Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZÎ-RÖPORTAJ 24 HAZÎRAN 1990
V G V R M V M C UK A ZIM K A R A B E KIR ANLATIYOR
Karabekir, tsmet Paşa ile konuşur ve Istiklal Harbi'ne canla başla katılanlann biryana itilmesinden yakınır
Transa Inkılabı'ndanibret alalım'—15—
Karabekir, eski ve yakın arka-
daşı tsmet Pasa'ya bütün kaygıla-
nnı, düşüncelenni tek tek anlatır.
Rauf Bey ile aralannı da düzelt-
tnek istcr. îster ama tsmet Paşa
kararudır.
— Rauf Bey ile görüşmem ve
anlasmam.. der. (51)
Kendisine niçin güvenilmediği-
ni sorar. Ismet Paşa "sana zama-
mada habef verflmemiş olınası iti-
•utozhktaa ziyade, ait oldoğu
makamlann hatasıdır" yanıtuu
veriı. Ve kendisinin bu işe karıştı-
nlma&ının haksızlık olduğunu
löyler.
Söz, Kemalettin Sami Paşa ko-
mutasındaki kolordunun padişah
yanüsı olası bir Lhtilale karşı lstan-
bul'a gönderflme hazırhklanna
gelir.
Karabekir, kendisinin padişah
yanha gibi görülme&inden duydu-
gu aayı anlatır. Durumdan uzun
uzun yakınır. Olayı kendisine kar-
şı bir "komplo" olarak yorumlar.
MiUetvekilliğinden ayrılarak as-
kerliğe dönme karanndan, bu yol-
da yaptığı öneriden söz eder. Ka-
rabekir'in anlatımlarına göre
renkten renge giren Ismet Paşa
«Ne soylesen hakhan" der. Ve Ka-
rabekir'in "mebaslann aynı za-
maada komuUn olmamalan"
önerisini de destekleyeceğıne söz
verir.
Kâzun Paşa, tstanbul'a döner,
İstanbul'da Rauf Bey, Paşa'ya
Içişleri Bakanı Fethi Bey'in "bazı
meboslann mektnplannı çalmak
Içia verdi|i mahrem emri"
gOsterir.
Karabekir, bu olayı şöyle yo-
nımlar:
"...Mütarekenin ilk zamanlann-
da tsmet Paşa bana Erzurum'a
yazdığı mektubunda Ferit Paşa
hûkümetinin mektuplanmızı aç-
tırdığı şüphesini yazıyor ve nün-
dar idare diye bu işi nefretle yad
ediyordu. Şimdi bu işi daha geniş
mikyasta ve millet mebuslanna
kendi başvekilliği zamanında ken-
disi yaptınyordu. Damat Ferit,
müstebit bir hükümdar sadraza-
mı idi; fakat kendisi Cumhuriye-
tin birinci başvekili!"
' Kâzun Karabekir Paşa, bu kay-
güannı tsmet Paşa ile de görüş-
tü|ünü yazıyor.
Ismet Pasa, bu emirden haberi
olmadığını söyler, ama daha çok
bu gizli yazının Rauf Bey'in eline
geçmesi uzerinde durur. Karabe-
kir, tsmet Paşa'ya M. Kemal'in
çevresini saranlardan yakınır.
Eski arkadaşlanyla Karabekir
arasındaki bir tartışma da ordu-
ya alınacak araç ve gereçler konu-
sundadır. Karabekir, tsmet Paşa
1
ya bir mektup göndererek şunlan
yazar:
'Orduya ait işlerden ve hele tay-
yare, mühimmat fabrikalannda
hakkında gazetelerde gördüğüm
birtakım şirketlerin talip oluşun-
dan resmen bizlere haber verilme-
mesinin mahsurlu olduğunu ve iş-
lerin Enver Paşa'nın zamanında-
ki gibi dar bir çerçeve içinde ya-
pılmasının önüne geçilmesi'
tsmet Paşa, Karabekir'in evine
gelir. Karabekir, yine uzun uzadı-
ya konuşur. Şu kaygısını da dile
getirir:
"Siz açık söviemiyorsunaz. Fa-
kat berkesin kanaati şndur. M.
Kemal Pasa'yı siz Lozajı'dan aldı-
guız ilhamlaria bir inkılaba tes-
Tİk edryorgunuz. Ve bunda tstik-
lal Harbi'nde ilk M.KemalPaşai
yı tntaa arkadaşlannın uzakta
kalmalaraı ve hatta ezUmeterini
hUyorMumz. Bu arada ben de da-
kfl oMvgom haldc makvımıza ka-
dar ytrumek isteymler göriümek-
tedir, dikkat edin. Ba, mUletin is-
tikbaU için Çok zarariı olacak."
Konuşma daha da uzar. tsmet
Paşa'ya Karabekir "emeksiz kölah
kapaa sekiz on kalem sahibi" ile
"yîrmi otuz sflahşöre dayanıyor-
sanuz" der. Ve bu uyarıları, bu
eleştirileri "kardesttk varifesT ge-
reği yaptığını da söyler.
tsmet Paşa:
— Seni knşkolandıracak yeni
bir ddil mi var? Mektnbnnda En-
ver Paşa'nın zamanı gibi oluyor
diyorsun, bundan bir şey anlama-
dım" diye sorar.
Karabekir, şöyle devam eder:
"tsmet Paşa'ya dünkii Halrimi-
yeti MiIUye gazetesindeki 'tnönü
Muzafferiyetinin yıldönümü mü-
nasebetıyle M. Kemal, Fevzi ve ts-
met Paşa'lann beyanatı' başhlüı
yaalan vc bana karşı gazetenm de
mtataasuu Kösterdun. Şark zaferi
•fıra indirilmiş, adeU Istiklal
Harbi'adeo çıkanlmış, hde Ismet
Paşa'aın beyaııatı, saiüd Kars'ın
zabb Ennefli ordıuana da tnöna
«•İM gttirtBÜş gibi bir saçhı ha-
reket derecesine indirUmis.
— tsdklal Harbi böyle mi oldo
paşam dedim.
Beni kttenltiBck içtaı Tnrk mil-
leÜBİn Urihi yalan yazüıyor. Siz-
lerin gördögn böyıik işlerin daha
pariak görttnmesi için bn günahı
işleneye ne Ittznm var? Benim en
gttetae gfcJea eanım kadar scvdi-
gim senin de aakikal» ve bu ara-
da bana vanacaya kadar bn mil-
lcte en tehlikett günlerde canla
batla hizmet edenlerin şeref ve
caBİaıra karşı vaziyet almandır.
B n a gidecegi yer, Frama B*yük
tnkıUbı'niB Idn ve iftiralarta do-
hı kanb tarihidir. rfiçbirhnizin ha-
yaü nzM yülar siirecek degUdir.
Kavvcdi bir parti, kuvvetli bir
MHct Mecttsi yerine, bir askeri
karargab knrulması çok teblikeü
netkeier verebüir. Birçok laymeUi
başlan bogarak yapabOecegmiz i$-
ler yine birçok başlann bogulma-
sıyU alrttst olabüir. Bunon için da-
yanılacak kavvet sözde oldugu ka-
dar iş sahasında da olmaİKhr. Bo-
tjüM Medis'te btiyük miilebbassıs-
lar yok gibktir. Bana karşı çok za-
bit vardır. Bunlaru ordnya çıka-
nlması hem Meclisi bulardan
knrtarnıak, bem orda saflanodaki
boşluklan doldunnak bakınun-
dan faydaİHUr. Bu snrerJe şahsj ar-
zolann yerine iltni programlar
tanzim edDebilir ve milli bir cep-
he ile yenüiğe burunülebilir.
Bn söderden sonra Fransa Bü-
yok tnkılabı'na ait eserierden çı-
kardıgım iki makaleyi okudum.
Kanlı bir yoldan vüıüyenlerdea
ibret alahm, dedim.
Yıl 1924, günlerden 9 şubat Kâ-
nm Karabekir, anılannda "beni
bayrete düşürdii" diye yazdığı bir
haber alır:
tsmet Paşa ve Milli Savunma
Bakanı Kâzun Paşa, kendisine ha-
ber vermeden tzmir'e gitmişlerdir.
tzmir'de harp oyunlan yapıla-
cakur.
Karabekir ve Fevzi Paşalar da
tzmir'e giderler. Harp oyunlanna
M. Kemal de katılır.
"tki mnhim nokta garibime
gitmişti" diye yazar Karabekir.
"Biri, madem ki mesde harita
nzerinde hal olnaacakbr, ne diye
ba h^H«r m»nnf w rahatszkk ka-
bal oluda? Ankara'da daha ra-
hal vc istifadd olnrdn. tktadsi de
mesdelerde, harp oyunlannda ve
manevralarda daima kıraus ve
manlarla ttalyanlann ileride anla-
şacaklanru ve Arnavutluk'a saldı-
racaklarını, Türkiye'ye saldırma-
larının ttalyanlar için felaket ola-
cağını ileri sürer.
M. Kemal "Arnavathık Italyan-
lan taünin eder mi" diye sorar.
tki komutan savaş taktikleri ve
olası geUşmeler üzerinde konuşur-
lar. Harp oyunlarında başkomu-
tanlık Karabekir'e verilir.
Karabekir, harp oyunlannın
arazide yapümasını önerir. M. Ke-
mal Paşa ve Milli Savunma Baka-
nı özalp, trenle Ankara'ya döner-
ler.
29 şubat tarihli gazeteler, "Os-
manh Hanedanı'nm metnleket bo-
doda dışına çıkarüması ve hilafe-
tin Meclise intihabı clheUoe
gidilecegi" hakkında göruşmeler
Üs Id, nmdderde bir madde ola-
rak bilafeüa Osmanlı Hanedanı-
na ait oldnfua degismez bir ka-
rar olarak kabul ederek milletten
rey alnuş bulunuyorduk. (...) 6
martta akhgım tarihi haber şudun
5/6 gece yansından sonra halife
Çatalca'dan eksprese bindirilmis
ve hudnt dışına çıkanlmış - Ha-
nedanla yüı kadar erkek ve kadın
da çıkanlmaktadır. "
Bu arada Bakanlar Kurulu'nda
da değişiklikler olmuştur.
Yine Karabekir'e haber veril-
mez. Paşa, öfkelenir. "emri vaki-
lere boyun egmeyecegim" der.
tstanbul'a gider ve Fevzi Paşa
ile görüşür. Fevzi Paşa'yı eleştirir.
Fevzi Paşa'ya "Ordu komatanla-
n anuıaa UdMk konmaştnr. Aley-
hbnbe padajalıçı, halifcd diye de-
•u askeri lasunlanndan bahset-
menizi, Beri geri nznn mnhabcrat-
tan katfyyen bahsetmemenizi rica
ederim.
Karabekir brgm ve kızgmdır.
Olayı şöyle anlatın
"Hayreomdea dona kaldun. Bn
bir aBiria emri idL ttaaU mec-
bnrdnm. Fakat koofcnns verece-
ğün kimseler Tnrk ordnsuna
makadderadnı eDcrinc alacak
olan genç Erkânı Harp zabitleri
idL Buüardan bn işleri sakUmak
btiyük bir dnayeML Bn hakikan
bnnlann ögrenmesi haklan idL
Bizim de boalan ögreOnck vari-
femizdi. (._) Genç Erkânı Harp-
lerin kapısı onnnden dönemez-
dlm. Onlara çtrkin bir misal de
göstenaemck için marrfal De mü-
nakasa da edemezdim. Şn halde
"Şnrk cephesİBİn gözide komn-
tanı yabuz lyi bir askcr, mnntaz
bir kuumdan degfl aynı zaman-
da mnktedir bir idare adamıdır
da, mutarekenin bidayettnden beri
Erznmm ve havalisbü fevkalade
büsnü garette idare etnüs, hasU-
n«ter, mektepkr açmıs. Ermenile-
ria harap ettilderi bn gazd cnzi
vatanı imara çahşouştır.
Türk milletL Kazm Karabekir
Paşa gibi rical yetiştinnlş ounak-
la ne kadar iftihar else sezadır '
Karabekir, albümü okumaya
dalar.
Sonrasını Kâzun Karabekir'den
okuyalım:
Ârtık benim de sabrırn tılken-
miş sırada idi ki, Salih Bey tekrar
gelerek:
Kâzım Karabekir, harb oyunlan' adı veriien askeri Utbikaün tzmir'de yapılmasını yadırgamışU. Fotograf Muslafa Kemal ve Inönü'yü ctımhuriyetin ilk yıllannda yapılan bir baaka tatbücat sırasında gösteriyor.
K
arabekir, İsmet Paşa'ya
millet için canla başla
çalışanlara karşı vaziyet
ahnmasından yakınır.
Karabekir şunları söyler: 'Bunun
gideceği yer Fransız Büyük İnkılabının
kin ve iftiralarla dolu kanb tarihidir.
Hiçbirimizin hayatı uzun sürecek
değildir. Kuvvetli bir parti ve meclis
yerine bir askeri karargâh kurulması
çok tehlikeli neticeler verir. Fransa'daki
gibi kanlı bir yoldan yürüyenlerden
ibret alalım!'
M
eclis'te Osmanlı hanedam
ve hilafet üzerine
görüşmeler yapıldığını
basından öğrenen
Karabekir, o günkü duygularını şöyle
anlatır: 'Tıpkı cumhuriyetin ilanında
olduğu gibi hilafetin lağvı ve hanedanın
yurtdışı edilmesi kararı da birkaç kişi
arasında kararlaştırılıyor ve halife
benim mıntıkamda olmasına rağmen *
bana bu hususta haber bile
verilmiyordu. Bu işi astlarımızdan ve
sivil makamlardan öğreniyoruz! Kâzım Karabekir sivasi gelişmelerden baberdar edilmemesine tepki
gosteri>ordu.
G
azi, Karabekir'i Çankaya
Köşkü'ne çağınr. Ancak
kabul için bir süre bekletilir.
Karabekir sonrasını şöyle
anlatır: 'Yanına girdiğim zaman elimi
sıkıp mühim meşguliyetini söyledi: Sizi
fazla beklettim. Ama bizim terzi ile yeni
yaptırmakta olduğum müşir elbisesi
hakkında görüşüyorduk, seni sıkılırsın
diye çağırmadım!
M
ustafa Kemal, Fethi Bey ve
Karabekir'i üst kata,
kütüphaneye davet eder,
orada şunlan söyler:
'Musul hakkında Haliç Konferansı'nda
Fethi Bey siyaset yoluyla muvaffak
olamadı. Sıra Karabekir'e geldi. O, bu
meseleyi asker kuvveti ile başaracaktır!
Musul konusunda Karabekir farklı
düşünür ve şunları söyler: "İngilizlere
harp açmak felaketli bir iş olur. Musul
meselesi Lozan'da daha sonraya
bırakılmadı mı? Bu mesele öne almarak
hilafetin lağvında acele buyurulmamalı
idi. Herhangi bir muvaffakiyetsizliğin
bilhassa Kürtlük mıntıkasındaki
akisleri pek zararh olabilir!'
tsmet Paşa, sabit bir fikrin esi-
ri idi. Uzun mnhasebeleriaıizden
sonra sonuco yine şöyle bagladı:
— Kâzım, eger höknmetten çe-
küirsem mnhalif bir parti
yapanm.
Onnn bir endişesini seziyorum:
Mustafa Kemal Paşa'nın kendi-
sinden başkasını başvekil vapma-
sı ihtimali onu duşündürüyordu.
Kabinesindeki bazı UdilaU razı
ohıyordu. Fakat, başvekHnktea çe-
kilmeye tahammnllü gorünmıi-
yordu. Derhal mohalif bir parti
yapacakb. Ben işi tatlıya bagla-
makiçiıı:
— Ne yaparsan yap; yalnız her
işinde samimiyeti siyasete hâkirn
kıl. Bir de benim askeri sahadaki
mesaime yardım et. Bana bunUr
yeter...
mavi taraf denir ve bu devlet, şn
devlet diye isim bildirilmezdi.
Çünkö ba şayi otacagından dış ve
rtb, ıriave
hatta tehUkeU sayıhrdı. tzmir'de
toplanmak ve ttalyaniann Ege sa-
hillerine çıkacağını apaçık ortaya
koymanuı herhalde bir sebebi ob-
cakn.
Bana Fevzi Paşa'dan sordnm ve
harp oynnn bittikten sonra anud
seyahatj yapılmasını teklif ettim.
Mesele Ankara'da teklif olnn-
muş; kendisi de yolda oknmnş!..
Bunun için malumatı yokmoş».
Ve hatta reyi bile alınmamış. Se-
yahat IMH^MI» da bir arzusa yok-
mnş."
Bu konuda bir tartışma çıkar.
Karabekir, M. Kemal'e on yıl
savaş tehlikesi görmediğini, Al-
yapıldığıru yazarlar. (52)
Karabekir, o günkü duygulan-
ru şöyle anlatır:
"Dplu cumharivetin ilanında
oldagu gibi hilafetin lagvi ve ha-
nedanın yurtdışı edilmesi karan
da birkaç kişi araanda kararlas-
nnhyor ve halife benim mm«ıi«ın.
da olmasına rağmen bana bn hu-
susta haber bile verilmiyordu. Biz
bn mnhim işi de madanlanmız-
dan (astlanmızdan) ve onhtf da si-
vil makamlardan öğreniyorlardı.
Ba hareket tarzmdan benim kadar
difer asker arkadaşlanm da tees-
sur ve elem duynyoriardı. Husu-
siyle daha neler yapüacagını kimse
kestiremediginden berkesin endi-
şe ve hiddeti artıyordn. Medlsin
verdiji karar, daha evvelinden va-
lilere tamim olannyordn. O Mec-
dikodalar, ne yank ki, en yüksek
makamlardaa çıkryor" diye çıkı-
şır.
Fevzi Paşa:
— Hilafetin lagvı hakkındald
fikrini M. Kemal Paşa bana h-
mir'de söyledi. Ben sizin de habe-
riniz var» yanıunı verir.
Tartışma uzar, Karabekir, bir
diktatörlük devrinin başladığm-
dan yakınır. "Bu miflet, ancak de-
mokrasi esaslan ile mesat yaşar"
der. Gençliklerinde verdikleri öz-
gürlük savaşımından söz eder.
Konu kapanır.
Ertesi gün Erkânı Harp Mek-
tebi'nde (Harp Akademisinde)
Karabekir'in konferansı vardır.
Fevzi Paşa, konferanstan önce Ka-
rabekir'i uyanr:
— Pasam, Şnrk harekaonuı yal-
içten gekn bir karahaan (Isteme-
yerek) tabii bir inflcan (yaaama-
») onu balof ve tavnmla:
— Emriniz üzerine işi kısa ke-
serim efendim... dedim."
13 Nisan 1924 günü Karabekir,
M. Kemal tarafından Çankaya
Köşkü'ne çağrüır. Başyaver Salih
Bozok, M. Kemal Paşa'nın oda-
sında meşgul olduğunu bildirerek
paşadan beklemesini rica eder.
M. Kemal Paşa, odasında, ter-
zi Altın Makas'a müşir üniforma-
sıru diktirmekte, üniformamn pro-
vası yapılmaktadır.
Salih Bey, M. Kemal Paşa'nın
çahşma rnasasında bulunan bir re-
simli albümü Karabekir'e uzatır.
Karabekir, albümde kendisi ile il-
gili öğücü sözleri okur. Albümde
şunlar yazüıdır:
— Gazi Paşa buyursunlar di-
yor... dedi.
Yanuta girdiğim zamaa enmi s»-
karak mühlm mesgnliyetini
söyledi:
— Siıifazto beklettim. Ama bi-
zim terzi ile yeni yapdrmakta ol-
dngnm mösir elbisesi hakkında
görosüyordak. Seni, sıkıtanu di-
ye çaftırmadım.
Ben:
— Eğer benimle bunun yansı
kadar zaman gorüşmek ltttfunda
bulunursanız şu ıkı kâğıt uzerinde
gorüşme rica edecektim... diyerek
bir (O.M. Kemal) imzasmı ve 1923
tarihli mebusluğumu bildiren tez-
kerenin, diğeri de benim ünzamı
taşıyan 1919 tarihli Harbiye neza-
retine Şûrayı Askeriye teşkili hak-
kında yazdığım hususi teklifleri-
min suretini Gazi'ye verdim.
Müztehsi bakışla sordu:
— Nedir bunlar? MüfettisUk
Umumi lahiyası ise o baskomn-
tanhk demektir. Bn hazerde ve se-
ferde benim makamımdır. Hazer-
de bana niyabeten Erkânı Harbi-
ye Umumiyesi Refari, yanl Mösir
Fevzi Paşa ba vazifeyi gdrecekür.
Bam Erkânı HarUye riyased ka-
nnnnyla da tesplt etök, atz hâiâ o
makamı ve rütbeyi mi knrcak-
y o r s u n u z ?
Ben:
— Hayır efendim. Ben bagün-
kü mevldimde uhdeme dnsen va-
zifelerimden uzak bal«ndnnd-
makta oktağamdan şikâyet edİTo-
rnm. Takdun ettiğim vesikalardan
biri benim Büyük Millet MecHsi
aıahğina seçilisimden dobtyı kıy-
menl unzaaızı tasryan Btifataame-
nizdir. Diğeri de Şftrayı Askeriye
tesküi hiznmu hakkında ötedeu
beriyazdığuavesöytediğimfikir-
krinıdk.SoagumerdeııesryBsine
de askeri teşebbüs ve kararlannız
hakkında fiilayata çıkmadaa ön-
ce bir haber dahi alanuyomm.
UbdemdeU mebusluk ve askerUk
vasıflanndan hangisi arz buyuru-
lursa, orada mevtdimin hak ve
mesuliyeti olan vazifeyi görmek b-
tiyomm. tstiklal Harbi'nde her fld
selahiyetimi hüsnü isttmal ettigi-
mi ve her zaman takdirieriaize »-
yık hizmetler gördüğiüBB her za-
man büyük bir sevkle hator-
hyorum.
Başkomatanlık meselesine
geünce:
Benim şahsım kaale alınmaya-
rak şunu arz edeyim Id, Utikbal
harplerinde rdskamharumaznn
aynı zamanda başknmandan ol-
ması çok mahsuriu obKakar. Her
tarafla siyasi munasebetlerimiz
kesilmiş halde iken sırf dahili it-
lerle oğraşmak yüzunden san sa-
mfleri lstiklal Harbi'nde askeri
planlanmızın icabı veehfle başko-
matanhgı zamamnda uhdenfac al-
madıniT. Ve bu yuzden Garp Cen-
hesi ordnsu cephecüige döknldiL
Ve tstiklal Harbi de beyhude bir
yere en az bir yıl uzadı.
Salonda Fethi Bey de eşryle
mevcnttu. Gazi:
— Haydi size ynkan kattald ku-
rüphanemi gezdireyim, diyerek
Fethi Bey Te beni beraberinde ato-
rak yukanya çıkardı.
Latife Hamm'ın da birçok za-
rif dHii kitaplanm taşıyan ve M-
tnn dnvarian kapiayaa kitaptan-
nı temasa ederken Gazi dedi ki:
— Mnsul hakkında Habç kon-
feransnda Fethi Bey sryaaet yohry-
la muvaffak olamadı. Sıra Kara-
bekir'e geldi. O bn meseleyi aaket
kuvvetryle başaracaktır.
Ben:
— İngilizlere harp açmak fela-
ketli bir iş olur. Yunanistan'ın ya-
pamadığını bu sefer ttalyanlara da
teklif edebileceklerini hesaba ka-
tarak Izmir harp oyununda tehli-
keyi beUrttiğinız halde şimdi böyle
bir istilaya kendimizin sebebiyet
•ermesi doğru mudur? Lozan'da
Musul meselesinin halli sonraya;
siyasi bir yoldan halle bıraküma-
dı mı? Bu meselenin daha öne alı-
narak hilafetin lağvında acele bu-
yuruknamalı idi. Eğer rnütalaam
sorulsaydı, belki bu teklifımi siz
de kabul buyururdunuz. Bugün
lstiklal Harbi zamanından daha
zayıf bir halde olduğumuzu iddia
edebilirim. Herhangi bir muvaf-
fakiyetsizliğin bilhassa Kürtlük
mınükasındald akisleri pek zararh
olabilir. Şarkın ıslahına yazık ki
hiç ehemmiyet verilmiyor. tçtimai
düzenimiz ve dolayısıyla ahlaki
durumumuz günden güne her ta-
rafta bozuluyor:
Benim Gazi ve müşirüğimdea
bahseden albümü bana göster-
mekten maksadı da gaüba beni
Mnsnl harekâünı yapmaya istah-
huHhrmak olacakn. Bnna kıymet
vermediğimi görünce işi kısa
tntarak:
— Sen bn işleri tsmet ve Fevzi
Pasalarta göriişürsuB, haydi arök
salona laelim. dedi.
Y'ann: Mnsul
somnu
(51) lnönü-Orbay Uişkileri hiç düzd-
medi tnönü anılannda Rauf Orbay
1
in t7mir suîkastına kan$madıgını şdyle
"Rauf Bey'in suikast hadisesini sez-
mi$ olabüeccğini kabul edebüirim, ama
kendisinin böyle bir tertıp içinde bu-
lunduğunu hiçbir zaman kabul etme-
misimdir. Onun hakkında zaten, bu-
lunduğu zaman tekrar muhakeme edü-
mek Ozere hüküm verihnistL Sonra bu-
nun aruk hiçbir hükmü Kg^Tna^ığını,
sorumluluğu Ozerime alarak ilan edip
bertaraf etmeye çalıştun. tnönü tsmet,
Hatıralaı, Bilgi Yay. 2. kitap s 214
lnönü, anılannda Istiklal Mahkeme-
si Başkanı Kılıç Ali'nin tzmir suikastı
davasında yargılaıııp aklanan Karabe-
kir'e (tsmet Pmsa'y» daa cdia) dedigi-
ni, Karabekir'in de 'Eee, eıkl
aıfcadasın' yanıünı verdiğini de anla-
tıyor. s: 214 (52)- Atatürk, Söylev'de
Rauf Bey'in Karabekir'e 'Cuahariyc-
na uaaım önknen bijük i» TapaHf
olanuB' dedijini aktanyor. Atatürk,
Söylev s: 611
(53)- Autürk, Söylev'de halifelik ko-
nusunda şu açıklamayı yapmıstır:
"Bartmr. kaüfeUk kataua I
ı ıtlanl ıı ıl]Mil jırw ır ı
d İ
lara ahaıhtı KM
df
(_). Barlar, açık vc
U MttriMmaa haUn Ur haUfe kotta-
laga Ik •traftırmarı vc kamtrmmjy
ma*tnutk cabauda bohsadu, yal-
BU ve a»cak MUimaBİana n T»rk-
iye'Bİa attfauuiarHhı. Böyte bir OTB-
na kapttaak «a aacak ve aaeak Hgi-
iUük vc avmazhk bcürttai otahflte."
Atatürk. Söylev, S: 621