Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 17 OCAK 1992
ORTAM
ŞAHİN ALPAY
Quo Vadis ANAP?
20 Ekim 1991 seçımlerinden bu yana siyaset sahne-
mizin ne kadardeğiştiğini bilmem düşündünüz mü?
ANAP cenahında olan bitenler bu değişmenin yal-
nızca bir yönü. Seçimlere gidilirken Sayın Mesut Yıl-
maz deneyim eksikliğine rağmen, genç ve dinamik bir
lider olarak ANAP'ta yenilenmenin, ANAP'ın çağdaş
anlamda bir liberal sağ parti haline gelmesinin haber-
cisi gibi görünüyordu. Kimilerine göre Yılmaz '91, DYP
lideri Süleyman Demirel ise '61 model bir Mercedes
gibi duruyordu. Yenisi varken eskisini kim alırdı?
Mesut Yılmaz ağır bir seçim yenilgisine uğraması
beklenen partisini DYP'nin az farkla ardından ikinci
parti yapınca, pek çoklarımıza "galiptir bu yolda mağ-
İup" dedirtiyordu. Yılmaz bir sonraki seçimlerin mut-
lakfavorisı gibi görülmeye başlamıştı bile.
20 Ekim öncesinde iktidara gelecekleri anlaşılan
muhalefet partılerinin ANAP'ın doğal lideri Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ı Çankaya'dan indirecekleri kanı-
sı yaygındı. Yüce Divan'a nasıl sevk edileceğinin he-
saplarını yapanlar yok değildi. özal'ın hiç değilse
siyasetten ayrılıp "ABD'deki çiftliğinde ' istirahate çe-
kileceğini söyleyenler bile vardı.
Seçimlerden yaklaşık üç ay sonra bugün durum ne
kadar farklı... Mesut Yılmaz'ın yıldızı doğrusu eskisi gi-
bi parlamıyor. Bugün ortanın sağının da solunun da
gözünde parlayan yıldız Başbakan Demirel. Bu yıldız
daha ne kadar parlamaya devam eder bilinmez, ama
bugün asıl Demirel '92 model bir Mercedes gibi duru-
yor. Mesut Bey biraz yıprandı. Bunda muhalefete düş-
menin getirdiği dezavantajlar yanında, ANAP genel
başkanının son üç aydaki performansının da rolü var
kuşkusuz. Parti içinden yükselen sesler de bunun bir
belirtisi.
ANAP'ın doğal liderinin konumu ise 20 Ekim seçim-
lerinden bu yana büsbütün değişti. Siyasi kariyerinin
sonuna geldiği düşünülen Özal'ın Çankaya'dan indiri-
lemeyeceğı anlaşılınca, koalisyon ortakları DYP ve
SHP liderleri "otursun oturduğu yerde" formülüne razı
olmak mecburıyetinde kaldılar. Son günlerde cum-
hurbaşkanının ana-
Mesut Yılmaz önderliğindeki
ANAP, çağdaş anlamda liberal
sağ parti olmaya doğru mu
gidiyor, yoksa nereye? Bu
soruya bir yanıt bulabilmek
jçin ANAP'ın KİTveKürt
sorunlarındaki tutumuna
bakılabilir.
yasadaki yetkilerini
kullanmakta ısrar et-
mesi yanında, belki
Çankaya'da oturma-
yıp yeniden siyaset
sahnesine inmesi
"tehlikesi" bile ko-
nuşulmaya başladı.
Cumhurbaşkanı bir
yakınına "Politikaya
dönebilirim" dedi.
(Hürrıyet, 11 1.1992). ~~""~"~~~™~~"~~~—~"~™~
ANAP nereye gidiyor? Mesut Yılmaz genel başkanlı-
ğı koruyabılecek mi? Yoksa yerıne mesela Adnan Kah-
veci gelebilir mi? Yoksa Turgut Özal yeniden partisinin
başına mı dönecek? Dönebilir mi?
Mesut Yılmaz'a sempatiyle bakanlara göre Turgut
özal ne zaman, mesela aile fertleri nedeniyle kendini
baskı altında hissederse Yılmaz'a yükleniyor; öncelik-
le giderek bağımsızlaşmasını önlemek için.
Yılmaz'a sempatiyle bakmayanlar ise hatayı Yıl-
maz'da arıyor. Orneğin istanbul Milletvekili Naci Ekşi,
Yılmaz'ın tutumunun ANAP'ı Kurtlere karşı gibi göster-
diğinden yakınıyor; "Hiçbir parti biz Kürt kimliğini ka-
bul ediyofuz diye bizim önümü2e geçmemeli" diyor
(Cumhunyet, ,8.1.1992). Ardından Cumhurbaşkanı
özal, "Mesut Yılmaz, ANAP bundan sonraki seçimde
Güneydoğu ve Doğu'dan oy almayacakmış gibi bir ha-
reket tarzı geliştirdi. Bülent Ecevit'ten farklı bir yapı
ortaya koyamadı..." gözleminde bulunuyor (Hürriyet,
11.1.1992).
Bütün bunlar bir yana, bence temel soru şu: Mesut
Yılmaz önderliğindeki ANAP çağdaş anlamda liberal
sağ parti olmaya doğru mu gidiyor, yoksa nereye?
Bu soruya bir yanıt bulabilmek için ANAP'ın bugün
Türkiye'nin biri iktisat, ötekisi siyaset alanındaki iki te-
mel sorunu olan KİT ve Kürt sorunlarındaki tutumuna
bakılabilir.
Yılmaz liderliğindeki ANAP, KİT sorununda liberal:
"Sekiz yıllık icraat süremizde kazandığımız en önemli
deneyim KİT'lerin rehabilitasyonu diye bir şeyin müm-
kün olmadığmı öğrenmek olmuştur... Biz bütün KİT'leri.
özelleştireceğiz" (TÜSİAD konuşması, 5.9.1991). De-
mirel gibi "Doğru olsa bile bazı şeyleri yapmamızın
imkânı yok," demiyor (Cumhuriyet, 8.1.1992).
Ya Kürt sorununda? Mesut Yılmaz'ın TBMM kürsü-
sünde, bütün Türkiye'nin gözleri önünde "Size ben
anadilimle hitap edeceğim" ile başlayan gösterisinin
izlerinin kolay silınebıleceğini sanmıyorum.
Bu meselede artık biri hariç bütün partilerin tutumu
belli oldu. SHP, DYP ve RP, Türkiye'de Kürt sorununun
demokratik bir çözüme kavuşması için ilk adım olan
Kürt kimliğinin tanınması yönünde açık tavır aldılar.
MÇP ve DSP de Kürt kimliğinin tanınmaması yönün-
de...
Türkiye'de demokrasinin bugün en hayati sorunu ko-
nusunda ANAP'ın tutumu 20 Ekim seçimleri öncesinde
olduğu gibi bugün de meçhul. Öğrenebildiğim kadarıy-
la bu konuda nasıl bir tavır alınacağına ilişkin bir çalış-
ma dahi başlatılmış değil.
Başa güreşme iddıasındaki bir parti için biraz garip
değil mi?
140 günlük grev
• İstanbul Haber Servisi — Ve-Ge Sanayi'deki grev 140.
gününü doldururken grevdeki işçiler, işverenin grevi kırmaya
çahştığı iddiası ile dün toplu halde viziteye çıkarak işvereni
protesto ettiler. Star Mod adh deri konfeksiyonda çahşan
300 işçi de, işverenin sendikalaşma faaliyetlerini engellemeye
çahştığını öne sürerek işyeri onünde bir protesto gosterisi
yaptı. Grevde 140. günün dolduran Ve-Ge Kâğıt Yapıştırma
Sanayii çalışanlan, işverenin grev gözculerinin fabrikanın
tuvaletinden dahi yararlanmalarını engellediğini iddia
ederek, işyerine başka yerden işçiler getirip çalıştırdığını ileri
sürdüler. İşverinin bu tur grev kırmaya yonelik
davranışlannı ve görüşmeye gelmemesini protesto ettiklerini
söyleyen grevci işçiler, toplu halde viziteye çıkarak
Sefaköy'den Küçükçekmece'ye kadar yürüdüler. (Fotoğraf:
TAMAŞA F. DURAL)
Sezgin: Helikopteri araştınyoruz
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Içişleri Bakanı İsmet
Sezgin, Bisi Yaylası uzerinde helikopterle PKK militanlarına
bırakıldığı iddia edilen malzemelerle ilgili olarak, yanlışlık
olduğu savının "doğru" olduğunu kaydetti. Sezgin şu
açıklamayı yaptı: "Iddialar doğru. Diyorlar ki, bu sizle ilgili
değil. Bir yanlışlık olmuş. Ele gelen bilgiler de bir yanlışlık
olduğunu doğrulayacak nitelikte. Tabii araştırma yapılıyor.
Gereği neyse yapılacak.
Özal eleştiriyor, ama ANAP, iktidara mart ayına kadar "avans" verdi
ANAP'baharı' bekliyorÖzal'ın muhalefet açısından "zayıf" bulduğu
ANAP, bakanların icraatını yakın takibe alarak
mart ayına kadar "yapıcı muhalefet"
sürdürecek. İktidar partilerindeki "iç
muhalefet" de SHP kurultayını ve bürokrasideki
atamaların sonuçlandırılmasını bekleyecek.
A N K A R A sürdürmeyi yeğlerken, DYP ve
SHP içindeki muhalefet, "SHP
kurultayı ile icraatların ve bü-
rokrasideki atamaiann" sonuç-
larını görmek üzere sessiz
bekleyişe geçti. ANAP'ın "ya-
(Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhur-
başkanı Turgut
Özal'ın "sert
istemesine karşılık,muhalefet
ana muhalefet partisi ANAP ve
koalisyon içi muhajefet, hükü-
mete mart ayma kadar "avans"
tanıdı. ANAP, mart ayına ka-
dar bakanlan yakın takibe ala-
rak, "yapıcı" muhalefetini
pıcı muhalefet" stratejisi nede-
niyle, koalisyon hükümetine
yönelik sert muhalefet sürdüren
sadece RP kaldı.
Cumhurbaşkanı Özal ve
ANAP arasında muhalefet stra-
tejisi konusunda görüş ayrıhğı
doğdu. özal, kabul ettiği eski
milletvekillerine ANAP'ın mu-
halefet yapamadığı suçlamasını
getirdi ve muhalefet boşluğunu
kendisinin doldurmak zorunda
kaldığını ifade etti. Özal, hükü-
metin uzun süreli olmayacağı
yolunda da görüşlerini bildirdi.
Özal'ın daha "sert muhalefet"
istemesine karşılık ANAP yöne-
timi, "yapıcı, sakin ve ciddi"
bir muhalefet stratejisi yürütme
konusundaki kararlılığını koru-
yor. ANAP Genel Başkanı Me-
sut Yılmaz, parti yöneticilerine
bakanlann yakın takibe alınma-
sı ve TBMM'ye iktidar tarafın-
dan getirilen her yasa tasansının
incelenmesi konusunda talimat
verdi. Yılmaz, özel olarak Sağ-
lık Bakanlığı'nın yakın takibe
alınmasını da istedi ve bu konu-
da eski sağlık bakanlarını görev-
lendirdi.
Eski Maliye Bakanı ve İstan-
bul Milletvekili Adnan Kahve-
ci, ANAP'ın muhalefet
stratejisini yürütmek amaayla
bürokrasi atamaları, özellikle
ekonomi ile ilgili hükümetin ge-
tireceği yasal düzenlemeler ko-
nusunu incelemeye aldı.
Kahveci'nin öncelikle erken
emeklilik, çiftçi ve Bağ-Kur
borç faizlerinin silinmesi konu-
sunda dosyalar hazırladığı öğre-
nildi. ANAP döneminde
yapıldığı öne sürülen yolsuzluk
iddialannı da araştıran Kahve-
ci, ilk olarak önceki gün DYP
tarafından TBMM'ye getirilen
TMO yolsuzluk iddiaları ile il-
gili Meclis araştırması açılması
isteğini destekledi.
Kahveci'nin ANAP yönetici-
lerine, muhalefet için parti içi
eğitim programı önerisini götür-
düğü de öğrenildi. ANAP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Httsnü
Doğan da ayn bir araştırma bü-
rosu oluşturularak hükümetin
icraatlaruun izleneceğini duyur-
du. 1992 mali yılı bütçesinin
TBMM'den çıkarılmasından
sonra, ANAP'ın hükümete kar-
şı daha yoğun muhalefete geç-
mesi kararlaştırıldı. SHP
kurultayını da büyük dikkatle
izleyen ANAP yoneticileri, mart
Şehit bekçi
için tören
MALATYA (AA) — Malatya Em-
niyet Müdürlüğü'ne dün yapılan silah-
h saldırıda şehit olan bekçi Mehmet
Eroğlu'nun cenazesi dün toprağa ve-
rildi.
Şehit Bekçi için Emniyet Müdürlü-
ğü önünde düzenlenen törende konu-
şan Malatya Valisi Oğuz Kaan Köksal,
güvenlik güçleri ve vatandaşlann hiç-
bir zaman hainlere itibar etmeyecek-
lerini söyledi.
Şehitlerin, geleceğin garantisi ve te-
minatı olduğuna işaret eden Vali Kök-
sal, hain ellerin arkadaşlannı araların-
dan aldığını belirtti.
Polisin üstün başansı sayesinde, da-
ha başka zarar verilmeden ve başka
acılar yaşanmadan son nefesine kadar
çırpınan hainin ölü ele geçirildiğini ha-
tırlatan Vali Köksal, devletin güçlü ol-
duğunu vurguladı.
Malatya Emniyet Müdiiriüğü binasına önceki gun >apılan terorist saldınsında hayatını kaybeden bekçi Mehmet Eroğlu için Em
niyet Muduriuğu onunde toren duzenlendi. (Fotoğraf: AA)
Firmalam ürettikleri malbrın ambalajlannın geri topfonması zorunluluğu getirüiyor
Meclis, 'çevre kirfilîğinr araştıracakANKARA (Cumburiyet Bürosu) —
Hükümet, fırmalaıa ürettikleri mallann
ambalajlarını geri toplama zorunluluğu
getiren bir yasal düzenleme yapacak. 1.5
litrelik pet su şişeleri için de dolara en-
deksli olmak üzere 700-800 lira depozit
ücreti alınması planlanıyor. Çevre so-
runlanyla ilgili araştırma önergesi dün
Meclis'te görüşülürken, RP Milletveki-
li Mustafa Demirci, "Baan ve TV'deki
müstebcen yayınlann da ahlaksal kirli-
lige yol açtığını" savundu.
DYP Isparta Milletvekili Ertekin Du-
rutürk ve arkadaşları tarafından, "çev-
re sorunlannın arastınlması ve çozüm
yollan bulunması" amacıyla verilen
Meclis araştırması önergesi, TBMM Ge-
nel Kurulu'nda benimsendi.
önerge hakkmda hükümetin görüşle-
rini açıklayan Çevre Bakanı Doğancan
Akyürek, kirtenmenin onüne geçebilmek
için çevre bilinci oluşturmanın şart ol-
duğunu, bu amaçla ilkokuldan başlaya-
rak, müfredat programlarına "Çevre
Dersi" konulacağım söyledi.
Doğancan Akyürek, firmalardan,
ürettikleri malların ambalajlarını ilk yıl
yüzde 25'ini geri toplamalannı isteyecek-
lerini, bu oranın giderek arttınlacağını
ve beş yıl sonunda yüzde 75'e çıkarıla-
cağını anlattı.
Gruplar adına konuşan milletvekille-
ri de, çevre sağlığının önemine değine-
rek, kirliliği önlemek için gerekli düzen-
lemelerin yapılması görüşünde birleşti-
ler.
Daha sonra yapıîan oylamada, üç ay
süreyle caüşacak bir araştırma komisyo-
nu kurulması benimsendi.
önerge sahibi DYP'li Ertekin Duru-
türk de, tüm dunyanın çevre sorunlany-
la mücadele yollarını araştırdığmı vur-
guladı.
ANAP'h Timur Demir de, yabancı ül-
kelerden yakıt adı altında satılmak iste-
nen kimyasal atıkların çevre kirliliğine
yol açtığını vurguladı.
SHP'li Ziya Halis, 1980 sonrasmda
çevrenin korunması için yasal düzenle-
meler yapıldıginı, ancak uygulamada tu-
tarhlık bulunmadığını söyledi.
RP'li Mustafa Demirci de, çevre mev-
zuatının iyileştirilmesini, çevreyle ilgili
kuruluşlann yetki ve sorumluluklarının
arttırılmasını istedi.
Afyon'un Taşoluk ilçesinden gelen heyette bulunan folklorcu çocuklar, Demirel'i neşelendirdi. (Fotoğraf: AA)
'Izmir Maışı'ylailçe sözü aldılarANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Başbakan Süleyman
DemireTin "heyet kabulleri" bit-
miyor. Yurdun dört bucağından
kalkıp gelen, partili partisiz, de-
ğişik meslek gruplanndan in-
sanlar Demirel'den çeşitli istek-
lerde bulunuyorlar. Demirel de
onlara, Türkiye'nin içinde bu-
lunduğu sıkıntılan anlatıyor, ba-
zı "genel" sözler veriyor, teşek-
kür ediyor, ardından destek is-
tiyor.
Başbakanlık, dün de, heyet-
lerle doldu taştı. Ancak bu kez
gelenler biraz da "güriiltü" çı-
kardı. Afyon'un Taşoluk kasa-
basından gelenler folklor ekibi-
nin yanı sıra, "bando-mızıka"
takımını da, berabeıinde getir-
diler. Böyle olunca, Başbakan-
Iıktaki kabul töreni bir anda
şenliğe dönüştü.
Demirel, Bakanlar Kurulu sa-
lonunun kapısından gözükunce
bando çalmaya, küçük folklor-
cular da, > '.namaya başladı. Ta-
şoluklular, "ilçe" olmak istiyor-
du.
Demirel, "minnetini" dile
TlSK GENEL BAŞKANIREFİKBAYDUR-
getirdikten sonra, folklorcu ço-
cukları yanına çağjrıp "Atyoa-
un neresindensiniz?" diye sordu.
"Taşoluk köyü" yanıtıru alan
Demirel bu kez, "Niye Taşoluk
ilçesi demiyorsunuz?" sozünu
edince, yoğun bir a'.kış aldı.
Taşoluklulann bu ziyaretin-
den oldukça hoşlanmıştı Demi-
rel. Çocuklarla söyleşisini epey
sürdürdü. Demirel, "bando-
mızıka" takımına, "Siri ziyare-
te gelince ne çalacaksınız baka-
lım?" diye sordu. "Izmir Marsı"
karşılığını alan Demirel, "Hadi
bakalım çalın da, dinleyelim
şunu" deyince, toplantının ya-
pıldığı Bakanlar Kurulu salo-
nunda, vatandaşlann temposuy-
ia kısa bir konser yaşandı.
Kürt sorununa ekonomik çözümANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
TlSK Genel Başkanı Refik Baydur,
Türkiye'yi ziyaret eden Avrupa Sanayi ve
îşveren Konfederasyonlan Birliği (UNI-
CE) yöneticilerine Kürt sorununu anlat-
tı. "Kimseye bağışlayacak bir kanş top-
rağımız yoktur" diyen Baydur, "Kürt re-
alitesinin ekonomik ve sosyal gelişme"
ile çözümlenebiieceğini söyledi.
Birlik Başkanı Carlos Ferrer ve öbur
yöneticiler onuruna akşam Sheraton
Oteli'nde düzenlenen yemeğe Başbakan
Yardımcısı Erdal İnönü ile Sanayi ve Ti-
caret Bakanı Tahir Köse de katıldı. Ye-
mekte konuşan Baydur, Türkiye'nin Av-
rupa'nın ayrılmaz bir parçası olduğunu
vurguladı. "Avrupalı dostlarunız her yö-
nüyle hızla geKsen Türkiye'de her gün ye-
ni bir noksanlık ve kusur bulma gayreti
içindedir" diyen Baydur sözlerini şöyle
sürdürdü: '
"Oysa bugün Avrupa'nın pek çok ul-
kesinde etnik kökeni hatta dilleri farklı
toplumlar biıtikte yaşayabilme olgunlu-
ğuna erişmislerdir. Ülkemizdeki Kürt re-
alitesi de bundan farklı değildir; mesele
bu bölgedeki ekonomik ve sosyal geliş-
menin saglanmasıvla çozumlenebilecek
bir hususlur. En önelisi, Türkiye'de Türk
ve Kürt aynmı söz konusu yapılmamış-
tır. Bu konu bizim bir iç meselemizdir
ve herkesin de bunu böyle görmesi ge-
reklidir. Kimseye bağışlayacak bir kanş
toprağımız yoktur."
TlSK'in UNICE yöneticilerine sun-
dukları raporda da "Kürt sorunu" ko-
nusunda şu görüşlere yer verildi:
"Anayasa Mahkemesi'nin bası çekti-
ği bağımsi7 bir yargı sistemine sahip ül-
kemizde bağımsız sendikalar ve toplu iş
sozleşmesi diızeni söz konusudur. Yeni
kurulan koalisjou bukumetinin başlıca
bedefleri arasında ise ekonomik gelişme-
yi hızlandırmak; ILO sozleşmelcrini
ona>layarak Türkiye'de sosyal haklar
alanında daha iyi bir geleceğe yönelmek;
Paris Şartı'nda ongöriilen tüm insan hak
ve hürriyetlerini eksiksiz olarak sağla-
mak ve karşılıklı güven ve anlayış çerçe-
vesinde Kurt sorununu çozmek yer al-
maktadır.
Önetnlc işaret edilmelidir ki Türkiyei
de halkın etnik kökeni itibanylA aynm-
cdık gözeten ne kanun ne de uygulama
yoktur. Bilindiği gibi bugün parlamen-
toda Kürt kökenli milletvekili ve kabine
üyeleri vardır. Hiç kimse Türkiye'de her-
kesin -Kürt veya Türk olsun- birlik için-
de ve barış ortamında yaşadığını gözar-
dı edemez. Ancak çeşitii bölgeler arasın-
daki iktisadi ve sosyal gelişmişlik farkı-
nı etnik sorun gibi gostermek son dere-
ce yanlışur."
Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü de
yemekteki konuşmasında, hükümetin
Türkiye'de ekonomik ve politik reform
süreci başlattığını söyledi. Avrupa Top-
luluğu ve Türkiye arasındaki entegrasyon
sürecint. hız kazandırma konusunda iş
çevrelerinin oneml' rol oynayacağım vur-
guladı.
ayından itibaren muhalefetin
dozunu arttıracaklarını, Meclis
araştırmaları ve soru önergele-
ri ile daha yoğun muhalefete ha-
arlandıklaııaı bildirdiler.
TBMM Başkanı Hüsamertin
Cindoruk'un hükümetin ilk
günlerinde eleştirdiği ve suçladı-
ğı bazı bakanlar ile sonradan
DYP'ye katılarak bakan olan-
lar, DYP'de hedef haline geldi.
Sağlık Bakanı Yddınm Aktuna,
Hükümet Sözcüsü Akın Gonen,
Çevre Bakam Doğancan Akyü-
rek ve spordan sorumlu Devlet
Bakanı Mehmet AJi Yılmaz,
DYP tabanı tarfından benimse-
nemedi. DYP Genel Merkezi'-
ne, parti teşkilatlarından başta
Aktuna olmak üzere Gönen,
Akyürek ve Yılmaz için şikâyet-
ler geldiği öğrenildi. Aktuna,
Gönen ve Yılmaz, "DYP teşki-
latiannın isteklerine "soğuk"
bakmakla suçlandılar. Aktuna'-
mn bakanlığa gelen DYP'lilere
"Ugi" göstermediği DYP genel
merkez yöneticilerine iletildi.
DYP'liler, bu bakanların tele-
fonlarına cevap vermediğini,
teşkilatlardan gelen atama öne-
rilerini geri çevirdiklerini, teşki-
latın isteklerine aracı olan
mületvekilleri ile de görüşme-
diklerini bildirdiler. Hükümet-
ten sıkıntı duyan DYP'liler,
üişkilerini sıklaştırmak amaayla
düzenledikleri yemekli toplantı-
larda, bakanlarla ilgili bu şikâ-
yetlerini dile getiriyorlar.
Bu arada, Cindoruk'un suç-
ladığı Bakanlar Cavit Çağlar,
Ömer Banıtçu, Yaşar Topçu,
Mehmet Batallı ve Orhan Kiler-
cioglu da, parti içi muhalefet ta-
rafından yakın takibe alındı. Bu
bakanlann, bakanlıklan ile ilgili
çalışmaları ve atamaları mart
ayından itibaren grupta eleştiri
konusu yapılacak.
DEV-SOL DAVASI
Gazeteci
Teztel,
bugün yargı
önünde
ANKARA (AA) — Aralann-
da tutuklu avukatlar Murat De-
mir, Bedii Yarayıcı, Güneş Ga-
zetesi tnsan Hakları Masası Şe-
fı Deniz Teztel, İsmail Selen su-
ikastına adlan kanşan Lütfi To-
pal, astsubaylar Necmi Suna ve
Yakup Şahin'in de bulunduğu
28 kişilik toplu Dev-Sol davası
bugün Ankara'da başlıyor.
DGM'de görüşülecek
Ankara DGM'de görülecek
davada, sanıklann, "yasadışı
Dev-Sol örgütü üyesi olmak, bu
doğrultuda eylemlerde bulun-
mak, kuryeiik yapmak, örgüte
silah saglamak, cnayete azmet-
tirmek, örgiit adına istihbarat
çalışmaları yapmak" suçlarmı
işledikleri iddialanyla 5 yıldan
idam cezasına kadar değişen ce-
zalara çarptınlmaları isteniyor.
Iddianamede, cezaevinden bir
süre önce firar eden Lütfi To-
pal için, emekli general İsmail
Selen suikastına silah saglamak
ve azmettirmek suçlarından
TCK'nın "devletin anayasa ve
temel nizamlarını bozma" fiili-
ni düzenleyen 146-1. maddesine
göre idam cezası talep edüiyor.
tddianamede, avukatlar Mu-
rat Demir, Badii Yarayıcı ile ga-
zeteci Deniz Teztel haklannda
ise TCK'nın "silahlı çeteye üye
olma" fiilini düzenleyen 168-1.
maddesi ile TCK'mn "silahlı ör-
güte yardım" fiilini düzenleyen
169. maddeleri uyarınca 5 yıl-
dan 15 yıla kadar ağır hapis ce-
zalan isteniyor.
tddianamede, ayrıca, emekli
General İsmail Selen suikastına
adlan karışan astsubaylar Nec-
mi Suna hakkmda yasa dışı ör-
güt üyeliğinden 15 yıla kadar,
örgüte lojistik destek sağladığı
iddia edilen Yakup Şahin hak-
kmda da 5 yıla kadar ağır ha-
pis cezası talep ediliyor.
•
Inönü,
YPK'da
Başkanvekili
ANKARA (AA) — Başba-
kan Süleyman Demirel'in bu-
lunmadığı toplantılarda Yüksek
Planlama Kurulu'na Devlet Ba-
kanı ve Başbakan Yardımcısı Er-
dal tnönü başkanlık edecek.
Başbakanlık Personel ve
Prensipler Genel Müdürlüğü-
nce yayımlanan genelgeye göre
Yüksek Planlama Kurulu'na
Başbakan Süleyman Demirel,
başbakan bulunmadığı hallerde
Devlet Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Erdal Inöiü başkanlık
edecek.
Genelgede, Erdal tnönü (Dev-
let Bakanı ve Başbakan Yardım-
cısı), Tansu Çiller (Devlet Baka-
nı), Ekrem Ceyhun (Devlet Ba-
kanı) ve Erman Şahin (Devlet
Bakanı) kurulun üyeleri olarak
belinildi. YPK toplantılarına
DPT müsteşarı da katılacak.