Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
G.Afrikmla
çatışmalar
• JOHANNESBURG
(AA) — Güney Afrika'da
hafta sonunda meydana
gelen çatışmalarda toplam 35
kişi öldü. Polis tarafından
yapılan açıklamada, Soweto
bölgesinde meydana gelen
çatışmalarda son iki günde
toplam 26 kişi öldü. Bu
bölgede yoğunlaşan
çatışmalardaki ölümlerin
yansından aşırı ırkçı
beyazlann sorumlu olduğu,
diğerlerinin de daha sonra
siyahlar ile polis arasında
çıkan çatışmalarda, polisin
ateş açması sonucu öldüğü
kaydedildi. Görgü
tanıklanna göre olaylar
sırasında en az 50 kişi de
yaralandı.
DGBhükümete
katılnuyor
• SOFYA (AA) —
Bulgaristan'da, ana
muhalefette bulunan
Demokratik Güçler Birliği
(DGB), bünyesindeki bazı
karşıt görüşlere rağmen
kurulacak yeni hükümette
yer almak istemiyor. Konuyu
tartışmak üzere toplanan
DGB Koordinasyon
Konseyi'nin, daha önceki
tutumuna paralel olarak yeni
hükümete kesin olarak
katılmama kararı almasına
karşın bazı üyelerin yeni
hükümete katılım istemeleri
dikkat çekti.
Sihanuk'tan 6
aylıkara
• PEKİN(AA) —
Kampuçya'da iktidar ve
muhalefetin oluşturacağı
geçici Ulusal Konsey
BaşkanlığYna aday gösterilen
Prens Norodom Sihanuk,
sağlık nedenleriyle 6 aylığına
politik ve diplomatik
faaliyetlerine ara vereceğini
bildirdi. Sihanuk'un başkanı
bulunduğu muhalefet grubu
tarafından yapılan
açıklamada, "Sağlığının
Lötü olması nedeniyle Prens
Sihanuk şu andan başlayarak
en azından 6 aylığına politik
ve diplomatik
faaliyetlerinden çekilmek
zorunda kalmıştır" denildi.
Moskova-Riyad
yakmlaşması
• MOSKOVA (AA) —
Sovyetler Birliği ile Suudi
Arabistan'ın Körfez
bunalımıyla başlayan
temasları sırasında,
aralannda diplomatik ilişki
kurulmasmın gerekliliği
konusunda görüş birliğine
vardıkları bildirildi. Suudi
Arabistan Dışişleri Bakanı
Prens Saud El Faysal'ın,
konuyla ilgili olarak Batılı
bir haber ajansına verdiği
demeç üzerine, Sovyet
Dışişleri Bakanhğı Sozcüsü,
resmi haber ajansı TASS'a
yaptığı açıklamada, iki ülke
liderlerinin kişisel mesaj
ahşverişlerinde bulunmanın
yanı sıra 'siyasi duze>r
de ve
ileri derecede kişisel
temaslar' kurulduğunu da
belirtti.
Denktaş, kaza
geçirdi
• LEFKOŞA(AA) —
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, önceki gece trafîk
kazası geçirdi. Denktaş'ın
kuüandığı makam otosu,
Lefkoşa girişinde, Özdil
Deniz adlı kişinin kullandığı
özel otomobille çarpıştı.
Denktaş ve eşi Aydın
Denktaş kazayı yara
aJmadan atlatırken diğer
aracın şoförü Özdil Denizci
hafıf şekilde yaralandı.
Kazada her iki araç da hasar
gördü.
Filistin'e çözüm
• LONDRA(AA) —
Ingiltere Dışişleri Bakan
Yardımcısı \Villiam
Waldegrave, Batılı güçlerin,
Irak birliklerini Kuveyt'ten
çeker çekmez, Filistin
sorununa bir çözüm
bulunmasını istediklerini
belirtti. Waldegrave önceki
gün ITN televizyonuna
verdiği demeçte, Filistin
sorunu hakkında hiçbir şeyin
yapılmasınagerek olmadığı
anlamına gelen iddialara geri
dönülemeyeceğini ifadeetti.
Bu tavnn, bölgedeki
durumun kötüleşmesine
yolaçan faktörlerden biri
olduğunu belirten
VValdegrave, bu nedenle,
sorunun çözümü için bir
anlaşma olması isteniyorsa,
ozellikle de ABD tarafından
İsrail'e baskı yapılması
gerekeceğini kaydetti.
Liberya Devlet Başkanı'nın cesedi başkentte halka sergileniyor
Samuel Doe öldürüldtiYönetime karşı
mücadele eden Prens
Johnson'a bağlı güçler
tarafından ele geçirilen
Başkan Doe'nun
cesedinin başkent
Monravia'daki bir
hastanede halka
sergilendiği bildirildi.
Dış Haberier Senisi — Balı At-
rika ulelerinden Liberya'da Dev-
let Başkanı Samuel Doe'nun öl-
durülduğu bildirildi. BBC'nin Li-
berya muhabirinin edindiği, an-
cak doğrulalma olanağı bulama-
dığı bilgilere göre başkanın cese-
di dun başkent Monravia'daki bir
otelde halkın seyrine sunuldu.
Ölüm haberleri, Doe'nun pazar
gunu Afrika Banş Gücu'nun ka-
rargâhında çıkan çatışmada yara-
landığı ve asi liderlerden Prens
Johnson'ın eline geçtiği yolundaki
haberlerin ardından diin akşama
doğru edinildi.
Reuter'in haberıne göre Liber-
ya Devlet Başkanı Doe'nun cese-
di Prens Johnson'ın kontrolünde-
ki bölgede Island Clinic isimli kü-
çük bir hastanede halkın seyrine
sunuldu. BBC muhabirinin bu
bilgiyi hastaneden başkentin mer-
kezinden gelon Liberyalılardan
edindiği kaydedildi. tngiltere Dı-
şişleri Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada haberi doğrulatma
olanağının bulunamadığı belirtil-
di.
Liberya'da sekiz ay önce baş-
layan ve Doe'yu devirmeye yöne-
lik isyan hareketini yürüten lider-
lerden Prens Johnson'ın daha ön-
ce BBC'ye yaptığı açıklamada,
yaralı olarak ele geçırdiği devlet
başkanını oldürmeyecğini belirt-
tiği haber verilmişti.
BBC muhabirinin haberine gö-
re Samuel Doe'nun öldüğü habe-
ri gelinceye kadar Liberya'da
olaylar şöyle gelişti:
Iç savaşın son birkaç ayını baş-
kent Monravia'daki ve sıkı koru-
nan malikânesinde geçiren başka-
nın pazar günü ilk kcz dışarı çı-
karak Batı Afrika Banş Gucü'nun
limandaki karargâhına gittiği kay-
dedildi. Doe'nun burada Batı Af-
rika Gücü Kumandanı Tuğgeneral
DOE'YL1
PRENS JOHNSON YAKALADI — Liberya'da Devlet Baş-
kanı Samuel Doe'va (yanda sagda) karşı isyan bundan sekiz ay önce
başlatıldı. Bu süre içinde binlerce sivil Liberyalı öldü. Cesedi haJka
sergilenen Doe, isyancı liderlerden Prens Johnson'a (yanda solda) baglı
güçler tarafından yaralı olarak ele gecirilmişü.
Arnold Qurinoo ile göruşmeyi
planladığı bildirildi. İsyancı lider-
lerden Prens Johnson'ın da daha
sonra aynı karargâha vardığı, an-
cak her iki gruba bağlı silahlı guç-
ler arasında patlak veren kavganın
suratle silahlı çatışmaya dönüştü-
ğü belinildi. Samuel Doe'nun iki
bacağından yaralandığı çatışma-
da 60'dan fazla kişinin öldüğü ve
ölenlerin çoğunun Doeya bağlı
askerlerden oluştuğu haber verıl-
di.Gana, Sıerra Leone, Gambia,
Gine ve Nijerya'ya ait 3000 kişi-
lik Batı Afrika Banş Gucü Liber-
ya'da barışın sağlanması için bir
a> önce bu ülkeye gonderilmişti.
Ba$kan Doe ve Prens Johnson,
Batı Afrika ülkelerinin ateşkes
çağrısına olumlu yanıı vermiş, as-
keri güçleri arasında ateşkes uy-
gulayacaklarını resmi olmayan bir
şekilde duyurmuşlardı. Bir süre
önce Doe'yu devirdiğini ve kendi-
sinin başkanlık görevini üstlendi-
ğini ilan eden Taylor, banş gücü-
ne karşı çıkıyordu.
1980 yıhnda kanlı bir darbeyle
işbaşına gelen Samuel Doe'nun
kendisine karşı şimdiye kadar dü-
zenlenen 30 darbeyi atlattığı be-
lirtildi. Liberya'da iç savaş, geçen
yıl aralık ayında aralannda Prens
Johnson'ın da olduğu ve Charles
Taylor'ın liderliğini yaptığı Liber-
ya Ulusal Vatansever Cephe asker-
Ierinin Fildişi sahillerinden ülke-
ye girmesiyle başlamıştı. Samuel
Doe'yu devirmeyi amaçlayan ha-
reket, geçen mart ayında Prens
Johnson'ın cepheden aynlarak
başka bir birlik oluşturmasıyla
ikiye bölündü.
Başkent Monravia Prens John-
son'a ait güçlerin elinde bulunu-
yor. Charles Taylor"ın askerleri ise
ülkenin başkent dışındaki kesimi
ile Monravia'nın bazı bölgelerini
iki aylık kontrol altında tutuyor.
ABD bir ay önce başkentteki va-
tandaşlannın yaşamını güvenlik
altına almak üzere Liberya açık-
larına gemilerinı göndermiş,
Monravia'daki vatandaşlarını da
tahliye etmişti. ABD gemilerinde
hâlâ bekletilen 2100 deniz piyade-
sinin ülkedeki iç savaşa kanşrna-
yacağı açıklanmıştı.
İç savaşın Liberya'da binlerce
kişinin hayatına mal olmanın ya-
nı sıra yaşama şartlanm da olduk-
ça kötU etkilediği bildiriliyor. Te-
lefon bağlantılarının kesildiği, su
olmadığı başkentteki mülteci
kampında kolera salgını olduğu
belinildi. ABD'nin Liberya Bu-
yükelçisi Ptter de Vos, bu ülkeye
gönderilmek uzere Fildişi'nde
toplanan gıda maddelerinin ka-
rışıklıklar son bulana kadar elde
tutulması karanrun ahndığmı kay-
detti.
Liberya para piyasasının da
çöktüğü, ABD ile sıkı olan ilışki-
lerin dondurulduğu haber verildi.
Liberya'nın mali yapısının düzel-
tilmesi için Dünya Bankası tara-
fından hazırlanan program askı-
ya alınmış banka, bu ülkedeki bü-
rolannı 1987 yıhnda kapatmıştı.
Yunanistan Başbakanı'nın ekonomikprogramı halkta tepkiyaratıyor
Mitsotakis'in işi zorlaşıyorMargaret Thatcher'ın ekonomik politikasına
duyduğu hayranlığı gizlemeyen Mitsotakis,
kapsamlı bir 'özelleştirme' programı
uyguluyor. Ancak peş peşe yapılan zamlar
halkın tedirginliğini arttınyor. Enflasyon
%16'dan %26'ya fırladı. 25 milyar dolarlık
dış borç ise Yunanistan'ın sırtında ağır bir
yük.
STELYO BERBERAKİS
ATtNA — Yunanistan'ın sağ
eğilimli Yeni Demokrasi Partisi
hükümetinin iktidara gelişinin
üzerinden 157 gün geçti. Başba-
kan Konstantin Mitsotakis, ülke-
nin kriz geçiren ekonomisine
"çekidüzen" vermeyi kendisine
hedef almış. Ancak bu hedefi, bir
önceki sosyalist PASOK hüküme-
tinin 8 yıl boyunca izlemiş oldu-
ğu ekonomi siyasetiyle aynı doğ-
rultuda değil... Mitsotakis, daha
iktidara gelmeden önce tngiltere
da örnek göstermekten kaçınmı-
yordu.
Mitsotakis, iktidannın bu ilk
döneminde ülke ekonomisini kal-
kındırmak amacıyla verdiği sözü
tutarak "özelfcştinne" yöntemle-
rine başvuruyor. Bu bağlamda te-
lefon, elektrik, su işletmeleri gibi
Olimpik Hava Yolları ve sorum-
lu devlet şirketlerini özel kişilerle
"pazarlamaya" hazırlanıyor. Bu
çerçevede tüm ülkede petrol ara-
malan için yerli ve yabancı şirket-
lere çağnda bulunuyor. Bu arada
Yunanistan'ın iki önemli gelir
kaynağından biri olan deniz tica-Başbakanı Margaret Thatcber'ın
ekonomik politikasına duyduğu ret filosu sahiplerine de "jest"
"hayranlığı" gizlemiyordu. Aynı yapmaya karar verdi. Yunanis-
anlamda Turgut Ozal Turkiyesi'n- tan'daki "ağır vergilerden
deki ekonomik "kalkınmayı" kurtulnuk" için gemilerindeki
Yunan bayrağını indirip yerine
Liberya ya da Panama bayrağı ce-
ken Yunanlı armatörlere, yeniden
Yunan bayrağını çekmeleri halin-
de 9b 50 ile 75 arasında "vergi
indirimi" yapacajgına söz verdi.
Mitsotakis'in verdiği bu söz, Yu-
nanlı armatörler arasında olum-
lu karşılandı. Mitsotakis, deniz ti-
caretini "daha kârlı" bir duruma
getirmek için ise Pire Limanı'nı
"uluslararası deniz tkaret ve ban-
kacılık merkezjne" dönüştürecek
planlar hazırlıyor.
Ne var ki YDP hükümetine ve-
rilen ilk notlar pek olumlu değil.
Devlet bütçesindeki ve kamu hiz-
metlerinin açıklanm kapatmak
amacıyla peşpeşe yapmış olduğu
zamlar Yunan halkını tedirgin
ediyor. Enflasyon % 16'lardan Vo
26'lara fırlamış bulunuyor. 25
milyar dolar dolayındaki dış borç-
ların yanı sıra dış ödemeler den-
gesindeki açık 12 milyar doları
buluyor. Yunanistan'daki akar-
vakıt fiyatlanna da dört kez üst
üste zam getirildi. Mitsotakis hu-
kümeti, son yapılan "ît 15 oranın-
daki zammın Körfez kriziyle bağ-
lantıü olduğunu ve petrolun ulus-
Ancak yaz tatilinden yeni yeni
dönmeye başlayan halk, bu artış-
lann bilincine varmaya başladı.
Lefl<oşe ye, Girne ye
ya da Magosa ya giderken
parmağınıza iplik bağlaym.
ki Telecard'ınızı yanınıza
almayı unutmayın!
Telecard şimdi KKTC'de de geçerli.
Telecard la
TurK.ye-n.n- her yennde
s a a t
YAPI^CKREEDi
"hizmette sınır yoktur"
SIKIŞTI — Yunanistan Başbakanı'nın ekonomi ile başı fena dertte.
lararasındaki fiyab 24 dolara dü-
şerse, Yunanistan'daki fiyatların
da aynı oranda düşürüleceğini
açıklad
Bu nedenle geçen haftadan bu ya-
na tüm Ulkede ve çeşitli iş dalla-
rında grev kararlan alıruyor. Ana
muhalefet sosyalist PASOK ile
nna göre maaş ayariaması" yön- komünist partilerin oluşturduğu
teminden de yoksun kalacak. Mit- SINASPISMOS partisi ise Mitso-
sotakis hükümetine göre bu yön- takis hükümetinin "koyosnnu
tem, enflasyon oranını arttırıyor
ve bunun yerine "kemer sıkma"
siyasetini uygun görüyor. Hükü-
metin bu "uygulamalan" öyle
boyutlar kazanıyor ki YDP des-
teğindeki gazeteler bile hüküme-
Tüm bu zam furyası ve fıyat ar-
tışlan karşısında maaşlanna zam
isteyen çalışanlar, PASOK hükü-
metleri döneminde "fiyat artışla-
tin bu siyasetini eleştirmeye baş-
ladı.
kazmaya" hazırlanıyor. Şu aşa-
mada etkin bir muhalefet uygu-
lamaktan kaçınan PASOK, işi
"olurnna" bırakmayı ve halktan
gelecek tepkiden yararlarunayı
yeğliyor. Ancak PASOK içinde-
ki çekişmeler de buna şu aşama-
da pek izin vermiyor.
DUNYADA BUGUN
AIİStRMEN
Helsinki Donığu
Deneyimli bir yabancı diplomat geçenlerde dünya olaylarını
irdelerken şöyle diyordu:
— Ah soğuk savaş ah... O zaman, her şey ne kadar güzel ve
kotaydı.
Kendisini dinleyenlerin şaşkın bakışlan arasında ekliyordu:
— Övtevdi qeroekten, her şey siyah beyaz kadar netti. Ne doğ-
ru, ne yanlış, kolayca karar verebıliyordunuz.
Sonra şöyle bağladı sözlerinr,
— Ama şimdi öyle mi ya? Şimdi her şey karmakanşık. Artık
her olayda, doğru ve yanlışları bulmak için uzun uzun düşün-
mek ve olayın kendisini incelemSk gerekiyor.
Gerçekten de eskiye oranla daha karmaşık bir dünyada yaşı-
yoruz. Bir yanda Körfez'de parmaklar tetikte, bir yandan Helsin-
ki'de iki lider anlaşıp genelde banş, Ortadoğu'da barışçı çözüm
umutlan saçıyorlar.
Pazar günü Helsinki'de gerçekleşen doruk toplantısı her ba-
kımdan ilginçti. Dünyanın kritik bir bölgesinde patlak veren bu-
nalımda iki, daha doğrusu bir buçuk süper gücün önderleri kol
kola birlikte hareket ediyortar. Hatta daha da ileri gidip, gelecekte
bölgede başka sorunlan da el ele çözmeye çalışacakları yoiun-
da sinyaller veriyorlardı.
Evet, Helsinki doruğu bir buçuk süperin toptantısrydı. Bir yanda
eskı gücünü sürdürür görOnen ABD, öte yanda ekonomik ve sos-
yal sorunlaıia çalkalanan, Avrupa'daki müttefiklerini hukuken de-
ğilse bile fiilen yıtırmiş olan Sovyetler Birliği.
Kapalı kapılar ardında iki liderin neler konuştuğunu bilmeye
olanak yok. Ama ortak bildiri bazı ipuçları veriyor.
Sovyet-Amerikan ortak bildirisi iki liderin Irak'ı kınamakta ve
Kuveyt'ten çekiimeye zorlamakta birleştiklerini gösteriyor. Bush
gibi Gorbaçov da Saddam'ın girişimini kabul etmiyor.
Ne var ki önceden de beklendiği gibi şimdilik bir askeri mü-
dahale olasılığından söz edilmiyor. Zaten böyle bir noktanın or-
tak bildiride yer almasına Gorbaçov razı olamazdı. Nitekim Bush
da bu yüzden, hiç değilse resmen kendisine bu olasılıktan hiç
söz açmadığını bildirmiştir.
Şimdilik, soruna Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi karar-
lan çerçevesinde bir çözüm aranacaktır. Savaş olasılığı şu an-
da zayıflamış görünüyor. Buna karşılık, ambargonun sıkı sıkıya
uygulanması, ablukanın denizterden göklere de kayması söz ko-
nusudur.
Ancak bir noktayı hiç gozden uzak tutmamak gerek: Ortak bil-
diri aynı zamanda, bunlar yetehi olmadığı takdirde Birleşmiş Mil-
letler çerçevesinde yeni önlemlerden de söz ediyor.
Birleşmiş Milletler, ambargo karan aldığına ve ambargoyu del-
meye çalışanların güç kullanılarak engellenmesini de buna ek-
lediğine göre artık gelecekte bunları asan önlem olarak Köriez'e
bir uluslararası güç göndermekten başka ne kalıyor ki?
Ortak bildırinin bir başka önemli yonü de ABD'nin bunalım
bftince, güçlerini Köriez'den çekeceğini bildirmiş olması. Bu hiç
de küçümsenmeyecek bir ilerlemedir. Ne var ki VVashington y^-
ne de Ortadoğu'da yeni oluşumlara müdahaleden vazgeçmiş
değildir. Nitekim, iki ülke dışişleri bakaniarının bunalımın çözül-
mesinden sonra da bölgesel güvenlik önlemlerı konusunda go-
rüşmeleri sürdürmeleri konusunda görüş birliğine vanlmıştır. Bu
açıklama da iki ya da bir buçuk 9üper gücün bundan böyle de
bölgedeki otonom gelişmelere göz yummayacaklarını gösteri-
yor
Doruğun hemen ardından yapılan basın toplantısında, bir ga-
zetecinin, Kuveyt olayında gösterilen tepkinin neden Filistin ko-
nusunda da gösterilmediği yolundaki sorusuna Bush'un verdi-
ği yanıt ilginçtir.
Başkan Bush, bir yanlışın bir başkasını gidermeyeceğini ve
haklı göstermeyeceğiii, Filistin konusuna da kesinlikle çözüm
bulunması gerektiği görüşünde olduğunu söylerken ABD'nin po-
litikasında geleceğe yönelık değişiklikler olabileceğini ima edi-
yor gıbiydi. Hele hele, Gorbaçov'un da Bush'un bu sözlerine ka-
tılfnası ve Filistin sorununun çözülmesinin gerekliliğini vurgula-
ması, herhalde bunalımın başından bu yana zaten içinde ba-
ğımsız bir Filistin devletinin yer alabileceği bir Amerikan planı
olasılığından son derecede tedirgin olan Israil'in kulağına kar
suyu kaçırmış olsa gerek.
Son derecede kuşkusu olan israil diplomasisinin şimdi bu ola-
sılıktan çok daha fazla rahatsız olduğundan kimsenin kuşkusu
olmasın.
Ama tek adam tarafından yürütülen Türk politikası ise gele-
ceğe yönelik, temelsiz, iyimser umutlar içindedir ve pek haklı
kuşkulara karşı da son derecede duyarsızdır.
Oysa, önce Kuveyt sorununun çözüldüğû, sonra Filistin dev-
letini de içeren yeni düzenlemenin yapıldığı bir Ortadoğu'da, tek
çıban başı olarak kalacak noktanın Kıbrıs olacağını görmemek
için saf bir despot olmak gerekir.
Nitekim değerli sütun arkadaşım Ergun Balcı dün son geliş-
meleri değerlendirmeye çalıştığımız konuşmamızda bizimkile-
rin haksız iyimserliğine acı acı gülüyor, "Korkarım ki bu işin so-
nunda her şey çözülünce sıra büyüklerin Kıbrıs sorununa el at-
masına gelebilir" diyordu.
Ankara'da Ergun'un bu sözleri üzerinde uzun uzun düşüne-
cek bir iktidar yok ne yazık ki.
GORBAÇOV'DAN UYARI
w
\asalara uyulmazsa
reform hayal olur'
MOSKOVA (AA) — Sovyetler
Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov,
ülkede yönetici durumunda olan
tüm yetkililere telgrafla gönderdi-
ği bir genelgeyle, tüm ülkede ya-
sa düzenine bağlı kalınmasını sağ-
layacak onlemlerin derhal alınma-
sını istedi.
Daktilo veya Muhasebe bilenlere
İŞSİZIİKYOK!..
Gerçekten İŞSİZSENİZ
GEIİN
BONOSUZ, TAAHHLITŞİJZ, herhangi bir bağlayıcı ödeme
zorunluğu yerine HER TÜRLÜ ÖDEME KOLAYLIKLARI
ve İŞE YERLEŞTtRME GARANTİSİYLE,
1954
ÖZEL MKTİLO StKBETtR VE BİUİSATAR KUMURI
olabllecek EN KISA SURELERDE;
MEVZUATIN İZİN VERDİĞİ EN UCUZ ÜCRETLERLE;
FIRSATI KAÇIRMAYIN!
Merkezi : Beyazıt, Mıthat Paşa Cad. 14/1
Kadıköy : Alüyol, Kuşdili Caddesı, 6/8
Beşiktaş : Çırağan, Asanye Cad. 7/2-3
Şişli : Abideı Hümyet C. Hasat Sok. 15
Bakırköy : Hüsreviye S. 18/4 (Mıgros sırasıj
Tel : 527 55 25 - 522 21 06
Tel : 338 08 42 -336 11 50
Tel : 158 24 97 - 158 24 98
Tel : 130 90 37 - 175 43 14
Tel : 571 31 31 - 561 29 06
Otkkat ftı 5 »drtrten teffca ŞAMriYM «ftyta r (MctHo Sekretar »• BHgisayaf I
«tu
Gorbaçov, SŞCB'yi oluşturan
birlik cumhuriyetlerinin yüksek
sovyet başkanlıklarından, en kü-
çük idari birimin sovyetlerinin
başkanlarına kadar çok geniş bir
yetkililer yelpazesine hitap eden
genelgesinde, ülkede reform ara-
yışlanna girişilmesinin toplumda
yarattığı değişimin olumsuz bazı
sonuçlannın giderek belirginleş-
meye başladığını bildirdi.
Reform süreci içinde ozellikle
"bukuki nihilizmin" giderek yay-
gınlaştığını, yasalann tanınmaraa-
sı anlamına gelen böyle bir duru-
ma asla hoşgörü gösterilemeyece-
ğini belirten Mihail Gorbaçov, her
düzeydeki yetkilinin yasalardan
kaynaklanan güçlerini, sonuna
kadar kullanmalannı isterken bu
gücün ve yetkilerin kullanümasm-
da sınınn aşılmaması gerektiği yo-
lunda da uyanda bulundu.
SSCB Başkanı Mihail Gorba-
çov, ülkenin her düzeydeki sovye-
tinin yöneticilerine yayımladığı
geneigede, ülkede suç işleme eği-
liminin de giderek arttığını vurgu-
layarak yasa tanırnazlığın en açık
biçimi olan suçluluk oranındaki
artışın halkın reform sürecine ve
devlete olan güvenini sarstığını
kaydetti.
Muhafazakâr kışkırtma
Bu arada Moskova ve Lening-
rad'dan Sovyet parlamentosuna
giren milletvekilleri dün yaptıklan
ortak bir açıklamayla "muhafa-
zakâr cevreleri", bu iki kentteki
demokratik yönetimleri devirmek
için tezgâhlar hazırlamaya çalış-
makla suçladılar.
Moskova ve Leningrad millet-
vekillerinin oluşturduğu "bölge-
lerarası grup" adıyla bilinen mu-
halefet blokunun ortak bildirisin-
de, iki kentte başgösteren ekmek
ve sigara yokluklarına işaret edi-
lerek bu yoklukların "muhafaza-
kâr komünist parli aygıtı" tara-
fından kasıtlı olarak yaratıldığı
öne suruldu.