Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 OC/LK 1992 HABERLER CUMHURÎYET/5
KURULTAYA DOGRUSHP
SODEP kurucuları Inönü'ye çattı.ANKARA (Cumnuriyet
Bürosu) — SHP'de
olağanüstıi kurultay
yaklaşırken sürpriz bir basın
toplantısı düzenleyen SODEP
kurucuları, "SHP'ain
kiiçülmeye devam ettiğini"
savundular. SODEP
kurucuları, SHP yonetiraini
ele-ştirdiler ve SHP'nin
kuruluş amacının
unutulduğunu, CHP
kadroları ve düşunceleri ile
bütunleşilemediğini belirttiler.
S H P Genel Merkezi'nde
düzenlenen basın
toplantısında Muzaffer Saraç,
AtUa Sav ve Kâzım
Yenice'nin de imzasını taşıyan
metni, SODEP'in genel
başkanlığını da yapmış olan
Cezmi Kartay okudu.
Metinde SHP'nin yeni bir
olaganüstü kurullaya gittiği
anımsatılarak partinin
kuruluşundan bu yana üç
olagan ve altı olağanüstu
kurultay yapıldığına dikkat
çekildi ve şöyle denildi:
"Kuruluştan bu yana partide
14 genel sekreter görev
almıştır. Sayın Erdal İnönii
iki kez SODEP döneminde,
beş kez de SHP döneminde
genel başkan seçilmiştir. Bu
kurultayda da adaydır.
1983 yılından sonra ana
muhalefet partisi olan SHP,
1991 20 Ekim seçimlerinde
halkımıza tek başına iktidar
sözii vermiş, fakat büyiik oy
kaybı ile iıçüncü parti
durumuna düşmiiştiir.
Atila Sav
Daha önemli olarak 20 Ekim
sonrası iktidar ortagı
olmasına rağmen bu dönemde
yapılan ama seçimlerde de oy
kaybının devam ettigi
görülmektedir."
Bu durumun partide "ciddi
sorunlann varlığını
kanılladığı" savunularak
partinin giderek küçülmesinin
öncelikle partinin kuruluş
nedeninin unutulmasından
kaynaklandığı savunuldu.
"Partinin ideolojik niteliginin
ve kimliğinin anlatılmasında
yetersiz kalınmıştır" denüerek
SHP'nin kuruluş nedeninin
CHP'nin kapatılması olduğu
kaydedildi. "SHP'de parti içi
çekişmelere son verilemediği"
vurgulanarak CHP duşuncesi
Cezmi Kartay
ve kadrolarıyla
butunleşilememesi eleştirildi.
"Haikımızın özlem ve
beklentisi; Batılı anlamda
sosyai demokrat düşüncede
olanlann birükteligidir"
denilerek şu görüşlere yer
verildi:
"Partinin misyonu da
CHP'nin ve Türk
demokrasisinin 12 Eyliil
sonrası uğradıgı haksızlığa
son vermek, çağın getirdiği
yenUiklere uyan sosyai
demokrat bir partinin
ülkemizin siyasal ve sosyai
hayatında iktidara gelmesini
gerçekleştirmektedir. Böyle bir
sonuea varmanın yolu,
partinin temelini oluşturan
tiim CHP'lilerin ve Atatürk
Kâzım Yenice
ilkelerine yürekten inanmış
sosyai demokrat yeni
kuşaklann birlikteligiyle
açümadır.
20 Ekim seçimlerinde yapay
olarak (HEP ile) kurulan
biıiikteliğin seçimlerde ne
getirdiği, buna karşın
partiden neleri götiirdüğü, bu
kurultayda
degerlendirilmelidir.
Biitün bu koşullar içinde
gidilen olağanüstu kurultayda
partinin içinde bulunduğu
durumun özveri ile açıklıkla
degerlendirilmesini ve
halkımıza sosyai
demokrasinin başarısı
yolunda yeni bir umut ve
giiven verecek kadroların
oluşturulmasım, bu
Muzaffer Saraç
doğrultuda kararlar
alınmasını beklemekteyiz.
SODEP kurucuları, partinin
kuruluşundan bu yana bu
yoldaki çalışmaları,
sürdurduklcri çabalan devam
ettirmede kararlı olduklannı
açıklamayı da görev
saymaktadırlar.
Partimizin kurultaydan
sorunlannı çözecek kadroları
oluşturarak çıkmasını ve
halkımıza yeni umutlar
vermesini diliyoruz."
Kartay, gazetecilerin "Partinin
kiiçiilmesinde genel başkanın
sorumlulugu tartışılıyor.
Ortada da genel başkanlık
için iki aday gözüküyor. Sizin
bu konudaki tavrınız nedir"
şeklindeki sorusuna şu
karşılığı verdi:
"Biz bu toplantı ile partinin
içinde bulunduğu durumu
hem kamuoyuna, hem
kurultay delegelerine
ulaştırmak istedik.
Mesajın içinde
partinin durumu
yeterince değerlendirilmiştir.
Bunu da elbet delegeler ve
kamuoyu değerlendirecektir.
Bunun ötesinde burada
herhangi bir partili veya
herhangi bir genel başkan
adayının özel olarak
propagandası için toplanmış
olduğunu sanmıyorum.
Arkadaşlarımızın da görüşleri
bu şekildedir."
Cezmi Kartay, secimli bir
kurultayda SHP'nin
sorunlarının yeterince
tartışılıp tartışılamayacağına
ilişkin bir soruyu yanıtlarken
de "Kurultayda yeterince bu
ölçiide sorunlann tartışılması
degil de bizim buradaki
önerimiz kurultaya gidenlerin
bunu öncelikle kendi
diişüncelerinde
değerlendirmeleri ve oluşacak
sonucu bu yönde
yönlendirmelerini
amaçlamaktadır" dedi.
Basın toplantısına SODEP'in
diğer kurucuları, Giiler
Tanyolaç, Esin Tütüncü,
Cemal Seyraen, Süleyman
Sanalioğlu, Birgen Keleş,
Selahattin Canbay, Olcay Mis,
Vahit Yılmaz ve Ğiıneş Topsal
da katıldılar.
înönü'ye iş
için 5 bin
başvuru
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Başbakan Yardım-
cısı ve SHP Genel Başkanı Er-
dal tnönü, bağlı kuruluşlara
bir genelge gondererek kendi-
sinden "ön izio" alınmadan
hiçbir atama yapılmamasını is-
tedi.
lnönu, kendisine bağlı ku-
ruluşlar TÜBİTAK, TAEK,
TSE ve MPM'ye gönderdiği
13 Ocak 1992 tarihli genelge-
de, Başbakan Süleyman De-
mirel'in bir süre önce tüm ku-
ruluşlara gönderdiği, atamalar
konusundaki genelgeye daya-
narak şunları belirtti:
"tlgi genelgenin kadro kul-
lanııruna ilişkin esaslan düzen-
leyen 6. maddesine göre per-
sonel atamalanndan önce Baş-
bakanlık'tan alınacak izin ta-
leplerinin, ayrıca, merkez ve
taşra teşkilaüna yapılacak na-
killer, diğer kunımiardan nak-
len atanacaklar ve terfi ettiri-
lerek gerçekleştirilecek atama-
lann bakanlığımdan ön izin
alınmak suretiyle yapılmasını
rica ederim."
lnönu'nün danışmanı Gü-
neş Gürseler'e iş istemiyle baş-
vuranların sayısının beş bini
aştığı öğrenildi. Gürseler'e
SHP örgütünden gelen başvu-
ruların yanı sıra parti dışından
da iş ve tayin isteklerinin gel-
diği belirtiliyor. Buraya yapı-
lan istekler Inönü'nün deneti-
minden geçirilirken koalisyon
protokolünde de yer alan,
"öaemli atamalarda koalisyo-
nun iki kanadı arasında muta-
bakat sağlanması" ilkesinin
aksamadan işlediği ifade edi-
liyor.
iki milletvekili, SHP'yi tartışma dışı tutmak için istifa ettiklerini açıkladı
Zana ve Dicle artık bağımsızTRT'deki yemin
töreninin kahramanları
basınıgörüşlerini
çarpıtarak aktarmakla
suçladılar.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — TBMM'de yemin tore-
nindeki davranışları ve daha
sonraki demeçleri tartışmalara
neden olan HEP kökenli SHP
Diyarbakır milletvekılleri Leyla
Zana ve Hatip Dicle, dün
SHP'den istifa etti. Zana ve Dic-
le, goruşlerini çarpıttığı için ba-
sını suçladılar ve "Basına karşı
susma hakkımızı kulianacağız"
dediler.
Meclis'teki yemin töreninden
sonra SHP Genel Başkanı Erdal
tnönü'nün "SHP'den istifa et-
miş saydığı" Zana ve Dicle, dün
yaptıkları yazılı açıklamada, ül-
ke sorunl-arının demokratik bir
platformda tartışılmasının zo-
runlu olduğunu vurgulayarak
"Demokratik çözüm Uretme an-
layışunızın ötesinde başka bir
anlam ve ifade biçimi ile tartış-
ma konusu edildik" dediler. Iz-
ledikleri açıklık politikasının de-
mokrasinin kokleşmesini iste-
meyen bazı zihniyetlerce politik
malzeme olarak kullanıldiğını
savunan Zana ve Dicle, ortak
açıklamada şunları söylediler:
"Biz öziinde sonınlann par-
lamentoda ve demokratik bir
anlayış içinde tartışılmasından
yana olduk. Sorunları gizleme-
nin ne Türk, ne de Kürt halkı-
na yarar getirmeyeceğine inanı-
yoruz. Çözumu her zaman Türk
ve Kürt halkının kardeşliği, boş-
görii ortamı ve gönüllü birlikte-
Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle, 6 Kasım 1991 larihinde TBMM'deki yemin töreninde "Ben ve ar-
kadaşlarım, bu metni anayasanın baskısı altında okuyoruz" de> ince tartışmalar çıkmış, bazı DYP mil-
letvekilleri kursüye yurümüştu.
liği temel doğrultusunda ele al-
dık.
Doğrulan bugüne kadar sa-
vunduk, savunacağız. Ancak
demokratik bir açılım anlayışı
ile olaylara bakan bugünkü nü-
kümet ve bugüne kadar içinde
yer aldığımız Sosyaldemokrat
Halkçı Parti, bizim tutum ve
davranışımız dolayısıyla politik
malzeme konusu yapıldı.
Bu noktada, açılım politika-
sı içinde olan Sosyaldemokrat
Halkçı Parti'yi tartışmaların dı-
şına çıkarmak için partiden is-
tifa etmeyi uygun gördük. Bu
hassas dönemde, olaylan ve dii-
şüncelerimizi basın ahlakı ve ob-
jektif yayın kurallanna aykın
bir şekilde, kamuoyuna çarpıta-
rak yansıtan basımn da bu nok-
taya gelmemizde büyük rolü ol-
muştur.
Bu bağlamda, bundan sonra
basına karşı susma hakkımızı
kulianacağız.
Susan Türkiye'nin konuşan
Türkiye haline gelmesi için dü-
şüncelerimizi açıklama ozgurlü-
güne set çekmekte büyük bir rol
oynayan ve âdeta birbiriyle ya-
rışan basını, -basın emekçileri-
ni bu tepkinin dışında tutarak-
kınıyoruz."
Dilekçelerini Meclis Başkan-
lığı'na da gönderen Zana ve Dic-
le'nin ayrılmasıyla SHP'nin
TBMM'deki sandalye sayısı
86'ya duştu.
Dicle'nin istifasından sonra
SHP Merkez Disiplin Kurulu-
nun Avrupa'daki demeçleri ne-
deniyle SHP'den ihraç istemini
görüşmesine gerek kalmadı.
İki milletveküinin HEP kö-
kenli öbür milletvekilleri ile yap-
tıklan toplanüda, bağımsız mil-
letvekili iken de SHP'nin prog-
ram ve ilkelerine uygun davran-
maları ve SHP ile koalisyona za-
rar verecek demeç vermemeleri
kararı alınmıştı.
lnönü teşekkür etti
SHP Genel Başkanı, Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
ErdaJ lnönü, HEP kökenli SHP
Diyarbakır milletvekilleri Hatip
Dicle ve Leyla Zana'nın partiden
istifaları ile ilgili olarak kendi-
Ierine teşekkür etti.
Erdal lnönü, gazetecilerin ko-
nuyla ilgili sorularını, "Bekliyor-
dum, yapnuşlar. 'Arkadaşlanmı-
zın hareketleri ve sözleri dolayı-
sıyla partimizden istifa etmele-
ri gerekiyor' demiştim. Şimdi et-
tiklerini öğrendik. Teşekkür
ederim" diye yanıtladı.
İL BAŞKANLARI NE DIYOR?
ZONGULDAK
Koalisyon devam etsin
ALI OSMAN ODABAŞ (SHP II Başkan): Kurultaydan
partı meclisinin vapısının çıkması gerekır. Sa\ın İnönü'nün
lisusının ağırlıklı bir şckılde çıkması durumunda partinin
dal-a sağlıklı biryapıva kavuşacağını düşünüvorum. Üyemız
ve ,eçmenımiz. tarafİı tarafsız tüm kamuovu koalisyon hü-
künetının de\amından yanadır. Koalisvonun ışlevişıni zora
sokacak veömrünü kısaltacak hiçbir yapılaşmadan vanade-
ğikır Zonguldakta partı tabanı böylearzulamaktadır. Aksi
birpartı meclisi ve genel merkez oluşması halınde de koalıs-
vorun bozulacağından ve elde edilmiş iktidar olanağından
v olsun kalma kuşkusu duyulmaktadır. Bunu biz arzu etmı-
voaız. Partimizin Doğu ve Güneydoğu dışında oy kavbına
neıen olan faktörlerin başında H E P ile işbirliği gelmektedir.
İÇEL
Sürekli kurultay zararlı
BCRA YORULMAZ (SHP II Başkanı): SHP'de en bu\uk
teHıke iki başlılık ve iç huzursuzluktur. SHP'de erimenin
durdurulması için lıderin kadrosuvla işbaşına gelmesi gerek-
mtktedır. Bu kurultay mutlaka buna çozüm bulmalıdır. Şu
anla olduğu gıbı partide ıkı başlılık sürcrken erimenin önü-
nejeçmek mümkün olamaz Bir partı olduğuna göre bir tane
dezenel başkanı ve genel merkezi olmahdır. Seçmenimızden
ig ıuzursuzluk ve ıkı başlılık konusunda devamlı tenkıt alı-
y cuz. Bu durum mutlaka bıtmelidir. Aynca tüzükle \enlen
hi^lar suiistimal edilerek sürekli kurultavı yaparsak halkı-
mnn partımize olan güvenı sarsılır ve erime>ı durdurama-
> i-
IMIĞLA
^enileşme sağlanmalı
HLMİ GİRESLN (SHP 11 Başkanı): Dunvada ve Tur-
1< e'dekı değışımı göz önüne alarak SHP'nin kendi çizgısini
rac bir şekilde belirlevıp vemleşmevı sağlavamaması parti
î«;] en önemli tehlikedır Bu kurultav. programı ve tüzüğü
•cidştınp netleştırebılecek. örgüt doğrultusunda değışmevı
vıvenileşmeyı sağlayabılen bir vönetim çıkarmalı. Bu aynı
^jıanda. sosyai demokratlan bir arada toplayabilecek. bü-
tuleştirecek bir yonetim olmalı.
Karadeniz'de kurultay desteği arayan Baykat
Parti başka, hükümet başka
ÖMER GÜNER
NİHAT TIĞLI
GİRESUN/TRABZON —
Kurultay öncesi gezilerini sürdü-
ren SHP'nin Yeni Sol grup lide-
ri Deniz Baykal, "Biz DYP ile
yapılan koalisyona karşı değiliz,
bizim yakınmamız, SHP, bu ko-
alisyonda daha ağırlıklı olarak
yer alabilirdi" dedi. Baykal, par-
ti ve hükümet konulannın ayrı
ayrı sorunlar olduğunu belirtti.
Bu arada Baykal'la hareket
eden eski SHP Saymanı Fuat
Atalay, genel merkezi, delegelere
baskı yapmakla suçladı. Atalay,
"Bu ayıplanacak bir dunımdur"
dedi.
Rize, Bayburt, Gümüşhane ve
Erzurum gezilerini yolların buz-
lu olması nedeniyle iptal eden
Deniz Baykal, önceki gün Gire-
sun ve Trabzon'da SHP örgüt-
lerindeki toplantılara katıldı.
Baykal, dün sabah da Trabzon-
da kahvaltıda basına açıklama-
larda bulundu.
Birkaç gundur yurdun muh-
telif yörelerinde SHP'nin nabzı-
nı tutmaya çahştığını, partililerle
ülke sorunlannı konuştuğunu
söyleyen Deniz Baykal, Gire-
sun'daki toplantıda, "Kocaeli'n-
den Rusva sınırına kadar bir
tane milletvekili çıkaramadık.
Partimizin en güçlü olduğu yö-
re Trakya'da bir arkadaşımız se-
çUebildi. 50 milletvekili olan ts-
tanbul'dan beş milletvekili çıka-
rabildik" dedi.
Baykal şöyle devam etti:
"20 Ekim'i bir uyan gibi ka-
bul etmeliyiz. 20 Ekim'i daha iyi
bir seçim arayışının bir kamçı-
lanması gibi göreceğiz. Yapma-
mız ve yapmak zorunda olduğu-
muz budur. Ne gerekiyorsa onu
yapmak durumundayız. 20
Ekim bizim geleceğe bakışımı-
zın ufkunu çizmiştir. Biz onun
ötesine bakıyoruz. Kanaatimi
söyleyeyim. SHP böyle bir atı-
lımı değişerek ve yenilenerek
sağlayabilir."
Önceki gece geç saatlerde
Trabzon'a gelen Baykal, SHP il
merkezinde kendisini bekleyen
"Öyle inanıvorum ki SHP, ye-
niden bir yapılanma ve iyi bir
çalışma ile ülkenin en güçlü si-
yasal partisi olacaktır. Doğaldır
ki bazı eksiklerimiz oldu. Dun-
ya degişiyor, Türkiye de. Biz de
SHP olarak bu değişmeye ayak
uydurmalıyız."
25-26 ocakta yapılacak oiağa-
nüstu genel kurulda sonuç na-
sıl çıkarsa çıksın koalisyonun
devam edeceğini ifade eden Bay-
kal, "DYP ile bir protokol im-
zalanmış, bir hükümet kurul-
Gereken yapılaoak
Deniz Baykal, SHP'nin,
Kocaeli'den Rusya sınırına
kadar olan bölgede bir tek
milletvekili çıkaramadığını
belirterek "kurultayda ne
gerekiyorsa onu yapmak
durumundayız" dedi.
yöneticilerle iki buçuk saat soh-
bet etti. Basına kap^h olarak ya-
pılan sohbet toplantısından son-
ra kalacağı otele gelen Baykal,
dün sabah kahvaltı yaparken
basın mensuplarının sorularını
yanıtladı. Karadeniz bölgesinde
SHP'nin 20 Ekim'de milletvekili
çıkaramamasımn tahlillerini yö-
re yoneticiieri ile birlikte yaptı-
ğını belirten Baykal, "Partisine
bağlı, çahşkan insanların yaşa-
dığı bu yörede SHP nasıl millet-
vekili çıkaramaz" şeklinde ko-
nuştu.
Baykal, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
muştur. Bu hükümet guvenoyu
alnıış ve calışmalanna başlamış.
Guvenoyunu ben de verdim.
Parti işi başka. hukumet işi baş-
ka, Koalisyon devam edecektir"
dedi.
Öte yandan Deniz Baykal ile
hareket eden eski SHP Sayma-
nı Fuat Atalay, genel merkezi
delegelere baskı yapmakla suç-
ladı. Atalay, bazı büyükşehir be-
lediye başkanlarının da kurulta-
yın iradesine ipotek koymaya
çalıştıklarını one sürdu. Hükü-
met üyelerinden bazılarının, çe-
şitli vaatlerlt delegeleri kuşattı-
ğını söyledi.
Kurultay öncesi
înönü ile Baykal
Tele-Vizyon'a
davet edildi
İç Politika Servisi — SHP
lideri ve Başbakan Yardımcı-
sı Erdal tnönü ile kurultayda
genel başkan adayı olması
j beklenen Deniz Baykal, birlik-
I te, TRT'deki "Tele-Vizyon"
programına davet edildi. Da-
veti, Deniz Baykal'ın olumlu
karşıladığı, Erdal İnönü'nün
ise kabul etmediği öğrenildi.
Uğur Dündar'ın hazırladığı
ve 21 ocak salı gecesi TV-1 ka-
nalından yayımlanacak olan
"Tele-Vizyon" -programına
birlikte katılmaları için, SHP
lideri İnönü ile, parti içindeki
"Yeni Sol" grubun lideri Bay-
kal'a ilgililerce öneri götürül-
dü. Baykal'ın bu daveti olum-
lu karşıladığı belirtilirken,
inönü'nün kabul etmediği bil-
dirildi. Prgramın yapımcısı
Uğur Dündar ise, kendilerine
henüz bir yanıt gelmediğini
söyledi. Dündar, kabul etme-
leri halinde programda İnönu
ve Baykal'a 25-26 ocakta ya-
pılacak kurultaya yönelik gö-
rüşlerini soracağını bildirdi.
Öte yandan 26 ocak akşamı
TRT'nin 1. kanalından yayım-
lanacak "Dış Politika" konu-
lu açıkoturuma, RP lideri Nec-
mettin Erbakan katümayacak.
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
Saddam'ı ayakta tutan
Batı'nın 'siyasi' tercihi mi?
Hayııi Saddam'ı asıl ayakta
tutan, Batı'nın "ticari"
tercihi. "Saddamlı yaşam"
Batı'nın ekonomik
çıkarlarına hizmet ediyor.
'Saddamlı Yaşam'ın İlk Yılı
Saddam'a karşı savaşın üzerinden tam bir yıl geçti.
Bu bir yılda Saddam'ı devirmek isteyen birçok ülkonin
devlet adamı (Gorbaçov'dan Thatcher'a) devrildi veya de-
ğişti.
Hatta fenalık geçirerek sandalyeden düşen Başkan
Bush'un bıle koftuğu sallanmaya başiadı.
Ama Saddam hâlâ ayakta.
Irak'la Batı ülkelerinin diplomatik ilişkileri kesik. Ambar-
go hâlâ sürüyor. Ama Bağdat'ta gündelik yaşam Mosko-
va'dakinden zor değil.
Bağdat bakkallarında ateş pahasına da olsa, Fransız
peynirinden Hollanda tereyağına kadar her şeyi bulmak
mümkün.
Saddam'ı ayakta tutan Batı'mn "siyasi" tercihi mi?
Hayır!
Saddam'ı asıl ayakta tutan, Batı'nın "ticari" tercihi.
"Saddamlı yaşam" Batı'nın ekonomik çıkarlarına hizmet
ediyor.
Saddam bahanesi ile Batılılar Irak'a petrol sattırmıyor.
Çünkü Irak petrolünün yeniden uluslararası piyasaya gir-
mesı, Amerıkan, İngilız ve Suudi tekellerinin oluşturdu-
ğu fiyatları düşürebilecek.
Aynca daha da "esnaf işi" açıkgözlülükler de var.
Örnek mi?
Irak yetkilileri, bir ^ ^ _ _ _ _ _ _ _ _ — ^ ^ _ ^ ^ _ _
ingiliz işadamını "ya-
sadışı faaliyet" gerek-
çesiyle tutukladılar.
İngiliz hükümeti,
Bağdat yönetımı ile
pazarlığa oturdu.
Ve şunu önerdi:
"İngiliz bankaların-
da el koyduğumuz si-
ze ait paraların 125
milyonunu geri vere-
lim. Siz de bize vatan-
daşımızı geri verin." Iraklılar, bu "sıfır maliyet"\\ ingiliz usulü
adam kurtarma operasyonuna, çaresiz "evef" dediler.
Ama ingilizler bir koşul daha ileri sürdüler:
"Biz size, sizin 125 milyon dolarınızı veririz, ama para-
nın tümü ile bizden mal satın alacaksınız."
Irak buna da "evef dedi.
Ve "kendi arzusuyla" ingiltere'den 125 milyon dolarlık
mal ıthal etti.
Şimdı, bir satırbaşı yapalım ve hazır Saddamlı yaşamın
bırınci yıldönümünü kutlarken ikinci ayını dolduran hükü-
metimize soralım:
Batı, Irak'a ait dolarlarla ve "emrivaki"y\e Irak'a mal sa-
tarken Türkiye, hem alacağını tahsil edemiyor, hem de bo-
ru hattını açamıyor.
Çünkü Batı buna "razı" değil.
Ama kendisi, ticaret dahil her türlü ilişkiyi sürdürüyor.
ABD'nin, İngiltere'nin Irak'la diplomatik ilişkileri kâğıt
üzerinde kesik gibi görünüyor.
Oysa ki Bağdat'ta, Ingiltere'yi, açık olan büyükelçiliğin-
de Norveç teknik heyeti temsil ediyor.
ABD'yi ise ABD Büyükelçiliği'ne yerleşen Polonyalı dip-
lomatlar.
Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliği ise hâlâ kapalı.
Biriken, su, elektrik paralarını ödemek ve varsa büyü-
kelçilik damındaki delikleri onarmak için Maslahatgüzar"
Ahmet Ökçün, önümüzdeki hafta Bağdat'a gidecek ve yi-
ne kapıya kilit asıp dönecek.
Türkiye, Saddamlı yaşamın birinci yılına, kendi büyük-
elçiliğini açmak için kendi parlamentosunun veya hükü-
metinin değil, Beyaz Saray'ın işaretini bekleyerek giriyor.
Financial Times
?
ın yorumu
• LONDRA (AA) — ingiltere'nin onde gelen mali-siyasi
gazetesı Financial Times, Başbakan Süleyman Demireİ'in,
"Kurt sorunuyla başedebilmek için sağlam sinirlere ihtiyacı
olacağı" yorumunu yaptı. Gazetede yayımlanan haber
yorumda, Süleyman Demireİ'in "inatçı bir politikacı"
olduğu, ancak sorunlann çozumü konusunda buyuk
guçluklerle karşı karşıya bulunduğu kaydedildi. Başbakan
Demirel'in, "Kurı sorunu"nu genel demokratik
reformlardan ayrı tutmak istemediği belirtilen vorumda,
ozetle şu goruşlere yer verildi: "Ancak u>gulayacağı reform
programı, Kurt aydınların isteklerinin bile gerisınde
kalabilır. Kısa dönemde, gerillaların muhtemelen,
hukumetin reformlarına daha fazla şiddet ile karşılık verip
guvenlik guçlerini misillemeye tahrik etmeleri sonucu
güvenlik krizi daha da kotüİeşebilir!'
Patrik'ten Diyanet''e ziyaret
\NKARA (AA) — Fener Rum Ortodoks Patriği 1.
Bartolomeos, beraberinde Kadıköy Metropoliti Yuvakin,
Metropolit Kalinikos ve Baş Diyakoz Hrisostomos ile
birlikte Diyanet Işleri Başkanlığı'nı ziyaret etti. Diyanet
Işleri Başkanvekili Mehmet Yılmaz, ziyaret sırasında yaptığı
konuşmada, dinlerin kaynağının bir olduğunu ve •vahiy'e
davandığını belirtti. Patrik 1. Bartolomeos da Cenevre'de
bulunan Ortodoks merkezi vasıtasıyla Islam dini ile
akademik bir divalog içerisinde bulunduklarına dikkat
çekerek zaman zaman her iki taraftan âlimlerin buluşup
dinlerin muşterek konuiarına değinip, insanlığa muştereken
nasıl hizmet edilebileceğini goruştüklerini anlattı.
Ozal: Bush'la görüşmek
istemedim
ANKARA (Cumhurivet Bürosu) — Cumhurbaşkanlığı
Sozcusu Kaya Toperi, ABD Başkanı George Bush'un,
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın göruşme isteğini kabul
etmediği iddiasını yalanladı. Toperi Sabah gazetesinde
dun çıkan haberle ilgili olarak yaptığı açıklamada, haberi
"yalan \e hayal mahsulu" olarak niteledi ve "Hiçbir
şekilde ABD makamları nezdinde ya da Dışişleri
Bakanlığımız kanalıyla herhangi bir göruşme girişimimiz
olmadığı gibi, yakın bir gelecekte ABD'ye bir gezi
düşünulmemektedir" denildi.
Gtiven, Teftiş Kurulu Başkanı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Başbakanlık Teftiş
Kurulu Başkanlığı'na Turhan Guven atandı. Güven'in
atama kararnamesi onay için Koşk'e gonderildi.
Başbakanlık Musteşarı Necdet Seçkinöz, atama
kararlarının Koşk'te, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
rahatsızlığı nedeniyle onaylanamadığını açıkladı.