dırdığı yok. Üstelik, kamu çalışanlarının 500 binini işten
atsak, sorunu çözeriz diyenler bile çıkıyor. Hani, nüfusun
yarısı ölse, kalan sağlar daha iyi imkânlarla yaşar gibi da-
hiyane bir çözüm bu.
Eşref bu yazılanları okudukça öfkesi artıyor. Üstelik, öf-
kesini dışa vurma olanağı da yok. Ne kendi çıkarlarını sa-
vunacak sendikası var ne de odası, borsası, etkili ve yetkili
derneği.
Arada sıkışmış, kalmış. Sanki ekonominin paryası. Bu
'vurun abalıya' dramını anlamıyor.
Açıkçası ben de anlamıyorum.
bin
işçiyi çıkartacak
• 11 bin Türk işçisinin çalıştığı Mercedes'de IG
Metall Sendikası arasında toplu sözleşmelerde
işçinin hakkı güvence altına alınıyor ve keyfı işten
çıkarmalar engelleniyor.
DİLEK ZAPTÇIOĞLL
BERLİN - Alman Mercedes-
Bcnz otomobil şirketi. önü-
müzdeki yıllarda personelinden
20 bin kişiyi azaltmaya karar
vcrdi. Merkezi Stuttgart'ta
olan şirketten edindiğimız bilgi-
ye göre hiçbir işçinin kendi iste-
ğine aykın olarak işten çıkarıl-
ması söz konusu dcğil. 11 bin
' Türk işçisinin de çalıştığı Mer-
cedes'le İG-Metall sendikası
arasındaki toplusözleşmeler de
işçinin hakkını güvence alıına
alıyor ve keyfı işten çıkarümala-
rı engelliyor.
Merccdcs-Benz AG'nin Ba-
sın Sözcüsü Christian Dau. ga-
zeıcmize verdiği bilgide idare ve
üretim alanlannda 20 bin işçi-
nin azaltılacağını bildirdi ve
şöyle dedi:
"İşten çıkarma, yani kovma
söz konusu değildir. İstifa eden
işçinin yerine yenisi alınmaya-
rak. vadeli kontratlann süresi
uzaltılmayarak ve 58 yaşını geç-
miş işçilere erken emeklilik hak-
kı sağlayarak bu 20 bin perso-
neli önümüzdeki yıllarda azalt-
mayı düşünüyoruz." Buna göre
58 yaşını geçen Türk işçileri de
belli bir tazminat alarak son üc-
retinden erken emekli olabile-
cek.
Mercedes, Almanya'da oto-
mobil sektöründe orta vadede
beklenen darboğazı daha kolay
aşabilmek vc rekabet gücünü
arttırmak için bu önleme baş-
vuruyor. Bu yıl Mercedes. ilk
kez Almanya'daki üretimini
kısmak zorunda kaldı. Buna
karşın BMW. Mercedes'ten
çok otomobil üretmeye başladı
ve bu hafıanın başında Ameri-
ka Birleşik Devletleri'nde yeni
bir fabrika açmaya karar verdi.
Uzmanlar, orta vadede paza-
nn belli bir doygunluğa erişece-
ğini ve geçen dönemdeki satış-
lann azalacağını belirtiyor. •
1992 yılının ilk altı ayında Al-
manya'daki otomobil satışla-
nnda azalma kaydedildi. Mer-
cedes gerek personel azaltarak
gerekse rasyonalizasyona gide-
rek maliyeti düşürmeye çalışı-
yor. "Lean production" ve
"Lean management" adı veri-
len yöntemlerle üretim ve idare-
de "inceltme"ye gidiliyor.
IG Metall sendikasında ya-
bancı işçilerden sorumlu Ber-
nard di Croce de Mercedes'in
verdiği bilgiieri doğruladı ve şir-
kette personel azaltma yüzün-
den hiçbir huzursuzluk olmadı-
ğını belirtti. Tamamen gönüllü
bazdaki personel kısıtlama sü-
recinde özellikle emekliliğini
bekleyen Türk işçilerin erken
emekli olmaktan memnunluk
duyduğunu belirten Di Croce
şöyle dedi:
"Belli koşullan yerine getiren
işçilerin şirketin teklifınden fay-
dalanma hakkı var. Yabancı
işçiler buna çok olumlu bakı-
yor, çünkü tazminat alarak er-
ken emekli olup memleketine
dönmek isteyen çok sayıda işçi
var."
Di Croce, IG Metall ile Mer-
cedes arasındaki toplusözleş-
meye göre özellikle 53 yaşını
aşkın işçilerin şirkette 3 yıl çahş-
tıklart takdirde bir daha kovu-
lamadıktannı vurguladı. Ya-
bancı ve bu arada Türk işçileri
arasında erken emekliye aynl-
dığı takdirde daha düşük maaş
alacağı için çalışmaya devam
etmek isteyenlerin de olduğunu
belirten Di Croce. bu işçilerin
sendikal haklannın baki kaldı-
ğını belırıti.