15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AYFA CUMHURİYET 26 MART1992 PERŞEMBE f HABERLER imciler janjılandı I AA (Ankara) - Seçim öneminde, tarafh yayın yptığı öne sürülen özel ttevizyon kuruluşu Starl'e, FT'nin tûm imkânlarını kHandırarak ilgili yasaya akın davrandıklan grekçesiyle, eski PTT Omel Müdür Vekili Osman Ozüm Ue Genel Müdür Yrdımcısı Veli Bettemir hJckında açılan davaya dıvam edildi. Ankara 18. Aliye Ceza NShkemesi'nde, sanıkların kzılmadığı dünkü dıruşma, dosyada eksik bıiunan bazı belgelerin tanamlanması maksadıyla bşka bir güne bırakıldı. KDrt soranu paneli • ANKA (Ankara) - Türkiye'de Kürt sorunu Iznir'de 28 mart cumartesi güıü düzenlenecek panelde taırışılacak. Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Anştırmalar Vakfı'nın (TÛSES) "bahar toplantılan" çerçevesinde düzenlediği, Kültürpark'taki eski belediye meclis sabnunda saat 14.00'te başlayacak "Kürt Sorunsalı" konulu paneli Insan Hakları Derneği Izmir Şubesi eski Başkanı Dr. Alparslan Berktay yönetecek. Panele konuşmacı olarak SHP Meclis Grup Başkanvekili Mahmut Alınak, gazeteci- yazar Uğur Mumcu ile yazar Ahmet Zeki Okçuoğlu katılacaklar. İnönü-Stari davası • UBA (Ankara) - SHP Genel Başkanı Erdal tnönü tarafından Starl televizyonu aleyhine açılan 1 milyar liralık tazminat davasının duruşmasına devam edildi. Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dün devam edilen duruşmada hâkim, davaya konu olan haber bantlarının mahkemeye gelmediğini belirterek bu bantların mahkemeye getirilmesini sağlamak için Dışişleri Bakanlığı'na yazı yazılmasına karar verdi. Star ana haber bülteninde Körfez savaşının başladığı 17 Ocak 1991 gecesi SHP Genel Başkanı evinde uyuyordu. Partide ise hiçbir yetkili yoktu diye yayın yaptığı iddiasıyla dönemin ana muhalefet partisi lideri Inönü, Starl aleyhine 1 milyar liralık tazminat davası açmıştı. Demirel'den konferans • ANKA (Ankara) - Başbakan Süleyman Demirel, "alkol, sigara ve uyuşturucunun zararlannı" anlatacak. Başbakan . Demirel, DYP Kadın ve Gençlik Işleri Baskanhğı'nın 28 mart cumartesi günü Best Otel'de düzenleyeceği panelin açış konuşmasını yapacak. "Alkol, Sigara, Uyuşturucu ve Gençlik" konulu paneli, Prof. Dr. Mehmet Haberal yönetecek. Panele DYP Izmir Milletvekili Mehmet özkan, Prof. Dr. Erdal Işık, Prof. Dr. Agah Çubukçu, öğrenciler Ayça Ozen ve Hacı Özgül konuşmacı olarak katılacaklar. SHPde istifa • CUMHURİYET (Samsun) - SHP Samsun ll Sekreteri Ahmet Gürel görevinden istifa etti. Ahmet Gürel'in istifası ile boşalan il sekreterliğine yönetim kurulu üyesi Ilker Girginel getirildi. SHP Samsun II Başkanı Ersoy Üstav, "ll sekreterimiz Ahmet Gürel, üç aydır istifa edeceğini söylüyordu ve dilekçesini veriyordu, ama biz almıyorduk" dedi. HerolayPKK'yayanyorPKK'nın 10 bin silahlı militaru var. 7 bini yurt dışında. 3 bini Cizre'de, Nusaybin'de. Cudi Dağı'nda, köylerde, mezralarda. 10 bin silahlı, 10 bin Kalaşnikoflu, ro- ketatarlı adam. Yakalamakla. öldürmekle biter mi? Hepsi o yörenin insanı, hepsinin anası. babası, kardeşi orada, köyde, mezrada. ilçede. Yöre insanı, yaptıklannı beğense de beğenmese de dağdaki militandan ko- pamaz, ona erzak vermek, para vermek, yataklık yapmak zorundadır. 10 bin silahlı militan. 10 bin aile. yak- laşık 100 bin insan. 100 bini de PKK militanı değil. Ama 100 binin de PKK ile organik bağı var. Cudi Dağı'ndan, Suriye'den. Irak'tan ilçelere, köylere gelen mılilanlar. bu ne- denle çok rahat sığınacak yer bulabili- yor, ağır makinalı tüfeklerini. roketa- tarlannı saklayabiliyorlar. Evinde silah saklamamanın cezası 6 milyon lira. 6 milyonu veren, örgüte ait silahları sak- lamak suçundan da, yataklık suçundan da kurtuluyor. Kimi zonınluluktan, kimi severek, yürekten PKK'yı destekliyor. Bu ne- denle sorunu, silahla. topla, tüfekle, baskıyla çözmek zor. Her atılan silah halkı PKK'ya biraz daha itiyor. PKK'lı olsun olmasın, her öldürülen insanm ce- nazesi daha büyük kalabalıklar toplu- yor. Güneydoğu'da kimin kim olduğunu ayırmak güç. "Gündüz çoban, gece mi- litan" yaklaşımıyla tüm Güneydoğulu'- yu potansiyel suçlu olarak görmek so- runlan giderek artünyor, PKK'yı güç- lendiriyor. Olağanöstü halin etkisi Hükümetin bugüne kadar yerine çare bulamadığı olağanüstü hal uygulaması- nın Güneydoğu'da PKK'nın ezilmesin- de değil, tersine taban bulmasında etkili olduğu öne sürülüyor. SHP İstanbul Milletvekili İsmail Cem, olağanüstü hal uygulamasının ge- tirdiği baskıcı yöntemlerin etkisini şöyle anlaüvor: "Olağanüstü hal uygulaması, şiddet eylemcilerinin arayıp da bulamayacağı kadar şiddet oluşumunu besleyen bir özellik taşır. Silahlı eylemcinin peşinde- ki güvenlik kuvvetleri. o kişinin bulun- duğu ya da bulunduğu varsayılan köyü sarmaktadır, evleri basarak, insanlan meydanlarda toplayarak sorgulama- arama işlemi başlatmaktadır. Olayın bünyesindeki gerilim, kaçınılmaz şekil- de, vatandaşa kötü muamele edilmesi- ne. baskıcı yöntemlere ortam hanria- maktadır. Sonuçta belki bir terörist saruğı yakalanmaktadır. Ama diğcr doksandokuz evin insanlan. uğradıkla- n baskı ve kötü muamele nedeniyle şid- det eylemcilerine sempatizan olmaya şartlanmakta; güvenlik güçlerine tepki duyrnaktadır. Yöntem, ele geçirdigi bir teröriste karşı 99 terör sempatizanı oluş- turarak, belki 5'ini geleceğin teröristi yaparak. kurunun yanında yaşı da ya- karak, terör ve aynlıkçıhğı beslemekte- dir" Ağustos ayında Cizre'de bir bakkal "Bu iş silahla çözülür" diyordu. bugün ENDİRMF MEHMET TEZKAN aynı bakkal "Bu iş diyalogla, demokra- siyle çözülür" görüşünü savunuyor. Güneydoğu insanı devletle çatışma is- temiyor. Cizre'de 60 bin, Nusaybin'de 50 bin, Şırnak'ta 45 bin, Kulp'ta 20, Lice'de 10,Bismil'de 30, Kızıltepe'de 15, Silopi'de 20 bin insan yaşıyor. Süopi'de yaşayanlann kaçı PKK militanı, kaçı milis, kaçı sempatizan?..Kaçı her ope- çasyonda PKK'nın yanına biraz daha ıtiliyor?.. Cizre'de pazar sabahı. Makinalı tü- fekle taranmış birkaç evi geziyoruz. Kurşunlar bir duvardan girmiş, diğerin- den cıkmış. Küçük küçük çocuklar or- tada geziyor. 30-35 yaşlannda evin er- keklerinden biriyle söyleşiyoruz. "Ço- cuğuma, kardeşime kurşun gelseydi. ölselerdi ben de dağa çıkardım" diyor. Her atılan kurşun, tepki doğuruyor. Olaylara en çok sevinen PKK kuşku- suz. Ne kadar çok kişi ölürse kendini kazançlı sayıyor. Nusaybin'de bir bele- diye görevlisi "Yüzlerce kişi ölse PKK sevinır. güçlenir" diyordu. Nusaybin olaylan da. Cizre olaylan da PKK'yı se- vindirdi. Harap olan her ev, yaralanan her kişi devlete duyulan tepkinin artma- sı demekti.Nitekim Abdullah Öcalan savaşın halkın sırtında olduğunu, geril- la ile halkın da savaşacağını ilan etmişti. PKK lideri "Ben ülkede halkı silahlan- dırdım, halk gerekirse dağa çıkacak. gerekirse ot yiyecek ama mücadele süre- cek" diyordu. Cizre'de, Şırnak'ta dağıtılan bildiriler "Kahraman Kürt halkı" diye başlıyor- du. Nevruz günü en önde kadınlar. ço- cuklar yürüyecek kendi terminolojileri ile "TC'ye karşı direniş" başlayacaktı. Karakollar, kaymakamlık binalan işgal edilecekti. Bunlann hiçbiri olmadı. Halk yürüdü, kadınlar. çocuklar yürü- dü, ama "TC ye direnmek" için değil, Nevruzlannı kutlamak için. Beklediğini bulamayan PKK işte bu nedenle Cizre'- de, Şırnak'ta saldınya geçti. Şimdi, hükümetin, bölgedeki güven- lik güçlerinin yapması gereken bir tek şey var: Çok güç ama, kimin kim oldu- ğunu ayırt edebilmek. Militanla sempa- tizanı ayırmak, 7 yaşındaki çocuktan 70 yaşındaki ihtiyara kadar herkesi potan- siyel suçlu saymamak. Güneydoğu gündüz başka. gece başka.Cece herkes tek başına. Herkes silahlara teslim. Cizre'de bir akşam üs- tü.Saat 17.00.Güneydoğu alacakaran- lık. Biraz sonra hava kararacak. Kari- yerler, panzerler hareketleniyor. nöbet tutan güvenlik güçleri araçlanna bine- rek uzaklaşıyorlar. Güneş, Güneydoğu'yu terk ediyor. Güneşle birlikte güvenlik kuvvetleri de. İn-cin top oynuyor sokaklarda. İdil'de, Midyat'ta, Cizre'de, Nusaybin'de her- kes evinde. Herkes korku içinde. Ev zıyaretlen. gece kahveye çıkma. yaz aylannda sokaklarda volta atmak anılarda kalmış. Ya* aylannda boğucu sıcağa karşı damlarda kurulan "taht"- larda bile uyuyamıyor insanlar. Ya ça- tışma ya bir kurşun yolunu şaşınrsa. Bölgede görev yapan kaymakam da, Başbakan da bu gerçeği kabul ediyor. Gece insanlar teröre teslim. t Demirel "Cizre'ye gece girilemez de- diğimiz zaman 'istifa etsenize" demenin hiçbir anlamı yok. Çünkü biz, gece Cizre'ye girilebiliyordu da, onu girile- mez hale mi getirdık? Şırnak'ta aynı şey varsa, onu biz bu hale getirmedik ki... Buna uzun zamandır göz yumulmuş. Biz böyle kirli hale gelmiş tabloyu dev- raldık" diyordu. Cizre'ye gece ginlememesine göz yu- mulmuş. Başbakan Demirel açıkça itham et- mekte. Cizre'ye girilememesine kim göz yummuştu ? Gece Güneydoğu PKK'ya teslim olu- yorsa. orada yaşayan insanlar bu teslim oluşun sorumlusu değildi kuşkusuz. Demirel "Korkuyla veya başka ne- denlerle bölücü örgütün etkisine girmiş vatandaşlan, bu etkiden kurtaracakla- nnı" açıklıyor. Güneydogu insanı da Başbakan'ın bu sözleri gerçekleştirmesini bekliyor. Devlet, 10 bin silahlı militanı yaka- layarak veya öldürürek Güneydoğu sorununu çözebilir mi? Çözüm halkı ye- niden kazanmak galiba. Çözüm, PKK'- nın yanlış yolda olduğunu 10 yaşındaki çoçuğa da kabul ettirmekten geciyor. Gazetecinin kaderi ölürn olmanıaJfSabah muhabiri İzzet Kezer, dün gazetesinin önünde ve Kocatepe C amii'ndc düzenlenen törenJerle toprağa verildi. Elinde "be> az ba\ rak"la Cizre sokaklannda görevini > apma\ a çalışan Ke/er. dün kırmızı Tiirk bayrağına sarılı tabatundaydı. Sabah gazetesinin önündeki törende konuşan baş> azar Güngör Mengi. "Körolası bir kurşun, onu elinde beyaz bayrakla vere dikti. O bir basın şehididir. Şehitler ölmcz" diye konuşru. İzzet Kezer'in, gazetedeki arkadaşlannın çiçek yağmuruna tuttuğu tabut, daha sonra omuzlara alınarak cenaze arabasına kondu. Bu sırada, törene katılanların pek çoğunun ağladığı. Kezer'in eşi İmran Kezer'in de gözyaşlanna boğulduğu göriildü. Kezer için Kocatepe Camii'nde yapılan törene de, başta Başbakan Süleyman Demirel olnıak üzere çok sa> ıda bakan, gazeteciler ve yakınları katıldı. Çok üzgün görünen Demirel ye bakanlar, İmran Ke/er'e başsağlığı diieğinde bulundular. İstanbul'da da, Kezer'in öldürülmesi. Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi'nce düzenlenen bir yürüyüşle protesto edildi. Sabah gazetesinin Cağaloğİu biirosu önünde toplanan gazeteciler, kollarına siyah yas bandı, yakalarına da İzzet Kezer'in fotoğrafını taktilar. (Fotoğraf: RIZA EZER) Bakanlann Güneydoğu gezisi ' Vatandaşı birazsıkıntdıbulduk9 ARİF ARSLAN (Batman-Siirt)- Bölgeye yaptıklan 2 günlük geziyi değerlendiren Devlet Bakanı Meh- met Batallı, hükümetin bölgedeki sıkıntılara par- mak bastığını vurgulayarak "Vatandaşlan biraz sıkıntılı bulduk" dedi. hükü-Bakanlar Kurulu tarafından Nevruz ve sonrasında gelişen kanlı olaylan yerinde araştır- mak üzere görevlendirilen dev- let bakanlan Mehmet Kahra- man, Türkân Akyol, Mehmet Batallı ve Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, geceyi Bat- man'da geçirdikten sonra dün sabah helikopterle önce Sürt'e. ardmdan Diyarbakır'a geçtiler ve daha sonra Ankara'ya dön- düler. Geziyle ilgili izlenimlerini Batman'da gazetecilere anlatan bakanlar, bölge insanının ken- dilerini sıcak karşıladığını, sap- tadıklan sorunlan Başbakan Süleyman Demirel'e iletecekle- rini söylediler. Devlet Bakanı Mehmet Batallı. gezinin genel- likle demokratik kitle örgütle- riyle fıkir alışverişi içinde geçti- ğini belirterek "Son günlerde yaşanan olaylardan dolayı böl- gedeki vatandaşlanmızı biraz sıkıntıh bulduk. Fakat metimiz bölgedeki sıkıntıya parmak basmıştır. Alınan ve alacağımız bir dizi önlemlen'e sıkıntılann üstesinden gelece- ğiz" dedi. Batallı. Türkiye'deki herkese gayri menkulünün ta- pusunu alma mecburiyeti geti- receklerini vurgularken ""Hazi- ne arazisi olan yerleri iyileştırici bir tedbir olarak evi olmayanla- ra ev yapabilmeleri için arsa vermeyi düşünüyoruz. Onlan kredilendirme suretiyle ev sahi- bi olma hedefımiz programı- mızda yer alıyor. Bölgedeki bi- tirilmemiş tesislere de el ataca- ğız, bitme noktasına şelmiş yatınmlan tamamlayarak, ha- reket ettireceğiz. Şimdi bu tür tesislerin bilançosunu çıkartı- yoruz. Daha sonra iyileştirme yardımı başlaüp had safhadaki işsizliği bu tesisleri işletmeye açarak azaltacağız" diye ko- nuştu. İnsan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Kahra- man. Nevruz sırasında ve son- rasında çıkan olaylann herkesi üzdüğünü ve bir daha yaşan- maması için uğraş verildiğini anlattı. Diğer gelişlerdeki gibi halkın sıcak ilgisiyle karşılaştık- lannı söyleyen Bakan Kahra- man. "Bölgeyı hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız. Sürekli gelip gideceğiz. Bölgenin eko- nomik ve doğacak sosyal so- runlannı mutlak suretle çözece- ğiz" dedi. Devlet Bakanı Türkân Ak- yol, endüstrileşen ve doğal zen- ginlikleriyle "enfes bir şehir olan Batman'a bir yetiştirme yurdu ile büyük bir kreş yap- mayı planladıklannı açıkladı. Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan da bölgedeki 17 ilde 17 bin öğretmen açığı saptadıkla- nnı vurguladı ve son üç yılda atanan 15 bin öğretmene ek olarak 17 bin öğretmen daha atanacağını bildirdi. Bakanlar, Siirt'te Vali Naci Parmaksız ve Belediye Başkanı Ekrem Bilek'i makamlannda ziyaret ederek ilin sorunlan hakkında bilgi aldılar. İnsan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Kahra- man. burada yaptığı açıklama- da, Güneydoğu'da halkın ara- sına nifak sokmak isteyenler bulunduğunu ve buna izin ver- meyeceklerini söyledi. Kahra- man şunlan söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti Dev- leti hükümeti olarak halkın arasına nifak şokanlara fırsat vermeyeceğiz. Üç günlük gezı- mizde. halkımızın hükümeti ile. devleti ile bütünleşmek istediği- ni tespit ettik. Hak aramak iste- yen vatandaşlara yöneticilerin hukuk ölçüleri içinde davran- malannı ve yardımcı olmalannı istedik. Bölgede yürütülen so- ruşturmalar. tamamen hukuk ölçüleri içerisinde cereyan ede- cektir. Kimse bundan şüphe etmesin." Devlet Bakanı Türkân Ak- yol, bölgede sağlık ocaklan ve köy okuîlanmn büyük bir bölü- münün kapah olduğunu, bun- lann açılmasına özel bir önem verdiklerini bildirdi. Devlet Ba- kanı Mehmet Batalb, terör ko- nusunu hükümetin birinci so- run olarak ele aldığını vurgular- ken "Sayın Başbakanurıız günün 24 saatinin 20 saatini. bu işin çözümüne ayırmıştır. Hü- kümetimiz. bu işi çözmede ka- rarlıdır ve çözecektir" dedi. Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan da bölgedeki inceleme- lerinin terörü araştırmaktan çok. bölgede ekonomik anlam- da nelerin yapılabileceğinin tes- pitine dönük olduğunu söyledi. Bakanlann belediyeyi ziyare- ti sırasında Devlet Bakanı Mehmet Kahraman'la Hizbul- lah örgütünün esnaf. gazeteci ve kimi yöneticilere tehdit mek- tuplan gönderdiğJ anlatıldı. Mektuplann fotokopisi verildi. Belediye Başkanı Ekrem Bilek, kendisine de tehdit mektubu gönderildiğini açıkladı. Devlet Bakanı Mehmet Kahraman. bu konudaki şikâyetlerin ken- disine daha önce de ulaştıgrn belirterek "Olay ciddi. Konuyu özel olarak inceletiyorum" diye konuştu. ÖZGURCE TURKER ALKAN Kanb Yapılan Halkoytaması D iyarbakır bağımsız milletvekili Hatip Dicle açık- lama yapmış: 'Savaş sadece PKK'ya değildir, Kürt halkına karşıdır" diyor, "Bu savaşı ilan eden güç, Milli Güvenlik Kurulu'dur. Hükümet bu kurulun kararına teslim oldu... Hükümet papaz rolünü oynadı, ordu ise celladı oynuyor." El insaf, Sayın Dicle! Olaylardan iki gün önce Milliyet gazetesinde Yalçın Doğarisn sütununda çıkan Apo'nun açıklamalarını okumadınız mı? "Isterse yüz bin Kürtölsün, umurumda değil" diyordu, "halk ayaklanacaktır". Apo'- nun bir kalemde gözden çıkardığı halk, sizin halkınız değil mi Sayın Dicle? Şırnak ve Cizre'de devleti temsil eden binalara sabahla- ra kadar ateş edilirken güvenlik güçlerinin ellerini bağla- yıp durmasını mı bekliyordunuz? Dünyanın neresinde, hangi demokratik ve uygar ülkede, kamu binalanna, güvenlik güçlerine yapılan silahlı saldırı- lar görmezlikten gelinebilir? Apo'nun gözden çıkardığı kadar insan ölmediyse, bu, hem halkın sizden daha sağduyulu ve olgun davranarak kışkırtmalara kapılmamasından hem de güvenlik güçleri- nin beklenenden da- - ^ — — - — — — — ha dikkatii bir uyguia- Karşılaştığımız ilk zorlukta ma sergiiemesinden demokrasiyi, insan haklannı X S K Dic ve hukuk devletimfeda le, eğer Kürt haik.nı edecek olursak, Apo'dan bır gerçekten seviyorsa- farkımiz kalir mi? nız, önce yüz bin kişi- " " " " ^ ~ ~ ^ ~ ~ ~ ~ yi bir kalemde gözden çıkaran Apo'yu ve PKK'yı eleştirin, onları protesto için açlık grevi yapın, sonra sıra Türk gü- venlik güçlerinin ayaklanma bastırırken uyguladığı yön- temlerin tartışmasına gelsin. • Apo'nun genel bir ayaklanma başlatmak istediği çok açıkça görülüyordu. Güneydoğu'da yaşananlar, Apo'nun istediği halk desteğini bulmaktan çok uzak olduğunu gös- termiştir. Halk, bir çırpıda yüz bin kişiyi gözden çıkaracak kadar gözü dönmüş ve sorumsuz birinin peşinden gitmek iste- miyor. Ezici bir çoğunluk belli ki Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşı olarak yaşamayı tercih etmektedir. Apo'nun başarısız kalkışma eylemi bu tür kanlı bir ka- muoyu yoklamasına dönüştü. Bu noktadan sonra devlet ne yapmalıdır? Nevruz olaylan ile birlikte hemen her gün basında ileri sürülmeye başlanan bir görüş var: "Bu iş demokrasi ile yürümez." "Şeffaflığın da birsının varcanım." "Daha sert önlemler almadan bunun altmdan kalkamayız." Adım adım bu hava yayılmaya çalışılıyor. önümüzdeki en büyük tuzak budur. Karşılaştığımız ilk zorlukta demokrasiyi, insan haklannı ve hukuk devletini feda edecek olursak, Apo'dan bir farkı- . mız kalır mı? Kürt halkı, Türkiye sınırları içinde, eşit ve özgür yurttaşlar olarak yaşamayı tercih edecekse; uygar, laik, eşitçi, insan hakları na saygılı, ekonomik kalkınma po- tansiyeli olan bir ülkeyi; bir kalemde yüz binleri gözden çıkarabilen, kaprisli, hırçın, kendisini peygamber sanan bir kişinin otoriter yönetimine yeğ tuttuğu için bunu yapa- caktır. Unutmayalım, aynlıkçı Kürt hareketinin filizlenmesinde, otoriter 12 Eylül yönetiminin insan onurunu ayaklar altına alan uygulamaları başlıca rolü oynamıştı. iki halkın barışçı bir birlik içinde var olabilmesi ise ancak demokratik ve eşitçi yöntemlerle mümkün olabilir. Demokrasiden uzaklaşan her adım, ülkeyi biraz daha bölünmeye yaklaştıracaktır. Milletvekillerine Köşk'te iftar yemeği Ozal: Terör8 ydın hadisesi değil C l MHL RİVET (Ankara) - Cumhurbuşkanı Turgut Özal. ANAP hükümeti döneminde çık.ınlan "sansür-sürgün"" ka- rarnamclcrinın iptal edıldiğıni hclırtcrck "L'\gulansaydı, tc- ror bu boyutu varmazdı' dedi. Ö/al. koalisvon hükümetinin icrörlc mücadelede, bir za- nıanlar cleşiirdiği kararname- lcrdckı yeikıleri kullandığını sovlodi Cumhurbaşkanı Özal. mil- lcuckillcn için Çankaya Köşkü'ndc bir ıfıar yemeği \crdi. "> cmcğc DYP ve SHP'li millctvckilleri katılmadı. Ye- ıncâe. ANAP'Iı milletvekilleri ılcMÇP'dcn2. DSPveRPden do bırcr milleivekıli katıldı. •Mınıın bilgisc göre. tarhana çorbası. kuzu tandır. domates- lı pılav \c gülluç ıkram edilen \cmckic Cumhurbaşkanı Özal. ANAP Genel Başkanı Mesul Yılmaz. eski Başbakan Yıldınm Akbulut. TBMM Başkanvekili Yılmaz Hocaoğ- lu ile aynı masada oturdu. Yemekten sonra bir konuş- ma yapan Cumhurbaşkanı Özal. son günlerde şiddetini arttıran bölücü teröre değine- rek. dünyadan örnekler verdi. terörle mücadelenin kısa süreli değil. uzun vadeli olduğunu belirtti. İngiltere'de IRA'ya. İspanya'da Bask gerillalanna karşı uzun zaman mücadele edildiğini anlatan Özal, Tür- kiye'deki terörün de son 8 yılm hadisesi olmadığını ifade etti. Özal. bölücü terörü örüe- mek amacıyla çıkardıklan ka- nun hükmünde kararnamele- rin devrin muhalefeti tarafın- dan. "sansür-sürgün" karar- namesi olarak kötülendiğini ve iptal ettirildiğini de hatırlata- rak. "O kararnameler uygu- lansaydı, terör bu boyuta varmazdı" dedi. Cumhurbaş- kanı. koalisyon hükümetinin de terörle mücadelede bir za- manlar eleştirdikleri kararna- melerdeki yetkileri kullandiğı- nıda söyledi. Cumhurbaşkanı özal, bütçe görüşmelerine değinirken de. görüşmelerin TV'den naklen yayımlanmasının iyi bir uygu- lama olduğunu kaydetti. Ozal, Meclis görüşmelerinin, bunun için yapılacak özel bir kanal yoluyla yayımlanmasının ya- rarlı olacağını da belirterek, iyi bır teknik çekimle laf atanlann görüntülenmesinin, sataşanla- nn tavnnı engelleyeceğini kay- detti. HASANERKUŞ 1972- TUNCAYGEYtK 1967- UNUTMAYACAĞIZ. SABİTERTÜRK 1962- MUSTAFA KEMAL İNAN 1971- ŞERAFETTİNŞİRİN 1961- Ailesi ve devrimci arkada^ları adına BEKİRGEYİK Not: 26.3.1992 perşembe günü (bugün) öğle namazından sonra Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecektır. tLAN T.C. GÖNEN ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 154 kw. Balıkesir-Gönen enerji iktım hattının yapımı nedeniyle Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürlüğü tara- fından açılan kamulaştırma davasının mahkememızde yapılan açık yargılamasında venlen ara karan uyannca: Enerji iletim hatünm tesisi ve kamuiaşüm.a işlemlerinin yapılabümesı için 2942 sayılı yasanın 11-13. maddeleri gereğınce taşınmaz maliklenne duyurulmak üzere aşağıda ad ve soyadlan yazılı bulunan davalılar adına çıkartüan davetiyelerin tebliğ edilemedığı ve zabıtaca yapılan araşürmada da sonuç alınamadığından ılanen tebhgat yapıl- masına karar venlmışür. A^ağıda isimleri yazıb davalılann duruşmasının aüb bulunduğu 27.4.1992 günü saat 09.00'da Gönen Hukuk Mahkemeleri duruşma salonunda bızzat hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri gerekti- ği, aksi halde duruşmanın yokluğunuzda yürütüleceği ve hüküm verileceği hususu dava dılekçesi yerine kaim olmak üzere ılanen tebliğ olunur. İNTİFAK Ödeoecek D.N.: AdıSoyadı His.: BabaA*: Mah-Ada, Panei, M2 Bedei 26 Fatma Tam Mehmet Kurtulu« 1626 541 432.000 27 Mustafa(Sandıkçı) Tam Kurtuluş 1627 829 663.000 43 Hasan 1/10 (Cemile Kocası) Kurtuluş 1645 446 356.000 55 Melek 1/2 (HıhniKansı) Kurtulu$ 1754 707 736.000 101 Mehmet Tam Hüseyin Kurtuluş 2276 185 129.000 Baan: 46589 KIRKLARELI ASLİYE HUKUK HÂKİMLtĞİ'NDEN Esas No: 1986/316 Karar No: 1991/210 Davacı: HALİT ŞEN-Kırklarcli Vekili: Av. Saün Karakol-Kırkiareli Davalılar: Belediye Başkanlığı, Maliye Hazinesi, Sabiha Kahraman, Nizamettin Kabataş, Iffet Saygı (Oğuz), Mürvet TUna (Oguz), Leman Sakar (Oğuz), Alahattin özer (Oğuz), Fahrettin Oğuz, Ayhan Pij- kin, Faik Pişkin, Mehmet Kabataş, Mustafa Kabataş, Ibrahim Bur- haneöin Kabataş, Schavet Oğuz, Ümit Oğuz, Saliha Sevim Oğuz, Şerife Ferhan Oğuz, Emine Inci Oğuz, Ali Mesut Oğuz, Ahmet Pişkin. Dava: Tapu iptali ve tescil. Mahkememizin 26.2.1991 larih ve yukanda esas ve karar numarası yazılı karan ile davalılar belediye ve Hazdne hakkında açılan davamn husumet yönünden reddine, Kırklareli Merkez Hacı Zekeriya Mahal- lesi'nde kain 155 ada, 4 parsel sayılı taşınmazuı Mehmet Ali Oğuz adına kayıtlı olan tapu kaydırun iptali Ue davacı adına tapuya tescili- ne, bakiye 36.000 lira karar haranın Mehmet Ali Oğuz mirasçılann- dan veraset belgesindeki hisseleri oranında tahsiline karar verildiği, davalılar Emine lnci Oğuz, Ali Mesut Oğuz ve Ahmet Pişkin'in ad- resleri yapılan tüm aramalara rağmen bulunamadığından ilanen teb- liğine karar verilmiş olup, davalılar Emine lnci Oğuz, Ali Mesut Oğuz ve Ahmet Pişkin'e karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle