Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 HAZİRAN 1990 KÜLTUR-SANAT CUMHURİYET/5
Gösteri'de bu ay
• Kültür Servisi —
Hürriyet Gösteri dergisi _ ^
haziran sayısında *~^~
Sinema Kurultayı'yla
ilgili çeşitli görüşlere yer
veriyor. Mahmut Tali
öngören'in "Ah Sinema
Vah Sinema", Sevin
Okyay'm "Bir Sinema
Çalışanının Gözüyle
Sinema Kurultayı"
başhklı yazılarının
sunulduğu dergide Tarık
Dursun Kînın "Ağaçlar
Gibi Ayakta" adlı
romanından bir bölüm
ile Atilla Birkiye'nin
llhan Berk'in "Pera"
adlı kitabı üzerine
yazdığı "Pera Adlı Karşı
Yaka" başhklı yazısı da yer ahyor. Gosteri'nin
bu sayısında Şeyma Reisoğlu ile seramik ve heykel
konusunda yapılmış bir söyleşi, Dostlar Tivatrosu'nun
"Buruk Ezgi" adh oyunu üzerine eleştiri, Ismail
Uyaroğlu, Lale Müldür ve Hüseyin Yurttaş'ın şiirleri de
sunuluyor. Faruk Şüyün'ün Özdemir İnce ile ilk şiirleri
üstüne yaptığı söyleşi, Seyhan Erözçelik'in Hulki
Aktunç"la söyleşisi, Ahmet Oktay'ın Ahmed Arifin şiiri
üzerine değerlendirmeleri, Haluk Şevket Ataseven'in
Tiyatro Araştırma Laboratuvan üzerine bir yazısı da
Gosteri'nin sayfalan arasında. Gosteri'nin bu ayki eki ise
18. Uluslararası Istanbul Festivali'ne ayrılnuş.
Londra'nın gururu
• Kültür Servisi — Avrupa'nın en eski kentlerinden
Londra hem iş ve ahşveriş merkezi hem de tarihi ve
turistik bir yöre olmanın yanı sıra parkları ve bahçeleri
ile de dikkat çekiyor. Londra Müzesi, bugüne kadar
farklı alanlarda tanınan kentin bu yönünü gözler önüne
sermek amacıyla bir sergi duzenledi. 12 ağustosa kadar
sürecek serginin adı: "Londra'nın Gururu: Başkent
Bahçelerinin Tarihçesi!' İngiliz Turizm Dairesi BTA'mn
bildirdiğine göre sergi, Londra bahçelerinin tarihçesini ve
geçirdiği evreleri yansıtan ünlü ustaların elinden çıkmış
tablolar, 89 yazı boyunca görevlendirilen fotoğrafçılann
çektikleri başkent bahçelerine ait görüntüler ile maketleri
içeriyor. Bu arada muzenin bahçesi de Londra'nın ilk
fidanlığının bir benzeri şeklinde yeniden düzenleniyor.
Londra bahçelerinin tarihçesini inceleyen tek yer Londra
Müzesi değil. Eski bir kilise olan "St. Mary-at-Lambeth"
de dünyanın ilk "Bahçe Tarihi müzesi" haline
dönüştürüldü. Kilise bahçesinde egzotik bitkileri
araştırmak üzere dünyayı gezen kişilerin mezarlan, bahçe
tarihi konusunda sergiler ile yeniden düzenlenen bir 17.
yy. bahçesi yer alıyor. Londra'daki belli başh bahçe ve
parklar yaklaşık 25 milyon metre karenin üstünde bir
alan kaplıyor.
Günümüz Türk Sanatı
• Kültür Servisi —
Mimar Sinan
Üniversitesi öğretim
görevlileri ve
öğrencilerinin bir yıllık
çahşmalarıadan oluşan
"Mimar Sinan
Üniversitesi'nden
örneklerle Günümüz
Türk Sanatı" sergisi 26
Haziran 1990 tarihinde
Federal Almanya'nın
Kassel şehrinde açılıyor.
Yurtdışında ilk kez
gerçekleştirilecek olan
sergide, resim, heykel,
mimari, grafik, baskı, dekor ve sahne tasarımı gibi
üniversitede oğrenim görulen tüm konulan içeren toplam
391 yapıt yer alacak. (Salon 18, Moritz Str. Kassel)
adresinde 30 Temmuz 1990 tarihine kadar açık kalacak
olan serginin açılışında Mimar Sinan Üniversitesi rektör
yardımcısı Prof. Dr. Bülent Özer hazır bulunacak.
Dtinya müzik günti
• ANKARA/tZMİR (AA) — "Dünya Müzik Günü" bu
yıl ilk kez Ankara'da ve Izmir'de kutlandı. 1980'li
yıllarda Fransa'nın girişimiyle ilan edilen Müzik
Günü'nde, Ankara Büyükşehir Belediyesi Kent
Orkestrası, Zafer Çarşısı üstünde bir konser verdi. Bazı
amatör müzik gruplan da çeşitli gösteriler yaptılar.
Ankara Fransız Kültür Merkezi'nce düzenlenen Müzik
Şenliği'nde ise amatör ve profesyonel sanatçılar, klasik,
caz, çigan ve rock müzik örnekleri verdiler. ODTÜ ve
AÜ dans gruplan da birer gösteri yaptılar. Müzik günü,
Izmir'de de çeşitli kültür merkezlerinde ve parklarda
kutlandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanhğı ile
Fransız, Alman ve Amerikan Kültür Merkezleri'nin
işbirliği sonucu gerçekleştirilen şenliğe, çok sayıda
amatör müzisyen ve müziksever katıldı. Fransız Kültür
Merkezi Müdürlüğü, şenlik dolayısıyla, 10 bin adet rozet
bastırırken, çeşitli kültür ve sanat odakları da kapılarını
müzikseverlere açtılar.
, *oe»ot
Şairveyazjarlarınertelenen "Düşünceye Özgürlük"yürüyüşü 29haziranda
Düşünce özgürlüğüne yürüyüşDüşünceleri yüzünden
"suçlu" sayılan
yazarlarımız, bu
yasaklara karşın bizi
yapıtlarından yoksun
bırakmadılar. Yakın
tarihimiz, hukukun
üstünlüğü ilkesini
yaralayan davaların
tanığı oldu.
ŞÜKRAN KURDAKUL
1924 Anayasası vatandaşa "te-
fekkür, kelam, neşir" (mad.70),
"fefaefe, ictihat" (mad. 75) özgür-
lüklerini tanırken basının "kannn
dairesinde serbest ve neşredilme-
den evvel teftiş, maayeneye tabi"
olmadığı (mad.77) hükmünü ge-
tirmişti. Ama 1924-50 yılları bo-
yunca "düsünce, söz, yayın" hak-
lan tek parti ideolojisine bağlı ola-
rak çıkanlan yasalarla sınırlandı.
Düşünme ve yaratmaya "yasalar
çerçevesjnde" tanınan özgürlük si-
yasal iktidann tekeline alınmış ol-
du böylece.
Bu durum, özellikle Demokrat
Parti'nin iktidar döneminde
(1950-60), yaratma özgürlüklerine
gölge düşürmeyerek kendilerini
"sansür" etmeyen şair, yazar ve
düşün adamlannı D. Abdülhamit
dönemine taş çıkartacak biçimde
uygulamalarla karşı karşıya bırak-
tı. TCK'nın 141 ve 142. maddele-
rinin öngördüğü cezalar beş kat
arttırılarak düşün ve edebiyat ya-
şamının üstünde damoklesin kılıcı
gibi sallanmaya başladı. 1951-56
yıllannda Melih Cevdet Anday,
Rıfat Dgaz, Oriıan Kemal, Oktay
Rifat, Yaşar Kemal, llhan Berk,
Cahil Irgat, Suat Taşer, Adalet
Cimcoz, Fethi Naci, Metin FJoğ-
h, Arif Damar, Şükran Kurdaknl
vb. şiir, öykü, eleştiri kitaplannın
142. maddeye aykırı olduğu savı
ile ağır ceza mahkemelerine ta-
şındılar.
Günlük basın da değişik yasa
maddelerinin öngördüğü yasak-
larla kuşatılmışa döndü o yıllar.
Falih Rıfkı, Naci Sadullah, Metin
Toker, Aziz Nesin, BedU Faik, îl-
han Selçuk, Orhan Birgit, llhami
Soysai vb. nîahkeme koridorlann-
dan eksilmez oldu. Naci Sadullah
gibi yüz yüı aşkın ceza alanlar var-
dı aralarında. Bir iki yıl yatıp çık-
mak "afavali adiyeden" sayılrnaya
başladı.
Oysa adı "Demokrat" olan par-
tinin yöneticileri de (Bayar'lar,
Menderesier) düşünce ve yaratma
özgürlüğünün çağdaş, demokra-
tik ve evrensel hukukun vazgeçil-
mez ve onsuz olmaz (sine qua
non) ilkesi olduğunu biliyorlardı
elbette Çünkü Türkiye, Birleşmiş
Milletler tnsan Haklan Bildirisi'ni
imzalamış ve r949*da bu ilkeye
saygılı olacağını dünyaya ilan et-
mişti. Devlet, 1950'de "tnsan
Haklannı ve Ana Hürriyetleri Ko-
rumaya Dair Sözleşme" başhklı
Roma Sözleşmesi'ni de imzala-
makla açık biçimde düşünce ve
yaratma özgürlüğüne -ülkesinde
yaşayan tum insanlar için- saygılı
olmayı Avrupa devletlerine karşı
bir yükümlülük olarak üstleniyor-
du. Özellikle Avrupa Insan Hak-
lan Sözleşmesi'nde bu yükümlü-
lük hukuksal yaptınmlara bağlan-
dı.
(Bkz. Orhan Apaydın'la ko-
nuşmamız, Sanat Olayı dergisi,
Ekiml981.
DP'nin iktidardan düşürülme-
sinden sonra hazırlanan anayasa-
nın "uluslararası taahhütleri" göz
önünde tutarak 20 ve 21. madde-
lerle bilim, sanat özgürlüğüne sı-
nırlama getirmemesine karşın Ce-
za Yasası'ndaki 141, 142 ve ben-
zeri maddeler, özgürlüğü kullan-
ma olanağmı vermeyecek yasak-
lar taşıyordu.
Bu gerçek, daha 1963'lerde
ABD'nin ünlü yayın organı New
1960'LARIN
BABEUF
DLRL ŞMASI —
. Sabahattin
Eyuboğlu ile
Vedat Günyol'un
1%3'te Fransız
devrimcisi
Babeuften
cevirdikleri
"Devrim
Yazılan" adlı
kitap toplatılmış.
142. maddeden
yargılınmıştı.
Türk
Edebiyatçılar
Birliği. olayı
protesto etmek
için Taksim
Amtı'naçiçek
bırakmış. ancak
bu olay da
soruşturmaya
uğraraıştı. Babeuf
davası,
aklanmayla
sonuçlanmıştı.
Duruşmada
(soldan saga)
Memet Fuat,
Vedat Günyol,
Edip Cansever.
(Fotoğraf:
lbrehim
Köseoglu, 1964)
York Herald Tribune'de büe şöy-
le ifade edildi:
"Bugün Turkiye'de yasak ve ta-
kibat konusu olan sosyalizme raü-
temayil yazılar, mesela tngiltere^
de, ancak yuzyıl önce Dickens'ın
eserlerinde sosyal adaletsiziige
karşı kampanva açıldığı devirler-
de söz konusu olabilirdi. Bu ba-
kımdan Turkiye'nin diger Avrupa
memleketlerine nazaran en az
yüzjıl geride olduğu akla gdmek-
tedir. Sorumlulara uygulanacak
olan Ceza Kanunu'nun 141 ve
142. maddelerinin Mussolini ttal-
yası'nın faşist kanunianndan alın-
dığı ve bugünkü Türk Anayasası-
nı ihlal ettigi öne sürülmektedir."
(5 Ocak 1963, Atoç dergisi I Şu-
bat 1963)
Düşün ve edebiyat adamlanmız
141 ve 142. maddelerin kaldınlma-
sı için 1960'h yıllarda yoğun sava-
şım verdiler. Ük kez, Türk Edebi-
yatçılar Birliği'nin Genel Kurulu'n-
da (16 Şubat 1963) Adnan öıj«J-
çıner ve Onat Kutlar'ın önergele-
riyle Ceza Yasası'mn 125 ve 178
arasındaki maddelerinin kaldırıl-
ması için her türlü girişimde bu-
lunulması karan alınarak şöyle
denildi:
"Türk sanatına ve edebiyatına
layık olduğu saygıyı sağhunak için
diiimizi bağlayan, kalemlerimize
Idlit vuran, özgürlük düşmanı fa-
şizm kalınösı kanun maddelerinin
kaldınlmasını istiyonız." (Ataç
dergisi, 1 Mart 1963)
Aynı günler Halit Fabri Ozan-
soy, Kemal Tahir, Melih Cevdet
Anday, Fethi Naci, Şükran Kur-
dakul, Leyla Erbil, Adnan Ozyal-
çıner, Demir Özlü, Llkiı Tamer,
Afşar Timuçin vb. gibi beş edebi-
yat kuşağımn temsilcıleri Cağa-
loğlu'ndan Bayazıt'a kadar yürü-
yerek taleplerini kamuoyuna du-
yurdular. TE Birliği ile birlikte Sa-
natçılar Birliği ve daha sonra ku-
rulan Türkiye Yazarlar Sendikası
temel hakların elde edilmesi sava-
şımını sürdurdü.
Düşüncelerinden dolayı suçlu
sayılan şairlerimiz, yazarlarımız,
sanat adamlanmız yıllar yılı bu
utanç verici yasaklara karşın ya-
pıtlarından yoksun bırakmadılar
bizi. Yakın tarihimiz, hukukun üs-
tünlüğü ilkesini yaralayan akıl al-
maz davaların tanığı oldu. Özel-
likle 12 Mart ve 12 Eylül dönem-
lerinin yarattığı hukuksal bunalı-
mın, çağdışı uygulamaların, temel
haklan hiçe saymaların bedelini,
yüzlerce yıl hapis cezalan ile dü-
şüncelerinden dolayı suçlu sayı-
lanlara yüklediler.
Bu gerçeğin bilincinde olan şa-
ir ve yazarlanmızın "Düşflnceye
Özgürlük" yuniyüşü için 11 hazi-
ran günü Istanbul Valiliğine baş-
vurduğunu biliyorsunuz. Yürüyüş
isteminin, -gerekçe gösterilmeden
29 Haziran 1990 Cuma gününe
ertelendiğini de biliyorsunuz.
Kendimizden söz etroenin gere-
ği mi var?
Yapıtlarımız ortada.
Nasılsa tarihin mezarhğma gö-
mülecek olanlar mı durduracak
bizi?
Mick Jagger'a göre doksanlı yılların en önemli sorunları
Doğal kaynaklarve eşitsîzlik6O'lı yıllardan bu yana varlığını koruyan Rolling
Stones'un başanh ABD turnesini şimdi de
Avrupa turnesi izliyor. Topluluğun üyeleri,
ABD'de 32 konserde 3 milyon kişiye seslendiler,
3'er milyon dolar kazandılar.
Kültür Servisi — 1989 yüı, Rol-
ling Stones'un belki de hayata ye-
niden dönüş yılı olarak geçecek
kayıtlara. "Sted VVheels" albümü
bütun dünyada satış rekorlan kı-
rarken, en iyi pop müziğini yine
de "eski rüfeklerin" yaptığını ka-
nıtladı Rolling Stones. Yaz başuı-
da ABD'de turneye çıkıp, 32 kon-
ser veren grubun her üyesi tam ta-
mına 3'er milyon dolar (7.8 mil-
yar TL) kazandı. ABD'deki 32
konserde 3 milyon dinleyiciye ses-
lenen Mick Jagger ve arkadaşla-
n, ardmdan Avrupa konserlerine
başladı. 10 ülkede 37 konserUk bir
turne halen sürüyor.
Fransız "Le Nouvel Observt-
tew" dergisi grubun "patronK"
Jagger ile Rotterdam'da görüştü:
— Rolling Stones, 6O'lı Vıllar-
da "isyancı gençler"di. Kendinizi
hâlâ, arada sırada da olsa isyan-
kâr hissediyor musunnz?
SURAÎU 5İHİRU
OM£ABT>I& Clİfeİ
|LWrRAnx/^IMJZ İÇİN UÛtfEM
HERKE2 ORS
No ı Kat 2 Beyoğkı WM0
Itt 1*3 13 W-1« 16 «
Fax 1*91353 T*i«* 39534 tvm O
SATIŞ OFtSI Atrium Çarşı Haftao AtshAy
»-10 I W t KM 2 3 4 7 »
T»t S7J 47 03
— 6O'h yıllann başında ingiliz
pop müziği sefil bir haldeydi. Cliff
Richard filan gibi adamlar vardı.
Sözleri, müzikleri, giyimleri, saç
kesimleri her şeyleri berbattı. Biz-
se "rythm and blues" çalmaya
başladığımızda bu kötü ortamda
insanlara yelpaze gibi geldik. Şid-
detliydik ve saldırgandık. Biz de
o zaman, her dönemin gençleri gi-
bi ya da olmaları gerektiği gibi is-
yancıydık. Ben hâlâ isyankâr mı-
yım? Sanmıyorum. Yaşlandım ve
değiştim. (Gülümseme.)
— Peki sizce rock müziği, genç-
lerin tutunr ve isteklerini etkiledi
mi, degiştirdi mi?
— Bu konuda sacma sapan şey-
ler söylendi, yazıldı çizildi şimdi-
ye kadar. Rock, bir dönemin de-
ğer yargılannı, değişimlerini, so-
runlannı ve gerginliklerini yansı-
tır, ama sonuç olarak rock, kül-
türel bir buluşma mecrasıdır. Çok
değişik kültürel ufuklardan insan-
lar, rockla bir araya geldiler. Kendi
özgün kültürlerini bırakıp rockta
birleştiler. Bu iyi bir şey mi, kötü
mü bilmem, ama kötü olan bir ya-
nı var ki o da kültür emperyalizm-
lerinin doğumuna yol açtı rock.
Ingiltere'de, Hollanda'da hatta
Fransa'da bile rock müziği Ang-
losakson gtlftelerin egemenliği al-
tında.
— Sizce 9O'lı yıllann temel so-
ronn nedir?
— İki sorun var Doğal kaynak-
ların değerlendirilmesi ve sonuç-
ta tükenmesi. Bir de eşitsizlikler
sorunu var. Batı, giderek yoksul-
laşan ülkeler karşısmda, olanak-
lannın üzerinde daha ne kadar ya-
şayacak?
— Sizinle konuşarken, belirli
bir soğukluk, belirli bir çekingen-
Bk hisseder gibi oluyomm. Rolling
Stones'un heyecanlı dönemleri ol-
du rau hiç?
— Heyecan mı? Eveet!.. (O sı-
rada dışarıda bir fırtına patlar.
Jagger, oturduğu yerden hafifçe
doğrularak pencereye bakar.) He-
yecan demiştiniz değil mi? Evet,
hatırlıyorurn. tlk plağımızı çıkar-
dığımız gün. Ses rezaletti, korkunç
kötüydü, ama o plak radyoda ilk
çaldığında tuhaf bir duyguya ka-
pıldım. Hem kendi sesimi tanımış-
tun, hem de garip ve yeni, aynca
da somut bir şey, bir nesne icat et-
miş gibi olmuştum.
— 100 bin kişinin önünde sah-
neye çıkmadan önce neler hisse-
dersiniz?
— Müthiş konsantre olurumr
Kendimi adrenalin deposu gibi
hissederim.
MICKJAGGERVEKEITHRICHARDS —Mick Jagger veKeith
Richards'ın da yer aldıgı Rolling Stones grubu. Avrupa lurnesini bütün
görkemiyle sürdürüyor. (Fotoğraf: Keuter)
ULUSLARARASI ISTANBUL FESTIVALI
Moskova Oda Operası'nda herkes her işiyapıyor
10 parmağmda 10 marîfetKültür Servisi — Istanbul Fes-
tivali'nde bugün 2 konser, 2 de
opera var. Moskova Oda Opera-
sı, Şostakoviç'in "Burun" adlı ya-
pıünı Atatürk Kültür Merkezi'n-
de, Istanbul Devlet Operası da
Mozart'ın "Saraydan Kız
Kacırma" operasını özgün mekâ-
ru olan Topkapı Sarayı'nda sahne-
liyor. Zagrep Solistleri, ikinci ve
son konserini bugun yine Aya Iri-
ni'de veriyor. İTU Devlet Konser-
vatuvan Gençlik-Çocuk Korolan-
nın konseriyle AKM Konser Sa-
lonu'nda.
Moskova Oda Müziği Tiyatro-
su adıyla da bilinen Moskova Oda
Operası, alışılmış opera topluluk-
lanndan oldukça değişik bir top-
luluk. Hemen herkesin her işi üst-
lenebildiği Moskova Oda Opera-
sı'nda küçük rol büyük rol ayn-
mı yok. 30 şarkıa ile 20 çalgıcı ge-
rektiğinde her işi üstlenebiliyor.
Bu esneklik de topluluğun orkest-
ra çukurundan, perdeden, dahası
sahneden bile yoksun yerlerde
temsil verebilmesini sağlıyor.
1972 yılında Moskova Bolşoy
Tiyatrosu başyönetmenlerinden
Boris Pokrovski tarafından kuru-
lan Moskova Oda Operası'nın ge-
nel muzık yönetmenliğine 1974 yı-
lında ünlü orkestra şefi Gennadi
Rojdestvenski getirildi.
Moskova Oda Operası, Istanbul
Festivali'nde biri çağdaş, öteki ba-
rok iki yapıtla yer alacak. 1975 yı-
lında ölen Sovyet besteci Dimitri
Şostakoviç'in Gogol'ün yapıtın-
dan esinlenerek gerçekleştirdiği
FESTİVALDE BUGÜN
Moskova Oda Operası (AKM Buyük Salonu, 21.30)
İTÜ Devlet Koaservatnvan Geaçlik-Çoeak
Koroları (AKM Konser Salonu, 18.30)
Zagreb Solistleri (Aya İrini, 18.30)
Sara.vdan Kız Kaçınna (Topkapı Sarayı, 21.30)
FESTİVALDE YARIN ~
Moskova Oda Operası (AKM Büyük Salonu, 18.30)
Carlos Santana (Açıkhava Tiyatrosu, 21.30)
Ayangil Orkestra ve Korosu (Cemal Reşit Rey Konser
Salonu, 21.30)
"Bunın" adlı opera ve Alman bes-
teci Geore Haendei'in 1740*13 bes-
telediği "Imeneo" operası, iki de-
ğişik dönemden iki seçkin örneği
müzikseverlerin önüne getirecek.
13 Ocak 1930'da Leningrad'da
sahnelendiğinde Proleter Besteci-
ler Birliği tarafından "burjuva çü-
rümesinin bir ürünü" diye ağır bir
biçimde eleştirilen "Bnrun" ope-
rası, Şostakoviç'in ikinci operası.
Gogol'ün kaleme aldıgı "Bu-
nın", trajikten komiğe, gerçekçi-
likten fantastik düşlere atlayarak
gündelik yaşamın bütün öğelerin-
den yararlanan bir öykü. Gerçek-
te tutuculuğun bir taşlaması olan
"Burun"da Teğmen Kovalyov,
burnunu kaybeder ve burun gide-
rek kendi yaşamını sürdürmeye
başlar, eski sahibini küçük görme-
ye koyulur, sahte milletvekUi kim-
liğiyle herkesi aldatır, ortalığı ka-
rıştırır.
6
Her gün yeni
bir
• Kültür Servisi —
Çahşmalarını HiLmi
Bulunmaz yönetiminde
sürdüren Bulunmaz Tiyatro
Istanbul, "Bizde Her Gün
Yeni Bir Oyun Oynanır"
sloganıyla etkinliklerini bu
hafta da surdüruyor. Saat
18.00 ve 20.00'de
sergilenecek olan oyunlarm
25 haziran pazartesi günü
"Bir Evlenme Teklifi" adlı
oyunla başlayacak olan
programı süresince salı
günü "Güvercinin Türküsü
Beyoğlu'nda Söylenmez",
çarşamba günü "Kurbanlık
Oyun", perşembe günü
"Oyle Bir Öykü", cuma
günü "Mutlu Son",
cumartesi günü "Düş" ve
pazar günü "Bir Evlenme
Teklifi" adlı oyunlar
izlenebilecek.
'4. Boyut'un
3. sayısı
• Kültür Servisi — Aylık
yayımlanan "4. Boyut" adlı
kültür-sanat dergisinin
üçüncü sayısjnda Istanbul
Kültür ve Sanat Vakfı
Genel Müdürü Aydın
Gün'le yapılmış bir söyleşi,
Ebru Gürsan'ın "Bale
Pabuçlanyla Anlatılan
Masal" adlı yazısı, 1989-90
sinema mevsiminin bir
değerlendirmesi, Nurten
Mekki'nin "Faili Meçhul
Cesetler" adh öyküsü, Lale
Müldür ve Konstantin
Kavafis'in şiirleri, ebru
sanatçıları Mustafa
Düzgünman ve Albert
Valese üzerine yazılar,
yayıncılarla yapılmış
söyleşiler sunuluyor.
Müzede sergi
• Kültür Servisi — Basın
Müzesi'nde 28 Haziran - 28
Temmuz 1990 tarihleri
arasında Levent Sanat
Galerisi Atölyesi Nevin
Çokay beraberliğinde resim
sergisi, Basın Yayın Yüksek
Okulu öğrencüerinin
fotoğraf sergisi, Altan
Güvenni, Ali Yalçm resim
sergisi ve "Usta
Sanatçılanmızdan Sanat
Butik" sergisi izlenebilecek.
Tıyatro
eleştirmenleri
• Kültür Servisi — Tiyatro
Eleştirmenleri Birliği,
yaptığı yazılı açıklamada
Istanbul Belediyesi Şehir
Tiyatrolan'nın, yeni
yönetmelik gereği
oluşturulan Repertuvar
Kurulu için birlikten hiçbir
temsilci istemediğini,
istediği takdirde ise böyle
bir denetimci kurula
temelden karşı oldukları
için temsilci
göndermeyeceklerini
belirtti.
'Dtişünceye
özgürltik'
• Kültür Servisi —
Kadıköy Belediyesi Kültür
ve Sanat Merkezi'nde
(Caddebostan) 27 haziran
çarşamba günü saat
18.00'de "Düşünce ve Sanat
Dünyamızı Olumsuz
Etkileyen Yasaklar -
Düşünceye Özgürlük"
paneli yapılacak. Panele
ressam Bedri Baykam,
avukat Gülçin Çaylıgil ve
yazar Şükran Kurdakul
katılacaklar.
E3izabeth
Harwood öldti
• LONDRA (AA) —
lngiltere'nin en tanınmış
sopranolarından Elizabeth
Hanvood, yaklaşık 10 yıl
önce yakalandığı kanserden
52 yaşında öldü. 1960'h ve
70'li yıllarda pek çok ünlü
opera eserinde lirik ve
koloratür rolleri başanyla
canlandıran ve sahnede
güzelliğiyle de ilgi çeken
Harvvood, Metropolitan, La
Scala gibi belli başh opera
salonlarında pek çok kez
sahneye çıkmıştı. Mozart'ın
doğduğu kent Salzburg'da
her yıl düzenlenen
festivallere de katılan
Harwood, Herbert von
Karajan yönetimindeki
birçok operada başrol
oynamıştı.
UGUN
• DosttukGünüTurhal
Kültür ve Dayanışma
Derneği'nin düzenlediği
Dostluk Günü Belgrat
Ormanlan Mehmet Akif
Ersoy Piknik Yeri'nde
gerçekleştirilecek müzik ve
halk danslan gösterileriyle
yapılacak.
Bugün de, her konuda ALTIN REHBER i açın,çözüme ulaşın!