Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 8 TEMMUZ1992 ÇARŞAMBA
16 HABERLERIN DEVAMI
METROPOL
ATİLLÂ DORSAY
OMu ımı Ya, Hilmi Yavuz?
Hilmi Yavuz'u tanır mısınız? Bu ünlü şair, romancı ve
gönül adamımız, Nurettin Sözen yönetimine "kültür
danışmam" olduğunda çok kişinin şaşırdığını anımsa-
rım. öyle ya, o güne dek politikaya bulaşmamış, bulaş-
tığında da, Osmanlı sanat ve kültürüne inanılmaz ya-
kınlığı ve bu konudaki bilgisi nedeniyle herhalde "sos-
yal demokrasi"den çok, daha "sağ" ideolojilerle ilişki
kuracağı varsayilan Hilmi Yavuz'un birden Istanbul
Belediyesi'nin kültür işlerinin baş sorumlusu haline
gelmesi, çok kimsede şok etkisi yaratmıştı. Insanları
etiketlemeye, "kategorize etmeye" pek meraklıyızdır
ya!..
Hilmi Yavuz'la son zamanlarda birkaç kez bir "içki
masası" çevresinde birlikte olmak şansına eriştim.
Bu, eski deyimiyle gerçek bir "mazhariyet"tir, bilenler
bilir. Yavuz kadar bilen ve bildiğini afişe etmeyen, an-
cak yeri ve sırası geldiğinde bilgi dağarcığından, kül-
tür birikiminden eşsiz lezzette damlaları çevresine
saçan bir "masa arkadaşı" az olur.
Gerek bu söyleşilerde, gerek başka ve daha kısa
karşılaşmalarımtzda, Hilmi Yavuz"un, yarı şaka yarı
ciddi, ama galiba daha çok ciddi, bana söylediği bir
şey vardı: Istanbul'un kültür işlerinde yaptıklarımızdan
hiç söz edilmiyor. Gerçekten de Yavuz, bu alanda
önemli işler yapmıştı. Neredeyse 20 yıldır işlevsiz bi-
çimde duran Taksim'deki Atatürk Kitaplığı'nı, yaşa-
yan, halka ve özellikle de gençlere dönük bir sanatsal
ve kültürel etkinlikler merkezi haline getirmişti. Istan-
bul Belediyesi'nin az sayıda, ama çok kaliteli kimi ya-
yınlara imza atmasını sağlamıştı: Istanbul haritaları
veya Istanbul Büyükşehir Belediyesi Resim Koleksi-
yonu gibi kapsamlı, yararlı, çok önemli yapıtiar; Tarih
Kurumu ile işbirliği yaparak çıkartılan 3 aylık Istanbul
adlı kitap-dergi, vs. Ayrıca Istanbul'un çeşitli yerlerin-
de düzenlenen halka açık konserler, dinletiler, ses ve
saz şölenleriyle, Istanbul eskiye kıyasla çok daha sa-
nata ve kültüre dönük, sanatı kitlelere indirmeyi amaç-
layan, neredeyse bir Avrupa metropolü görünümü
almamış mıydı?
Nurettin Sözen yönetimine olan genel antipatimiz
nedeniyle, Hilmi Yavuz'un onca etkili olduğu kültürel
başarıları gerçekten de gözardı etmiş olabiliriz. özür
dileyelim. Peki, ama Cemal Reşit Rey Konser Salonu-
nun en son başına gelenleri ve bu güzel salona reva
görülenleri nasıl açıklayacak Hilmi Yavuz? Bunları da
onaylayacak ve bizim de onaylayıp alkışlamamızı bek-
leyecek mi?
Olayi biliyorsunuz. CRR Konser Salonu'nu 4 yıla ya-
kın zamandır yöneten Prof. Filiz Ali, altında Prof. Nuret-
tin Sözen, Başkanvekili Tuğrul Erkin, Prof. Mete Ta-
pan, lcen Börtüçene ve de Hilmi Yavuz'un imzaları
bulunan bir yazıyla bu görevinden almmıştır. Nedeni,
bu salonu 4 yıldır dünyanın sayılı sanat ve müzik mer-
kezlerinden biri haline getirmeyi başaran Ali'nin, bele-
diyenin bu salonla ilgili son iki uygulamasına karşı
çıkmasıdtr: En alt katta, özellikle bir büyük orkestra
konserinde gerekli olan soyunma odalarının yıkılarak
"Belediye Radyo Stüdyosu'na dönüştürülmesi ve de
salonun, önümüzdeki yıl îçin "Evita" müzikalinin sah-
nelenmesine tahsis edilmesi.
Şimdi, bu kararda, ne yaparsanız yapınız, ne kadar
çabalarsanız çabalayınız, belediyeyi haklı bulmaya
olanak var mı? Tıkır tıkır işleyen ve dünya çapında bir
konser salonu haline geien, bunu yaparken daha po-
püler işlere de yer vermeyi unutmayan bir salon, yine
dünya çapında isim yapmış profesyonel bir yöneticinin
elinden alınıp bir "müzikhol" haline getirilmek isteni-
yor. Üstelik bütün bir katı da hem işleyişe zarar vere-
cek hem de kuşkusuz ses ve akustik sorunları çıkarta-
cak biçimde radyo yayını için yıkılıp değiştiriliyor.
Gelin de bu işin ardında Nurettin SÖzen'in, tedavisi
mümkün olmayan "Dalan hastatığı'nın yeni semptom-
larını sezmeyin!.. Gelin de bu kararın ardında, ilke ola-
rak "ciddi" sanata dönük bir kurumu popülerleştirme
ve böylece kitle demagojisine yeni örnekler yaratma
niyetini görmeyin...
Peki, şimdi ne diyelim? Hilmi Yavuz'u, tam niyet et-
mişken kültüre katkılarından dolayı nasıl övelim? Oldu
mu bu, Hilmi Yavuz dostumuz? Ya, bir diğer dostumuz,
sayın ve değerli Sabahattin Batur?.. Filiz Ali'nin yerin-
de gönül rahatlığıyla oturabilecek, uzmanlık alanları-
nız arasında olarak bilmediğimiz klasik müzik arena-
sında siz de Filiz Ali denli başarıyla kulaç atabilecek
misiniz?
60 YBL ÖNCE Cumhuriyet
932 c,jz j i . . u..J .
dânpugı suran renk r.io,
Kraliçe gidiyor
8TEMMUZ 1932 Yâslı ama. onun da h&KKi var
Güzellik Kraliçcsi Keriman
Halis Hanım.yarın Belçika'ya
mütcveccihcn şehrimizden
hurcketedccektir. Yol
hazırlıklarıile ve tuvaletlcrile
mcşguldör.
EvvelkigeceTaksim
bahçesinde, Kraliçemizin
lakdimi münascbetile vcrilen
müsamerede. birçok
takdirkârlan kendisinden
imzasını atmasını ve
ihtisaslanru yazmasını rica
etmişlerdir. Kraliçelere lahsis
edilen masanın etrafı,
mütemadiyen değişen ve
yenileşen insan kalabalıklarile
sımsıkı çevrilmişti. Keriman Halis Hanım yüzlercedefa:
"Teşekkürederim'. "lâyık değilim". "teveccühünüz!"
kclimclerini ıckrarlamaktan yorulmuyor, kcndisinc ıızatılan
defterlcre, kâğıtlara ihtisaslannı yazıyor ve imzasını
atıyordu. NaşideSaffet Hanımdan sonra 1929 Kraliçesi
Feriha Tevfık Hanım da gelmişti. M übeccel Namık ve
Hudadat Şakir Hanımlar. mazeretleri hasebile;
bulunamadılar.
Bahçeyi hıncahınç dolduran halk, bu üçTürk güzelinden
mürekkep demctten gözlerini ayırmıyordu. Bir aralık,
Kraliçelerin bulunduğu kısımdaki halk. Keriman Halis
Hanımı tekrar ve yakından görmek için alkışlamıya
başlamıştı. Bir hıristiyan madamı ayağa kalkarak,
Kraliçelerin bulunduğu masaya doğru büyük bir heyecan
içinde Fransızca olarak bağırdı:
-Kraliçemizi görmek isteriz!
Bunun üzerine. Keriman Halis Hanım. kırmızı tuvaletinin
üstünde bulunan beyaz ceketi çıkardı ve sandalyalardan
birininüstüneçıktı.
ANMA
BUİJCA ANAÇ
Baba en çok seni seviyor.
Anne en çok seni seviyor
Abla en çok seni seviyor
Sen, en çok hepimizi severdin.
Kaybedişimizin üçüncü
yılında sevgi ve özlemle anıyoruz.
BABAN, ANNEN, ABLAN
Casablanca yaşlanmayacak kadar genç
M Baştarafi LSayfada
lübü sahibı. Dışı
soğuk, ama ıç fırtınası geme
vurulmuş Ilse (Bergman).
Rick'in eski gözağnsı; ışık gi-
bi. gösterişsiz. ama şahane.
Gestapo'nun peşine düştüğü,
Nazi aleyhtan kocası Victor
(Paul Henreid) donuğuna
adaıtıış kendisini. İlkesel ve
ahlaksal bir adam bu. Dünya
çapında huzursuzluk ve gü-
vensizliğın dorukta olduğu bir
dönem 1942. Ilse ile Rick. eski
aşklannı ne yapacaklar? Ilse.
