15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN1992 PERŞEMBE 12 DIZI-YAZI Eski İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan, Otağ-ı Hümayun'da yapılan işkencenin tanığı Işkence, Istiklal Marşı eşliğiııde direğe çekildi XjLhms ÜNLÜLER İŞKENCEYİ ANLATIYOR LÜTFÜ OFLAZ ıet İsvan anlatıyor: Otağ-ı Hümayun'da bir demir sandalyenin üzerine oturtuldum. Dondurucu bir soğuk ve derin bir sessizlik içinde beklerken, sessizlik, bir genç adamın tarifsiz feryatlanyla yırtıldı. Ben bir insanın böyle kolu bacağı kopartılıyor intibaını veren bir şekilde bağırdığını o güne kadar duymamıştim. Bu arada "Dikkat" komutu verilerek Istiklal Marşı söyletildi. İşkenceçığlıklan, sonra Istiklal Marşı, sonra yine çığlık ve feryatlar... Ahmet İsvan, 12 Eylül oncesı yıllar- da tstanbul Beledıve Başkanı'ydı Yı- ne 12 Eylül öncesınde CHP Partı Mechsı uyesı olan Ahmet İsvan, halen SHP'nın Partı Mechsı uyesı Ahmet İsvan, 12 Eylül'de gözaltına abndığın- da 57 yaşındaydı "Gündüzlen ve ge- celen hep gözlenm bağlı, hep demır sandalye uzennde, yanımdan alınıp götürülenlenn ışkence çığlıklan, fer- yatları arasında geçırdım Zaman zaman 'Ben gerçekten devletın elınde mıyım, yoksa bir teror orgutunün eb- ne mı duştum' dıye de duşünmedım değıl" dıyor Ahmet Isvan, gozalün- dayken 'İstedığımız ıfadeyı vermez- sen, bız yengeyı de buraya getırmek zorunda kala$ılınz" dıye de tehdıt edılmış Yenge dedıklen de kendısıyle aynı kaden paylaşmış eşı Reha İsvan Işte, Ahmet İsvan'a sorulanmız ve al- dığıımz yanıtlar - Nasd gözaltma almdmız? İSVAN - 13 kasım 1980 gecesıydı Saat 20 30 gıbıydı Evde televızyon seyredıyorduk Kapı çalındı Şımdı kapıyı kımın açtığını anımsamıyorum, ama çağnldığımı duydum Kalkıp ka- pıya gıttım Baktım, asker unıformab ıkı kışı ıle sıvıl gıyımb bırkaç kışı As- kerlerden bın usteğmendı Evı araya- caklannı, daha sonra da benı gotüre- ceklerını söyledı Arama başladı Usteğmen sık sık arama hakkında, te- lefonîa "komutanım"dedığı kışıye bıl- gı verıyordu Nıhayet arama bıttı 'Hadı gıdıyoruz' dedıler Dışan çıktık Evın önünde bır otomobıl, üç asken cemse vardı O sırada usteğmen bır düdük çaldı Çeşıth yerlere me^alen- mış askerler, mevalennden çıkülar Onlar cemselere bız otomobıle bın- dık Otomobılde, telsızle nereye gotü- ruleceğımı oğrendıler Yanı, evden çıkana kadar nereye goturuleceğımı onlar da bılmıyorlardı Ünığ Paşa'mn gayreti - Sizi nereye gotürdükr? tSVAN - önce İstanbul Merkez Komutanlığı'na Orada bır bınbaşı karşıladı benı ve "Bu gece gıdeceğınız yere gıtmemenız sıkıyönetım komuta- nının emndır" dedı Sonradan o gece Gayrettepe'dekı ışkence merkezıne goturuleceğınıı, ancak o zamankı Sıkı- yönetım Komutanı Necdet Uruğ un bunu önledığını oğrendım Orada bır hafta kaldıktan sonra, gozlenm bağla- narak bır polıs mınıbüsu ıle Gayret- tepe'dekı sıyası şubeye goturuldum Hemen bır odaya alınıp bır koltuğa oturtuldum Nefes seslennden anlaya- bıldıgım kadarryla odada 5-6, belkı de daha fazla kışı vardı Uzunca bır süre sınır bozucu bır sessızlıkte bekletıldım Bu sürenın sonunda ıçlennden bın, "Bugüne kadar örgütlere emırler ver- dın, emırlenn yenne getınldı, ama şımdı senın ıçın her şey bıttı İsvan" de- yınce, "Hangı örgüt, hangı emır 9 " dı- ye tepkı gosterdım Bunun üzenne aynı ses, "Burada sonılan bız soranz Belediye zabıtası orgût de|ıl mı, ona emırler vermedın mı 9 " dedı "Herhal- de benı bunun ıçın buraya geürmedı- nız 9 " dıye karşıbk verdım Konuşmayı yapan İcışı, "Bır dakıka" deyıp oda- dan çıktı Bır buçuk saat kadar denn bır sessızbk ıçındekı odada oturdum Derken çok haşın ve yuksek bır ses "Kalk beyefendı" dıye bagırdı Benı tekrar merkez komutanlığına götür- düler O akşam orada kaldıktan sonra ertesı gun yine bır polıs mınıbüsü de ve yıne gözlerım bağlanarak Davut- paşa'dakı Otağ-ı Hümayun'a götürül- düm - Buraya kadar berhangi bir işkence- ye tanık olmadınız mı? İSVAN - Yalnızca Gayrettepe'dekı sıyası şubede bır kadırun uzaktan uza- ğa çıglıklannı duymuştum, o kadar Devlet mi, terörörgütü mö? - Otağ-ı Hümayun denilen yerde ne- lere tanık oldunuz? İSVAN - Seslerden anlayabıldığım kadar, burada 30-40 kışıydık Gozüm bağlıydı Gözbağlan yağbboya fırça- larını lemızlemek ıçın kullanılmış, boya ve nefte bulanmış paçavralar ol- duğu ıçın neft ve boyanın temasıyla gozkapaklanm yanıyordu Buraya ge- lırken, yolda Gayrettepe'ye uğrayıp sonradan adının Alı Yaşar olduğunu oğrendığım bır avukatı da almıştık Otağ-ı Hümayun'da bır demır sandal- venın üzenne oturtuldum Donduru- cu bır soğuk ve denn bır sessızbk ıçın- de beklerken, onümde ve arkamda ıkı kızın ıçın ıçın ağlamakta olduklannı fark ettım Derken sessızbk, bır genç adamın tanfsız feryatlanyla yırtıldı Ben bır ınsanın böyle kolu bacağı ko- partılıyor intibaını veren bır şekilde bağırdığını. bır ınsandan böyle ses çık- tığını o gune kadar duymamıştim Arkasından daha farklı ve azalmaya yuz tutan çığbklar ve ınlemeler geldı, a r kasmdan yıne sessızbk, sonra yıne feryatlar Bu arada "Dikkat" komu- tu venlerek Isuklal Marşı söyletıldı İşkence çığhklan, sonra İstıklal Marşı, sonra yıne çığlık ve feryatlar Akşa- ma kadar bu boylece surdu Akşam avukat Alı Yaşar ve benden başka, herkes bırbırlennın omuzuna tutun- dumlarak katar halınde göturûldu O geceyı, sonrakı günlen ve gecelen hep gözlenm bağlı, hep demır sandalye uzennde, yanımdan alınıp goturülen- lenn ışkence çığbklan, feryatlan ara- sında geçırdım Zaman zaman, "Ben gerçekten devletın elınde mıyım, yok- sa bır terör orgütunun ehne mı duş- tum" dıye de duşünmedım değıl 1 - Yemek ve tuvalet sonınunuz nasd gkjeriliyordu? İSVAN - Yemek ıçın bır pencere ke- nanna goturuluyor, orada gozumdekı bağ çozuluyor, genye bakmamam tembıh edıhyor, yemeğı yedıkten son- ra gozlenm tekrar bağlanıyor, yenme gotünıluyordum Tuvalete de gozüm bağb goturuluyor, bağ ıçende çozulü- yor, ıhüyacımı gıderdıkten sonra yıne gozlenm bağlanarak yenme götürülu- yordum Ilk gece kapuskanın ustünu kaplayan kaskatı yagını delerek ve kendımı zorlayarak yemek yedığımı hıç unutmayacağım - Orada kaldığıntz süre içinde işkence çığlıkları dışmda başka şeyler de duy- dunuzmu? İSVAN - Gecelenn sessızbğı ıçınde, daktılo seslenyle kanşık şöyle ıfadeler de duymuştum "Bana ısnat edılen suçlann hepsını kabul edıyorum ve Türk mılletmın büyukluğune sığınıyo- rum Bundan sonra mılbyetçıbk yo- lundan sapmayacağıma yemın ede- nm " Sonra, "Şurayı ımzala, burayı ımzala" sözlen ve daktılo seslen Ya- nı, once ışkence yapıbyor, sonra ıfade ımzalatıbyordu hızmetlen nedenıyle zaten DlSK'e muhtaçtın Böylece partın ıle DİSK araanda caresız kaldın ve DİSK'ın ta- bmatına uyarak beledıyede komünıst örgutlenmesı yapmak mecbunyetınde kaldın ' Duşunun, ben boyle bır ıfa- de vereceğım ve bu yuzden CHP, DİSK kapatılacak, suçsuz ınsanlar hukum gıyip, belkı de asılacak Bunu duşunmeİc bıle dehşet ıçınde bırakmış- tı benı Boylesıne bır ıfadenın tümüy- le gerçekdışı olduğunu söyledım - Bunun üzerioe ne japtılar? İSV AN - Boylesıne bır ıfadenın ger- çekdışı olduğunu söyledıkçe, "Bız bu ışın uygar koşullar alünda sonuçlan- masını ısüyoruz Sen bızım ışımızı zor- laştınyorsun Böyle gıderse, bız yenge- Sorgulama devresi - Sizin sorgulanmanız nasd oldu? İSVAN - Sayısıru hatırlayamayaca- ğım kadar, Otağ-ı Humayun'un ısıtıl- mış sorgulama odasına götürüldum Sorgu odasında 10 dakıka kadar tutu- luyor, bana hıçbır şey sorulmuyor, yalnızca görevblenn DISK'e ettığı kü- fürlen dınlemek zorunda bırakıbyor- dum Bır kezde 1961 Anayasasfna en gabz küfürlerle saldırmışlardı Sonun- da sorgulamacılar benden ıstedıklen ıfadeyı şoyleaçıkladılar "CHPsenıİs- tanbul'a belediye başkanı yaparak onemh kışı durumuna getırdı, une ka- vuşturdu Bu yuzden sen partıne mü- teşekkırdın DİSK, CHP'yı destekle- me karan aldığı ı\*n partın de DİSK'e muteşekkırdı Bu nedenle partın sana DİSK'ın tabmatından çıkmama tah- maü verdı Sen yapacağın belediye yı de buraya getırmeye mecbur kalabı- bnz 1 Her şey senın elınde" dıyorlardı Aramızdakı bu konuşmalardan sonra her zamankı yenme göturüldüm Da- ha sonra da bırkaç kez sorgulama odasına götunılup getınldım Hep ay- nı sözler tekrarlandı, bana bır şey so- rulmadı, ıfadem yazılmadı Beşıncı akşam. bırkaç yuz metre mesafede bu- lunan Davutpaşa Kjşlası'nın hapısha- ne bölumüne goturuldum Orada gözlenm açıldı \e benı revır olarak kullanılan odaya tek başıma bıraktı- lar - Orada ne kadar kakiınız? İSVAN - Sekız gun kaldım Bu süre ıçınde ıkı ya da uç kez, akşamüstlen gozJenm bağlanarak Otağ-ı Huma- yun'a goturulüp, sabahlara kadar sor- gum yapıldı Artık soyledıklenm yazı- byordu ve o korkunç senaryodan söz edılmıyordu Bırden nıçın de&şıklık yapıldığını bılmıyorum, ama bır emır değışıkbğı olduğu kesındı Soyledıkle- nm, benım ıfademle değıl, mutlaka değıştınlerek sorgulamayı yapan kışı- nın ıfadesıyle tutanağa geçınbyordu Dort beş sayfada bır, sorgulamacılar odadan çıkıyor, gözlenm açıbyor ve sayfalar bana dakulocu er tarafindan ımzalatılıyordu Sonradan savun- mamda, ıfadeyı alan kışının kımbğı gızlı tutularak TİM A dıye ımzalanmış olan bu ıfadeyı reddetmışüm Selimiye gûnleri - Bundan sonraki eeüşnıeleri özerJer misüıiz? İSVAN - Orada sekız gün kaldıktan sonra avukat Alı Yaşar ıle bırhkte Se- bmıye'ye göndenbp bodrumdakı ko- ğuşlardan bınsıne konulduk Koğuşta yer ranzasına dızümış 16 doşek vardı Gün oldu, burada 61 kışı yattık Adam başına bır tahta kaşık da düş- muyordu Kaşıklan yıkayacak su, sa- bun ve kap da yoktu Karavanayı çoğu kez ıkı vardıyada ve kaşıklan ga- zeteyle sılerek ıkma vardıyada kulla- narak yedık Bır hafta Sehmıye'de bu koşullar altında tutulduktan sonra tekrar Davutpaşa'ya, DİSK'lılenn koğuşuna goturuldum Davutpaşa'da bır süre DISK'bJerle kalıp onlarla bır- bkte tutuklandım - Tutukluyken televizyona da çıkar- tılnuştmız; o oiayı anlabr nusınız? İSVAN - Otağ-ı Humayun da be- nım karşılaştığım muamcle kulaktan kulağa yayüıp yundışma ulaşmış İş- kence ve ınsan haklan konulannda duyarb çevrelenn tepkılenrun yoğun- laşması üzenne benı, 20 şubat 1981 gunü, Sebmıye'de Başsavcı 8uleyman Takkea'nın odasına gotürduler Çok sayıda gazetea ve televızyon ekıbı ora- daydı Onlann önünde başsava, bana ışkence yapıldığı yolunda yurtıçınde ve dışında yayılan söylentılen, sıkıyö- netım komutanının emn üzenne tah- kık etmekle görevlendınldığını bıldır- dı Bu açıklamanın ardından odada bulunan gazetecıler dışan çıkartıldı- lar, yalnız televızyon kamerası kaldı Kamera önünde ben başsavcıya nasıl ışkence yapılacağını anlattım Ancak başsavcı benımle tartıştı ve aynen. "Ne soruyorsam yalnız ona cevap ve- nn, sıze zarp darp, falaka, elektnk tat- bık edıldı mı 9 " dıyerek vereceğım cevapları sınırladı Bunun üzenne "Şahsen bana fızıkı ışkence yapılmadı, ama yanımdakılere yapıldı, onlann feryatlan bana dınletıldı Aynca beş gün, beş gece demır sandalye ustünde gözlen bağlı oturtulmak da ışkence- dır" dedım Bu tarüşmalı soru-cevap- tan sonra basın yenıden ıçen abndı ve hazırlanmış olan bır paravananın ar- " kasında doktor muayenesınden geçı- nldım O arada sorgulamanm üzenn- den 87 gun geçtığı ıçın ışkence ızı olsa bıle, bugüne kadar kalmayacağını be- brttım Ancak bu programın televız- yonda yayını sırasında, basının baş- savcının odasından çıkartıbşı, beş gun beş gece gozlenm bağb olarak demır sandalyede oturtulup ışkence çıgbkla- n dınledığımı anlaüşım, bır nevı ışken- ce gördüğümü bebrtışım, başsavanın benımle tartışıp cevaplanmı sınırla- ması, sorgulanmamın uzennden 87 gun geçtıkten sonra doktor tnuayene- sının mantıksızlığı konusunda soyle- dıklenm, bunlann hıçbın göstenlrne- dı, yalnız bana fızıkı ışkence yapılma- dığını söyleyışım ekrana verıldı Demek kı bu haben boylesıne tahnf eden TRTnın ve başsavanın amacı ış- kencecılen koruyup kollamak, ışkence olmadığını kanıtlamakmış 9 1ARCN: tLHAMt SOYSAL Salamis deniz savaşına katılanArtemisia, dûşman takibindenkurtıümak için müttefîkinin gemisini baürdı Geıııisiııi kurtaran Amiral Artemisia— 2 — Yalnız Atınablar 20, Eretnablar 5 gemı göndermekle yetındıler Persler, karadan ve denızden buyuk bır ordu ve donanmayla İyon kentlen üzenne yurüduler Batı Anadolu kentlennı bı- rer baer yenılgıye uğrattılar Mıletb- ler, uzun zaman kendılennı savunma- ya çabştılarsa da başanb olamadılar Mılet, Persler tarafindan yakıldı, yıkıl- dı Halkı Dıcle Irmağı kıyılanna surül- dü Maraton savaşı Persler, lyonyablara yardım etükle- n ıçın 15 bın kışıbk bır orduyu gemıle- re bındırerek Atına ve Eretna kentlen üzenne gönderdıler Persler once Eret- na kentını alarak yaktılaı 1 , sonra Atük Yanmadası'nın Maraton ovasında karaya çıkülar Burada Atınalılarla Persler arasında çok kanb çaüşmalar oldu Maraton'da Atınalılar Perslen yenılgıye uğrattılar Persler gemılenne zorlukla bınerek kaçülar (M O 490) (Bır genç zafer habennı Maraton'dan Aüna'ya koşarak ulaştırmışür Obm- pıyatlarda bu zafenn anısına duzenle- nen koşulara Maraton adı venbnışür) Maraton savaşının yankılan çok ge- nış obnuştur Atınalılar, kendı topraklanndan başka bütün Helen ülkesını buyuk bır tehlıkeden kurtardılar, boylece buyuk D,eniz savaşını izleyen Pers hükümdan Kserkses, Pers donanmasından bir gemiye bindiren Artemisia'nın, düşman Atina gemilerinden birini batırdığını sanır ve şöyle der: Erkekler bugün kadın gibi, kadınlar da erkek gibı davrandılar. İlk Kadın Amiral — Halikarnaslı I. Artemisia _ _ ^ _ NURER UĞURLU bır ün kazandılar Şaırler şurlennde Atınalılan 'Helenlenn öncülen' ola- rak selamladılar Ne var kı, Maraton savaşı gerçekte asıl Pers ordusunun Hellas'a bır saldınsı değıldır Bu saldı- n Anadolu Pers Satraphğı'nın az bır kuvvetle Helen topraklannda ılerle- mek ıstemesıdır Ancak sonuçlan He- lenler açısından çok onemh obnuştur Zafer, Helenler arasında, Perslenn korkulacak kadar buyük bır güç ol- madıklan sarusını uyandırmıştır Ama Helenler, Perslenn Maraton yenılgısının ocünu alacaklannı duşu- nerek hazırbklara gınştıler Bu arada Pers hükümdan I Dareıos öbnüş, ye- nne oğlu Kserkses geçmıştır (M O 486) Bu sırada Atına devlet yönetı- mınde de önemb değışıklıkler olmuş- tur Arhontluk yenne başkomutanlık gorevı onem kazanmıştır Boylece He- len ülkesını Perslerden kurtaran Atı- 1 nalılar arasında askerlık ön sıralara çıkmışür Bu arada Maraton savaşı- nın komutanı Mıluades olmüş, yenne başkomutan olarak anstokratlann adayı Anstıdes'e karşı Temıstokles geçmıştır Yenı başkomutan, ılendekı bır Pers saldınsmı düşünerek donan- masma onem vermış, kuvvetb bır de- nız gucu kurma hazırlıklanna gınş- mıştır (2) Bır zantıan sonra Pers hukumdan Kserkses, Maraton yenılgısının ocünu almak ıçın Helenler üzenne bır sefer yapmaya karar vermış, büyuk bır Pers ordusunu Çanakkale Boğazı'ndan Trakya'ya geçırmıştır (M O 480) Fe- nıkeb usta gemıalenn komuta ettıklen büyuk bır Pers donanması da Hellas'a doğnı ılerlemeye başlamıştır Bu bu- yuk Pers donanmasına beş gemıyle Halikarnaslı Krabçe I Artemisia da katılmıştır Ünlu tanhçı Herodot, bu denız sa- vaşına kaülan (hayranı olduğu) Hali- karnaslı genç ve guzel Krabçe I Arte- mısıa'yı, VIII kıtabında, ayrıntılı olarak şoyle anlatmışur "Barbarlann ve Yunanblann çoğu nasıl savaştılar, tam olarak bır şey soyleyemem, ama ışte Artemisia'nın başanlan, kı ona krabn katında daha buyük değer ka- zandırmıştır Kral donanmasırun tam bır kanşıklık ıçıne duştuğu anda, bır Atına gemısı Artemisia'nın tnremının peşıne düşmuştu, kaçamazdı, zıra öbür mûttefiklerın gemılerı vardı onunde ve kendı gemısı düşmana en yakın olanıydı Hemen aklına gelıve- ren bır çare ıle durumu kendı yaranna çevırebıldı Peşınde Atına gemısı oldu- ğu halde, kendı muttefıklennden bın- sının gemısıne bındırdı, bu gemıde Kalynda gemıcılen vardı ve Kalynda kralı Damasıthymos'un kendısı ko- muta edıyordu Bunlar daha Helles- pontos kıyılanndayken aralannda bır şeyler geçmış mıydı, kesın olarak bır şey dıyemem, hatta Artemisia bu hare- ketı ısteyerek mı yaptı, yoksa Kalynda tnremı yolunun üzenne bır rastlanü sonucu mu çıkmıştı, onu da bılemem Hangı nedenle olursa olsun, bındırdı ve batırdı, tabh de yuzune guldu ve bu ış onun ıkı türlu yaranna oldu İşte bınncı kazana Kaçtı vegerrusı- nı kurtardı, ıkınası, Kserkses'e kotü- lük etmış olduğu halde, sonuç olarak onungözündedeğenarttı Anlatükla- nna göre, büyuk kral savaşı seyreder- ken, bmdırmek uzere olan bu gemıyı gormuş, çevresınde bulunanlardan bı- n o arabk kendısme şunlan soylemış "Efendımız, goruyor musunuz, Arte- misia nasıl yığıtçe dövüşüyor 7 Bakın ışte düşman gemısını batırdı " Kserk- ses bu gemının gerçekten Artemisia'- nın gemısı olup olmadığını sormuş ve yanındakıler, 'onundur' demışler, çunkü gemısındekı heykeb tanıyorlar- dı, batan gemıyı de düşman gemısı sanıyorlardı Ve Artemisia'nın asıl şansı, batan gemıden bır tek kışı kur- tulmamıştı, kı çıkıp da kendısını suçla- yabılsın Bu başan üzenne, Kserkses'e şu sozlen soyletırler "Erkekler bugun kadın gıbı, kadınlar da erkek gıbı dav- randılar " (3) ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt . . .Artf, Nanm'ı Okuyor.Ahmed Arıf'ın "Içerde" şıırı şoyle "Haberın var mı taş duvar^/Demır kapı, kör pencere,/ Yastığım, ranzam, zıncınm/Uğruna olümlere gıdıp geldı- ğım,/Zulamdakı mahzun resım,/Haberın var mı'/Goruş- mecım yeşıl soğan göndermış,/Karanfıl kokuyor cıga- ram/Dağlarına bahar gelmış memleketımın " Ahmed Arıf'ı, bınncı olum yıldonumunde, Cebecı Gö- mutluğu'ne anmaya gıdıyoruz Şerafettın Elçı'yle Yolda çıçek alacağız - Ne alsak, dedı Şerafettın Elçı, karanfil mı alalım gül mü ? Ahmed Arıf, karanfılı daha çok severdı Haydı karanfil alalım, "Karanfil kokuyor cıgaram" dıyor ya - Goruşmecım yeşıl soğan gondermış, dıyor' Kürtoldu- ğuna göre soğanı da severdı bellı - Evet, pazarda hıçbır şeyı seçmez, soğanı seçermış! "Bır soğanı seçerım 1 " derdı Ahmed Arıf'ın eşı Aynur Hanım, kalın doğranmış soğan- ları tabağında bır kenara ayırırmış Aynur Hanım'ın annesı Sakıne Hanım buna ıçerler, takılırmış - Insallah, soğanı kırarak yıyen bır Kurde duşersın' der- mış Gomutlukte, Ahmed Arıf'ın gomutune bınncı kapıdan gı- rılıyor Gazetecı Rafet Genç, Nımet Arzık, Tahsın Saraç'te bır aradalar Ahmed Arıf'ın gomut taşının tam ortasında buyuk bır boşluk var, bır yuvarlak Gomut taşında doğum ölum gunlerı, ayları, yılları yok Bu, ölümsuzlgğu sımgelt- yor Gomut taşı bazalt mermerınden, karaları Dıyarbakır'- dan getırılmış, kale burçları gıbı yapılmış Gomut taşının akı da geleneksel Guneydoğu gomut taşları gıbı onları andırıyor Ortadakı yuvarlak Ahmed Arıf'ın dünyayabakış penceresı oluyor evrensellığı sımgelıyor Gomut taşını, oğlu Fılınta yla ressam Mukremın Murt- gan boyle tasarlayıp çızmışler Ahmed Arıf, Nazım Hıkmet'ı çok sever, onu "Baba" dıye anardı Şıırlerını ezbere bılırdı Ahmed Arıf'ın belleğı gıbı bellek gormedım Bır akşam, bızım evde, ezbere Nazım Hıkmet'ın "Karanlıkta Kar Yağıyor' şıırını okumuştu Ban- daalmıştım Neıyıetmışım Nazım bu şıırı 1937de Ispanya ıç savaşı ıçın yazmış Şoyle başlar "Ne maveradan ses duymak,/ne satırların nescıne koy- mak o anlaşılmaz şeyı',/ne bır kuyumcu merakıyla ışle- mek kafıyeyı,/en guzel laf, ne denn kelâm,/çok şukur/hep- sının/hepsının ustundeyım bu akşam " Nazım, bu şıırınde ıç savaşta Madrıd kapısında bekle- yen nobetçıyı anlatrken, bır yerde de şöyle der "Belkı Plasa de Sol'da kuçuk bır dukkânın vardı, renklı Ispanyol yemışlerı satardın Belkı hıçbır hunerın yoktu, belkı gayet guzeldı sesın, bel- kı felsefe talebesı belkı hukuk fakultesındensın Ve parçalandı unıversıte mahallesınde bır Italyan tankı- nın tekerleklerı altında kıtapların " Şıırı okuyup bıtırdıkten sonra Ahmed Arıf, şoyle dedı "- Şıır odur' Aralık 1937 Bırısı bana bır defter gosterdı On dakıkada okudum Sonra elımden aldı 'Ne olur abı, dedım, bunu ben hemen şurada yazayım'', 'Hayıri dedı 'Ee, bana nıye gosterdın''' dedım öğrencıydı unıversıte- de, çok ustune duşeceğım bır adam da değıldı benı seven bır adamdı belkı benım de ona saygım vardı ama, demek kı guvenmedı, vermedı bana Gunlerce sana söyledım, ona söyledım, 'Boyle bır şıır var'' dıye Nazım'ın olduğunu bılıyordum ama, aradım aradım bulamadım, yoktu oyle bır şey Yayımlanmış belkı ama 1937, ben ılkokuldayım, ço- cuğum, uçuncu sınıfta mıyım, ıkıncı sınıfta mıyım neyım oyle bır şey, aşağı yukarı Şıır, 'Projektor dıye Sabahattın Alı bır gazete çıkarmış orada yayımlanmış Bulmak ım- kânsız, ben bugun bıle bulamam onu Boyle bır sofraydı İstanbul dan bızım bır kardeş kuruluşumuz vardı, bır oğ- rencı derneğı, oradan (cezaevıne) çocuklar gelmışlerdı, burada bır dava vardı, 'Barışseverler' davası Kore'ye as- ker gıdıyordu, onu eleştırdıler, hapıshanelerı doldurdular Bır Osman Abı vardı - Neden gelıyorsun Osman Abı' dedım - Bızımkı çeneden oğlurruçeneden 1 dedı - Ne yaptın? dedım Izmır rıhtımında ağlamış adam, 'Vah yavrular gıdıyorlar' 1 demış (Guluşmeler) Çenesını tuta- mamış 1 'Ben Kemalıstım' dedı, ıçerı attılar Surıyelıymış adam 1 ' Ahmed Arıf'e, hep Nazım'ın bu şıırını okutmak ısterler O şoyle dıvor •. Ben bunu boyle okudum Hep dıyorum kı, 'Ben bunu yanlış okuyabılırım, aklımda boyle kalmış' Başından oku- dum Hep boyle okuttular bana Sonunda ben bu şıırı bul- dum Kelımesı kelımesıne doğru okuyorum, bır yerını duzeltıyorum, bıryerınde Baba dıyor kı,'Bır Italyan tankı- nın tekerleklerı altında kıtapların , tankın tekerleğı olmaz, paletı olur Onu ben paletf yapıyorum Israrla duzeltıyo- rum Adamın o zamankı bılgısı, tank görmemış olabılır, fukara, hapıshanede yazmış Şıırın gücu yanı, benım hıç- bır şeyım yok Tabıı duyarlığımın dışında Nasıl almışım bılıyor musun, adam bana on dakıka gosterdı, bulup da soylemek ıstıyorum, 'Ulan sen onu kıme bırakacaksın, ço- cuklarına mı'' Yer-yuzunde yalnız ben bılıyorum bu şıırı Ezberleyelı aşağı yukarı otuz yıl oldu, daha fazla Hatta, yanlışım varsa, duzeltmeyeceğım yanlışımı Çunku ben bunu pışırdım Şıırın guzellığı orada, kusursuzyazılmış bır şıır Matematık bır şıırdır bu, tekkelımeçıkarılamaz. " Gomutlukte, Kultur Bakanlığı Musteşarı Emre Kongar, Şerafettın Elçı, Canıp Yıldırım konuştular Ahmed Arıf'e saygılarımızı sunduk, dönduk Ben Salıhh'ye Nazım günü- ne yollandım BULMACA 9 SOLDAN SAGA: 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ Istatıstıkte, bır ana kutleden bellı bır özellığı mcele- mek ıçın seçılen bı- nmler topluluğu 2/ Saz takımında usul vurmaya yara- yan tef Sığ sular- da ağır yüklen ta- şımak ıçın kullanı- lan altı düz tekne. 3/ Söylence.. Kale hendeğı 4/ Gü- muşbalığı 5/Bek- taşılık ve Mevlevı- bk'te tankat karde- şı Memeb bır denız hayvanı 6/ Ilaç. "Meh-ı burc-ı ânzında gönul oldu hâle maıl / Bana kendı talı'- ımden bu sıyah — duştu" (Şeyh Galıp) 7/ Kayınbırader.. Gözun rengını veren tabakası 8/ Kışının öz benlığı Odenmesı gereken bır paranın, alacağa sayılarak bır bö- İumunun odenmesı 9/ Kımı hay- vanlann, özelhkle de kuşların baş- lannda puskul gıbı duran tuyler Habercı, ulak YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tazmınat Yan memnunluk be- hrten bır söz 2/ Sergen... Spor karşılasmalannda seyırcılen coşturan kımse 3/ Bır ay adı Bır şeyı anımsamak ıçın yazı- lan kısa yazı 4/ Erden çavu&a kadar olan askerlere venlen ad Bır nota 5/ Çorum bea de denilen ve geleneksel el tezgâhla- rında pamuk ıplıkle dokunan bır tur bez Ender, seyrek 6/ Cınsel zevklerı çağrıştıran, cınsel ıstek uyandıran 7/ Hayat arkadaşı Yunan mıtolojısıne göre uçmayı başaran ılk ınsan. 8/ Akaju da denilen buyuk bır orman ağacı Tırpana balığı- na venlen bır başka ad 9/ Karşı cınsın kılığına gırmış eşcın- sel.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle