Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 OCAK 1990 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
'\anbs Cennete Elveda' şenlikte
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 3. Film
ŞenliğTnde, Strasbourg Film Festivali'nde ödül alan
"Yanlış Cennete Elveda" adh film, "açılış filmi" olarak
gösterilecek. Yönetmen Tevfik Başer'in, senaryosunu
Salina Schephard'ın "Yaşamadan Ölen Kadınlar" adlı
romanından esinlenerek hazırladığı fîlmde başrolü Zuhal
Olcay oynuyor. Çalışmalannı yıllardır F. Almanya'da
başarüı şekilde sürdüren yönetmen Başer ile filrnin başrol
oyuncusu Olcay, şenliğin açılış törenine kaülmak üzere
Ankara'ya davet edildiler. Filmde, kocasını öldürdüğü
için altı yıl hapis cezasına mahkum olan bir kadının,
geleneklerin, dinin ve ailenin baskısından hapishanede
kurtulması anlatılıyor. "Yanlış Cennete Elveda"nın öbür
oyuncuları da Briigitte Janner, Ruth Olafsdottir, Barbara
Morawiecz, Ayşe Ajtan, Serpil İnanç ve Karin
Klugmann. Aynca Özalp Leblebici'nin geçen yıl Izmir'de
evinin kömürlüğünde bulduğu 100 dakikahk Atatürk
filminin onarılması ve kopyasının çıkarılması çahşmalan
da sürdürülüyor.
Grube-Saydam Resitali
• Kültür Servisi — Federal Alman kemancı Michael
Grube, konserler vermek üzere lstanbul'a geliyor. Grube,
30 ocakta saat 18.30'da AKM'de piyanist Ergican
Saydam eşliğinde bir resital verdikten sonra 2 ve 3 şubat
günlerinde İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde
Saint-Saens'm Si Minör Keman Konçertosu'nu
seslendirecek. Sanatçının resitalinde ise Veracini'den
Sonat, Bach'dan Chaconne, Isaye*den Balad ve
Sarasate'den Carmen Fantezisi yer alacak. Dört yaşında
babasından keman dersleri almaya başlayan Grube,
şimdiye dek 105 ülkede konserler verdi. îki yıl Münih
Müzik Akademisi'nde hocalık yapan kemancı, halen
Caracas Konservatuvan'nda keman profesörü olarak
çalışmalannı sürdürüyor. R. Stolz madalyasma değer
görülen sanatçı aynca Hindistan-Madras Filarmonisi
şeref uyesi, San Pueblo (ABD), Olanchito (Honduras) ve
Panama fahri vatandaşı. Michael Grube 300 yıllık
Nicolaus Amati kemanıyla konserlerini veriyor.
'Mavijaka' çıkü
• Kültür Servisi — Aylık sanat-edebiyat ve kültür
dergisi "Mavi Yaka"nın ocak sayısı çıktı. "Toplumcu
gerçekçi edebiyatın teorik sorunlannı irdelemek ve yeni
sanat ve edebiyatın örneklerini sunmak" amacıyla yayın
hayatına başlayan "Mavi Yaka"nın ocak sayısında,
derginin edebiyat bölüm yönetmeni Mustafa Köz'ün sunü
yazısının ardından Haydar Metin'in "Toplumcu
Gerçekçiliğin Anlamı" adlı yanşma yazısı, Hayati
Azim'in "Kaburga Kemiği" adlı öyküsü, Can Yücel, Tunç
Başaran ve Ferhat Tunç'la yapılan kısa söyleşilerin yanı
sıra yeni yayınların tanıtımı ve Akdeniz Ozdemir, Banş
özgecan, Hakkı özkan ve Hüseyin Avni Dede*nin şiirleri
de yer alıyor.
Renoir açık arttırmada
• NEW YORK (AA) — Fransız ressam Pierre-Auguste
Renoir'ın 1876'da yapmış olduğu "Au Moulin de la
Galette" adlı tablo, mayıs ayında Sotheby fırmasınca
açık arttırmaya çıkarılacak. 60 yıldır John Hay Whitney
koleksiyonunda bulunan tablonun 40 müyonla 50 milyon
dolar arasmda bir fıyata satılması bekleniyor. Renoir'ın
ünlü tablosunda, Montmartre'da avangard ressam, yazar
ve oyunculann sık sık gittiği bir açıkhava dansingi
betimleniyor. ö n planda, Renoir'ın 3 arkadaşıyla birlikte
Estelle adlı bir model oturuyor. Tabloda yer alan
biyografı yazan Georges Rivere sonradan yapıtı
"Tarihten bir sayfa, Paris hayatının değerli bir anı"
olarak nitelemişti. 16 mayısta açık arttırmaya çıkanlacak
tablonun daha büyük boyu ise Paris'te Orsay Müzesi'nde
bulunuyor. Renoir'ın tablolardan birini yerinde, ötekini
ise atölyesinde yaptığı beliniliyor.
Istıklai Cad No 140
SEVEMA
P A Z A R T E S İ
22 Ocak 1990 Pazartesi 21.00
ESİNAFSARÖn Dinleti Aysun Timurcan
20 Ocak Cumartesi • U.00-18.00
METIN
ÜSTÜNDAĞ
Cumhuriyet
Kitap Kulübü
Kadıköy Temsilciiiği
Moda Sineması
Moda Smemosı, Bahariye - Kadıköy ı Tel- 33701 28
ATILLADORSAY
'Yasemin3
Almancılar sorunu üstüneyeniden düşünmeye çağırıyor
Üçüncü kuşaktaıı \asemin
Yasemin/
Yönetim, senaryo: Hark
Bohm / Görüntü:
Slawomir Idziak /
Müzik: Jens Peter
Osterdorf / Oyuncular:
Ayşe Romey, Şener
Şen, Uwe Bohn, Ilhan
Emirli, Katharine
Lehmann, Nedim
Hazar, Sevgi Özdamar
/ Bir Alman filmi / 86
dakika (Lâle)
"Almanya'daki Törkler" ko-
nusundan artık gına mı geldi? Sa-
yısız yazıya, incelemeye, romana,
filme konu olan Almancılarımız
hakkında artık yeni bir şey söy-
lenemez mi diyorsunuz? Ne yanıl-
gı! Kendisi de çalkantılar içinde-
ki bir Batı toplumunda uyum so-
runlan -yeni kuşaklarla azalarak
da olsa- süren 2 milyon Türk'ün
varlığı söz konusu ise bu konuda
söylenecekler, gösterilecekler hiç
biter mi?
Bu kez bu konuya Alman cep-
hesinden bir yaklaşım geliyor.
Unutulmaz Fassbinder oyuncusu,
ama 1970'lerden beri zaman za-
man yönetmenlik çabalannı da
ihmal etmeyen Hark Bohm'un fil-
mi, Hamburglu "üçüncü kuşak"
bir Türk kızıyla, ona abayı yakan
bir Alman gencinin öyküsünü an-
DEClŞtK FIZİGtYLE AYŞE ROMEY — FassbimJerTıı gözde oyunculanndan Hark Bohm'un yönctti-
gi "Yasemin"de çok degişik fizigiyle >e kendine güvenli oyunusla Ayşe Romey dikkati çckiyor. Yönet-
menin oğlu olan l we Bohm da filmin on plana çıkao oyunculanndan.
latıyor. Bu çağdaş Romeo - Jiıl-
yet öyküsünde, Shakespeare'deki
soyluluk çekişmelerinin yerini,
kolay aşılmaz kültür uçurumlan
almıştır. Bohm, bu alanda u&ta-
lıklı bir denge kuruyor: T-iirnüyle
tutucu bir amca, yüreği sevgiyle
dolu, ama geleneklerden kolay
kopamayan bir baba, nesnel kal-
maya çalışan bir anne, kendisine
yüklenen "namus bekçisi" rolü-
nü canla başla yerine getirmeye
çalışan yeğen gibi tiplerle, dışan-
daki Türkler arasmda kuşkusuz
ayrımlar, nüanslar içeren uyum
sorununu oldukça başanlı biçim-
de sergiliyor.
"Yasemin", alçakgönüllü, sa-
de, ama içten, inandıncı, gjderek
sürükleyici bir film. Bohm, Al-
manya'daki Türklere önyargısız-
ca, içtenlikle yaklaşmayı deniyor,
onlann kultürlerinin bir Alman
için tüm çekiciliğini gösterirken
anlaşılmazlığrnı da vurguluyor.
(Örneğin, onca başanlı düğün
sahnesi ve aynı düğüne, bir Al-
man gencinin kabul edilmeyişi gi-
bi).
Bu arada Türk toplumu için
büyük değer taşıyan, giderek Al-
manca konuşmalarda bile Türk-
çe olarak kullanılan "gunır",
"onur", "namus" gibi sözcükler-
le ve bunların neredeyse ekmek -
su gibi kullanüışıyla da dalgasını
geçiyor. Mekân seçim ve kulla-
nımları ilginç: Özellikle "Judo
salonu" bölümleri ve buradaki
kızlı erkekli çatışmalann, cinsel is-
teği ve enerjiyi simgelemeye dö-
nük kullanımı çok ilginç. Oyun-
cu yönetiminde ise elbette Şener
Şen, ama ayrıca çok değişik fizi-
ğiyle ve kendine güvenli oyunuy-
la Ayşe Romey ve yönetmenin oğ-
lu olan L'we Bohm ön plana çıkı-
yorlar.
"Yasemin", yıhn görülmesi ge-
reken, bizim için ayrı bir önem ve
ilginçlik dozu taşıyan yabancı
filmlerinden. Çok Onemli değilse
de belli sinemasal tatlar içeren ve
insanı "Almancılar sorunu" üze-
rine (yeniden) düşünmeye çağıran
bir film.
Sidney Lumet 'Aile Bağları'nda kendisi için bildik sularda
NewlS>rk'ta teknolojik soyguııB a ğ l a n (Family Business) / Yönetmen: Sidney Lumet / Oyuncular: Sean
Connery, Dustin Hoffman, Matthew Broderick, Rosana De Soto, Janet Carrol,
Victoria Jackson / Tri-Star Pictures yapımı / 115 dakika (As, Dünya)
düren büyükbabadan yanadır ve
"ona tayık oldugunu" göstermek
için, Vito'nun tüm karşı çıkışla-
rına karşın, bir "teknolojik
soygun" planı hazırlar ve bunu
gerçekleştinnek için babasıyla de-
desini kandmr.
"Aile Baglan", gönildüğü gi-
bi klasik ahlak, namus, dürustlük
vb. kavramlarla dalgasını geçen
bir tür "kara komedi". Ancak
film, Lumet'nin çevreyi (New
York'u), kişileri, gerilimli bir ola-
yı (soygunu) betimlemedeki usta-
lığına karşın, hiçbir anında seyir-
cisini alıp iyice yükseklere çıkara-
mıyor, ayaklan yerden kesemi-
yor. Kendi öz nitelikleriyk değil
özellikle oyuncularryla ayakta du-
rabilen filmlerden "Aile Baglan".
Bu bağlamda, "Yagmur
AdanT'daki şaşırtıcı oyunundan
sonra kendisinden hep "mucize"-
ler beklenen Dustin Hoffman pek
değil ama özellikle Sean Connery,
"Indiana Jones"daki "baba" ro-
lüne yeni açılımlar, yeni ayrıntı-
lar getiren "büyükbaba" kompo-
zisyonuyla gönüllere yerleşiveri-
yor. Torun rolünde genç "Matt-
hew Broderick'e de bu 2
"canavar" oyuncu karşısında
ezilmediği için bravo! "Aile Bag-
lan", sonuç olarak pek önemli ol-
mayan, rahatça izlenip unutula-
cak filmlerden.
Sidney Lumet. kendisi için ta-
nıdık sulara dönüyor. öncelikle
New York kenti: Kim, "Köpni-
den Cörünüş", "Tefeci",
"Serpico" veya "Kentin PrensTn-
den daha iyi anlatabilir bu kenti?
Sonra New York Yahudi çevresi:
Bu alanda da (TV'de yakın za-
manda gösterilen) "Elveda Eski
Dosl" (Bye Bye Braverman) ve-
ya "Daniel" gibi fılmleri anımsa-
nabilir. Sonra dramatik durumla-
nn içine yerleştirilen mizah duy-
gusu: "Köpeklerin Günü"nü bir
anımsayın.
Tüm bu öğeler ve başka şeyler
var"Aile Baglan"nda... Bir aile-
nin 3 kuşaktan bireyleri arasmda
geçen bir öykü bu... "Namus"
kavramı oldukça farklı McMu-
len'lerin... Büyükbaba Jessie için
ancak "emek verilmemiş bir
soygun" ahlak dışı bir iştir...
Oğul Vito, uzun yıllar önce baba-
sının namus anlayışını tehlikeli
bularak bırakmış, ucuz işçi ve
emek sömürüsüne dayanan, ama
görünüşte "saygın" bir işi, et
kombinacılığını yeğlemiştir.
Tonın Adam ise kendisiyle Fre-
udcu bir baba-oğul ilişkisini sür-
düren babası yerine, "ezeli
serseri" ve "yaşlanmayan BAŞROLLERDE USTA OYUNCULAR — "Aile Baglan" özellikle oyunculanyla ayakta duran filmlerden.Sidney Lumet'nin filminde
seriivenci" kılıflannı ustaca sür- Dustin Hoffman'ın yanında Sean Connery büyükbaba kornpozisyonuyla gönüllere yerleşiveriyor.
Acılar Paylaşılmaz'Eser Zorlu'nun ilk filmi
Oğlunuz eşcinsel olıırsa
P a y l a ş d m a Z / Yönetmen: Eser Zorlu
/ Senaryo: Yasemen / Görüntü: Salih Dikişçi / Müzik:
Oğuz Abadan / Oyuncular: Kadir İnanır, Betül Aytaç,
Kerem Tunaboylu / Bir Tezcan Film yapımı / AKM
Sinema Salonu (son gün)
Te! 151 18 65 • 66 Bir zamanlar Cumhuriyct'in
"Anket Defteri"nde somlaıı "og-
lunuzun eşcinsel oldugunu öğren-
seniz ne yapardınız" sorusundan
esinlenmişe benzeyen bir film. Bu
soruya verilen ve "Bir kenara çe-
ker döverdim'Me "Onu kendi ha-
yatıyla baş başa bırakırdım" uç-
İan arasmda -kaçınılmaz olarak-
değişik yapaylık düzeylerinde do-
laşan yanıtlan ve başrole sinema-
mi2in en "maco" oyunculanndan
Kadir Inanır'ın seçildiğini anım-
sayınca bu filme oldukça olumsuz
bir önyargıyla gittiğimizi itiraf
edelim!
Ama hayır, "Acılar Paylaşıl-
maz", en azından bildirisini çeşitli
yapaylıklardan ve yanlışlardan
anndırmış, temelde doğru olarak
saptanrmş bir film. Ayrüdığı ka-
rısının kendisinden kaçırdığı oğ-
lunu 14 yıl sonra ilk kez gören ve
ona sevgiyle yaklaşmaya çalışan
avukat bir baba, onun nefret du-
vannı yıkamıyor, yaklaşmaya ça-
lıştıkça ondan uzak düşüyor. Üs-
telik oğlunu, kendisinin tamştır-
dığı genç bir çocukla yatakta ya-
kalamıyor mu? Dünyalar başına
yıkılıyor, oğlunu (anket-manket
düşünmeden) bir güzel pataklıyor
önce! Ancak finalde yapılacak en
doğru şeyi (avukatı olduğu bir
mahkûmun da kendisine verdiği
dersin yardımıyla) buluyor ve uy-
guluyor.
"Acılar Paylaşılraaz" zor bir
konu seçmiş, ona yüreklilikle yak-
laşmayı deneyen bir "ilk film".
Ne yazık ki bu kadan yetmiyor.
Çünkü sinema her şeyden önce bir
gerçeği yeniden yaratma, gerçek
sanısı verme sanatıdır. Film, bir-
çok noktada bunu vermekte ye-
tersiz kalıyor. Önce senaryosu ye-
tersiz: Bırakınız temcit pilavı gi-
bi yinelenen "14 yıldır neredey-
din?" gibi sözleri, kimi sözler, he-
le bir avukatın ağzında son kerte
yanlış duruyor. Tek bir ornek:
"Yalnız avrılan biz degiliz".
(Doğrusu: "Aynlan yalıuz biz de-
güiz").
Öte yandan kimi inanılmaz ya-
pım (prodüksiyon) hataları var.
ömeğin hem de önceden yer ayır-
tılan ünlü bir lokantada, başka
hiç kimse evet hiç kimse yokken
tek başlarına yemek yiyen baba-
oğuldan biri öbürüne "Yavaş ol,
etrafı rahatsız edeceksin" derse
bu artık prodüksiyon yetersizliğini
de (figüran kullanılamamış, bel-
li) aşan, seyirciyle alay eden, en
azından o sahneyi komediye çevi-
ren bir iş oluyor. Eee, boyle yan-
lışlarla da "gerçeği yeniden
kurmak" elbette mumkün değil.
"Acılar Paylaşılmaz"ı hoşgö-
rüyie karşılayabiliriz. Ama lütfen,
seyirciye biraz daha saygı, biraz
daha özen, biraz daha dikkat!
Bilge Olgaç'ın 'Gömlek'i mevsimin
ilginçyerlifilmlerinden
Aganın son
ııumaralan/ Yönetim, Senaryo: Bilge Olgaç / Eser:
Osman Şahin / Görüntü: Salih Dikişçi / Müzik: Serdar
Yalçın / Oyuncular: Berhan Şimşek, Erdal Özyağcılar,
Şehnaz Dilan, Savaş Yurttaş, Erol Demiröz, Füsun
Demirel, Nurettin Şen, Erdinç Bora, Yaşar Güner / Bir
Pınar Film yapımı (yarından itibaren AKM Sinema
Salonu'nda).
KONUYA YÜREKLİLİKLE YAKLAŞ1YOR — "Acılar Paylaşıl-
maz", seçtiği zor konuya yüreklilikle yaklaşan bir film. Betul Aytaç'ın
da oynadığı film yapım açısından inanılmaz hatalar içeriyor.
"Gömlek", Osman Şahin'in
oykusunden yola çıkarak, soruıı-
lu Güneydoğu yöremize bir ba-
kış atıyor. GAP'ın getireceği ni-
metlere kavuşmaya hazırlanan,
ancak bu nımetlerin "adil" da-
ğılırru için gerekli toprak ve ta-
nm reformlarını gerçekleştir-
mekte geç kalınmışa benzeyen bu
yörede varlığı hâlâ süren
"ağahk" kurumu üzerine bir
film bu.
3 köy sahibi Şemo Ağa, "ma-
raba"nın gitgide başkaldırdığını
ve eski usullerle buna karşı du-
ramayacağını seziyor. Ama "agı-
lıkta çare tükenmez"! Başkaldı-
rının önderi gozüken yoksul
Eno'yu "evladı" ilan ediyor ço-
luk çocuksuz ağamız. Ve ona
"agalık gömle|i"ni giydiriyor.
Eno, artık bir "aga veliahb"dır,
ağalığın nimetlerinden köşe bu-
cağından da olsa yararlanmaya
başlamıştır. Böylece ağaya karşı
başkaldırı da ondersiz kalmış
olacaktır.
"Gömlek", geçmişte "Kaşık
Düşmam", "Ipekçe" gibi film-
lerin yaratıcısı Bilge Olgaç'ın yi-
ne ilginç bir filmi. Film, bir yan-
dan "ağahk" kurumunun varlı-
ğım sorguluyor ve bu kuruma
karşı, özellikle ilk yarıda
"militan" bir başkaldırıyı öngö-
ruyor. Ancak film, özellikle ikin-
ci yarıda tavnnı bir güldürüye
dönüştürmeyi seçiyor.
Olgaç'ın özellikle "Kaşık Düş-
mam" nda örneğini verdiği bir
kara mizah, Şemo Ağa'yı bir tür
"Züğürt Aga"ya dönüştürür-
ken, yönetmen böyle bir tavırla,
ilk yandaki militan tavırdan da-
ha etkili bir bildiri sunmayı ba-
şanyor. "Agalık denilen dünya-
nın koca çarkı"run artık kolay
dönmedigini, zamanın değiştiğini
çok iyi kavnyor Şemo Ağa. Ama
artık ağalığın da eski Yeşilçam
filmlerindeki kaba zulümden
farklı, daha incelikli, daha çağ-
daş yöntemleri vardır. tnsanlann
içine kök salmış geleneklere,
inançlara, korkulara bel bağlaya-
rak yeni yöntemler geliştiriyor
Şemo Ağa ve neredeyse de başa-
nyor.
"Gömlek", Olgaç
1
ın örneğin
"lpekce"deki biçimci anlatımı
da sıkça kullandığı, yer yer çok
özgün bir güldürü dozuna ds
ulaşan ilginç bir film. Eno'nun
gömleği giymesi gibi birkaç sah-
ne ise sinemamızdaki güldurü
sahnelerinden bir seçmeceye ra-
hatça girebilir. Berhan Şimşek ve
Erdal Özyağcılar'ın karşılıklı
olarak gerçekten de döktürdük-
leri ve dayanılmaz birer oyun ser-
giledikleri filmde, Serdar Yalçın
da işlevsel müziğiyle dikkati çe-
kiyor. "Gömlek", kuşkusuz yı-
lın en ilginç yerlifilmlerindenbi-
ri. Bir kadın yönetmenin boyle-
sine bir 'erkek konusu'na el at-
ması ve aldığı sonuç, ayrıca öv-
güye değer.
Nâzmı,
Ingilizcede
• LONDRA (CumhuriyeO
— Nâzım Hikmet'in
Ingilizceye çevrilen şiirleri,
Türk diline emek veren îki
"usta" tarafından bir sanat
gecesinde tanıtıldı. "Hazin
Bir Özgürlük" adıyla
yayımlanan şiir seçkisini
tanınmış hikâyeci Feyyaz
Kayacan ile Türkçe ve
Rusça'dan tngilizceye
çevirileriyle tanınan Richard
McKane, South Bank Kültür
ve Sanat Merkezi'nde "Royal
Festival Hall"de kalabalık
bir dinleyici kitlesine
okudular. Grenville Press
tarafından yayımlanan seçki,
Taner Baybars ile McKane
tarafından Türkçeden
çevrilmişti.
Eren'den 'Su
Gibi?
• Kültür Servisi — Halk
ozanı Ali Ekber Eren'in ilk
kaseti çıktı. Su Gibi adını
taşıyan kasette Bülent Ecevit,
Fazıl Hüsnü Dağlarca,
Sabahattin Ali, Nevzat Çelik
ve Pir Sultan Abdal'ın
şiirlerinden bestelenen
parçalar yer alıyor. Senfonik
Orkestra eşliğinde kaydı
yapılan kasetin ilk baskısı da
F. Almanya'da
gerçekleştirilmişti.
Snoopy 40
yaşında
• Kültür Servisi —
Dünyanın en ünlü çizgi
roman kahramanı Snoopy,
bu yıl 40 yaşını dolduruyor.
1983 yıhnda ölen yaratıcısı
Charles Monroe Schulz'a
Amerika'nın en zengin 7.
adamı ve ABD'de her yıl
Ulusal Karikatürcüler
Derneği tarafından verilen
Reuben Ödülü'nü 1955 ve
1964 yıllarında iki kez
kazandıran Snoopy'nin
doğum günü, 24 ocak
tarihinden itibaren Dekoratif
Sanatlar Müzesi'nde
kutlanacak. İlk kez, çocukiar
için hazırlanan "Peanuts"
(Yer Fıstıklan) adlı çizgi
romanın kahramanlarından
Charlie Brown'un köpeği
olarak ortaya çıkan Snoopy,
duşUnUr köpek olarak geniş
kitlelerin sempatisini
kazanmış, 1%9 yıhnda
Apollo 10'un mürettebatı
tarafından maskot seçilmişti.
UGÜN
• 'Kilimlerde ^raşayan
Gelenek' Beyoğlu
Belediyesi'nin düzenlediği
"Kilimlerde Yaşayan Gelenek"
adlı sergi Beyoğlu Belediyesi
Sanat Galerisi'nde saat 18.00'de
açıhyor.
BİLSAK'TA
BUGÜN
19 Ocak Com«:
19.00 GÜNÜMÜZDE ÇEVİRİ
SORUNLAR1:
Ahmet CEMAL, Müge
GÜRSOY, Yurdanur
SALMAN
19.00 TİYATRO: "Işte Baş,
İşte Gövde, tşte Kanatlar"
Yazan: Sevim BURAK,
Oynayan: BlLSAK TİYATRO
ATÖLYESİ
GORSEL SANAT
ATÖLYELERİ
Mehmet GÜLERYÜZ'le
Resim Çahşmalan
10.00-01.00 arası CAFE-
FOYER-BAR
BlLSAK, Herkese Açıktır.
BİLSAK, Sıraselviler
Soğancı Sok. No: 7
CİHANGİR
143 28 79 - 143 28 99
CUMARTESİ
BULUŞMALARI
MUHARREM KARSL1
IIUKB Başkam)
Türkıye'de Sermaye
Pıyasası ve Borsanın
Gelışmesı
/ O( IA ;•"«' < unıarh-t I"
MULKIYELILER BIRLIĞI
İSTANBUL ŞUBESI
IMuaiiım Nacı Cao < » A Küruçeşme 80620
Tel |ll 157 46 34-35
Sigorta kartımı ve nüfus
cüzdanımı kaybettim.
Hükumsüzdür.
MEHMET YAÇAN