Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AYFA CUMHURİYET 26 MART1992 PERŞEMBE
f HABERLER
imciler
janjılandı
I AA (Ankara) - Seçim
öneminde, tarafh yayın
yptığı öne sürülen özel
ttevizyon kuruluşu Starl'e,
FT'nin tûm imkânlarını
kHandırarak ilgili yasaya
akın davrandıklan
grekçesiyle, eski PTT
Omel Müdür Vekili Osman
Ozüm Ue Genel Müdür
Yrdımcısı Veli Bettemir
hJckında açılan davaya
dıvam edildi. Ankara 18.
Aliye Ceza
NShkemesi'nde, sanıkların
kzılmadığı dünkü
dıruşma, dosyada eksik
bıiunan bazı belgelerin
tanamlanması maksadıyla
bşka bir güne bırakıldı.
KDrt soranu
paneli
• ANKA (Ankara) -
Türkiye'de Kürt sorunu
Iznir'de 28 mart cumartesi
güıü düzenlenecek panelde
taırışılacak. Türkiye Sosyal
Ekonomik Siyasal
Anştırmalar Vakfı'nın
(TÛSES) "bahar
toplantılan" çerçevesinde
düzenlediği, Kültürpark'taki
eski belediye meclis
sabnunda saat 14.00'te
başlayacak "Kürt
Sorunsalı" konulu paneli
Insan Hakları Derneği
Izmir Şubesi eski Başkanı
Dr. Alparslan Berktay
yönetecek. Panele
konuşmacı olarak SHP
Meclis Grup Başkanvekili
Mahmut Alınak, gazeteci-
yazar Uğur Mumcu ile
yazar Ahmet Zeki
Okçuoğlu katılacaklar.
İnönü-Stari
davası
• UBA (Ankara) - SHP
Genel Başkanı Erdal tnönü
tarafından Starl televizyonu
aleyhine açılan 1 milyar
liralık tazminat davasının
duruşmasına devam edildi.
Ankara 24. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde dün devam
edilen duruşmada hâkim,
davaya konu olan haber
bantlarının mahkemeye
gelmediğini belirterek bu
bantların mahkemeye
getirilmesini sağlamak için
Dışişleri Bakanlığı'na yazı
yazılmasına karar verdi.
Star ana haber bülteninde
Körfez savaşının başladığı
17 Ocak 1991 gecesi SHP
Genel Başkanı evinde
uyuyordu. Partide ise hiçbir
yetkili yoktu diye yayın
yaptığı iddiasıyla dönemin
ana muhalefet partisi lideri
Inönü, Starl aleyhine 1
milyar liralık tazminat
davası açmıştı.
Demirel'den
konferans
• ANKA (Ankara) -
Başbakan Süleyman
Demirel, "alkol, sigara ve
uyuşturucunun zararlannı"
anlatacak. Başbakan .
Demirel, DYP Kadın ve
Gençlik Işleri
Baskanhğı'nın 28 mart
cumartesi günü Best Otel'de
düzenleyeceği panelin açış
konuşmasını yapacak.
"Alkol, Sigara, Uyuşturucu
ve Gençlik" konulu paneli,
Prof. Dr. Mehmet Haberal
yönetecek. Panele DYP
Izmir Milletvekili Mehmet
özkan, Prof. Dr. Erdal
Işık, Prof. Dr. Agah
Çubukçu, öğrenciler Ayça
Ozen ve Hacı Özgül
konuşmacı olarak
katılacaklar.
SHPde istifa
• CUMHURİYET
(Samsun) - SHP Samsun ll
Sekreteri Ahmet Gürel
görevinden istifa etti.
Ahmet Gürel'in istifası ile
boşalan il sekreterliğine
yönetim kurulu üyesi Ilker
Girginel getirildi. SHP
Samsun II Başkanı Ersoy
Üstav, "ll sekreterimiz
Ahmet Gürel, üç aydır
istifa edeceğini söylüyordu
ve dilekçesini veriyordu,
ama biz almıyorduk" dedi.
HerolayPKK'yayanyorPKK'nın 10 bin silahlı militaru var.
7 bini yurt dışında. 3 bini Cizre'de,
Nusaybin'de. Cudi Dağı'nda, köylerde,
mezralarda.
10 bin silahlı, 10 bin Kalaşnikoflu, ro-
ketatarlı adam.
Yakalamakla. öldürmekle biter mi?
Hepsi o yörenin insanı, hepsinin anası.
babası, kardeşi orada, köyde, mezrada.
ilçede.
Yöre insanı, yaptıklannı beğense de
beğenmese de dağdaki militandan ko-
pamaz, ona erzak vermek, para vermek,
yataklık yapmak zorundadır.
10 bin silahlı militan. 10 bin aile. yak-
laşık 100 bin insan. 100 bini de PKK
militanı değil. Ama 100 binin de PKK
ile organik bağı var.
Cudi Dağı'ndan, Suriye'den. Irak'tan
ilçelere, köylere gelen mılilanlar. bu ne-
denle çok rahat sığınacak yer bulabili-
yor, ağır makinalı tüfeklerini. roketa-
tarlannı saklayabiliyorlar. Evinde silah
saklamamanın cezası 6 milyon lira. 6
milyonu veren, örgüte ait silahları sak-
lamak suçundan da, yataklık suçundan
da kurtuluyor.
Kimi zonınluluktan, kimi severek,
yürekten PKK'yı destekliyor. Bu ne-
denle sorunu, silahla. topla, tüfekle,
baskıyla çözmek zor. Her atılan silah
halkı PKK'ya biraz daha itiyor. PKK'lı
olsun olmasın, her öldürülen insanm ce-
nazesi daha büyük kalabalıklar toplu-
yor.
Güneydoğu'da kimin kim olduğunu
ayırmak güç. "Gündüz çoban, gece mi-
litan" yaklaşımıyla tüm Güneydoğulu'-
yu potansiyel suçlu olarak görmek so-
runlan giderek artünyor, PKK'yı güç-
lendiriyor.
Olağanöstü halin etkisi
Hükümetin bugüne kadar yerine çare
bulamadığı olağanüstü hal uygulaması-
nın Güneydoğu'da PKK'nın ezilmesin-
de değil, tersine taban bulmasında etkili
olduğu öne sürülüyor.
SHP İstanbul Milletvekili İsmail
Cem, olağanüstü hal uygulamasının ge-
tirdiği baskıcı yöntemlerin etkisini şöyle
anlaüvor:
"Olağanüstü hal uygulaması, şiddet
eylemcilerinin arayıp da bulamayacağı
kadar şiddet oluşumunu besleyen bir
özellik taşır. Silahlı eylemcinin peşinde-
ki güvenlik kuvvetleri. o kişinin bulun-
duğu ya da bulunduğu varsayılan köyü
sarmaktadır, evleri basarak, insanlan
meydanlarda toplayarak sorgulama-
arama işlemi başlatmaktadır. Olayın
bünyesindeki gerilim, kaçınılmaz şekil-
de, vatandaşa kötü muamele edilmesi-
ne. baskıcı yöntemlere ortam hanria-
maktadır. Sonuçta belki bir terörist
saruğı yakalanmaktadır. Ama diğcr
doksandokuz evin insanlan. uğradıkla-
n baskı ve kötü muamele nedeniyle şid-
det eylemcilerine sempatizan olmaya
şartlanmakta; güvenlik güçlerine tepki
duyrnaktadır. Yöntem, ele geçirdigi bir
teröriste karşı 99 terör sempatizanı oluş-
turarak, belki 5'ini geleceğin teröristi
yaparak. kurunun yanında yaşı da ya-
karak, terör ve aynlıkçıhğı beslemekte-
dir"
Ağustos ayında Cizre'de bir bakkal
"Bu iş silahla çözülür" diyordu. bugün
ENDİRMF
MEHMET TEZKAN
aynı bakkal "Bu iş diyalogla, demokra-
siyle çözülür" görüşünü savunuyor.
Güneydoğu insanı devletle çatışma is-
temiyor. Cizre'de 60 bin, Nusaybin'de
50 bin, Şırnak'ta 45 bin, Kulp'ta 20,
Lice'de 10,Bismil'de 30, Kızıltepe'de 15,
Silopi'de 20 bin insan yaşıyor. Süopi'de
yaşayanlann kaçı PKK militanı, kaçı
milis, kaçı sempatizan?..Kaçı her ope-
çasyonda PKK'nın yanına biraz daha
ıtiliyor?..
Cizre'de pazar sabahı. Makinalı tü-
fekle taranmış birkaç evi geziyoruz.
Kurşunlar bir duvardan girmiş, diğerin-
den cıkmış. Küçük küçük çocuklar or-
tada geziyor. 30-35 yaşlannda evin er-
keklerinden biriyle söyleşiyoruz. "Ço-
cuğuma, kardeşime kurşun gelseydi.
ölselerdi ben de dağa çıkardım" diyor.
Her atılan kurşun, tepki doğuruyor.
Olaylara en çok sevinen PKK kuşku-
suz. Ne kadar çok kişi ölürse kendini
kazançlı sayıyor. Nusaybin'de bir bele-
diye görevlisi "Yüzlerce kişi ölse PKK
sevinır. güçlenir" diyordu. Nusaybin
olaylan da. Cizre olaylan da PKK'yı se-
vindirdi. Harap olan her ev, yaralanan
her kişi devlete duyulan tepkinin artma-
sı demekti.Nitekim Abdullah Öcalan
savaşın halkın sırtında olduğunu, geril-
la ile halkın da savaşacağını ilan etmişti.
PKK lideri "Ben ülkede halkı silahlan-
dırdım, halk gerekirse dağa çıkacak.
gerekirse ot yiyecek ama mücadele süre-
cek" diyordu.
Cizre'de, Şırnak'ta dağıtılan bildiriler
"Kahraman Kürt halkı" diye başlıyor-
du. Nevruz günü en önde kadınlar. ço-
cuklar yürüyecek kendi terminolojileri
ile "TC'ye karşı direniş" başlayacaktı.
Karakollar, kaymakamlık binalan işgal
edilecekti. Bunlann hiçbiri olmadı.
Halk yürüdü, kadınlar. çocuklar yürü-
dü, ama "TC ye direnmek" için değil,
Nevruzlannı kutlamak için. Beklediğini
bulamayan PKK işte bu nedenle Cizre'-
de, Şırnak'ta saldınya geçti.
Şimdi, hükümetin, bölgedeki güven-
lik güçlerinin yapması gereken bir tek
şey var: Çok güç ama, kimin kim oldu-
ğunu ayırt edebilmek. Militanla sempa-
tizanı ayırmak, 7 yaşındaki çocuktan 70
yaşındaki ihtiyara kadar herkesi potan-
siyel suçlu saymamak.
Güneydoğu gündüz başka. gece
başka.Cece herkes tek başına. Herkes
silahlara teslim. Cizre'de bir akşam üs-
tü.Saat 17.00.Güneydoğu alacakaran-
lık. Biraz sonra hava kararacak. Kari-
yerler, panzerler hareketleniyor. nöbet
tutan güvenlik güçleri araçlanna bine-
rek uzaklaşıyorlar.
Güneş, Güneydoğu'yu terk ediyor.
Güneşle birlikte güvenlik kuvvetleri de.
İn-cin top oynuyor sokaklarda. İdil'de,
Midyat'ta, Cizre'de, Nusaybin'de her-
kes evinde. Herkes korku içinde.
Ev zıyaretlen. gece kahveye çıkma.
yaz aylannda sokaklarda volta atmak
anılarda kalmış. Ya* aylannda boğucu
sıcağa karşı damlarda kurulan "taht"-
larda bile uyuyamıyor insanlar. Ya ça-
tışma ya bir kurşun yolunu şaşınrsa.
Bölgede görev yapan kaymakam da,
Başbakan da bu gerçeği kabul ediyor.
Gece insanlar teröre teslim. t
Demirel "Cizre'ye gece girilemez de-
diğimiz zaman 'istifa etsenize" demenin
hiçbir anlamı yok. Çünkü biz, gece
Cizre'ye girilebiliyordu da, onu girile-
mez hale mi getirdık? Şırnak'ta aynı şey
varsa, onu biz bu hale getirmedik ki...
Buna uzun zamandır göz yumulmuş.
Biz böyle kirli hale gelmiş tabloyu dev-
raldık" diyordu.
Cizre'ye gece ginlememesine göz yu-
mulmuş.
Başbakan Demirel açıkça itham et-
mekte. Cizre'ye girilememesine kim göz
yummuştu ?
Gece Güneydoğu PKK'ya teslim olu-
yorsa. orada yaşayan insanlar bu teslim
oluşun sorumlusu değildi kuşkusuz.
Demirel "Korkuyla veya başka ne-
denlerle bölücü örgütün etkisine girmiş
vatandaşlan, bu etkiden kurtaracakla-
nnı" açıklıyor.
Güneydogu insanı da Başbakan'ın bu
sözleri gerçekleştirmesini bekliyor.
Devlet, 10 bin silahlı militanı yaka-
layarak veya öldürürek Güneydoğu
sorununu çözebilir mi? Çözüm halkı ye-
niden kazanmak galiba. Çözüm, PKK'-
nın yanlış yolda olduğunu 10 yaşındaki
çoçuğa da kabul ettirmekten geciyor.
Gazetecinin kaderi ölürn olmanıaJfSabah muhabiri İzzet Kezer, dün gazetesinin önünde ve
Kocatepe C amii'ndc düzenlenen törenJerle toprağa verildi.
Elinde "be> az ba\ rak"la Cizre sokaklannda görevini
> apma\ a çalışan Ke/er. dün kırmızı Tiirk bayrağına sarılı
tabatundaydı. Sabah gazetesinin önündeki törende
konuşan baş> azar Güngör Mengi. "Körolası bir kurşun,
onu elinde beyaz bayrakla vere dikti. O bir basın şehididir.
Şehitler ölmcz" diye konuşru. İzzet Kezer'in, gazetedeki
arkadaşlannın çiçek yağmuruna tuttuğu tabut, daha sonra
omuzlara alınarak cenaze arabasına kondu. Bu sırada,
törene katılanların pek çoğunun ağladığı. Kezer'in eşi
İmran Kezer'in de gözyaşlanna boğulduğu göriildü. Kezer
için Kocatepe Camii'nde yapılan törene de, başta Başbakan
Süleyman Demirel olnıak üzere çok sa> ıda bakan,
gazeteciler ve yakınları katıldı. Çok üzgün görünen Demirel
ye bakanlar, İmran Ke/er'e başsağlığı diieğinde bulundular.
İstanbul'da da, Kezer'in öldürülmesi. Çağdaş Gazeteciler
Derneği İstanbul Şubesi'nce düzenlenen bir yürüyüşle
protesto edildi. Sabah gazetesinin Cağaloğİu biirosu
önünde toplanan gazeteciler, kollarına siyah yas bandı,
yakalarına da İzzet Kezer'in fotoğrafını taktilar.
(Fotoğraf: RIZA EZER)
Bakanlann Güneydoğu gezisi
' Vatandaşı birazsıkıntdıbulduk9
ARİF ARSLAN (Batman-Siirt)- Bölgeye yaptıklan
2 günlük geziyi değerlendiren Devlet Bakanı Meh-
met Batallı, hükümetin bölgedeki sıkıntılara par-
mak bastığını vurgulayarak "Vatandaşlan biraz
sıkıntılı bulduk" dedi.
hükü-Bakanlar Kurulu tarafından
Nevruz ve sonrasında gelişen
kanlı olaylan yerinde araştır-
mak üzere görevlendirilen dev-
let bakanlan Mehmet Kahra-
man, Türkân Akyol, Mehmet
Batallı ve Milli Eğitim Bakanı
Köksal Toptan, geceyi Bat-
man'da geçirdikten sonra dün
sabah helikopterle önce Sürt'e.
ardmdan Diyarbakır'a geçtiler
ve daha sonra Ankara'ya dön-
düler. Geziyle ilgili izlenimlerini
Batman'da gazetecilere anlatan
bakanlar, bölge insanının ken-
dilerini sıcak karşıladığını, sap-
tadıklan sorunlan Başbakan
Süleyman Demirel'e iletecekle-
rini söylediler. Devlet Bakanı
Mehmet Batallı. gezinin genel-
likle demokratik kitle örgütle-
riyle fıkir alışverişi içinde geçti-
ğini belirterek "Son günlerde
yaşanan olaylardan dolayı böl-
gedeki vatandaşlanmızı biraz
sıkıntıh bulduk. Fakat
metimiz bölgedeki sıkıntıya
parmak basmıştır. Alınan ve
alacağımız bir dizi önlemlen'e
sıkıntılann üstesinden gelece-
ğiz" dedi. Batallı. Türkiye'deki
herkese gayri menkulünün ta-
pusunu alma mecburiyeti geti-
receklerini vurgularken ""Hazi-
ne arazisi olan yerleri iyileştırici
bir tedbir olarak evi olmayanla-
ra ev yapabilmeleri için arsa
vermeyi düşünüyoruz. Onlan
kredilendirme suretiyle ev sahi-
bi olma hedefımiz programı-
mızda yer alıyor. Bölgedeki bi-
tirilmemiş tesislere de el ataca-
ğız, bitme noktasına şelmiş
yatınmlan tamamlayarak, ha-
reket ettireceğiz. Şimdi bu tür
tesislerin bilançosunu çıkartı-
yoruz. Daha sonra iyileştirme
yardımı başlaüp had safhadaki
işsizliği bu tesisleri işletmeye
açarak azaltacağız" diye ko-
nuştu.
İnsan Haklanndan Sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet Kahra-
man. Nevruz sırasında ve son-
rasında çıkan olaylann herkesi
üzdüğünü ve bir daha yaşan-
maması için uğraş verildiğini
anlattı. Diğer gelişlerdeki gibi
halkın sıcak ilgisiyle karşılaştık-
lannı söyleyen Bakan Kahra-
man. "Bölgeyı hiçbir zaman
yalnız bırakmayacağız. Sürekli
gelip gideceğiz. Bölgenin eko-
nomik ve doğacak sosyal so-
runlannı mutlak suretle çözece-
ğiz" dedi.
Devlet Bakanı Türkân Ak-
yol, endüstrileşen ve doğal zen-
ginlikleriyle "enfes bir şehir
olan Batman'a bir yetiştirme
yurdu ile büyük bir kreş yap-
mayı planladıklannı açıkladı.
Milli Eğitim Bakanı Köksal
Toptan da bölgedeki 17 ilde 17
bin öğretmen açığı saptadıkla-
nnı vurguladı ve son üç yılda
atanan 15 bin öğretmene ek
olarak 17 bin öğretmen daha
atanacağını bildirdi.
Bakanlar, Siirt'te Vali Naci
Parmaksız ve Belediye Başkanı
Ekrem Bilek'i makamlannda
ziyaret ederek ilin sorunlan
hakkında bilgi aldılar.
İnsan Haklanndan Sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet Kahra-
man. burada yaptığı açıklama-
da, Güneydoğu'da halkın ara-
sına nifak sokmak isteyenler
bulunduğunu ve buna izin ver-
meyeceklerini söyledi. Kahra-
man şunlan söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti Dev-
leti hükümeti olarak halkın
arasına nifak şokanlara fırsat
vermeyeceğiz. Üç günlük gezı-
mizde. halkımızın hükümeti ile.
devleti ile bütünleşmek istediği-
ni tespit ettik. Hak aramak iste-
yen vatandaşlara yöneticilerin
hukuk ölçüleri içinde davran-
malannı ve yardımcı olmalannı
istedik. Bölgede yürütülen so-
ruşturmalar. tamamen hukuk
ölçüleri içerisinde cereyan ede-
cektir. Kimse bundan şüphe
etmesin."
Devlet Bakanı Türkân Ak-
yol, bölgede sağlık ocaklan ve
köy okuîlanmn büyük bir bölü-
münün kapah olduğunu, bun-
lann açılmasına özel bir önem
verdiklerini bildirdi. Devlet Ba-
kanı Mehmet Batalb, terör ko-
nusunu hükümetin birinci so-
run olarak ele aldığını vurgular-
ken "Sayın Başbakanurıız
günün 24 saatinin 20 saatini. bu
işin çözümüne ayırmıştır. Hü-
kümetimiz. bu işi çözmede ka-
rarlıdır ve çözecektir" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Köksal
Toptan da bölgedeki inceleme-
lerinin terörü araştırmaktan
çok. bölgede ekonomik anlam-
da nelerin yapılabileceğinin tes-
pitine dönük olduğunu söyledi.
Bakanlann belediyeyi ziyare-
ti sırasında Devlet Bakanı
Mehmet Kahraman'la Hizbul-
lah örgütünün esnaf. gazeteci
ve kimi yöneticilere tehdit mek-
tuplan gönderdiğJ anlatıldı.
Mektuplann fotokopisi verildi.
Belediye Başkanı Ekrem Bilek,
kendisine de tehdit mektubu
gönderildiğini açıkladı. Devlet
Bakanı Mehmet Kahraman.
bu konudaki şikâyetlerin ken-
disine daha önce de ulaştıgrn
belirterek "Olay ciddi. Konuyu
özel olarak inceletiyorum" diye
konuştu.
ÖZGURCE
TURKER ALKAN
Kanb Yapılan Halkoytaması
D
iyarbakır bağımsız milletvekili Hatip Dicle açık-
lama yapmış: 'Savaş sadece PKK'ya değildir,
Kürt halkına karşıdır" diyor, "Bu savaşı ilan
eden güç, Milli Güvenlik Kurulu'dur. Hükümet
bu kurulun kararına teslim oldu... Hükümet papaz rolünü
oynadı, ordu ise celladı oynuyor."
El insaf, Sayın Dicle! Olaylardan iki gün önce Milliyet
gazetesinde Yalçın Doğarisn sütununda çıkan Apo'nun
açıklamalarını okumadınız mı? "Isterse yüz bin Kürtölsün,
umurumda değil" diyordu, "halk ayaklanacaktır". Apo'-
nun bir kalemde gözden çıkardığı halk, sizin halkınız değil
mi Sayın Dicle?
Şırnak ve Cizre'de devleti temsil eden binalara sabahla-
ra kadar ateş edilirken güvenlik güçlerinin ellerini bağla-
yıp durmasını mı bekliyordunuz?
Dünyanın neresinde, hangi demokratik ve uygar ülkede,
kamu binalanna, güvenlik güçlerine yapılan silahlı saldırı-
lar görmezlikten gelinebilir?
Apo'nun gözden çıkardığı kadar insan ölmediyse, bu,
hem halkın sizden daha sağduyulu ve olgun davranarak
kışkırtmalara kapılmamasından hem de güvenlik güçleri-
nin beklenenden da- - ^ — — - — — — —
ha dikkatii bir uyguia- Karşılaştığımız ilk zorlukta
ma sergiiemesinden demokrasiyi, insan haklannı
X S K Dic ve hukuk devletimfeda
le, eğer Kürt haik.nı edecek olursak, Apo'dan bır
gerçekten seviyorsa- farkımiz kalir mi?
nız, önce yüz bin kişi- " " " " ^ ~ ~ ^ ~ ~ ~ ~
yi bir kalemde gözden çıkaran Apo'yu ve PKK'yı eleştirin,
onları protesto için açlık grevi yapın, sonra sıra Türk gü-
venlik güçlerinin ayaklanma bastırırken uyguladığı yön-
temlerin tartışmasına gelsin.
•
Apo'nun genel bir ayaklanma başlatmak istediği çok
açıkça görülüyordu. Güneydoğu'da yaşananlar, Apo'nun
istediği halk desteğini bulmaktan çok uzak olduğunu gös-
termiştir.
Halk, bir çırpıda yüz bin kişiyi gözden çıkaracak kadar
gözü dönmüş ve sorumsuz birinin peşinden gitmek iste-
miyor. Ezici bir çoğunluk belli ki Türkiye Cumhuriyeti'nin
yurttaşı olarak yaşamayı tercih etmektedir.
Apo'nun başarısız kalkışma eylemi bu tür kanlı bir ka-
muoyu yoklamasına dönüştü.
Bu noktadan sonra devlet ne yapmalıdır?
Nevruz olaylan ile birlikte hemen her gün basında ileri
sürülmeye başlanan bir görüş var: "Bu iş demokrasi ile
yürümez." "Şeffaflığın da birsının varcanım." "Daha sert
önlemler almadan bunun altmdan kalkamayız." Adım
adım bu hava yayılmaya çalışılıyor.
önümüzdeki en büyük tuzak budur.
Karşılaştığımız ilk zorlukta demokrasiyi, insan haklannı
ve hukuk devletini feda edecek olursak, Apo'dan bir farkı- .
mız kalır mı? Kürt halkı, Türkiye sınırları içinde, eşit ve
özgür yurttaşlar olarak yaşamayı tercih edecekse; uygar,
laik, eşitçi, insan hakları na saygılı, ekonomik kalkınma po-
tansiyeli olan bir ülkeyi; bir kalemde yüz binleri gözden
çıkarabilen, kaprisli, hırçın, kendisini peygamber sanan
bir kişinin otoriter yönetimine yeğ tuttuğu için bunu yapa-
caktır.
Unutmayalım, aynlıkçı Kürt hareketinin filizlenmesinde,
otoriter 12 Eylül yönetiminin insan onurunu ayaklar altına
alan uygulamaları başlıca rolü oynamıştı. iki halkın barışçı
bir birlik içinde var olabilmesi ise ancak demokratik ve
eşitçi yöntemlerle mümkün olabilir.
Demokrasiden uzaklaşan her adım, ülkeyi biraz daha
bölünmeye yaklaştıracaktır.
Milletvekillerine Köşk'te iftar yemeği
Ozal: Terör8 ydın
hadisesi değil
C l MHL RİVET (Ankara) -
Cumhurbuşkanı Turgut Özal.
ANAP hükümeti döneminde
çık.ınlan "sansür-sürgün"" ka-
rarnamclcrinın iptal edıldiğıni
hclırtcrck "L'\gulansaydı, tc-
ror bu boyutu varmazdı' dedi.
Ö/al. koalisvon hükümetinin
icrörlc mücadelede, bir za-
nıanlar cleşiirdiği kararname-
lcrdckı yeikıleri kullandığını
sovlodi
Cumhurbaşkanı Özal. mil-
lcuckillcn için Çankaya
Köşkü'ndc bir ıfıar yemeği
\crdi. "> cmcğc DYP ve SHP'li
millctvckilleri katılmadı. Ye-
ıncâe. ANAP'Iı milletvekilleri
ılcMÇP'dcn2. DSPveRPden
do bırcr milleivekıli katıldı.
•Mınıın bilgisc göre. tarhana
çorbası. kuzu tandır. domates-
lı pılav \c gülluç ıkram edilen
\cmckic Cumhurbaşkanı
Özal. ANAP Genel Başkanı
Mesul Yılmaz. eski Başbakan
Yıldınm Akbulut. TBMM
Başkanvekili Yılmaz Hocaoğ-
lu ile aynı masada oturdu.
Yemekten sonra bir konuş-
ma yapan Cumhurbaşkanı
Özal. son günlerde şiddetini
arttıran bölücü teröre değine-
rek. dünyadan örnekler verdi.
terörle mücadelenin kısa süreli
değil. uzun vadeli olduğunu
belirtti. İngiltere'de IRA'ya.
İspanya'da Bask gerillalanna
karşı uzun zaman mücadele
edildiğini anlatan Özal, Tür-
kiye'deki terörün de son 8 yılm
hadisesi olmadığını ifade etti.
Özal. bölücü terörü örüe-
mek amacıyla çıkardıklan ka-
nun hükmünde kararnamele-
rin devrin muhalefeti tarafın-
dan. "sansür-sürgün" karar-
namesi olarak kötülendiğini ve
iptal ettirildiğini de hatırlata-
rak. "O kararnameler uygu-
lansaydı, terör bu boyuta
varmazdı" dedi. Cumhurbaş-
kanı. koalisyon hükümetinin
de terörle mücadelede bir za-
manlar eleştirdikleri kararna-
melerdeki yetkileri kullandiğı-
nıda söyledi.
Cumhurbaşkanı özal, bütçe
görüşmelerine değinirken de.
görüşmelerin TV'den naklen
yayımlanmasının iyi bir uygu-
lama olduğunu kaydetti. Ozal,
Meclis görüşmelerinin, bunun
için yapılacak özel bir kanal
yoluyla yayımlanmasının ya-
rarlı olacağını da belirterek, iyi
bır teknik çekimle laf atanlann
görüntülenmesinin, sataşanla-
nn tavnnı engelleyeceğini kay-
detti.
HASANERKUŞ
1972-
TUNCAYGEYtK
1967-
UNUTMAYACAĞIZ.
SABİTERTÜRK
1962-
MUSTAFA KEMAL İNAN
1971-
ŞERAFETTİNŞİRİN
1961-
Ailesi ve devrimci arkada^ları adına
BEKİRGEYİK
Not: 26.3.1992 perşembe günü (bugün) öğle namazından sonra
Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecektır.
tLAN
T.C. GÖNEN ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
154 kw. Balıkesir-Gönen enerji iktım hattının yapımı nedeniyle Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürlüğü tara-
fından açılan kamulaştırma davasının mahkememızde yapılan açık yargılamasında venlen ara karan uyannca:
Enerji iletim hatünm tesisi ve kamuiaşüm.a işlemlerinin yapılabümesı için 2942 sayılı yasanın 11-13. maddeleri
gereğınce taşınmaz maliklenne duyurulmak üzere aşağıda ad ve soyadlan yazılı bulunan davalılar adına çıkartüan
davetiyelerin tebliğ edilemedığı ve zabıtaca yapılan araşürmada da sonuç alınamadığından ılanen tebhgat yapıl-
masına karar venlmışür.
A^ağıda isimleri yazıb davalılann duruşmasının aüb bulunduğu 27.4.1992 günü saat 09.00'da Gönen Hukuk
Mahkemeleri duruşma salonunda bızzat hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri gerekti-
ği, aksi halde duruşmanın yokluğunuzda yürütüleceği ve hüküm verileceği hususu dava dılekçesi yerine kaim
olmak üzere ılanen tebliğ olunur.
İNTİFAK
Ödeoecek
D.N.: AdıSoyadı His.: BabaA*: Mah-Ada, Panei, M2 Bedei
26 Fatma Tam Mehmet Kurtulu« 1626 541 432.000
27 Mustafa(Sandıkçı) Tam Kurtuluş 1627 829 663.000
43 Hasan 1/10 (Cemile Kocası) Kurtuluş 1645 446 356.000
55 Melek 1/2 (HıhniKansı) Kurtulu$ 1754 707 736.000
101 Mehmet Tam Hüseyin Kurtuluş 2276 185 129.000
Baan: 46589
KIRKLARELI ASLİYE HUKUK
HÂKİMLtĞİ'NDEN
Esas No: 1986/316
Karar No: 1991/210
Davacı: HALİT ŞEN-Kırklarcli
Vekili: Av. Saün Karakol-Kırkiareli
Davalılar: Belediye Başkanlığı, Maliye Hazinesi, Sabiha Kahraman,
Nizamettin Kabataş, Iffet Saygı (Oğuz), Mürvet TUna (Oguz), Leman
Sakar (Oğuz), Alahattin özer (Oğuz), Fahrettin Oğuz, Ayhan Pij-
kin, Faik Pişkin, Mehmet Kabataş, Mustafa Kabataş, Ibrahim Bur-
haneöin Kabataş, Schavet Oğuz, Ümit Oğuz, Saliha Sevim Oğuz, Şerife
Ferhan Oğuz, Emine Inci Oğuz, Ali Mesut Oğuz, Ahmet Pişkin.
Dava: Tapu iptali ve tescil.
Mahkememizin 26.2.1991 larih ve yukanda esas ve karar numarası
yazılı karan ile davalılar belediye ve Hazdne hakkında açılan davamn
husumet yönünden reddine, Kırklareli Merkez Hacı Zekeriya Mahal-
lesi'nde kain 155 ada, 4 parsel sayılı taşınmazuı Mehmet Ali Oğuz
adına kayıtlı olan tapu kaydırun iptali Ue davacı adına tapuya tescili-
ne, bakiye 36.000 lira karar haranın Mehmet Ali Oğuz mirasçılann-
dan veraset belgesindeki hisseleri oranında tahsiline karar verildiği,
davalılar Emine lnci Oğuz, Ali Mesut Oğuz ve Ahmet Pişkin'in ad-
resleri yapılan tüm aramalara rağmen bulunamadığından ilanen teb-
liğine karar verilmiş olup, davalılar Emine lnci Oğuz, Ali Mesut Oğuz
ve Ahmet Pişkin'e karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ
olunur.