15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JHTEMMU21992CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI SSK-eczane çekişmesi • ANKARA(UBA)- Alacaklannı tahsil edemedikleri için Sosyal Sigortalar Kurumu'nu (SSK) icraya veren eczanelerin kurumla olan anlaşmalan SSK tarafından tek taraflı olarak feshedıliyor. Türkiye EczaalarBirliğj(TEB) Başkanı Ahmet Uras, SSK Genel Müdürü'nün eczaneleregönderdığı 'emır' ile eczaneleri tehdit ettiğini söyledi. Konuyla ilgili olarak UBA muhabirine bilgi veren Başkan Uras, SSK'nın anlaşmayı tek taraflı feshetme hakkına sahip olmadığını belirttı. Metalurji Fuan • İş-EkooomiServisi-FS Fuar Hizmetleri Ticaret ve Sanayi AŞ, 16-19 Eylül 1992 tarihleri arasında İstanbul'da Uluslararası Metalurji Teknolojisi ve Ekipmanlan adıyla birfuaraçacak. Demir çelik sektöründeki bilgi akışının hızlanmasına katkıda bulunmayı amaçlayan fuarda, demir-çelik, demirdışı metaller, seramik ve rerakter malzemelerle döküm. Presleme ısıl işlem ve kaplama üretim ekipmanlan ve yardımcı malzemeleri, cevher işleme ve kalite kontrol ekipmanlan, teknik proje hizmetleri yer alacak. Ziraatçılapın değerfendirmesi • ANKARA(ANKA)- Ziraatçılann yüzde 58.33'ünün DYP-SHP koalisyonunun ülke sonınlanna çözüm getireceğine inanmadığı belirlendi. Ülkenin en önemli sorunu olarak demokratikleşme ve insan haklannı gören ziraatçılann yanya yakınının da olağanüstü halin kaldınlarak bölge halkının kendi kaderini tayin hakkına saygı gösterilmesinden yana olduklan saptandı. Kartal'da I tş-Ekonomi Senisi - Kartal Belediyesi'nin 11 işçiyi işten çıkarmasını ve Belediye Başkanı Mehmet Ali Büklü'nün Belediye-tş Sendikası Anadolu Yakası Şube Başkanı Hüseyin Acer hakkında açtığı ceza davasını protestoeden 5 işçi, anlaşma sağlanması üzerine 23 gündür sürdürdükleri açbk grevine son verdi. Belediye Başkanı Büklü, Hüseyin Acer ve sendika temsilcisi 3 işçi hakkında açtığı ceza davasından feragat ettiğini bildirdi. Büklü aynca işten çıkartılan işçilerin açtığı davada mahkemenin işçiler lehine vereceği karan memnunlukla uygulayacağını belirtti. Karadeniz'de • TRABZON (AA) - Doğu Karadeniz Bölgesi'nde İş ve İşçi Bulma kurumlanna kavıthyaklaşık lObinişsiz bulunuyor. İş ve İşçi Bulma Kurumu Trabzon Bölge Müdürlüğü yetkililerinden n - alınan bilgjye göre Giresun, Trabzon, Rıze, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt illerinde iş için kuruma başvuranlann sayısı 9 bin 900'e ulaştı. Bölgede en fazla _ işsiz 5 bin 624 ile Trabzon'da bulunuyor. STFAşiPketterini bûyûtûyor • İş-Ekonomi Servisi - Sezai ^Türkeş-Fevzı Akkaya grubu, -inşaat ve telekomünikasyon lalanında faaliyet gösteren iki * şirketinın sermayesini tarttırdı. STFA İnşaat AŞ'nin l sermayesi 95 milyardan 160 j;milyar liraya, STFA Enerji rTelekomünikasyon AŞ'nin ^sermayesi de lOmilyar 434.2 - rnilyon liradan 15 milyar Jliraya yükseltildi. STFA ?grubuna ait iki şirketin Esermaye arttınmı konusu ğgeçen günlerde yapılan genel \kurullannda görüşülerek •Jcarara bağlandı ;30şiPketpetrol fanyor \ •lSTANBUL(tÜHA)- I Türkiye'de 30 şirket 3 tarafından sürdürülen petrol I arama işlemleri devam 3 ediyor. Petrol arayan j şirketlerin dördü Türk, 26'sı ,« yabancı şirketler oluyor. î Özellikle Güneydoğu % Anadolu'da yoğunlaşan bu J araiıada başı Türkiye İ Petrolleri Anonim Ortaklan ; (TFAO)çekiyor. Yapılan aramalara paralel olarak Türkiye'nin hampetrol üredmi geçen yıla oranla yüzde 19.8'likbirartış göstererek 4.5 milyon tona yültseldi. i t * j A. TZOB Başkanı Baraz, Türk çiftçisinin zenginlik üretmediğini söyledi 'Çiftçimiz Kızılay gibi çalışıyor'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Zıraat Odalan Birliği (TZOB) Başkanı Dr. Erol Baraz, çiftçı kazançlanrun çok düşük olduğunu savuna- rak "Çiftçi, iktisadi bir faaliyet göstermekten çok Kizılay gibi çalışıyor" dedi. Çiftçilerin durmadan hükü- metten yardım istemek zorun- da kaldıklannı belirten Baraz, "Niye? Çünkü Türk çiftçisi zenginlik üretmiyor" diye ko- nuştu. Baraz, her yıl 6 milyon tondan fazla meyve ve sebze- nin, tarladan pazara gelinceye kadar ziyan olduğunu belirte- rek, tüketicinin 100 liraya aldığı bir ürün için üreticinin eline ge- çen paranın 11 liraya kadar düştüğünü kaydetti. Baraz, "özelleştirme kapsamıhdaki Et-Balık Kurumu, Süt Endüst- risi Kurumu ve Yem Sanayi'ne talibiz" dedi. TZOB Başkanı Baraz, dün düzenlediği basın toplanüsında, bu yılki hububat destekleme alım fiyatlan, ürün bedellerinin peşin ödenmesi ve alımlann hızlı yapılmasının Erol Baraz: Çiftçi iktisadi bir faaliyet göstermiyor • Her yıl 6 milyon ton yaş meyve ve sebzenin tarladan pazara gelinceye kadar zryan olduğu- nu belirten Baraz, tüketicinin 100 liraya satın aldığı bir üründe üreticinin eline geçen pa- ranın 11 liraya kadar düştüğünü söyledi. • Türkiye Ziraat Odalan Birliği (TZOB) Başkanı Erol Baraz, Türkiye'de yaklaşık 27.4 milyon hektar alanda, bitkisel üretim yapıldığını, bu alanın yüzde 13'ünde meyve- sebze üretildiğini belirtti. çiftçilerce memnuniyetle karşı- landığını söyledi. Önümüzdeki günlerde ilan edilecek pamuk, ayçiçegi, kuru incir. kuru üzüm, fındık ve şekerpancan fi- yatlannın, TZOB'un talepleri düzeyinde olmasını bekledikle- rini söyleyen Baraz, çiftçilerin bu yılki kuraklık ve yağışlar ne- deniyle büyük zararlar gördü- ğüne değindi. Baraz, mevcut mevzuata göre yapılan yardı- mlann yetersiz olduğunu savu- narak, "Çiftçi borçlannın faiz- siz ertelenmesi ve tohum vardımının ödünç değil hibe olarak yapılmasını istiyoruz" dedi. Baraz, Türkiye'de yaklaşık 27.4 milyon hektar alanda bit- kisel üretim yapıldığını, bu alanın yüzde 13'ünde meyve- sebze üretildiğini belirterek, "Her yıl, üretilen 25 milyon ton sebze-meyvenia yüzde 25'i pa- zarlama safhasında kaybol- maktadır" diye konuştu. "Bu kaybın sebebi, hasattan sonra uygun ambalajlama, nakliye, depolama, kısaca pazarlama alt yapısının yetersiz olmasıdır" diyen Baraz, Türkiye'de akılcı bir pazarlama şistemi ol- madığını savundu. Ürünün tar- ladan tüketiciye kadar gitme- sinde devreye giren araa sayısının zaman zaman 20'yi aştığını bildiren Baraz, "Yapı- lan bir araştırmaya göre, ülke- mizde tüketicinin ödediği para- dan üreticinin eline geçen mik- tar yüzde 11 'e kadar düşübil- mektedir" dedi. Baraz, pazarla- ma alanındaki en büyük ak- saklığın. çiftçiyi hale sokacak birlikler, kuruluşlar olmaması- ndan kaynaklandığını ileri sür- dü. Pazarlama altyapısının oluş- turulmasında, çiftçilerin dü- şünce yapısında değişime gerek olduğunu, bunun da kısa za- manda gerçekleşemeyeceğini öne süren Baraz, Hal Yasası'- nın değiştirilmesi ve pazarla- mada "mezat" sistemine yer ve- rilmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Baraz, EBK, SEK ve Yem Sanayi'nin ozelleştirme kap- samına alındığını anımsatarak "Bu kurumlara mutlak suretle çiftçinin entegre olmasını isti- yoruz" dedi. Çiftçiyi dışanda bırakacak bir ozelleştirme şek- line karşı olduklannı vurgula- yan Baraz, bu kuruluşlara talip olduklannı, bu konudaki çalı- şmalannm devam ettiğini bil- dirdi. Baraz, somutönerilerinin 5-6 ay sonra ortaya çıkacağını kaydetti. Türkiye Ekonomisi'92 raporu yayımlandı TÜSIAD istikrarpaketiııdeısrarh • 1991 yıh ve 1992 başındaki Türkiye ekonomi- sinin durumunun incelendiği TÜSİAD raporunda en önelmi sorunun yüksek enflâsyon olduğu vur- gulandı. İş-£kooomi Servisi - TÜS- İAD'ın İngiiizce olarak yayı- mladığı "Türkiye Ekono- misi'92" raporunda Türkiye'- nin enflasyon ve kaynak soru- nunu aşabilmesi için kapsamlı bir yapısal reforma gereksinımi olduğu belirtilerek "Kısa süre- de ekonomik istikrann sağlan- ması için bir ekonomik istikrar programının hazırlanması ve uygulamaya konulması yaşam- sal öneme sahiptir" denildi. 1991 yıh ile 1992 yılınm baş- lanndaki Türkiye ekonomisi- nin durumunu inceleyen TÜSİ- AD raporunda en önemli soru- nun yüksek enflasyon olduğu vurgulanarak yüksek faiz oran- lan, Türk Lirası'nın hızlı değer kaybı, yatınm, üretim ve ihra- catta duraklama gibi sorun- lann enflasyonun yan ürünleri olduğu belirtildı. "1990yılında yüzde 62 olan tüketici fiyat artışı, 1991'de yüzde 71.1'e çıkmış, Haziran 1992'de ise yüzde 65.8'e inmiştir. Enflasyo- nun hızlanmasının nedenlerin- den birisi, yeni gelen hükümetin KİT ürünlerindeki fiyat ayarla- malandır" denilen raporda, 1992 yılı için şu değerlendirme yapıldı: "1992 yıhnda turizm ve işçi dövizi geürlerinde artış beklen- mekle birlikte yurtdışından ge- len hibelerdeki azalma ve itha- latta beklenebilecek bir yüksel- me sonucunda, cari işlemler dengesinin olumlu bir durum göstermesi ihracatta kaydedile- cek' gelişmeye bağımlıdır. Lira- nın devalüasyonunun ve ihra- cat teşviklerinin kısa vadede ya- ran olsa da, uzun dönemde sağhklı bir ödemeler dengesi kurulması, fiyat istikran ve ve- nmklik artışının sağlanmasına bağımlıdır." Türkiye'nin ekonomik so- runlannın temelinde istikrann bozulması pahasına hızlı büyü- me hedefleri konulmasının yat- tığı savunulan TÜSİAD rapo- runda, "Ekonomide fizik ve mali kaynak darbğı bulunması bu kaynaklann maliyetinı yük- seltmekte ve kalkınma baskıla- nnın da devam etmesi bir enf- Türk işadamı ve ekonomistlerin görüşüne yer verdi Batı'nın Türkiye'ye ilgisi arüyor İş-Ekonomi Servisi- "Yıllarca Avnıpa ve Asya arasmda ka- rarsız kalan Türkiye'ye, Körfez savaşı ve eski Sovyetler Birliği'- nin çöküşünden sonra Batının ekonomik, stratejik ılgısi arttı." Bu yorum Internatıonal He- rald Tribune'de yayımlanan Türkiye hakkındaki bir _ makalede yapıldı. Türk işa- damlan ve ekonomistlenn görüşlerine de yer verilen yazıda, değişen dünyada artan önemi dolayısıyla Türk ekonomisınin de il- giyle izlenmeye başladığı belirtildi. Ankara'nın Kör- ~~ fez savaşı sırasında ABD lider- liğindeki güçlere desteği ve Ku- zey Irak Kürtleri konusunda Batı'nın yanında yer almasının bir müttefik olarak stratejik önemini arttırdığı vurgulanan yazıda, SSCB'deki çöküşten sonra bölgede hem bir denge unsuru hem de cumhuriyetlere örnek oluşturduğu savunuldu. Türkiye'nin Baü gözünde yerleştiği bu pozisyonun bır an önce iş ve paraya dönüşebılme- sı için ekonomideki jstikrarsız- lığın giderilmesi yönünde bas- kıların oluştuğu anlatılan yazı- da, TÜSİAD Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın göriişjerine yer verilerek iş adamlan ve ekono- ve özelleştirmeyi hızlandırmalı. Aksi halde kronik enflasyon sorunu aşılamaz. Türkiye'nin gelişme potansiyeli yılda yüzde 6-7"lık büyümeyi ve çok daha büyük yabancı yatınmlan kal- dırabilmeli." Türkiye'nin kamu açığtnın • International Herald Tribune gazetesinde yer alan bir makalede "Yıllarca Avrupa ve Asya arasında kararsız ka- lan Türkiye'ye, Körfez savaşı ve eski Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra Batı'nın ekonomik, stratejik ilgisi arttı" yorumuna yer verildi. mistlerin yatınmlan artürma ve ekonomiyi düzeltme konu- sunda çaba harcadıklan belir- tildi. Eczacıbaşfnın Herald Tribune'de yayımlanan görüş- len özetle şöyle: "Ekonominin küçük geliş- meler yerine köklü yapısal dü- zenlemelere gereksinimi var. Devlet bütçe açığını kapatmak için vergi sistemini düzenlemeli geçen yıl Körfez krizı ve seçim- ler nedeniyle yüzde 12.6'ya çık- tığı, bu yıl ise kamu açıklannın yüzde 8.8'e, enflasyonun yüzde 52'ye indirilmesinin hedeflen- mesine karşılık yorumculann açık oranını yüzde 10'lar, enf- lasyonu ise yüzde 60'lar dola- yında tahmın ettikleri anlaülan yazıda ekonomist Ekrem Kes- kin'in "Asıi olan kamu sek- törünü küçültmek. Ozelleştir- me, Türkiye'nin uzun vadeli so- nınlannı çözmenin tek yolu- dur." görüşüne yer verildi. Türkiye'nin geçen ay Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Ermenis- tan, Azerbaycan ve Yunanis- tangibi Karadeniz çevresindeki ^ 11 ülkenin temsıldlerini bir araya getirdiği hatı- rlatılan yazıda Başbakan Süleyman Demirel'in kişi- sel danışmanlanndan İJ- nur Çevik ile TEB Araşü- rma Bölümü Müdürü Zeynep Türkeri'nin görüş- ~~ leri sıralandı. Buna göre, Çevik, "Yeni durum, Türkiye'- nin yıllardır giremediği Avrupa Topluluğu'na bir alternatif de- ğildir. Batı'nm bölgeye artan il- gisini tamamlayıcı özelliği var- dır" derken, Türkeri "Gerçek anlamda gelişmiş bir Ulke olmak istiyorsak Batıyla rekabet et- meliyiz. Eğer ilgimizi Doğu'ya yöneltırsek standartlanmızı düşürmüs oluru7" dedi. lasyonist spiraü harekete geçi- rerek ödemeler dengesi sonın- lanna yol açmaktadır. Aynca gelir dağılımında önemli bir dü- zelme gerçekleştirilememiş ol- ması da sosyal huzursuzlukla- nn artmasına yol açmaktadır" denildi. Türk iş dünyasının hü- kümetin ATye tam üyelik ar- zusunu paylaştığı anlatılan ra- porda, fiyat istikrarsızbğı ve kamu açıklannın bu amacı ger- çekleştirmeyi geciktirecek dü- zeyde olduğu vurgulandı. Uygulanacak her yeni eko- nomik politikanın ilk olarak üretim, talep ve gelirlerin den- geli büyümesini sağlamayı he- deflemesi gerektiği belirtilen "Türkiye Ekonomisi'92" rapo- runda, kamu kesimı açıklannın Merkez Bankası, iç borçlanma ve KİT zamlanyla karşılanma- sının parasal genişlemeye yol açarak, faiz hadlerini ve hem arz hem de talep kaynaklı enf- lasyonu arttırdığı savunuldu. Ozetlenen ekonomik sorun- lann çözümü için ekonomik is- tikrar programının şart olduğu vurgulanan TÜSİAD raporun- da hükümetin durumu en iyi bi- çimde değerlendireceğine ina- nıldığı belirtilerek şöyle denildi: "Türkiye'nin artık toplam kaynaklanndan fazlasını tüket- memesi şarttır. En kısa zaman- da böyle bir programın uygula- maya konmaması halinde eko- nomik durum daha da bozula- bilir. Ekonomik istikrar prog- ramı iç ve dış kaynaklann kul- lanımında bir azalmayla birlik- te toplumsal fedakarlık gerek- tirmekte, fedakarhğın kesimler arasında eşit paylaşılmasmı sağlamak da politikacılann so- rumluluk alanına girmektedir. Makro ekonomik disiplin ve yapısal reformlann sürdürül- mesi orta vadede yüksek ve dengeli büyüme hızlanna ulaşıl masmı sağlayacakür." TURİZM Yabancı turlar atakta BtT.E\T ECEVÎT ANTALYA - Türkiye'ye tu- rist getiren büyük yabancı tur operatörleri, kurduklan yan fir- malannı Türk pazanna sok- tular. Daha çok son dakika turistlerini getirebilmek için kurulduklan belirtilen bu fir- malann Antalya'ya getirdikle- ri turist sayısı, ana firmalardan daha fazla olduğu vurgulandı. Antalya bölgesine gelen turistle- rin ucuzcu olduklan belirtilirken bunun Türk turizmı için fayda- dan çok zarar getireceği belirtili- yor. Körfez knzi ile Türkiye'nin imajı "ucuzcu ülke"ye çıkarken, gelecek yıllarda eski imajına çıkmasmın zor olduğu belirtili- yor. Bölgeye gelen turistlerin ço- ğunluğu da ucuz tatil olanağı sağlandığı için geliyor. ÖgerTo- ur'un Türkiye temsilcisi Güzel Antalya AŞ'nin sorumlusu Me- lih Büyükcan, Kemer'de 3 yıldızh bir otelde 2 hafta yanm pansiyon, uçak, transfer dahıl 1290 DM'ye Alman müşten ge- tirdiklerini sÖylerken, bu fiyatın ucuz olduğundan yakınıyor. Türkiye'ye en çok turist geti- ren Alman TUI firması 2 yıl önce kurduğu Take Off firma- sının Antalya bölgesine haftada 1000 turist getirdiği belirtilirken, Neckerman Tur Operatörü Pan Europa'yı geçen yıl, Öger Tour'- un ise Travel Expres'i ise bu yıl kurdu. TUI'nın Türk ortağı Tantur AŞ'nin bir görevlısi, Take OfTun kurulmasındaki amaan TUI imajının bozulma- ması olduğunu belirtti. KozJu ocakJannın açılması için çaltştnalara başlandı. KozJu sakinteri merakla sonucu bekliyor. Keşifekibi umulmadık bir şekilde suyla karşılaştı Kozlu9 da ocaklarailk ekipiııcli BtROL ÜZMEZ ZONGULDAK - Kozlu Ocaklannın açılma işlemleri sürerken bakım ve onanmı tamamlanıp faaliyete geçirilen Uzunmehmet 2 kuyusundan ilk ekıp keşif gezisi içinyeraltına inch. Müesese Müdürü Ihsan Ünlü'nün de araJannda bulunduğu keşifekıbıeksı 200 katsnda 75 santim yüksekljğinde suyla karşılaştı. Müdür İhsan Ünlü kuyu diplerinin kontrolünün yapıldığını belirterek sulann tulumba daırelerine pompalanarak havuzlara almacağını açıkladı. Hiç umulmadık şekilde suyla karşılaştıklannı belırten mühendislersuyun ahnmasıyla daha rahat çalışabilecekierini söylediler. TTKGenel Müdür Vekili Hayretün Soydaş Uzunmehmet 1 kuyusunun da de\reycsokulmasıvla bırlıkteikigün içersindeçesetlenn çıkartılmasına başlanabileceğini açıkladı. Kapatılan ocaklann yeniden açılması için çalışmalar sürerken dün öğlen sıralannda yine Kozlu müesesesine bağlı grizudan etkilenmiyen İhsaniye ocağında Aydın Saka adınada bir işçi göçük altında kaldı. İşçinin şans eseri kurtulduğu bildirildi. 3 Mart 1992 akşamı meydana gelen gnzu ve kömür tozu patlamalan sonucu ortaya çıkan açık alevli ocak yangınlannın kontrol edilememesi nedeniyle. 5 Mart 1992 günü yeryüzüyle bağlantılan kesilerek kapatılan Kozlu ocaklannın açılması için çalışmalar hızlandı. Ocaklara ilk iniş için saatlergeriye sayıyor. Üç gün önce kuyu kapaklannın açılması ve hava verilmeye başlanması ile birlikte ocak ağızlannda da acılı bekleyiş başladı. Yeterli temizhavanın verilmesinin ardından ocaklara ilk giriş dün gerçekleştirildi. Ancak suyun çıkması programı aksattı. Programda hedeflenen calışmalara geçildiğindecesetler çıkanlacak, dunım saptaması yapılacak. 147 göcük altında kalmış işçi için tabutlar ve özel naylon torbalar hazırlandı. Ocaklann açılmasıyla birlikte kamuoyunun büyük desteğine ihtiyaçlan olduğunu açıklayan TTK Genel Müdür Vekih Hayrettin Soydaş, ocaklann açılmasıyla ilgili çalışmalarını şu şekilde özetledi: "Hannanlanmış olan plana göre Oı.celikle eksi 200 kaüna girilerek burada bulunan 75cesedinçıkanlmasına başlanacak. Daha sonra -285/-3OO kotlan arasında su tahliye edilerek -300 katı temizlenccek." IŞDUNYASENDAN BURHAN KARAÇAM C») Banka-sanayi kredi HişkilnT 1980'lere kadar kamuoyunda sözü edilmeyen, gündem- de yer almayan, birçok projenin gerçekleşmesinde yan yana mücadele veren sanayi ve banka kesimi son dönem- lerde karşı karşıya bırakılmış ve özellikle banka kesimi sanayinin sürekli boy hedefi haline gelmiştir. Bunu anla- mak için biraz geçmişe dönmemiz yararlı olacaktır. 1980 öncesi izlenen ekonomik politikalar dogrultusun- da, sanayileşme süreci içinde özellikle düşük maliyetli kaynaklann banka kesimi tarafından tasarruf sahibinden sanayi kesimine aktarıldığı bir dönem olmuştur. Bu dö- nemde tasarruf sahibinin enflasyon karşısında düşük faiz nedeni ile eriyen birikimleri, sanayileşme için ucuz kay- nak haline dönüşmüş, banka ve sanayi kesimi enflasyon karşısında avantajlı bir ilişkiyi sürdürebilmişlerdir. 24 Ocak ve 1 Temmuz kararları sonucu hükümetin farklı bir politika izlemesi, 1980 öncesi değerlerini tamamen de- ğiştirmiştir. 1980 sonrası dönemde tasarruf sahibine enf- lasyonun üzerinde faiz verilmeye çalışılmış, kamumun mali sektörde oluşan kaynaklar üzerindeki talebi ve aldığı pay artmaya başlamış ve banka kesimi yükselen kaynak maliyetini en büyük kredi kullanıcısı durumunda olan sa- nayi kesimine yansıtma çabası icine girmiş ve 1980 bas- larına kadar olumlu olarak devam eden sanayi-banka iliş- kileri bunun sonucunda olumsuz bir döneme girmiştir. Bankalar bu gelişmeden ne kadar memnundurlar? Ben- ce hiç değiller. Bankaların kaynak aktarımındaki temel gö- revleri biraracılık hizmetinden oluşmaktadır. Neticede ge- rek tasarruf sahibine ödenen faiz, gerek kamunun fonlan- ma maliyeti, sanayinin verimli çalışması sonucu ortaya çı- kacak değerlerle karşılanabilmektedir. Yani bankalar sa- nayiden afdıklarını, tasarruf sahibine ve kamuya aktar- maktadırlar. Alamadıklarında da risk tamamen bankaların üzerinde kalmaktadır. Bu nedenle sanayici ve bankaa aynı geminin içindedir. Kamuoyunda çok sık gündeme gelen bir konu var. Deni- liyor ki, bankalar düşük maliyetle elde ettikleri kaynakları, yüksek fiyatlarla sanayiye satıyorlar ve bir anlamda sana- yi bankalara çalışıyor. Acaba durum gerçekten böyle mi? Bir çeşit dolaylı vergilendirme olan kanuni yükümlülük- ler sonucu mevduat olarak kabul edilen her 100 TL'nin efektif kaynak maliyeti yaklaşık yüzde 90'lara , yıllık bileşi- ği yaklaşık yüzde 120lere ve başabaş kredi faizi ise dö- nemsel yüzde88'leregelmektedir. Burada dikkatedilmesi gereken husus bu maliyetlerin sadece kaynak maliyeti ol- ması ve personel, işletme, risk payı gibi diğer unsurların hesaplama dışı tutulmasıdır. Bu açıklamalardan sonra şu sonuca gelmek istiyorum. Sanayinin bankalara çalıştığı iddiası doğru olmadığı gibi gerçekleri de yansıtmamaktadır. Kullanılan kaynak (kredi) için yapılan ödemelerin önemli bir kısmı netfaiz olarak ta- sarruf sahibine , sonra çeşitli tanımlar altında kamuya ve çok küçük bir kısmı da bankalara, kasada tutulan fonlar karşılığı aktarılmaktadır. Zannedildiği gibi bankalar yüzde 70 ile topladıkları paraları yüzde 135-140 ile satıyorlar ve yüksek kârlar elde ediyor savı gerçeğe dayanmayan yanlış bir değerlendirmedir. Ve mevduat sahibine enflasyon üzerinde ve enflaşyona yakın faiz verme politikası, kamu- nun dolaylı finansmanı ve kaynaklar üzerindeki getirisiz payı devam ettiği sürece, sanayinin kaynak kullanımı ma- liyetleri bu şekilde devam edecektir ve bankaların da ya- t>abilecekleri pek fazla bir şey yoktur. Yazımı bitirirken sanayi ve bankacılık sektörünün aynı gemi içinde olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum. Temel sorunun serbest piyasa ekonomisınin uygulamaya konulmasından sonra kamu kesiminin, piyasa ekonomisi prensiplerinin aksine aşırı büyümesinin olduğunu ve bu- nun bedelininin de öncelikle sanayi ve bankacılık sektörü, enflasyon hızı ile de bu ülkede yaşayan herkes tarafından ancak değişik ağırlıklarda ödendiğini vurgulamak istiyo- rum. önümüzdeki dönemde en önemli sorunumuz, sadece KİT'lerin değil, tüm kamunun küçülmesidir. \+)Burhan Karaçam.Yapı Kredi Bankası GenelMüdürü TOBB Başkanı yüzsüzleri koruduİZMİR (Cum- huriyet Ege Bü- rosu) - TOBB Başkanı Yakm Erez, getirilen mali affa karşın vergi borcunu yatırmayan 670 kuruluşun adının açıklanmasının ekonomik açıdan değerlendirildi- ğınde anlamlı ol- madığını söyledi. Erez, "Bu isimle- rin açıklanması, hastalığı düzelt- mez. Amaç üzüm mü yemek, bağayı mı döv- mek? Önemli olan vergi mükellefi ol- mayan kesimi vergi mükellefi haline getirmek- tir" dedi. Erez, iş güvencesi yasa ta- sansını, "1960'- lann modası sol- culuk ürünü" ola- rak değerlendirir- ken SSK borçlu- lannın listesini açıklayan Çalı- şma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı Mehmet Moğultay içinde "Kamuoyunda şov yaptı" dedi. TOBB Başkanı seçildikten sonra ilk olarak seçimlerde kendisini destekleyen Ege'deki ticaret odalannı ziyaret eden Yalım Erez, getirilen mali affa karşın vergi borçlannı ödeme- yen 670 kuruluşun adının açık- lanması konusundaki görüşle- rini soran gazetedlere, "Bu konu öyle bir hale geldi ki artık konuşmaya çekiniyoruz" karşılığını verdi. Söz konusu adlann açıklanmasının ekono- miye hiçbir .-yaran olmaya- cağını vurgulayan Erez şunlan söyledi: "Şimdi bu insanlar zaten vergi mükellefi. Tahakkuklan yapılmış. Ancak çeşitli neden- lerden dolayı vergilerini öde- yememişler. Büyük bir olasılı- İcla ekonomik güçlüklerden dolayı. Yoksa vergi konusun- da böylesinc yüksek cezalar îş dünyasıyeni vergi affiistedi tZMtR (Cumburiyet Ege Bûrosa) • İş dünyası, vergi cezalannda faize faiz uygulanmasmdan yakınarak yeni bir vergj afû istedi. TOBB'run dün Manisa'da başlayan Ege Bölgesi Ticaret Odalan Top- ianösı'na Manisa Ticaret, Odası'yla birükte ev sahipliği yapan İzrnir Tka- ret Odası'nın (IZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, konuşması- nda yeni bir vergi affi istedikierini be- lirtti. Demirtaş "1989'danitibaren ver- gi cezalannda faize faiz uygulaması birçok kişiyi zordurumda bıraktı. Son olarak çıkanlan, kamuoyunda vergi affı olarak bilinen tahsilatın hızlandın- lması kanununun bazı böiümlerinden yararlanilamadı. Eski vergi borçlan ile geometrik olarak büyümeye devam ediyor. Bu nedenle vergilerde yeni bir düzenkme j^apılması gereklidir." dedi. Demirtaş, ekonomkte devtetin ağıriığmm azaltılmasını, teşyik ve ko- ruma öneriîeri yerine sanayi ve ticare- tin rekabet gücüne kavuşturulmasını önerdi. varken neden ödemesinler. Bu insanlann adlannın açı- klanması, bana göre' vergi tahsilatını hızlandırmaz. Şim- di amaç üzüm mü yernekür, bağcıyı mı dövmektif. Bu isimler acıklanırsa var olan hastalık düzelecek mı? Hayır. Bu adlann açıklanmasının hiçbir yaran yok. Önemli olan hiç vergi mükellefi olma- yan kesimleri vergi mükellefi haline getirmektir. Türkiye'- de hiç vergi ödemeyen kesim- ler var. Şimdi tahakkuku yapılmış bu kuruluşlan açı- klamakla bir anlamda gerçek vergi kaçakçılan temize çıkı- yor.Bence adlann açıklan- ması anlamlı değil. Rantçılar- dan Vergi alacaksınız. Vergi gctrlerini arttıracak, adıl bir vergi sistemi getireceksıniz. Bu ısimlerin açıklanmasıyla hastalık düzelmez. Gerçek çozümler gerekli. Bu konuda önümüzdeki günlerde bilim- sel bir rapor açıklayacağız."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle