Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JHTEMMU21992CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
SSK-eczane
çekişmesi
• ANKARA(UBA)-
Alacaklannı tahsil
edemedikleri için Sosyal
Sigortalar Kurumu'nu
(SSK) icraya veren
eczanelerin kurumla olan
anlaşmalan SSK tarafından
tek taraflı olarak
feshedıliyor. Türkiye
EczaalarBirliğj(TEB)
Başkanı Ahmet Uras, SSK
Genel Müdürü'nün
eczaneleregönderdığı 'emır'
ile eczaneleri tehdit ettiğini
söyledi. Konuyla ilgili olarak
UBA muhabirine bilgi veren
Başkan Uras, SSK'nın
anlaşmayı tek taraflı
feshetme hakkına sahip
olmadığını belirttı.
Metalurji Fuan
• İş-EkooomiServisi-FS
Fuar Hizmetleri Ticaret ve
Sanayi AŞ, 16-19 Eylül 1992
tarihleri arasında İstanbul'da
Uluslararası Metalurji
Teknolojisi ve Ekipmanlan
adıyla birfuaraçacak. Demir
çelik sektöründeki bilgi
akışının hızlanmasına
katkıda bulunmayı
amaçlayan fuarda,
demir-çelik, demirdışı
metaller, seramik ve rerakter
malzemelerle döküm.
Presleme ısıl işlem ve
kaplama üretim ekipmanlan
ve yardımcı malzemeleri,
cevher işleme ve kalite
kontrol ekipmanlan, teknik
proje hizmetleri yer alacak.
Ziraatçılapın
değerfendirmesi
• ANKARA(ANKA)-
Ziraatçılann yüzde
58.33'ünün DYP-SHP
koalisyonunun ülke
sonınlanna çözüm
getireceğine inanmadığı
belirlendi. Ülkenin en önemli
sorunu olarak
demokratikleşme ve insan
haklannı gören ziraatçılann
yanya yakınının da
olağanüstü halin kaldınlarak
bölge halkının kendi kaderini
tayin hakkına saygı
gösterilmesinden yana
olduklan saptandı.
Kartal'da
I tş-Ekonomi Senisi -
Kartal Belediyesi'nin 11
işçiyi işten çıkarmasını ve
Belediye Başkanı Mehmet
Ali Büklü'nün Belediye-tş
Sendikası Anadolu Yakası
Şube Başkanı Hüseyin Acer
hakkında açtığı ceza davasını
protestoeden 5 işçi, anlaşma
sağlanması üzerine 23
gündür sürdürdükleri açbk
grevine son verdi. Belediye
Başkanı Büklü, Hüseyin
Acer ve sendika temsilcisi 3
işçi hakkında açtığı ceza
davasından feragat ettiğini
bildirdi. Büklü aynca işten
çıkartılan işçilerin açtığı
davada mahkemenin işçiler
lehine vereceği karan
memnunlukla
uygulayacağını belirtti.
Karadeniz'de
• TRABZON (AA) - Doğu
Karadeniz Bölgesi'nde İş ve
İşçi Bulma kurumlanna
kavıthyaklaşık lObinişsiz
bulunuyor. İş ve İşçi Bulma
Kurumu Trabzon Bölge
Müdürlüğü yetkililerinden
n
- alınan bilgjye göre Giresun,
Trabzon, Rıze, Artvin,
Gümüşhane ve Bayburt
illerinde iş için kuruma
başvuranlann sayısı 9 bin
900'e ulaştı. Bölgede en fazla
_ işsiz 5 bin 624 ile Trabzon'da
bulunuyor.
STFAşiPketterini
bûyûtûyor
• İş-Ekonomi Servisi - Sezai
^Türkeş-Fevzı Akkaya grubu,
-inşaat ve telekomünikasyon
lalanında faaliyet gösteren iki
* şirketinın sermayesini
tarttırdı. STFA İnşaat AŞ'nin
l sermayesi 95 milyardan 160
j;milyar liraya, STFA Enerji
rTelekomünikasyon AŞ'nin
^sermayesi de lOmilyar 434.2
- rnilyon liradan 15 milyar
Jliraya yükseltildi. STFA
?grubuna ait iki şirketin
Esermaye arttınmı konusu
ğgeçen günlerde yapılan genel
\kurullannda görüşülerek
•Jcarara bağlandı
;30şiPketpetrol
fanyor
\ •lSTANBUL(tÜHA)-
I Türkiye'de 30 şirket
3 tarafından sürdürülen petrol
I arama işlemleri devam
3 ediyor. Petrol arayan
j şirketlerin dördü Türk, 26'sı
,« yabancı şirketler oluyor.
î Özellikle Güneydoğu
% Anadolu'da yoğunlaşan bu
J araiıada başı Türkiye
İ Petrolleri Anonim Ortaklan
; (TFAO)çekiyor. Yapılan
aramalara paralel olarak
Türkiye'nin hampetrol
üredmi geçen yıla oranla
yüzde 19.8'likbirartış
göstererek 4.5 milyon tona
yültseldi.
i
t
*
j
A.
TZOB Başkanı Baraz, Türk çiftçisinin zenginlik üretmediğini söyledi
'Çiftçimiz Kızılay gibi çalışıyor'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye Zıraat Odalan
Birliği (TZOB) Başkanı Dr.
Erol Baraz, çiftçı kazançlanrun
çok düşük olduğunu savuna-
rak "Çiftçi, iktisadi bir faaliyet
göstermekten çok Kizılay gibi
çalışıyor" dedi.
Çiftçilerin durmadan hükü-
metten yardım istemek zorun-
da kaldıklannı belirten Baraz,
"Niye? Çünkü Türk çiftçisi
zenginlik üretmiyor" diye ko-
nuştu. Baraz, her yıl 6 milyon
tondan fazla meyve ve sebze-
nin, tarladan pazara gelinceye
kadar ziyan olduğunu belirte-
rek, tüketicinin 100 liraya aldığı
bir ürün için üreticinin eline ge-
çen paranın 11 liraya kadar
düştüğünü kaydetti. Baraz,
"özelleştirme kapsamıhdaki
Et-Balık Kurumu, Süt Endüst-
risi Kurumu ve Yem Sanayi'ne
talibiz" dedi. TZOB Başkanı
Baraz, dün düzenlediği basın
toplanüsında, bu yılki hububat
destekleme alım fiyatlan, ürün
bedellerinin peşin ödenmesi ve
alımlann hızlı yapılmasının
Erol Baraz: Çiftçi iktisadi bir
faaliyet göstermiyor
• Her yıl 6 milyon ton yaş meyve ve sebzenin
tarladan pazara gelinceye kadar zryan olduğu-
nu belirten Baraz, tüketicinin 100 liraya satın
aldığı bir üründe üreticinin eline geçen pa-
ranın 11 liraya kadar düştüğünü söyledi.
• Türkiye Ziraat Odalan Birliği (TZOB)
Başkanı Erol Baraz, Türkiye'de yaklaşık 27.4
milyon hektar alanda, bitkisel üretim
yapıldığını, bu alanın yüzde 13'ünde meyve-
sebze üretildiğini belirtti.
çiftçilerce memnuniyetle karşı-
landığını söyledi. Önümüzdeki
günlerde ilan edilecek pamuk,
ayçiçegi, kuru incir. kuru
üzüm, fındık ve şekerpancan fi-
yatlannın, TZOB'un talepleri
düzeyinde olmasını bekledikle-
rini söyleyen Baraz, çiftçilerin
bu yılki kuraklık ve yağışlar ne-
deniyle büyük zararlar gördü-
ğüne değindi. Baraz, mevcut
mevzuata göre yapılan yardı-
mlann yetersiz olduğunu savu-
narak, "Çiftçi borçlannın faiz-
siz ertelenmesi ve tohum
vardımının ödünç değil hibe
olarak yapılmasını istiyoruz"
dedi.
Baraz, Türkiye'de yaklaşık
27.4 milyon hektar alanda bit-
kisel üretim yapıldığını, bu
alanın yüzde 13'ünde meyve-
sebze üretildiğini belirterek,
"Her yıl, üretilen 25 milyon ton
sebze-meyvenia yüzde 25'i pa-
zarlama safhasında kaybol-
maktadır" diye konuştu. "Bu
kaybın sebebi, hasattan sonra
uygun ambalajlama, nakliye,
depolama, kısaca pazarlama
alt yapısının yetersiz olmasıdır"
diyen Baraz, Türkiye'de akılcı
bir pazarlama şistemi ol-
madığını savundu. Ürünün tar-
ladan tüketiciye kadar gitme-
sinde devreye giren araa
sayısının zaman zaman 20'yi
aştığını bildiren Baraz, "Yapı-
lan bir araştırmaya göre, ülke-
mizde tüketicinin ödediği para-
dan üreticinin eline geçen mik-
tar yüzde 11 'e kadar düşübil-
mektedir" dedi. Baraz, pazarla-
ma alanındaki en büyük ak-
saklığın. çiftçiyi hale sokacak
birlikler, kuruluşlar olmaması-
ndan kaynaklandığını ileri sür-
dü.
Pazarlama altyapısının oluş-
turulmasında, çiftçilerin dü-
şünce yapısında değişime gerek
olduğunu, bunun da kısa za-
manda gerçekleşemeyeceğini
öne süren Baraz, Hal Yasası'-
nın değiştirilmesi ve pazarla-
mada "mezat" sistemine yer ve-
rilmesinin zorunlu olduğunu
söyledi.
Baraz, EBK, SEK ve Yem
Sanayi'nin ozelleştirme kap-
samına alındığını anımsatarak
"Bu kurumlara mutlak suretle
çiftçinin entegre olmasını isti-
yoruz" dedi. Çiftçiyi dışanda
bırakacak bir ozelleştirme şek-
line karşı olduklannı vurgula-
yan Baraz, bu kuruluşlara talip
olduklannı, bu konudaki çalı-
şmalannm devam ettiğini bil-
dirdi. Baraz, somutönerilerinin
5-6 ay sonra ortaya çıkacağını
kaydetti.
Türkiye Ekonomisi'92 raporu yayımlandı
TÜSIAD istikrarpaketiııdeısrarh
• 1991 yıh ve 1992 başındaki Türkiye ekonomi-
sinin durumunun incelendiği TÜSİAD raporunda
en önelmi sorunun yüksek enflâsyon olduğu vur-
gulandı.
İş-£kooomi Servisi - TÜS-
İAD'ın İngiiizce olarak yayı-
mladığı "Türkiye Ekono-
misi'92" raporunda Türkiye'-
nin enflasyon ve kaynak soru-
nunu aşabilmesi için kapsamlı
bir yapısal reforma gereksinımi
olduğu belirtilerek "Kısa süre-
de ekonomik istikrann sağlan-
ması için bir ekonomik istikrar
programının hazırlanması ve
uygulamaya konulması yaşam-
sal öneme sahiptir" denildi.
1991 yıh ile 1992 yılınm baş-
lanndaki Türkiye ekonomisi-
nin durumunu inceleyen TÜSİ-
AD raporunda en önemli soru-
nun yüksek enflasyon olduğu
vurgulanarak yüksek faiz oran-
lan, Türk Lirası'nın hızlı değer
kaybı, yatınm, üretim ve ihra-
catta duraklama gibi sorun-
lann enflasyonun yan ürünleri
olduğu belirtildı. "1990yılında
yüzde 62 olan tüketici fiyat
artışı, 1991'de yüzde 71.1'e
çıkmış, Haziran 1992'de ise
yüzde 65.8'e inmiştir. Enflasyo-
nun hızlanmasının nedenlerin-
den birisi, yeni gelen hükümetin
KİT ürünlerindeki fiyat ayarla-
malandır" denilen raporda,
1992 yılı için şu değerlendirme
yapıldı:
"1992 yıhnda turizm ve işçi
dövizi geürlerinde artış beklen-
mekle birlikte yurtdışından ge-
len hibelerdeki azalma ve itha-
latta beklenebilecek bir yüksel-
me sonucunda, cari işlemler
dengesinin olumlu bir durum
göstermesi ihracatta kaydedile-
cek' gelişmeye bağımlıdır. Lira-
nın devalüasyonunun ve ihra-
cat teşviklerinin kısa vadede ya-
ran olsa da, uzun dönemde
sağhklı bir ödemeler dengesi
kurulması, fiyat istikran ve ve-
nmklik artışının sağlanmasına
bağımlıdır."
Türkiye'nin ekonomik so-
runlannın temelinde istikrann
bozulması pahasına hızlı büyü-
me hedefleri konulmasının yat-
tığı savunulan TÜSİAD rapo-
runda, "Ekonomide fizik ve
mali kaynak darbğı bulunması
bu kaynaklann maliyetinı yük-
seltmekte ve kalkınma baskıla-
nnın da devam etmesi bir enf-
Türk işadamı ve ekonomistlerin görüşüne yer verdi
Batı'nın Türkiye'ye ilgisi arüyor
İş-Ekonomi Servisi- "Yıllarca
Avnıpa ve Asya arasmda ka-
rarsız kalan Türkiye'ye, Körfez
savaşı ve eski Sovyetler Birliği'-
nin çöküşünden sonra Batının
ekonomik, stratejik ılgısi arttı."
Bu yorum Internatıonal He-
rald Tribune'de yayımlanan
Türkiye hakkındaki bir _
makalede yapıldı. Türk işa-
damlan ve ekonomistlenn
görüşlerine de yer verilen
yazıda, değişen dünyada
artan önemi dolayısıyla
Türk ekonomisınin de il-
giyle izlenmeye başladığı
belirtildi. Ankara'nın Kör- ~~
fez savaşı sırasında ABD lider-
liğindeki güçlere desteği ve Ku-
zey Irak Kürtleri konusunda
Batı'nın yanında yer almasının
bir müttefik olarak stratejik
önemini arttırdığı vurgulanan
yazıda, SSCB'deki çöküşten
sonra bölgede hem bir denge
unsuru hem de cumhuriyetlere
örnek oluşturduğu savunuldu.
Türkiye'nin Baü gözünde
yerleştiği bu pozisyonun bır an
önce iş ve paraya dönüşebılme-
sı için ekonomideki jstikrarsız-
lığın giderilmesi yönünde bas-
kıların oluştuğu anlatılan yazı-
da, TÜSİAD Başkanı Bülent
Eczacıbaşı'nın göriişjerine yer
verilerek iş adamlan ve ekono-
ve özelleştirmeyi hızlandırmalı.
Aksi halde kronik enflasyon
sorunu aşılamaz. Türkiye'nin
gelişme potansiyeli yılda yüzde
6-7"lık büyümeyi ve çok daha
büyük yabancı yatınmlan kal-
dırabilmeli."
Türkiye'nin kamu açığtnın
• International Herald Tribune gazetesinde yer alan bir
makalede "Yıllarca Avrupa ve Asya arasında kararsız ka-
lan Türkiye'ye, Körfez savaşı ve eski Sovyetler Birliği'nin
çöküşünden sonra Batı'nın ekonomik, stratejik ilgisi
arttı" yorumuna yer verildi.
mistlerin yatınmlan artürma
ve ekonomiyi düzeltme konu-
sunda çaba harcadıklan belir-
tildi. Eczacıbaşfnın Herald
Tribune'de yayımlanan görüş-
len özetle şöyle:
"Ekonominin küçük geliş-
meler yerine köklü yapısal dü-
zenlemelere gereksinimi var.
Devlet bütçe açığını kapatmak
için vergi sistemini düzenlemeli
geçen yıl Körfez krizı ve seçim-
ler nedeniyle yüzde 12.6'ya çık-
tığı, bu yıl ise kamu açıklannın
yüzde 8.8'e, enflasyonun yüzde
52'ye indirilmesinin hedeflen-
mesine karşılık yorumculann
açık oranını yüzde 10'lar, enf-
lasyonu ise yüzde 60'lar dola-
yında tahmın ettikleri anlaülan
yazıda ekonomist Ekrem Kes-
kin'in "Asıi olan kamu sek-
törünü küçültmek. Ozelleştir-
me, Türkiye'nin uzun vadeli so-
nınlannı çözmenin tek yolu-
dur." görüşüne yer verildi.
Türkiye'nin geçen ay Rusya,
Ukrayna, Gürcistan, Ermenis-
tan, Azerbaycan ve Yunanis-
tangibi Karadeniz çevresindeki
^ 11 ülkenin temsıldlerini
bir araya getirdiği hatı-
rlatılan yazıda Başbakan
Süleyman Demirel'in kişi-
sel danışmanlanndan İJ-
nur Çevik ile TEB Araşü-
rma Bölümü Müdürü
Zeynep Türkeri'nin görüş-
~~ leri sıralandı. Buna göre,
Çevik, "Yeni durum, Türkiye'-
nin yıllardır giremediği Avrupa
Topluluğu'na bir alternatif de-
ğildir. Batı'nm bölgeye artan il-
gisini tamamlayıcı özelliği var-
dır" derken, Türkeri "Gerçek
anlamda gelişmiş bir Ulke olmak
istiyorsak Batıyla rekabet et-
meliyiz. Eğer ilgimizi Doğu'ya
yöneltırsek standartlanmızı
düşürmüs oluru7" dedi.
lasyonist spiraü harekete geçi-
rerek ödemeler dengesi sonın-
lanna yol açmaktadır. Aynca
gelir dağılımında önemli bir dü-
zelme gerçekleştirilememiş ol-
ması da sosyal huzursuzlukla-
nn artmasına yol açmaktadır"
denildi. Türk iş dünyasının hü-
kümetin ATye tam üyelik ar-
zusunu paylaştığı anlatılan ra-
porda, fiyat istikrarsızbğı ve
kamu açıklannın bu amacı ger-
çekleştirmeyi geciktirecek dü-
zeyde olduğu vurgulandı.
Uygulanacak her yeni eko-
nomik politikanın ilk olarak
üretim, talep ve gelirlerin den-
geli büyümesini sağlamayı he-
deflemesi gerektiği belirtilen
"Türkiye Ekonomisi'92" rapo-
runda, kamu kesimı açıklannın
Merkez Bankası, iç borçlanma
ve KİT zamlanyla karşılanma-
sının parasal genişlemeye yol
açarak, faiz hadlerini ve hem
arz hem de talep kaynaklı enf-
lasyonu arttırdığı savunuldu.
Ozetlenen ekonomik sorun-
lann çözümü için ekonomik is-
tikrar programının şart olduğu
vurgulanan TÜSİAD raporun-
da hükümetin durumu en iyi bi-
çimde değerlendireceğine ina-
nıldığı belirtilerek şöyle denildi:
"Türkiye'nin artık toplam
kaynaklanndan fazlasını tüket-
memesi şarttır. En kısa zaman-
da böyle bir programın uygula-
maya konmaması halinde eko-
nomik durum daha da bozula-
bilir. Ekonomik istikrar prog-
ramı iç ve dış kaynaklann kul-
lanımında bir azalmayla birlik-
te toplumsal fedakarlık gerek-
tirmekte, fedakarhğın kesimler
arasında eşit paylaşılmasmı
sağlamak da politikacılann so-
rumluluk alanına girmektedir.
Makro ekonomik disiplin ve
yapısal reformlann sürdürül-
mesi orta vadede yüksek ve
dengeli büyüme hızlanna ulaşıl
masmı sağlayacakür."
TURİZM
Yabancı
turlar
atakta
BtT.E\T ECEVÎT
ANTALYA - Türkiye'ye tu-
rist getiren büyük yabancı tur
operatörleri, kurduklan yan fir-
malannı Türk pazanna sok-
tular. Daha çok son dakika
turistlerini getirebilmek için
kurulduklan belirtilen bu fir-
malann Antalya'ya getirdikle-
ri turist sayısı, ana firmalardan
daha fazla olduğu vurgulandı.
Antalya bölgesine gelen turistle-
rin ucuzcu olduklan belirtilirken
bunun Türk turizmı için fayda-
dan çok zarar getireceği belirtili-
yor.
Körfez knzi ile Türkiye'nin
imajı "ucuzcu ülke"ye çıkarken,
gelecek yıllarda eski imajına
çıkmasmın zor olduğu belirtili-
yor. Bölgeye gelen turistlerin ço-
ğunluğu da ucuz tatil olanağı
sağlandığı için geliyor. ÖgerTo-
ur'un Türkiye temsilcisi Güzel
Antalya AŞ'nin sorumlusu Me-
lih Büyükcan, Kemer'de 3
yıldızh bir otelde 2 hafta yanm
pansiyon, uçak, transfer dahıl
1290 DM'ye Alman müşten ge-
tirdiklerini sÖylerken, bu fiyatın
ucuz olduğundan yakınıyor.
Türkiye'ye en çok turist geti-
ren Alman TUI firması 2 yıl
önce kurduğu Take Off firma-
sının Antalya bölgesine haftada
1000 turist getirdiği belirtilirken,
Neckerman Tur Operatörü Pan
Europa'yı geçen yıl, Öger Tour'-
un ise Travel Expres'i ise bu yıl
kurdu. TUI'nın Türk ortağı
Tantur AŞ'nin bir görevlısi,
Take OfTun kurulmasındaki
amaan TUI imajının bozulma-
ması olduğunu belirtti.
KozJu ocakJannın açılması için çaltştnalara başlandı. KozJu sakinteri merakla sonucu bekliyor.
Keşifekibi umulmadık bir şekilde suyla karşılaştı
Kozlu9
da ocaklarailk ekipiııcli
BtROL ÜZMEZ
ZONGULDAK - Kozlu Ocaklannın
açılma işlemleri sürerken bakım ve
onanmı tamamlanıp faaliyete geçirilen
Uzunmehmet 2 kuyusundan ilk ekıp keşif
gezisi içinyeraltına inch. Müesese Müdürü
Ihsan Ünlü'nün de araJannda bulunduğu
keşifekıbıeksı 200 katsnda 75 santim
yüksekljğinde suyla karşılaştı.
Müdür İhsan Ünlü kuyu diplerinin
kontrolünün yapıldığını belirterek sulann
tulumba daırelerine pompalanarak
havuzlara almacağını açıkladı. Hiç
umulmadık şekilde suyla karşılaştıklannı
belırten mühendislersuyun ahnmasıyla
daha rahat çalışabilecekierini söylediler.
TTKGenel Müdür Vekili Hayretün
Soydaş Uzunmehmet 1 kuyusunun da
de\reycsokulmasıvla bırlıkteikigün
içersindeçesetlenn çıkartılmasına
başlanabileceğini açıkladı.
Kapatılan ocaklann yeniden açılması için
çalışmalar sürerken dün öğlen sıralannda
yine Kozlu müesesesine bağlı grizudan
etkilenmiyen İhsaniye ocağında Aydın
Saka adınada bir işçi göçük altında kaldı.
İşçinin şans eseri kurtulduğu bildirildi.
3 Mart 1992 akşamı meydana gelen gnzu
ve kömür tozu patlamalan sonucu ortaya
çıkan açık alevli ocak yangınlannın
kontrol edilememesi nedeniyle. 5 Mart
1992 günü yeryüzüyle bağlantılan
kesilerek kapatılan Kozlu ocaklannın
açılması için çalışmalar hızlandı. Ocaklara
ilk iniş için saatlergeriye sayıyor.
Üç gün önce kuyu kapaklannın açılması
ve hava verilmeye başlanması ile birlikte
ocak ağızlannda da acılı bekleyiş başladı.
Yeterli temizhavanın verilmesinin
ardından ocaklara ilk giriş dün
gerçekleştirildi. Ancak suyun çıkması
programı aksattı. Programda hedeflenen
calışmalara geçildiğindecesetler
çıkanlacak, dunım saptaması yapılacak.
147 göcük altında kalmış işçi için tabutlar
ve özel naylon torbalar hazırlandı.
Ocaklann açılmasıyla birlikte
kamuoyunun büyük desteğine ihtiyaçlan
olduğunu açıklayan TTK Genel Müdür
Vekih Hayrettin Soydaş, ocaklann
açılmasıyla ilgili çalışmalarını
şu şekilde özetledi:
"Hannanlanmış olan plana göre Oı.celikle
eksi 200 kaüna girilerek burada bulunan
75cesedinçıkanlmasına başlanacak. Daha
sonra -285/-3OO kotlan arasında su tahliye
edilerek -300 katı temizlenccek."
IŞDUNYASENDAN
BURHAN KARAÇAM C»)
Banka-sanayi kredi HişkilnT
1980'lere kadar kamuoyunda sözü edilmeyen, gündem-
de yer almayan, birçok projenin gerçekleşmesinde yan
yana mücadele veren sanayi ve banka kesimi son dönem-
lerde karşı karşıya bırakılmış ve özellikle banka kesimi
sanayinin sürekli boy hedefi haline gelmiştir. Bunu anla-
mak için biraz geçmişe dönmemiz yararlı olacaktır.
1980 öncesi izlenen ekonomik politikalar dogrultusun-
da, sanayileşme süreci içinde özellikle düşük maliyetli
kaynaklann banka kesimi tarafından tasarruf sahibinden
sanayi kesimine aktarıldığı bir dönem olmuştur. Bu dö-
nemde tasarruf sahibinin enflasyon karşısında düşük faiz
nedeni ile eriyen birikimleri, sanayileşme için ucuz kay-
nak haline dönüşmüş, banka ve sanayi kesimi enflasyon
karşısında avantajlı bir ilişkiyi sürdürebilmişlerdir.
24 Ocak ve 1 Temmuz kararları sonucu hükümetin farklı
bir politika izlemesi, 1980 öncesi değerlerini tamamen de-
ğiştirmiştir. 1980 sonrası dönemde tasarruf sahibine enf-
lasyonun üzerinde faiz verilmeye çalışılmış, kamumun
mali sektörde oluşan kaynaklar üzerindeki talebi ve aldığı
pay artmaya başlamış ve banka kesimi yükselen kaynak
maliyetini en büyük kredi kullanıcısı durumunda olan sa-
nayi kesimine yansıtma çabası icine girmiş ve 1980 bas-
larına kadar olumlu olarak devam eden sanayi-banka iliş-
kileri bunun sonucunda olumsuz bir döneme girmiştir.
Bankalar bu gelişmeden ne kadar memnundurlar? Ben-
ce hiç değiller. Bankaların kaynak aktarımındaki temel gö-
revleri biraracılık hizmetinden oluşmaktadır. Neticede ge-
rek tasarruf sahibine ödenen faiz, gerek kamunun fonlan-
ma maliyeti, sanayinin verimli çalışması sonucu ortaya çı-
kacak değerlerle karşılanabilmektedir. Yani bankalar sa-
nayiden afdıklarını, tasarruf sahibine ve kamuya aktar-
maktadırlar. Alamadıklarında da risk tamamen bankaların
üzerinde kalmaktadır. Bu nedenle sanayici ve bankaa
aynı geminin içindedir.
Kamuoyunda çok sık gündeme gelen bir konu var. Deni-
liyor ki, bankalar düşük maliyetle elde ettikleri kaynakları,
yüksek fiyatlarla sanayiye satıyorlar ve bir anlamda sana-
yi bankalara çalışıyor. Acaba durum gerçekten böyle mi?
Bir çeşit dolaylı vergilendirme olan kanuni yükümlülük-
ler sonucu mevduat olarak kabul edilen her 100 TL'nin
efektif kaynak maliyeti yaklaşık yüzde 90'lara , yıllık bileşi-
ği yaklaşık yüzde 120lere ve başabaş kredi faizi ise dö-
nemsel yüzde88'leregelmektedir. Burada dikkatedilmesi
gereken husus bu maliyetlerin sadece kaynak maliyeti ol-
ması ve personel, işletme, risk payı gibi diğer unsurların
hesaplama dışı tutulmasıdır.
Bu açıklamalardan sonra şu sonuca gelmek istiyorum.
Sanayinin bankalara çalıştığı iddiası doğru olmadığı gibi
gerçekleri de yansıtmamaktadır. Kullanılan kaynak (kredi)
için yapılan ödemelerin önemli bir kısmı netfaiz olarak ta-
sarruf sahibine , sonra çeşitli tanımlar altında kamuya ve
çok küçük bir kısmı da bankalara, kasada tutulan fonlar
karşılığı aktarılmaktadır. Zannedildiği gibi bankalar yüzde
70 ile topladıkları paraları yüzde 135-140 ile satıyorlar ve
yüksek kârlar elde ediyor savı gerçeğe dayanmayan yanlış
bir değerlendirmedir. Ve mevduat sahibine enflasyon
üzerinde ve enflaşyona yakın faiz verme politikası, kamu-
nun dolaylı finansmanı ve kaynaklar üzerindeki getirisiz
payı devam ettiği sürece, sanayinin kaynak kullanımı ma-
liyetleri bu şekilde devam edecektir ve bankaların da ya-
t>abilecekleri pek fazla bir şey yoktur.
Yazımı bitirirken sanayi ve bankacılık sektörünün aynı
gemi içinde olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum.
Temel sorunun serbest piyasa ekonomisınin uygulamaya
konulmasından sonra kamu kesiminin, piyasa ekonomisi
prensiplerinin aksine aşırı büyümesinin olduğunu ve bu-
nun bedelininin de öncelikle sanayi ve bankacılık sektörü,
enflasyon hızı ile de bu ülkede yaşayan herkes tarafından
ancak değişik ağırlıklarda ödendiğini vurgulamak istiyo-
rum.
önümüzdeki dönemde en önemli sorunumuz, sadece
KİT'lerin değil, tüm kamunun küçülmesidir.
\+)Burhan Karaçam.Yapı Kredi Bankası GenelMüdürü
TOBB Başkanı
yüzsüzleri koruduİZMİR (Cum-
huriyet Ege Bü-
rosu) - TOBB
Başkanı Yakm
Erez, getirilen
mali affa karşın
vergi borcunu
yatırmayan 670
kuruluşun adının
açıklanmasının
ekonomik açıdan
değerlendirildi-
ğınde anlamlı ol-
madığını söyledi.
Erez, "Bu isimle-
rin açıklanması,
hastalığı düzelt-
mez. Amaç üzüm
mü yemek,
bağayı mı döv-
mek? Önemli olan
vergi mükellefi ol-
mayan kesimi
vergi mükellefi
haline getirmek-
tir" dedi. Erez, iş
güvencesi yasa ta-
sansını, "1960'-
lann modası sol-
culuk ürünü" ola-
rak değerlendirir-
ken SSK borçlu-
lannın listesini
açıklayan Çalı-
şma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı Mehmet Moğultay içinde
"Kamuoyunda şov yaptı"
dedi.
TOBB Başkanı seçildikten
sonra ilk olarak seçimlerde
kendisini destekleyen Ege'deki
ticaret odalannı ziyaret eden
Yalım Erez, getirilen mali affa
karşın vergi borçlannı ödeme-
yen 670 kuruluşun adının açık-
lanması konusundaki görüşle-
rini soran gazetedlere, "Bu
konu öyle bir hale geldi ki artık
konuşmaya çekiniyoruz"
karşılığını verdi. Söz konusu
adlann açıklanmasının ekono-
miye hiçbir .-yaran olmaya-
cağını vurgulayan Erez şunlan
söyledi:
"Şimdi bu insanlar zaten
vergi mükellefi. Tahakkuklan
yapılmış. Ancak çeşitli neden-
lerden dolayı vergilerini öde-
yememişler. Büyük bir olasılı-
İcla ekonomik güçlüklerden
dolayı. Yoksa vergi konusun-
da böylesinc yüksek cezalar
îş dünyasıyeni
vergi affiistedi
tZMtR (Cumburiyet Ege Bûrosa) •
İş dünyası, vergi cezalannda faize faiz
uygulanmasmdan yakınarak yeni bir
vergj afû istedi.
TOBB'run dün Manisa'da başlayan
Ege Bölgesi Ticaret Odalan Top-
ianösı'na Manisa Ticaret, Odası'yla
birükte ev sahipliği yapan İzrnir Tka-
ret Odası'nın (IZTO) Yönetim Kurulu
Başkanı Ekrem Demirtaş, konuşması-
nda yeni bir vergi affi istedikierini be-
lirtti. Demirtaş "1989'danitibaren ver-
gi cezalannda faize faiz uygulaması
birçok kişiyi zordurumda bıraktı. Son
olarak çıkanlan, kamuoyunda vergi
affı olarak bilinen tahsilatın hızlandın-
lması kanununun bazı böiümlerinden
yararlanilamadı. Eski vergi borçlan ile
geometrik olarak büyümeye devam
ediyor. Bu nedenle vergilerde yeni bir
düzenkme j^apılması gereklidir." dedi.
Demirtaş, ekonomkte devtetin
ağıriığmm azaltılmasını, teşyik ve ko-
ruma öneriîeri yerine sanayi ve ticare-
tin rekabet gücüne kavuşturulmasını
önerdi.
varken neden ödemesinler.
Bu insanlann adlannın açı-
klanması, bana göre' vergi
tahsilatını hızlandırmaz. Şim-
di amaç üzüm mü yernekür,
bağcıyı mı dövmektif. Bu
isimler acıklanırsa var olan
hastalık düzelecek mı? Hayır.
Bu adlann açıklanmasının
hiçbir yaran yok. Önemli
olan hiç vergi mükellefi olma-
yan kesimleri vergi mükellefi
haline getirmektir. Türkiye'-
de hiç vergi ödemeyen kesim-
ler var. Şimdi tahakkuku
yapılmış bu kuruluşlan açı-
klamakla bir anlamda gerçek
vergi kaçakçılan temize çıkı-
yor.Bence adlann açıklan-
ması anlamlı değil. Rantçılar-
dan Vergi alacaksınız. Vergi
gctrlerini arttıracak, adıl bir
vergi sistemi getireceksıniz.
Bu ısimlerin açıklanmasıyla
hastalık düzelmez. Gerçek
çozümler gerekli. Bu konuda
önümüzdeki günlerde bilim-
sel bir rapor açıklayacağız."