Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK1992 KÜLTÜR-SANAT
NÂZIM HİKMET HAFTASI
I^Jâzım Hikmet aramızda
• Kültür Servisi —
Niâzrım Hikmet Vakfı'nın
düz^enlediği "90. YJında
NJâzım Hikmet" haftası
bvıgün saat 14.00"te
başlayacak etkinliklerle
stirûyor. Saat 14.00'te
T"ha. Mannara Oteli
Toros Salonu'nda Nâzım
Hikunet'in "Tiyatrc ve
Sinema Çalışmalan"
başlnklı bir panel
gerçekleştirilecek. Onat
Kutlar'ın yöneteceği
paneje konuşmacı olarak
Ali Özgentürk, Ali
Taygun, Refik Erduran
ve Yilmaz Onay
katılacak. Lütfi Kırdar
S~por Salonu'nda saat
20.00'de başlayacak etkinlik ise "Nâzım Hikmet
Ararnızda" adını taşıyor. Açış konuşmasını Kültür
Bakanı Fikri Sağlar'ın yapacağı geceye Joan Beaz, Genco
ErkaJ ve Zülfî Livaneli katılacak.
TİYATRO
'Parlak Teneke Kardeş'
• kültur Servisi — Hadi Çaman-Yeditepe Oyuncuları
yeni yıl için çocuk ızleyicilerine bir armağan hazırladılar.
Topluluk Teşvikiye Rüştü Uzel Meslek Lisesi Tiyatro
Salonu'nda (Teşvikiye Caddesi No: 160) Mustafa
Gezeri'in yazdığı, müziklerini Vedat Akpınar'ın yaptığı,
Güngör Varh'nın yonettiği "Parlak Teneke Kardeş" adlı
iki bölumlük bir çocuk oyununa başladı. Her cumartesi
ve pazar günii saat ll.OO'de sahnelenecek "Parlak Teneke
Kardeş"te Osman Özçelik, Ayşe Selen, Şehsuvar
Aktaş.Tarhan Yilmaz, Harika Özovalı, Ebru Çelik ve
Gungör Varlı rol alıyor. Vedat Akpınar ise kendi
bestelediği müziklerini çalarak eşlik ediyor. Öte yandan
topluluğun bu yıl gerçekleştireceği "Yüksel Gözen
Tiyatrosu Atölyesi", tiyatro kurslannın kayıtları devam ediyor.
MÜZAYEDE
100 tablo müzayedesi
• Kiiltür Servisi — Portokal Kultür ve Sanat Evi yeni
yılın ilk müzayedesini bugiin gerçekleştiriyor. Portakal
Kültur ve Sanat Evi'nde saat 15.00'te başlayacak
müzayedenin başlığı, "1O0 Tablo Müzayedesi".
Müzayedeyi Raffi Portakal yonetecek. Ali Çelebi,
Ayetullah 'Sümer, Hayri Çizel, İsmail Hakkı, Şefik
Bursalı, İbrahim Çallı, Cevat Dereli, Adnan Varınca,
Naci Kalmukoğlu, Fikret Mualla, Namık Ismil gibi
sanatçılann yapıtlannın satışa sunulacağı müzayedede
Halil Paşa'nın 'Bahçede Kadınlar' adlı tablosu 350
milyon lira açış fiyatıyla en pahalı yapıt olarak
belirlenirken, Nazmi Ziya'nın peyzajı, Halil Paşa'nın
'Sahilde Gezintisi'si, yine Halil Paşa'nın 'Halil Paşa'nın
Eşi' başlıklı tablosu ve Fausto Zonaro'nın 'Istanbul'
başlıklı resmi en pahalı beş eseri oluşturuyor.
Pozıtıf Vibratıons Çağdaş Müzık Etkinliklerı 6
VVORLD
SAXOPHONE
OUARTET
CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU
24 OCAK 1992 CUMA, 19:00. VE 21:15
Büetler Cemal Peşıt Rey 148 53 92, Vakkorama Taksım 151 28 88
Vakkorama Suadıye 350 87 42 Fıyatlaı 40 000 TL. oOrena 20.000 TL
Yerler numaralıcır Orgaruaasyon POZİTIF 144 33 94
PHILIPS AUDIO
CUMHURİYET/9
iki oyda bir, ayın onbeşinde yoyımlanan Kedi dergfsi aktı
"Bir eksrtjimn Kedi dergisiydi
1
"(lemiyorsanrı, insan sevgisinm hoyvanlon do
sevmeklefl geçfijini
dujünüyorsanu.Tieden hanen
gidip bir Kedi dergta
olmıyorsunuz?
Yo do doha ryfsî, niye sbone
olmuyorsunuz?
Solcak kedHerini de ev kedJteri ve
öjjeronin kedisi kadar
ieviytffsonız, bu yeni pkan
"boyi kedisi'ne de bavJotoksmz.
Abanehk lan Yopt-Kreıt Bonias
Besiiclaş W>m 0S784B-4 no.hı
hKobo50000îl
Itomanı yelat!
Moatodrea:
PK 6S2 Beroghı-lstanbu)
Joan Baez, bu gece Nâzım Hikmet için söyleyecek *
6
Hep bir davam olacak'Siyasal mücadele
beni gerçekten mutlu
eden tek öğeydi.
Artık yavaş yavaş
huzura
kavuşuyorum.
Bugüne kadar
sağlayamadığım iç
barışı kurmak
zorunda
hissediyorum
kendimi.
MtNE G. SALLMER ~
PARİS - Eğer "gönül ada-
mı" sözü. yaşadığımız pazar
ekonomisi egemenliğinde hâlâ
bir şeyler ifade ediyorsa sizin
için; eğer hâlâ dostluğa, içten-
liğe ve insanlığa çıkarların
ötesinde değer verenlerdense-
niz, Joan Baez'le aynı dünyayı
paylaştığınıza inanabilirsiniz.
Bir gönül adamı Joan Baez.
Eğer bu tanım içinde kadınlı-
ğa da bir yer varsa güzel Türk-
çemizde. Nâzım Hikmet'in
90. döğum yılı kutlamalanna
bugün bir konserle katılacak
olan Joan Baez. Nâzım için ve
değerli meslektaşımız Zeynep
Oral ile arkadaşlığı adına şu
anda Türkiye'de. Kendisiyle
Paris'te sizler için bir söyleşi
yaptık. Fransızca konuştuk,
ama gönül diliyle anlaştık:
- Joan, siz 68'Ii diye adlan-
dırılan özel bir kuşağı temsil
ediyorsunuz. Ben kişisel olarak
70'li yılların özlemi içindeyim.
Ve bu zaman kesitinden beri
gerçekten yeni ve özgün fikir-
ler, sanat akımları > aratılama-
dığını düşünüyorum. Siz ne
dersiniz bu konuda?
BAEZ - Ben de zorluk ve
haksızlıklarla dolu ülkelerde.
sorunlan olan bir dünyada
yaratıcılığın daha geniş. hayal
gücünün daha yüksek olduğu-
na inanıyorum. Bir baskının.
acının söz konusu olduğu za-
manlarda insanlar daha güzel
şeyler yapıyorlar. Müzikte de
böyle bu. Amerika'da insan-
lar tembelleştiler. Tembellik
etmeye zamanlan var artık.
Her yerde de biraz böyle sanı-
nm. Daha az esin kaynağı var.
yaratmak için büyük davalar
dönemi geride kaldı.
Dünyanın bir köşesinde ki-
mileri güzel şarkılar besteli-
yor, güzel şiirler yazıyorlar
belki. Ama bunlann büyük
halk topluluklarına mal olabi-
leceği ortam yok. Seslerini
duyuracak uluslararası bir
düşün platformu yok. Bir gün
belki yeniden savaşmak gere-
kirse bir dava uğruna müca-
dele etmek yani. o zaman or-
taya çıkacak yeni >aratıcılar.
JOAN BAEZ VE VERA TL LYAKOVA — Nâzım Hikmet'in Tarabya'da kutlanan doğumgününe ünlü Amerikalı şarkıcı Joan Baez ve
Nâzım'ın son eşi Vera Ttılyakova da katıldı. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL)
Şiddeti yok etmek zor
- Siz barış için çok "savaş-
tınız". Özlediğiniz barış ger-
çekleşti mi sizce?
BAEZ - Hayır. Banş kav-
ramındaki sorun. banşın as-
lında "savaş yokluğu" demek
oluşu. Ama geYçek banşın
varlığından söz edemeyiz. Al-
manya'ya bakın. Irkçıhğın.
faşizmin yükselişine.. Ömrüm
boyunca savaşsız. şiddetsiz bir
dünya olamayacağını ileri sü-
ren düşünceye karşı çıktım.
Bugün belki de gerçekten
şiddetin yok olduğu bir dün-
yanın olamayacağını düşünü-
yorunı. Sokaktaki şiddetin
yok edilemeyeceğini yani. İn-
sanlık. kendi imgesini bu şid-
detten anndırabilir belki.
Ama asıl sorun. arkalarındaki
haritalara minik renkli iğneler
saplayıp duran generaller. 18,
19 yaşındaki çocuklan o iğne-
ler doğrultusunda)
ölmeye
gönderenlcr.
- Biitün hatayı generallerin
sırtına yüklemek biraz kolay-
cılık olmuyor mu? Şu Doğu
ülkelerindeki milliyetçilere ba-
kın, ne kadar mutlu siviller var
ellerine silah alıp sokaklara fır-
layan. Askercilik oynamaya
hepsi hevesli değil mi? Hepsi
Vaclav Havel'in
çevresinde çok akıllı
insanlar var. George
Bush gibi salaklarla
çevrili oturmuyor.
Havel'in entelektüel
bir düzeyi var.
geııcral olmak hırsını taşımı-
yor mu içlerinde?
BAEZ - Evet. Ne kadar
•yeteneksiz hepsi! Yıllarca ikti-
dar vegüç sahibi olamamamn
ezikiiği içinde, Amerikalı "sı-
fır numaralarımıza" bakıp on-
lan taklit etmek. onlara ben-
zemek hevesine düştüler.
Herkes John \Vayne olmaya
çalışıvor. Kımsenin Gandhi'-
yc özendiği >ok. Kımliğini
arayan küçük ülkelerde. um-
madıklan bir gücü ansızın ele
geçiren insanlar, haydutçuluk
oynuNorlar.
Oysa Gandhi gibi insanlar
da geçti öyle ezikliklerin için-
den. Gandhi bir John Wayne
değildi. Kısa boylu idi. komik
bir yüzü vardı, ama ne büyük
adamdı! Ben Gandhileri seve-
rim. Onlardır benim için ger-
çek kahramanlar. Onların
bittiklerini de söyleyemeyiz.
Örneğin bir Vaclav Havel var.
Çin'deki mayıs öğrencileri de
onların soyundan. Ama
ABD'de bile gençlerin ideali
değiller. Umurlannda bile de-
ğil gençlerin büyük insanlık
örnekleri.
Havel ilah gibi
— Vacla> Havel'i biraz ilah
yaptık galiba...
BAEZ — Evet, benim için
öyle.
— Ama Komünist rejimin
teksesliliğinden acı çeken Vac-
lav Havel, bugün komünizmin
yasaklanmasıyla aynı yanlışı
tekrarlamıyor mu sizce?
BAEZ - Evet, ama Vaclav
Havelin çevresinde çok çok
akıllı insanlar var. Örneğin
George Bush gibi. salaklarla
çevrili oturmuyor. Bush'un et-
rafı beş para etmez. Havel'e
bakıyorum. işbirliği yaptığı
insanlar aydm ve akıllı. Şimdi
altını çizdiğin yanlış konusun-
da kendisiyle mücadele edi-
yor. uyanyorlaronu. Havel'in
komünizmi yasaklayacağını
sanmıyorum. Hâlâ komünist
olup çevresinde banndırdığı,
konuştuğu ve tartıştığı insan-
lar var çünkü. Akıllı insanlar.
Ve şöyle bir baktığın zaman.
yanlış yapsa da düzeltecektir
Havel. Çünkü entelektüel bir
düzeyi var. Çok yüksek bir
düze>i. Çabuk hareket ediyor,
yanlışlarını düzeltiyor.
— Ya siz, yaşınızın ve mesle-
ğinizin bu noktasında, kendi iç
barışınızı sağlayabildiğinizi
söyleyebilir misiniz?
BAEZ - Yavaş yavaş hu-
zura kavuşuyorum. İki >ıl
önce başladı bu. İki yıldır kcn-
dimi.aramaya başladım çün-
kü. Önceleri. bütün Amerika-
lılar gibi ben de epeyce psiko-
lojik tedavidep geçtim.
Ama elli vaştan sonra ken-
dimi gerçekten çok derinlerde
aramaja başladım. Pek çok
şey keşfettim. Ve yavaş yavaş
kendimle barışmaya başla-
dım. Geç \e yavaş oldu bu.
Çok çalıştım, ömrüm boyun-
ca koşuşturdum. ürettim. Be-
nim gibi insanların fazla
zamanı olmuyor kendilerine
ayıracak. Ama biraz durmam.
yaşamaya zaman ayırmam ge-
rekiyor. Örneğin Türkiye'deki
bir haftayı kendi zevkim için
geçireceğim. Keyif için gidiyc-
rum Türkiye'ye.
- Demek artık bir davadan
çok kendiniz için yaşıyorsu-
nuz?
BAEZ - Evet.
- Hâlâ bir "dava"nız var mı
uğrunda mücadele edebileceği-
niz?
BAEZ - Evet, hep bir "da-
vam" olacak. Ama durmasını
da bilmek gerek. Durmak, dü-
şünmek, bakmak, görmek ve
karar verdikten sonra bir da-
vanın peşine düşmek gerek.
İlla dava olsun da uğrunda
mücadele edilsin diye değil.
gerçekten inandığım bir dü-
şünce için bir şeyler yapmalı-
yım. Siyasal mücadele, beni
gerçekten mutlu eden tek
ABD'de herkes John
VVayne olmaya
çalışıyor. Kimsenin
Gandi'ye özendiği
yok. Ben Gandiler'i
severim. Onlardır ,
benim için gerçek
kahramanlar.
öğeydi yaşam içinde. Ama ar-
tık durmak. sağlayamadığım
iç barışı kurmak zorunda du-
yumsuyorum kendimi. Benim
için gerçek büyük mücadele
belki de bu olacak.
- Peki profesyonel alanda,
yapmamaktan pişmanlık duy-
duğunuz şeyler var mı? Çok geç
kaldığınız girişimler örneğin?
BAEZ - O bakımdan şan-
sım var. İlk otuz yıl. politika-
ya derinlemesine dalmıştım.
Politika ile mesleğim birlikte
yürüdü ve birbirlerini destek-
lediler. Ama şimdı. kendimi
siyasal desteksiz dinletebil-
mek. -sesimi duyurabilmek
için bir "menajer"e gereksinı-
yorum. Arük benim de bir
menajerim var. Bu işler böyle.
Bir dönüm noktasındayım.
hep aynı şarkılan söylemek is-
temiyorum, yeni şarkılanmı
dinletebilmek için de sisteme
girmek gereki>or.
- Biçeminizi değiştirmek
mi istiyorsunuz?
BAEZ - Bıçemimi çok de-
ğiştirmek istemiyorum. Çok
biçem dcncdim. Bazıları bana
çok uygun. Baladlar. sesime
yakışan ezgiler... Yeni kurum-
lar var yeni şarkılanmla ilgile-
nen, hoşuma gıdiyor. Çünkü
ses. devam ediyor. O yönden
sorun yok. Ses bir keman de-
ğil. doğal bir alet. Elbette elli
yaşında farklı çıkıyor, ama yi-
ne dc sorun yok. Avnca mü-
zikten başka şe\Ierle de ilgile-
niyorum. resim yapıyorum,
yazıyorum...
- Ne yazıyorsunuz?
BAEZ - Şiir yazıyorum bi-
raz... Zeynep'tc (Öral) var
örnekleri.
- Bu şiirler şarkı olacak mı
günün birinde?
BAEZ — Sanmıyorum.
Şarkı sözlerinden çok farklı
şeyler yazıyorum. Ama çabuk
yazıyorum ve yazmak çok ho-
şuma gidiyor. Belki bir gün,
şarkı söylemeyi bıtirdiğimde
roman bile yazabiürim.
Bir yerdeki erkek
- Bizim yaşımıza gelince,
*insan erkeklik ve kadınlık iistü-
ne de düşünmeye başlıyor. Siz
nerelerdesiniz bu düşünceler
de. örneğin erkekleF-hakk-ma'a
ne düşünüy or'sünu/'.'^rzi mdrfltt
ettiler mi, yoksa hayal kırıklığı
mı yaşadınız daha çok?
BAEZ- Genellikle hayal
kırıklığına uğradım. Mutlaka
bir yerlerde hayal kırıklığına
uğratma>acak erkekler \ardı.
ama onlan aramak. bulmak
gerekiyordu. Ben korktum,
aramadım...
- Berlin Duvan'nınçöküşü-
nü, Doğu Bloku'nun çöküşünü
nasıl değerlendiriyursunuz? İyi
oldu mu?
BAEZ - Evet. iyi oldu.
Çünkü eski durum daha kö-
tüvdü. Sorunlardeğişti. Şimdi
Almanya tehlikesi var. Irkçı-
lık. faşizm... Tarihi hiç yaşa-
mamışçasına avnı vanhşlara
başlıvorlar. Ben korkııduyu-
yorum bundan.
Nâzım'ın Çifesi' adlı kitabın yazan RadiFış, Nâzım Hikmefi anfotti
Bütün dünyayı temsil edebilirdiREFİK DURBAŞ
Radi Fiş bir süredir ülke-
mizde. Türk okuru onu daha
çok Nâzım Hikmet'in yaşamı-
nı anlatan "Nâzım'ın Çilesi"
kitabıyla tanıyorlar.
Radi Fiş'le bir süre önce Rı-
fat Ilgaz'ın 80. yaş günü dola-
yısıyla bir Kastamonu gezisi
de yaptık. Ama onunla Nâ-
zım'ı konuşmayı ünlü şairimı-
zin 90. yaş gününün kutlandı-
ğı bugünlere bıraktık.
41 yıl önce Nâzım"ın Tarab-
ya önlerinden yurtdışına
"son" çıkışının çiçeklerle kut-
landığı gün. Nâzım'ın çiçek-
lerle "dönüş" günü daha doğ-
rusu.
Boğaz'ın aydınlık yüzüne
bakarak Nâzım'ı bekliyoruz
ikimiz de.
Radi Fış'e soruyorum,
"Nâzım nasıl bir insandı" di-
ye...
Gözleri b'uğulanıyor ve an-
latmaya başlıyor:
"Onu anlatmak ne mümkün?
Onun için dört kitap yazdım,
yalnız biri Türkçeye çevrildi.
Şiirini, görüşlerini araştırdım.
Hepsi Rusca basıldı."
Radi Fiş. Nâzım'ı Mos-
kova'ya gittiğinde tanımış.
Tarih 1 Haziran 1951. Beş ay
kadar edebi sekreterliğinde
bulunmuş, ölümüne kadar da
dostluğunda arkadaşlığında...
Söz, Nâzım üzenne uçuyor:
"Demokrat bir insandı. Her-
kese "kardeşim" derdi. Oysa
bizde "kızkardeşim" demek
gerek bayanlara. Ama o aldır-
maz, herkese "kardeşim" der-
di. Bu da bazen gülüşmelere
yol açardı. Şoföre de böyle
derdi, yazara da... Herkes
<mun için kardeşti, polis bile...
NÂZIM'IN DOGüM GÜNÜNDE — Rus Türkolog Radi Fiş (solda). Nâzım Hikmet'in Tarabya'-
da ulkeden ayrıldığı noktada kutlanan dogumgününde arkadaşımız Refik Durbaş'la birlikte.
Çok yakışıklıydı. Müthiş
bır adam yani. Başka dünya-
lara temsilen bir adam gön-
dermek gerekse bu ancak
Nâzım olabıjirdi.
Uzun boylu. zeki ve şair.
Büyük şair olmak için büyük
bir kişiliğin sahibi olmak ge-
rek. Nâzım böyleydi işte..."
Güneş. ışığını Boğaz'ın su-
larına bırakıyor, oradan da
Radi Fiş'in yüzüne.
"Hayatımda böyle iki insan
tanıdım" diye sürdürüyor-
sonra. "Nâzım ve Şostakoviç.
İkisi de eski deyimle tam bir
"veli". Nâzım'ın bizim hayatı-
mızda. dünya görüşümüzde
büyük bir etkisi var. Onu tanı-
dığımda 26 yaşındaydım. hâlâ
da onunla yaşıyorum. Bedred-
din'i ondan öğrendim, Mev-
lana'yı da ... Onun şiirlerinden
öğrendim."
Söz, Nâzım'la ilgili anılara
geliyor. Bir süre konuşmuyor
Radi Fiş, düşünüyor. Sonra
sanki o anları yaşarmış gibi...
"Bir kahvede buluştuk bir-
gün. Sabah, hem kahvaltı ya-
pacağu hem de konuşacağız.
Çay içtik, bir şeyler yedik.
Garson hesabı getirdi. Nâzım
50 ruble çıkardı, fakat bozuk
para yok. Hesap da üç ruble.
Ben para çıkardım. Müthiş öf-
kelendi, kızdı. Kafası kıpkır-
mızı oldu. "Sen Türkolog sayı-
lıyorsun, ama bizim âdetlen-
mi7İ bilmiyorsun' dedi. 'Sen
daha gençsın benim paramı
vermek için' Şap şap diye eli-
me vurdu. Sonra garsona para-
yı bozdurttu. Ben tabii mahçup
oldum."
Başka apılar?
"Müthiş bir Türkiye hasreti
içindeydi. Ama pek bir şey söy-
lemiyordu. Bu hasretini hep şi-
irlerine döküyordu. Zaten her
düşündüğü, her hissettiği şey
onu şiire götürüyordu. Onun şi-
irlerini bütünüyle okuyunca
biyografisini de öğrenirsiniz.
Yaşadığı ortam, dünyanın hali,
düşündükleri, hissettikleri, her
şey şiirlerinde...
Bir gün gazete için bana bir
şey dikteettiriy ordu. OTürkçe
söylüyor, ben Rusça yazıyor-
dum. Bazen de ben Türkçe, o
Rusça... Çünkü ne zaman tar-
tışma çıksa aramızda böyle
yapıyorduk.
Cümleyi bitirdim, baktım su-
suyor. Ben de tabii. Birkaç
dakika geçti. Gözleri dolu do-
lu, birdenbire bana döndü, 'De-
vam edelim" dedi. Türkiye
haritası önünde durmuş. domıp
kalmıştı. Aklına Türkiye düş-
müştü yine...
O an yüreğim cız etti. Bı^
Nâzım'ın sonsuzluğa kadar sü-
recek yolunun başlangıcıydı
sanki..."
Anılann sonu gelecek gibi
değil. Cebinden iki parça kâğıt
çıkarıyor. Rusça yazılı. "İşte"
diyor, "Nâzım'ın vasiyeti
bu..."
İmzasını göstenvor Nâ-
zım'ın, noter mührünü göste-
riyor. Tarih: lOEylül 1959.
Dudaklarından kırık dökük
şu sözcükler dökülüyor:
"Benim hanıma, Andaç Mü-
nevver ve benim oğluma. Andaç
Mehmet'e Türkiye'de İstanbul
Kadıköy, CevizMk Bakla So-
kak bir numara adresi telif
hakkımızdan yüzde yetmişbe-
şin onlara, yüzde yirmibeşin
Türkiye Komünist Partisi'ne
verilmesi..."
Radi Fiş, "Biz böyle davra-
nıyoruz, Türkiye ne yapar bile-
miyorum" diye ekliyor.
Sonra Tarabva rıhtımında
toplanmış genç şairleri göste-
riyor. "Siz mutlu bir halksı-
nız" diyor, "Böyle bir şairiniz
olduğu için mutlu bir halksınız.
Böyle bir şair yiiz y ılda bir geli-
yor dünya yüzüne. O da sizden
çıktı. İşte bu, Türkive'nin şan-
sı..."
"İşte bu Nâzım" diye söyle-
niyor yalnızca artık...
'Fotoğraf
Ornekleri
• Kültür Servisi — İstanbul
Üniversitesi Öğrenci Kültür
Merkezi Fotoğraf Kulübü
(İSÜF)tarafından
periyodik olarak
gerçekleştirilen etkinlikler
çerçevesinde fotoğraf
sanatçısı İsa Çelik, 24 ocak
cuma günü bir dia gösterisi
yapacak. İstanbul
Üniversitesi Öğrenci Kültür
Merkezi'nde(OKM)
yapılacak olan
"Fotoğraflanmdan
Örnekler" konulu dia
gösterisi saat 15.00'te
başlayacak.
Kültür tarihi
tartışılacak
• Kültür Servisi -
Avusturya Kültür Ofısi,
"Çeşitli Yönleriyle Kültür
Tarihi" anabaşlığı altında
bir dizi > uvarlak masaya
başlıyor. Bu toplantılardan
"21. Yüzyıla Girerken
Kültür Tarihuıin Hedefleri
ve Anlamı" başlıklı ilki, 22
ocak çarşamba günü saat
18.00'de Avusturya Kültür
Ofisı'nin Teşvikiye'deki
salonunda yapılacak. Enis
Batur, Prof. Dr. Cevat
Çapan ve Prof. Dr. Tahsin
Yücel'in konuşmacı olarak
katılacaklan toplantıyı
Ahmet Cemal yonetecek.
Jackson yine
liste başı
• İSTANBLL(İÜHA)-
Michael Jackson'm
"Dangerous" albümünde
yer alan "Black or White"
adh parça 7. haftada halen
müzik listelerinde bir
numara olmaya devem
ediyor. USA f oday
gazetesinde yer alan habere
göreJackson'ın
"Dangerous" adlı albümü
AMerika'da 4 milyon
satarken ülke dışında ise 6
milyon kopyalık birsatış
gerçekleştirdi. İlkyedi
Saftada lömilyon kasetle
kazanılan bu başan
Michael Jackson'ın "Bad"
adlı albümünün 4 aylık
satışınaeşit.
Yeni oyunlar
• ORDL (AA)-Ordu
Belediyesi Karadeniz
Tiyatrosu. iki yeni oyunun
hazırlıklanna başladı.
Tiyatro. Eric Boşs'un
yazdığı. Can Gürzap'ın
Türkçeleştirdiği "Dans
Eden Eşek' adlı oyuna,
Hakan Altan yönetiminde
hazırlannor. Oyunda,
Ferda Turgut, Ali Kemal
Tandoğan. Coşkun
Çetinalp. Tahir Öner,
Nurgül Altmışdört ve
Fatma Demir rol alıyor.
İkinci oyun olan Recep
Bilginer'in yazdığı "San
Naciye'yi ise İsa Küçük
sahneye koyuyor. Oyunda.
Aylin Gürsoy. Tahir Öner.
Cüneyt Kalyoncu. Ferda
Turgut. Seyhan Güngör.
Hakan Altan. Hülya Alan,
Fatma Demir. Mehmet
Hartamacı. HüsnüCanik
ve Şükran Şensoy rolleri
paylaşıyor.
Gitar
dinletisi
• İSTANBLL(AA)-
Kartal Sanatevi Klasik
Gitar Grubu öğrencileri, ilk
dinletilerini20ocak
pazartesi günü verecekler.
Hüseyin Yeşiltepe
yönetiminde Hasan Ali
Yücel Kültür Merkezi'nde
saat 18.30'da
gerçekleştirilecek ilk
dinletide, 5.5 yaşındaki
Simge Konanç.
Beethoven'ın 9. Senfonisi'ni
seslendirecek.
'Pretty
Woman' kötü
i i igiyiniyor
• İSTANBUL (İLHA)-
ÜnlafılmyıldızıJulia
Roberts "Pretty Woman"
adlı Fılmındeki başansından
sonra adından sıkça söz
ettirmeye devam ediyor.
Suddeutsche Zeitung
gazetesinde ver alan habere
göreünlümodacı
Blackvvell. geçen yıl Julia
Roberts'ı dünyanın en kötü
giyinen kadını olarak
Wynonna Judd'dan önce
listesinealdı. Blackvvell,
yaptığı açıklamada. bu yılki
listesine Barbara Streisand,
LizTaylor. BetteMidlerve
Chergibiünlülcri
almadığını belirtti.