Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 OCAK 1992 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/9
KİTAP
Erkmen'in tasarımı
• Kıiltür Servisi — Fransa'nın Marsilya kentinde
yayımlanan "Gallerie de Ia Mer" dergisinin son sayısında
Bülent Erkmen'in tasarladığı 6 sayfa yer alıyor. Marsilya
Belediyesi'nce yılda 4 kez yayımlanan, buyuk boy dergi-
kitap arası bir tür sanat nesnesi olan bu yayın, kenti bir
sanat galerisi mekânı olarak kabul ediyor. Kentte
gerçekleşen sanatsal etkinlikleri konu edinen yayının her
sayısında bazı bölümler çeşitli ulkelerin tasarımcılanna
sipariş ediliyor. "Gallerie de la Mer"in son sayısındaki
Bülent Erkmen'in tasarladığı bolumde, kentin
kullanılmayan hayvanat bahçesinde uç Fransız sanatçınm
yaptığı enstalasyonlar konu ediliyor.
DERGİ
Arredamento-Dekorasyon
• Kiiltür Servisi — Arredamento-Dekorasyon'un ocak
sayısında profil konuiu olan mimar Şevki Vanlı, ODTÜ
Mimarhk Fakültesi ögretim üyesi Haluk Pamir'in
sorularını yanıtlarken "Ortaöğretimden yarım yetişmiş
çocuğu dört yılda mimar yapmak mumkun değil" dedi.
Şevki Vanlı Mimarhk Vakfı'nı kurarak mimari yayıncıhğa
katkıda bulunan Vanlı, Türkiye'deki mimarhk eğitimini
eleştirirken şöyle konuştu: "Mimarhk eğitiminde, insan
yetiştiren kültur ortamı olmadığı için iş tamamen okula
kahyor. Ortaöğretimde yarım yetişen çocuğu dört yılda
mimar yapmak mürnkün değil. Öğrenciye hem bunu
anlatmak hem de dört yıl boyunca iki katı bilgi vermeye
çalışmak gerekli. Bu yükü kaldıramayan eğitimi
bırakmalı. Tabii, oğrenciyi yormak için hocanın da
yorulması gerekiyor. Çok sayıda iyi hocayla yetenekli
öğrenciye göre yapılmış program ile mimarlık düşünmeye,
sonra da yapmaya kararlı insan yetiştirmek gerekir.
Buyük çoğunluk bu sıkıntıdan kaçıyor, meslek olduğu
şüpheli, başka işlerle uğraşıyor veya ahkâm kesmekle
vakit öldürüyor: Sömürülüyoruz..:'
İstanbul dergisi
• Kiiltür Servisi - Tü rkiye Ekonomik ve Toplumsal
Tanh Vakfı ile Kültür AŞ'nin ortaklaşa hazırladıklan
İstanbuldergisinısan ayındavayımlanacak. İnceleme
yazılarının ağırlıkta olacağı İstanbul dergisinde makale,
incfcleme, röportaj, alıntı, belge. araştırma. söyleşi. anket
ve mektup gıbı türlerde değişık yazılara yerverilecek.
Yazılar; mimari. kentleşme, tarih. edebiyat, turistik
İstanbul, görsel sanatlar. çevreveekolojiksorunlargibi
çeşıtlı konulan ıçerecek. Yedi kışilik bir ya>ın kurulunun
hazırlayacağı derginin genel ya\ ın yönetmenliğini Orhan
Silier. > azı işlerı müdürlüğünü Zeynep Avcı üstleniyor.
SERGİ
Tunaya'nın desen sergisi
• Kultür Servisi — Geçen yıl kaybettiğımiz unlu anayasa
profesörü Tarık Zafer Tunaya'nın "Sanat Uçmaktır-2"
başlıklı desen sergisi, dün İstanbul Büyukşehir Belediye
Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen ile Tunaya'nın eşi
Melahat Tunaya ve kalabalık bir davetli topluluğunun
katılımıyla Taksim Sanat Galerisi'nde açıldı. Tarık Zafer
Tunaya'nın 1. olüm yıfcionumune rastlayan serginin açılış
töreninde aynca Aybay Hukuk Araştırma Vakfı'nca
duzenlenen ve seçici kurulunda Tunaya'nın eşi Melahat
Tunaya ile Bahri Savcı'nın da bulunduğu "Anayasa ve
Siyasal Yaşamda Cumhurbaşkanı'nın Yeri" konuiu
araştırma odulünün sonuçları da açıklandı. Sonuçlara göre
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi araştırma
görevlilerinden Atilla Nalbant birincilik odülünu alırken
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Ozan Erönder
ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Ashhan
Tekgoz ile Ece Göztepe ikinci ve üçuncülük odullerini elde
ettiler. Tunaya'nın kendi çizdiği değişik desenlerden oluşan
"Sanat Uçmaktır-2" sergisi, 29 ocak tarihine kadar
îzlenebilecek.
TİYATRO
'Fehim Paşa Konağı' başladı
Kiiltür Servisi — 30. yılını çeşitli yeniliklerle kutlayan
Kent Oyuncuları, denenmemiş bir müzikal türünü
sahnelemeye başladı. Turgut Özakman'ın ünlü oyunu
Fehim Paşa Konağı, müzikli bir komedi olarak geliyor
sahneye. Oyunun özgün şarkılarını, klasik Turk muziği
kalıplan içinde besteleyen, orkestra şefi ve Ist. Üni.
Devlet Konservatuvan öğretim üyesi Ruhi Ayangil.
Orkestra ise kanun, piyano, klasik kemençe ve bendirden
oluşuyor. Oyunu sahneye Şehir Tiyatrolan'ndan
konuk yönetmen Hakan Altıner koyuyor.
Pozıtıf Vıbratıons Çağdaş Muzık Etkmlıkleri 6
WORLD
SAXOPHONE
OUARTET
CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU
24 OCAK 1992 CUMA, 19:00 VE 21:15
Bıletler Cemal Reşıt Rey 148 53 92 Vakkorama Taksım 151 28 88,
Vakkorama Suadıye 3S0 87 42 Fıyaüar 40 000 TL, oğrencı 20 000 TL
Yerler numaralıdıı Organızasyon POZITİF 144 33 94
PHILIPS AUDIO
Cemal Reşit Rey Toplanhları
YÜZYILIN SONUNA DOĞRU TÜRKİYEDE
MÜZİK
piiz Ali, Cem Karaca, Ahmet Kaya
Cemal Raflt Rey Konser Satonu Saati7°°
SINEMA /ATİLLA DORSAY
Andrzej Wajda'nınklasikleşmişfilmi 'Vaatler Ülkesi'
Çürüyen topluımın aynası¥ a a ü e r Clkesl (Zıcmia
Obiecana) Yönetmen ve
Senaryo: Andrzej Wajda ,
Görüntü: VVitold Sabocinski ı
Müzik: Wojciech Kilar/
Oyuncular: Daniel
Olbyrchskı. Wojcıech
Pszoniak, Andrzej Seweryn,
Anna Hehrebecka, Kalina
Jedrusık BirPolski
(Polonya) fılmi, 1974, 160
dakika(Ortaköy Kültür
Merkezi).
Andrzej Wajda'nm artık
çağdaş kîasıkler arasında yer
alan fılmı "Vaatler Ülkesi" bir
dönem Sınematek seyircisinin
tatlı sinemasal anıları arasın-
da yer aldıktan ve 1991 İstan-
bul Sinema Günleri'nde sınırlı
bir seyirciye sunulduktan son-
ra. şimdi tıcari gösterime çık-
mış oluyor. Fılm, gerçi 1974
yılından kalma. Ama sinema-
da da "klasik" kavramına ina-
nanlar ve önemli filmlerin
(Paris'te. Londra'da olduğu
gibi) zaman zaman yeniden
gösterilmesi gereğini savu-
nanlar için bu doğal ve de çok
yararh bir gösterim.
Wajda'nın filmi, Stanislan
Reymont'un romanından
uyarlanmış. Bilmiyorum, aynı
nitelikler romanda da var
mıydı? Ancak fılm. izlendikçe
Charles Dickens, Victor Hugo,
Maksim Gorki gibi büyük ro-
mancılann yapıtlannı anım-
satıyor. Anılan yazarlar gibi
bir büyük toplumsal fresk çi-
ziliyor. Dickens'in "yoksul ke-
sim" betimlemesi, Hugo'nun
soylu ve kahramanca duygu-
lan ve Gorki'nin "devrimci he-
yecam", gelip yapıtın potasın-
da ilginç bir bireşime ulaşı-
yorlar.
Wajda'nm 3 genç kahrama-
nı, yûzyıl başında henüz kim-
liğini ve bağımsızlığını bula-
mamış (ve zaten tarihinin bü-
yük bölümünü öyle geçirmiş)
talihsiz ülke Polonya'nın
Lodz kentindeki etnik mozai-
ğin bir örneklemesi gibi: Biri
İ Ç GENÇ ADAM - 'Köşeyi dönmek' amacında olan üç genç arkadaşı anlatan filmde başrol.
leri Daniel Olbyrchskı, Wojciech Pszoniak ve Andrej Seweryn oynuyor.
soylu ve gerçek bir Polonyah.
diğen Protestan ve tutucu bir
Alman ailesinın son bıreyi,
üçüncüsü ise tipik bİF Polonya
Yahudisi 3 genç adam. bölün-
müş ve yarah bir ülkede ne
yapıp edip para kazanmak,
"köşeyi dönmek" emelindeler.
Bunun için yavaş yavaş ülke-
nin sanayi başkenti olmaya
doğru giden Lodz'da sermaye
bulup kendi fabrikalarını kur-
mak ve tekstil alanında söz sa-
hibi olmak istiyorlar. Bu, ül-
kede (ve dünyada) kapitaliz-
min doğum sancılanyla öz-
deşleşen bir büyük, kanlı ve
şiddet yüklü serüvene dönü-
şüyor.
"Vaatler Ülkesi", yalnız o
dönemin Polonyası için değil,
tüm kapitalizm için kullanıla-
bilecek çok genel ve geniş an-
lamlı birdeyim. Bu ülke, sanki
kutsal kitapların sözünü ettığı
Vaat Edilmiş Ülke veya Cen-
net gibi gözüküyor. genç ve
hırslı insanlara... Ama o ülke-
ye adım atmak Sırat Köp-
riisü'nden geçmekten beter
koşullara bağlıdır. Film. ön-
celikle Gorki veya Upton Sinc-
lair'in kimi romanlannda da
olduğu üzere. "vahşi kapita-
lizm"in, sosyalizm, öncesı acı-
masız ve koşulsuz bir kapita-
list anlayışın ödünsüz sergile-
mesini yapıyor. Çok ucuza ve
tümüyle insanlık dışı koşullar-
ia kapatılan işgücü, sonuna
dek sömürülen emek, işçileri-
ne birer hayvan gibi davran-
mayı hak sayan patronlar...
İşverenin işçilere karşı tutu-
mu. günümüzün "cilalanmış
kapitalizm" uygulayıcılannın
ve biz seyircilerinin aklına-
hayaline sığmayacak kadar
acımasız. Bu açıdanfilm,özel-
likle bugün alternatifsiz gözü-
ken ve "tek yol" olarak sunu-
lan kapitalizmin "cemazı-yül-
evvel"ini bilmek ve öğrenmek
merakını duyan genç kuşakla-
ra (eğer varsa!) ithaf olunur...
Olü toprağı serpilmiş bir
toplumu kalkındırmak, sana-
yi kurmak. insanlara iş ola-
naklan yaratmak, kötü bir şey
mi? Kuşkusuz değil. Ancak bu
doğal insan içgüdüsünün
gemlenmemiş, dengelenme-
miş ve asgari insancıl koşulla-
ra uydurulmamış biçiminin
korkulu bir yansımasını veri-
yor fılm. Kahramanlanmız,
bir ölçüde "namuslu" ve "in-
sancıl" bir iş düzeni kurup yü-
rütmüş olan babalanyla, bü-
yükleriyle çatışıyorlar. 'Ama
çatışma yalnız onlarla. eski-
lerle değil. Kadınlar ve her
türden duygusal ııişkiler de bu
cangılda çıkar ve kazanç silin-
dirlerinin altında ezilip geçi-
yor. Aşklan, evlilikleri bile
yöneten çıkarcılıktır artık...
Ve daha kalkınmadan içten
içe çürüyen bu toplumda, yan-
gın biçimindeki sabotajlar,
kuşkulu ölümler, iflas karşı-
sında beyne sıkılan kurşunlar,
yönetimin aldığı bir kararla
bir günde batanlar ve bir gün-
de çıkanlar da olağan şeyler-
dir: Kapitalizmin kaçınılmaz
küçük "yol kazalan"dır bun-
lar... Bu kargaşa ve kıyım için-
de, Wajda temelde sosyalist
bir sanatçı olarak yer yer duy-
gusal yönden seçimini elbette
emek ve emekçi lehine yapı-
yor, fılmin ağırhğını sergile-
nen vahşi kapitalizmin ağır bı-
çımde eleştirisi oluşturuyor.
Böylece gencecik kızını iğfal
etmiş olan küstah ve kibirli iş-
verenin kafası, kızın babası ta-
rafından iplik tezgâhlannda
doğranırken veya o görkemli
final sahnesinde, işverenin, as-
keri ve dini otoritelerle birlik-
te tezgâhlandığı masadan as-
kerlere "ateş" emrini verdir-
mesiyle birlikte kitle kıyımı
başlarken Wajda"nın yüreği
de seyirciye birlikte elbette sö-
mürülen için ezilen ve kıyılan
için o elindeki "kızıl bayrak"-
la birlikte kaba güç altında vu-
rulup ölen emekçi için aüyor.
"Vaatler Ülkesi", bilmiyo-
rum ilgi görecek mi? Yoksa bu
fılmi "Sinematek"lik sayan,
eskimiş ve "modası geçmiş"
diye düşünen bir genç seyircı
kitlesi ilgisıni esirgemeyecek
mi? Ne olursa olsun, "Vaatler
Ülkesi", zamanın pek az eskit-
tiği önemli bir çağdaş sinema
klasiği. Wajda'nın büyük ola-
sılıkla en önemli ve güçlü fıl-
mi. Yönetmen, anlattıklannm
içerdiği büyük heyecan ve
duygu potansiyeli doğrultu-
sunda, yerinde duramayan bir
kamerayla, çeşitli biçim oyun-
lanyla, abartmalı bir oyuncu-
lukla desteklemiş filmini; süs-
lü, kıvnmlı, barok bir fılm
yapmış. Ve kapitalist felsefe-
nin bağrına doğru gizli ve dev
boyutlu bir ayna tutmuş. Bak-
ması sizden!..
Mel Brooks 'un sonfilmi 'Kokuşmuş Hayat' haftaya sinemalarda
'Banakısaca Taıııı deyin'Koknşmnş Hayat (Life Stinks)' Yönefım ve senaryo:
Mel Brooks / Görüntü: Steven Poster ' Müzik: John Morris
, Oyuncular: Mel Brooks, Lesley Ann Watthew Faison,
Michael Ensign, Stuart Pankin / Bir FOX yapımı.
Mel Brooks'un. en son
TRT'de yılbaşı gecesi izlenen
"Yapıcılar"la başlayan sanat
yaşamı, 1970'lerde can çeki-
şen Amerikan güldürüsüne
bir aşı olmuş ve sanatçınm et-
kileri, gerek VVoody AİIen, ge-
rekse günümüzün popüler
ZAZ gurubu ve benzerlerinin
sinemasma yansımıştı. Ancak
başanlı geçen 70'li yıllardan
sonra gelen ve hepsi de görece
başansızlığa uğrayan az sayı-
da fılmle süren j980'li yıllar,
Mel Brooks için iyi geçmiş sa-
vılmazdı.
"Kokuşmuş Hayat"la Mel
Brooks. yeni bir çakış yapı-
>ordu. Bu kez sanatçı, perde-
de hep canlandıracağı katı, se-
vımsiz, çıkarcı ve bencil tiplere
bir yenisini ekliyor. "kısaca
bana Tanrı deyin" dıyecek ka-
dar "mütevazı" olan milyar-
der Goddard Bolt tipiyle.. Los
Angeles'taki süper lüks büro-
sunda yeni üçkâğıtçılıklar pe-
şinde olan Bolt. en büyük ra-
kıbi Vance'la bir ıddiaya gir-
mekten kendini alamıyor aşın
özgüveni yüzünden!.. Bu id-
dia, onun dünyanın en tehli-
keli ve korkunç bölgesinde
yani "aşağı Los Angeles'ta pa-
rasız pulsuz. kimliksiz ve de
(Allah korusun!) kredi kartsız
olarak bir ay yaşayabileceği
Jconusundadır!.. Ve hep zen-
gin olmuş, yoksulluğu hiç tat-
mamış bencil ve şımank mil-
yarder, bu yörede 30 gün bo-
yunca hayatta kalmaya sa-
vaşırken. ilginç deneyimler
edinecektir...
"Kokuşmuş Hayat", Mel
Brook'un Amerikan güldürü-
sünün evrensellik kazanmış
büyük sanatçılarına, özellikle
de Charles Chaplin ve Preston
Sturges'e olan hayranlığını di-
le getirdiği ve sanatını onlann-
kinin yörüngesine çevirmeyi
amaçladığı bir fılm. Bir diğer
deyişle film, alışılmış Brook
taşlamasının yanı sıra, Chap-
lin'in duygusal hümanizmine
ve Sturges'in toplumsal eleşti-
risine gönderme yapan öğeler-
le dolu. Filmde belki biraz
naif bulunabilecek bir duygu-
sallık (ama Chaplin de öyle
değil miydi?), insan-para iliş-
kileri, yoksulluk-zengınlik iki-
lemi üzerine belli bir felsefe
oluşturina çabası var.
Ve bu "modası geçmiş" gö-
zükebilecek çaba. "Kokuşmuş
Hayaf'ta bizce başanya ulaşı-
yor. Bolt'un görece sevimsizli-
ğı ve kabalığı, sonunda çevre-
CHAPLIN'E GÖNDERME - Mel Brooks, mütevazı bir milyarderi canlandırdığı son niminde Charlie
Chaplin'in duygusal hümanizmine gönderme yapıyor sanki.
yi ve tüm Amerikan toplumu-
nu saran gerçek "kötülük" ve
üçkâğıtçılık karşısında sevimli
ve olumlu durmayı başanyor.
Yüreklerimiz hiç ahşmadıgı
"en alttakiler"in dünyasında
yaşama savaşımı veren bu mil-
yarder için tıtremeye başlı-
yor!.. Abartma bir yana, film
Amerikan toplumunun kes-
kin sosyal çelişkilerini. gele-
neksel "zengin toplum", "re-
fah toplumu" etiketleri ardın-
da yaşanan insan dramlannı.
gerçek yoksulluğun büyük
kentlerdeki yüzkarası varlığı-
nı, bir peri masalının veya çağ-
daş bir güldürünün kıvnmları
arasından da olsa duyurmayı
başanyor.
Ve öte yandan, gerçek, has
Brooks komedîsi kahyor el-
bette. Yer yer (baştaki "pazar-
Uk" bölümü, yoksulluk şoku.
finaldeki "savaşnn" gibi bö-
lümlerde) bu güldürü en öz-
gün biçımiyle ortaya çıktığı
gibi Brooks, bir sahnede, par-
lak dönemindeki Hollywood
müzikallerine de ilginç bir
göndermede bulunmaktan
kendisini alamıyor ve böylece
ilk filmlerinın başan reçetesini
oluşturan "tür taşlaması"na
bir anlık bir geri dönüşü ger-
çekleştiriyor.
'Kokuşmuş Hayat", aslında
ilginç ve yetenekli bir sa-
natçınm, bu tipik "Yahudi mi-
zahı" temsilcisinin, "Yapmıcı-
lar" gibi oldukça kaba, gro-
tesk bir fılmle başlayan serü-
veninin hangi noktaya geldi-
ğinı görmek açısından da il-
ginç bir deneyim.
RichardPryor - Gene Wilder ikilisinden bir güldürüfilmidaha
Birbirlerini tamamlıyorlarSen Başkasısın (Another You) ' Yönetmen: Maurice Phillips /
Senarşo- Zıgg> Steinberg Görüntü: VictorJ. Kemper/Müzik:Charles
Gross / Oyuncular: Gene Wilder, Richard Pryor, Mercedes Ruehl,
Stephen Lang, Vanessa Williams,' Bir Tri-Ştar Pictures yapımı (Emek,
Reks, Şafak, Bakırköy 74, Ankara Akün, İzmir tzmir, Adana An)
DÖRDÜNCÜ FtLM - Richard Pryor ile Gene \Vilder (fotoğrafta) sessiz sedasız
oluşturdukları ikilivle dördüncüfilmlerinedek geldiler.
Sinemada bir güldürü ıkilisi oluş-
turmak ne zor iştir! İki oyuncunun
perdede fıziksel bir uyum sağlaması.
birbirlerini tamamlaması, farklı özel-
liklerle bir görsel denge oluşturması...
Bu yüzden güldürü ikilileri, sine-
manın yüzyıla yaklaşan tarihinde hiç
de öyle çok olmamıştır...
Bir "ikili"-olarak lanse edılmeyen,
her ikisı de ayn yerlerden ve değişik si-
nema serüvenlerinden gelen Richard
Pryor ve Gene Wilder, sessiz-sedasız
oluşturduklan ikiliyle, dördüncü
filmlerine dek gelmişler!.. "Yıkılış-Sil-
ver Streak". "Beni Deli Etme-Stir
Crazy" ve "Bana Göz Kulak Ol-See
no Evil, Hear no Evil" gibi bizde de
gösterilen ve oldukça popüler olan 3
filmden sonra, ikilinin bu yeni bera-
berliği, yine baştan tümüyle zıt gözii-
ken 2 kişinin bir dizi serüven boyunca
anlaşmalanna ve sonunda canciğer
olmalanna dayanan bir film...
Aslında fmdık kabuğunu doldur-
mayacak konusuna karşın, perdede
yönetmenın deyişiyle "iki oyuncunun
arasında oluşan kimya" bu kez de ba-
şanlı oluyor. Gene Wilder'ın o hep bi-
raz sanki ayda gezen, ayaklan yerden
ve dünya gerçeklerinden kopuk sine-
ma kişiliği. bir akıl •hastanesinden
çıkmış, yaşam özürlü uysal ve kronik
yalancı George rolüne bir eldiven gibi
oturmuş...
Richard Pryor ise bir "sosyal biz-
met" olarak kendisine George'un "gö-
zetimi" verilmiş olan doğuştan
üçkâğıtçı zenci Eddie rolünde, yine
tam tipine uygun bir rolde çok iyi.
Günümüzün, ülkesinde çok popüler
Amerikan zenci mizahı ve bu mizahın
TV'den geniş ekrana her yerde çok ilgi
gören ürünlerinin oluşmasında bir
kilometre taşı sayılan Pryor, gerçi bu
filmde Gene Wilder'ın lehine olarak
biraz ikinci plana düşmüş gibi. Ama
sonuç olarak 2 sanatçı, oldukça akıcı
bu öykünün kahramanlanna sevimli
bir yaşarhk kazandırmayı ve filmi gö-
tünneyi başarıyorlar.
Pekineller
imzalıyor
• Kültür Servisi — Dünyaca
ünlü piyano ikilisi
Güher-Süher Pekinel
kardeşleryann son
compakt disklerini MMM
Migros Atrium (Ataköy 9.
Kısım) ve MMM Migros
Şişli Music Center'da
imzalayacaklar ve söyleşi
yapacaklar. Şişli Migros'ta
saat 14.00'te, Atrium
Migros'ta saat 17.00'de
düzenlenecek imza
gününde ünlü ikilinin
Mozarteserlerini
yorumladığı son compakt
dıskleriyle birlikte, diğer
kaset ve diskleri de
satılacak.
Tapan görevde
• tstanbul Haber Servisi
— İstanbul Büyukşehir
Belediyesi Genel Sekreter
Yardımcısı Prof. Dr. Mete
Tapan bir süre önce
görevden alındığı tstanbul 2
Numarah Kültûr ve Tabiat
Varlıklan Koruma Kurulu
üyeliğine iade edildi.
Tapan'ın görevine iadesini
belirten yazı Kültür Bakanı
Fikri Saglar tarafmdan
kurula ve belediyeye
gönderildi. Tapan'ın göreve
iadesine gerekçe olarak asil
görevinin öğretim üyeliği
olduğu ve belediyedeki
görevinin geçici olduğu
gösterildi. Prof. Dr. Mete
Tapan, ekim ayında
belediye ile Starl arasındaki
çanak anten sorunu
nedeniyle Kultür
Bakanlığı'nın ve Anıtlar
Yüksek Kurulu'nun
talimatıyla kuruldaki
görevinden alınmıştı.
Derimod
Kültür Merkezi
• Kültür Servisi - Derimod
Kültür Merkezi bugün
sanatçıların kâğıt üzerine •
yaptıkları çalışmalardan
oluşan bir sergi açıyor.
Toplam 11 sanatçı ve 52
yapıtın yer aldığı sergi 25
şubat tarihine kadar
sürecek. Sergide yer alan
sanatçılar: Zeki Faik İzer,
Özdemir Altan, Tomur
Atagök, Nur Koçak, Tülin
Onat, İsmet Ergün. Tanju
Demirci, Haluk Gedik, Işık
Tüzüner, Hakan
Kamışoğlu.Zehra
Özmeral.
Robot ressam
• tSTANBUL
(İÜHA) — Tanınmış
Rönesans ressamı
Michelangelo, Roma'da
Sixtin Kilisesi'nintavanına
y aptığı yaradılış tablosunu
yoğunbirçahşma
temposuyla ancak 1 yıl
içinde bitirebilmişti. Aynı
adla piyasaya çıkanlan bir
robotun ise bu ışi birkaç
gün içinde yapabileceği
belirtılıyor. Japonya'nın
DateMtefırması
tarafından geliştirilen
boyama otomatı örnek
olarak verilen bir resim ve
fotoğrafı nokta nokta
okuyarak ilgili renkte
tonlanyla birlikte
hafızasına alıyor
BUGÜN
• Cinsellikte yeni boyutlar
ÜmitSayınveİlhan
Güngören'in "Cinsellikte
Yeni Boyutlar" konuiu
söyleşisi saat 19.00'da
Alternatif Center'da (346 16
00)
•Türkiye'de müzik
"Yüzyılın Sonuna Doğru
Türkiye'de Müzik' konuiu
söyleşi saat 17.00'de Cemal
Reşit Rey toplantı
salonunda. Konuşmacılar
Filiz Ali, Cem Karaca ve
Ahmet Kaya.
U. K E Ç Î >
B A fl*R E $ T * U R » N T
2 0 O c a k P a z a r t e s i
a ç ı 1 ı y o r
FİGEYRA-KEÇİBARİIe
a y n ı ç a t ı a l t ı n d a
y e p y e n i b i r m e.ka n
N l $ a n t a ş ı ' n d a
y e n i b u l u s m a y e r
S a b a h k a n v e s
ö ğ l e n y e m e ğ
g r I I
s a n d v v i c h l e
Ç a y s a a t
A k ş a m ü s t ü b a r ı n d a
s o h b e t l e r
BARETTO'da yazarkasa da
a z y a z ı y o r
B u l u ş m | k ü z e r e
T an sok NO 13 161 45 07
MODAHAN
f canb fasil \
Alt tarafı meyhane!..
Ama içinizdeki şeytanı
uyandırıyor.
Moda Cad No 239 Tel 345 84 74-349 12 01