Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29ARALIK1992SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Bichsel'in
öyküsü
Aykırıda
• Küitür Servisi - Aylık
kültür sanat dergisi
' Aykın'nın çe\ reci atık
âğıdabastlmışvedinci
,,ayısında. Nuh Ömer
Çeıina>. Peter Bıchsel. ve
Hayrettin Horozun
öy külen. Sunay Akın'ın bir
yazısı. Herman Hesse.S.
Balu Rao. Mehmet Kına.
Ruhan Mav ruk. Orhan
Tüley lıoğlu. Tijen Tanyel ve
Ümit Elgın gibi isimlerin
şiırleri. Nılgün Koçak.
Marmara Dostlan Grubu ve
Nurullah Kadirioğlu'nun
yazılan ve Yılmaz Keskin'in
desenleri yer ahyor.
Yazar-eleştirmen
kavgası
• ANKARA(LBA)-Yazar
Nazlı Eray.kitabınıeleştıren
Fethi Naci'nin "romanını
anlamadığını" belirterek
"Böyle eleştirmenler olduğu
süreceTürk yazarlanna
yazık" dedi. Eray. Naci'nin
bırtelevizyon programında,
50 milyonun karşısında "Ay
Falcisı" adlı kıtabma "verip
veriştirdiğini". romanını
iyicc anlamadığının da
ortayaçıktığını söyledi.
Naci'nin romanını 17günde
yazmiş olmasını eleştirdiğini
anlatan Eray "Fethi Nacı bır
romanın beyindeki oluşum
süreciyle kağıda dökülme
sürecının apayn iki zaman
biriminde olduğunu hala
öğrencmemiş mi'.'" dedi.
Malatya özel
sayısı
• Kültür Servisi - Türkiye İş
Bankası larafından
yaytmlanan "Kültür ve
Sanat" dergisinin Malatya
ozel sayısı çıktı. Maiatya'nın
doğa. kültür vctarihi
zengjnliklerinin anlatıldığı
dergide. Malatya Ulu Camii,
Eski Malaty a Türk İslam
escrlen. gelcneksel Malatya
c\leri. Malatya halk
oyunlan. Malatya müzesi.
Malatya gelenekselelişleri
gıbı konularincelenıyor.
Dcrgıde aynca. Kadın
Ressamlar Derneği Başkanı
Nacıyeİzbul'lasöyleşı.
makaleler ve şıirler ycr alıyor.
voud :JL.
Bornova'da
salon soınıno
• İZMİR(AA)- Bornova
Bclediyesi. kapalı yersorunu
nedeniy le kültür ve sanat
etkinlıklerine bır süre ara
verdi. Borno\a Belediyesi
sanat danışmanı Alime
Mılap. 1993ocakayında
düzenlemek ısıedikİeri bazı
etkınlikleri. kapalı
mekânlara sahip
olamamalan nedeniyle
gerçekleştiremeyeceklenni
bildirdı. Bu arada. Bornova
Belediyesi Sanat Galerisi'nde
açılacak olan Lütfü
Dağtaş'ın sergisi 15-24 ocak
arasında görülebilecek.
Konya'da resim
sergisi
• KONYA(AA)-Selçuk
Cnıversitesi Eğitim Fakülu>
si
•csim iş bölümü. Bosna
iersek'e destek amacıyla bir
resim sergisi düzenledi.
Alaeddin Keykubat
Salonu'nda süren sergiden
elde edilecek gelır Bosna
Hersek'e gönderilecek.
Bölüm öğretim üyeleri ile
öğrencilennin yapıtlannın
yer aldığı sergı hafta sonuna
dek açık kaiacak.
İzmip'deiki
oyun
• İZMİR(AA)-İzmir
Devlet Tiyatrosu (İ DT).
sezonun ikıncı yansına. ıki
yenioyunlabaşlayacak.İDT
Müdürü BayazHĞülercan
yaptığı açıklamada. ocak
ayındaMurathan
Mungan'ın "Taziye". şubat
ayında ise Aziz Nesin'in
"Yaşar Ne Yaşar Ne
Yaşamaz"adlı yapıtını
sahneleyeceklerini bildirdi.
"Taziye"yi Bülent Ann
sahneye koy uyor, Melek
Tartan.Türkan Bora. Metin
Oyman \e Aylin Damcıoğlu
oynuyorlar. "Yaşar Ne
Yaşar Ne Yaşamaz"ı ise
Kenan Işık yönetiyor. müziği
ise Timur Selçuk'a ait.
Ordu'dabale
• ORDL(AA)-Devlet
Opera ve Balesi Genel
Müdürlüğü'nünOrdu'da
bale kursu düzenleyeceei
bildirildı. Ordu İl Kültür
Müdürlüğü'nden verilen
bilgiyegöre, balenın büyük
kcntlerdışındada
sevılmebinekatkıda
bulunmak amacıyla 1993
yılında açılacak kurs. Devlet
Öpera ve Balesi Genel
Müdürlüğü'nün
görev lendıreceği bircieman
tarafından \enlecek.
1992'nin sanat olaylannı değerlendirirken sanat anlayışı ve kültür politikası üzerine
Sanata bakış açısı nasıl değişebilir?
BERAL MADRA
1992'yi geride bırakırken okuyuculanmız içın
bir yılın sanat olaylan ve etkinİiklerinin değer-
lendirmesini yapmak ısterken gördüm ki eğer
bir ülkede; Arabeskten pop müziğe. beste yapıp
şarkı söyleyenden klasik müzik yorumcusuna
ve çağdaş müzik bestecisine. ti-
yatro ve sinema oyuncusundan
televizyon sunucusuna, şairden
şarkı sözü yazanna. dansözden
balerine. seramik vazo üretici-
sinden heykeltıraşa. illüstratör-
den ressama kadar herkese sa-
natçı; arabesk posterlerden so-
kaklarda satılan "cicı" resimle-
re. boş zamanlan değerlendir-
mck. ruhsal bunalımlan gider-
mek için yapılan resimlerden
ünlü kişileri ölümsüzleştırmek
için yapılan portrelere, müsa-
mereye dönüştürülmüş "happe-
ning"lerden amatör duvar re-
simlerine kadar her şeye "•sa-
nat" dcniliyorsa.
Bu iki kavramın sınırlan dur-
madan genişlediği için "gerçek
sanat" ve "gerçek sanatçı" gibı
terimlerc başvuruyor. üstsanat.
yükseksanat. altsanat. yedeksa-
nat. hurdasanat gibi terimlen
kullanarak kavram karrna-
şasının üstesindcn gelebılmek
içın bazı sınıriandtrmalar ve
sınıflandırmalar yapmak zo-
runda kalıyorsak; Toplumu bıl-
gilendirme işlevini taşıyan med-
yalar vajina resmı yapan ya da
fallus heykelleri kullanan sa-
natçıları kollayıp. sanat sayfa-
lan yerine sansasyon sayfalan yapıp. toplumun
sanat anlayışını yanlı yönlendinyorsa:
Kazlıçeşme Gaz Fabrikasf nın çağdışı görün-
tüsü ve işçilerinin acıklı durumu. disko müziğiy-
le müsamere yapan sözde post-modernistler ta-
rafından dekor olarak kullanılıyor \c medyalar
onlan yıllardır ülkenın kültür kimhğini oluştu-
ran yapı taşlannı kuran sanatçılarla bir tutuyor-
sa: Günümüz sanatçılan yokluk ve olanaksızlık
ıçinde kıvranırken dünyada olup biten uluslara-
rası sergılere katılmak için finansman bulamaz-
ken müzayedelerde dekoratif resimlere milyar-
lar ödemesine "sanata katkıda bulunmak" denı-
liyorsa; Uluslararası kültür merkezi olması iste-
nen on milyonluk İstanbul'da uluslararası bie-
nali yalnız 10.000 kışi gezıyorsa (iyımserler bu
nat müzesi (Ulusal Müze) yoksa: On-on beş
yıllık geçmişe sahıp galeriler bir araya gelip bir-
İik kuramıyorsa.-galeriler ıle sanatçılar arasında
ılke anlaşmalan yapılamıyor ve karşılıklı ticari
çıkarlan koruyacak kuralİar konulamıyorsa:
Kültür Bakanlığı'nın bütçesinde "plastik sa-
nat eserlerini satın almak" için aynlan parayla
amatör \e dekoratif resimler alınıyor. bu para
sayıya sevınıyor). bıenal dolayısıyla bır sanaı
üniversitesinin oditoryumunda düzenlenen
uluslararası sanal konferanslanna o üniversi-
tenin öğrencisi bile gelmiyorsa; Beş yıldızlı otel-
lerle dolu olan bu metropolde, sanatçılara ücret-
siz verilen. düz bcyaz dört duvan ve modern ışı-
klandırması olan sergi salonlan 20. yy sanatını
tünel olarak gostercn bir modern ve çağdaş sa-
hiçbır zaman. Türkıye'yı uluslararası sanat or-
tamında temsıl edebilecek bir sanatçıya ulaşmı-
yorsa, sanatçılar yurtdışında sergi açabilmek.
uluslararası sergilere katılabilmek gibi yaşamsal
gereksinimler ıçındeyken Kültür Bakanlığı
bunu programına almıyorsa. genç sanatçılara.
sanata başlamaları. kendilennı geliştirmeleri
için burs \erilmiyor. tanınmış sanatçılan ulusla-
rarası sanat ortamında desteklemek üzere fonlar
yaratılmıyorsa; Sağlıkh bir durum değerlendir-
n.esi yapabılmek oîdukça güç! Önce. yıl boyun-
ca ızlenen scrgilerin arkasında bu tür gerçekler
ve olanaksızlıklar olduğunu size aktarmam ge-
rekıyor. Belki bunu size aktararak bozuk siste-
min getirdiğı sorunlan aşıp, sanat üstünde ko-
nuşmaya ve tartışmaya başlayabilirim, dıye
düşünüyorum.
Hükümetlerin kültür politi-
kalarının kürcsel sanat geliş-
mclerinin gerisinde kalarak
uyguladıklan, ne sanatçıya ne
de topluma bir yaran dokun-
mayan "sanatı yaygınlaştı-
rma" programlannm. özel
sektörün "saygın reklam"
yapma isteğiyle giriştiği bilgi-
siz ve denetimsiz yatınmlann
işbitirici basm ve medyalann
"konu yaratma" telaşı ile sa-
natı "show"laştırma eğilimle-
rinin yarattığı karmaşa için-
de. sanatın estetiğini. felsefesi-
ru. niteliğini, dünya sanatı
içindckı yerini ve anlamını he-
men hemen hiç sorgulayamı-
yoruz, gerçek sanatçılanmızı
ve gerçek sanat yapıtlannı
ayırt edemiyoruz!
Kimliğini sanatla ifade et-
mek için ölçütler, amaçlar,
hedefler saptamamış. kürcsel
sanat sistemi içinde yerini al-
makta zorluk çeken. kimlik
bunalımının üstesinden gele-
meyen bir toplum görüntüsü
mü bu?
Bu durum size;
Sanatçılarla, galeriler, ko-
leksiyoncular. resmi kültür
polıtikalan. sanat yaünmcılan ve medyalar
arasındaki sistemin doğru işlemediğini gösteri-
yorsa: Resmi kültür politikalannda yüzyılın so-
nundaki sanat gerçeklerini ve gelişmelenni be-
nimseyen reformlann yapılmasının. özel sektö-
rün kültürü bir •'endüstri" olarak ele almasının
gerekli olduğunu gösteriyorsa;
1993'te sanata bakış açınız değişebilir!
Bu yıl gerçekleştirilen önemli girişimler tiyatronun geleceği için yeni umutlar doğurdu
Her şeye rağmenyine tiyatro...DtKMENGÜRÜN
LÇARER
Bir yılı daha geride bırakıyo-
ruz. Yinegüzelliklerinçirkinlik-
lerin. aalann sevinçleriaiç içe
yaşandığı biryıl. Ayberk Çölok.
Osman Görgen. Yav uzerÇeün-
kaya. Nisa Serezli. Vasfı Rıza
Zobu. Perihan Tedü 92'yi ta-
mamlayamayanlar... İstanbul
izleyicısine Tarlabaşı'nda tarihi
bir binada küçük bir tiyatro sa-
lonu kazandıran Kumpanya.
92"de yüzümüzü güldürenler-
den... AÇOKun. festıval sırası-
nda"Perdeci"oyununuAsyave
Av rupa yakalan arasında sey re-
den Bpğaz vapurunda sunması,
"mekân" değerlendırmesi açısı-
ndan ayn bır yöneliş... Her iki
topluluk da zaten 1992 yılı Ti-
vatro Eleştirmenleri Birliği
Ödülü'nü. mekan değerlendir-
melerinden dolayı kazandılar.
Bu arada. 1992'de faaliyete gc-
çen Altunizadc Kültür ve Sanat
Merkezi'nede kısaca değinmek
gerek. EnisFosforoğluTiyatro-
su'nun oynadığı 300 kişilik pınl
pınl bir tiyatro salonu. sergiler
düzenlemeye elverişlı geniş bır
fuaye ve en önemlisi tiyatroya,
sanat eıkınliklerine dost bir iz-
leyici kesimi...
Aslında sorunlan. hoşlukla-
n. gcnelde tiyatro yaşamı açı-
sından geçen yıllardan pek de
ayncalıklı sayılmaz 92. ama bu
yıl içinde tiyatromuzun geleceği
açısından önemli girişimlerde
bulunulduğunu da vurgulamak
gerek.
1992'nin bence bu bağlamda
üzennde durulması gereken iki
önemli olayı Kültür Bakanlığı'-
nın girişimlerine yöneliktir.
Özel Tiyatrolara Yardım Yö-
netmeliği'nın Özel Tiyatrolara
Destek Vönetmeliği olarak de-
ğişmcsi ve "Tiyatro'da Yeniden
Yapılanma" kapsamında ılk
aşamada gündeme gelen Devlet
Tiyatrolan yasa çalışmalan.
Kültür Bakanlığı. özel tiyat-
rolara venlecek desıeği 1992 yı-
lında tiyatro örgütlerı tcmsilci-
lerinin katılımıyla hazırladığı
yeni yönetmelikte proje temeli-
ne oturtuyordu. Bu. genelde
sağlıkh bir bakış açısıydı. Ne
\ar ki berabcrinde projelenn
değerlendırilmesinde ölçütlenn
ne olduğu. projeler için öngörü-
len parasal destekler orantısı-
nda bir tutarsızlık gözlemlendi-
ği gibi sorular-sorunlar da ge-
tirdi. Bu yıl bir geçiş dönemidir.
1993'te proje desteğjnde çok
daha somut ölçütler. çok daha
kesin çizgiler dengeyi sağlaya-
caktır. sağlamak zorundadır.
Yeniden Yapılanma kapsa-
mında atılan bir diğer önemli
adım da Devlei Tiyafrolan yasa
çalışmaları olmuştur. Kültür
Bakanlığı'nın yine katılımcı bir
anlayışla bu konuda düzenledi-
ğı seminerler, toplantılar gele-
cek için umut vericidir. Devlei
Tiyatroları Yasa Taslağı'nın cn
önemli ayrıcalığı. seçim esasına
dayalı bir yapıyla yönetılecck
olan Binm Tiyatro sistemtnı
gündeme getirmesidir. Yine Ti-
yatro Yasası kapsamında üzc-
Nisa Serezli Bü> ük ilgi gören Şehir I iy atroları oyunu'V anv a Day ı' Genco
Yavıızer Çetinkaya
rinde durulan özerk bir Sanat
Kurumunun Yeniden Yapılan-
ma içinde yerini alması tiyatro-
lann işlerliğı açısından gerekli
görülmüştür. Bu arada. Bırim
Tiyatro sistcminin mimarları-
ndan bıri olan Yüccl Erten'in
Devleı Tiyatrolan Genel Mü-
dürlüğü'ne atanması herhalde.
Devlet Tiyatrolan'nın sahnelediği "Oresteia" yılın en başanlı oyunlarından biriydi.
onun geçiş dönemındeki çalı-
şmalara katkısı açısından da
yararlı olacaktır. 1992"nın
önemli gelişmelerinden birı de.
yine Tiyatro ve Scslendirme Sa-
natçılan Meslck Odalan Birliği
Yasa Tasansı.Kültür Bakanı
Fıkri Sağlar'ın da belirttığı gibi
"Tiyatro. kültürel yaşam ıçeri-
sinde öncü bir sanat dalı olarak
büyük bir önem taşımaktadır."
İşte bu önemin bilinciyle Ba-
kanlık 1992 yılında İstanbul
Uluslararası Tiyatro Festivali'-
ne verdıği destekle son anda
Festivali "ölü toprağY'na dön-
mekten kurtardı. ama işte o
"son dakika'va kadar İstanbul
Kültür ve Sanat Vakfı. festival
olsun mu olmasın mı bir türlü
karar veremedıği içın, apar to-
par davet edılen 3 toplulukla
"uluslararası" bır festival dü-
zenlendi! Ne var ki gelen toplu-
luklann üçü de ülkelerir.in
önemli topluluklarıydılar. Bu
etkınliğe bızden kalılan gruplar
da dolu salonlara oynayarak iz-
leyicinın "festival" tuth.usunu
bir kez daha vurguluyorlardı.
Artık festivalin, beşınci yılına
gırerl^en yerleşmiş-oturmuş ol-
ması gerekmez mi? Ama hayır,
yine bir sessizlik ve-Eleştirmen-
ler Birliği'nin yanıtsız kalan so-
rusu: Festival olacak mı. olma-
yacakmı?
Söz festivalden açılmışken bi-
raz da 1992'nin başanlı oyunla-
rjnı anımsayalım. Festivale.
Eleştitmenler Birliği'nin seçtiğı
beş oyun katıldı. "Sevdalı Bu-
lut". "Oresteia". "Uzakta Piya-
no Sesleri". "Vanya Dayı" vc
"Delı Dumrul." Bunlar, 92 yılı-
nın en başanlı oyunlanydı. Ki-
şisel görüşüm "*Hizmetçiler"in
de bu oyunlar arasında yer al-
ması gerektiğiydi. Şu günlerde
de önemli çalışmalar var sahnc-
lerimizde. Bunlar 93'e sarkacak
oyunlar... "Macbeth" galiba
üzerinde en çok tartışılan oy un.
"Konken Partisi", tiyatromu-
zun ıki büyük sanatçısını yıllar
sonra yine bir araya getirdiği
için ve bizlere zevkli bir oyun-
culuk izlettiği için üzerinde du-
rulması gereken küçük bir
oyun. "Güle Güle Godot".
Ferhan Şensoy'un takım oyun-
culuğunda geldiği noktayı vur-
gulamanın ötesinda düzeyli,
dengeli. zekice kotanlmış bir
güldürü. "Altı Derece Uzak",
"Ölüm ve Kız", "Hastahk Has-
tası". ilgiyle izlenen oyunlar.
Yurtdışıyla ılişkilere kısaca göz
aıacak olursak; Varşova'da yapı-
lan Uluslararası Eleştırmenler
Birliği genel kurulunda Türkiye
bu yıl da yönetim kuruluna seçil-
di. Zeynep Oral Başkan
Yardımcısı olarak göre\lendiril-
dı. Ayia Algan ve Erol Keskin'in
Amerika'da (Nevv York) sergıle-
dıklen "Yunus" \e ""Truva" çalı-
şmalan ılgi uyandırdı. Genco Er-
kal şu günlerde Panste "Sevdalı
Bulut" ovnamakta...
Atıî Yılmaz:
Tabulan
yıkmak
istemiyorum'
İSTANBUL (AA)- Yö-
netmen Atıf Yılmaz, lezbi-
yen bir ilişkiyi anlatan son
filmi "Düş Gezginleri'nde.
tabulan yıkmak amacında
olmadığını söyledi. Yılmaz.
"Bu yaşanan bir şeydir. Bi-
zim Ösmanlı hareminde de
lczbiyen ilişkiler vardı" dedi.
Fılmin asıl amacının lez-
bıycn bir ilişkiyi anlatmak
olmadığını söyleyen Atıf
Yılmaz. fılmin birçok kişi
tarafından yalnızca "iki
kadın arasındaki cinsellik"
olarak algılandığını vurgu-
ladı.
"Düş Gezginleri aslında
ilişkilerdekı iktidar soru-
nunu anlatıyor" diyen
Yılmaz şöyle devam etti:
"Bır süre sonra taraflardan
bin iktidar oluyor. Daha
zengin, daha kültürlü olan
iktidannı ilan ediyor. Filmin
sorguladığı lezbiyenlik de-
ğil. temelde bu iktidar soru-
nudur. "
Atıf Yılmaz. "kadın kadı-
na aşkın yaşanan bir olgu"
olduğuna dikkat çekerek.
Osmanlı hareminde dc bu
tür ilişkılerin yaşandığını be-
lirtti. Yılmaz. homoseksüel
ilişki üzcnne bır fılm çekme-
yi. çok tepki alacağı düşün-
cesiyle istemedığini bildirdi.
Her filme başlarken ticari
kaygılar taşıdığını anlatan
Yılmaz. "Bu yüzden fılmle-
rimin iş yapmasını her za-
man düşünmüşümdür.
Bunu da düşünerek 'Düş
Gczginleri'ni çektim"dedi.
Filmin. çok iyi ış yaptığını
kaydedcn Yılmaz. filmin 24
günde 740 milyon hasılat
yaptığını söyledi.
David Lynch:
'Sinema bir
rüyadır'
• Sinemanın 'Sal-
vador Dali'si olarak
adlandırılan yönet-
men David Lynch,,
İkiz Tepeler dizisi-
nin kahramanı Lau-
ra Palmer'ın ya-
şamının son yedi gü-
nünü anlattığı son
fılmiyle yine dikkat
çekiyor.
Kültür Senisi - Blue Velvet
(Mavi Kadife). Elephant Man
(Fil Adam) gibi filmlere ım-
zasını atan \e "Tvvin Peaks
İkız Tepeler" adlı TV dızisıyle
tüm dünyada beğenı kazanan
David Lynch. son filmi "Tvvin
Peaks: Fire Walk Wıth Me"
ileeleştirialdı.
Son fılminde. İkız Tepeler
dizisinın kahramanı Laura
Palmer'in yaşamının son yedi
gününü anlatan Lynch. "İkiz
Tepeler"deki dünyayı ve ora-
daki karakterleri sevdığini be-
lirtıi. Lynch filmi. dizinin de-
vamı değil "sevilen biryeredö-
nüş" olarak gördüeünü söyle-
di.
Bir basın toplantısında yeni
filmi hakkında kendisine yö-
neltılen sorulan yanıtlayan
Lyhch. "Sinema bir rüyadır,
içine sadece sinema kapısının
içinden gırebilırsınız" dedi.
David Lynch. genelde kul-
landığı görüntülerin ve sem-
bollerin yorumlannı yapmak-
tan hoşlanmadığını belirtti.
Filmlennin sıradışılığı ka-
dar. kullandığı aşın seks ve
şıddet ögelen ıle de dikkat çe-
ken Lynch sinemanın 'Salva-
dor Dali'si olarak da ad-
landınlıvor.
Müzik dünyamızda mega starlar, CDler,plaklar, başanlı konserler, yeni orkestralar, yeni eserler
1992'de yoğun bir müzik maratonu yaşandıEVİN İL^ ASOĞLL
G
eniş kıtlenin ılgısini uyandıran iki mega
star olayı yaşandı 1992"de: İtalyan tenor
Pavarotti ve İspanyol tenor Carreras'ın
konserleri büyük dınleyıcı kitlesini kapsadı. An-
layan. scven. ilgi duyan ya da duymayan her-
kesın. İbrahim Tatlıses bile İtalyan operasının
bel canto geleneğini kaptı.
İstanbul Festivali yımnincı yaşını kutladı.
İtzhak Perlman gibi çaân en büyük kemancıla-
nndan bıri. vıyolacı Yuri Başmet. LabequeKar-
deşler ve çell'ist Heinrich Schiff ünlü konuk-
lanydı.
Ünlü pıyano ikilimiz Pekinel kardeşlerin 29
kasımda Leipzıg'de Gevvandhaus orkestrası eş-
liğinde. Janovvski yönetiminde verdikleri UN1-
CEF gala konseri canlı olarak SAT 3'ten bütün
dünyaya yayımlandı. Somali ve Bosna-Hersek
çocuklannın yaranna yapılan bu konserden 200
bin mark gclir toplandı. Pckıneller. bu konserdc
Mozart'ın İki Piyano İçin Konçertosu'nuçaldı-
lar ve genel ıstek üzerine 25 aralık gürlü yeniden
SAT 3ten yayımlandı. Pıyanist İdil Biret. Cho-
pın-Brahms ve Rachmanınorun pıyano yapı-
tlannı plaâa alma maratonunu sürdürdü. Cho-
pın'ın tüm yapıtlannı '92 içinde lamaınladı.
Josep Carreras Katia ve Marielle Labeque.
Leyia Pınar'ın tarihten veçağımızdan besteci- plağı geniş yankılaı uyandırdı.
leri kapsay an CD'sınde ilk kez çağdaş Türk bcs-
tecilerinin de klavsen yapıtlan yer aldı.
Dışişleri Bakanlığı Kültür Dairesi Başkanı
İsmeı Birsel'ın girişimi ıle gerçekleşıınlen CD
kervanına bu yıl Saygun-Erkin-Usmanbaş ve
Kodallfnın kuvartetlerinden oluşan iki CD
dahaeklendi.
Aydın Escn'm Columbia'dan çıkan Anadolu
Hüseyin Sennet'ın. Fransız besteci Alkan'ın
piyano parçalanndan derlediği plak. Altın Di-
yapazon'a değer bulunduğu gibi. yılın en iyi on
plağı arasında yer aldı. Sermet aynca keman-
piyano. çello-piyano. uçlii vcdörtlülcrle yapıığı
Saınt Sacns. Schmidt. Alkan ve Hahn'ın eserle-
nnden oluşan üçplakta dahaçaldı bu yıl.
L çan Hollandalı. Bonn Openısı sanat yöneı-
meni Gian Carlo del Monajo tarafından sah-
nelendi.
İstanbul Devlet Scnfoni Orkestrası. kuruluşu-
nun 20. yıhnı kutlamakta.
Akbank bır oda orkestrası kurdu. Miilkiyeli-
ler Birliği. Saim Akçıl yönetiminde bır oda or-
kestrası kurdu
Akçıl. ay nı zamanda Karadeniz Oda Orkest-
rası'nı kurarak Ekonomık İşbırliği'ne üye ülke-
lerın sanatçılannı bır araya getirdi.
Ankara Oda Orkestrası yeniden etkinlikleri-
ne başladı. Şeflen Gürer Aykal ve başkeman-
cıları Suna Kan. Böylece oda müziği topluluk-
lanmızın sayısı arttı buyıl.
1992'de müzik tanhının önemli üç ismi öldü:
Ravel'den sonra çağımı/ın en bııyük bestecisi
olarak tanınan Olıvıer MesMaen. mayıs ayında
83 yaşında öldü. Müzığinde Uzakdoğu'nun gi-
zemınden kıış seslenne. Katolik ınancının etki-
sıyle bırleşiirdiğı geniş bir velpa/e vardı.
Flütçü Severıno Gazzcloni kasım ayında
öldü. Çağımız kcm.ın ustalarından. romantik
dağareığın önemli bıryorumcusıı, Nathan Mıls-
teın da aralık ayının >on günlennde bu dünya-
dan ayrıldı Bu yılkı Sevda Cenap And Vakfı
Büyük Ödülü. türk Bcîlerı uyelerınden Necil
Ka/ım Akscs'e verıldı.