Victor'a bağhlığını nasıl de-
ğerlendirecek? Rick, kendisi
ile nasıl hesaplaşacak? Savaş
da olsa banş da. aşk her za-
man var olacağına göre aşka
ilişkin evrensel sorunlan nasıl
çözecekler?..
Aşk olup da aşk değilmiş gi-
bi hissedilmek istenen. aşk
olduğu inkar edilirse aşk ol-
mayacakmış gibi düşünülen
duygulann karmaşası Casab-
lanca. Onun için de 50 yıldır
modası geçmedi. Alttan alta
i siyasi mesajı bile var: Nazizm
sürmeyecek, yıkılmaya mah-
kum: çünkü insancıl duygu-
dan yoksun. Hem de bunu,
Nazizmin en at koşturduğu
dönemde vurgulayan.
Günümüzde Anglosakson
liberal kadın-erkek ilişkisi an-
layışına karşı tarihi bir zıtlık
Casablanca. Filmin hızını
saptayan yöneünen Michael
Curtiz. filmin aslında sahne
için düşünülmüş bir tiyatro
oyunu olduğunu hiç unutma-
mış. Ama 50 yıl aradan sonra
bunlan akla getirmenin gereğı
yok. Filmin simgesi olan mü-
ziğindeki gibi "zaman geçtik-
çe" yapılması gereken tek şey,
nostaljiyi. 40'lann havasını
yansıtan egzotik seti ve oyun-
culuğu kabullenmek. Casab-
lanca'yı eleştirenlerin üzerin-
de durmakta ısrar ettikleri
"hatalar"ı görmeden, onlara
aldırmadan...
Kitle gazetesi "Daily Mail"
şunlan yazdı: "Bazı teknik si-
hirbazlıklan nedeniyle Yurt-
taş Kane'e hâlâ hayranlık
duyuyoruz. Ama romantik ol-
duğu için Casablanca'yı sevi-
yoruz. Duygulanmızı ebedi-
yen ayağa kaldırdığı için.
Içimizi hep sızlatacak. Siz de
görün, içinizi çekin, burnunu-
zu çekin. ağlayın ve sadece
kaçırmayın."
Casablanca'nın seharistı ıkı
kardeş. Julius ve Philip Eps-
tein'dan hayatta kalan, 83 ya-
şmdaki Julius. Casablanca'-
nın yenileşmesi nedeniyle
gazete sütunlannda, televiz-
yon ekranlannda boy göster-
di. Filmin neden bu kadar çok
sevildiğini anlayamıyor: "Bu-
gün fılmlerde artık herkes her-
kesı otomobille kovalıyor.
Bilimkurgu kurnazlıklar. kor-
kunç şiddet sahneleri var. Ca-
sablanca'ya baktığınızda.
temiz bir nefeslik hava gibi ge-
liyor ınsana. Elbette onun
kadar iyi başka fılmler de
var."
Casablanca'nın yenilenme-
si. 30 ve 40ların filmciliğini de
gündeme getirdi yeniden. Eps-
tein, Hollyvvood'da çalışmaya
1935'te başladığında 26 yaşın-
daymış. Senaryoya o tarihte
önem verilir miymiş? Holly-
vvood'un harika çocuğu, yö-
netmen Irvving Thalberg bir
gün şöyle demiş: "Bir Tılm ya-
parken en önem ve/memiz ge-
reken, senaristtir. Ama bunu
senariste hiç hissetirmemekle
iyi ederiz." Epstein, bunu an-
latırken gülerek yerinde hop-
luyor. Kardeşi Philip ile se-
naryo yazarak para kazanma-
ya çalışmışlar. "'Hep bizi
kovsunlar da tazminat ödesin-
ler di\e bekledik. Bu yüzden
de Warners ile hep tersti işleri-
miz. Yazar, hangi fıkrinin
fılmde ne zaman. nasıl işe ya-
rayacağını bilemez. Ama
memur gibi çalışmak zorun-
dadır. Stüdyoya sabah 9'da
gelir. akşam 5'te giderdik. Se-
naristlerin masası öğle yemek-
lerinde kahkahadan kınlırdı.
Aktörler bile masamıza davet
edilmeye can atardı. Biz, öyle
herkesi beğenmezdik. Ama
Errol Flynn müdavimdi. Çün-
kü bir gece önce neler yaptığı-
nı anlatırdı. Aynntıb anlat-
mazsa masadan atmakla
tehdit ederdik."
Epstein bunlan anlatırken
sürekli gülüyor.
Epstein, ' sonunda diktatör
büyük patron Jack NVarner ile
takışmış. "Siz bana baksanı-
za" demiş NVarner bir gün.
"Banka genel müdürleri de sa-
bah 9'da geliyor, demiryollan
genel müdürü de. Sizin ne öne-
miniz var ki, siz de aynı saatte
geliyorsunuz ve şıkayel edı-
yorsunuz?" Bunun üzerine
Epstein ve kardeşi. Jack'e ta-
mamlanmamış bir senaryo
göndermişler, "Bunu bir zah-
met banka müdürünüze gön-
derin. tamamlasın" demişler.
Hiç sesini çıkartmamış ve on-
lan kovmamış da. Birkaç haf-
ta sonra korkunç bir sahne
yazmışlar. VVamer çağırmış,
"Bu şimdiye kadar okudu-
ğum en rezalet sahne" diye
bağırmış. Epstein'in yanıtı ha-
zır: "Hayret, nasıl olur? Sabah
9'da yaalmıştı". Yine bir kah-
kaha patlatıyor. Epstein, Ca-
sablanca her gösterime girdi-
ğinde posta kutusuna, içinde
çek olan zarflar geldiğini söy-
lüyor. "Casablanca, yaşlılı-
ğım için en iyi sigorta oldu
benim için."
Fransız basını Irak'ı suçluyor
• Baştarafi 1. Sayfada
çisi François Depeer tarafından
karşılanan Mitterrand, saldınya
ilişkin sorulara yanıt vermeye-
rek havaalanı şeref salonuna
girdi. Fransız yetkililer. şeref
salonu önünde bekleyen gaze-
tecüere, bayan Mitterrand'ın
yorgun olduğunu ve bu neucnle
konuşmayacağını söylediler.
Burada bir siire dinlenen Mitter-
rand ve beraberindekiler. saat
13.30'da Fransa Cumhurbaş-
kanhğı'na ait özel bir uçakla
Ankara'ya hareket ettiler. Mu
terrand'ın uçağı Esenboğa'da
yakıt ikmali yapıldıktan sonra
Paris'e hıreket etti. Kısa süren
ikmal sırasında bayan Mitter-
rand uçaktan inmedi. Bakan
Bernard Kouchner ise. Dışişleri
Bakanı Hikmet Çetin ile görüş-
mek üzere Ankara'da kaldı.
Süleymaniye kenti yakınJann-
da 4 kişinin ölümü. 20 kişinin
de yaralanmasıyla sonuçlanan
patlamada kolundan yarala-
nan Alman ARD televizyonu-
nun Paris bürosu muhabiri
Sabina Rollbert. saldınnın ki-
min tarafından yapıldığı konu-
sunda bilgi alamadıklannı söy -
ledi. Rollbert olayı şöyle anlat-
tı:
"Konvoydaydık. aniden pat-
lamaoldu. Bayan Mitterrand'ın
otomobili de patlamanın oldu-
ğu bölgeden geçiyordu. Yolu
iki yanında da insanlar vardı.
bizleri selamlıyorlardı. Neye
ğu bölgeden geçiyordu. Yolun
sağında park halındekı araçta
100 kilograma yakın dinamit
patlamış. Ben kolumdan vara-
landım. Kurtulmamız bırmua-
Danielle Mitterrand ve bakan Kouchner birlikte Ankara'da dinlendiler. (Fotoğrut: AA)
zeydi. gerçekten çok şanslı>ız."
Fransa'da yankı bulmadı
Bayan Mitterrand'a yönelik
saldın. dünkü Fransız gazetele-
rinde fazla yankı bulmadı. Paris"-
ten muhabırimiz Sabetay Varol"-
un bildırdiğıne göre. bir gün önce
radyo ve televizyonlann ilk haber
olarak verdikleri olay. gazete ha-
berlerinde "Saddam Hüseyin'in
imzasını taşıyan bir suıkast ginşı-
mi" olarak nitelendi. Fransa'da,
Bağdat hükümetinin bu suikasti
düzenlerken, bayan Mitterrand'ı
ve Bernard Kouchnen öldürme
amacı ile mı hareket etuğı. yoksa
bunun bir "ihtar" mı olduğu ko-
nuşuluyor. Mitterrand'ıneezısıne
katılan gazetecı Mare Kravetz.
Liberation gazetesinde yer alan
Liberatıon gazetesinde yer alan
yazısmda şu görüşlere yer verdi:
"Özel bir vakıf adına yapılmış
bir gezi de olsa, bayan Mitter-
rand'ın cumhurbaşkanının eşi
olması, 20 yıldan beri Kürt dava-
sının dostu olmakla beraber dok-
tor Kouchner'in Fransız hükü-
meıinde bakan oluşu, Bağdaûn
nazannda bu geziye bir provo-
kasyon boyutu ka?andınyor.
Ama öldürme ölçüsünde bir pro-
\okasvon mu? Kürıler söz konu-
su oldu mu. kimyşasal silah kui-
lanma dahil herşeyi göze alan bu
rejım. gerçekten de hiçbir feda-
kârlıktan kaçmıyor. Pazartesi
gunku suıkast. bir ıhtar mahıye-
tindc de olsa. evlem çok kanlı bir
şekılde sonuçlandı ve riski hayli
yüksekti. Ölüme birkaç saniye
kalmıştı..."
3 Türk, klasmanda
Danielle Mitterrand'la bir-
likte. Kuzey Irak'ın Süleymani-
ye kentinde suikasttan kurtulan
Fransa Sağlık Bakanı Bernard
Kuschner Ankara'da kaldı.
Kuschner, Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin'le yaptığı görüş-
mede, Kuzey Iraİctaki gözlem-
!eri hakkında görüş alışverişin-
de bulunduklannı söyledi.
Hikmet Çetin de görüşme-
den sonra yapuğı açıklamada.
Fransız bakana. sadece Kuzey
Irak'taki insanlann değil. tüm
Irak halkının büyük sıkıntılar
çektiğini anlaltıklannı. bu tür
insani yardımlann. BM kara-
nnda öngörüldüğü gibi tüm
Irak halkına yönelik olması ge-
rekliğini aktardıklannı söyledi.
• Baştarafi 1. Sayfada
mılyarder sayısı 291'e
yükseldi. ABD 101 milyarderi
ile listenin ilk sırasında yer alır-
ken. Almanya'da 44, Japonya'-
da ise 34 milyarder bulunuyor.
Milyarder sayısı, zengin çoklu-
ğu itibanyla ABD ilk sırada yer
almasına karşılık, milyarderle-
rinin servetlerinin büyüklüğü
itibanyla Japonlar önde geli-
yor.
Bu yılki Hsteye kraliyet ailele-
rini, sullanlan, diktaiörleri alan
Forbes'e göre bu yılın en zengin
milyarderi 88 yaşındaki ekono-
mi profesörü Japon Taikichiro
Mori. Tokyo'da yaşayan ve
servetini emlakçıhktan yapan
Mori'nin serveti bu yıl geçen yı-
la göre 15 milyar dolardan 13
milyar dolara düşmesine rağ-
men yine de en zengin milyar-
der olarak listenin başında.
Dünyanın en zengin 2. mil-
yarderi de yine bir Japon. 55
yaşındaki Yoshiaki Tsutsumi
bir sanayici. Demiryollan, golf
sahalan gibi değişik alanlarda
ismini duyuran Tsutsumi 10
milyar dofarlık bir servete sa-
hip. Geçen yılki servetinin ise
14 milyar dolar civannda oldu-
ğu belirtiliyor.
ABD'de Sam Walton'un eşi
ve çocuklan. 23.8 milyar dolar-
lık servetleri ile kolektif servet
açısından ilk sırada yer alıyor.
Ama şahsı zenginlik açısından
Microşoft Corp'un sahibi, Har-
vard Üniversitesi'nden atılan
34 vaşındaki 3. William Gates.
HAVA DURUMU
6.4 milyar dolarlık serveti ile lis-
tebaşı.
Öte yandan milyarder sayısı-
nın en hızlı arttığı. servetlerin
hızla genişlediği 3. dünyanın en
borçlu Latin Amerika ülkelen.
Forbesin araştırmasında özel
biryeraldı.
Latin Amerika da özel girişi-
min artmasına. yabancı serma-
ye girişinin hızlanmasına para-
İel olarak milyarder sayısının
•da arttığına dikkat çeken ma-
gazin, ancak Laıin Amerikalı
milyarderlerin önemli bir kıs-
mının hapishanelerde yaşayan
uyuşturucu kaçakçılan olduğu-
nu da ortaya koydu. "Narko-
milyarder" olarak adlandınlan.
servetlerini hapishanelerden
yöneten bu milyarderlerin en
ünlûleri ise Meksika ve Kolom-
biya'da. Pablo Escobar Gaviria
ve Ochoa kardeşler, kokain ti-
caretinden elde ettikleri 2 mil-
yar dolartık imparatorluklannı
şu anda bulunduklan hapisha-
nelerden idare ediyorlar.
Forbes'e göre Latin Ame-
rika'da milyarder sayısı bir yıl
içinde 8'den 22'ye çıktı. Mek-
sika'da 8. Brezilya'da 5. Şili ve
Kolombiya'da 3"er, Arjantin"-
de 2, Venezuela'da 1 milyarder
bulunuyor.
Latin Amerikanın en zengin
milyarderi ise 3.8 milyar dolar-
lık serveti ile Meksikah Garza-
Sada ailesi. Bu aile çelik endüst-
risinden kimya sektörüne. şa-
rap ve bira üretimine kadar her
ceşit alana yayılmışdurumda.
Bakan-müsteşar
çekişmesi sürüyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Koalısyon hükümetinin iş-
başına gelmesinden bu yana.
Adalet Bakanlığı'nda yaşanan
"bakan-müsteşar" sürtüşmesi.
HâkimJer ve Savcılar Yüksek
Kürulu'nun boş bulunan baş-
kanvekilliği seçiminde de devam
ctti. Necdel Mutiş'in görev süre-
sinin dolmasyla boşalan kurul
başkanvekilliğine, Adalet Ba-
kanlığı Müsteşan Arif Yüksel'e
yakınlığıyla bilinen kunol üyesi
Hakkı Süha Terzibaşıoğlu seçil-
di.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın, TBMM'de ikinci kez ka-
bul edilmesine karşın 13 gündür
yürüriüğe sokmadığj "by-pass
yasası" ile görevine son verilecek
olan Müsteşar Yüksel, Adalet
Bakanı Seyfı Oktay'ı bir kez da-
ha devre dışı bıraku. Oktayı dev-
re dışı bırakan gelişme, görev
süresi 2 temmuzda sona eren
Necdet Mutiş'ten boşalan Hâ-
kimler ve Savcılar Yüksek Kuru-
lu Başkanvekilliği seçiminde
yaşandı. Bu seçim; Oktay'ın,
Müsteşar Yüksel'in by-pass ya-
sası ile hem müsteşarbk hem de
kurul üyeliği görevinin sona er-
mesinden sonra yapılmasını iste-
mesıne karşın. Yüksel'in girişi-
misle dün gerçekleşti. Başkanve-
kilîiğine Yüksel'e yakınlığıyla
tamnan kurul üycsi Hakkı Süha
Terzibaşıoğlu ile Yüksel'le birlik-
te hareket etmeven tavirlanvla
TURKIYE'DE
tanınan kurul üyesi Ihsan öz-
men aday oldular. Yapılan seçım
sonucunda Terzibaşıoğlu, baş-
kanvekilliği görevine seçildi. Ku-
ruldaki başkanvekilliği görev ı
sona eren Mutis, Yargıtay'da ge-
çen hafta yapılan seçim sonucu 6.
Ceza Dairesi Başkanlığı'na gel-
misti.
Kâğıt
çocuk bezleri
tehlikeii
İZVIİR (AA) - Kullanım
tiçısından. özellikle çaiışan an-
ııclere büyük kolayhk sağla-
\an ha/ır çocuk bczlerinin dcn
Milıınumunu engellediği bıldı-
rıldi. Bu bczlcrin. doğa tarafın-
dan erililcmcdiği için çcvre
tcmizliğini dc ıchdit elüği ka\-
dcdildi.
Egc Üni\ersilcsi Tıp Fakül-
lesi Dcrmatoloji Anabılım
\\\\\ Başkanı Prof. Dr. SatTei
Solak.şöylcdedi:
"Ziimanı a/ olan anneler.
kıımaş bcz ycrinc hazır çocuk
bc/lcrini lcrcih ediyorlar. An-
cak pi\asada satılan hazır bez-
lorin çoğunluğunda sentetik
mal/cmc kullanılıyor. Scnletık
mal/cmc. deri solunumunu
giiçlc^ürip. lcrin vc ıdrann bu-
harla^maMnı engellediği ıçın
deri üzcrinde mıkropkınn \c
haktcnlcnn ürcmcsi için u y
gun ortam yaratıyor."
OÜNYA'DA
yevre Bakanlığı Meteoro-
to|i Genel Müdûriüğü'nden
alınan bilgıye göre bütûn
bölgelerimiz az buluttu ve
açık geçecek. Hava sıcak-
lığında önemli' öır değişik-
lik olmayacak. Rüzgâr ku-
zey ve batı yönlerden hafıf
olarak esecek. Denizleri-
mizde rûzgâr- Doğu Kara-
deniz ve Ege'de yıldız ve karayelden, diğer denizlerimizde gûnbatısı ve lo-
dostan 3-5 kuvvetinde saatte 10 ilâ 21 deniz nilı hızla esecek. Dalga yûk-
sekliğı 0.3 ılâ 0.5, yer yer 1 metre dolayında olacak. Van Gölünde hava: Az
bulutlu ve açık geçecek. Rûzgâr kuzey ve batı yönlerden hafif arasıra orta
kuvvette esecek. Görûş uzaklığı 10 km., göl kücük dalgalı olacak Kaf.ıe*
AmsJeraam
Amman
ADna
Bajda!
Brûksel
Cenevre
Frartrfurt
Leftoşa
Petersburg
Londra
Madnd
Mılaı»
Mostova
MûnıH
Osio
Pans
Prao
Rıyad
Roma
Y
A
A
A
V
Y
Y
A
A
B
A
Y
A
Y
B
Y
Y
A
Y
23°
33°
30°
39°
22°
20°
20°
33°
15°
21°
24°
20°
20°
21°
23°
24°
19°
42°
23°
GOZLEM
UĞURMUMttJ
M Baştarafi 1. Sayfada
masını istiyor.
Kısa adıyla "Rabıta"olarak bilinen bu örgütün amacını
1963 yılında Mekke'de basılan tüzüğüne bakarak öğre-
nelim:
- Müslüman memleketlerde yönetimin Islamikurallara
göre olmasına çalışmak;
- İslamcı yayın organlannın daha geniş biçimde dağıl-
malarını ve görevlerini layıkıyla yapabilmeleri için mad-
di destek sağlamak.
Bu islamcı örgütün 41 kişilik kurucu meclis üyeleri ara-
sında bir de Türk vardı: Eski MSP milletvekillerinden Sa-
lih özcan.
Salih özcan, 1983 yılında kurulan "Faisal Finans Ku-
rumu"nun da kurucularındandır. ilginç değil mi?
Bu islamcı banker kuruluşunun kurucu ortakları ara-
sında Salih ûzcan'dan başka bir eski bakan da yer aldı:
Eski Çalışma Bakanlarından Ahmet Tevfik Paksu.
özcan ve Paksu, pay senetlerini başkalarına devretti-
ler. "Faisal Finans Kurumu" eski AP, MHP ve ANAP'lı
milletvekilleri ve politikacılarının ortaklığında kuruldu.
"Faisal Finans Kurumu", Rabıta örgütünün kurucu
meclis üyesi Salih özcan öncülüğünde kurulmuştu.
"Al Baraka Türk özel Finansman Kurumu" da Cum-
hurbaşkanı Özal'ın ağabeyi eski MSP'li bakanlardan
Korkut özal ve ANAP Istanbul il Başkanı merhum Eymen
Topbaş'ın ortak şirketleri "Hak Yatırım ve Ticaret AŞ"
aracılıgı ile!
"Al Baraka"mn yönetim kurulu üyeliğine getirilen Ta-
lat içöz de Korkut özal ile "Özbayrak Ticaret ve Sartayi
^Ş"nin ortağıydı.
Bu iki şirket, ANAP hükümeti kurulur kurulmaz -16 Ara-
lık 1983- tarihinde yayımlanan kararnamelere dayanıla-
rak kurulmuştu.
Rabtta örgütü ile devlet arasındaki ilişkiler, 1980 önce-
sinde 17.8.1980 gün ve 8/1500 sayılı kararname ile kurul-
muş, kurulan bu ilişkiler, 12 Eylül askeri yönetimince
"emir ve kumanda zinciri içinde ve emirle" geliştirilmis-
ti.
1982-1984 yılları arasında laik devletin imamlarının ay-
lıklarının, askeri yönetimin çıkardığı ve altında Devlet
Başkanı Kenan Evren, Başbakan Bülend Ulusuve Başba-
kan Yardımcısı Turgut Özal'ın imzalarının bulunduğu 28.
4.1981 gün ve 8/2838 sayılı kararname ile işte bu Rabıta
örgütünce verilmesi kararlaştırılmıştı.
"Niçin" diye sorulur mu hiç? Niçin olacak? Tabii Ata-
türkçülük adına!
1960 öncesinde de bazı MİT görevlilerinin aylıkları da
"Milli Emniyet Başkanı" olan General Behçet Türkmen'-
in sağladığı ilişkiler sonucu CIA tarafından ödenmişti.
Bu ilişkiler çok önemlidir. Neyse, dönelim yine "Rabh
fasıtesı'ne...
"Rabıta" 1982-84 yılları arasında yurtdışındaki Türk
imamlarının aylıklarını ödedi; TBMM camisine para yar-
dımında bulundu. ODTÜ bahçesinde yapılacak bir Islam
kültür merkezi için paralar gönderdi. Ankara'daki Koca-
tepe Camii'ne bağış yaptı. Türkiye'deki islamcı bankerle-
rin kuruluşlarında öncülük yaptı. islamcı yayın organları-
na para destekleri şağladı.
islamcı akımların siyasal etkinlik kazanmasına ve dev-
let katında güçlenmesine katkılarda bulundu.
Bugün de Atatürk Orman Çiftliği'nin hemen yanıbaşın-
da "İslamcı site" kuruyor.
- Atatürk Orman Çiftliği.. İnecek var...
m m
Denktaş, OzaFla Kıbns'ı
M Baştarafi 1. Sayfada
nde kabul ederek bir süre gö-
rüştü. Özal ve Denktaş'ın gö-
rüşmesine Dışişleri Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı Tugay
Uluçevik, Cumhurbaşkanhğı
Özel Kalem Müdürü Murat
Özçelik ile KKTC Dışişleri Ba-
kanı Kcnan Atakol katıldı.
Görüşmeye. AA ve TRT mu-
habır ve kameramanlan çağn-
lırken gazeteciler Konukevi'ne
alınmadı.
Denktaşın nezaket ziyare-
linde bulunduğunu belirten
Cumhurba|kanlığı Özel Kalem
Müdürü Özçelik. görüşmenin
bir bölümünde her iki cumhur-
başkanının karşılıklı olarak
sağlık sorunlannı görüştüğünü
söyledi. Özçelik'in, "Görüşme-
nin ana unsuru 15 temmuzda
New York'a gitmeden önceki
Kıbns konusu ile ilgili fıkir tea-
tisinde bulunulmasıydı" dediği
öğrenildi. Cumhurbaşkanhğı
Baş Danışmam Can Pulak'ın
da Özal'ın sağlık durumunun
iyi olduğunu belirterek 9 tem-
muzda lstanbul'a gideceğini,
Sasarona yaiını hizmete açaca-
ğını söylediği bildirildi. Özal ile
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, baş başa iki saat süren
görüşmeden sonra birlikte ye-
mek yediler.
Tüpgaza %6.5 zam
• Baştarafi 1. Sayfada
yatı Ankara ve Istanbul Anado-
İu yakasında 40.000 liraya, ts-
tanbul Rumeli yakasında 41.500
liraya, Izmir'de 39.000 liraya
yükseldi.
Tüpgaz fıyatlan illerin rafıne-
rilere uzakbğı, serbesti ve finna-
lar arası rekabet nedeniyle tüp
çeşidine göre 2 kg'hk tüpte
500-1.000 lira, 12 kg'lık mutfak
tüpünde 2.000-3.000 lira, 45
kg'lık sanayi tüpünde de
5.000-10.000 lira arasında deği-
şiklik gösteriyor.
6 Temmuz I992'den geçerli ol-
mak üzere, bazı iller bazında ye-
ni tüpgaz fiyatlan lira olarak
şöyle:
hler
ANKARA
İS1ANBUL
- ANADOLU
- RUMELİ
İZMİR
ANTALYA
KARS
KAYSERI
KOCAELİ
KONYA
VAN
ZONGULDAK
2kg1ık
piknik t«p
7.200
7.200
7.600
6.900
8.700
8.700
7.600
O800
8.600
8.800
7.400
12 kgiık
muttaktûpû
4aooo
40.000
41.500
39.000
44.500
42.500
41.500
38500
44.000
47.500
40500
4Skg'hk
sanayltüpi
152.000
i5aooo
155.000
147.000
169.000
166.000
157.000
145.000
167.000
180.000
152.000
:
Ö: »Ç*
Zûnh
23°
19°
bulutlu yaOmurlu A-açık B-bukıtkı G-güneşlı K-kark S-sıslı Y-yaOmurıu
KRİSTAL-İŞ SENDİKASI'NIN 11. OLAĞAN
GENEL KURULU İÇİN DUYURU
KRISTAL-İŞ; Çımento, Cam, Seramik veToprak Sanayii işçilerı
Sendıkası'nın 11. Olağan Genel Kurulu, 24-25-26 Temmuz 1992
günlennde Istanbul Teknik Ünıversitesı Maçka Kampüsü Eski Ma-
den Faküldesı G Anfısı, Maçka-İSTANBUL adresınde saat 10.00'da
toplanacakbr. Çoğunluk sağlanamadığında ikinci toplantı, 31 Tem-
muz ve 1-2 Ağustos 1992 gunlerınde aynı yer ve saatte yapılacak-
tır. Toplantnın gundemı aşağıdakı gıbidir.
GÜNDEM:
1-Açılış
2- Genel başkanm açış konuşması
3- Divan seçimi
4- Komısyonların seçırri4
a) Tuzuktadıl komısyonu
b) Hesap tetkık komısyonu
c) Kararlar komısyonu
5- Konukların tanıtılması ve konuşmaları
6- Raporların müzakeresı
7- Komısyon raporlarının müzakeresi ve oylanması
8- Kurulların ıbrası
9- Dilek ve temenniler
10- Seçımler: Genel Merkez organlannın ve Türk-lş Delegas-
yonu'nun seçımı
11-Kapanış
Sendika anatuzuğu gereğince ilan olunur.
KRİSTAL-İŞ SENDİKASI
GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU