15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ1992CUMA: DIŞHABERLER Arnavutluk'ta yerel seçim • TtRAN (AA) - Anavutluk'ta, iktidardaki Eemokratik Parti'nin yerel seçimlerde "umduğunun çpk altında" oy toplaması parti içinde eleştirilere yol sçtı. Sali Berişa'nın cımhurbaşkanı secilmesinden sonra parti lüerliğine getirilen Eduard Selami, mart ayında yapılan g;nel seçimlere kıyasla oy oranlannda düşüş olduğunu belirterek "Bu düşüşün nedeni başlatılan ekonomik nfonnlann yarattığı guçlüklerin tam olarak kavranamamasıdır" dedi. G.Lübnan'a israil bombardımanı • NABATtYEH(AA)- İsrail savaş uçaklannın dün Güney Lübnan'daki İran yanbsı Hizbullah mevzilerini bombaladığı bildirldi. Güvenh'k kaynakJan, uçaklarm Iqlim El Tufah bölgesindekı Mlita köyünü bombaladığını belirtüİer, ancak ölü veya yarab sayısı hakkmda bilgi vermediler. tsrail, bu yıl içinde Güney Lübnan'ı bu son saldınlan ile birlikte 24'üncü kez bombalamiş oldu. MaastrichFe onay • MADRİD (AA) - tspanya Parlamentosu'nun bir kanadını oluşturan senato, Avrupa birliğini amaçlayan Maastrich't Antlasması'na uygun hale getirilmesi için anayasada bir değişiklik yapılmasını kabul etti. 1978 tarihli tspanya Anayasası'nda yapılan bu ilk değişiklik, Maastricht Anlaşması'mn öngördüğü şekilde diğer AT üyesi ülkelerin Ispanya belediye yönetimlerinde yer almasına izin veriyor. Aynı değişiklik parlamentonun diğer kanadı millet meclisinde de 22 temmuz tarihinde kabul edilmişti. İtalya-İran görüşmeleri • ROMA (AA) - İtalya ve İran Dışişleri Bakanlan Vincenzo Şcotti ve Ali Ekber Velayeti'nin önceki gece Roma'da ikinci kezbiraraya geldikleri bıldirildi. İtalyan diplomatik kaynaklan, iki ülkedışişleri bakanlannın, görüşmelere Körfez'deki durum, Ortadoğu, Karçbağ sorununun yanı sıra ikili ekonomik işbirliği konulannı da ele aldıklannı söylediler. İslamcı lider yakalandı • CEZAYtR (AA) - Cezayir'de birçok polisin öldürülmesi olayına karışan İslamcı bir örgüt liderinin yakalandığı bildiriliyor. Cezayir'de çıkan Le Matin gazetesi tarafından verilen haberde, polisin en çok arananlar listesinde yer alan Abdülkadir Cibuti adh İslamcı liderin polis tarafmdan yakalandığı ve ardından da başkent yakınlarındaki Al-Achour bölgesinde Islamcılarla polis arasında şiddetli çatışmalar çıktığı belirtildi. Sri Lanka'da Tamil saldırısı • COLOMBO (AA) - Sri Lanka'da faaliyet gösteren aynkkçı Tamil Elam Kaplanlan (LTTE), ülkenin doğusunda önemli bir silah deposu kuşattıklannı, olay sırasında 30 askeri öldürdüklerini ileri sürdûler. Örgüt tarafmdan dün yayımlanan bildiride, Batticaloa bölgesinde ordu birüklerinesaldın düzenlendiği ve olay sırasında bir gerillanın da öldürüldüğü ifadeedildi. Bu arada, Sri Lanka ordu kaynaklan da gerillalar tarafından düzenlenen saldında 18 askerle 9 polisin öldürüldüğünü, en az 10 örgüt üyesinin de saf dışı bırakıldığını belirttiler. Lockerbie tazminatı • NEVVYORK(AA)- ABD'de bir mahkeme, Pan Am Havayollan'na ait bir yolcu uçağının 1988'de lskoçya'nın Lockerbie Kasabası üzerinde bir sabotaj nedeniyle düşmesi sonucu ölen Amerikab bir avukaün eşine şirketin 9 milyon dolar tazminat ödemesini kararlaştırdı. bu dava, tazminata kadar verilen ikinci dava idi. İlk tazminat karannda. mahkeme 22 temmuzda, başka biryolcunun eşine 9.2 milyon dolar ödenmesini kararlaştırmışu. Dışişleri Bakanı Baker, muhalefet heyetine Türkiye ile birlikte hareket etmelerini tavsiye etti ABD'denLak ımılıalefetiııedestek• Washington'daki görüşmelere katılan Kürdistan Yurtsever Birliği li- deri Celal Talabani, ABD'ye Türk pasaportuyla değil, Suriye pasapor- tuyla geldiğini söyledi. Talabani, Türkiye ile federasyon kurmak istedik- leri yönünde bir açıklamada bulunmadığını, yalnızca "yeni bir ittifak" kurmak istediklerini söyledi. Ancak Talabani, bunun kesinlikle harita değişikliği anlamına gelmeyeceğini vurguladı. Dış Haberler Servisi - ABD yönetimi, Irak'a karşı askeri harekâu şimdilik rafa kal- dınrken, Saddam Hüseyin üzerindeki baskı- sını sürdürmek amacıyla Irak muhalefetine "kararb destek" vaat etti ve "komşu ülkeler- le birlikte davranmalannı" önerdi. Aralannda Kürdistan Demokrat Parüsi (KDP) lideri Mesud Barzani ve Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) lideri Celal Tala- bani'nin de bulunduğu Irak muhalefet heye- ti, önceki gece ABD Dışişleri Bakanı James Baker ile görüştü. Yaklaşık bir saat süren görüşmeden sonra yapılan resmi açıklama- da, "ABD'nin, Saddam'ın baskısına karşı çıkan kahraman Iraklılan kararlı biçimde desteklemeyi sürdüreceği" belirtildi. AA'nın haberine göre görüşme sonrasın- da gazetecilerle konuşan Talabani, "Hiçbir zaman Kürdistan'ın bağımsızlığından yana değiliz. Her zaman olduğu gibi şimdi de de- mokratik bir Irak'tan ve birleşik demokratik Irak içinde Kürt halkının self determinasyo- nundan yanayız" dedi. Talabani, "Türkiye ile federasyon kurma- yı istedikleri" yoljindaki haberlerin hatırla- tılması üzerine sözlerinin yanhş anlaşıldığını söyledi. Talabani "Türkiye ile 'yeni ittifak' dedim. Bu konuda ısrarlıyız. Ancak harita- nın değiştirilmesi söz konusu değil" dedi. KYB lideri, Türk pasaportu taşıyıp taşı- madığmın sorulması üzerine "Eğer benim için Türk pasaportu almak mümkünse, bu- na sahip olmaktan memnunluk duyanm" yanıtını verdi. Suriye pasaportu taşıdığını söyleyen Talabani, daha sonra iç cebinden çıkardığı Suriye pasaportunu havaya kaldı- np gazetecilere gösterdi. Baker'dan silah ve cephane istemedikleri- ni anlatan Talabani, Kuzey Irak'ta yaratılan koruma bölgesinin güneye de yayılmasını is- tediklerini ve ABD yönetiminin "her sece- nek mümkün" karşıbğıru verdiğini kaydetti. Talabani, ABD'nin Kuzey Irak'ı korumaya devam edeceğini ve Irak muhalefeti ile "iyi ilişkiler" sürdüreceğini belirtti. Görüşmeyle ilgilı olarak ABD Dışişleri Bakanhğı'ndan yapılan açıklamada, "ABD, Saddam Hüseyin'e hiçbir zaman güveneme- yeceğine ve hiçbir zaman kendisi ile işbirliği yapamayacağına inanmayı sürdürmektedir. Ancak Irak'ta nihai hükümet şekline, Irak halkı karar verecekür" denildi. Saddam'a rahat yok ABD yönetiminin Irak'a karşı askeri ha- rekâtı şimdilik rafa kaldırmakla birlikte, Saddam Hüseyin üzerinde üç ayn yoldan baskıyı sürdüreceği bildiriliyor. New York Times gazetesi, askeri harekât tehdidinin or- tadan kalkmasından sonra Saddam konu- sunda net bir politikası olmadığını fark eden Bush yönetiminin, ne yapacağı konusunda politika belirlemeye çabştığını bildirdi. İkinci yol olarak ABD, Irak'ın güneyınde- ki Şiilere saldınlan durdurmasını istiyor. Waşhington, bu saldınlar durmazsa askeri misilleme yapacağı tehdidini içercn bir plan üzerinde çalışıyor. Ancak Şiileri bombala- maya giden uçaklan vurmayı öngören plan- dan, ABD Genelkurmayı'nın iç savaşın ortasına düşüleceği gerekçesiyle uzak dur- maya çahştığı belirtiliyor. New York Times, üçüncü yol olarak • ABD yönetiminin Irak muhalefet gruplan- na gösterilen tanıma düzeyini arttırmayı amaçladığmı kaydetti. ABD Dışişleri Baka- nı Baker'm da Talabani ve Barzani'nin de içinde bulunduğu Irak muhalefet heyetiyte bu çerçevede göriiştüğü vurgulandı. IRAKLI KÜRTLER iziMülteci kri Türkiye'ye bulaştı FERRUHYILMAZ KOPENHAG - Danimarka ile Çekoslovakya arasındaki mülteci krizi, Danimarka'nın Prag'a geri gönderdiği Irakh Kürt mültecileri geri almasıyla çözülürken, mülte- cileri Danimarka"ya getiren uça- ğın Türk uçağı olması, Türkiye ile Danimarka arasında küçük bir krizeyolaçü. Danimarka, İstanbul'dan Ko- penhag'a gelen 13 Iraklı Kürt mülteciyi, yolda Prag'a uğradık- lan gerekçesiyle Prag'a geri gön- dermişti. Danimarka, uluslarara- sı anlaşmalara göre, mültecilerin sığmma başvurulannın ilk geldik- leri ülkede incelenmesi gerektiğini belirterek, Irakb mültecilerin Prag'dan transit geçmeleri nede- niyle, Çekoslovakya'nın ilk iltica ülkesi olduğunu öne sürmüştü. Çekoslovakya ise, Danimarka'- nın iddialanna mültecileri geri getiren SAS uçağmın Prag'dan havalanmasına izin vermeyerek yanıtvermişti. Danimarka Adalet Bakanı, Danimarka'nın tavnna Dani- marka içinden gelen sert tepkiler yüzünden tutumundan vazgeçe- rek, Irakh Kürt mültecilerin Da- nimarka'ya geri gelmelerini kabul etti. Bunun üzerine iki ülke ara- sındaki kriz son bulurken, Prag seferlerini iki gün iptal eden SAS, seferlere tekrar başladı. DAĞLIK KARABAĞ Ejrmeniler îlerlîyor MOSKOVA (AA) - Azerbay- can'ın Dağlık Karabağ bölgesin- de Ermenilerin. başlattıklan karşı saldın sonucu Azeri kuvvetlerinin denetimindeki bazı yerleşim mer- kezlerine girdikleri bıldirildi. Azerbaycan Savunma Bakan- lığı'nın Bakü radyosundan açık- lanan bildirisinde, Ermeni ordu- sunun son on gündür devam eden saldınlan sonucunda Akdere böl- gesindeki 6 köy ile Sarsang Ba- rajı'nın kontrolünü yeniden ele geçirdikleri kaydedildi. Turan Ajansı, Ermenilerin Ak- dere bölgesinin merkezi olan Akdere kentinin ise Ermeniler ta- rafmdan ele geçirildiği yolundaki haberlerin tümüyle asılsız olduğu- nu belirtti. Bakü'deki yerel basın kaynak- lan, Ermenilerin Dağlık Karabağ bölgesine sırurdaş tüm Azeri köy ve kasabalannı yoğun bir biçimde top ateşine tutmaya devam ettiği- ni bildiriyorlar. DIŞ BASIN Asker, elindeki tanksavarla düşman saMınsına karşılık vermeye hazırlanıyor.(Fotoğraf:REUTE R) Cenevre toplantısında, mültecilere 'yerinde yardım' görüşü ağırlık kazandı Bosııahgöçmenekapıkapalı • Bosna-Hersek'te çatışan taraflann, Londra'da yapılan banş görüşmelerinde, ateşkesin sağlanması ve korunmasına yönelik bir komitenin kurulması konusunda anlaşma sağladıklan bildirildi. Mülteci dramını yaratmakla sorumlu tuttuğu Sırplara en ağır eleştiriyi yönel- ten BM Yüksek Komiseri Sadako Oga- to, Bosna-Hersek'teki Sırp saldırganla- nn eylemlerini rezilce bir şantaj' olarak nitelendirdi. Ogato, asıl yapılması gere- kenin çatışmalann bir an önce sona erdi- rilmesi ve mültecilerin evlerine dönmele- rini sağlayacak koşullann oluşturulması olduğunu belirtti. Dış Haberler Servisi - İsviçre'nin Ce- nevre kentinde yapılan konferansta, da- ğılan Yugoslavya topraklannda devam eden savaş nedeniyle mülteci durumuna düşen 2.5 milyon insana nasıl yardım . edilebileceği görüşülürken, BM Genel Sekreteri Butroş Gab, Hırvatistan'da bulunan güvenlik güçlerinin süresinin uzatılmasını ve sayılannın artünlmasını istedi. Bosna-Hersek'te çatışan tarafla- nn temsilcilerinin katıldığı Londra'daki görüşmelerde, ateşkesin sağlanmasına yönelik bir komitenin kurulması konu- sunda anlaşma sağlandığı bildirildi. Londra'daki görüşmelerin sona erme- sinden sonra, Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna'da çaüşmalann yoğunlaştı- ğı haber verib'yor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'- nin girişimiyle Cenevre'de düzenlenen ve 52 ülkenin temsilcilerinin kaüldığı kon- feransın sonunda, ortaya çıkan genel eğilimin, dağılan Yugoslavya'daki savaş nedeniyle mülteci konumuYıa düşen in- sanlan, yabana ülkelerde banndırmak yerine, kendi ülkelerine dönmelerini sağ- layacak koşullann oluşturulması yönün- de olduğu belirtildi. Londra gorüşmeleri Bosna-Hersek'te çatışan taraflann temsilcileri, Londra'da yapılan banş gö- rüşmelerinde, bölgede ateşkesin sağlan- ması ve korunması için çahşacak bir komitenin kurulması yönünde anlaşma sağladılar. Müslüman, Hırvat ve Sırp temsilciler, AT koordinatörü Portekizli Jose Cutileiro ile yaptıklan ayn ayn gö- rüşmeler sonucunda bir komite kunıl- ması konusunda anlaşmaya vardıklannı açıkladıklar. Her üç taraftan temsilcile- rin bulunacağı komite, Bosna-Hersek'e gönderilen insani yardımlann güvenli bir şekilde yerine ulaşunlması ve tutuklu kamplannda bulunan sivillerin serbest bırakıbnası için cabşacak. Komite, çabş- malanna hemen başlayacak ve ilk rapo- runu 17 ağustosta Londra'da yapılacak gelecek görüşmelerde sunacak. Bu arada BM Genel Şekreteri Butros Gab, Güvenlik Konseyi'nden, Hırvatis- tan'da görev yapan banş gücünün süre- sinin uzatılmasını ve sayılannı arttınl- masını istediği belirtildi. Gali'nin Güvenlik Konseyi'ne önceki gün sunduğu raporunda, Yugoslavya'- da banşın yeniden sağlanması yönünde görüşmeler devam ederken. BM güçleri- nin garantisi altındaki bölgelerde, adil ve banşçı şartlann yaraülabibnesi için böl- gedeki birbklerin görev süresi ve sayılan- nın arttınlması gerektiğini savunduğu bildirildi. BM Genel Sekreteri'nin, rapo- runda banş gücünün bölgedeki görevini- ni başanyla sürdürebibnesi için 800'den fazla askere gereksinim olduğunu belirt- tiğjkaydedildi. Öte yandan, Bosna-Hersek'in kuzey- baüsında bulunan Kljuc kasabasındaki camide önceki gece şiddetli bir patlama meydana geldiği ve caminin tamamen yı- kıldığı bildirildi. Tanjug ajansının habe- rine göre, patlamadan çevrede bulunan bazı binalar da etkilendi. Ölen ya da ya- ralanan olup ohnadığı konusunda bilgi verilmedi. Su Zirvesi'ni hazırlayan Amerikan şirketinin başkanı Starr, Cumhuriyet'e demeç verdi: Ortadoğu barışı su üzerinekurulacak KÜRŞAT AKYOL ŞANLIURFA - KÖrfez Savajı sıra- sında Cumhurbaşkam Turgut Ozal'ın ortaya attığı "Ortadoğu Su Zirvesi"nin hazırlayiCTSi Amerikan şirketi Global Water Summit Initiative'in (Küresel Su Zirvesi Girişimi) başkanı Joyce Starr, zirvenin Suriye ve Irak'ın "korkusu" nedeniyle ertelendiğini bebrtti. Gelecekte Ortadoğu'da savaşın değil, banşın su üzerine kunılacağmı söyleyen Starr, Orta Asya cumhuriyetleri için de bir su zirvesi düzenlenmesi fıkrini orta- ya attı. Starr, Güneydoğu Anadolu Pro- jesi'nin (GAP) en büyük ünitesi Atatürk Barajı elektrik santrahnın açıbş töreni nedeniyle geldiği Şanburfa'da Cumhu- riyet'in sorulanru yanıtladı. -Ziyaretinizin amacı nedir? STARR - Açıbş törenine davetliyim. Bildiğiniz gibi, Türkiye Cumhurbaşka- nı Özal ile gerçekleşmeyen Ortadoğu Su Zirvesi'nin organizasyonunu yapıyor- dum. 1989'dan. zirvenin ertelendiği 1991 ekim ayına kadar, su zirvesinin hazırbklan ile uğraştım. -Zirve neden ertelendi? STARR - Zirvenin ertelenmesinin teknik olan nedenleri dışındaki önemli nedeni, Dışişleri BakanhğYndaki tartış- malardı. BÖyle bir toplantı yapmakiçin, İsrail de dahil olmak üzere bölgedeki bütün ülkelerin katılımı gerekir. Ve STARR-Tûrkiye banş için umut • Ortadoğu Su Zirvesi Suriye ve îrak'ın korkusu nedeniyle gerçekleşemedi. Suriye Banş Suyu'ndan çok korktu, Suudi- ler ve diğerleri gibi. • Türkiye'nin bölgedeki bü- tün su kaynaklannı kontrol et- mesi tabii ki mümkün değil. Fakat, Türkiye bir imparator- luğun mirasçısıdır ve Suriye ve Irak üzerinde büyük bir güce sahiptir. Cumhurbaşkam Özal, İsraiVi davet et- memiz gerektiğine inamyordu. Süre kalmadığı için bunu gerçekleştirmek çok zordu ve tüm ülkeler kaülmadan zirveyi yapamazdık. Bu çok uzun bir öyküdür, fakat kısa kesmek için 'Erte- lendi. çünkü olması mümkün değildi' diyebiliriz. -Ortadoğu Su Zirvesi ile Türkiye'nin "Barış Suyu" projesi arasında bir bağ- lantı var mı? STARR - Hayır. bu yalnızca Cum- hurbaşkam özaİ'ın rüyasıydı. Çünkü, zirvenin ev sahipliğinı o yapıyordu. Ba- nş Suyu boru hattından söz etti. Fakat, Banş Suyu, Ortadoğu Su Zirvesi'nin ya- pısının önemli bir parçası değildi. Maa- lesef Suriye bunun aksine inanıyordu ve Banş Suyu'ndan çok korktu, Suudi- ler ve diğerleri gibi. Çünkü, sizin benden daha iyi bildiğiniz gibi, Ortadoğu'da Türkiye'nin bölgenin suyunu kontrol etmesi korkusu var. Bunun böyle olma- dığını defalarca anlatmaya çabştık. Fa- kat, bir şeye inandılarsa, inanmayı sür- dürüyorlar. Zirve korku yarattı, fakat Banş Suyu nedeniyle değil. -Türkiye'nin bölgedeki bütün su kay- naklarını kontrol etmesi mümkün mü? STARR - Tabii ki değil. Fakat, Tür- kiye bir imparatorluğun mirasçısıdır ve Suriye ve Irak üzerinde büyük bir güce sahiptir. Bununla birlikte, Ortadoğu'da korku gerçeklerden daha önemlidir ve Suriye ve Irak sulannın kesileceğinden korkuyorsa. bu onlar için gerçektir. Burada iki nokta var. Birincisi, GAP ile birlikte daha iyi bir durum ortaya çı- kabilir, fakat onlar daha kötüymüş gibi görürler. İkincisi de, Türkiye demokra- siyle yönetilen bir ülkedir ve muhteşem bir gelişmeye sahip. Türkiye'nin politik evriminde. bir devlet başkanı, başbakan ya da hükümetin. su sorunu nedeniyle Suriye ya da Irak'a savaş ilan edebilece- ğini gösterir bir şey yoktur. -Irak bu suya Suriye 'den dahafazla mı bağımlı? STARR - Hayır. çünkü Dicle var. Aynca, en azından Körfez Savaşı'nda görüldüğü gibi, Irak kendine yeterliliğe daha-fazla yönelik. Irak için en büyük sorun su kirlenmcsi. Fakat, Suriyeliler için su sorunu bir yaşam hattıdır. -İngiltere Dışişleri Bakanlığı tarafın- dan hazırlanan bir raporda, Ortadoğu da bir su savasmın çıkması olasıhğmdan söz ediliyor. Su sorunu savasa neden olabilir mi? STARR - BM Genel Sekreteri Butros Gali, bunu 1985 yılında yaptığımız bir görüşmede söyledi. Fakat, artık şu so- mutlaşmıştır ki, bölgede gelecek banş su üzerine olacak, savaş değil. İkinci ola- rak, Atatürk Barajı, Ortadoğu'da savaş nedeni olmayacak. Baraj, Türkiye için bir umut, Türkiye ve bölge banşı için bir umut. Saddam şimdilik yenildi Birleşmiş Milletler (BM), bu seferbk Saddam'la olan kavgasından galip cıktı. Birçoklan zaferçığbklan atıp Saddam'ın işini bitirdiklerini söylediler. Ancak şu unutulmamalıdır ki bu, Saddam'ın, BM'nin kararblık ve birliğini ilk kez sınaması değil. Ve büyük bir olasüıkla sonuncusu da olmayacak. Güvenlik Konseyi'nin bir dahaki sefer için hazırlıklı olması gerekiyor. Yani benzer bir durumda güç kullanımına kadar gidebilecek olasılıklan tek tek düşünüp ona göre gerekli önlemleri abnalı. Irak'm, diğer bölgelerdeki BM karşıtı hareketler için bir ömek oluşturacağı da unutulmamab. Saddam henüz yiyecek ve ilaç alımını karşılamak için petrol satmayı ve Kuzey Irak'taki halka yardım çahşmalannı yürütmek amacıyla bölgede bulunan BM güçlerinin görev süresini uzatmayı kabul etmedi. Bölgedeki BM personelini de sürekli tedirgin ediyor. Şiilerle savaşarak ateşkese aykın hareket ediyor. Tüm bunlar gösteriyor ki BM Güvenlik Konseyi daha yaratıcı ve zorlayıcı önlemler düşünmeli, en kısa zamanda ekonomik ambargoyu daraltıp kendi askeri gücünü kurmak için çalışmalara başlamabdır. (29 Temmuz) LE FIGARO Bosııa ve 6 etnik temizlik 9 Bosna-Hersek'te insaniığa karşı cinayetler sürerken Londra görşümelerinde pek büyük obnasa da bebrli bir sonuca vanldı. Ateşkesi, esir askerlerin mübadelesini, insani yardımı öngören tedbirler. Ama şimdi bütün bunlann. Miloseviç'insavaşı kazanmaya başladığının bir işareti olup olmadığı da sorulabibr. Bilindiği gibi bu adamın amacı nüfusunun yansıru oluşturan Müslümanlan Bosna-Hersek'ten kovmak. Hatta, Miloseviç'in işinin bir hayli ilerlediği de söylenebüir. Çoğu Müslüman olan Boşnaklann yansından fazlası evlerini şimdiden terk edip kaçmışlardır. Bir yandan banş için çahşüğını iddia eden Sırp iktıdann başvurduğu *etnik temizleme'nin sonucu budur. Eğer sözcüklerin bir anlarru varsa bugün Avrupa kapılannda bir halkm tümüdür yok edilmekte olan. Sırp ordusu, yann istenmeyen kışileringidişini olanaklı duruma getirmeyi kabul ettiğinde bujesti, insan haklanmn bir galibiyeti gibi görecek saf diller kuşkusuz meydana çıkacakür. Ancak Belgrad'daki Sırp iktidan bu izni verdiğinde, artık savaşı kazanmışolacak ür. Almanya'mn son günlerde Avrupa'ya güzel bir örnek vermesi bir yana, şimdi ne yapmak gerek?Yaptığı birkaç güzeljestten sonra Fransa arük susmayı sü'rdüremez. Harekete gecmenin ve tehdide başvurmanın zamanı gelmiştir. Göçmenler koşuşurken Fransa ile Avrupa, tarihin eleştirisinden kendilerini hâlâ kurtarabilecek durumdalar. Vakit çok geç deeildir. (30 Temmuz) MARMARA ÜNÎVERStTESİ AVRUPA TOPLULUĞU ENSTÎTÜSÜ'NE YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCtSt ALCVACAKT1R Üniversitemiz Avrupa Topluluğu Enstitüsü'ne 1992-1993 Eğitim- Oğretim Yılı için aşağıda belirtilen programlara, karşılannda göste- rilen sayıda, sınavla Yüksek Lisans ve Doktora Öğrencisi alınacaktır. YÜKSEK LİSANS DOKTORA 40 15 BAŞVURUDA ADAYLARDAN İSTENEN BELGELER 1- Dilekçe, 2- Yüksek lisans için başvuranlann lisans diploması; Doktora için başvuranlann Yüksek Lisans Diploması veya no- ter tasdıkli surelı. 3- Nüfus cüzdanı sureti, 4- Notlu Belge (Transcript) 5- Özgeçmiş 6- 6 adet vesikalık fotoğraf BAŞVURU ADRESt SON BAŞVURU TARİHİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ 14 Ağustos 1992 AVRUPA TOPLULUĞU ENSTİTÜ MÜDÜRLÜĞÜ Kayışdağı Cad. Göztepe-İSTANBUL SINAV KOhnjLARI: Yüksek Lisans İçin; Hukuk, Iktisat, Uluslaraıası İlişkiler, Avrupa Topluluğu ile ilgili genel konular ve çesitli genel kültür konulan. Doktora için: Avrupa Topluluğu ile ilgili konular. SINAV TARİHİ SAAT 17 Ağustos 1992 9.30 Başta Topluluk Komisyonu üst düzey yetkilileri ve uzmanlan ol- mak üzere çok sayıda yabancı bılim adamının da konuk öğretim üyesi olarak görev aldığı AVRUPA TOPLULUĞU ENSTİTÜSÜ'nde tum dersler ve seminerler Ingilizce verilmektedir. Bu itibarla enstittlye bas- vuran adaylann çok iyi düzeyde tngilizce bilmesi gerekmektedir. (In- gilizce yanında diğer topluluk dillerinden bir veya birkaçmın bilin- mesi enstitüye kabulde tercih nedeni olabilecektir.) Yoğun bir ders ve eğitim programı uygulandığından ders yüı süre- since öğrencilerin tam gün katılımı öngörülmektedir. Bu yıl enstitüde ders verecek konuk öğretim üyelerinden bazılan asağıdadır. — Prof. Dr. Emüe Noel, Floransa Avrupa Üniversitesi Rektörü. — Prof. Dr. Hagen Lichtenberg, Bremen Üniversitesi AT Bolüm Başkanı. — Dr. Richard Davis Condon, AT Komisyonu. — Prof. Dr. Michel Vanden Abeele, AT Komisyonu. — Dr. Rüdiger Stotz, AT Adalet Divanı. — Prof. Dr Schoh, AT Konseyi Baş Hukuk Müşaviri. — Prof. Dr. Guy Vanhaverbeke, Avrupa Parlamentosu. — Prof. Dr. Oscar Caravello, Milano Üniversitesi. — Prof. Dr. Carlo degli Abbati, Milano Üniversitesi. — Prof. Dr. Maurice Torrelli, Nice Üniversitesi. — Prof. Dr. Hans Zippel, Münih Teknik Üniversitesi'nde lktisat Enstiıusu Müduru. — Prof. Dr. D. Taylor, London School of Economics. Basm: 33600
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle