Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EYLÜL 1990* HABERLERİN DEVAM1 CUMHURİYET/19
Helsinki Doruğu...
(Baştarafı 1. Sayfada)
büsbütün vurgulamıştır."
Doruk sonrasında yayımlanan ortak bildi-
ride, Irak'ın Kuveyt'ten derhal ve kayıtsız
şartsız çekilmesi ve her iki ülkedeki rehine-
lerin serbest bırakılması isteniyor.
Bildirinin ilginç bir boyutu da "ek önlem-
ler"den söz etmesidir. Bu konuda şöyle de-
niliyor:
"Mevcuı girişimlerin başarıya ulaşamama-
sı durumunda, Birieşmiş Milletler ana sözleş-
mesi kapsamında ek önlemler alınmasına ha-
zırız."
Bu ek önlemler ne olabilirdi? Bu deyimden
yola çıkarak asken önlemler gündeme geti-
rilebilir miydi? Yoksa hava ablukası gibi tam
askeri çözümü içermeyen yollara mı başvu-
rulacaktı?
Doruk sonrasında bu sorulara değişik kar-
şılıklar arandığı dikkati çekıyor. ABD Dışiş-
leri Bakanı Baker'a göre Moskova, şimdilik
askeri çözümden yana oimamakla birlikte,
bu alternatifi de dışlamıyordu.
Gerçekten Moskova, bugün için karşı ol-
duğu askeri çözüme, eğer ambargo sonuç
vermezse, BM çerçevesinde hayır demey&-
ceğinı belli etmektedir.
Paris. Doruk'la ilgili açıklamasında ek ön-
lemleri askeri bağlam dışında alırken, Bayan
Thatcher'ın Londra'sı, gerektiğinde BM çer-
çevesi dışında da olsa askeri müdahaleyi sa-
vunan bır üslup sergiliyordu.
Başkan Bush'un kriz noktalandıktan son-
ra Amerikan askerlerini Körfez'den çekece-
ğini açıklaması da üzerinde durulması gere-
ken bir başka yanıdır Helsinki'nin.
Şimdi ne olacak?
Saddam Hüseyin yola gelecek mi? Ya da
Bağdat'ta onu yola getirenler olabilecek mi?
Yoksa zaman onun lehine mi çalışıyor?
Sorular daha da çoğaltılabilir. Örneğin,
Los Angeles Times'ın tanınmış yazarların-
dan VVilliam Pfaff. geçen günkü bir yazısın-
da ilginç bir soruyu ortaya atıyordu:
"ABD'nin Basra Körfezi'ne yaptığı askeri
yığınak ve bunların Körfez'deki hareketliliği,
yalnız Kuveyt'in kurtarılması içinse bir anlam
taşır. Z/'ra bu yığmak, Basra Körfezi'nde uzun
süre tutulacak bir güç değildir.
O zaman onlar neden oradalar? Saddam
Hüseyin7 sindirmek ve yıldırmak için mi? Sad-
dam, kolay kolay sindirilecek ve yıldırılacak
gibi görülmüyor. Saddam Hüseyin 7 Suudi
Arabistan'ı işgal etmekten caydırmak için,
uzaktan gelen bu tür askeri bir güce gerek
yoktur. Saddam Hüseyin, Suudi Arabistan 'ı
işgal düşüncesinden iki hafta önce vazgeç-
mişti.
Eğer bu askeri güç, saldın için kullanılma-
yacaksa, o zaman askeri yığınak günler ön-
cesinden durdurulmuş olmalıydı. '
Bu satırları da okuyunca, barışçı çözüme
dönük iyımserlik azalıyor.
Ciddiyetini koruyor Körfez krizi.
CUNEYTARCAYUREKyazıyoc
Erbakan'ın gezisi 'bilmece'
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Refah Partisi Genel Başka-
nı Necmettin Erbakan'ın Körfez
krizine yönelik "banş girişimi"
bilmeceye döndu. Irak'ın Ankara
Büyukelçisi Tank Abdulcabbar
Cevad, Erbakan'ın Saddam Hüse-
yin ile gorüşeceğinden haberleri
olmadıgını söyledi. Suudi Arabis-
tan Büyukelçisi Abdülaziz Hoca
da Erbakan'ın birçok kişinin ka-
tılacafş bir konferans için Mekke1
ye gittiğini, KraJ Fahd ile bu çer-
çevede görüşebileceğini bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ise
bu konudaki sorulanmıza yanıt
olarak Erbakan'ın girişimi hak-
kında hiçbir bilgileri olmadığını
belirttiler.
RP'den önceki gün yapılan ya-
zılı açıklamada Genel Başkan Er-
bakan'ın Körfez krizine ilişkin 27
ağustosta açıkladığı "banş planı"
çerçevesinde Suudi Arabistan Kra-
lı Fahd ve Irak Devlet Başkanı
Saddam Hüseyin ile göruşeceği
bildirilmisti.
RP yetkilileri dün Cumhuriyet-
in konuya ilişkin sorularına yanıt
olarak Erbakan'ın ortaya koydu-
ğu "banş planı"run geçen günler-
de Irak ve Suudi Arabistan'ın An-
kara büyukelçiliklerine iletilerek
"Bu plana ilgi duyulduğu takdir-
de her tiirlü temasa hazır olduk-
lannın bUdirUdiğini" söylediler.
Aynı yetkililer, Erbakan'ın barış
plamnın her iki büyukelçilik tara-
fından da "olumlu karşılandığını"
belirterek bu çerçevede Saddam
Hüseyirt ve Kral Fahd ile görüşme
konusunda "ön mütabakata" va-
nldığını kaydettiler. RP yetkilile-
ri, Mekke'de yapılacak bir toplan-
tıya katılmak üzere önceki akşam
Suudi Arabistan'a giden Erba-
kan'ın orada kalacağı uç gün içe-
risinde belirlenecek bir günde Kral
Fahd ile görüşmeyi gerçekleştire-
ceğini açıkladılar. Yetkililer, Erba-
kan'ın Türkiye'ye döndükten son-
ra cuma günü Kütahya'da başla-
yacak parti teşkilatının eğitimine
yönelik bir toplanuya katılacağj-
nı, ardından da Bağdat'tan gele-
cek randevuya göre Saddam Hü-
seyin ile görüşmesini gerçekleşti-
receğini bildirdiler.
Öte yandan Irak'ın Ankara Bü-
yukelçisi Tank Abdulcabbar Ce-
vad, gelişmelerden habersiz olduk-
larını söyledi. Erbakan'ın, büyii-
kelçiliğın bilgisı dışında Saddam
Huseyin'den randevu almasının
"imkânsız" olduğunu belirten bü-
yukelçi, Cumhuriyet muhabirinin
sorusunu yanıtlarken "Gendde bu
tür nndevular büyukelçilik kana-
Inönüflen Hodri MeydanANKARA — Kartlar açıldı, zarlar atıldı.
PM toplantısı başlar başlamaz Baykal,
oyunun değerini yükseltecek hamleyi yap-
tı. Genel sekreterlikle PM üyeliğinden is-
tifa edeceğini açıkladı.
inönü, elindeki olanaklara baktı ve parti
içinde beklenmeyen bir çıkışla Baykal'a
'rest' çekti. Olağanüstü kurultayın 29 ey-
lülde toplanmasını istiyordu. Dün sabaha
kadarkı beklenti inönü'nün olağanüstü ku-
rultayda sadece PM seçimine gideceği yo-
lundaydı.
Oysa İnönü, sadece PM değil, genel
başkanlık seçiminı de gündeme koyuyor-
du. Partinin çözmek zorunda olduğu so-
run, aylardır süregelen "genel başkanlık
savaşımıydı". Ya öyle ya da böyle bir çö-
züm aranırken inönü sorunu bır noktada
yoğunlaştırdı. İki kişiden birinin yeğlenme-
si gereğini ortaya koydu.
İnönü daha bugünden delegelere "Ya
ben, ya o" diyordu. Merkez yönetıcilerine,
örgüte verdiği mesaj buydu. Olağanüstü
kurultay ya İnönü liderliğinde uyum sağ-
layacak bir PM getırecek, kısacası Baykal'ı
"tasfiye edecekti" ya da Baykal'ı yeğleye-
cek, genel başkanlığıyla birlikte istenilen
biçimde bir PM oluşturacaktı.
Sonunda İnönü, PM'de çoğunluğu elin-
de tutan Baykal ve ekibıyle gerektıği biçim-
de liderlik yapamadığını açığa vurmuş
"ben herkesle çalışırım" felsefesinden
uzaklaşmıştı.
Bir yerde olası risklerı kabulleniyordu.
Olağanüstü kurultay az ya da çok farkla
Bayka*- lehmdeki esktdelegeterle topJana-
caktı. Yeni PM'nin yine Baykal ağırlığıyla
oluşması olasılığı vardı. Genel başkan se-
çilebilir, uyumlu çalışamayacağı bir PM se-
çilirse istifa zorunda kalabilirdi.
Kuşkusuz bu, bir riskti. Ama İnönü, oyu-
nu temelinden başka mecraya sürükledi.
"Ya ben, ya o" diyerek olağanüstü kurul-
tayda her olasılığm kökünden çözümlen-
mesini yeğledi. Hareketı, sivrisineklerı öl-
dürecek yerde bataklığı kurutmaya yönel-
mek diye yorumlanabilirdi.
Dün İnönü'nün kurultayda seçime gire-
bileceğine, ne var kı sadece güven taze-
lemekle yetinmeyerek uyumlu çalışabile-
ceği kişilerin ağırlıkh kazanacağı yeni bir
PM'yi önkoşul olarak öne sürebileceğine
değinmiştik. İnönü, olasılığı gerçekleştirir-
ken dün daha genişletti. Baykal'ı minde-
re çağırdı. Çağrı bir yerde Baykal'a "mey-
dan okuma" gibi tanımlanabilirdi. Yorum,
İnönü'nün bu türden tanımlamaları sev-
meyen doğasına uygun değildi. O daha
çok, işleyen yarayı kesin bir operasyonla
kapatmayı yeğlemişti.
Doğal olarak gözler Baykal'a dönüyor,
ne yapacağı araştırılıyordu. Genel başkan-
lığa adaylığmı koyacak mıydı, yoksa ışine
elverir başka yöntemlere mi başvuracak-
tı? Baykal ekibi son günlerde merkezdeki
çatışmanın daha politize olacağını, halka
ve örgüte ineceğini öne sürerek olağanüs-
tü kurultay istemiyordu. Dünkü PM'de de
sergilenen bu direnişin altında elbette ki-
mi siyasal hesaplar yatıyordu.
Bugünkü yapısıyla PM'den İnönü'nün
isteyeceği bir genel sekreter ve MYK ile
olağan kurultaya gitmek ıstiyorlardı. Böy-
lece hem partıde dizginleri yine ellerinde
tutacaklar hem de olağan kurultaya kadar
istedikleri gibi hazırlanacaklardı. Yeni bir
PM'nin yine Baykal ağırlıkh çıkmasından
sonra İnönü'nün istifa etme zorunda ka-
lacağını öne sürüyorlardı. Bu olasılık el-
bette güçlüydü, ama "soruna çözüm ge-
tirmiyor", zamana bırakıyordu.
İnönü genel başkanlık savaşımına Bay-
kal'ı çağırarak bir noktada kimi hesapları
dışladı. Şımdi karar vermek sırası Baykal:
daydı. Olağanüstü kurultayda aday olup
olmamayı yeğlemek zorundaydı. Baykal.
(1) Adaylığmı koyabilir. (2) Ya da kimi ge-
rekçelerle olağan kurultaya kadar liderlik
savaşına girmeyeceğini duyuran bır poli-
tika çizebilir.
Delege bazında yapacağı ölçümlere gö-
re iki yoldan birini seçmesi olası. Nitekim
dün gazetecilerin "adaylığmı koyup
koymayacağı" yolundaki sorularını yanıt-
sız bıraktı. Aday olmayacağını açıklarsa
şaptadığı politikayı yürütecek demektir.
İnönü'yü genel başkan adaylığında yalnız
bırakacak, ancak PM'de çoğunluğu ele
geçirerek sorumluluğu üstlenmeden
"dışarıdan" yönetimde ağırlığını .duyura-
cak. Altı yedı ay sonraki olağan kurultay-
da daha elverişli koşullarda inönü'nün kar-
şısına çıkacak.
Tabii inönü bu politikaya kesin vaziyet
almaz veya delegelerden uyumlu PM is-
temesine karşın bekledığinı bulamayarak
istifa etmezse... Baykal'ın aday olmayaca-
ğı, inönü'nün PM'de yine azınlığa düşe-
rek istifa etmesı durumunda, bu kez lide-
ri saptamak için kısa zamanda bir yeni ola-
ğanüstü kurultay kaçınılmaz olacak. 29 ey-
lüldeki PM seçiminde hezimete uğrarsa
İnönü'nün yeniden genel başkanlığa so-
yunması zorlaşacak, hatta olanaksız ha-
le gelecek.
Olağanüstü kurultayın İnönü için ya-
şamsal değer taşıdığına inanıyorduk. Ay-
nı yargı dünden başlayarak Baykal için de
geçerlı.
Sonuçta kim kazanırsa kazansın sosyal-
demokrat kesimin kaybı hep tartışılır
olacak!
Yukarıdakı satırlara noktayı koyduktan
hemen sonra Inonu aradı, bır süre göruş-
tük. Kuvvetli genel sekreter gereksınimiy-
le iki yıldır partıyı yürüttüklerıni, ancak so-
nuçta iki başlı yönetimin ortaya çıktığını
söyledi.
Kurultayın sorunu bu kez "mutlaka
çözmesinı" istiyordu. Kazanmak ya da
seçımı yitırmek İnönü için fazla ağırlıkh
sorun değildi. Onun ıçın sorun, "partıyı
bugünkü yapay görüntüden kurtarmaktı."
Baykal'ın adaylığmı koymaması olası-
lığını hesap dışı tutmayan İnönü, "Israr
edeceğim, adaylığmı mutlaka koymasını
ısteyeceğtm, başka çare yok" diyordu.
Gerekçesı aylardır izlenen manzaraya kc-
şuttu: "PM başka bırinden emır alır. ge-
nel başkan tek başına kalır, böyle bır yö-
netim artık kabul edilemez'dı.
Son kurultayda -soylendiğine gore-150
farkla Baykal one fırlamıştı. Acaba rakam-
sal durumu inönü, bugün nasıl değerlen-
dirıyordu? "Kurultayın sağduyusuna ina-
nıyorum, en doğru kararı vereceğıne de"
dedi. Rakamsal farklılıklar sağduyu kar-
şısında değişecektı, hatta kesin kes lehi-
ne dönecekti.
Öteki irdelemeleri tam bir inönü doğa-
sından kaynaklanıyordu. Kimin kazana-
cağı önemli değildi. Partinin görevinı çok
daha uyumlu, verimli sürdürmesı kazanıp
kaybetmesinden önce geliyordu.
lıyla alıp—" dedi.
Suudi Arabistan'ın Ankara Bü-
yukelçisi Abdülaziz Hoca da
Cumhuriyet'in sorusunu yanıtlar-
ken Erbakan'ın Mekke'de düzen-
lenen bir toplantı için Suudi Ara-
bistan'a gittiğini söyledi. Büyükel-
çi Hoca, söz konusu toplantıda,
Körfez krizini görüşmek üzere
dünyanın birçok yerinden gelen
çok sayıda Müslüman lider ve bi-
lim adamının hazır buiunacağını
belirtti. Büyükelçi Hoca, sözleri-
ni şöyle sürdürdü:
"Sayııı Erbakan bu çerçevede
Kral Fahd ile görüşme talebinde
bulundu. Biliyorsunuz Suudi Ara-
bistan açık bir ülkedir. Şu ana ka-
dar herhangi bir konflrmasyon
alamadım, ama öyle sanıyorum ki
Kral Fahd kendisini kabul edecek-
tir. Sayın Erbakan'ın aklında belki
bir şey vardır. Bir bakaltm nedir.
Kraiımız çok açıktır, her zaman
berkesi kabul etmeye hazırdır.
Kraiımız birçok kisi ile göriişecek.
Sayın Erbakan da bunlardan biri
olacak."
Turgut Reis
ve Fatih
denize açıldı
Savunma Bakanı
Giray: "Gemilerin
Körfez'e gitmeleri söz
konusu değil. Belki
tatbikata katılmak için
denize açılmışlardır"
dedi.
Haber Merkezi — Gölcük De-
niz Üssü'nde son bir haftadır
bomba, cephane ve malzeme ik-
mali yapan "Fatih" ile "Ibrgut
Reis" firkateynleri dün sabaha
karşı demir alarak denize açıldı.
Tam yük cephane dolu olduğu bil-
dirilen iki savaş gemısinin rotala-
rı henüz açıklanmadı.
Kocaeli muhabirimiz Ahmet
Kurt'un haberine göre yetkiülerin
NATO tatbikatı için üsten aynlmış
olabilir" dediği Fatih ve T\ırgut
Reis firkateynlerinin Marmara
1
dan Çanakkale Boğazı'na yönel-
dikleri öğrenildi. Yetküilerin bu
açıklamasına karşın "Yıldırım"
firkate>ııi Akdeniz'deki NATO de-
niz tatbikatma katılmak üzere ge-
çen hafta ltalya'ya gitmişti. Şu an-
da Gölcük'te sadece "Yavuz" fır-
kateyni bulunuyor.
Bu arada Milh' Savunma Baka-
nı Safa Giray, "Gölcük Deniz Üs-
sü'nden iki firkateynin denize
açıldığı" haberleri üzerine, "Ge-
milerin Körfez'e gitmeleri söz ko-
nusu değil. Henüz o yönde bir ka-
rar çıkmadı" dedi.
Anadolu Ajansı'nın bildirdiği-
ne göre Giray, "Golcıik'ten Yavuz
ve Tnrgut Reis flrkateynlerinin ne
amaçla denize açıldığı" sorusunu
yanıtlarken "Körfez'e gitmiyorlar.
Belki tatbikau katılmak için de-
nize açılmış olabilirler" diye
konuştu.
UĞUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
sır ve Türkiye'nin de katılacaklan bir "Ortadoğu Komutanlığı"
kurmak istemiş, Mısır'ın ayak diretmesi üzerine bu proje su-
ya düşmüştü.
Menderes hükümef.i İngiltere'ye "gerekirşe Ortadoğu böl-
gesine müdahale ederiz" güvencesini vermiş; verilen bu gii-
venceden sonra Türkiye NATO'ya alınmıştır.
Batı, Türkiye'den hep "Körfez'de petrol bekçiliği" istedi.
Helsinki Doruğu'ndan acaba bu petrol bekçiliği için yeni ge-
rekçeler mi çıktı?
• • *
Sovyetler Birliği, İran ve Çin'den sonra Ingiltere de Irak'a
"insani amaçla" gıda ve ilaç yardımı yapmaya karar verdi.
Yapılması gereken de buydu.
Buydu; çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Kbnseyi'nin bu
konudaki kararı çok açıktı. Konsey, insani nedenlerle yapı-
lacak "ilaç ve gıda" yardımını ambargo kapsamının dışın-
da tutmuştu.
Bu kararı Akbulut hükümeti nasıl uyguladı?
Akbulut, ambargo kapeamını, ilaç ve gıda yardımını ya-
saklayacak ölçüde genişletti. Ambargonun deldirilmeyeceği
de yetkilı ağızlarca açıklandı.
Bu arada Irak, hükümete başvurarak, Güvenlik Konse-
yi'nin gıda ve ilaç yardımını ambargo kapsamı dışında tut-
tuğunu anımsatıp, yardım istedi.
Bu gelışme hükumetı dalgalandırdı.
İlaç ve gıda yardımı ambargo kapsamı içinde miydi, de-
ğil miydi?
Hiç kuşkusuz, insani nedenlerle yapılacak gıda ve ilaç
yardımı, ambargo kapsamının dışındaydı. Güvenlik Konse-
yi'nin aldığı karar çok açıktı. Ancak hükümet, karar met-
nindeki bu açıklığa karşın "ambargoyu delen biz olmayalım"
diye düşündüğü için olacak gıda ve ilaç yardımı yapmadı.
"Aktif dış siyaset" dedikleri de herhalde bu!
Önce Batılı devletler ne yapıyor; onu görecekler, ondan
sonra karar verecekler... Helsinki Doruğu'ndan yeşil ışık çı-
kacak, sonra karar verecekler... Bunun adı da "aktif siyaset"
olacak!
İngiltere gıda ve ilaç yardımı yapmaya karar verdi ya; ba-
kın görürsunüz, bır süre sonra Başbakan Akbulut da insa-
ni nedenlerle Irak'a gıda ve ilaç göndermeye karar verir.
Mama aymazlığı, dış sıyasetteki tutumumuzu da goste-
riyor. Başka örnek aramaya ne gerek var?
• • •
Eskiler, "Medine Muhafızı Fahreddin Ra$a"dan hep övgüy-
le söz ederlerdi.
Fahreddin Paşa (Türkkan) Mondoros Mütarekesi'nden
sonra silahlarını teşlim etmeyip Medine'de bir avuç asker-
le birlikte direnmış, İngilizlerin "teslim o/ün"çağrılarına karşı
"Medine kalesi burçlanndan Turk bayrağı inmeyecektir" ya-
nıtını vermıştir.
Paşa'nın bu umutsuz dırenişi bir süre sonra kırıldı, önce
Kurmay Başkanı Yarbay Emin teslim oldu; Yarbay Emin'i
diğerlerı izledi. Paşa, "Harem-i Serif'e girerek buradan çık-
mayacağını söyledi. Ancak Paşa'nın karargâhı da teslim ol-
ma kararı almıştı.
Fahreddin Paşa'nın bu umutsuz direnışı, karargâhın da
teslim olması ile son bulmuştu.
"Çöl Kaplam" diye anılan Fahreddin Paşa, Hz. Muham-
med'in torunlarından Mekke Şerıfi Hüseyin ve oğlu Şerif
Ali tarafından ingilizlere teslim edildi!
Paşa, önce Kahıre'de İngilizler tarafından "savaş esiri"
olarak tutuldu, sonra da yargılanmak üzere Malta'ya gön-
deriidı.
O gün bugün Arap şeyhlerinin dinleri-ımanları paradır ve
dostları İngiliz ve Amerikan emperyalistleridır. Ne Araplar
arasında birlik vardır ne Müslümanlar arasında dayamşma.
Varsa yoksa para?!
Yakın tarihimiz Fahreddin Paşa'nın öyküsü gibi nice acıklı
derslerle doludur.
Fahreddin Paşa'nın bü öVküsünü Suudi ^âbîsteffraTÜ^
askeri göndermek için oy veren ANAP milletvekillerine adı-
yorum!
S e s i , r e n g i , g ö r ü n t ü s ü y l e
Dünya elinizde.
Telefunkan 42/S ekran UK*Tüm
ayarları ekranda gösterme âzeliğı
On scfeen dısptay «Pal Secam
sıstefn *Otomatık kâpanma *Teletext
gınşı «&yah ek/an «Kablolu yayınlar
almaya hazır
Tetefunken S1/S ekran U K -
T
. T I
ayarları ekranda goslerme 02e 1191 On
screen dtsplay «Freçuency Synthesızef
•Pal. Secam sıstem •Otomatık kapan-
ma »Telete« gınşi »Sıyah ekran
•Kabiolu yaynıan almaya hazır
Telefunken 55/S ekran UK'TLH-
ayartarı ekranöa gosterme ozellığ:
On screen dısplay •Pat. Secam sıstem
•OtomatıK kapanma •Tetetext gınşı
•Ouz kate sıyah ekran «Kablolu yayın-
ları almaya hazır
TaMkJnkm 5B^S ekran UK •Tüm
ayarlan ekranda gösterme özall^ı On
screen dısplay •In-Lne elektron taban-
casıyta en net görüntü *Teletexr gınşı
•Kabldu yayınlan almaya hazır.
TcMunkan 37/E akran UK-30
program kapasıtelı hatıza •Otomatık
kanal bulma ve en net gonjntuye
kıimeme »Pal Secam sıstem
•Teleskopık anten •Kabiolu yayın-
lan almaya hazır
Tetafunken 51/E «kran UKO0 prog-
ram kapasıtet' hafıza »Otomatık kanal
btılma ve en nel gorüntuye kılıtleme
•Pal. Secam sıstem •Teleskopık an-
ten «Kablolu yayınları almaya hazır
Mtni Müzik Seti •Çıtl kaset -Kaseten kasete hızlı kayıt
•Radyodar kasetten ya da mıkrotondan kayıt «Ikı kasetı
ardarda çaiaolme 'ConT'nııous pfay" »Aynlabıl-' kolonlar
•3 üarA grafık eKo ayze- >FM'MW LW racyo
VHS vldeo «2 haflada 4 programı otomatık kaydedebıime
ozellığı 'Pal, Secam sıstem »Uzaktan kumanda -1-11211 resım
arama »Tek dokunuşta kayd yapabtlme czeltığ
1
Uydu yayınları, kabiolu yayınlar, yepyeni
kanallar... Telefunken size dünyayı getiriyor!
Dilediğiniz her yeri, bir düğmeye basarak izle-
yebilmeniz için,,. Üstelik çok özel taksitlerle!
Şimdi yerleşin koltuğunuza, alın içkinizi,
dokunun uzaktan kumandanın düğmesine...
Artık bütün dünya elinizde!
TELEFUNKEN
Tetehmken 5S/E ekran UK «50 program kapasıtelı harıza •Otomatık kanal
buıma ve en net gonjntuye kJıtleme »Programlanarak otomatık açılma ve
kapanma •Ekranda saatı gösterme »Tum ayarlan ekranda gosterme ozelliğı:
On scraen dısplay »Pal Secam sıstem »Ajdio-vtdeo gınşı
•Kabiolu yaymları almaya hazır «Teleskopık anten
•DOz kare sıyah ekran
ia*ksitlerle!
Telefunken Türkiye Genel Dağıtıcısı
Grünberg Tıcaret AŞ bölge telefonlan:
istanbul: ' 1 ' 75 03 C€ 175 C2 29
Ankara: ı4ı 127 59 83 7 hat) İzrtıir (51) 22 66 50
Adana: ı7i) 14 47 90 Samsun: (361) 100 70
Antalya: (31) 17 ^0 59 Erzurum: C" 1 448 OC
T E L E F U N K E N T A K S İ T K A M P A N Y A S I K A T I L M A F O R M U
TELEFUNKEN'LER AEG YETKİLİ SATICILARINDA.
I
I
I
I
I
I
I
I
I
I
L
Seçtiğiniz ürünü, tercih ettiğiniz teslim tarihi sütununda X ile işaretleyin. Peşınatı aşağıdakı banka hesapla-
rından birine yatırın. Katılma formunu ve banka havale makbuzunu, AEG ve Telefunken Türkiye Genel
Dağıtıcısı Grünberg Ticaret AŞ, Cemal Sahir Sokak 26/28, Mecidiyeköy, 80300 İstanbul adresine ladelı
taahhütlü postalayın. İşlemlerin tamamlanması için satış sözleşmesı adresinıze gönderılecektır.
Adım, soyadım:..
Mesleğim:
Adresım
Ürûn
TELEVİZYONLAR
Telefunken 42<S UK
Telefunken 51/S UK
Telefunken 55/S UK
Telefunken 56/S UK
Telestar 51 UK
Telefunken 37'E UK
Tetefunken 51'EUK
Telefunken 55'E UK
V1DEO
Telefunken VHS UK
AUDIO
Telefunken Mını Mûzık Setı
Kod
C101
C 103
C104
a 105
• 106
• 107
Z 109
• 110
HEMEN TESLİM*
Peşinat
260 000
395 000
275 000
335.000
195.000
375.000
240.000
135 000
Taksft
(11 Ay)
188.000
263 000
241 000
201.000
165.000
223 000
192 000
85 000
Toplam
2 328 000
3 288 000
2 926 000
2 546 000
2 010 000
2 828 000
2 352 000
1 070 000
Kod
• 201
• 202
• 203
• 204
• 205
• 207
• 208
• 209
KASIM TESLİM
1 Peşin,
11 Taksit
188.000
223 000
263.000
241.000
201.000
223.000
263.000
192 000
Toplam
2.256.000
2.676.000
3.156 000
2 892 000
2.412 000
2 676 000
3 156 000
2 304 000
'Teslimat kampanyanın brtış tarıhinden ıtibaren, peşınatın yatırılma sırasma göre yapılacaktır
Posta kodu Tel:
Peşınatın yatırıldığı tarih:
Peşınatm yatırıldığı banka hesabı:
C Zıraal Bankası Gayretlepe Şubesi Hesap No 210550-3
C Akbank Gayrettepe Şubesi Hesap No: 9936-6 DHN-02
Evıme en yakın AEG Yetkili Satıcrsı:
Imza:
Başvurular peşınatın yatınlma sırasına göre değeriendiri-
lecek, talep, sınırlı olan ürûn mıktarım aşarsa peşınatlar
tade edilecektir Son katılma tarihi 27 Eylüi 1990.
Not Fıyatlara KDV ve bandrol dahıldir KDV oranında
rjır arttş olursa, fark, teslımatta alıcıdan talep edilecektir.
Kampanyamız rvterkez Bankası'nca 23 Ocak 1986 tarihlı
Resmı Gazete'de ılan edılen teblığe uygun, özel bir uygu-
lamadır Ûretıcı firma kefaletındedir
I
I
I
I
I
I
I
I
I
I
J