15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 OC/LK 1992 HABERLER CUMHURÎYET/5 KURULTAYA DOGRUSHP SODEP kurucuları Inönü'ye çattı.ANKARA (Cumnuriyet Bürosu) — SHP'de olağanüstıi kurultay yaklaşırken sürpriz bir basın toplantısı düzenleyen SODEP kurucuları, "SHP'ain kiiçülmeye devam ettiğini" savundular. SODEP kurucuları, SHP yonetiraini ele-ştirdiler ve SHP'nin kuruluş amacının unutulduğunu, CHP kadroları ve düşunceleri ile bütunleşilemediğini belirttiler. S H P Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında Muzaffer Saraç, AtUa Sav ve Kâzım Yenice'nin de imzasını taşıyan metni, SODEP'in genel başkanlığını da yapmış olan Cezmi Kartay okudu. Metinde SHP'nin yeni bir olaganüstü kurullaya gittiği anımsatılarak partinin kuruluşundan bu yana üç olagan ve altı olağanüstu kurultay yapıldığına dikkat çekildi ve şöyle denildi: "Kuruluştan bu yana partide 14 genel sekreter görev almıştır. Sayın Erdal İnönii iki kez SODEP döneminde, beş kez de SHP döneminde genel başkan seçilmiştir. Bu kurultayda da adaydır. 1983 yılından sonra ana muhalefet partisi olan SHP, 1991 20 Ekim seçimlerinde halkımıza tek başına iktidar sözii vermiş, fakat büyiik oy kaybı ile iıçüncü parti durumuna düşmiiştiir. Atila Sav Daha önemli olarak 20 Ekim sonrası iktidar ortagı olmasına rağmen bu dönemde yapılan ama seçimlerde de oy kaybının devam ettigi görülmektedir." Bu durumun partide "ciddi sorunlann varlığını kanılladığı" savunularak partinin giderek küçülmesinin öncelikle partinin kuruluş nedeninin unutulmasından kaynaklandığı savunuldu. "Partinin ideolojik niteliginin ve kimliğinin anlatılmasında yetersiz kalınmıştır" denüerek SHP'nin kuruluş nedeninin CHP'nin kapatılması olduğu kaydedildi. "SHP'de parti içi çekişmelere son verilemediği" vurgulanarak CHP duşuncesi Cezmi Kartay ve kadrolarıyla butunleşilememesi eleştirildi. "Haikımızın özlem ve beklentisi; Batılı anlamda sosyai demokrat düşüncede olanlann birükteligidir" denilerek şu görüşlere yer verildi: "Partinin misyonu da CHP'nin ve Türk demokrasisinin 12 Eyliil sonrası uğradıgı haksızlığa son vermek, çağın getirdiği yenUiklere uyan sosyai demokrat bir partinin ülkemizin siyasal ve sosyai hayatında iktidara gelmesini gerçekleştirmektedir. Böyle bir sonuea varmanın yolu, partinin temelini oluşturan tiim CHP'lilerin ve Atatürk Kâzım Yenice ilkelerine yürekten inanmış sosyai demokrat yeni kuşaklann birlikteligiyle açümadır. 20 Ekim seçimlerinde yapay olarak (HEP ile) kurulan biıiikteliğin seçimlerde ne getirdiği, buna karşın partiden neleri götiirdüğü, bu kurultayda degerlendirilmelidir. Biitün bu koşullar içinde gidilen olağanüstu kurultayda partinin içinde bulunduğu durumun özveri ile açıklıkla degerlendirilmesini ve halkımıza sosyai demokrasinin başarısı yolunda yeni bir umut ve giiven verecek kadroların oluşturulmasım, bu Muzaffer Saraç doğrultuda kararlar alınmasını beklemekteyiz. SODEP kurucuları, partinin kuruluşundan bu yana bu yoldaki çalışmaları, sürdurduklcri çabalan devam ettirmede kararlı olduklannı açıklamayı da görev saymaktadırlar. Partimizin kurultaydan sorunlannı çözecek kadroları oluşturarak çıkmasını ve halkımıza yeni umutlar vermesini diliyoruz." Kartay, gazetecilerin "Partinin kiiçiilmesinde genel başkanın sorumlulugu tartışılıyor. Ortada da genel başkanlık için iki aday gözüküyor. Sizin bu konudaki tavrınız nedir" şeklindeki sorusuna şu karşılığı verdi: "Biz bu toplantı ile partinin içinde bulunduğu durumu hem kamuoyuna, hem kurultay delegelerine ulaştırmak istedik. Mesajın içinde partinin durumu yeterince değerlendirilmiştir. Bunu da elbet delegeler ve kamuoyu değerlendirecektir. Bunun ötesinde burada herhangi bir partili veya herhangi bir genel başkan adayının özel olarak propagandası için toplanmış olduğunu sanmıyorum. Arkadaşlarımızın da görüşleri bu şekildedir." Cezmi Kartay, secimli bir kurultayda SHP'nin sorunlarının yeterince tartışılıp tartışılamayacağına ilişkin bir soruyu yanıtlarken de "Kurultayda yeterince bu ölçiide sorunlann tartışılması degil de bizim buradaki önerimiz kurultaya gidenlerin bunu öncelikle kendi diişüncelerinde değerlendirmeleri ve oluşacak sonucu bu yönde yönlendirmelerini amaçlamaktadır" dedi. Basın toplantısına SODEP'in diğer kurucuları, Giiler Tanyolaç, Esin Tütüncü, Cemal Seyraen, Süleyman Sanalioğlu, Birgen Keleş, Selahattin Canbay, Olcay Mis, Vahit Yılmaz ve Ğiıneş Topsal da katıldılar. înönü'ye iş için 5 bin başvuru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Başbakan Yardım- cısı ve SHP Genel Başkanı Er- dal tnönü, bağlı kuruluşlara bir genelge gondererek kendi- sinden "ön izio" alınmadan hiçbir atama yapılmamasını is- tedi. lnönu, kendisine bağlı ku- ruluşlar TÜBİTAK, TAEK, TSE ve MPM'ye gönderdiği 13 Ocak 1992 tarihli genelge- de, Başbakan Süleyman De- mirel'in bir süre önce tüm ku- ruluşlara gönderdiği, atamalar konusundaki genelgeye daya- narak şunları belirtti: "tlgi genelgenin kadro kul- lanııruna ilişkin esaslan düzen- leyen 6. maddesine göre per- sonel atamalanndan önce Baş- bakanlık'tan alınacak izin ta- leplerinin, ayrıca, merkez ve taşra teşkilaüna yapılacak na- killer, diğer kunımiardan nak- len atanacaklar ve terfi ettiri- lerek gerçekleştirilecek atama- lann bakanlığımdan ön izin alınmak suretiyle yapılmasını rica ederim." lnönu'nün danışmanı Gü- neş Gürseler'e iş istemiyle baş- vuranların sayısının beş bini aştığı öğrenildi. Gürseler'e SHP örgütünden gelen başvu- ruların yanı sıra parti dışından da iş ve tayin isteklerinin gel- diği belirtiliyor. Buraya yapı- lan istekler Inönü'nün deneti- minden geçirilirken koalisyon protokolünde de yer alan, "öaemli atamalarda koalisyo- nun iki kanadı arasında muta- bakat sağlanması" ilkesinin aksamadan işlediği ifade edi- liyor. iki milletvekili, SHP'yi tartışma dışı tutmak için istifa ettiklerini açıkladı Zana ve Dicle artık bağımsızTRT'deki yemin töreninin kahramanları basınıgörüşlerini çarpıtarak aktarmakla suçladılar. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — TBMM'de yemin tore- nindeki davranışları ve daha sonraki demeçleri tartışmalara neden olan HEP kökenli SHP Diyarbakır milletvekılleri Leyla Zana ve Hatip Dicle, dün SHP'den istifa etti. Zana ve Dic- le, goruşlerini çarpıttığı için ba- sını suçladılar ve "Basına karşı susma hakkımızı kulianacağız" dediler. Meclis'teki yemin töreninden sonra SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'nün "SHP'den istifa et- miş saydığı" Zana ve Dicle, dün yaptıkları yazılı açıklamada, ül- ke sorunl-arının demokratik bir platformda tartışılmasının zo- runlu olduğunu vurgulayarak "Demokratik çözüm Uretme an- layışunızın ötesinde başka bir anlam ve ifade biçimi ile tartış- ma konusu edildik" dediler. Iz- ledikleri açıklık politikasının de- mokrasinin kokleşmesini iste- meyen bazı zihniyetlerce politik malzeme olarak kullanıldiğını savunan Zana ve Dicle, ortak açıklamada şunları söylediler: "Biz öziinde sonınlann par- lamentoda ve demokratik bir anlayış içinde tartışılmasından yana olduk. Sorunları gizleme- nin ne Türk, ne de Kürt halkı- na yarar getirmeyeceğine inanı- yoruz. Çözumu her zaman Türk ve Kürt halkının kardeşliği, boş- görii ortamı ve gönüllü birlikte- Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle, 6 Kasım 1991 larihinde TBMM'deki yemin töreninde "Ben ve ar- kadaşlarım, bu metni anayasanın baskısı altında okuyoruz" de> ince tartışmalar çıkmış, bazı DYP mil- letvekilleri kursüye yurümüştu. liği temel doğrultusunda ele al- dık. Doğrulan bugüne kadar sa- vunduk, savunacağız. Ancak demokratik bir açılım anlayışı ile olaylara bakan bugünkü nü- kümet ve bugüne kadar içinde yer aldığımız Sosyaldemokrat Halkçı Parti, bizim tutum ve davranışımız dolayısıyla politik malzeme konusu yapıldı. Bu noktada, açılım politika- sı içinde olan Sosyaldemokrat Halkçı Parti'yi tartışmaların dı- şına çıkarmak için partiden is- tifa etmeyi uygun gördük. Bu hassas dönemde, olaylan ve dii- şüncelerimizi basın ahlakı ve ob- jektif yayın kurallanna aykın bir şekilde, kamuoyuna çarpıta- rak yansıtan basımn da bu nok- taya gelmemizde büyük rolü ol- muştur. Bu bağlamda, bundan sonra basına karşı susma hakkımızı kulianacağız. Susan Türkiye'nin konuşan Türkiye haline gelmesi için dü- şüncelerimizi açıklama ozgurlü- güne set çekmekte büyük bir rol oynayan ve âdeta birbiriyle ya- rışan basını, -basın emekçileri- ni bu tepkinin dışında tutarak- kınıyoruz." Dilekçelerini Meclis Başkan- lığı'na da gönderen Zana ve Dic- le'nin ayrılmasıyla SHP'nin TBMM'deki sandalye sayısı 86'ya duştu. Dicle'nin istifasından sonra SHP Merkez Disiplin Kurulu- nun Avrupa'daki demeçleri ne- deniyle SHP'den ihraç istemini görüşmesine gerek kalmadı. İki milletveküinin HEP kö- kenli öbür milletvekilleri ile yap- tıklan toplanüda, bağımsız mil- letvekili iken de SHP'nin prog- ram ve ilkelerine uygun davran- maları ve SHP ile koalisyona za- rar verecek demeç vermemeleri kararı alınmıştı. lnönü teşekkür etti SHP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı ErdaJ lnönü, HEP kökenli SHP Diyarbakır milletvekilleri Hatip Dicle ve Leyla Zana'nın partiden istifaları ile ilgili olarak kendi- Ierine teşekkür etti. Erdal lnönü, gazetecilerin ko- nuyla ilgili sorularını, "Bekliyor- dum, yapnuşlar. 'Arkadaşlanmı- zın hareketleri ve sözleri dolayı- sıyla partimizden istifa etmele- ri gerekiyor' demiştim. Şimdi et- tiklerini öğrendik. Teşekkür ederim" diye yanıtladı. İL BAŞKANLARI NE DIYOR? ZONGULDAK Koalisyon devam etsin ALI OSMAN ODABAŞ (SHP II Başkan): Kurultaydan partı meclisinin vapısının çıkması gerekır. Sa\ın İnönü'nün lisusının ağırlıklı bir şckılde çıkması durumunda partinin dal-a sağlıklı biryapıva kavuşacağını düşünüvorum. Üyemız ve ,eçmenımiz. tarafİı tarafsız tüm kamuovu koalisyon hü- künetının de\amından yanadır. Koalisvonun ışlevişıni zora sokacak veömrünü kısaltacak hiçbir yapılaşmadan vanade- ğikır Zonguldakta partı tabanı böylearzulamaktadır. Aksi birpartı meclisi ve genel merkez oluşması halınde de koalıs- vorun bozulacağından ve elde edilmiş iktidar olanağından v olsun kalma kuşkusu duyulmaktadır. Bunu biz arzu etmı- voaız. Partimizin Doğu ve Güneydoğu dışında oy kavbına neıen olan faktörlerin başında H E P ile işbirliği gelmektedir. İÇEL Sürekli kurultay zararlı BCRA YORULMAZ (SHP II Başkanı): SHP'de en bu\uk teHıke iki başlılık ve iç huzursuzluktur. SHP'de erimenin durdurulması için lıderin kadrosuvla işbaşına gelmesi gerek- mtktedır. Bu kurultay mutlaka buna çozüm bulmalıdır. Şu anla olduğu gıbı partide ıkı başlılık sürcrken erimenin önü- nejeçmek mümkün olamaz Bir partı olduğuna göre bir tane dezenel başkanı ve genel merkezi olmahdır. Seçmenimızden ig ıuzursuzluk ve ıkı başlılık konusunda devamlı tenkıt alı- y cuz. Bu durum mutlaka bıtmelidir. Aynca tüzükle \enlen hi^lar suiistimal edilerek sürekli kurultavı yaparsak halkı- mnn partımize olan güvenı sarsılır ve erime>ı durdurama- > i- IMIĞLA ^enileşme sağlanmalı HLMİ GİRESLN (SHP 11 Başkanı): Dunvada ve Tur- 1< e'dekı değışımı göz önüne alarak SHP'nin kendi çizgısini rac bir şekilde belirlevıp vemleşmevı sağlavamaması parti î«;] en önemli tehlikedır Bu kurultav. programı ve tüzüğü •cidştınp netleştırebılecek. örgüt doğrultusunda değışmevı vıvenileşmeyı sağlayabılen bir vönetim çıkarmalı. Bu aynı ^jıanda. sosyai demokratlan bir arada toplayabilecek. bü- tuleştirecek bir yonetim olmalı. Karadeniz'de kurultay desteği arayan Baykat Parti başka, hükümet başka ÖMER GÜNER NİHAT TIĞLI GİRESUN/TRABZON — Kurultay öncesi gezilerini sürdü- ren SHP'nin Yeni Sol grup lide- ri Deniz Baykal, "Biz DYP ile yapılan koalisyona karşı değiliz, bizim yakınmamız, SHP, bu ko- alisyonda daha ağırlıklı olarak yer alabilirdi" dedi. Baykal, par- ti ve hükümet konulannın ayrı ayrı sorunlar olduğunu belirtti. Bu arada Baykal'la hareket eden eski SHP Saymanı Fuat Atalay, genel merkezi, delegelere baskı yapmakla suçladı. Atalay, "Bu ayıplanacak bir dunımdur" dedi. Rize, Bayburt, Gümüşhane ve Erzurum gezilerini yolların buz- lu olması nedeniyle iptal eden Deniz Baykal, önceki gün Gire- sun ve Trabzon'da SHP örgüt- lerindeki toplantılara katıldı. Baykal, dün sabah da Trabzon- da kahvaltıda basına açıklama- larda bulundu. Birkaç gundur yurdun muh- telif yörelerinde SHP'nin nabzı- nı tutmaya çahştığını, partililerle ülke sorunlannı konuştuğunu söyleyen Deniz Baykal, Gire- sun'daki toplantıda, "Kocaeli'n- den Rusva sınırına kadar bir tane milletvekili çıkaramadık. Partimizin en güçlü olduğu yö- re Trakya'da bir arkadaşımız se- çUebildi. 50 milletvekili olan ts- tanbul'dan beş milletvekili çıka- rabildik" dedi. Baykal şöyle devam etti: "20 Ekim'i bir uyan gibi ka- bul etmeliyiz. 20 Ekim'i daha iyi bir seçim arayışının bir kamçı- lanması gibi göreceğiz. Yapma- mız ve yapmak zorunda olduğu- muz budur. Ne gerekiyorsa onu yapmak durumundayız. 20 Ekim bizim geleceğe bakışımı- zın ufkunu çizmiştir. Biz onun ötesine bakıyoruz. Kanaatimi söyleyeyim. SHP böyle bir atı- lımı değişerek ve yenilenerek sağlayabilir." Önceki gece geç saatlerde Trabzon'a gelen Baykal, SHP il merkezinde kendisini bekleyen "Öyle inanıvorum ki SHP, ye- niden bir yapılanma ve iyi bir çalışma ile ülkenin en güçlü si- yasal partisi olacaktır. Doğaldır ki bazı eksiklerimiz oldu. Dun- ya degişiyor, Türkiye de. Biz de SHP olarak bu değişmeye ayak uydurmalıyız." 25-26 ocakta yapılacak oiağa- nüstu genel kurulda sonuç na- sıl çıkarsa çıksın koalisyonun devam edeceğini ifade eden Bay- kal, "DYP ile bir protokol im- zalanmış, bir hükümet kurul- Gereken yapılaoak Deniz Baykal, SHP'nin, Kocaeli'den Rusya sınırına kadar olan bölgede bir tek milletvekili çıkaramadığını belirterek "kurultayda ne gerekiyorsa onu yapmak durumundayız" dedi. yöneticilerle iki buçuk saat soh- bet etti. Basına kap^h olarak ya- pılan sohbet toplantısından son- ra kalacağı otele gelen Baykal, dün sabah kahvaltı yaparken basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Karadeniz bölgesinde SHP'nin 20 Ekim'de milletvekili çıkaramamasımn tahlillerini yö- re yoneticiieri ile birlikte yaptı- ğını belirten Baykal, "Partisine bağlı, çahşkan insanların yaşa- dığı bu yörede SHP nasıl millet- vekili çıkaramaz" şeklinde ko- nuştu. Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü: muştur. Bu hükümet guvenoyu alnıış ve calışmalanna başlamış. Guvenoyunu ben de verdim. Parti işi başka. hukumet işi baş- ka, Koalisyon devam edecektir" dedi. Öte yandan Deniz Baykal ile hareket eden eski SHP Sayma- nı Fuat Atalay, genel merkezi delegelere baskı yapmakla suç- ladı. Atalay, bazı büyükşehir be- lediye başkanlarının da kurulta- yın iradesine ipotek koymaya çalıştıklarını one sürdu. Hükü- met üyelerinden bazılarının, çe- şitli vaatlerlt delegeleri kuşattı- ğını söyledi. Kurultay öncesi înönü ile Baykal Tele-Vizyon'a davet edildi İç Politika Servisi — SHP lideri ve Başbakan Yardımcı- sı Erdal tnönü ile kurultayda genel başkan adayı olması j beklenen Deniz Baykal, birlik- I te, TRT'deki "Tele-Vizyon" programına davet edildi. Da- veti, Deniz Baykal'ın olumlu karşıladığı, Erdal İnönü'nün ise kabul etmediği öğrenildi. Uğur Dündar'ın hazırladığı ve 21 ocak salı gecesi TV-1 ka- nalından yayımlanacak olan "Tele-Vizyon" -programına birlikte katılmaları için, SHP lideri İnönü ile, parti içindeki "Yeni Sol" grubun lideri Bay- kal'a ilgililerce öneri götürül- dü. Baykal'ın bu daveti olum- lu karşıladığı belirtilirken, inönü'nün kabul etmediği bil- dirildi. Prgramın yapımcısı Uğur Dündar ise, kendilerine henüz bir yanıt gelmediğini söyledi. Dündar, kabul etme- leri halinde programda İnönu ve Baykal'a 25-26 ocakta ya- pılacak kurultaya yönelik gö- rüşlerini soracağını bildirdi. Öte yandan 26 ocak akşamı TRT'nin 1. kanalından yayım- lanacak "Dış Politika" konu- lu açıkoturuma, RP lideri Nec- mettin Erbakan katümayacak. BAŞKENTTEN AHMET TAN Saddam'ı ayakta tutan Batı'nın 'siyasi' tercihi mi? Hayııi Saddam'ı asıl ayakta tutan, Batı'nın "ticari" tercihi. "Saddamlı yaşam" Batı'nın ekonomik çıkarlarına hizmet ediyor. 'Saddamlı Yaşam'ın İlk Yılı Saddam'a karşı savaşın üzerinden tam bir yıl geçti. Bu bir yılda Saddam'ı devirmek isteyen birçok ülkonin devlet adamı (Gorbaçov'dan Thatcher'a) devrildi veya de- ğişti. Hatta fenalık geçirerek sandalyeden düşen Başkan Bush'un bıle koftuğu sallanmaya başiadı. Ama Saddam hâlâ ayakta. Irak'la Batı ülkelerinin diplomatik ilişkileri kesik. Ambar- go hâlâ sürüyor. Ama Bağdat'ta gündelik yaşam Mosko- va'dakinden zor değil. Bağdat bakkallarında ateş pahasına da olsa, Fransız peynirinden Hollanda tereyağına kadar her şeyi bulmak mümkün. Saddam'ı ayakta tutan Batı'mn "siyasi" tercihi mi? Hayır! Saddam'ı asıl ayakta tutan, Batı'nın "ticari" tercihi. "Saddamlı yaşam" Batı'nın ekonomik çıkarlarına hizmet ediyor. Saddam bahanesi ile Batılılar Irak'a petrol sattırmıyor. Çünkü Irak petrolünün yeniden uluslararası piyasaya gir- mesı, Amerıkan, İngilız ve Suudi tekellerinin oluşturdu- ğu fiyatları düşürebilecek. Aynca daha da "esnaf işi" açıkgözlülükler de var. Örnek mi? Irak yetkilileri, bir ^ ^ _ _ _ _ _ _ _ _ — ^ ^ _ ^ ^ _ _ ingiliz işadamını "ya- sadışı faaliyet" gerek- çesiyle tutukladılar. İngiliz hükümeti, Bağdat yönetımı ile pazarlığa oturdu. Ve şunu önerdi: "İngiliz bankaların- da el koyduğumuz si- ze ait paraların 125 milyonunu geri vere- lim. Siz de bize vatan- daşımızı geri verin." Iraklılar, bu "sıfır maliyet"\\ ingiliz usulü adam kurtarma operasyonuna, çaresiz "evef" dediler. Ama ingilizler bir koşul daha ileri sürdüler: "Biz size, sizin 125 milyon dolarınızı veririz, ama para- nın tümü ile bizden mal satın alacaksınız." Irak buna da "evef dedi. Ve "kendi arzusuyla" ingiltere'den 125 milyon dolarlık mal ıthal etti. Şimdı, bir satırbaşı yapalım ve hazır Saddamlı yaşamın bırınci yıldönümünü kutlarken ikinci ayını dolduran hükü- metimize soralım: Batı, Irak'a ait dolarlarla ve "emrivaki"y\e Irak'a mal sa- tarken Türkiye, hem alacağını tahsil edemiyor, hem de bo- ru hattını açamıyor. Çünkü Batı buna "razı" değil. Ama kendisi, ticaret dahil her türlü ilişkiyi sürdürüyor. ABD'nin, İngiltere'nin Irak'la diplomatik ilişkileri kâğıt üzerinde kesik gibi görünüyor. Oysa ki Bağdat'ta, Ingiltere'yi, açık olan büyükelçiliğin- de Norveç teknik heyeti temsil ediyor. ABD'yi ise ABD Büyükelçiliği'ne yerleşen Polonyalı dip- lomatlar. Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliği ise hâlâ kapalı. Biriken, su, elektrik paralarını ödemek ve varsa büyü- kelçilik damındaki delikleri onarmak için Maslahatgüzar" Ahmet Ökçün, önümüzdeki hafta Bağdat'a gidecek ve yi- ne kapıya kilit asıp dönecek. Türkiye, Saddamlı yaşamın birinci yılına, kendi büyük- elçiliğini açmak için kendi parlamentosunun veya hükü- metinin değil, Beyaz Saray'ın işaretini bekleyerek giriyor. Financial Times ? ın yorumu • LONDRA (AA) — ingiltere'nin onde gelen mali-siyasi gazetesı Financial Times, Başbakan Süleyman Demireİ'in, "Kurt sorunuyla başedebilmek için sağlam sinirlere ihtiyacı olacağı" yorumunu yaptı. Gazetede yayımlanan haber yorumda, Süleyman Demireİ'in "inatçı bir politikacı" olduğu, ancak sorunlann çozumü konusunda buyuk guçluklerle karşı karşıya bulunduğu kaydedildi. Başbakan Demirel'in, "Kurı sorunu"nu genel demokratik reformlardan ayrı tutmak istemediği belirtilen vorumda, ozetle şu goruşlere yer verildi: "Ancak u>gulayacağı reform programı, Kurt aydınların isteklerinin bile gerisınde kalabilır. Kısa dönemde, gerillaların muhtemelen, hukumetin reformlarına daha fazla şiddet ile karşılık verip guvenlik guçlerini misillemeye tahrik etmeleri sonucu güvenlik krizi daha da kotüİeşebilir!' Patrik'ten Diyanet''e ziyaret \NKARA (AA) — Fener Rum Ortodoks Patriği 1. Bartolomeos, beraberinde Kadıköy Metropoliti Yuvakin, Metropolit Kalinikos ve Baş Diyakoz Hrisostomos ile birlikte Diyanet Işleri Başkanlığı'nı ziyaret etti. Diyanet Işleri Başkanvekili Mehmet Yılmaz, ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, dinlerin kaynağının bir olduğunu ve •vahiy'e davandığını belirtti. Patrik 1. Bartolomeos da Cenevre'de bulunan Ortodoks merkezi vasıtasıyla Islam dini ile akademik bir divalog içerisinde bulunduklarına dikkat çekerek zaman zaman her iki taraftan âlimlerin buluşup dinlerin muşterek konuiarına değinip, insanlığa muştereken nasıl hizmet edilebileceğini goruştüklerini anlattı. Ozal: Bush'la görüşmek istemedim ANKARA (Cumhurivet Bürosu) — Cumhurbaşkanlığı Sozcusu Kaya Toperi, ABD Başkanı George Bush'un, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın göruşme isteğini kabul etmediği iddiasını yalanladı. Toperi Sabah gazetesinde dun çıkan haberle ilgili olarak yaptığı açıklamada, haberi "yalan \e hayal mahsulu" olarak niteledi ve "Hiçbir şekilde ABD makamları nezdinde ya da Dışişleri Bakanlığımız kanalıyla herhangi bir göruşme girişimimiz olmadığı gibi, yakın bir gelecekte ABD'ye bir gezi düşünulmemektedir" denildi. Gtiven, Teftiş Kurulu Başkanı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'na Turhan Guven atandı. Güven'in atama kararnamesi onay için Koşk'e gonderildi. Başbakanlık Musteşarı Necdet Seçkinöz, atama kararlarının Koşk'te, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın rahatsızlığı nedeniyle onaylanamadığını açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle