Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN1992 PERŞEMBE
12 DIZI-YAZI
Eski İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan, Otağ-ı Hümayun'da yapılan işkencenin tanığı
Işkence, Istiklal Marşı
eşliğiııde direğe çekildi
XjLhms
ÜNLÜLER
İŞKENCEYİ ANLATIYOR
LÜTFÜ OFLAZ
ıet İsvan anlatıyor: Otağ-ı Hümayun'da bir
demir sandalyenin üzerine oturtuldum. Dondurucu
bir soğuk ve derin bir sessizlik içinde beklerken,
sessizlik, bir genç adamın tarifsiz feryatlanyla yırtıldı.
Ben bir insanın böyle kolu bacağı kopartılıyor
intibaını veren bir şekilde bağırdığını o güne kadar
duymamıştim. Bu arada "Dikkat" komutu verilerek
Istiklal Marşı söyletildi. İşkenceçığlıklan, sonra
Istiklal Marşı, sonra yine çığlık ve feryatlar...
Ahmet İsvan, 12 Eylül oncesı yıllar-
da tstanbul Beledıve Başkanı'ydı Yı-
ne 12 Eylül öncesınde CHP Partı
Mechsı uyesı olan Ahmet İsvan, halen
SHP'nın Partı Mechsı uyesı Ahmet
İsvan, 12 Eylül'de gözaltına abndığın-
da 57 yaşındaydı "Gündüzlen ve ge-
celen hep gözlenm bağlı, hep demır
sandalye uzennde, yanımdan alınıp
götürülenlenn ışkence çığlıklan, fer-
yatları arasında geçırdım Zaman
zaman 'Ben gerçekten devletın elınde
mıyım, yoksa bir teror orgutunün eb-
ne mı duştum' dıye de duşünmedım
değıl" dıyor Ahmet Isvan, gozalün-
dayken 'İstedığımız ıfadeyı vermez-
sen, bız yengeyı de buraya getırmek
zorunda kala$ılınz" dıye de tehdıt
edılmış Yenge dedıklen de kendısıyle
aynı kaden paylaşmış eşı Reha İsvan
Işte, Ahmet İsvan'a sorulanmız ve al-
dığıımz yanıtlar
- Nasd gözaltma almdmız?
İSVAN - 13 kasım 1980 gecesıydı
Saat 20 30 gıbıydı Evde televızyon
seyredıyorduk Kapı çalındı Şımdı
kapıyı kımın açtığını anımsamıyorum,
ama çağnldığımı duydum Kalkıp ka-
pıya gıttım Baktım, asker unıformab
ıkı kışı ıle sıvıl gıyımb bırkaç kışı As-
kerlerden bın usteğmendı Evı araya-
caklannı, daha sonra da benı gotüre-
ceklerını söyledı Arama başladı
Usteğmen sık sık arama hakkında, te-
lefonîa "komutanım"dedığı kışıye bıl-
gı verıyordu Nıhayet arama bıttı
'Hadı gıdıyoruz' dedıler Dışan çıktık
Evın önünde bır otomobıl, üç asken
cemse vardı O sırada usteğmen bır
düdük çaldı Çeşıth yerlere me^alen-
mış askerler, mevalennden çıkülar
Onlar cemselere bız otomobıle bın-
dık Otomobılde, telsızle nereye gotü-
ruleceğımı oğrendıler Yanı, evden
çıkana kadar nereye goturuleceğımı
onlar da bılmıyorlardı
Ünığ Paşa'mn gayreti
- Sizi nereye gotürdükr?
tSVAN - önce İstanbul Merkez
Komutanlığı'na Orada bır bınbaşı
karşıladı benı ve "Bu gece gıdeceğınız
yere gıtmemenız sıkıyönetım komuta-
nının emndır" dedı Sonradan o gece
Gayrettepe'dekı ışkence merkezıne
goturuleceğınıı, ancak o zamankı Sıkı-
yönetım Komutanı Necdet Uruğ un
bunu önledığını oğrendım Orada bır
hafta kaldıktan sonra, gozlenm bağla-
narak bır polıs mınıbüsu ıle Gayret-
tepe'dekı sıyası şubeye goturuldum
Hemen bır odaya alınıp bır koltuğa
oturtuldum Nefes seslennden anlaya-
bıldıgım kadarryla odada 5-6, belkı de
daha fazla kışı vardı Uzunca bır süre
sınır bozucu bır sessızlıkte bekletıldım
Bu sürenın sonunda ıçlennden bın,
"Bugüne kadar örgütlere emırler ver-
dın, emırlenn yenne getınldı, ama
şımdı senın ıçın her şey bıttı İsvan" de-
yınce, "Hangı örgüt, hangı emır
9
" dı-
ye tepkı gosterdım Bunun üzenne
aynı ses, "Burada sonılan bız soranz
Belediye zabıtası orgût de|ıl mı, ona
emırler vermedın mı
9
" dedı "Herhal-
de benı bunun ıçın buraya geürmedı-
nız
9
" dıye karşıbk verdım Konuşmayı
yapan İcışı, "Bır dakıka" deyıp oda-
dan çıktı Bır buçuk saat kadar denn
bır sessızbk ıçındekı odada oturdum
Derken çok haşın ve yuksek bır ses
"Kalk beyefendı" dıye bagırdı Benı
tekrar merkez komutanlığına götür-
düler O akşam orada kaldıktan sonra
ertesı gun yine bır polıs mınıbüsü de ve
yıne gözlerım bağlanarak Davut-
paşa'dakı Otağ-ı Hümayun'a götürül-
düm
- Buraya kadar berhangi bir işkence-
ye tanık olmadınız mı?
İSVAN - Yalnızca Gayrettepe'dekı
sıyası şubede bır kadırun uzaktan uza-
ğa çıglıklannı duymuştum, o kadar
Devlet mi, terörörgütü mö?
- Otağ-ı Hümayun denilen yerde ne-
lere tanık oldunuz?
İSVAN - Seslerden anlayabıldığım
kadar, burada 30-40 kışıydık Gozüm
bağlıydı Gözbağlan yağbboya fırça-
larını lemızlemek ıçın kullanılmış,
boya ve nefte bulanmış paçavralar ol-
duğu ıçın neft ve boyanın temasıyla
gozkapaklanm yanıyordu Buraya ge-
lırken, yolda Gayrettepe'ye uğrayıp
sonradan adının Alı Yaşar olduğunu
oğrendığım bır avukatı da almıştık
Otağ-ı Hümayun'da bır demır sandal-
venın üzenne oturtuldum Donduru-
cu bır soğuk ve denn bır sessızbk ıçın-
de beklerken, onümde ve arkamda ıkı
kızın ıçın ıçın ağlamakta olduklannı
fark ettım Derken sessızbk, bır genç
adamın tanfsız feryatlanyla yırtıldı
Ben bır ınsanın böyle kolu bacağı ko-
partılıyor intibaını veren bır şekilde
bağırdığını. bır ınsandan böyle ses çık-
tığını o gune kadar duymamıştim
Arkasından daha farklı ve azalmaya
yuz tutan çığbklar ve ınlemeler geldı,
a
r
kasmdan yıne sessızbk, sonra yıne
feryatlar Bu arada "Dikkat" komu-
tu venlerek Isuklal Marşı söyletıldı
İşkence çığhklan, sonra İstıklal Marşı,
sonra yıne çığlık ve feryatlar Akşa-
ma kadar bu boylece surdu Akşam
avukat Alı Yaşar ve benden başka,
herkes bırbırlennın omuzuna tutun-
dumlarak katar halınde göturûldu O
geceyı, sonrakı günlen ve gecelen hep
gözlenm bağlı, hep demır sandalye
uzennde, yanımdan alınıp goturülen-
lenn ışkence çığbklan, feryatlan ara-
sında geçırdım Zaman zaman, "Ben
gerçekten devletın elınde mıyım, yok-
sa bır terör orgütunun ehne mı duş-
tum" dıye de duşünmedım değıl
1
- Yemek ve tuvalet sonınunuz nasd
gkjeriliyordu?
İSVAN - Yemek ıçın bır pencere ke-
nanna goturuluyor, orada gozumdekı
bağ çozuluyor, genye bakmamam
tembıh edıhyor, yemeğı yedıkten son-
ra gozlenm tekrar bağlanıyor, yenme
gotünıluyordum Tuvalete de gozüm
bağb goturuluyor, bağ ıçende çozulü-
yor, ıhüyacımı gıderdıkten sonra yıne
gozlenm bağlanarak yenme götürülu-
yordum Ilk gece kapuskanın ustünu
kaplayan kaskatı yagını delerek ve
kendımı zorlayarak yemek yedığımı
hıç unutmayacağım
- Orada kaldığıntz süre içinde işkence
çığlıkları dışmda başka şeyler de duy-
dunuzmu?
İSVAN - Gecelenn sessızbğı ıçınde,
daktılo seslenyle kanşık şöyle ıfadeler
de duymuştum "Bana ısnat edılen
suçlann hepsını kabul edıyorum ve
Türk mılletmın büyukluğune sığınıyo-
rum Bundan sonra mılbyetçıbk yo-
lundan sapmayacağıma yemın ede-
nm " Sonra, "Şurayı ımzala, burayı
ımzala" sözlen ve daktılo seslen Ya-
nı, once ışkence yapıbyor, sonra ıfade
ımzalatıbyordu
hızmetlen nedenıyle zaten DlSK'e
muhtaçtın Böylece partın ıle DİSK
araanda caresız kaldın ve DİSK'ın ta-
bmatına uyarak beledıyede komünıst
örgutlenmesı yapmak mecbunyetınde
kaldın ' Duşunun, ben boyle bır ıfa-
de vereceğım ve bu yuzden CHP,
DİSK kapatılacak, suçsuz ınsanlar
hukum gıyip, belkı de asılacak Bunu
duşunmeİc bıle dehşet ıçınde bırakmış-
tı benı Boylesıne bır ıfadenın tümüy-
le gerçekdışı olduğunu söyledım
- Bunun üzerioe ne japtılar?
İSV AN - Boylesıne bır ıfadenın ger-
çekdışı olduğunu söyledıkçe, "Bız bu
ışın uygar koşullar alünda sonuçlan-
masını ısüyoruz Sen bızım ışımızı zor-
laştınyorsun Böyle gıderse, bız yenge-
Sorgulama devresi
- Sizin sorgulanmanız nasd oldu?
İSVAN - Sayısıru hatırlayamayaca-
ğım kadar, Otağ-ı Humayun'un ısıtıl-
mış sorgulama odasına götürüldum
Sorgu odasında 10 dakıka kadar tutu-
luyor, bana hıçbır şey sorulmuyor,
yalnızca görevblenn DISK'e ettığı kü-
fürlen dınlemek zorunda bırakıbyor-
dum Bır kezde 1961 Anayasasfna en
gabz küfürlerle saldırmışlardı Sonun-
da sorgulamacılar benden ıstedıklen
ıfadeyı şoyleaçıkladılar "CHPsenıİs-
tanbul'a belediye başkanı yaparak
onemh kışı durumuna getırdı, une ka-
vuşturdu Bu yuzden sen partıne mü-
teşekkırdın DİSK, CHP'yı destekle-
me karan aldığı ı\*n partın de DİSK'e
muteşekkırdı Bu nedenle partın sana
DİSK'ın tabmatından çıkmama tah-
maü verdı Sen yapacağın belediye
yı de buraya getırmeye mecbur kalabı-
bnz
1
Her şey senın elınde" dıyorlardı
Aramızdakı bu konuşmalardan sonra
her zamankı yenme göturüldüm Da-
ha sonra da bırkaç kez sorgulama
odasına götunılup getınldım Hep ay-
nı sözler tekrarlandı, bana bır şey so-
rulmadı, ıfadem yazılmadı Beşıncı
akşam. bırkaç yuz metre mesafede bu-
lunan Davutpaşa Kjşlası'nın hapısha-
ne bölumüne goturuldum Orada
gözlenm açıldı \e benı revır olarak
kullanılan odaya tek başıma bıraktı-
lar
- Orada ne kadar kakiınız?
İSVAN - Sekız gun kaldım Bu süre
ıçınde ıkı ya da uç kez, akşamüstlen
gozJenm bağlanarak Otağ-ı Huma-
yun'a goturulüp, sabahlara kadar sor-
gum yapıldı Artık soyledıklenm yazı-
byordu ve o korkunç senaryodan söz
edılmıyordu Bırden nıçın de&şıklık
yapıldığını bılmıyorum, ama bır emır
değışıkbğı olduğu kesındı Soyledıkle-
nm, benım ıfademle değıl, mutlaka
değıştınlerek sorgulamayı yapan kışı-
nın ıfadesıyle tutanağa geçınbyordu
Dort beş sayfada bır, sorgulamacılar
odadan çıkıyor, gözlenm açıbyor ve
sayfalar bana dakulocu er tarafindan
ımzalatılıyordu Sonradan savun-
mamda, ıfadeyı alan kışının kımbğı
gızlı tutularak TİM A dıye ımzalanmış
olan bu ıfadeyı reddetmışüm
Selimiye gûnleri
- Bundan sonraki eeüşnıeleri özerJer
misüıiz?
İSVAN - Orada sekız gün kaldıktan
sonra avukat Alı Yaşar ıle bırhkte Se-
bmıye'ye göndenbp bodrumdakı ko-
ğuşlardan bınsıne konulduk Koğuşta
yer ranzasına dızümış 16 doşek vardı
Gün oldu, burada 61 kışı yattık
Adam başına bır tahta kaşık da düş-
muyordu Kaşıklan yıkayacak su, sa-
bun ve kap da yoktu Karavanayı
çoğu kez ıkı vardıyada ve kaşıklan ga-
zeteyle sılerek ıkma vardıyada kulla-
narak yedık Bır hafta Sehmıye'de bu
koşullar altında tutulduktan sonra
tekrar Davutpaşa'ya, DİSK'lılenn
koğuşuna goturuldum Davutpaşa'da
bır süre DISK'bJerle kalıp onlarla bır-
bkte tutuklandım
- Tutukluyken televizyona da çıkar-
tılnuştmız; o oiayı anlabr nusınız?
İSVAN - Otağ-ı Humayun da be-
nım karşılaştığım muamcle kulaktan
kulağa yayüıp yundışma ulaşmış İş-
kence ve ınsan haklan konulannda
duyarb çevrelenn tepkılenrun yoğun-
laşması üzenne benı, 20 şubat 1981
gunü, Sebmıye'de Başsavcı 8uleyman
Takkea'nın odasına gotürduler Çok
sayıda gazetea ve televızyon ekıbı ora-
daydı Onlann önünde başsava, bana
ışkence yapıldığı yolunda yurtıçınde
ve dışında yayılan söylentılen, sıkıyö-
netım komutanının emn üzenne tah-
kık etmekle görevlendınldığını bıldır-
dı Bu açıklamanın ardından odada
bulunan gazetecıler dışan çıkartıldı-
lar, yalnız televızyon kamerası kaldı
Kamera önünde ben başsavcıya nasıl
ışkence yapılacağını anlattım Ancak
başsavcı benımle tartıştı ve aynen.
"Ne soruyorsam yalnız ona cevap ve-
nn, sıze zarp darp, falaka, elektnk tat-
bık edıldı mı
9
" dıyerek vereceğım
cevapları sınırladı Bunun üzenne
"Şahsen bana fızıkı ışkence yapılmadı,
ama yanımdakılere yapıldı, onlann
feryatlan bana dınletıldı Aynca beş
gün, beş gece demır sandalye ustünde
gözlen bağlı oturtulmak da ışkence-
dır" dedım Bu tarüşmalı soru-cevap-
tan sonra basın yenıden ıçen abndı ve
hazırlanmış olan bır paravananın ar-
" kasında doktor muayenesınden geçı-
nldım O arada sorgulamanm üzenn-
den 87 gun geçtığı ıçın ışkence ızı olsa
bıle, bugüne kadar kalmayacağını be-
brttım Ancak bu programın televız-
yonda yayını sırasında, basının baş-
savcının odasından çıkartıbşı, beş gun
beş gece gozlenm bağb olarak demır
sandalyede oturtulup ışkence çıgbkla-
n dınledığımı anlaüşım, bır nevı ışken-
ce gördüğümü bebrtışım, başsavanın
benımle tartışıp cevaplanmı sınırla-
ması, sorgulanmamın uzennden 87
gun geçtıkten sonra doktor tnuayene-
sının mantıksızlığı konusunda soyle-
dıklenm, bunlann hıçbın göstenlrne-
dı, yalnız bana fızıkı ışkence yapılma-
dığını söyleyışım ekrana verıldı
Demek kı bu haben boylesıne tahnf
eden TRTnın ve başsavanın amacı ış-
kencecılen koruyup kollamak, ışkence
olmadığını kanıtlamakmış
9
1ARCN: tLHAMt SOYSAL
Salamis deniz savaşına katılanArtemisia, dûşman takibindenkurtıümak için müttefîkinin gemisini baürdı
Geıııisiııi kurtaran Amiral Artemisia— 2 —
Yalnız Atınablar 20, Eretnablar 5
gemı göndermekle yetındıler Persler,
karadan ve denızden buyuk bır ordu
ve donanmayla İyon kentlen üzenne
yurüduler Batı Anadolu kentlennı bı-
rer baer yenılgıye uğrattılar Mıletb-
ler, uzun zaman kendılennı savunma-
ya çabştılarsa da başanb olamadılar
Mılet, Persler tarafindan yakıldı, yıkıl-
dı Halkı Dıcle Irmağı kıyılanna surül-
dü
Maraton savaşı
Persler, lyonyablara yardım etükle-
n ıçın 15 bın kışıbk bır orduyu gemıle-
re bındırerek Atına ve Eretna kentlen
üzenne gönderdıler Persler once Eret-
na kentını alarak yaktılaı
1
, sonra Atük
Yanmadası'nın Maraton ovasında
karaya çıkülar Burada Atınalılarla
Persler arasında çok kanb çaüşmalar
oldu Maraton'da Atınalılar Perslen
yenılgıye uğrattılar Persler gemılenne
zorlukla bınerek kaçülar (M O 490)
(Bır genç zafer habennı Maraton'dan
Aüna'ya koşarak ulaştırmışür Obm-
pıyatlarda bu zafenn anısına duzenle-
nen koşulara Maraton adı venbnışür)
Maraton savaşının yankılan çok ge-
nış obnuştur
Atınalılar, kendı topraklanndan
başka bütün Helen ülkesını buyuk bır
tehlıkeden kurtardılar, boylece buyuk
D,eniz savaşını izleyen Pers hükümdan Kserkses,
Pers donanmasından bir gemiye bindiren
Artemisia'nın, düşman Atina gemilerinden birini
batırdığını sanır ve şöyle der: Erkekler bugün kadın
gibi, kadınlar da erkek gibı davrandılar.
İlk Kadın Amiral —
Halikarnaslı I. Artemisia
_ _ ^ _ NURER UĞURLU
bır ün kazandılar Şaırler şurlennde
Atınalılan 'Helenlenn öncülen' ola-
rak selamladılar Ne var kı, Maraton
savaşı gerçekte asıl Pers ordusunun
Hellas'a bır saldınsı değıldır Bu saldı-
n Anadolu Pers Satraphğı'nın az bır
kuvvetle Helen topraklannda ılerle-
mek ıstemesıdır Ancak sonuçlan He-
lenler açısından çok onemh obnuştur
Zafer, Helenler arasında, Perslenn
korkulacak kadar buyük bır güç ol-
madıklan sarusını uyandırmıştır
Ama Helenler, Perslenn Maraton
yenılgısının ocünu alacaklannı duşu-
nerek hazırbklara gınştıler Bu arada
Pers hükümdan I Dareıos öbnüş, ye-
nne oğlu Kserkses geçmıştır (M O
486) Bu sırada Atına devlet yönetı-
mınde de önemb değışıklıkler olmuş-
tur Arhontluk yenne başkomutanlık
gorevı onem kazanmıştır Boylece He-
len ülkesını Perslerden kurtaran Atı-
1
nalılar arasında askerlık ön sıralara
çıkmışür Bu arada Maraton savaşı-
nın komutanı Mıluades olmüş, yenne
başkomutan olarak anstokratlann
adayı Anstıdes'e karşı Temıstokles
geçmıştır Yenı başkomutan, ılendekı
bır Pers saldınsmı düşünerek donan-
masma onem vermış, kuvvetb bır de-
nız gucu kurma hazırlıklanna gınş-
mıştır (2)
Bır zantıan sonra Pers hukumdan
Kserkses, Maraton yenılgısının ocünu
almak ıçın Helenler üzenne bır sefer
yapmaya karar vermış, büyuk bır Pers
ordusunu Çanakkale Boğazı'ndan
Trakya'ya geçırmıştır (M O 480) Fe-
nıkeb usta gemıalenn komuta ettıklen
büyuk bır Pers donanması da Hellas'a
doğnı ılerlemeye başlamıştır Bu bu-
yuk Pers donanmasına beş gemıyle
Halikarnaslı Krabçe I Artemisia da
katılmıştır
Ünlu tanhçı Herodot, bu denız sa-
vaşına kaülan (hayranı olduğu) Hali-
karnaslı genç ve guzel Krabçe I Arte-
mısıa'yı, VIII kıtabında, ayrıntılı
olarak şoyle anlatmışur "Barbarlann
ve Yunanblann çoğu nasıl savaştılar,
tam olarak bır şey soyleyemem, ama
ışte Artemisia'nın başanlan, kı ona
krabn katında daha buyük değer ka-
zandırmıştır Kral donanmasırun tam
bır kanşıklık ıçıne duştuğu anda, bır
Atına gemısı Artemisia'nın tnremının
peşıne düşmuştu, kaçamazdı, zıra
öbür mûttefiklerın gemılerı vardı
onunde ve kendı gemısı düşmana en
yakın olanıydı Hemen aklına gelıve-
ren bır çare ıle durumu kendı yaranna
çevırebıldı Peşınde Atına gemısı oldu-
ğu halde, kendı muttefıklennden bın-
sının gemısıne bındırdı, bu gemıde
Kalynda gemıcılen vardı ve Kalynda
kralı Damasıthymos'un kendısı ko-
muta edıyordu Bunlar daha Helles-
pontos kıyılanndayken aralannda bır
şeyler geçmış mıydı, kesın olarak bır
şey dıyemem, hatta Artemisia bu hare-
ketı ısteyerek mı yaptı, yoksa Kalynda
tnremı yolunun üzenne bır rastlanü
sonucu mu çıkmıştı, onu da bılemem
Hangı nedenle olursa olsun, bındırdı
ve batırdı, tabh de yuzune guldu ve bu
ış onun ıkı türlu yaranna oldu
İşte bınncı kazana Kaçtı vegerrusı-
nı kurtardı, ıkınası, Kserkses'e kotü-
lük etmış olduğu halde, sonuç olarak
onungözündedeğenarttı Anlatükla-
nna göre, büyuk kral savaşı seyreder-
ken, bmdırmek uzere olan bu gemıyı
gormuş, çevresınde bulunanlardan bı-
n o arabk kendısme şunlan soylemış
"Efendımız, goruyor musunuz, Arte-
misia nasıl yığıtçe dövüşüyor
7
Bakın
ışte düşman gemısını batırdı " Kserk-
ses bu gemının gerçekten Artemisia'-
nın gemısı olup olmadığını sormuş ve
yanındakıler, 'onundur' demışler,
çunkü gemısındekı heykeb tanıyorlar-
dı, batan gemıyı de düşman gemısı
sanıyorlardı Ve Artemisia'nın asıl
şansı, batan gemıden bır tek kışı kur-
tulmamıştı, kı çıkıp da kendısını suçla-
yabılsın Bu başan üzenne, Kserkses'e
şu sozlen soyletırler "Erkekler bugun
kadın gıbı, kadınlar da erkek gıbı dav-
randılar " (3)
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
. . .Artf, Nanm'ı Okuyor.Ahmed Arıf'ın "Içerde" şıırı şoyle
"Haberın var mı taş duvar^/Demır kapı, kör pencere,/
Yastığım, ranzam, zıncınm/Uğruna olümlere gıdıp geldı-
ğım,/Zulamdakı mahzun resım,/Haberın var mı'/Goruş-
mecım yeşıl soğan göndermış,/Karanfıl kokuyor cıga-
ram/Dağlarına bahar gelmış memleketımın "
Ahmed Arıf'ı, bınncı olum yıldonumunde, Cebecı Gö-
mutluğu'ne anmaya gıdıyoruz Şerafettın Elçı'yle Yolda
çıçek alacağız
- Ne alsak, dedı Şerafettın Elçı, karanfil mı alalım gül
mü
?
Ahmed Arıf, karanfılı daha çok severdı Haydı karanfil
alalım, "Karanfil kokuyor cıgaram" dıyor ya
- Goruşmecım yeşıl soğan gondermış, dıyor' Kürtoldu-
ğuna göre soğanı da severdı bellı
- Evet, pazarda hıçbır şeyı seçmez, soğanı seçermış!
"Bır soğanı seçerım
1
" derdı
Ahmed Arıf'ın eşı Aynur Hanım, kalın doğranmış soğan-
ları tabağında bır kenara ayırırmış Aynur Hanım'ın annesı
Sakıne Hanım buna ıçerler, takılırmış
- Insallah, soğanı kırarak yıyen bır Kurde duşersın' der-
mış
Gomutlukte, Ahmed Arıf'ın gomutune bınncı kapıdan gı-
rılıyor Gazetecı Rafet Genç, Nımet Arzık, Tahsın Saraç'te
bır aradalar Ahmed Arıf'ın gomut taşının tam ortasında
buyuk bır boşluk var, bır yuvarlak Gomut taşında doğum
ölum gunlerı, ayları, yılları yok Bu, ölümsuzlgğu sımgelt-
yor Gomut taşı bazalt mermerınden, karaları Dıyarbakır'-
dan getırılmış, kale burçları gıbı yapılmış Gomut taşının
akı da geleneksel Guneydoğu gomut taşları gıbı onları
andırıyor Ortadakı yuvarlak Ahmed Arıf'ın dünyayabakış
penceresı oluyor evrensellığı sımgelıyor
Gomut taşını, oğlu Fılınta yla ressam Mukremın Murt-
gan boyle tasarlayıp çızmışler
Ahmed Arıf, Nazım Hıkmet'ı çok sever, onu "Baba" dıye
anardı Şıırlerını ezbere bılırdı Ahmed Arıf'ın belleğı gıbı
bellek gormedım Bır akşam, bızım evde, ezbere Nazım
Hıkmet'ın "Karanlıkta Kar Yağıyor' şıırını okumuştu Ban-
daalmıştım Neıyıetmışım Nazım bu şıırı 1937de Ispanya
ıç savaşı ıçın yazmış Şoyle başlar
"Ne maveradan ses duymak,/ne satırların nescıne koy-
mak o anlaşılmaz şeyı',/ne bır kuyumcu merakıyla ışle-
mek kafıyeyı,/en guzel laf, ne denn kelâm,/çok şukur/hep-
sının/hepsının ustundeyım bu akşam "
Nazım, bu şıırınde ıç savaşta Madrıd kapısında bekle-
yen nobetçıyı anlatrken, bır yerde de şöyle der
"Belkı Plasa de Sol'da kuçuk bır dukkânın vardı, renklı
Ispanyol yemışlerı satardın
Belkı hıçbır hunerın yoktu, belkı gayet guzeldı sesın, bel-
kı felsefe talebesı belkı hukuk fakultesındensın
Ve parçalandı unıversıte mahallesınde bır Italyan tankı-
nın tekerleklerı altında kıtapların "
Şıırı okuyup bıtırdıkten sonra Ahmed Arıf, şoyle dedı
"- Şıır odur' Aralık 1937 Bırısı bana bır defter gosterdı
On dakıkada okudum Sonra elımden aldı 'Ne olur abı,
dedım, bunu ben hemen şurada yazayım'', 'Hayıri dedı
'Ee, bana nıye gosterdın''' dedım öğrencıydı unıversıte-
de, çok ustune duşeceğım bır adam da değıldı benı seven
bır adamdı belkı benım de ona saygım vardı ama, demek
kı guvenmedı, vermedı bana Gunlerce sana söyledım,
ona söyledım, 'Boyle bır şıır var'' dıye Nazım'ın olduğunu
bılıyordum ama, aradım aradım bulamadım, yoktu oyle bır
şey Yayımlanmış belkı ama 1937, ben ılkokuldayım, ço-
cuğum, uçuncu sınıfta mıyım, ıkıncı sınıfta mıyım neyım
oyle bır şey, aşağı yukarı Şıır, 'Projektor dıye Sabahattın
Alı bır gazete çıkarmış orada yayımlanmış Bulmak ım-
kânsız, ben bugun bıle bulamam onu Boyle bır sofraydı
İstanbul dan bızım bır kardeş kuruluşumuz vardı, bır oğ-
rencı derneğı, oradan (cezaevıne) çocuklar gelmışlerdı,
burada bır dava vardı, 'Barışseverler' davası Kore'ye as-
ker gıdıyordu, onu eleştırdıler, hapıshanelerı doldurdular
Bır Osman Abı vardı
- Neden gelıyorsun Osman Abı' dedım
- Bızımkı çeneden oğlurruçeneden
1
dedı
- Ne yaptın? dedım Izmır rıhtımında ağlamış adam, 'Vah
yavrular gıdıyorlar'
1
demış (Guluşmeler) Çenesını tuta-
mamış
1
'Ben Kemalıstım' dedı, ıçerı attılar Surıyelıymış
adam
1
'
Ahmed Arıf'e, hep Nazım'ın bu şıırını okutmak ısterler O
şoyle dıvor
•. Ben bunu boyle okudum Hep dıyorum kı, 'Ben bunu
yanlış okuyabılırım, aklımda boyle kalmış' Başından oku-
dum Hep boyle okuttular bana Sonunda ben bu şıırı bul-
dum Kelımesı kelımesıne doğru okuyorum, bır yerını
duzeltıyorum, bıryerınde Baba dıyor kı,'Bır Italyan tankı-
nın tekerleklerı altında kıtapların , tankın tekerleğı olmaz,
paletı olur Onu ben paletf yapıyorum Israrla duzeltıyo-
rum Adamın o zamankı bılgısı, tank görmemış olabılır,
fukara, hapıshanede yazmış Şıırın gücu yanı, benım hıç-
bır şeyım yok Tabıı duyarlığımın dışında Nasıl almışım
bılıyor musun, adam bana on dakıka gosterdı, bulup da
soylemek ıstıyorum, 'Ulan sen onu kıme bırakacaksın, ço-
cuklarına mı'' Yer-yuzunde yalnız ben bılıyorum bu şıırı
Ezberleyelı aşağı yukarı otuz yıl oldu, daha fazla Hatta,
yanlışım varsa, duzeltmeyeceğım yanlışımı Çunku ben
bunu pışırdım Şıırın guzellığı orada, kusursuzyazılmış bır
şıır Matematık bır şıırdır bu, tekkelımeçıkarılamaz. "
Gomutlukte, Kultur Bakanlığı Musteşarı Emre Kongar,
Şerafettın Elçı, Canıp Yıldırım konuştular Ahmed Arıf'e
saygılarımızı sunduk, dönduk Ben Salıhh'ye Nazım günü-
ne yollandım
BULMACA
9
SOLDAN SAGA: 1 2 3 4 5 6 7 8
1/ Istatıstıkte, bır
ana kutleden bellı
bır özellığı mcele-
mek ıçın seçılen bı-
nmler topluluğu
2/ Saz takımında
usul vurmaya yara-
yan tef Sığ sular-
da ağır yüklen ta-
şımak ıçın kullanı-
lan altı düz tekne.
3/ Söylence.. Kale
hendeğı 4/ Gü-
muşbalığı 5/Bek-
taşılık ve Mevlevı-
bk'te tankat karde-
şı Memeb bır denız hayvanı 6/
Ilaç. "Meh-ı burc-ı ânzında gönul
oldu hâle maıl / Bana kendı talı'-
ımden bu sıyah — duştu" (Şeyh
Galıp) 7/ Kayınbırader.. Gözun
rengını veren tabakası 8/ Kışının
öz benlığı Odenmesı gereken bır
paranın, alacağa sayılarak bır bö-
İumunun odenmesı 9/ Kımı hay-
vanlann, özelhkle de kuşların baş-
lannda puskul gıbı duran tuyler
Habercı, ulak
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tazmınat Yan memnunluk be-
hrten bır söz 2/ Sergen... Spor karşılasmalannda seyırcılen
coşturan kımse 3/ Bır ay adı Bır şeyı anımsamak ıçın yazı-
lan kısa yazı 4/ Erden çavu&a kadar olan askerlere venlen ad
Bır nota 5/ Çorum bea de denilen ve geleneksel el tezgâhla-
rında pamuk ıplıkle dokunan bır tur bez Ender, seyrek 6/
Cınsel zevklerı çağrıştıran, cınsel ıstek uyandıran 7/ Hayat
arkadaşı Yunan mıtolojısıne göre uçmayı başaran ılk ınsan.
8/ Akaju da denilen buyuk bır orman ağacı Tırpana balığı-
na venlen bır başka ad 9/ Karşı cınsın kılığına gırmış eşcın-
sel.