26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 OCAK 1990 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 '\anbs Cennete Elveda' şenlikte • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 3. Film ŞenliğTnde, Strasbourg Film Festivali'nde ödül alan "Yanlış Cennete Elveda" adh film, "açılış filmi" olarak gösterilecek. Yönetmen Tevfik Başer'in, senaryosunu Salina Schephard'ın "Yaşamadan Ölen Kadınlar" adlı romanından esinlenerek hazırladığı fîlmde başrolü Zuhal Olcay oynuyor. Çalışmalannı yıllardır F. Almanya'da başarüı şekilde sürdüren yönetmen Başer ile filrnin başrol oyuncusu Olcay, şenliğin açılış törenine kaülmak üzere Ankara'ya davet edildiler. Filmde, kocasını öldürdüğü için altı yıl hapis cezasına mahkum olan bir kadının, geleneklerin, dinin ve ailenin baskısından hapishanede kurtulması anlatılıyor. "Yanlış Cennete Elveda"nın öbür oyuncuları da Briigitte Janner, Ruth Olafsdottir, Barbara Morawiecz, Ayşe Ajtan, Serpil İnanç ve Karin Klugmann. Aynca Özalp Leblebici'nin geçen yıl Izmir'de evinin kömürlüğünde bulduğu 100 dakikahk Atatürk filminin onarılması ve kopyasının çıkarılması çahşmalan da sürdürülüyor. Grube-Saydam Resitali • Kültür Servisi — Federal Alman kemancı Michael Grube, konserler vermek üzere lstanbul'a geliyor. Grube, 30 ocakta saat 18.30'da AKM'de piyanist Ergican Saydam eşliğinde bir resital verdikten sonra 2 ve 3 şubat günlerinde İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde Saint-Saens'm Si Minör Keman Konçertosu'nu seslendirecek. Sanatçının resitalinde ise Veracini'den Sonat, Bach'dan Chaconne, Isaye*den Balad ve Sarasate'den Carmen Fantezisi yer alacak. Dört yaşında babasından keman dersleri almaya başlayan Grube, şimdiye dek 105 ülkede konserler verdi. îki yıl Münih Müzik Akademisi'nde hocalık yapan kemancı, halen Caracas Konservatuvan'nda keman profesörü olarak çalışmalannı sürdürüyor. R. Stolz madalyasma değer görülen sanatçı aynca Hindistan-Madras Filarmonisi şeref uyesi, San Pueblo (ABD), Olanchito (Honduras) ve Panama fahri vatandaşı. Michael Grube 300 yıllık Nicolaus Amati kemanıyla konserlerini veriyor. 'Mavijaka' çıkü • Kültür Servisi — Aylık sanat-edebiyat ve kültür dergisi "Mavi Yaka"nın ocak sayısı çıktı. "Toplumcu gerçekçi edebiyatın teorik sorunlannı irdelemek ve yeni sanat ve edebiyatın örneklerini sunmak" amacıyla yayın hayatına başlayan "Mavi Yaka"nın ocak sayısında, derginin edebiyat bölüm yönetmeni Mustafa Köz'ün sunü yazısının ardından Haydar Metin'in "Toplumcu Gerçekçiliğin Anlamı" adlı yanşma yazısı, Hayati Azim'in "Kaburga Kemiği" adlı öyküsü, Can Yücel, Tunç Başaran ve Ferhat Tunç'la yapılan kısa söyleşilerin yanı sıra yeni yayınların tanıtımı ve Akdeniz Ozdemir, Banş özgecan, Hakkı özkan ve Hüseyin Avni Dede*nin şiirleri de yer alıyor. Renoir açık arttırmada • NEW YORK (AA) — Fransız ressam Pierre-Auguste Renoir'ın 1876'da yapmış olduğu "Au Moulin de la Galette" adlı tablo, mayıs ayında Sotheby fırmasınca açık arttırmaya çıkarılacak. 60 yıldır John Hay Whitney koleksiyonunda bulunan tablonun 40 müyonla 50 milyon dolar arasmda bir fıyata satılması bekleniyor. Renoir'ın ünlü tablosunda, Montmartre'da avangard ressam, yazar ve oyunculann sık sık gittiği bir açıkhava dansingi betimleniyor. ö n planda, Renoir'ın 3 arkadaşıyla birlikte Estelle adlı bir model oturuyor. Tabloda yer alan biyografı yazan Georges Rivere sonradan yapıtı "Tarihten bir sayfa, Paris hayatının değerli bir anı" olarak nitelemişti. 16 mayısta açık arttırmaya çıkanlacak tablonun daha büyük boyu ise Paris'te Orsay Müzesi'nde bulunuyor. Renoir'ın tablolardan birini yerinde, ötekini ise atölyesinde yaptığı beliniliyor. Istıklai Cad No 140 SEVEMA P A Z A R T E S İ 22 Ocak 1990 Pazartesi 21.00 ESİNAFSARÖn Dinleti Aysun Timurcan 20 Ocak Cumartesi • U.00-18.00 METIN ÜSTÜNDAĞ Cumhuriyet Kitap Kulübü Kadıköy Temsilciiiği Moda Sineması Moda Smemosı, Bahariye - Kadıköy ı Tel- 33701 28 ATILLADORSAY 'Yasemin3 Almancılar sorunu üstüneyeniden düşünmeye çağırıyor Üçüncü kuşaktaıı \asemin Yasemin/ Yönetim, senaryo: Hark Bohm / Görüntü: Slawomir Idziak / Müzik: Jens Peter Osterdorf / Oyuncular: Ayşe Romey, Şener Şen, Uwe Bohn, Ilhan Emirli, Katharine Lehmann, Nedim Hazar, Sevgi Özdamar / Bir Alman filmi / 86 dakika (Lâle) "Almanya'daki Törkler" ko- nusundan artık gına mı geldi? Sa- yısız yazıya, incelemeye, romana, filme konu olan Almancılarımız hakkında artık yeni bir şey söy- lenemez mi diyorsunuz? Ne yanıl- gı! Kendisi de çalkantılar içinde- ki bir Batı toplumunda uyum so- runlan -yeni kuşaklarla azalarak da olsa- süren 2 milyon Türk'ün varlığı söz konusu ise bu konuda söylenecekler, gösterilecekler hiç biter mi? Bu kez bu konuya Alman cep- hesinden bir yaklaşım geliyor. Unutulmaz Fassbinder oyuncusu, ama 1970'lerden beri zaman za- man yönetmenlik çabalannı da ihmal etmeyen Hark Bohm'un fil- mi, Hamburglu "üçüncü kuşak" bir Türk kızıyla, ona abayı yakan bir Alman gencinin öyküsünü an- DEClŞtK FIZİGtYLE AYŞE ROMEY — FassbimJerTıı gözde oyunculanndan Hark Bohm'un yönctti- gi "Yasemin"de çok degişik fizigiyle >e kendine güvenli oyunusla Ayşe Romey dikkati çckiyor. Yönet- menin oğlu olan l we Bohm da filmin on plana çıkao oyunculanndan. latıyor. Bu çağdaş Romeo - Jiıl- yet öyküsünde, Shakespeare'deki soyluluk çekişmelerinin yerini, kolay aşılmaz kültür uçurumlan almıştır. Bohm, bu alanda u&ta- lıklı bir denge kuruyor: T-iirnüyle tutucu bir amca, yüreği sevgiyle dolu, ama geleneklerden kolay kopamayan bir baba, nesnel kal- maya çalışan bir anne, kendisine yüklenen "namus bekçisi" rolü- nü canla başla yerine getirmeye çalışan yeğen gibi tiplerle, dışan- daki Türkler arasmda kuşkusuz ayrımlar, nüanslar içeren uyum sorununu oldukça başanlı biçim- de sergiliyor. "Yasemin", alçakgönüllü, sa- de, ama içten, inandıncı, gjderek sürükleyici bir film. Bohm, Al- manya'daki Türklere önyargısız- ca, içtenlikle yaklaşmayı deniyor, onlann kultürlerinin bir Alman için tüm çekiciliğini gösterirken anlaşılmazlığrnı da vurguluyor. (Örneğin, onca başanlı düğün sahnesi ve aynı düğüne, bir Al- man gencinin kabul edilmeyişi gi- bi). Bu arada Türk toplumu için büyük değer taşıyan, giderek Al- manca konuşmalarda bile Türk- çe olarak kullanılan "gunır", "onur", "namus" gibi sözcükler- le ve bunların neredeyse ekmek - su gibi kullanüışıyla da dalgasını geçiyor. Mekân seçim ve kulla- nımları ilginç: Özellikle "Judo salonu" bölümleri ve buradaki kızlı erkekli çatışmalann, cinsel is- teği ve enerjiyi simgelemeye dö- nük kullanımı çok ilginç. Oyun- cu yönetiminde ise elbette Şener Şen, ama ayrıca çok değişik fizi- ğiyle ve kendine güvenli oyunuy- la Ayşe Romey ve yönetmenin oğ- lu olan L'we Bohm ön plana çıkı- yorlar. "Yasemin", yıhn görülmesi ge- reken, bizim için ayrı bir önem ve ilginçlik dozu taşıyan yabancı filmlerinden. Çok Onemli değilse de belli sinemasal tatlar içeren ve insanı "Almancılar sorunu" üze- rine (yeniden) düşünmeye çağıran bir film. Sidney Lumet 'Aile Bağları'nda kendisi için bildik sularda NewlS>rk'ta teknolojik soyguııB a ğ l a n (Family Business) / Yönetmen: Sidney Lumet / Oyuncular: Sean Connery, Dustin Hoffman, Matthew Broderick, Rosana De Soto, Janet Carrol, Victoria Jackson / Tri-Star Pictures yapımı / 115 dakika (As, Dünya) düren büyükbabadan yanadır ve "ona tayık oldugunu" göstermek için, Vito'nun tüm karşı çıkışla- rına karşın, bir "teknolojik soygun" planı hazırlar ve bunu gerçekleştinnek için babasıyla de- desini kandmr. "Aile Baglan", gönildüğü gi- bi klasik ahlak, namus, dürustlük vb. kavramlarla dalgasını geçen bir tür "kara komedi". Ancak film, Lumet'nin çevreyi (New York'u), kişileri, gerilimli bir ola- yı (soygunu) betimlemedeki usta- lığına karşın, hiçbir anında seyir- cisini alıp iyice yükseklere çıkara- mıyor, ayaklan yerden kesemi- yor. Kendi öz nitelikleriyk değil özellikle oyuncularryla ayakta du- rabilen filmlerden "Aile Baglan". Bu bağlamda, "Yagmur AdanT'daki şaşırtıcı oyunundan sonra kendisinden hep "mucize"- ler beklenen Dustin Hoffman pek değil ama özellikle Sean Connery, "Indiana Jones"daki "baba" ro- lüne yeni açılımlar, yeni ayrıntı- lar getiren "büyükbaba" kompo- zisyonuyla gönüllere yerleşiveri- yor. Torun rolünde genç "Matt- hew Broderick'e de bu 2 "canavar" oyuncu karşısında ezilmediği için bravo! "Aile Bag- lan", sonuç olarak pek önemli ol- mayan, rahatça izlenip unutula- cak filmlerden. Sidney Lumet. kendisi için ta- nıdık sulara dönüyor. öncelikle New York kenti: Kim, "Köpni- den Cörünüş", "Tefeci", "Serpico" veya "Kentin PrensTn- den daha iyi anlatabilir bu kenti? Sonra New York Yahudi çevresi: Bu alanda da (TV'de yakın za- manda gösterilen) "Elveda Eski Dosl" (Bye Bye Braverman) ve- ya "Daniel" gibi fılmleri anımsa- nabilir. Sonra dramatik durumla- nn içine yerleştirilen mizah duy- gusu: "Köpeklerin Günü"nü bir anımsayın. Tüm bu öğeler ve başka şeyler var"Aile Baglan"nda... Bir aile- nin 3 kuşaktan bireyleri arasmda geçen bir öykü bu... "Namus" kavramı oldukça farklı McMu- len'lerin... Büyükbaba Jessie için ancak "emek verilmemiş bir soygun" ahlak dışı bir iştir... Oğul Vito, uzun yıllar önce baba- sının namus anlayışını tehlikeli bularak bırakmış, ucuz işçi ve emek sömürüsüne dayanan, ama görünüşte "saygın" bir işi, et kombinacılığını yeğlemiştir. Tonın Adam ise kendisiyle Fre- udcu bir baba-oğul ilişkisini sür- düren babası yerine, "ezeli serseri" ve "yaşlanmayan BAŞROLLERDE USTA OYUNCULAR — "Aile Baglan" özellikle oyunculanyla ayakta duran filmlerden.Sidney Lumet'nin filminde seriivenci" kılıflannı ustaca sür- Dustin Hoffman'ın yanında Sean Connery büyükbaba kornpozisyonuyla gönüllere yerleşiveriyor. Acılar Paylaşılmaz'Eser Zorlu'nun ilk filmi Oğlunuz eşcinsel olıırsa P a y l a ş d m a Z / Yönetmen: Eser Zorlu / Senaryo: Yasemen / Görüntü: Salih Dikişçi / Müzik: Oğuz Abadan / Oyuncular: Kadir İnanır, Betül Aytaç, Kerem Tunaboylu / Bir Tezcan Film yapımı / AKM Sinema Salonu (son gün) Te! 151 18 65 • 66 Bir zamanlar Cumhuriyct'in "Anket Defteri"nde somlaıı "og- lunuzun eşcinsel oldugunu öğren- seniz ne yapardınız" sorusundan esinlenmişe benzeyen bir film. Bu soruya verilen ve "Bir kenara çe- ker döverdim'Me "Onu kendi ha- yatıyla baş başa bırakırdım" uç- İan arasmda -kaçınılmaz olarak- değişik yapaylık düzeylerinde do- laşan yanıtlan ve başrole sinema- mi2in en "maco" oyunculanndan Kadir Inanır'ın seçildiğini anım- sayınca bu filme oldukça olumsuz bir önyargıyla gittiğimizi itiraf edelim! Ama hayır, "Acılar Paylaşıl- maz", en azından bildirisini çeşitli yapaylıklardan ve yanlışlardan anndırmış, temelde doğru olarak saptanrmş bir film. Ayrüdığı ka- rısının kendisinden kaçırdığı oğ- lunu 14 yıl sonra ilk kez gören ve ona sevgiyle yaklaşmaya çalışan avukat bir baba, onun nefret du- vannı yıkamıyor, yaklaşmaya ça- lıştıkça ondan uzak düşüyor. Üs- telik oğlunu, kendisinin tamştır- dığı genç bir çocukla yatakta ya- kalamıyor mu? Dünyalar başına yıkılıyor, oğlunu (anket-manket düşünmeden) bir güzel pataklıyor önce! Ancak finalde yapılacak en doğru şeyi (avukatı olduğu bir mahkûmun da kendisine verdiği dersin yardımıyla) buluyor ve uy- guluyor. "Acılar Paylaşılraaz" zor bir konu seçmiş, ona yüreklilikle yak- laşmayı deneyen bir "ilk film". Ne yazık ki bu kadan yetmiyor. Çünkü sinema her şeyden önce bir gerçeği yeniden yaratma, gerçek sanısı verme sanatıdır. Film, bir- çok noktada bunu vermekte ye- tersiz kalıyor. Önce senaryosu ye- tersiz: Bırakınız temcit pilavı gi- bi yinelenen "14 yıldır neredey- din?" gibi sözleri, kimi sözler, he- le bir avukatın ağzında son kerte yanlış duruyor. Tek bir ornek: "Yalnız avrılan biz degiliz". (Doğrusu: "Aynlan yalıuz biz de- güiz"). Öte yandan kimi inanılmaz ya- pım (prodüksiyon) hataları var. ömeğin hem de önceden yer ayır- tılan ünlü bir lokantada, başka hiç kimse evet hiç kimse yokken tek başlarına yemek yiyen baba- oğuldan biri öbürüne "Yavaş ol, etrafı rahatsız edeceksin" derse bu artık prodüksiyon yetersizliğini de (figüran kullanılamamış, bel- li) aşan, seyirciyle alay eden, en azından o sahneyi komediye çevi- ren bir iş oluyor. Eee, boyle yan- lışlarla da "gerçeği yeniden kurmak" elbette mumkün değil. "Acılar Paylaşılmaz"ı hoşgö- rüyie karşılayabiliriz. Ama lütfen, seyirciye biraz daha saygı, biraz daha özen, biraz daha dikkat! Bilge Olgaç'ın 'Gömlek'i mevsimin ilginçyerlifilmlerinden Aganın son ııumaralan/ Yönetim, Senaryo: Bilge Olgaç / Eser: Osman Şahin / Görüntü: Salih Dikişçi / Müzik: Serdar Yalçın / Oyuncular: Berhan Şimşek, Erdal Özyağcılar, Şehnaz Dilan, Savaş Yurttaş, Erol Demiröz, Füsun Demirel, Nurettin Şen, Erdinç Bora, Yaşar Güner / Bir Pınar Film yapımı (yarından itibaren AKM Sinema Salonu'nda). KONUYA YÜREKLİLİKLE YAKLAŞ1YOR — "Acılar Paylaşıl- maz", seçtiği zor konuya yüreklilikle yaklaşan bir film. Betul Aytaç'ın da oynadığı film yapım açısından inanılmaz hatalar içeriyor. "Gömlek", Osman Şahin'in oykusunden yola çıkarak, soruıı- lu Güneydoğu yöremize bir ba- kış atıyor. GAP'ın getireceği ni- metlere kavuşmaya hazırlanan, ancak bu nımetlerin "adil" da- ğılırru için gerekli toprak ve ta- nm reformlarını gerçekleştir- mekte geç kalınmışa benzeyen bu yörede varlığı hâlâ süren "ağahk" kurumu üzerine bir film bu. 3 köy sahibi Şemo Ağa, "ma- raba"nın gitgide başkaldırdığını ve eski usullerle buna karşı du- ramayacağını seziyor. Ama "agı- lıkta çare tükenmez"! Başkaldı- rının önderi gozüken yoksul Eno'yu "evladı" ilan ediyor ço- luk çocuksuz ağamız. Ve ona "agalık gömle|i"ni giydiriyor. Eno, artık bir "aga veliahb"dır, ağalığın nimetlerinden köşe bu- cağından da olsa yararlanmaya başlamıştır. Böylece ağaya karşı başkaldırı da ondersiz kalmış olacaktır. "Gömlek", geçmişte "Kaşık Düşmam", "Ipekçe" gibi film- lerin yaratıcısı Bilge Olgaç'ın yi- ne ilginç bir filmi. Film, bir yan- dan "ağahk" kurumunun varlı- ğım sorguluyor ve bu kuruma karşı, özellikle ilk yarıda "militan" bir başkaldırıyı öngö- ruyor. Ancak film, özellikle ikin- ci yarıda tavnnı bir güldürüye dönüştürmeyi seçiyor. Olgaç'ın özellikle "Kaşık Düş- mam" nda örneğini verdiği bir kara mizah, Şemo Ağa'yı bir tür "Züğürt Aga"ya dönüştürür- ken, yönetmen böyle bir tavırla, ilk yandaki militan tavırdan da- ha etkili bir bildiri sunmayı ba- şanyor. "Agalık denilen dünya- nın koca çarkı"run artık kolay dönmedigini, zamanın değiştiğini çok iyi kavnyor Şemo Ağa. Ama artık ağalığın da eski Yeşilçam filmlerindeki kaba zulümden farklı, daha incelikli, daha çağ- daş yöntemleri vardır. tnsanlann içine kök salmış geleneklere, inançlara, korkulara bel bağlaya- rak yeni yöntemler geliştiriyor Şemo Ağa ve neredeyse de başa- nyor. "Gömlek", Olgaç 1 ın örneğin "lpekce"deki biçimci anlatımı da sıkça kullandığı, yer yer çok özgün bir güldürü dozuna ds ulaşan ilginç bir film. Eno'nun gömleği giymesi gibi birkaç sah- ne ise sinemamızdaki güldurü sahnelerinden bir seçmeceye ra- hatça girebilir. Berhan Şimşek ve Erdal Özyağcılar'ın karşılıklı olarak gerçekten de döktürdük- leri ve dayanılmaz birer oyun ser- giledikleri filmde, Serdar Yalçın da işlevsel müziğiyle dikkati çe- kiyor. "Gömlek", kuşkusuz yı- lın en ilginç yerlifilmlerindenbi- ri. Bir kadın yönetmenin boyle- sine bir 'erkek konusu'na el at- ması ve aldığı sonuç, ayrıca öv- güye değer. Nâzmı, Ingilizcede • LONDRA (CumhuriyeO — Nâzım Hikmet'in Ingilizceye çevrilen şiirleri, Türk diline emek veren îki "usta" tarafından bir sanat gecesinde tanıtıldı. "Hazin Bir Özgürlük" adıyla yayımlanan şiir seçkisini tanınmış hikâyeci Feyyaz Kayacan ile Türkçe ve Rusça'dan tngilizceye çevirileriyle tanınan Richard McKane, South Bank Kültür ve Sanat Merkezi'nde "Royal Festival Hall"de kalabalık bir dinleyici kitlesine okudular. Grenville Press tarafından yayımlanan seçki, Taner Baybars ile McKane tarafından Türkçeden çevrilmişti. Eren'den 'Su Gibi? • Kültür Servisi — Halk ozanı Ali Ekber Eren'in ilk kaseti çıktı. Su Gibi adını taşıyan kasette Bülent Ecevit, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sabahattin Ali, Nevzat Çelik ve Pir Sultan Abdal'ın şiirlerinden bestelenen parçalar yer alıyor. Senfonik Orkestra eşliğinde kaydı yapılan kasetin ilk baskısı da F. Almanya'da gerçekleştirilmişti. Snoopy 40 yaşında • Kültür Servisi — Dünyanın en ünlü çizgi roman kahramanı Snoopy, bu yıl 40 yaşını dolduruyor. 1983 yıhnda ölen yaratıcısı Charles Monroe Schulz'a Amerika'nın en zengin 7. adamı ve ABD'de her yıl Ulusal Karikatürcüler Derneği tarafından verilen Reuben Ödülü'nü 1955 ve 1964 yıllarında iki kez kazandıran Snoopy'nin doğum günü, 24 ocak tarihinden itibaren Dekoratif Sanatlar Müzesi'nde kutlanacak. İlk kez, çocukiar için hazırlanan "Peanuts" (Yer Fıstıklan) adlı çizgi romanın kahramanlarından Charlie Brown'un köpeği olarak ortaya çıkan Snoopy, duşUnUr köpek olarak geniş kitlelerin sempatisini kazanmış, 1%9 yıhnda Apollo 10'un mürettebatı tarafından maskot seçilmişti. UGÜN • 'Kilimlerde ^raşayan Gelenek' Beyoğlu Belediyesi'nin düzenlediği "Kilimlerde Yaşayan Gelenek" adlı sergi Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi'nde saat 18.00'de açıhyor. BİLSAK'TA BUGÜN 19 Ocak Com«: 19.00 GÜNÜMÜZDE ÇEVİRİ SORUNLAR1: Ahmet CEMAL, Müge GÜRSOY, Yurdanur SALMAN 19.00 TİYATRO: "Işte Baş, İşte Gövde, tşte Kanatlar" Yazan: Sevim BURAK, Oynayan: BlLSAK TİYATRO ATÖLYESİ GORSEL SANAT ATÖLYELERİ Mehmet GÜLERYÜZ'le Resim Çahşmalan 10.00-01.00 arası CAFE- FOYER-BAR BlLSAK, Herkese Açıktır. BİLSAK, Sıraselviler Soğancı Sok. No: 7 CİHANGİR 143 28 79 - 143 28 99 CUMARTESİ BULUŞMALARI MUHARREM KARSL1 IIUKB Başkam) Türkıye'de Sermaye Pıyasası ve Borsanın Gelışmesı / O( IA ;•"«' < unıarh-t I" MULKIYELILER BIRLIĞI İSTANBUL ŞUBESI IMuaiiım Nacı Cao < » A Küruçeşme 80620 Tel |ll 157 46 34-35 Sigorta kartımı ve nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükumsüzdür. MEHMET YAÇAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle