29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 G.Afrikmla çatışmalar • JOHANNESBURG (AA) — Güney Afrika'da hafta sonunda meydana gelen çatışmalarda toplam 35 kişi öldü. Polis tarafından yapılan açıklamada, Soweto bölgesinde meydana gelen çatışmalarda son iki günde toplam 26 kişi öldü. Bu bölgede yoğunlaşan çatışmalardaki ölümlerin yansından aşırı ırkçı beyazlann sorumlu olduğu, diğerlerinin de daha sonra siyahlar ile polis arasında çıkan çatışmalarda, polisin ateş açması sonucu öldüğü kaydedildi. Görgü tanıklanna göre olaylar sırasında en az 50 kişi de yaralandı. DGBhükümete katılnuyor • SOFYA (AA) — Bulgaristan'da, ana muhalefette bulunan Demokratik Güçler Birliği (DGB), bünyesindeki bazı karşıt görüşlere rağmen kurulacak yeni hükümette yer almak istemiyor. Konuyu tartışmak üzere toplanan DGB Koordinasyon Konseyi'nin, daha önceki tutumuna paralel olarak yeni hükümete kesin olarak katılmama kararı almasına karşın bazı üyelerin yeni hükümete katılım istemeleri dikkat çekti. Sihanuk'tan 6 aylıkara • PEKİN(AA) — Kampuçya'da iktidar ve muhalefetin oluşturacağı geçici Ulusal Konsey BaşkanlığYna aday gösterilen Prens Norodom Sihanuk, sağlık nedenleriyle 6 aylığına politik ve diplomatik faaliyetlerine ara vereceğini bildirdi. Sihanuk'un başkanı bulunduğu muhalefet grubu tarafından yapılan açıklamada, "Sağlığının Lötü olması nedeniyle Prens Sihanuk şu andan başlayarak en azından 6 aylığına politik ve diplomatik faaliyetlerinden çekilmek zorunda kalmıştır" denildi. Moskova-Riyad yakmlaşması • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği ile Suudi Arabistan'ın Körfez bunalımıyla başlayan temasları sırasında, aralannda diplomatik ilişki kurulmasmın gerekliliği konusunda görüş birliğine vardıkları bildirildi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Saud El Faysal'ın, konuyla ilgili olarak Batılı bir haber ajansına verdiği demeç üzerine, Sovyet Dışişleri Bakanhğı Sozcüsü, resmi haber ajansı TASS'a yaptığı açıklamada, iki ülke liderlerinin kişisel mesaj ahşverişlerinde bulunmanın yanı sıra 'siyasi duze>r de ve ileri derecede kişisel temaslar' kurulduğunu da belirtti. Denktaş, kaza geçirdi • LEFKOŞA(AA) — KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, önceki gece trafîk kazası geçirdi. Denktaş'ın kuüandığı makam otosu, Lefkoşa girişinde, Özdil Deniz adlı kişinin kullandığı özel otomobille çarpıştı. Denktaş ve eşi Aydın Denktaş kazayı yara aJmadan atlatırken diğer aracın şoförü Özdil Denizci hafıf şekilde yaralandı. Kazada her iki araç da hasar gördü. Filistin'e çözüm • LONDRA(AA) — Ingiltere Dışişleri Bakan Yardımcısı \Villiam Waldegrave, Batılı güçlerin, Irak birliklerini Kuveyt'ten çeker çekmez, Filistin sorununa bir çözüm bulunmasını istediklerini belirtti. Waldegrave önceki gün ITN televizyonuna verdiği demeçte, Filistin sorunu hakkında hiçbir şeyin yapılmasınagerek olmadığı anlamına gelen iddialara geri dönülemeyeceğini ifadeetti. Bu tavnn, bölgedeki durumun kötüleşmesine yolaçan faktörlerden biri olduğunu belirten VValdegrave, bu nedenle, sorunun çözümü için bir anlaşma olması isteniyorsa, ozellikle de ABD tarafından İsrail'e baskı yapılması gerekeceğini kaydetti. Liberya Devlet Başkanı'nın cesedi başkentte halka sergileniyor Samuel Doe öldürüldtiYönetime karşı mücadele eden Prens Johnson'a bağlı güçler tarafından ele geçirilen Başkan Doe'nun cesedinin başkent Monravia'daki bir hastanede halka sergilendiği bildirildi. Dış Haberier Senisi — Balı At- rika ulelerinden Liberya'da Dev- let Başkanı Samuel Doe'nun öl- durülduğu bildirildi. BBC'nin Li- berya muhabirinin edindiği, an- cak doğrulalma olanağı bulama- dığı bilgilere göre başkanın cese- di dun başkent Monravia'daki bir otelde halkın seyrine sunuldu. Ölüm haberleri, Doe'nun pazar gunu Afrika Banş Gücu'nun ka- rargâhında çıkan çatışmada yara- landığı ve asi liderlerden Prens Johnson'ın eline geçtiği yolundaki haberlerin ardından diin akşama doğru edinildi. Reuter'in haberıne göre Liber- ya Devlet Başkanı Doe'nun cese- di Prens Johnson'ın kontrolünde- ki bölgede Island Clinic isimli kü- çük bir hastanede halkın seyrine sunuldu. BBC muhabirinin bu bilgiyi hastaneden başkentin mer- kezinden gelon Liberyalılardan edindiği kaydedildi. tngiltere Dı- şişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada haberi doğrulatma olanağının bulunamadığı belirtil- di. Liberya'da sekiz ay önce baş- layan ve Doe'yu devirmeye yöne- lik isyan hareketini yürüten lider- lerden Prens Johnson'ın daha ön- ce BBC'ye yaptığı açıklamada, yaralı olarak ele geçırdiği devlet başkanını oldürmeyecğini belirt- tiği haber verilmişti. BBC muhabirinin haberine gö- re Samuel Doe'nun öldüğü habe- ri gelinceye kadar Liberya'da olaylar şöyle gelişti: Iç savaşın son birkaç ayını baş- kent Monravia'daki ve sıkı koru- nan malikânesinde geçiren başka- nın pazar günü ilk kcz dışarı çı- karak Batı Afrika Banş Gucü'nun limandaki karargâhına gittiği kay- dedildi. Doe'nun burada Batı Af- rika Gücü Kumandanı Tuğgeneral DOE'YL1 PRENS JOHNSON YAKALADI — Liberya'da Devlet Baş- kanı Samuel Doe'va (yanda sagda) karşı isyan bundan sekiz ay önce başlatıldı. Bu süre içinde binlerce sivil Liberyalı öldü. Cesedi haJka sergilenen Doe, isyancı liderlerden Prens Johnson'a (yanda solda) baglı güçler tarafından yaralı olarak ele gecirilmişü. Arnold Qurinoo ile göruşmeyi planladığı bildirildi. İsyancı lider- lerden Prens Johnson'ın da daha sonra aynı karargâha vardığı, an- cak her iki gruba bağlı silahlı guç- ler arasında patlak veren kavganın suratle silahlı çatışmaya dönüştü- ğü belinildi. Samuel Doe'nun iki bacağından yaralandığı çatışma- da 60'dan fazla kişinin öldüğü ve ölenlerin çoğunun Doeya bağlı askerlerden oluştuğu haber verıl- di.Gana, Sıerra Leone, Gambia, Gine ve Nijerya'ya ait 3000 kişi- lik Batı Afrika Banş Gucü Liber- ya'da barışın sağlanması için bir a> önce bu ülkeye gonderilmişti. Ba$kan Doe ve Prens Johnson, Batı Afrika ülkelerinin ateşkes çağrısına olumlu yanıı vermiş, as- keri güçleri arasında ateşkes uy- gulayacaklarını resmi olmayan bir şekilde duyurmuşlardı. Bir süre önce Doe'yu devirdiğini ve kendi- sinin başkanlık görevini üstlendi- ğini ilan eden Taylor, banş gücü- ne karşı çıkıyordu. 1980 yıhnda kanlı bir darbeyle işbaşına gelen Samuel Doe'nun kendisine karşı şimdiye kadar dü- zenlenen 30 darbeyi atlattığı be- lirtildi. Liberya'da iç savaş, geçen yıl aralık ayında aralannda Prens Johnson'ın da olduğu ve Charles Taylor'ın liderliğini yaptığı Liber- ya Ulusal Vatansever Cephe asker- Ierinin Fildişi sahillerinden ülke- ye girmesiyle başlamıştı. Samuel Doe'yu devirmeyi amaçlayan ha- reket, geçen mart ayında Prens Johnson'ın cepheden aynlarak başka bir birlik oluşturmasıyla ikiye bölündü. Başkent Monravia Prens John- son'a ait güçlerin elinde bulunu- yor. Charles Taylor"ın askerleri ise ülkenin başkent dışındaki kesimi ile Monravia'nın bazı bölgelerini iki aylık kontrol altında tutuyor. ABD bir ay önce başkentteki va- tandaşlannın yaşamını güvenlik altına almak üzere Liberya açık- larına gemilerinı göndermiş, Monravia'daki vatandaşlarını da tahliye etmişti. ABD gemilerinde hâlâ bekletilen 2100 deniz piyade- sinin ülkedeki iç savaşa kanşrna- yacağı açıklanmıştı. İç savaşın Liberya'da binlerce kişinin hayatına mal olmanın ya- nı sıra yaşama şartlanm da olduk- ça kötU etkilediği bildiriliyor. Te- lefon bağlantılarının kesildiği, su olmadığı başkentteki mülteci kampında kolera salgını olduğu belinildi. ABD'nin Liberya Bu- yükelçisi Ptter de Vos, bu ülkeye gönderilmek uzere Fildişi'nde toplanan gıda maddelerinin ka- rışıklıklar son bulana kadar elde tutulması karanrun ahndığmı kay- detti. Liberya para piyasasının da çöktüğü, ABD ile sıkı olan ilışki- lerin dondurulduğu haber verildi. Liberya'nın mali yapısının düzel- tilmesi için Dünya Bankası tara- fından hazırlanan program askı- ya alınmış banka, bu ülkedeki bü- rolannı 1987 yıhnda kapatmıştı. Yunanistan Başbakanı'nın ekonomikprogramı halkta tepkiyaratıyor Mitsotakis'in işi zorlaşıyorMargaret Thatcher'ın ekonomik politikasına duyduğu hayranlığı gizlemeyen Mitsotakis, kapsamlı bir 'özelleştirme' programı uyguluyor. Ancak peş peşe yapılan zamlar halkın tedirginliğini arttınyor. Enflasyon %16'dan %26'ya fırladı. 25 milyar dolarlık dış borç ise Yunanistan'ın sırtında ağır bir yük. STELYO BERBERAKİS ATtNA — Yunanistan'ın sağ eğilimli Yeni Demokrasi Partisi hükümetinin iktidara gelişinin üzerinden 157 gün geçti. Başba- kan Konstantin Mitsotakis, ülke- nin kriz geçiren ekonomisine "çekidüzen" vermeyi kendisine hedef almış. Ancak bu hedefi, bir önceki sosyalist PASOK hüküme- tinin 8 yıl boyunca izlemiş oldu- ğu ekonomi siyasetiyle aynı doğ- rultuda değil... Mitsotakis, daha iktidara gelmeden önce tngiltere da örnek göstermekten kaçınmı- yordu. Mitsotakis, iktidannın bu ilk döneminde ülke ekonomisini kal- kındırmak amacıyla verdiği sözü tutarak "özelfcştinne" yöntemle- rine başvuruyor. Bu bağlamda te- lefon, elektrik, su işletmeleri gibi Olimpik Hava Yolları ve sorum- lu devlet şirketlerini özel kişilerle "pazarlamaya" hazırlanıyor. Bu çerçevede tüm ülkede petrol ara- malan için yerli ve yabancı şirket- lere çağnda bulunuyor. Bu arada Yunanistan'ın iki önemli gelir kaynağından biri olan deniz tica-Başbakanı Margaret Thatcber'ın ekonomik politikasına duyduğu ret filosu sahiplerine de "jest" "hayranlığı" gizlemiyordu. Aynı yapmaya karar verdi. Yunanis- anlamda Turgut Ozal Turkiyesi'n- tan'daki "ağır vergilerden deki ekonomik "kalkınmayı" kurtulnuk" için gemilerindeki Yunan bayrağını indirip yerine Liberya ya da Panama bayrağı ce- ken Yunanlı armatörlere, yeniden Yunan bayrağını çekmeleri halin- de 9b 50 ile 75 arasında "vergi indirimi" yapacajgına söz verdi. Mitsotakis'in verdiği bu söz, Yu- nanlı armatörler arasında olum- lu karşılandı. Mitsotakis, deniz ti- caretini "daha kârlı" bir duruma getirmek için ise Pire Limanı'nı "uluslararası deniz tkaret ve ban- kacılık merkezjne" dönüştürecek planlar hazırlıyor. Ne var ki YDP hükümetine ve- rilen ilk notlar pek olumlu değil. Devlet bütçesindeki ve kamu hiz- metlerinin açıklanm kapatmak amacıyla peşpeşe yapmış olduğu zamlar Yunan halkını tedirgin ediyor. Enflasyon % 16'lardan Vo 26'lara fırlamış bulunuyor. 25 milyar dolar dolayındaki dış borç- ların yanı sıra dış ödemeler den- gesindeki açık 12 milyar doları buluyor. Yunanistan'daki akar- vakıt fiyatlanna da dört kez üst üste zam getirildi. Mitsotakis hu- kümeti, son yapılan "ît 15 oranın- daki zammın Körfez kriziyle bağ- lantıü olduğunu ve petrolun ulus- Ancak yaz tatilinden yeni yeni dönmeye başlayan halk, bu artış- lann bilincine varmaya başladı. Lefl<oşe ye, Girne ye ya da Magosa ya giderken parmağınıza iplik bağlaym. ki Telecard'ınızı yanınıza almayı unutmayın! Telecard şimdi KKTC'de de geçerli. Telecard la TurK.ye-n.n- her yennde s a a t YAPI^CKREEDi "hizmette sınır yoktur" SIKIŞTI — Yunanistan Başbakanı'nın ekonomi ile başı fena dertte. lararasındaki fiyab 24 dolara dü- şerse, Yunanistan'daki fiyatların da aynı oranda düşürüleceğini açıklad Bu nedenle geçen haftadan bu ya- na tüm Ulkede ve çeşitli iş dalla- rında grev kararlan alıruyor. Ana muhalefet sosyalist PASOK ile nna göre maaş ayariaması" yön- komünist partilerin oluşturduğu teminden de yoksun kalacak. Mit- SINASPISMOS partisi ise Mitso- sotakis hükümetine göre bu yön- takis hükümetinin "koyosnnu tem, enflasyon oranını arttırıyor ve bunun yerine "kemer sıkma" siyasetini uygun görüyor. Hükü- metin bu "uygulamalan" öyle boyutlar kazanıyor ki YDP des- teğindeki gazeteler bile hüküme- Tüm bu zam furyası ve fıyat ar- tışlan karşısında maaşlanna zam isteyen çalışanlar, PASOK hükü- metleri döneminde "fiyat artışla- tin bu siyasetini eleştirmeye baş- ladı. kazmaya" hazırlanıyor. Şu aşa- mada etkin bir muhalefet uygu- lamaktan kaçınan PASOK, işi "olurnna" bırakmayı ve halktan gelecek tepkiden yararlarunayı yeğliyor. Ancak PASOK içinde- ki çekişmeler de buna şu aşama- da pek izin vermiyor. DUNYADA BUGUN AIİStRMEN Helsinki Donığu Deneyimli bir yabancı diplomat geçenlerde dünya olaylarını irdelerken şöyle diyordu: — Ah soğuk savaş ah... O zaman, her şey ne kadar güzel ve kotaydı. Kendisini dinleyenlerin şaşkın bakışlan arasında ekliyordu: — Övtevdi qeroekten, her şey siyah beyaz kadar netti. Ne doğ- ru, ne yanlış, kolayca karar verebıliyordunuz. Sonra şöyle bağladı sözlerinr, — Ama şimdi öyle mi ya? Şimdi her şey karmakanşık. Artık her olayda, doğru ve yanlışları bulmak için uzun uzun düşün- mek ve olayın kendisini incelemSk gerekiyor. Gerçekten de eskiye oranla daha karmaşık bir dünyada yaşı- yoruz. Bir yanda Körfez'de parmaklar tetikte, bir yandan Helsin- ki'de iki lider anlaşıp genelde banş, Ortadoğu'da barışçı çözüm umutlan saçıyorlar. Pazar günü Helsinki'de gerçekleşen doruk toplantısı her ba- kımdan ilginçti. Dünyanın kritik bir bölgesinde patlak veren bu- nalımda iki, daha doğrusu bir buçuk süper gücün önderleri kol kola birlikte hareket ediyortar. Hatta daha da ileri gidip, gelecekte bölgede başka sorunlan da el ele çözmeye çalışacakları yoiun- da sinyaller veriyorlardı. Evet, Helsinki doruğu bir buçuk süperin toptantısrydı. Bir yanda eskı gücünü sürdürür görOnen ABD, öte yanda ekonomik ve sos- yal sorunlaıia çalkalanan, Avrupa'daki müttefiklerini hukuken de- ğilse bile fiilen yıtırmiş olan Sovyetler Birliği. Kapalı kapılar ardında iki liderin neler konuştuğunu bilmeye olanak yok. Ama ortak bildiri bazı ipuçları veriyor. Sovyet-Amerikan ortak bildirisi iki liderin Irak'ı kınamakta ve Kuveyt'ten çekiimeye zorlamakta birleştiklerini gösteriyor. Bush gibi Gorbaçov da Saddam'ın girişimini kabul etmiyor. Ne var ki önceden de beklendiği gibi şimdilik bir askeri mü- dahale olasılığından söz edilmiyor. Zaten böyle bir noktanın or- tak bildiride yer almasına Gorbaçov razı olamazdı. Nitekim Bush da bu yüzden, hiç değilse resmen kendisine bu olasılıktan hiç söz açmadığını bildirmiştir. Şimdilik, soruna Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi karar- lan çerçevesinde bir çözüm aranacaktır. Savaş olasılığı şu an- da zayıflamış görünüyor. Buna karşılık, ambargonun sıkı sıkıya uygulanması, ablukanın denizterden göklere de kayması söz ko- nusudur. Ancak bir noktayı hiç gozden uzak tutmamak gerek: Ortak bil- diri aynı zamanda, bunlar yetehi olmadığı takdirde Birleşmiş Mil- letler çerçevesinde yeni önlemlerden de söz ediyor. Birleşmiş Milletler, ambargo karan aldığına ve ambargoyu del- meye çalışanların güç kullanılarak engellenmesini de buna ek- lediğine göre artık gelecekte bunları asan önlem olarak Köriez'e bir uluslararası güç göndermekten başka ne kalıyor ki? Ortak bildırinin bir başka önemli yonü de ABD'nin bunalım bftince, güçlerini Köriez'den çekeceğini bildirmiş olması. Bu hiç de küçümsenmeyecek bir ilerlemedir. Ne var ki VVashington y^- ne de Ortadoğu'da yeni oluşumlara müdahaleden vazgeçmiş değildir. Nitekim, iki ülke dışişleri bakaniarının bunalımın çözül- mesinden sonra da bölgesel güvenlik önlemlerı konusunda go- rüşmeleri sürdürmeleri konusunda görüş birliğine vanlmıştır. Bu açıklama da iki ya da bir buçuk 9üper gücün bundan böyle de bölgedeki otonom gelişmelere göz yummayacaklarını gösteri- yor Doruğun hemen ardından yapılan basın toplantısında, bir ga- zetecinin, Kuveyt olayında gösterilen tepkinin neden Filistin ko- nusunda da gösterilmediği yolundaki sorusuna Bush'un verdi- ği yanıt ilginçtir. Başkan Bush, bir yanlışın bir başkasını gidermeyeceğini ve haklı göstermeyeceğiii, Filistin konusuna da kesinlikle çözüm bulunması gerektiği görüşünde olduğunu söylerken ABD'nin po- litikasında geleceğe yönelık değişiklikler olabileceğini ima edi- yor gıbiydi. Hele hele, Gorbaçov'un da Bush'un bu sözlerine ka- tılfnası ve Filistin sorununun çözülmesinin gerekliliğini vurgula- ması, herhalde bunalımın başından bu yana zaten içinde ba- ğımsız bir Filistin devletinin yer alabileceği bir Amerikan planı olasılığından son derecede tedirgin olan Israil'in kulağına kar suyu kaçırmış olsa gerek. Son derecede kuşkusu olan israil diplomasisinin şimdi bu ola- sılıktan çok daha fazla rahatsız olduğundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ama tek adam tarafından yürütülen Türk politikası ise gele- ceğe yönelik, temelsiz, iyimser umutlar içindedir ve pek haklı kuşkulara karşı da son derecede duyarsızdır. Oysa, önce Kuveyt sorununun çözüldüğû, sonra Filistin dev- letini de içeren yeni düzenlemenin yapıldığı bir Ortadoğu'da, tek çıban başı olarak kalacak noktanın Kıbrıs olacağını görmemek için saf bir despot olmak gerekir. Nitekim değerli sütun arkadaşım Ergun Balcı dün son geliş- meleri değerlendirmeye çalıştığımız konuşmamızda bizimkile- rin haksız iyimserliğine acı acı gülüyor, "Korkarım ki bu işin so- nunda her şey çözülünce sıra büyüklerin Kıbrıs sorununa el at- masına gelebilir" diyordu. Ankara'da Ergun'un bu sözleri üzerinde uzun uzun düşüne- cek bir iktidar yok ne yazık ki. GORBAÇOV'DAN UYARI w \asalara uyulmazsa reform hayal olur' MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov, ülkede yönetici durumunda olan tüm yetkililere telgrafla gönderdi- ği bir genelgeyle, tüm ülkede ya- sa düzenine bağlı kalınmasını sağ- layacak onlemlerin derhal alınma- sını istedi. Daktilo veya Muhasebe bilenlere İŞSİZIİKYOK!.. Gerçekten İŞSİZSENİZ GEIİN BONOSUZ, TAAHHLITŞİJZ, herhangi bir bağlayıcı ödeme zorunluğu yerine HER TÜRLÜ ÖDEME KOLAYLIKLARI ve İŞE YERLEŞTtRME GARANTİSİYLE, 1954 ÖZEL MKTİLO StKBETtR VE BİUİSATAR KUMURI olabllecek EN KISA SURELERDE; MEVZUATIN İZİN VERDİĞİ EN UCUZ ÜCRETLERLE; FIRSATI KAÇIRMAYIN! Merkezi : Beyazıt, Mıthat Paşa Cad. 14/1 Kadıköy : Alüyol, Kuşdili Caddesı, 6/8 Beşiktaş : Çırağan, Asanye Cad. 7/2-3 Şişli : Abideı Hümyet C. Hasat Sok. 15 Bakırköy : Hüsreviye S. 18/4 (Mıgros sırasıj Tel : 527 55 25 - 522 21 06 Tel : 338 08 42 -336 11 50 Tel : 158 24 97 - 158 24 98 Tel : 130 90 37 - 175 43 14 Tel : 571 31 31 - 561 29 06 Otkkat ftı 5 »drtrten teffca ŞAMriYM «ftyta r (MctHo Sekretar »• BHgisayaf I «tu Gorbaçov, SŞCB'yi oluşturan birlik cumhuriyetlerinin yüksek sovyet başkanlıklarından, en kü- çük idari birimin sovyetlerinin başkanlarına kadar çok geniş bir yetkililer yelpazesine hitap eden genelgesinde, ülkede reform ara- yışlanna girişilmesinin toplumda yarattığı değişimin olumsuz bazı sonuçlannın giderek belirginleş- meye başladığını bildirdi. Reform süreci içinde ozellikle "bukuki nihilizmin" giderek yay- gınlaştığını, yasalann tanınmaraa- sı anlamına gelen böyle bir duru- ma asla hoşgörü gösterilemeyece- ğini belirten Mihail Gorbaçov, her düzeydeki yetkilinin yasalardan kaynaklanan güçlerini, sonuna kadar kullanmalannı isterken bu gücün ve yetkilerin kullanümasm- da sınınn aşılmaması gerektiği yo- lunda da uyanda bulundu. SSCB Başkanı Mihail Gorba- çov, ülkenin her düzeydeki sovye- tinin yöneticilerine yayımladığı geneigede, ülkede suç işleme eği- liminin de giderek arttığını vurgu- layarak yasa tanırnazlığın en açık biçimi olan suçluluk oranındaki artışın halkın reform sürecine ve devlete olan güvenini sarstığını kaydetti. Muhafazakâr kışkırtma Bu arada Moskova ve Lening- rad'dan Sovyet parlamentosuna giren milletvekilleri dün yaptıklan ortak bir açıklamayla "muhafa- zakâr cevreleri", bu iki kentteki demokratik yönetimleri devirmek için tezgâhlar hazırlamaya çalış- makla suçladılar. Moskova ve Leningrad millet- vekillerinin oluşturduğu "bölge- lerarası grup" adıyla bilinen mu- halefet blokunun ortak bildirisin- de, iki kentte başgösteren ekmek ve sigara yokluklarına işaret edi- lerek bu yoklukların "muhafaza- kâr komünist parli aygıtı" tara- fından kasıtlı olarak yaratıldığı öne suruldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle