15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK1992 PAZARTESİ HABERLER Adana'daHEP'liye siahlı tehdit • ADANA (Cumhuriyet Güney İUeri Bürosu) - Halkın Emek Partısi (HEP) Adana il binası görevlisi İstnail Nevruz, kimliği belirsiz iki kişinin saldınsına uğradı. Nevruz, silahlı kişilerin kendisineHEP'li yöneticilerin adını okuy up "Hepsini temizleyeceğiz" dediğini aktardı.îşmail Nevruzdün HEP İl Başkanı Nazmi Bilgin'ıe birlikte bır basın toplantısı düzenledi. Önceki sabah 08.00'de parti binasını açarken yanma yaklaşan biri esmer, sakallı. diğeri sanşın. montlu iki kişinin silahlannı çekip kendisini yumrukladığmı belirten Nevruz. "Benibiranda hareketsiz hale getirdiler. Biri kafama, diğeri belime tabancasınıdayadı." dedi. EskiMHPIiler yemek yedi • tSTANBUL(AA)- Milliyeıçi Çalışrna Partisı (MÇP) fstanbul İl Başkanhğı tarafından. eski Milliyetçi HareketPartisi(MHP) delegelerine dün akşam bir yemek verildi. Yemeğe. MÇP Genel Başkanı Alparslan Türkeşde kat\ld\. Dariilziyafe'de basına kapalı olarak verilen yemeğe yaklaşık lOOdelegekatıldı. Nizip'teCHP'ye katılım • NİZİP(Cumhuriyet)- Nizip Belediyesi meclis üyelerinden4SHP'li. 1 ANAP'L üye ile il genel meclis üyesi SHP'li 1 kişi partilerinden istifa ederek Nizip CH P oluşumunda ver aldılar. SHFden istifa ed^n meclis üyeleri: Uğur Başkıhç. Ali Yilmaz. Mustafa Çınar ve Dede Aslan KitaplaCMUK eğitimi • ANKARA (AA) - Adalet Bakanhğı, yargı reformunun temelini oluşturan, gözaltı süresini kısaltan ve sanığa sorguda avukat bulundurma hakkı tanıyan CMUK'un aksaksız uygulanmasmı • sağlamak amacıyla 30 bin adetCMUKelkitapçığj bastırarak ilgililere dağıtacak. Türkiye Kalkınma Vakfı, Güneydoğu kadınının statüsünün nasıl geliştirileceğini araştınyor Güneydoğu'dakadınınstatüsü • Türkiye Kalkınma Vakfı tarafından Şırnak, Siirt, Batman, Diyarbakır. Şanlıurfa, Gaziantep ve Adıyaman illerinde ve köylerinde yapılacak olan araştırma. 1 yıl sürecek. GÜNEŞ GÜRSON ANKARA - Güneydoğu kadını. büyüteç altına almıyor. GAP İdaresi. Güneydoğu'daki kadının GAP Projesi'nin bölge- ye getireceği toplumsal ve eko- nomik kalkınmaya entegrasyo- nunu (uyum) sağlamak için. polıükalar belirlemek amacıyla bir araştırma başlattı. GAP İdaresi tarafından Türkiye Kalkınma Vakfı'na ihale edilen araştırma, Güneydoğu'daki kadının staıüsünü belirleyerek, bu staıünün nasıl geliştirileceği- ne ilişkin politikalar üretilmesi- ne katkıda bulunmayı hedefli- >or. Türkiye Kalkınma Vakfı ta- rafından Şırnak. Siirt, Batman, Divarbakır. Şanlıurfa, Gazian- tep ve Adıyaman illerinde ve köylerinde yapılacak olan araştırma. 1 yıl sürecek. Araştı- rmada. kentte ve kırsal alanda yaşayan kadının üretim. eğiüm. sağlık. haberleşme alanlannda- ki hizmetlerden ne ölçüde ya- rarlandığj, bu hizmetleri nasıl algıladıği sorulanna yanıt ara- nacak. Anket, mülakat, kaüla- rak gözlem. odak grup tartı- şması. örnek ola\ incelemesi gibi sosyal bilimlerdeki araştır- ma yöntemlerinin kullanılacağı Yimıi yaşında bUe değil henûz. Bebesini sallıyor, annesi gibi, anneannesi gibi, onun da annesi gibi. Kendi kızı da böyle sallayacak bebesini belki de. Biri beşikte, diğerleri eteğinde. Vü/yıllardır aynı beşikte sallıyor bebesini Güneydoğu kadını. Değişmeyen >alnız beşik mi? Ne vediği, ne giydiği, ne de yaşadığı yer değişri Cudi Dağı eteklerinde yaşayaıüarın. (Fotoğraf. HATİCE TUNCER) araştırma, vakfm Kırsal Alan Araştırma bölümündeki uz- manlann katılımıyla gerçekle- şecek. Alanda yapılacak uygu- lamalar sırasında, bölgedeki üniversiteli öğrenciler ve yöre halkının kaulımı sağlanacak. Türkıye Kalkınma Vakfı uz- manlanndan Akın Atauz'un verdiği bilgiye göre, bütün yaş gruplannda ve her kesimdeki kadının statüsünü belirlemeyi hedefleyen araştırma. üretim süreçlerinin içinde ve dışında yer alan her kadına yönelik ola- cak. Aiauz. "bu kadınlann sa- hip olduğu statüyü belirleyen erkekler olduğu için araştırma- ya erkeklerin de katılacağı"nı belirterek çalışma hakkında şu bilgiyi verdi: "Sahada araştırma henüz başlamadı. GAP'ın öngördüğü değişmelerin neler olduğu araştınlacak. Araştırma, bölge- deki toplumsal yapmın değjşi- mini belli bir miktar içine ala- cak. Bölgenin toplumsal, eko- nomik yapısındaki değişım- leri, kadın sorunla- nnın niteliklerini anlayıp yo- rumlayacak bir araştırma ta- sanmı düşünülüyor. Kadınm statüsünün ve gelişmesinin top- lumsal kalkınma hedeflerine entegrasyonunu sağlayabilecek politikalann geuştirilmesıne yönelik bir araşürma olacak. Ömeğin •"L'retim, eğitim, sağ- lık. haberleşme alanlannda ne tür politikalar gelişürilebilir? Bu politikalar nasıl ele alınırsa başanlı olur" sorulanna. araştı- rma tamamlandığmda yanıt ve- rilecek. Kamu kuruluşlannın bugüne kadar geliştirdiği politi- kalar alamnda, kadına ne gibi hizmetler götürülmüş, kadın hizmet sunumlannı algılamış mı? Kadına özel politikalar ge- liştirilmiş mi? Geliştirilmemiş- se, nasıl geliştirilebilir? Bütün bu sorulara yanıt bulmaya çahşüacak". Atauz, araştırma sırasında sosyolog, antropolog, planla- maa ve tanmcılardan oluşan uzmanlann 5 kişilik bir yönlen- dirme komitesi liderliğindeçalı- şacağını. bölge insanlannın da çahşmalara katılımınm sağla- nacağını söyledi. Atauz, kadın- lann bölgedeki etnik olayın bir parcası olduğunu da ifade ede- rek araştırma sıras-nda bunun da dikkate alınacafenı ve dil bi- len insanlarla çahşılacağını söy- ledi.. ANAFtan aynlan Aksuve Çiçek de eski MHP'lilerin toplantısına katıldı Yeııi oluşumpaıti olıııayakararverdiANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Liderliğini MÇFden istifa eden Sıvas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu'nun yaptığı" Yeni Oluşum" grubu. dün Ankara"da gerçekİeşurilenkurultayda, partileşmeye karar verdi. Yeni Oluşum'un toplantısında, ANAP'tan aynlarak Özal'ın "ilkeleri" doğrultusunda yeni bir parti için çalışmalar yapan eski bakanlar Abdülkadir Aksu ile Cemil Çiçek de katıldı. Türkiye"nin tüm ilerinin yanısıra yurtdışından da pekçok delegenin katıldığı kurultay Kuran-ı Kerim okunarak açıldı. "Kanımızaksa da zafer İslamın" sloganının atıldığı toplanuda sık sık tekbirgetirildi. "Genel Başkan Muhsin" sloganı eşliğinde kürsüye çıkan Muhsin Yazıcıoğlu, hareketlerinin bölücülük olarak nitelendirilmemesi gerektiğini bildirerek, "Biz kimseyi bölmüyoruz. Bölme maksadıyla da ortaya çıkmıyoruz. Seçimlerönccsinde halka vaatlerde bulunanlara,'Ya bu vaatlerinizi yerine getirin ya da biz geüririz' diyoruz" dedi. Konuşması sık sık aralannda türbanlı genç kızlann da bulunduğu fanatik bir seyirci kitlesi tarafından atılan tekbirlerle kesilen Yazıcıoğlu. MHP ve Alparslan Türkeş'i kastederek, "Lideryanıİmazlığı ilkesine dayanan hiçbir partiye katılamayız. Bu nedenle ortaya çıkıyoruz" diye konuştu. Yeni Oluşum grubu olarak "sosyal iktidar" kavramını ortaya attıklanm da kaydeden Yazıcıoğlu. yapacaklan siyasetin temel ilkesinin sivil toplum iktidan olduğunu. alacaklan her karann yapılacak lartışmalarla şekilleneceğini ve üçüncü prensip olarak da milli mutabakatı kabul ettiklerini söyledi. Yazıaoğlu'nun konuşması sırasında SHP-DYP koalisyon hükümeti de \uhalandi. Osmanlı coğrafyası üzerinde Osmanlı anlayışıyla siyaseti sav unan Yazıcıoğlu Başbakan Demirel'i eleştirirken, salondan "yuh" sesleri yükscldi. Yazıcıoğlu, bu duruma "Hayır, yuh yok. Bizim tenkitlerimiz seviyeli olmalı" diyerek müdahale etti. T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Esas No: 1991/1009 Karar No: 1992/729-C.M.U. No: 1991/389 Hâkim: Yılmaz Biçer 16211 C. Savcısı: Memduh Duru 14525 Kâtip: Fatma Zinderen Davacı: K.H. Müşteki: Gümruk ve Maliye Bakanlığı Istanbul Muhakemet Mud. Vekili: Av. Özlem Aliman (Isıanbul Barosu avukaılanndan) Sanık: Ahmet Aksakal: Musa ile Hafize'den olma 20.9.1933 do- ğumlu, Konya ili, Taşkent ilçesi, Küçukkuluçpınar köyu C: 015/01, S: 72, K: 28'de nüf kayıtlı. Kuçukçekmece, Kanarya Mah, Guvercin Sokak. Atraacakuş Cad. No: 44'4 D: 6 adresinde ikamet eder. Evli, 2 çocuklu, okuryazar, sabıkasız, konfeksiyon satıcısı. Suç: 213 SAYIL1 V.U.K.'na aykırı davranmak. Suç tarihi: 8.10.1990 Karar Tarihi: 22.10.1992 Yukarda açık kimliği yazılı bulunan sanık hakkında mahkememi- ze açılan kamu davasımn yapılan duruşması sonunda; GEREĞI DÜŞÜNÜLDU: HalkaJı Vergi Dairesi'rtin yükümlülerinden olup, Küçükçekmece Kanarya, Birlik Cad, Ankuşu Sokak No:5'te konfeksiyon mah ahm satımı yapan sanığın. vergi denetimi için 1985 yılı gurnrük peraken- de satış ve hasılat defterini ve satışlannı belgelediği perakende satış fîşlerini vergi denetmeninin istemesine karşın ibraz etmeyeTek V.U.K.'nun 344/6. maddesi hükmüne aykırı davrandığı, Vergi De- netim Memuru'nun 17.12.1990 gunlu raporu, sanığın tevil yollu ik- rarı ve dosya kapsamı ile anlaşılmış, söz konusu defterin, muhasebecide bulunduğu sırada yırtılmış olması nedeniyle ıbraz ede- mediğ] yolundaki sanık sözlerinin gerçeği yansıtmadığı, mahkemede şahit olarak dinlenen muhasebeci Bekir Aybek'in anlatımı ile ortaya çıkmıştır. Bu gerekçe ile, HÜKÜM: Sanığın eyleraine uyan 213 sayıh Veıgi Usul Kanunu 359 maddesi gereğince takdiren 3 ay hapis ve bu kadar sure içinde ticaret, sanat ve meslek icraatından mahrumiyetine, Sanığa verilen özgürlüğü bağla>ıcı cezanın 647 sayıh kanun 4. mad- desi gereğince beher güntı yürürlükteki günlük asgari ücret 13.800 liradan ayhk asgari ucretin 414.000 liranın yansı olan 207.000 üra para cezasma çevrılerek. 1.863.000 lira ağır para cezası ile mahkû- miyetine Katılan davacı vekili için takdiren 250.000 lira maktu vekalet üc- retinin sanıktan alınarak katılan davacıya oderrmesine, Ayrıca raasrafı hukiımlüden sonradan tahsil edilmek üzere hükum özetinin gazete ile ilanına, Asağıda aynntılan gösterilen 33.500 lira yargılama giderinin sa- nıktan alınmasına dair iddia makamında C. Savcısı Meraduh Duru hazır bulunduğu halde isteğe uygun olarak sanığın yüzune karşı Yar- gıtay yolu açık olmak uzere verilen karar açıkça ve usulünce okunup anlatıldı. 22.10.1992 YARGILAMA GİDERİ: Davetiye gideri: 32.000.- TL Müzekkere gideri: 1.500.- TL Toplam: 33.500.- TL Basın: 46225 CUMHURtYET KİTAP KULÜBÜNDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA tLANI (Antalya Mahkeme Satış Memurluğu'ndan) Esas. 1992/91 Antalya Yukarı Karaman köyü 83 parselde kayıtlı taşınmaz An- talya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 991/1606 esas 1992/1090 sayılı karan gereğince satılacaktır. Tapu kaydma göre 25850 m ! genışliğinde olup üzerinde muhtelif yaş ve cinste ağaçlar bulunmaktadır. Milli ve tınlı toprak yapısına sahip olup mahalli rayiçlere göre m: 'si 20.000 TL'den muhammen bedeli 523.970.000 TL'dir. 1. Satış: 2.2.1993 günü saat 14.00-14.10 arasında Antalya Adliye binası rnahkeme satıs memurluğunda yapılacaktır. Bu satısta değe- rinin %75'ini bulmadığı takdirde 12.2.1993 günu aynı yerde ve aynı saatte 2. arttırma yapılır. 2. satışta ise değerinin %40 ve mahkeme masraflannı geçtiği takdirde en çok arttırana ihale edilecektir. Satış peşin para iledir, isteyen alıcıya 20 gunu geçmemek uzere mehil veri- İebilir. Satışa iştirak edenlerin değerin Vo20'si oranında teminat ya- tırması şarttır. thaleye iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve munderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyen- lerin memurluğumuzun 1992/91 esas sayıh dosyasına başvurmalan ilan olunur. Basın: 51866 ARMAĞANLI KİTAP KAMPANYASL ÜYE OLAN VE OLMAYAN HERKESE, TÜM OKURLARA... 7-31 ARALDC 1992 °b35'e varan indirimler... 150.000.- T.L.'ya kadar armağan kitap CumhuriyetKitap Kuliibü TaksimMağazamızda (Istiklal Cad. Zambak Sokak 4/1 Fransız Konsoloslugu yaıu) dilediğiniz kitabı seçin, armağan pakeünizi ve sürprizhediyenizi alın. Stpariş Tutarı 250.000-500.000 arası 500.001-1.000.000 arası 1.000.000'un üstû İNDİRİM Ekjen %25 %30 %35 eP T T % 20 % 25 % 30 ÛyeOl- mayan %10 %10 %10 Armağan Paketi Tutarı Ü 50.000.- T.L. Q 100.000.- TJL. 0150.000 Tl.'Uk Kitap veya DBeyoğlu 1930 Albümü (LOlfen nynrtinİTİ ifatıicymı) Önemli Not: KampanyayaPTTile katılmakisfeyenler için mevcutkitaplar listesi CumhuriyetKitap Eki'nde yer almaktadır. Sipariş tutannı Posta Çeki No.: 666322 (Çağ Pazarlama A.Ş.) ye yaordığııuza iüşkin fotokopiyi ulaşonn. Kitaplannızve hediyepakeünizadresinizegönderilecektir. Cumhuriyet Kitap Kulübü, Çağ Pazarlama A.Ş. Istiklal Cad. Zambak Sokak No.: 4/1 Taksim- İSTANBUL Tel.:252 38 81-82 BÎZBtZE ERDAL ATABEK Beyaz Gömleküler Yürüpse... Beyaz gömlekliler yürürse toplumda önemli çalkantı- lar oluyor demektir, siyasal iktidan uyarırım. Doktorlar ve diğer beyaz gömlekliler pek sık yürümezler. Toplum- da belirgın bir saygınlıklan vardır, sorunlarını başka yol- larla anlatmak isterler, artık başka çareleri kalmadığına inanırlarsa yürürler. Beyaz gömleklilerin yürüyüşü önemli bir işarettir. Geçmişte de böyleydi bugün de böy- ledir. Önemli bir uyarı sayılması gerekir. Şimdi neden yürüyoriar? "Herkes için eşit sağlık hiz- meti" adına mı? "lyi hekimlik ortamı" için mi? "özlük hakları" nedeniyle mi? Bunların hepsi için yürüyoriar, ama bunlar toplumsal pratikte ne demektir? - "Herkes için sağlık hızmeti" istemek ne demektir? Türkiye'nin bir ilçesinde çalışan kendi halinde bir devlet memurunun koronerleriyle ilgili bir sağlık sorunu için Amerika'nın Houston kentindeki ünlü hastanede, ünlü kalp operatörü tarafından tedavi görebilmesi demektir. Bugünün Cumhurbaşkanı Turgut Özal, başbakan oldu- ğu dönemde kendi sorununu devlet parasıyla orada çö- zümlediği takdirde bütün devlet memurlarının aynı hak- ka sahip olması gerekirdi. Çünkü toplumsal sorumlulu- ğu olan hekimler için "herkesin koroner damarları eşit- tir." Koroner hastalıkları devlet hiyerarşisine göre "çok değerli-orta değerli-az değerli-değersiz" diye ayrı- lamaz. Eğer böyle bir ayrım yapılıyorsa orada insanın değerinin ne olduğu tartışılmalıdır. TürkTabipleriBirliğiherzaman"paranayyetkine/gücü- ne gore sağlık anlayışını" reddetmıştır, "herkes için eşit sağlık hızmeti" istemiştir. İşte yapılan yürüyüşün açtk anlamından birisı budur. -' İyi hekimlik ortamı" istemek ne demektir? Hekimler kamu hızmetlerının polikliniklerinde hasta hücumunu göğüslerken hekimlik yapamamaktadır. Sağlık hizmet- lerınin bütün sorunlarından hep doktorlar, hemşireler, sağlık personeli sorumlu tutulmaktadır. Siyasal iktidar- lar sorunu hep böyle yönlendirmekte, hekimleri suçla- makta, kendi kusurlarını böyle örtme yolunu seçmekte- dir. Basın ve kitle iletişim araçlan da bu kolay yolda yü- rümeyi yeğleyerek siyasal iktidara destek olmaktadır. Oysa olan bitenın sorumtusu hekimle halkı karşı karşıya bırakan bozuk sistemdir. Muayenehanesinde çalışan hekimler de emekçi nite- likleri görmezden gelinerek tüccar işlemine tabi tutul- maktadır. Çünkü ülkemizde uygulanan ekonomik politi- kaya göre kendi adına çalışan herkes tüccardır. Hekim- ler de böylece hastalarına "müşteri" gözüyle bakmaya alıştırılmakta. yaptıkları işe de sağlık hızmeti değil "tica- ret" gözüyle bakılmaktadır. Toplumdaki yargıdan vergi sistemine kadar yapılan işin değerlendirilmesi budur. İşte "iyi hekimlik ortamı", kamu hizmetlerindedoğru bir hasta-^doktor ilişkisi kurulması, özel çalışmada da ti- caret anlayışının yerine sağlık hizmeti anlayışının konul- ması olmaktadır. - "iyi hekimlik ortamı" istemek, pratisyen hekime da- yanan doğru bir sağlık hizmetinin kurulması demektir. Bugün pratisyen hekimlerimizin sayısı geçmişlere göre ^:ok artmıştır Oysa toplum "pratisyen hekim" kimliğini tanıyamamıştır. Kapitalist sistemin etikete yönelik şart- landırmasıyla "doktor" dendiği zaman "ne<loktorusu- nuz?" diye sormaya alışmış bir toplum psikolojisinde pratisyen hekimlik ezilmektedir. Toplumun en çok ge- reksinmesi olan "pratisyen hekimler" bu durumda umutsuzca uzman olmaya çabalamakta, giderek dara- lan koşullarda bunu başaramadığı için de kendi kimli- ğinde bunalmaktadtr. Bugün liseden sonra iki yıl eğitim gören, dört yıl eğitim gören gençlerimizi bir mesleğe ulaştıran sistem, altı yıl okuyan, 'internTık eğitimi gören hekimi -uzman olmadığı için- doktor olarak yadırgarsa orada büyük bir yanlış var demektir. - "Özlük haklarında gerileme" ne demektir? Bu da toplumumuzun içine sürüklendiği emek-sermaye çeliş- kisinde emeğin ezilmesi demektir. Hiç unutmamak ge- rekir ki hekim hangi koşulda çalışırsa çalışsın "emekçi- dir." Yaptığı da bir malın satışından yüzde almak değil, kendi emeğiyle çalışmaktır. Ama hep paranın kazandı- ğı, insanın hep kaybettiği bir sistemde doktorlar da kayba mahkûmdur Bunu önlemenin tek yolu, doktorla- rın da emeklerini bir mal gibi satmalarıdır. Bunu yapan hekimler toplumdaki refaha ortakolmakta, yapamayan- larsa geçimlerinin her gün biraz daha daraldığınt gör- mektedirler. "Özlük haklarında iyileşme" istemek, emek-sermaye çelişkisinde emeklerini korumak istemek demektir. Peki ne olacaktır? Sağlık Bakanlığı'nın pek başarıyla reklamınt yaptığı "sağlık reformu" aslında dünyadaki ekonomik politikay- la bütünleşmede sağlık alanınadüşen paylardan ibaret- tir. Bu da "vereceğin hizmetin parasını al" ilkesine göre hazırlanan, yeni kaynak yaratmaya dönük sigorta siste- mi, "kazandır, sen de payını al" ilkesine hizmet eden özelleştirme, "parayı ver, istediğin yeri seç" ilkesine dayalı hastanın hekimini, hastanesini seçmesi demek- tir. Bu da "insana sağlık" olmaktan vazgeçip "paraya sağlık" demektir, ama günümüzün değer kargaşası içinde insanın kaybolup paranın yükselişine pek uygun düşmektedir. Bütün değerlerintepetaklakedildiğigünümüzde"yük- selen değerler/alçalan değerler" skalası paranın ege- menliğinden kurtarılıp insanın egemenliğine geçtiği za- man, "beyaz gömleklilerin yürüyüşü" daha iyi anlaşı- lacaktır. ANAP merkezinden 'bölünmeyin' çağıısı ANKARA (ANK.\)- Anavatan Partisi Genel Merkezi, Mehmet Keçeciler'in parti örgütüne >önelik çalı- şmalanna karşın "Yumruk gibi sımsıkı olun" çağnsı yaptı. Genel Merkez"den gönderilen mektupta gerçek ANAP'lılar "kişisel menfaat \e ihtiraslar- dan uzak kişiler" olarak tanım- landı. ANAP Genel Merkezi adına teşkilat Başkanı Ersin Tara- noğlu parti örgütlerine ve dele- gelere bir mektup gönderdi. Er- sin Taranoğlu mektubunda kongre başansına değinerek "bölünmeyin"" çağnsında bu- lundu. ÂNAP iktidannın ANAP'ın gerçek sahipleri olan parti örgütü ve üyeleri sayesin- de gerçekleşeceğini belirten Ta- ranoğlu, kırgınlıklann ve bu- rukluklann giderilmesini tek vücut olmak için azami çaba gösterilmesini istedi. Mektubunda sık sık "Birlik" çağnsında bulunan Taranoğlu şöyle dedi: "Birlikten rahmet, aynlıktan azap doğduğunu hiçbir zaman unutmayakm. Birbirimizi her zamankınden çok seveceğiz. Sevgiyi hakim kılacağız. Bir yumruk gibi sımsıkı olacağjz. Kişisel hak ve menfaatlerden ve ihtiraslardan uzak değerli dava arkadaşlanmın bu kongre so- nunda el ele gönül gönüle v omuz omuza tekrar halka hi met bilinciyle görevlerine daha azimli olarak sanlacaklannı inanıyorum. Türkiye'nin kaderi ANAP'uı kaderi ile paraleldir. Biz Ana- vatanlılann tarihi bir sorumlu- luğu vardır. Bu sorumluluk duygusu her zamankinden da- ha çok birlik ve beraberhk ge- rektirmektedir. Türkiye'nin ge- leceğinin teminaü birlik ve be- raberliğimizdir. Anavatan Par- tisi'nin iktidan sizlerin eseri ola- caktır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle