15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
M9 OCAK 1992 HABERLER CUMHURİYET/3 Içişleri Bakanı Sezgin ile Adalet Bakanı Oktay gözaltı süresi konusunda farklı görüşte Gözaltı süresi pazarlığıTURAN YILMAZ ANKARA —Hükümetin de- mokratikleşme hedefınin önemli axlımlanndan biri olan gözaltı stlresinin kısaltılması konusun- d a lçişleri ve Adalet bakanlıklan arasında görüş aynlığı çıktı. lçişleri Bakanlığı, toplu suç- larda dört günlük gözaltı süre- sinin yetmeyeceğini, bu neden- \c gerektiğinde sürenin uzatılma- sına olanak sağlanmasını istiyor. lçişleri Bakanı Ismet Sezgin, hu- kuk reformuna kendilerinin de taraftar olduğunu, ancak bunu gerçekleştirirken Türkiye'nin bir suçlular cenneti haline de geti- rilemeyeceğini belirtti. Adalet Bakanlığı ise başta Sezgin olmak üzere kabinenin DYP kanadının gözaltı süresine ilişkin kaygılarını gidermek amacıyla adli kolluğun kurul- ması çalışmalarına hız verdi. Adalet Bakanı Seyfi Oktay da adli kolluk çalışmalannı kısa sü- rede bitirmeye çahştıklannı be- İsmet Sezgin: Öyle suçlu oluyor ki bir gün ismini söylemiyor. O zaman bu suçLunun yargı önüne getirilmesi olanaksız. Demokratikleşmede polis üzerine düşen görevi yapacaktır. Ama polis bunu yaparken Türkiye de suçlular cenneti olmayacaktır. Seyfi Oktay: Bizim amacımız Türkiye'ye yeni bir sistem getirmek. Bu sistem ile gözaltı konusunun kötüye kullanılmasını önlemek istiyoruz. Sonuçta süre iki gün fazla ya da az olmuş, Önemli olan o değil. Asıl önemli olan yeni sistemin yerleştirilmesidir. lirterek "Sürenin iki gttn az ya da çok olması degil, Türkiye'ye yeni bir sistemin getirilmesi önemli" dedi lçişleri Bakanı Ismet Sezgin, Cumhuriyet'in, gözaltı süresinin kısaltılması çahşmalanna ilişkin sorulannı yaratlarken toplu suç- larda gözaltı süresinin dört gü- ne indirilmesinin bu konudaki soruşturmalarda süre yetersizli- ğine yol açacağını düşündükle- rini söyledi. Konu, Bakanlar Kurulu'nda görüşülürken buna ilişkin düşüncelerini aynntılı bir biçimde gerekçeleriyle birlikte ifade edeceğini de belirten Sez- gin şöyle konuştu: "Biz hnknk refonnnna Uraf- tanz. Ama gözaltı süresinin de suç ve suçlulann çagımızda ge- lişen nitelik ve niceliklerine uy- gun olması gerekir. Öyle suçlu oluyor ki bir gün ismini söyle- miyor. O zaman bu suçlunun yargı önüne getirilmesi olanak- sız. Böyle birtakım teknik zo- nınlnluklar var." Sezgin, "Sizin özelUkle toplu suç soruşturmalannda, gerekti- ğinde gözaltı süreanin uzaülma- sına olanak saglayacak bir dü- zenleme istediginb belirtiliyor" anımsatması üzerine de "Oyte. Biz o konuda çok esnegiz" de- di. Sezgin, bir başka soru üze- rine de "Demokratikleşmede, nnr*""* a ı polis üzerine dü* şen görevi yapacaktır. Ama po- lis bunu yaparken Türkiye de suçlular cenneti olmayacaktır Ubii. Takip edilmeyen, üzerine vanlmayan, yargıya göoderilme- yen suçlular cenneti de olmavacaktır" karşıhğını verdi. Kabinede Sezgin'in görüşleri- ni DYP kanadından bazı bakan- lann da paylaştığı kaydedilirken Sezgin, bu konudaki son kara- rın Bakanlar Kurulu'nca verile- ceğini ifade etti. Gözaltı süresinin suç ayrımı gözetilmeksizin kısaltılması ko- nusunda lçişleri Bakanlığı ile görüş aynlığmda olan Adalet Bakanlığı ise bazı kabine üyele- rinde ortaya çıkan kaygılan gi- derecek çalışmalara hız verdi. Adalet Bakanlığı, hükümet programında da yer alan adli kolluk sisteminin oluşturulma- sı çalışmalarını hızlandırdı. Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorulanm yanıtlayan Adalet Ba- kanı Seyfi Oktay, demokratik- leşmenin sağlanması konusunda kabine üyeleri arasında temel bir görüş aynlığı olmadığını belirt- ti. Gündeme getirilen konularda kabine üyelerinin görüşlerini açıklayip gerektiğinde sorunla- rı tartışmalannın da çok doğal olduğunu ifade eden Oktay, kendilerinin de tartışmaya açık bir taslak hazırlayıp Bakanlar Kurulu'nuı; gündemine getirdik- lerini belirtti. Oktay, getirdikle- ri taslağın aynen benimsenmesi gibi bir durumun söz konusu olamayacağını, kabine üyeleri- nin görüşleri doğrultusunda son şeklini alacağını da kaydederek, "Bizim amacımız Türkive'ye ye- ni bir sistem getirmek. Bu sistem ile gözata konusanun kötüye kallanılmasını önlemek, bunu bir ceza •itetifinden çıkarmak istiyoruz. Yari Türkrye've bu ko- nnda yeni bir anlayış getirmeye çahpyorvz. Sonocta süre iki gün fazfaı ya da az olmuş, önemli olan o degil, asıl önemli olan amaçlanan bu yeni sistemin ge- tirilip yerieştirilmesi, işletilebil- mesidir" diye konuştu. Oktay, Bakanlar Kurulu'nun gttndeminde bulunan taslak ile öngörülen sistemi bütunlemek üzere adli polis teşkilatı kurul- masına ilişkin yasa taslağı çalış- malarını da hızlandırdığını bil- dirdi. ILO sözleşmeleri İşveren Anayasa degışıkhgı istediANKARA (AA) — Türki- ye İşveren Sendikalan Konfe- derasyonu'nun (TİSK), Ulus- lararası Çalışma örgütü'nün (ILO) onaylaması düşünülen, sendika özgürlüğüne ve sendi- ka hakkının korunmasına iliş- kin 87 sayıu ve kamu görevin- de örgütlenme hakkının ko- runması ile istihdam koşulla- nnın belirlenmesi usüllerine ilişkin 151 sayılı sözleşmeleri hakkındakı görüşü hükümete sunuldu. ILO'nun 151 sayılı sözleş- mesini bugün için dünyadaki 156 ülkeden sadece 22 ülkenin onayladığı, ABD, Almanya, Fransa, Japonya, Belçika, Avustralya, Kanada, İrlanda ve Lüksemburg gibi geUşmiş ülkelerin dahi sözleşmeyi he- nüz onaylamayan ülkeler ara- sında bulunduğu kaydedilen TİSK görüşünde, şöyle denil- di: "Konfcderasyonumnz söz- leşmelerin onaylanmasından önce bu sözleşmelerin geregi olan anayasa degjşikliklerinin yapdmasmı zorunlu gönnekte- dir. Zira söz konnsu degişik- likler gerçekleştirilmedigi tak- dirde ülkemiz uluslararası ptatformlarda çeşitii eleştiri ve kınamalara manız bırakdabi- lecek hatta Uluslararası Çalış- ma Teskflati'nca özel paragraf müeyyidesi uygulanmak süre- tiyle onur kıncı bir duruma düşebUecektir. Yarın ekranda Şöz Meclisten îçeri TKTyi huzursuz etti StNA KOLOĞLU Gazeteci Nazlı Dıcak ve Tayyar Şafak'ın hazırladığı 'Söz Meclisten Îçeri' adli tele- vizyon programı TRT Haber Dairesi'nde huzursuzluğa yol açtı. TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem'in Ulusal Rad- yo Televizyon (URT) şirketi yetkilileriyle imzaladığı anlaş- mayla hazırlanan Söz Meclis- ten Içeri'ye yönelik eleştiriler, üç nokta etrafında toplanıyor. İlîri yann yayunlanacağı açık- lanan programın TRT Haber Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan Stüdyo A kuşağı içinde yer alması. Ikincisi, TRT çahşanlan tarafından gerçekleştirilebilecek program için 45 milyon lira veriimesi, Uçüncüsü ise televizyon ve ha- ber dairelerinin programın ya- yunlanacağmdan haberi olma- ması. Şener Şen ile Emel Sayırîın başrolünü oynadığı Muhabbet-92 gazino hayatını hicvediyor Bu mulıabbete kıüak verinY akında bu •terkezde Bir assolist... Bir gazino patronu... Gazinoya gitmeyen aileler... Gazinodan çıkmayan mafya fedaileri...Bol şarkı... Bol muhabbet... Hepsi yakında Bostancı Gösteri Merkezi'nde... MERT AIİ BAŞARIR Sanat-ı temaşada Dalalım gazinoya Halimize bakalım Gülelim doya doya Faca masa arka masa Hayalisi belalısı Gazino denen muhabbet Kültürümüzün aynası Şarkı sözlerini Aysel Gürel 1 in, dramasuu Umur Bugay'ın vazdığı, müziklerini de Atilla Ozdemiroğlu'nun bestelediği Muhabbet-92 adli muzikal 24 ocak cuma akşamı Bostancı Gösteri Merkezi'nde başhyor. Şener Şen ve Emel Sayın'ın baş- rolünü oynadığı bu müzikli gös- teriyi Aüf Yümaz ile yardımcısı Leyla Özalp sahneye koyuyor. Egemen Bostancı'nm 1986 yı- lında ani ölumuyle bu tür "po- püler müzikallerin" yere düşen bayrağı bundan böyle Mustafa Oguz tarafından taşınacağa benzer. Bostancı Gösteri Merkezi'nde geçen sezon büyük ilgi gören Sezen Aksu-Uğur Yü- ce ikilisinin ardından Muhabbet 92'den de aynı başarıyı bekliyor Mustafa Oguz. Tiyatroculuk şarkıcılıktan zor' Oyunun yazarı Lmur Bugay dramayı gazino patronu ile as- solistin çelişkileri üzerine kurdu- ğunu, ailelerin artık uğramadı- ğı, mafyamn eline düşen gazino- lar dünyasını bütün yönleriyle iki bölüm halinde hicvettiğini açıklıyor. Şener Şen, bugüne dek sinema dışında Sezen Aksu Aile Ga- zinosn, Sade Vatandaş Şvayk, Neşe-i Muhabbet, 1000 Yü Önce-1000 Yri Sonra gibi müzi- kallerde de rol aldı. Ses sanat- çısı Emel Sayın da 1982 yılının so- nunda Şan Muzikholü'nde sah- nelenen Neşe-i Muhabbet'te sa- dece şarkı söylemişti. Sayın, Muhabbet-92'de ilk kez tiyatro- yu deniyor. Eşofmanlanyla sahnede pro- va alan Şener Şen verilen arada "Muhabbet-92 sanıyorum Şener Şen'le Emel Sayın'ı bir araya ge- tirmek için düşünübnüş bir olay. Bu bir muzikal, ama gerçek an- lamda değil tabii. Aslında Emel Sayın sade konser verip ben de tek başına şov yapabilirdim. Ama bir yapı içinde olması bizi rahatlatti" diyor. Emel Saym'la çalışmamn zevkh° ve uyumlu ol- duğunu belirten sanatçı, "Bu ON Y1L ÖNCE — Emel Sayın ve Şener Şen 10 yıl önce Şan Muzikholü'nde sahneye konaıı Neşc-i Muhabhet mıuikalindc beraber oynamışlardı. Mehmet AIi Erbil'in de rol akhğı müzikalde Emel Sayın sadece şarkı söylemişti. "Oyunun akışını bozmamaya çahşıyonım" mütevazılığı içinde ki Emel Sayın, Muhabbet-92'de 17 şarkı okuyor. Bu şarkılann yedisi şubat ayı içinde piyasaya çıkacak olan yeni kaseti Emel Saym-92'den. İlk kez muzikal sahneleyen yönetmen Atıf Yıltnaz bir yaz önce geçirdigi bel fıtığı ameliya- tından sonra ayakta fazla kala- mıyor. "Düne kadar burada bir divsın vardı, yatıyordum. Bugün onu kaldırmışlar" diyor her za- manki güleç yüzüyle. Sinema yönetmeni Ydmaz'a göre 180 de- rece açıhmlı bu sahnede oyun koymak "Üç boyut yerine iki boyutta çalışmak." Eündeki mikrofonla Aüf Yıl- maz'ın yanında yer alan yönet- men yardımcısı Leyla Özalp ise sahne akışındaki aksamalara ve mizansen bozukluklanna mü- dahale ederken şunlan söylüyor: "Sahne sahne film çeker gibi sahne sahne prova yapıp işin bü- tününti göriiyoruz. Burada ka- mera yerine seyircileri hesaba katıyoruz." Koregrafısini Nilay Yeşiltepe^ nin, dekor kostümünü Gül Oguz'un yaptıği Muhabbet-92'de yer alan alan diğer sanatçılar ise Ali Yalaz, Vural Buldu, Gamze Özalan, Ayten Erman, Tuna Ar- man, Tuncer Yenice, Ali İhsan Bozdemir, Şeref Umut, Faruk Kurukaya, Çetin Başaran ve Atil- la Ertüz. ON YIL SONRA - Şener Şen ile Emel Sayın Muhabbet-92'de de başrolü oynuyorlar. Müzfkalde ilk kez tiyatroyu deneyen Emel Sayın 17 şarkı okuyacak. müzikaller sadece hoşca vakit geçirmek üzerine kurulu oldugu için fazlaca boyutian yok" yo- nımunu getiriyor. Şener Şen, Egemen Bostancı'nm ölümü ile biten müzikallerin Mustafa Oğuz'la tekrar canlandırılması konusunda ise "Mustafa Oğuz- un Egemen'den sonra bu işi gö- türebüen tek insan olarak orta- ya çıkışı enteresandır" diyor. "Tiyatroculuk şarkı söyle- mekten daha zor" diyen Emel Sayın ise şöyle konuşuyor: "Sa- dece bir solo konser vennek ya da gazino programı yapmak çok daha kolaymış. Tiyatroda fizik- sel yorgunluğun yamnda sorum- luluk da ağır. Buna rağmen skeçlere, danslara katılmak çok boş." Katoliklerle laikler arasında uzun süren mücadeleye neden olan yasa, parlamentoda onaylandı Seks dersi İtalya'da okula giriyor NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Seks dersi Italya'da okullara giri- yor. Italyan parlamentosunda onaylanan yasaya göre ders programına giren seks dersi ana oku- lundan liseye dek bütün eğitim kurumlannda uy- gulanacak. Katolikler ile laikler arasında uzun mücadele- lerden sonra meclisten geçen yasanın yürürlüğe girmesi için senato tarafından da onaylanması ge- relciyor. Muhalefetle iktidar arasında 12 yıl sü- ren bir tartışmadan sonra parlamentoda onay- lanan yasa, seks derslerinin zorunlu ders olma- sını ve en geç iki yıl içinde bütün ltalyan okulla- Seks dersinin ana okulundan liselere dek bütün okullarda okutulmasını öngören yasa, senato tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. Seks dersi okutacak hocalar, cinsellik üzerine araştırma yapan kurumlarda özel eğitimden geçirilecek. nnın ders programma girmesini öngörüyor. "Cinsel ymşamın çeşitii yönleri ve anlamı hak- kında çocuklara dogru bilgi vennek" amaanı gü- den seks dersi her tip okul ve heT düzeydeki öğ- retimde uygulanacak. öğretici ders programla- nmn bölünmez parçası olarak kabul edilen seks dersleri veülerin konu üzerindeki hassasiyetini arttırmayı hedefliyor. Parlamentonun yasayı kabul etmesi amacıyla büyük gayret sarf eden eski komünistlerden De- mokratik Sol Parti milletvekili Bianca Gelli bu uygulamamn toplumdaki kalıplaşmış kadın ve er- kek rollerinin silinmesi için şart olduğunu söy- lüyor. Eski Komünist Bianca Gelli'yi, muhafa- zakâr Hıristiyan demokrat kadın milletveküi SB- via Costa da destekliyor. "Bu yasanm geçmesi" diyor cazibeli milletve- kili Costa, "zamanın boşu boşuna geçmedigini gösteriyor. Seks dersleri bundan böyle tabiat bfl- gisi ya da biyoloji kitaplanmn içine sıkışmaya- cak. Çocuklar doğura kontrolü, AIDS gibi bilimsel-teknik alanlann yanı sıra cinselHğin psi- kolojik, ahlaki, sosyal, tarihi ve hukuki yönleri ve sonuçlan hakkında bilgikndirilecek..." Seks dersterini kim okutacak, sorusu ise he- nüz tam anlamıyla yanıtlanmış değil. önümüz- deki yıl içinde seks dersini okutacak bütün ho- calar, cinsellik üzerinde araştırma yapan kurum- larda özel eğitimden geçirilecek. Ayrıca özel uz- manlann seminer şeklinde vereceği derslerin ya- nı sıra çocuklar arasında yapılacak tartışmalara da ağırhk verilecek. GUNUN NÖTLARI OSMAÎV ULAGAY 'Paket'in Zaafı Bütçe Devlet Bakanı Tansu Çiller'in dün açıkladığı ekonomik önlemler paketinin hedefleri çok güzel; enflasyon kalıcı olarak düşürülecek, üretim arttırılacak, gelir dağılımı dü- zeltilecek, piyasa mekanizmasının iyi işiemesi sağlana- cak, dünyayla entegrasyon ve ekonomik demokrasi ge- liştiriiecek, mülkiyet yaygınlaştınlacak ve Türkiye'de insan- ların refah düzeyi yükseltilecek. Bu hedeflere kim itiraz edebilir ki? Hedefler güzel ama son yıllarda yaşanan deneylerin he- pimize öğrettiği dersler, güzel hedeflerle yetinmemizi ön- lüyor; bu hedefler gerçekçi mi, ortaya konan program tu- tarlı mı, bu programla, bu bütçeyle bu hedeflere varılabi- lir mi soruları önem kazanıyor. Önceki gün açıklanan 1992 bütçesıne ve dün açıkla- nan önlemlere bir bütün olarak bakıldığında iyimser ol- makveyukarıdaki sorularaolumluyanıtvermekbirazgüç- leşiyor. Acaba son yıllarda alıştığımız gibi, bir kez daha gerçekleşmesı zor hedeflerle mi karşı karşıyayız sorusu akla takılıyor. Kuşkuyla karsılanması gereken rakamların başında büt- çe büyüklükleri yer alıyor. Açıklanan rakamlara göre 1991 uygulaması sonucunda 32 trilyon TL. dolayında gerçek- leşmesi beklenen bütçe açığının 1992'de de 32 trilyonda kalması öngörülüyor. Bu öngörü aslında bütçe açığının re- el olarak yüzde 33 dolayında azalması anlamına geliyor. Bütçe Açığı Gerçekçi mi? Bütçe açığında bu ciddi daralmanın nasıl sağlanaca- ğına baktığtmızda harcama cephesinde ciddi bir kısıtla- maya gidilmediğini görüyoruz. Bütçe harcamalarının GSMH'ye oranı 1991'deki düzeyini koruyor. Buna karşılık bütçe gelirlerindeki artışın yüzde 80'i geçmesi ve bütçe gelirlerinin GSMH'ye oranının yüzde 21.9'dan yüzde 24.1'e yükselmesi öngörülüyor. Bu gelir artışı sayesinde de büt- çe açığının GSMH'ye oranının yüzde 7'den yüzde 4.4'e düşmesi bekleniyor. Şimdi acaba ortalama enflasyonun bir göstergesi sa- yabileceğimiz milli gelir deflatörünün yüzde 52, yılbaşı yıl- sonu fiyat artışlarının yüzde 42 olarak hedeflendiği bir yıl- da vergi gelirinin bütçede öngörüldüğü gibi yüzde 78, top- lam bütçe gelirlerinin yüzde 81 arttırılması mümkün mü? Vergı gelırlerinde bu kadar büyük reel artış sağlanması, bu çapta bir gelirin ekonomiden devlete çekilmesı halin- de yatırım ve büyüme hızı hedeflerinin tutturulması, eko- nominin yüzde 5.5 reel büyümesi mümkün mü? Sanıyorum programın hazırlık çalışmaiarı sırasında en yoğun tartışmaya konu olan noktalardan biri buydu ve 1992 için öngörülen 32 trilyonluk açık rakamını gerçekçi görmeyenler, 40 trilyonun haylı üzerinde bir bütçe açığı- nın kaçınılmazlığını savunanlar vardı. Sonunda onların iti- razları kaale alınmadı ve 32 trilyon rakamı benimsendi. Ancak halen uygulamamn en kritik noktasındaki bazı bü- rokratların bile bu rakamı ne kadar içlerine sindirebildik- lerini bilmiyorum. Bütçe Tırtmazsa Enflasyon Ne Olur? Bütçe açığı hedefi tutturulamazsa Hazine'nin borçlan- ma prograroının ve Merkez Bankası'nın para programı- nın hedeflerine varması da olanaksızlaşabılecek ve istık-, rar hedefi bir kez daha lafta kalabilecek. Bütçe açığının 32 trilyonda tutulabilmesi halinde bile yüzde 8.8'de kal- ması beklenen kamu borçlanma gereği/GSMH oranının, bütçe açığının ciddi biçimde büyümesi halinde bir kez da- ha yüzde 10 sınınnı aşması gündeme gelecek. Bu arada 1991'de yüzde 7'yi geçen KİT açıkları/GSMH oranının 1992'de yüzde 4.5 dolayına ineceği varsayımının gerçek- leşmesı de ayrıca kuşkulu. Bu koşullarda. enflasyon açı- sından belirleyici olduğu söylenen kamu borçlanma ge- reği/GSMH oranının 1992'de hedeflenen ve zaten yüksek olan yüzde 8.8'e çekilmesı olanaksız denecek kadar zor görünüyor. Unutmayalım ki bu bütçe tasarısı daha Meclis'te tartı- şılacak, muhtemelen çeşitii gruplardan gelen talepler bu tartışmalara yansıyacak ve belki de şimdiden tutturulması zor görünen açık üzerindeki baskı daha da artacak. Öte yandan önlemler paketinde başta faiz sübvansiyon- ları olmak üzere çeşitii kesimlere getirilen sübvansiyon- ların kaynakiarı da pek belirgin değil. "Pakef'e bir bütün olarak baktığımda bu paketin enf- lasyonu aşağı çekmek açısından fazla inandırıcı olacağı- na ne yazık ki inanamıyorum. İş âleminde, finans ve mal pıyasalarında bu inandırıcılık sağlanmadan enflasyon cep- hesinde istenen sonucun alınması da çok zor görünüyor. Çiller ve Neftçi Devlet Bakanı Tansu Çiller'le "pakef'ın açıklanmasın- dan bir gün önce kısa bir telefon konuşması yaptım. Sa- yın Çiller, devletin iki yakasını bir araya getirmeye kararlı olduklarını yıllardan beri ilk kez uygulamayı tam bir koor- dinasyon içinde götürerek önlemleri birlikte uygulayacak- larını, para programının maliye programıyla desteklene- ceğini ve enflasyonun aşağı çekileceğini bir kez daha tek- rarladı ve ekledi: "Bu bir süreçtir. Önümüzdeki günlerde gündeme gelecek uygulamalarda bunu göreceksiniz." İstikrar programı çalışmalarına katkıda bulunmuş olan Prof. Salih Neftçi ise ortaya konan pakete bir şans verii- mesi gerektiğini, ancak kendisinin üç haftadır çalışmala- rın tamamen dışında kaldığını söyledi. "Anladığım kadar benim önerilerimin bazılan pakette yer almış ama birçoğu da almamış" diyen Neftçi daha aynntılı bir değerlendir- me yapmak için henüz erken olduğunu belirtti. Dün açıklanan ekonomik önlemler paketinin tüm he- deflerine erişmesi ortak dileğimiz olmalı. Başta vergi ge- lirleri olmak üzere öngörülen hedeflere varılabiimesi ise uygulamada gösterilecek kararlılıkla çok yakından ilgili. Dış dünyanın ve Dünya Bankası gibi kuruluşlann bakış açısını da herhatde şimdilik bir "temenniler manzumesi" olarak görünen önlemlerin uygulanmasında gösterilen be- ceri ve kararlılık belirleyecek. KISA KISA • İçel'in Anamur ve Bozyazı ilçeleriyle kent dışındaki karayolu çevresinde yüzlerce yabani ve evcil hayvan zehirlenmiş durumda bulundu. Görgü tanıkları, bazı kişilerin, plakasını belirleyemedikleri ciplerle yol boyunca etkisini hemen gösteren zehirli et bıraktıklarını, daha sonra gelen bazı kişilerin de ölen tilki, sansar ve kurt gibi derisi para eden hayvanları mavi bir minibüsle topladıklarını anlattılar. • Yunanistan'a kaçak giren iki Türk, Edirne'nin İpsala sınır kapısından Türkiye'ye iade edildi. Mehmet Erenler (28) ve Talas Kalamutuaki (26) hakkında soruşturmaya baslandı. • Ankara'da Çankaya Belediyesi, geçmiş dönemlerin sevilen bir dinlenme yeri olan Papazın Bağı'nı yeniden düzenliyor. Büyükesat Vadisi'nde, bir kilometre uzunluğundaki alanın tabanı göl biçiminde planlanırken ışıklı su gösterilerinin yapılacağı mekânın çevresinde oturma ve dinlenme yerleri olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle