15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 17 OCAK 1992 ORTAM ŞAHİN ALPAY Quo Vadis ANAP? 20 Ekim 1991 seçımlerinden bu yana siyaset sahne- mizin ne kadardeğiştiğini bilmem düşündünüz mü? ANAP cenahında olan bitenler bu değişmenin yal- nızca bir yönü. Seçimlere gidilirken Sayın Mesut Yıl- maz deneyim eksikliğine rağmen, genç ve dinamik bir lider olarak ANAP'ta yenilenmenin, ANAP'ın çağdaş anlamda bir liberal sağ parti haline gelmesinin haber- cisi gibi görünüyordu. Kimilerine göre Yılmaz '91, DYP lideri Süleyman Demirel ise '61 model bir Mercedes gibi duruyordu. Yenisi varken eskisini kim alırdı? Mesut Yılmaz ağır bir seçim yenilgisine uğraması beklenen partisini DYP'nin az farkla ardından ikinci parti yapınca, pek çoklarımıza "galiptir bu yolda mağ- İup" dedirtiyordu. Yılmaz bir sonraki seçimlerin mut- lakfavorisı gibi görülmeye başlamıştı bile. 20 Ekim öncesinde iktidara gelecekleri anlaşılan muhalefet partılerinin ANAP'ın doğal lideri Cumhur- başkanı Turgut Özal'ı Çankaya'dan indirecekleri kanı- sı yaygındı. Yüce Divan'a nasıl sevk edileceğinin he- saplarını yapanlar yok değildi. özal'ın hiç değilse siyasetten ayrılıp "ABD'deki çiftliğinde ' istirahate çe- kileceğini söyleyenler bile vardı. Seçimlerden yaklaşık üç ay sonra bugün durum ne kadar farklı... Mesut Yılmaz'ın yıldızı doğrusu eskisi gi- bi parlamıyor. Bugün ortanın sağının da solunun da gözünde parlayan yıldız Başbakan Demirel. Bu yıldız daha ne kadar parlamaya devam eder bilinmez, ama bugün asıl Demirel '92 model bir Mercedes gibi duru- yor. Mesut Bey biraz yıprandı. Bunda muhalefete düş- menin getirdiği dezavantajlar yanında, ANAP genel başkanının son üç aydaki performansının da rolü var kuşkusuz. Parti içinden yükselen sesler de bunun bir belirtisi. ANAP'ın doğal liderinin konumu ise 20 Ekim seçim- lerinden bu yana büsbütün değişti. Siyasi kariyerinin sonuna geldiği düşünülen Özal'ın Çankaya'dan indiri- lemeyeceğı anlaşılınca, koalisyon ortakları DYP ve SHP liderleri "otursun oturduğu yerde" formülüne razı olmak mecburıyetinde kaldılar. Son günlerde cum- hurbaşkanının ana- Mesut Yılmaz önderliğindeki ANAP, çağdaş anlamda liberal sağ parti olmaya doğru mu gidiyor, yoksa nereye? Bu soruya bir yanıt bulabilmek jçin ANAP'ın KİTveKürt sorunlarındaki tutumuna bakılabilir. yasadaki yetkilerini kullanmakta ısrar et- mesi yanında, belki Çankaya'da oturma- yıp yeniden siyaset sahnesine inmesi "tehlikesi" bile ko- nuşulmaya başladı. Cumhurbaşkanı bir yakınına "Politikaya dönebilirim" dedi. (Hürrıyet, 11 1.1992). ~~""~"~~~™~~"~~~—~"~™~ ANAP nereye gidiyor? Mesut Yılmaz genel başkanlı- ğı koruyabılecek mi? Yoksa yerıne mesela Adnan Kah- veci gelebilir mi? Yoksa Turgut Özal yeniden partisinin başına mı dönecek? Dönebilir mi? Mesut Yılmaz'a sempatiyle bakanlara göre Turgut özal ne zaman, mesela aile fertleri nedeniyle kendini baskı altında hissederse Yılmaz'a yükleniyor; öncelik- le giderek bağımsızlaşmasını önlemek için. Yılmaz'a sempatiyle bakmayanlar ise hatayı Yıl- maz'da arıyor. Orneğin istanbul Milletvekili Naci Ekşi, Yılmaz'ın tutumunun ANAP'ı Kurtlere karşı gibi göster- diğinden yakınıyor; "Hiçbir parti biz Kürt kimliğini ka- bul ediyofuz diye bizim önümü2e geçmemeli" diyor (Cumhunyet, ,8.1.1992). Ardından Cumhurbaşkanı özal, "Mesut Yılmaz, ANAP bundan sonraki seçimde Güneydoğu ve Doğu'dan oy almayacakmış gibi bir ha- reket tarzı geliştirdi. Bülent Ecevit'ten farklı bir yapı ortaya koyamadı..." gözleminde bulunuyor (Hürriyet, 11.1.1992). Bütün bunlar bir yana, bence temel soru şu: Mesut Yılmaz önderliğindeki ANAP çağdaş anlamda liberal sağ parti olmaya doğru mu gidiyor, yoksa nereye? Bu soruya bir yanıt bulabilmek için ANAP'ın bugün Türkiye'nin biri iktisat, ötekisi siyaset alanındaki iki te- mel sorunu olan KİT ve Kürt sorunlarındaki tutumuna bakılabilir. Yılmaz liderliğindeki ANAP, KİT sorununda liberal: "Sekiz yıllık icraat süremizde kazandığımız en önemli deneyim KİT'lerin rehabilitasyonu diye bir şeyin müm- kün olmadığmı öğrenmek olmuştur... Biz bütün KİT'leri. özelleştireceğiz" (TÜSİAD konuşması, 5.9.1991). De- mirel gibi "Doğru olsa bile bazı şeyleri yapmamızın imkânı yok," demiyor (Cumhuriyet, 8.1.1992). Ya Kürt sorununda? Mesut Yılmaz'ın TBMM kürsü- sünde, bütün Türkiye'nin gözleri önünde "Size ben anadilimle hitap edeceğim" ile başlayan gösterisinin izlerinin kolay silınebıleceğini sanmıyorum. Bu meselede artık biri hariç bütün partilerin tutumu belli oldu. SHP, DYP ve RP, Türkiye'de Kürt sorununun demokratik bir çözüme kavuşması için ilk adım olan Kürt kimliğinin tanınması yönünde açık tavır aldılar. MÇP ve DSP de Kürt kimliğinin tanınmaması yönün- de... Türkiye'de demokrasinin bugün en hayati sorunu ko- nusunda ANAP'ın tutumu 20 Ekim seçimleri öncesinde olduğu gibi bugün de meçhul. Öğrenebildiğim kadarıy- la bu konuda nasıl bir tavır alınacağına ilişkin bir çalış- ma dahi başlatılmış değil. Başa güreşme iddıasındaki bir parti için biraz garip değil mi? 140 günlük grev • İstanbul Haber Servisi — Ve-Ge Sanayi'deki grev 140. gününü doldururken grevdeki işçiler, işverenin grevi kırmaya çahştığı iddiası ile dün toplu halde viziteye çıkarak işvereni protesto ettiler. Star Mod adh deri konfeksiyonda çahşan 300 işçi de, işverenin sendikalaşma faaliyetlerini engellemeye çahştığını öne sürerek işyeri onünde bir protesto gosterisi yaptı. Grevde 140. günün dolduran Ve-Ge Kâğıt Yapıştırma Sanayii çalışanlan, işverenin grev gözculerinin fabrikanın tuvaletinden dahi yararlanmalarını engellediğini iddia ederek, işyerine başka yerden işçiler getirip çalıştırdığını ileri sürdüler. İşverinin bu tur grev kırmaya yonelik davranışlannı ve görüşmeye gelmemesini protesto ettiklerini söyleyen grevci işçiler, toplu halde viziteye çıkarak Sefaköy'den Küçükçekmece'ye kadar yürüdüler. (Fotoğraf: TAMAŞA F. DURAL) Sezgin: Helikopteri araştınyoruz • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Içişleri Bakanı İsmet Sezgin, Bisi Yaylası uzerinde helikopterle PKK militanlarına bırakıldığı iddia edilen malzemelerle ilgili olarak, yanlışlık olduğu savının "doğru" olduğunu kaydetti. Sezgin şu açıklamayı yaptı: "Iddialar doğru. Diyorlar ki, bu sizle ilgili değil. Bir yanlışlık olmuş. Ele gelen bilgiler de bir yanlışlık olduğunu doğrulayacak nitelikte. Tabii araştırma yapılıyor. Gereği neyse yapılacak. Özal eleştiriyor, ama ANAP, iktidara mart ayına kadar "avans" verdi ANAP'baharı' bekliyorÖzal'ın muhalefet açısından "zayıf" bulduğu ANAP, bakanların icraatını yakın takibe alarak mart ayına kadar "yapıcı muhalefet" sürdürecek. İktidar partilerindeki "iç muhalefet" de SHP kurultayını ve bürokrasideki atamaların sonuçlandırılmasını bekleyecek. A N K A R A sürdürmeyi yeğlerken, DYP ve SHP içindeki muhalefet, "SHP kurultayı ile icraatların ve bü- rokrasideki atamaiann" sonuç- larını görmek üzere sessiz bekleyişe geçti. ANAP'ın "ya- (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhur- başkanı Turgut Özal'ın "sert istemesine karşılık,muhalefet ana muhalefet partisi ANAP ve koalisyon içi muhajefet, hükü- mete mart ayma kadar "avans" tanıdı. ANAP, mart ayına ka- dar bakanlan yakın takibe ala- rak, "yapıcı" muhalefetini pıcı muhalefet" stratejisi nede- niyle, koalisyon hükümetine yönelik sert muhalefet sürdüren sadece RP kaldı. Cumhurbaşkanı Özal ve ANAP arasında muhalefet stra- tejisi konusunda görüş ayrıhğı doğdu. özal, kabul ettiği eski milletvekillerine ANAP'ın mu- halefet yapamadığı suçlamasını getirdi ve muhalefet boşluğunu kendisinin doldurmak zorunda kaldığını ifade etti. Özal, hükü- metin uzun süreli olmayacağı yolunda da görüşlerini bildirdi. Özal'ın daha "sert muhalefet" istemesine karşılık ANAP yöne- timi, "yapıcı, sakin ve ciddi" bir muhalefet stratejisi yürütme konusundaki kararlılığını koru- yor. ANAP Genel Başkanı Me- sut Yılmaz, parti yöneticilerine bakanlann yakın takibe alınma- sı ve TBMM'ye iktidar tarafın- dan getirilen her yasa tasansının incelenmesi konusunda talimat verdi. Yılmaz, özel olarak Sağ- lık Bakanlığı'nın yakın takibe alınmasını da istedi ve bu konu- da eski sağlık bakanlarını görev- lendirdi. Eski Maliye Bakanı ve İstan- bul Milletvekili Adnan Kahve- ci, ANAP'ın muhalefet stratejisini yürütmek amaayla bürokrasi atamaları, özellikle ekonomi ile ilgili hükümetin ge- tireceği yasal düzenlemeler ko- nusunu incelemeye aldı. Kahveci'nin öncelikle erken emeklilik, çiftçi ve Bağ-Kur borç faizlerinin silinmesi konu- sunda dosyalar hazırladığı öğre- nildi. ANAP döneminde yapıldığı öne sürülen yolsuzluk iddialannı da araştıran Kahve- ci, ilk olarak önceki gün DYP tarafından TBMM'ye getirilen TMO yolsuzluk iddiaları ile il- gili Meclis araştırması açılması isteğini destekledi. Kahveci'nin ANAP yönetici- lerine, muhalefet için parti içi eğitim programı önerisini götür- düğü de öğrenildi. ANAP Ge- nel Başkan Yardımcısı Httsnü Doğan da ayn bir araştırma bü- rosu oluşturularak hükümetin icraatlaruun izleneceğini duyur- du. 1992 mali yılı bütçesinin TBMM'den çıkarılmasından sonra, ANAP'ın hükümete kar- şı daha yoğun muhalefete geç- mesi kararlaştırıldı. SHP kurultayını da büyük dikkatle izleyen ANAP yoneticileri, mart Şehit bekçi için tören MALATYA (AA) — Malatya Em- niyet Müdürlüğü'ne dün yapılan silah- h saldırıda şehit olan bekçi Mehmet Eroğlu'nun cenazesi dün toprağa ve- rildi. Şehit Bekçi için Emniyet Müdürlü- ğü önünde düzenlenen törende konu- şan Malatya Valisi Oğuz Kaan Köksal, güvenlik güçleri ve vatandaşlann hiç- bir zaman hainlere itibar etmeyecek- lerini söyledi. Şehitlerin, geleceğin garantisi ve te- minatı olduğuna işaret eden Vali Kök- sal, hain ellerin arkadaşlannı araların- dan aldığını belirtti. Polisin üstün başansı sayesinde, da- ha başka zarar verilmeden ve başka acılar yaşanmadan son nefesine kadar çırpınan hainin ölü ele geçirildiğini ha- tırlatan Vali Köksal, devletin güçlü ol- duğunu vurguladı. Malatya Emniyet Müdiiriüğü binasına önceki gun >apılan terorist saldınsında hayatını kaybeden bekçi Mehmet Eroğlu için Em niyet Muduriuğu onunde toren duzenlendi. (Fotoğraf: AA) Firmalam ürettikleri malbrın ambalajlannın geri topfonması zorunluluğu getirüiyor Meclis, 'çevre kirfilîğinr araştıracakANKARA (Cumburiyet Bürosu) — Hükümet, fırmalaıa ürettikleri mallann ambalajlarını geri toplama zorunluluğu getiren bir yasal düzenleme yapacak. 1.5 litrelik pet su şişeleri için de dolara en- deksli olmak üzere 700-800 lira depozit ücreti alınması planlanıyor. Çevre so- runlanyla ilgili araştırma önergesi dün Meclis'te görüşülürken, RP Milletveki- li Mustafa Demirci, "Baan ve TV'deki müstebcen yayınlann da ahlaksal kirli- lige yol açtığını" savundu. DYP Isparta Milletvekili Ertekin Du- rutürk ve arkadaşları tarafından, "çev- re sorunlannın arastınlması ve çozüm yollan bulunması" amacıyla verilen Meclis araştırması önergesi, TBMM Ge- nel Kurulu'nda benimsendi. önerge hakkmda hükümetin görüşle- rini açıklayan Çevre Bakanı Doğancan Akyürek, kirtenmenin onüne geçebilmek için çevre bilinci oluşturmanın şart ol- duğunu, bu amaçla ilkokuldan başlaya- rak, müfredat programlarına "Çevre Dersi" konulacağım söyledi. Doğancan Akyürek, firmalardan, ürettikleri malların ambalajlarını ilk yıl yüzde 25'ini geri toplamalannı isteyecek- lerini, bu oranın giderek arttınlacağını ve beş yıl sonunda yüzde 75'e çıkarıla- cağını anlattı. Gruplar adına konuşan milletvekille- ri de, çevre sağlığının önemine değine- rek, kirliliği önlemek için gerekli düzen- lemelerin yapılması görüşünde birleşti- ler. Daha sonra yapıîan oylamada, üç ay süreyle caüşacak bir araştırma komisyo- nu kurulması benimsendi. önerge sahibi DYP'li Ertekin Duru- türk de, tüm dunyanın çevre sorunlany- la mücadele yollarını araştırdığmı vur- guladı. ANAP'h Timur Demir de, yabancı ül- kelerden yakıt adı altında satılmak iste- nen kimyasal atıkların çevre kirliliğine yol açtığını vurguladı. SHP'li Ziya Halis, 1980 sonrasmda çevrenin korunması için yasal düzenle- meler yapıldıginı, ancak uygulamada tu- tarhlık bulunmadığını söyledi. RP'li Mustafa Demirci de, çevre mev- zuatının iyileştirilmesini, çevreyle ilgili kuruluşlann yetki ve sorumluluklarının arttırılmasını istedi. Afyon'un Taşoluk ilçesinden gelen heyette bulunan folklorcu çocuklar, Demirel'i neşelendirdi. (Fotoğraf: AA) 'Izmir Maışı'ylailçe sözü aldılarANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Başbakan Süleyman DemireTin "heyet kabulleri" bit- miyor. Yurdun dört bucağından kalkıp gelen, partili partisiz, de- ğişik meslek gruplanndan in- sanlar Demirel'den çeşitli istek- lerde bulunuyorlar. Demirel de onlara, Türkiye'nin içinde bu- lunduğu sıkıntılan anlatıyor, ba- zı "genel" sözler veriyor, teşek- kür ediyor, ardından destek is- tiyor. Başbakanlık, dün de, heyet- lerle doldu taştı. Ancak bu kez gelenler biraz da "güriiltü" çı- kardı. Afyon'un Taşoluk kasa- basından gelenler folklor ekibi- nin yanı sıra, "bando-mızıka" takımını da, berabeıinde getir- diler. Böyle olunca, Başbakan- Iıktaki kabul töreni bir anda şenliğe dönüştü. Demirel, Bakanlar Kurulu sa- lonunun kapısından gözükunce bando çalmaya, küçük folklor- cular da, > '.namaya başladı. Ta- şoluklular, "ilçe" olmak istiyor- du. Demirel, "minnetini" dile TlSK GENEL BAŞKANIREFİKBAYDUR- getirdikten sonra, folklorcu ço- cukları yanına çağjrıp "Atyoa- un neresindensiniz?" diye sordu. "Taşoluk köyü" yanıtıru alan Demirel bu kez, "Niye Taşoluk ilçesi demiyorsunuz?" sozünu edince, yoğun bir a'.kış aldı. Taşoluklulann bu ziyaretin- den oldukça hoşlanmıştı Demi- rel. Çocuklarla söyleşisini epey sürdürdü. Demirel, "bando- mızıka" takımına, "Siri ziyare- te gelince ne çalacaksınız baka- lım?" diye sordu. "Izmir Marsı" karşılığını alan Demirel, "Hadi bakalım çalın da, dinleyelim şunu" deyince, toplantının ya- pıldığı Bakanlar Kurulu salo- nunda, vatandaşlann temposuy- ia kısa bir konser yaşandı. Kürt sorununa ekonomik çözümANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — TlSK Genel Başkanı Refik Baydur, Türkiye'yi ziyaret eden Avrupa Sanayi ve îşveren Konfederasyonlan Birliği (UNI- CE) yöneticilerine Kürt sorununu anlat- tı. "Kimseye bağışlayacak bir kanş top- rağımız yoktur" diyen Baydur, "Kürt re- alitesinin ekonomik ve sosyal gelişme" ile çözümlenebiieceğini söyledi. Birlik Başkanı Carlos Ferrer ve öbur yöneticiler onuruna akşam Sheraton Oteli'nde düzenlenen yemeğe Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ile Sanayi ve Ti- caret Bakanı Tahir Köse de katıldı. Ye- mekte konuşan Baydur, Türkiye'nin Av- rupa'nın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı. "Avrupalı dostlarunız her yö- nüyle hızla geKsen Türkiye'de her gün ye- ni bir noksanlık ve kusur bulma gayreti içindedir" diyen Baydur sözlerini şöyle sürdürdü: ' "Oysa bugün Avrupa'nın pek çok ul- kesinde etnik kökeni hatta dilleri farklı toplumlar biıtikte yaşayabilme olgunlu- ğuna erişmislerdir. Ülkemizdeki Kürt re- alitesi de bundan farklı değildir; mesele bu bölgedeki ekonomik ve sosyal geliş- menin saglanmasıvla çozumlenebilecek bir hususlur. En önelisi, Türkiye'de Türk ve Kürt aynmı söz konusu yapılmamış- tır. Bu konu bizim bir iç meselemizdir ve herkesin de bunu böyle görmesi ge- reklidir. Kimseye bağışlayacak bir kanş toprağımız yoktur." TlSK'in UNICE yöneticilerine sun- dukları raporda da "Kürt sorunu" ko- nusunda şu görüşlere yer verildi: "Anayasa Mahkemesi'nin bası çekti- ği bağımsi7 bir yargı sistemine sahip ül- kemizde bağımsız sendikalar ve toplu iş sozleşmesi diızeni söz konusudur. Yeni kurulan koalisjou bukumetinin başlıca bedefleri arasında ise ekonomik gelişme- yi hızlandırmak; ILO sozleşmelcrini ona>layarak Türkiye'de sosyal haklar alanında daha iyi bir geleceğe yönelmek; Paris Şartı'nda ongöriilen tüm insan hak ve hürriyetlerini eksiksiz olarak sağla- mak ve karşılıklı güven ve anlayış çerçe- vesinde Kurt sorununu çozmek yer al- maktadır. Önetnlc işaret edilmelidir ki Türkiyei de halkın etnik kökeni itibanylA aynm- cdık gözeten ne kanun ne de uygulama yoktur. Bilindiği gibi bugün parlamen- toda Kürt kökenli milletvekili ve kabine üyeleri vardır. Hiç kimse Türkiye'de her- kesin -Kürt veya Türk olsun- birlik için- de ve barış ortamında yaşadığını gözar- dı edemez. Ancak çeşitii bölgeler arasın- daki iktisadi ve sosyal gelişmişlik farkı- nı etnik sorun gibi gostermek son dere- ce yanlışur." Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü de yemekteki konuşmasında, hükümetin Türkiye'de ekonomik ve politik reform süreci başlattığını söyledi. Avrupa Top- luluğu ve Türkiye arasındaki entegrasyon sürecint. hız kazandırma konusunda iş çevrelerinin oneml' rol oynayacağım vur- guladı. ayından itibaren muhalefetin dozunu arttıracaklarını, Meclis araştırmaları ve soru önergele- ri ile daha yoğun muhalefete ha- arlandıklaııaı bildirdiler. TBMM Başkanı Hüsamertin Cindoruk'un hükümetin ilk günlerinde eleştirdiği ve suçladı- ğı bazı bakanlar ile sonradan DYP'ye katılarak bakan olan- lar, DYP'de hedef haline geldi. Sağlık Bakanı Yddınm Aktuna, Hükümet Sözcüsü Akın Gonen, Çevre Bakam Doğancan Akyü- rek ve spordan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet AJi Yılmaz, DYP tabanı tarfından benimse- nemedi. DYP Genel Merkezi'- ne, parti teşkilatlarından başta Aktuna olmak üzere Gönen, Akyürek ve Yılmaz için şikâyet- ler geldiği öğrenildi. Aktuna, Gönen ve Yılmaz, "DYP teşki- latiannın isteklerine "soğuk" bakmakla suçlandılar. Aktuna'- mn bakanlığa gelen DYP'lilere "Ugi" göstermediği DYP genel merkez yöneticilerine iletildi. DYP'liler, bu bakanların tele- fonlarına cevap vermediğini, teşkilatlardan gelen atama öne- rilerini geri çevirdiklerini, teşki- latın isteklerine aracı olan mületvekilleri ile de görüşme- diklerini bildirdiler. Hükümet- ten sıkıntı duyan DYP'liler, üişkilerini sıklaştırmak amaayla düzenledikleri yemekli toplantı- larda, bakanlarla ilgili bu şikâ- yetlerini dile getiriyorlar. Bu arada, Cindoruk'un suç- ladığı Bakanlar Cavit Çağlar, Ömer Banıtçu, Yaşar Topçu, Mehmet Batallı ve Orhan Kiler- cioglu da, parti içi muhalefet ta- rafından yakın takibe alındı. Bu bakanlann, bakanlıklan ile ilgili çalışmaları ve atamaları mart ayından itibaren grupta eleştiri konusu yapılacak. DEV-SOL DAVASI Gazeteci Teztel, bugün yargı önünde ANKARA (AA) — Aralann- da tutuklu avukatlar Murat De- mir, Bedii Yarayıcı, Güneş Ga- zetesi tnsan Hakları Masası Şe- fı Deniz Teztel, İsmail Selen su- ikastına adlan kanşan Lütfi To- pal, astsubaylar Necmi Suna ve Yakup Şahin'in de bulunduğu 28 kişilik toplu Dev-Sol davası bugün Ankara'da başlıyor. DGM'de görüşülecek Ankara DGM'de görülecek davada, sanıklann, "yasadışı Dev-Sol örgütü üyesi olmak, bu doğrultuda eylemlerde bulun- mak, kuryeiik yapmak, örgüte silah saglamak, cnayete azmet- tirmek, örgiit adına istihbarat çalışmaları yapmak" suçlarmı işledikleri iddialanyla 5 yıldan idam cezasına kadar değişen ce- zalara çarptınlmaları isteniyor. Iddianamede, cezaevinden bir süre önce firar eden Lütfi To- pal için, emekli general İsmail Selen suikastına silah saglamak ve azmettirmek suçlarından TCK'nın "devletin anayasa ve temel nizamlarını bozma" fiili- ni düzenleyen 146-1. maddesine göre idam cezası talep edüiyor. tddianamede, avukatlar Mu- rat Demir, Badii Yarayıcı ile ga- zeteci Deniz Teztel haklannda ise TCK'nın "silahlı çeteye üye olma" fiilini düzenleyen 168-1. maddesi ile TCK'mn "silahlı ör- güte yardım" fiilini düzenleyen 169. maddeleri uyarınca 5 yıl- dan 15 yıla kadar ağır hapis ce- zalan isteniyor. tddianamede, ayrıca, emekli General İsmail Selen suikastına adlan karışan astsubaylar Nec- mi Suna hakkmda yasa dışı ör- güt üyeliğinden 15 yıla kadar, örgüte lojistik destek sağladığı iddia edilen Yakup Şahin hak- kmda da 5 yıla kadar ağır ha- pis cezası talep ediliyor. • Inönü, YPK'da Başkanvekili ANKARA (AA) — Başba- kan Süleyman Demirel'in bu- lunmadığı toplantılarda Yüksek Planlama Kurulu'na Devlet Ba- kanı ve Başbakan Yardımcısı Er- dal tnönü başkanlık edecek. Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü- nce yayımlanan genelgeye göre Yüksek Planlama Kurulu'na Başbakan Süleyman Demirel, başbakan bulunmadığı hallerde Devlet Bakanı ve Başbakan Yar- dımcısı Erdal Inöiü başkanlık edecek. Genelgede, Erdal tnönü (Dev- let Bakanı ve Başbakan Yardım- cısı), Tansu Çiller (Devlet Baka- nı), Ekrem Ceyhun (Devlet Ba- kanı) ve Erman Şahin (Devlet Bakanı) kurulun üyeleri olarak belinildi. YPK toplantılarına DPT müsteşarı da katılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle