Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 HAZİRAN 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN
meteoroloji Genel Müdûrlü-
jjü'nden alınan bilgiye göre
yurtta yağış bektenmıyor. Bütün
bölgelenmız az bulutlu ve açık
geçecek. HAVA SICAKLIĞI de-
ğişmeyecek. RÛZGÂR: Kuzey
ve batı yönlerden hafif. ara sı-
ra orta kuvvette esecek. DENIZ-
LERIMIZDE RÛZGÂR- Doğu Ak-
deniz, gûobatısı ve lodos, öte-
ki denizlerimizde yıldız ve kara-
yelden 2-4 yer yer 5, Ege açık- lü'nde hava az bulutlu ve açık geçecek. Ruzgâr kuzey
lannda 6 kuvvetinde saatte 4-16 ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek.
yer yer 21, Ege açıklarında 28
deniz mili hızla esecek. Van Gö- î磻ç* ^ o*ı«u ^ ^
Aoana
Acapıan
«O.yaman
Afyon
Ajn
Ankara
Antanya
Antalya
Anvın
Aydın
Bafekesır
Bııeak
Bmgöl
Bıtlıs
Boiu
Bursa
CanaıOoıe
Çorum
Denırt
A 34° 18° Oıyartjafcır
A 31° 17" Edıme
A 34° 20° Erancan
A 30° 10° Eramjm
A 26°12°Esloşehr
A 33° 15° Gaoantef)
A 32°21°Qresun
A 33°20°GümûşhaieA
A 26° 14° HaKÖn
A 36°20°lsparO
A 33° W Isönbul
A 29" 12° Izmf
A 30°14°Kare
A 32° W> Kasamonu A
A 30" 12° Kaysen
A 33° 16° Kırtdan*
A 32°20°Konya
A 31° 12° Kûtat^a
A 31° 13° Mautya
33° 18° Manısa
32°18°KM«aş
28° 14° Mran
24° 7°MuJ!a
30°12°MM»
35°19°Mgde
25°17»a*ı
27°10°RiB
28° 13° Sansun
32°13°S«rt
29»18°Smo(>
35°19°Sıvas
25° B°TeMrt^
30° 11° Trjözon
28°10°Tüncel
30° 19° U$ak
31° 14? Van
31° 12° taoat
32° 15° Zongutiak
A 36° 20°
A 33»20°
A 32°20°
29P12*
9
A 28» 17»
A 25° 17°
A 27° 16"
A 32° 19°
A 25° «•
A 26° 10°
A 28° 19°
A 28° 16°
A 32°1S°
A 30° 14°
A 24° 10°
A 29° 12°
A 2S"17°
A-apk B-tnAıSu G-güneşiı Martı S-sslc Y-yaJmurtu
OUNYADA BUGUN
Vösnmgton A 31°
Ziınh B W
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Dilbalığına benzer
bir balık... Yokluk,
hiçlik, ölüm. 2/
"Heykd, abide" anla-
mında kullanılan ye-
rel bir sözcük... Gü-
ney Amerika yerlileri-
nin kullandıklan, uç-
lannda taş gülleler
bulunan uzun kayış-
lardan meydana gelen
kement. 3/ DoğaUstü
varhklarla ilişki kur-
ma sanatı... Küçük
mağara. 4/ Afrika'da
yetişen ve parlak ke-
restesi mobilyacılıkta kullanılan bir
ağaç... Gösteriş, fiyaka. 5/ Meyveleri
şekerle kaynatarak hazırlanan tath. 6/
Muğla'mn bir ilçesi... Bitkilerde bulu-
nan kokulu ve uçucu madde. 7/ Su...
Başansızlık, sonuçsuzluk. 8/ Sermaye
kuruluşlarında ortaklann ödenmemiş
sermayeyı tamamlamaya çağrılması...
Bir organımız. 9/ Saçma sapan söz...
Azarlama.
YUKARIDAN AŞAClYA:
1/ Penı ve Bolivya'da ytinü için yetiştirilen evcil alpaka türü... Es-
ki Türklerde çocukları koruyan tanrıça. 2/ Dogma... Nişastalı ta-
nelerin su ile kaynatılarak bulamaç kıvamına getirilmiş durumu.
3/ Gemi safrası... Konut. 4/ Yerine koyma, yerine kullanma... Bir
çeşit tngiliz birası. 5/ Kadınlann verev katlayarak başlanna bağla-
dıklan dört köşe örtü. 6/ Bir tür kalın ve kaba kumaş... tsimler.
7/ Bir nota... Pamuk ipliğini sarmaya yarayan el çıknğı. 8/ Arap
abecesinde bir harf... Eski dilde rutubet. 9/ Kişinin sevinç, gOven
ve her türlü devirasel etkinliklerinin normal olmayan bir biçimde
arttığı ruh hastalığı... Bozkır.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Liman Şirketi
^ M ' - " •'- f İKKI 7 EV FİK I
O T l ı M O B İ L
\ | \ k | \ l ~ ! M t k l t l t l
24 HAZİRAN 1930
Liman şirketinin haricinde
çalışan ve Kollektif Şirket
unvanile bir cemiyet teşkil
eden mavnacılar dün bir
içtima aktederek Liman
şirketinden jikâyete karar
vermişlerdir. Bunlar; Liman
şirketinin tahmil ve tahliye
hususunda inhisar sahası
haricinde kalan işleri de benimsediğini ve geçimlerine engel
olduğunu iddia etmektedirler. Mavnacılar arasında umumi
bir teessür tevlit eden bu iddia ortaya yeni bir mes'ele
çıkarmıştır: (tstanbul Limaranın hududu nerelerdir?)
Bu mes'ele hakkında (Kollektif şirket) mudiırü Osman B.
bir muharririmize şu izahatı vermiştir:
"— 26 temmuz 341 tarih ve 2256 numaralı kararname lst.
limanırun bilûmum tahmil ve tahliye işlerini şirkete
vermektedir. Fakat şirket Boğaziçi de dahil olduğu halde
adalar, hatta Pendiğe kadar müdahalesini teşmil etmekte ve
faaliyetimize mani olmaktadır. Halbuki buraları lst. limanı
haricidir. Istanbul limanı hududu ise Sarayburnu'ndan
başlar ve Kabataş arasındaki hattı.münhaniden ayrılarak
Silâhtarağa'da biter.
Liman şirketi bu gidişte karda, kışta mavnalar üzerinde
didinerek gecinen esnafa ekmek bırakmıyacak ve bu san'alı
söndurecektir.
Son söz olarak Liman şirketi müdüru Hamdi Beyin
ötedenberi liman hakkındaki iddiasını ve riyaset ettiği
komisyonun tst. limanı ve Haliç'e dair neşrettiği raporu ve
Ticaret Oda raeclisi mukarreratını işhat ederim. Bütün
burada bu geniş sahanın tst. limanı olmadığı ve olmıyacağı
zikredilmiştir. Tabii butün Marmara liman değildir."
Diğer taraftan L. şirketi mavnacılar cemiyeti müdüru
Yakup B. de:
" — Bu mes'ele bizi alâkadar etmez. Maamafî benim
bildiğim Boğaziçi, Bostancı ve Yeşilköy Şehremaneti
hudududur." Demiştir.
Ticareti Bahriye müdüru Zeki B. şu cevabı vermiştir:
" — Liman şirketinin mavnalan sırf gemilerle kara
arasındaki münakalâtı temin eder. Iskeleler arasına
karışmaz. Tekmil, tahliyede inhisar sahası ise Kavak'lardan
Fenerbahçe ve Yeşilköy'dur."
Bu üç iddia da birbirini tutmamaktadır. Ticaret Odası
Ticaret Bahriye şubesi de bu mes'ele ile alâkadar olmuş ve
tahkikata başlamıştır.
30 YBL ÖNCE Cumhuriyel
Ocak teşkilatları
24 HAZİRAN 1960
Bakanlar Kurulu dün saat 9.30 ile 13 arasında yaptığı toplantıda
bütün siyasî partilerin ocak ve bucak teşkilâtlannın lâğvına
karar vermiştir.
Bakanlar Kurulu tarafından alınan ve partilerin sadece il ve ilçe
teşkilâtlannın muhafazasına müsaade eden ve bir muvakkat
kanunun hazırlanmasını derpiş eden karar metni şöyledir:
"Siyasi partilerin ocak ve bucak teşkilâtlarını lağvedip bunların
yalnız il ve ilçelerdeki teşkilâtlannın muhafaza olunmasını
sağlıyan geçici kanunu müzakere ederek bunun Milli Komite"ye
sevkine karar verilmiştir!'
Bu geçici kanunla kaldırılmasına karar verilen siyasî partilerin
ocak ve bucak kademelerinin siyasi hayatımızdaki menfi
tesirlerinin büinmesi bu karann sevinçle karşılanmasında
başlıca sebep teşkil etmektedir.
Filhakika iktidarda bulunan partilerin ocak ve bucak
başkanlannın ekserisi iktidann verdiği kuvvete dayanarak idare
üzerinde baskı tesisi yoluna gitrnişler ve daima şikâyet kaynağı
olmuşlardır. Halen düşük iktidar partisi DPnin tahminen 60
bin ocağı ve 6 bin kadar bucak teşkilâtı vardır.
CHP'nin ise, ocaklannın sayısmın 50 bin olduğu ve 5 bin kadar
da bucağının bulunduğu ifade edilmektedir.
C.K.M.PÎnin ocak sayısı 30 bin bucak sayısı 3-4 bin
civarındadır.
Kanun yürürlüğe girdikten sonra partiler yeni bir
organizasyona gitmeye mecbur kalacaklar ve tUzüklerinde de
bir değişiku'k yapacaklardır.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Geçici kimlik
24 HAZİRAN 1989
Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelenlerin sayısı aynı hızla
sürüyor. Resmi açıklamalara göre dün bu sayı 58bineyükseldi.
Devlet Bakanı Ercüment Konukman, vatandaşlık işlemleri
tamamlanıncaya kadar çalışma ve işgüvenliği konusunda
herhangi bir sorun çıkmaması amacıyla soydaşlarımıza geçici
kimlik verileceğini bildirdi.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, dün Lüleburgazve
Edirne'deki çadırkentlerde incelemede bulundu ve
"Bulgaristan'a karşı uluslararası alanda ekonomik ve ticari bir
ambargo kampanyası açılmasını" önerdi.
TARTISMA
Sağlık Taraması ve Düşöndürdükleri
Pratisyen hekimlerden doldurulması istenilen anketlerdeki
bilgilerin zaten iyi işleyen bir ocakta kayıtlı olması gerekir.
Bu kuruluşlar hiçe sayılarak neden yeni sağlık taramalarına
gidiliyor?
Son gunlerde Saglık Bakanbtı'nca sürdürü-
len "Sağlık Taraması"nın sağlıklı olup olma-
dığı tartışılıyor. Gazetelerden, 2500 kadar he-
kimin imzasız bir bildiri göndererek çeşitli üni-
versitelerdeki hocalanndan kendilerini destek-
lemelerini istemelerinin, Sağlık Bakanı Sayın
Şıvgın'ı kızdırdığını öğrendik.
melidir. Değiştklik yapılmak istendiğinde de
gerekçeler ve yapılması gerekenler bilirkişiler
tarafından uzun boylu tartışılmalıdır.
Sağlık ocakları ve ana çocuk sağlığı mer-
kezleri bebekleri doğduklarında taramak ve
sonra belirli aralıklarla kontrol etmek amacı
ile kurulmuştur. Ocaklar kendilerine bağh böl-
Ban deneyimli sağlık personelinin, üniver-
site öğretim üyelerinin, toplum hekimlerinin,
uygulanan sağlık taramasının bilimsel olma-
dığını belirttikleri biliniyor. Bütun bu uyarıla-
ra karşın Sağlık Bakanlığı taramaları sürdür-
meye kararh görunüyor. Halk sağlığı sorunu
amacı iyi belirlenmiş sürekli programiarla hal-
ledilmeli ve bu her bakan değiştikçe değişme-
gelerdeki çocuk, erişkin ve hamileleri de be-
lirli aralıklarla kontrol etmek hastalık durum-
larında ilk muayeneyi yapmakla da yüküm-
lüdür.
Pratisyen hekimlerden doldurulması isteni-
len anketlerdeki bilgilerin zaten iyi işleyen bir
ocakta kayıtlı olması gerekir. Bu kuruluşlar
hiçe sayılarak neden yeni sağlık taramalarına
gidiliyor? Sağlık ocaklannın işlemeyen ve ak-
sayan yönleri varsa neden düzeltme yoluna gi-
dilmiyor? Yıllık bütçeden sağlığa ^02.8 gibi
çok ufak bir paranın ayrıldığı ülkemizde sağ-
lık sorunlarının temelden düzeltilmesi, sağlık
kuruluşlarımn halka yeterli hizmet etmesi bek-
lenemez. Acaba bu durumda "Sağlık
Taraması" adı altında halka, kendi sağhklan
ile ilgilenildiği izlenüni rni verilmek istenmiş-
tir? Öyle gozükuyor ki bu uğurda, yetişmele-
ri yıllara ve milyonlarca liraya mal olan genç
pratisyen hekimler de kapı kapı dolaştırılarak
anketçi gibi kullanılıyor.
Halk sağlığı anlayışındaki bu değişim ve bi-
limsellikten uzaklaşma ister istemez Sovyet
Rnsya'da Stalin zamanmda genetiğin tarım-
da gerekli bir bilim olarak yadsınmasına ne-
den olan "Lisenko" modelinı çağnştınyor. Bi-
lindiği gibi Lisenko'nun bilimsel kuralları hi-
çe sayarak yaptığı çalışmaların işe yaramadı-
ğı anlaşılmış ama bu. ülkenin tarımsal ve in-
san gucünün yıllarca boşa harcanmasına ne-
den olmuştur.
Sayın Bakan "Taramayı istemeyen doktor
istifa etsin" diyor. Sayın Bakan istifa konu-
sunda bu kadar rahat konuşursa pratisyen he-
kimler de duşuncelerini ancak imzasız yazı-
larla açıklayabilirler. Halk sağlığı için yapılan
çalışmaların ve programlann politik amaçla-
rından uzak tutulmasını, insan gücünün boş
yere harcanmış olmaması için gerekli altyapı-
nın yapılmasını sağlık ocakları ve diğer sağ-
lık kuruluşlarımn gerekli araç ve gereçlerle do-
natılmasını. isteyen genç hekimleri yürekten
desteklememek olası değil. Dilerim diledikle-
rini elde ederler.
Dr. ÇlĞDEM ALTAY
Hacettepe İ ni\ersitesi, Çocuk
Enstitüsü Öğretim L'yesi
Özal'a Milli
Savunma'dan
tepki
Özal'ın profesyonel ordu isteğine,
hükümet cephesı soğuk bakıyor. Milli
Savunma Bakanı Safa Gıray,
'Türkıye'de böyle şey olmaz" diyerek,
kesin tavnnı koydu.
Rakamlarla
Dev- Sol Dovası
12 Eylül sonrasının en büyûk
davalarından biri daha, karar
aşamastna geldi Akıl almaz
garipliklerin yaşandığı Dev-Sol
Davası'nın, rakam ve tablolarla
anatomısı
Üniversite
sınavları
kalkıyor
Milli Eğltım Bakanlığı, üniversite
sınavlarını kaldırmak için yoğun bir
biçimde calışıyor. Sınavlann yerini
alabilecek sistemlerden ikisi belli oldu.
-•'•> inMii*i4i**ut. tmj. l o u . >t
J3 -10- .
TURK DOKTORLARINDAN
SEKER HASTALARINA MÜJDE* Bir grup TDrk hekiminin geliştirtijl yöntem, bazı şeker hastalarma
insûlinsiz-diyetsiz hayatlar vaat ediyor. • Ulutlararası tıp bûltenlerine göre
İstanbul, artık dünyamn sayılı «eker tedavi merkezlerinden birisi. • Ooç. Dr.
Temel Yılmaz: "Dûnyada bugüne kadar yapılan çalışmalarda, bir yıl insûlinsiz
yasatabilme oranı. yüzde otuz dolayındaydı. Biz, bu oranı yûzde yetmiş beşe
çıkardık. Yedi yıllık, altı yıllık vakalanmız var. İnsûlin kullanmıyorlar." •
Dûnyada immûnoterapiyle en uzun sûre insûlin kullanmayan yedi yıllık hasta
Mahmut Kaya: "İstedlğim her şeyi yiyorum. Şeker, çikolata...' • Prol. Dr.
Sevim Büyûkdevrim: "ABD'deki Joslin Kliniği gibi, uluslararası bir tedavi
merkezi haline gelebiliriz." • Türkiye'de Ilerlemis seker vakalarına da umut
var. Pankreas ve "adacık nakli" konusundaki son çalısmalar...
ŞtKERKABUSU
SONAERİYOR
Sosyalistlerin
birlesmesi
hayaİ
Sosyalist Kumltay, solun büyûk bir
bölümunü dışlayarak tamamiandı.
Aybar, ayrı parti kuruyor. Ertuğrul
Kûrkçü: Onlar uzlaşmadan yana..."
Ferit llsever: "Buradan ışçi partisi
çıkmaz. Çıksa çıksa, sosyalizmle
dıdışme partisi çıkar..."
Bir intihar
Otuz ikı yaşında bir kadın, Feride
öğretmen. Köy okullarına adanmış
bir yaşam, toplumsal baskılar,
yalnızlık ve karşıhksız aşklar. Gerıde
kalanlar: Acılı bir sınıf ve Feride
öğretmenin günlüğü...
• Hamımdan hapiihaneye, Radikal
Parti Genel Baskanı Ibrahim Eren,
basından gecenleri Nokta'yı anlattı.
• "Tırtıl "dan kumasların en soylusuna.
Çarpıcıtotoğraflartaipekböceğinin
kırk günlük öykûsû.
• Yazariar yûrûmeye karar verdi.
Ûzgürlük Yûrûyusü'nü düzenleyenler
ve göritşleri.
• Cezayir'de islamcı tırmanıs. Yeni bir
İran mı?
HAFTAUK HABER DERGİSİ
ITIRAFÇILAR:'DEVLET POSAMIZIÇIKARDI
87 itirafçı üzerine araştırma... Diyarbakır 38.itirafçı koguşunun tam tekmil fotoğrafı. Kaç
para alıyorlar, TV'ye nasıl çıkıyorlar?.. Diyarbakırlı itirafçı İstanbul genelevinde... Karı-koca
aynı koğuşta... İşkence yapan itirafçı... Ve şimdi tersine dönen süreç. "Sürüngenleştiğimi
hissediyorum". Geri alınan itiraflar.
• ORDUDA SÖZ SAHİBİ İKİ EMEKLİ GENERAL.
Özal'ın kurmayları Yamak ve Sayın...
30 Ağustos'ta kimler terfı edecek,
kimler emekli olacak.
• ÇEVRİMÜ KATLİAMINDA SORULAR. Köye ilk gıren şivil heyet.
• ISTANBUL'A YENİ ALARM: TERKOS GÖLÜNE DENİZ SUYU.
Sağlığımızı, su saatlerini ve şebekesıni bekleyen tehlike.
• B. ALMANYA'DA TÜRK-İSLAM ATAĞI.
Avrupa islam Partisi hazırlıkları.
• HAZIRAN'IN SON HAFTASINDA MEMUR EYLEMLERİ GELİYOR.
• DYP'nın gündemınde artık erken seçım yok • PTT'nin akmasayan hizmeti:
Emniyet'e servis • Şamır Amın: Kutuplaşmalar ve devrımler başlıyor • Mikis
Theodorakisle müzik ve politika yolculuğu • Turan Dursun ' Islamın
lemeiındekı yalanlar • Hasan Yalçın Romanya'daki işçi eylemini yorumladı
Alman Yeşıller'ınde tıkanma. yeni yönetım statukocu
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Ismet Paşa'nın Savunması...
Eskı bakanlardan Muammer Erten'le Cumhıjrıyet Bürosu'nda
geçen Şeker Bayramı öncesinde görüşmüştüm. Konumuz, Köy
Enstitülen'ydi. Muammer Erten, 1961-1965 yılları arasında İnö-
nü hükümetinde sanayı bakanlığı yapmış, CHP'de genel sekre-
ter yardımcılığı görevinde de bulunmuştu. Şimdılerde anılarını
yazmakta olan Muammer Erten'e anılarının Köy Enstitüleri'yle
ilgili olanını sormuştum. Erten Köy Enstitülü filan değildi, ama
bu kuruluşların önemini görmüş, savcılığı, yargıçlığı sırasında
da Köy Enstitülü ögretmenlerin uğradıkları saldınlarda onlara yar-
dımcı olmaya çalışmıştı. Köy Enstitüleri'nin 1946-1950 arasında
duraklama dönemine girmesi, Muammer Erten'in kafasını kur-
calayan birolaydı. İsmet Paşa, inanarak kurduğu bu kuruluşları
neden yüzüstü bırakmıştı? İsmet İnönü'nün, onu bir gün yeme-
ğe çağırdığı sıraydı. Muammer Erten baklayı ağzından çıkardı,
sorusunu sordu
—Paşam, bu Köy Enstitüleri'nin kapanması olayı nasıl oldu?
Siz bu kurumları çok seviyordunuz, başanlı olacaklarınajnanı-
yordunuz, ama sonradan siz, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yü-
cel'le İlköğretim Genel Müdüru ismail Hakkı Tonguç'u
görevlerinden alıp değiştirince, enstitülerin hızı kesildi, nasıl ol-
du bu?
İsmet Paşa, Muammer Erten'e şu karşılığı verdi:
—Köy Enstıtülen'nin kapanmasından duyduğum aciyı tarif ede-
mem. Bir babanın evladını kaybetmesınden duyduğu acı gibi acı
duyarım, ama herkes zanneder kı Hasan Âlı Yücel'i, Tonguç'u
isteyerek değiştirdım; Köy Enstitüleri'nin kapanmasına neden ol-(
dum diye benim hakkımda kamuoyunda yanlış bir hüküm var-
dır; aslında, o zaman bir sürü olaylar oldu. Kurultaylarda
enstitüler aleyhıne bir cereyan başladı. Ben bunların doğru ol-
madığını yerine gıderek tespit ertim, ama bu o kadar yoğunlaştı
ki grubu etkiledı. Grubun büyuk çoğunluğu Köy Enstitüleri'nin
aleyhine dönüştü. Parti teşkilâtı aleyhe dönüştü. Bakanlar için-
de Köy Enstitülerı'ne karşı vaziyet alanlar çogaldı. En çok da bu
konuda Köy Enstitüleri'nden şikâyet edilenterin başında Milli Eği-
tim Bakanı Yücel'le Genel Müdür Tonguç hedef alınıyordu. O
sırada ordudan, rahmetli Mareşal Fevzi Çakmak'tan, o genel-
kurmay başkanhğından ayrılmadan önce, yoğun şikâyetter gel-
meye başladı. Mareşal, "Bu komünist yuvalarını ne zaman
kapatacaksın?" diye soruyordu. Mareşal, bunu adeta bir mese-
le haline getırmişti. Köy Enstıtüleri etratında bu çok yoğunlaş-
tı...
Şimdi, sana önemli bir şey soyleyeceğim: Herkes, benim za-
yıflığım gibi görür, ama benim gücümdür aslında; mesela ben,
Köy Enstitüsü fikrıne inanmışımdır. inanmış bir insan, sonuna
kadar bunu yürütür; idealızmde, felsefede bu böyledir; ama ben
politikacıyım, uygulayıcıyım. Ben. gücüme göre gücümün var ol-
duğu yerde, gücümü gösterebılirım. Ben dâhi değılim, gücüm-
le, tecrübemle, memleket menfaatlerinı en üst sevıyede tutarak
meselelere çözüm bulurum. Ben gücümün bittiği yerde bir po-
litikacı, bir tecrübe sahibi insan olarak bir noktada, onu gele-
cekte tekrar uygulamak üzere bir noktada durdururum. Bu,
aslında benim gücümdür. Çünkü artık gücümü kaybettiğım nok-
tada, "Ben bu işi yürüteceğim!" diye yürüdüğüm zaman, artık
tamamıyta yok olma durumu vardır; ben gücümün bittiği yerde,
her şeye rağmen, yok olucu bir harekete yönelmem Orada du-
rurum. Zaman, benim için çok önemli bir faktördür; zaman için-
de, imkânlar gelir önüme, bir noktada bıraktığım fikrimi yeniden
uygularım. Değisen zaman içinde de bana yeni fıkirler gelme-
miş, o fikrin doğruluğu bende bir kanaat olarak devam ediyor-
sa, onu yeniden uygularım. Köy Enstıtüleri meselesi de böyle
olmuştur.
Benim gücüm o zaman nereden geliyordu? Partiden, parti
meclis grubundan. gücümü ben buradan alıyordum. Bu konu-
da, bütün bu organlarda gücümü kaybetmişim. Ordunun üst ka-
demesınde de huzursuzluk başlamış... Onun için bir süre en çok
bu konuda saldırıya uğrayan, Milli Eğitim Bakanı Yücel'le Ge-
nel Müdür Tonguç'u onların da gönlünü alarak bir süre için bu
şimşekleri bu olay üzerinden uzaklaştırmak istedim. Fakat son-
ratian demokratik hareketleri de başlatınca, olaylar öyle gelişti
ki kendı cereyanında yürüdü ve bir an geldi ki artık Köy Enstıtü-
leri'ni, eski gücüyle, eski ruhuyla devam ettırmek olanakları ber
nim elimden çıktı. Bugün, şimdi yeniden bu müesseselen, daha
gelışmiş, aradan geçen zaman içinde, daha bugüne uygun bir
biçimde yeniden kurmak için hep bırlikte çalışacağız...
(Daha önce belirtmiştim, İsmet Paşa bunları, 1960'ların ilk ya-
rılarında söylüyor. O yıllarda da Paşa, kendi grubundan toprak
reformu, Köy Enstıtüleri gibi konuları geçirmekte zorlanacaktır.
Köy Enstitüleri'nin başlangıcı olan köy egitmenleri olayını baş-
latan Atatürk'tü. Atatürk de, İnönü de bir toprak reformunun zo-
runluluğuna yürekten inanmışlardı. Köy Enstıtüleri'yse toprak
reformuyla yakından ilişkiliydi. Etle, tırnak gibi)...
Dün, İsmail Hakkı Tonguç'un ölüm yıldönümüydü. 23 Hazi-
ran 1960 ta öldü. Ölmeseydi bugün 93 yaşında olacaktı. Öğret-
men Dünyası Dergisi'nde, Engin Tonguç, babası ismail Hakkı
Tonguç'u anlattı. İsmail Hakkı Tonguç, ismet Paşa'nın tutumu-
nu en iyi anlayıp değerlendirenlerdendi. Tonguç şöyle derdi:
— İsmet Paşa, siyasal desteğı sağlamasaydı, Köy Enstıtüleri
uygulamasının bu çapta, bu genişlikte olması mümkün değildi.
Engin Tonguç'a sordum:
— İsmail Hakkı Tonguç, İsmet Paşa'nın tutumu için ne düşü-
nürdü?
Engin karşılık verdi:
— Köy Enstitüleri'nin aleyhinde çok yazıhp çizildiği dönem-
lerde Köy Enstitüleri'nden ayrılmış olan öğretmenler ya da ba-
kanlık emrine alınmış olan mûdürler filan gelip İsmet Paşa için
"İşte, bizi yüzüstü uiraktı" dediklen zaman, babamın yorumu hep
şöyle olurdu: "İsmet Paşa'nın eğitim meselesi dışında düşün-
mek zorunda otduğu konular vardır. Bunlar bizim dışımızdadır.
Bu hesapları da yaparak karar vermek durumundadır. Olayı bu
boyutlarıyla düşünerek İsmet Paşa'yı suçlamamak gerekir. Üs-
telik İsmet Paşa'yı suçlamak bize bugün için hiçbir şey kazan-
dırmaz..." Bu şekilde konuşurdu. 1946-1960 arasında.
Tonguç, gereksiz bir ortamda tartışmaya girmenin, Köy Ensti-
tüleri'ne zarar vereceği dûşüncesindeydi. Eski demokratlara kar-
şılık vermezdi. Tonguç, o yıllar tartışsa bile bunlan yazacak gazete
yoktu. Yalnız bir gün Tonguç, evinde İsmet Paşa için şöyle de-
mişti:
— ismet Paşa, politikada kalabilmek için her şeyi yapar, poli-
tika onun için her şeydir!
Yalnız Hasan Âli Yücel, daha duyartı, duygulu, öfkeliydi İnö-
nü'ye karşı. Ölümünden bir ay Önce, Tonguç'lara gelmiş, şöyle
demişti:
— Bizi yüzüstü bıraktı. İsmet İnönü'yü hiçbir zaman affetme-
dim, affetmem!
*Başarması için O'na destek verin...
Sağlam bir temel kazandınn!"
Penaltı, kaleye kaç metre
uzaklıktan atılır?
(Temel Britannica'sı olanlar bilir!)
Her pazartesı yeni bir fasikül çıkıyor.
TEMEL
BRITANNICA
ANA YAY1NCILIK A.Ş. Buyoıkdere Cad. Uçyol Mevkii No: 57/2
Maslak 80725 İSTANBUL Tel: 176 95 80 (4 hat)
ARAKLI SULH HUKUK
HÂKİMLİĞt'NDEN
Dosya No: 1988/54
Davaa Orman Genel Müdürlüğu tarafından davalı Mücahit De-
mirbilek aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davaanda;
Davalı Araklı Tekneciler köyünden Hüseyin oğlu, 1967 D'lu Mü-
cahit Demirbüek'in adresine tebligat yapılamadığı, yapılan zabıta araş-
tırmalannda adresinin tespit edilemediğinden ilan yolu ile tebliğ
yapılmasına karar verilmekle adı geçenın duruşma gılnü olan 20.7.1990
gtinü saat 10.00'da adliyede duruşmada hazır bulunması, kendisınin
hazır bulunmayıp bir vekille de temsil edilmediği takdirde davanın
yokluğunda yurütüleceği ve dosyadaki delillere göre karar verilecegi
hususu davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 29.5.1990
Basın: 46932