28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 19 OCAK 1990 Ayıptan da Öte MELİH CEVDET ANDAY Doktorasını Londra da yaprnış bır dış hekımı dostumdan dınlemıştım, bır parkta volunu kestığı bır kadmın ırzına geçtığı ıçın yakalanan adama se kız yıl hapıs bıçen İngılız yargıç, kararın ardından şöyle demış suçiuya "Bu ağır cezayı, bır ınsanın özgurluğunu kısıtladığın ıçın verıyorum sana " "Irz" sözcüğune sözluk, ' namus, ıffet, şeref, cınsel haysıyet" anlamlarını venyor, "ırzına geçmek" ıse o ınsanın "cınsel namusuna zor kul- lanarak zarar getırrnek" demektır Ben, ceza ya- samızda, fuhşu meslek edınmış kadınlara karşı ış- lenmesı durumunda, ırza geçme suçu ıçın ceza ın- dırımı ongörulduğunu bılmıyordum 12 ocak tanhlı gazetemızın "Olaylann Ardındala Gerçek" sütununda çıkan "Bır Ayıp" başlıklı ya a, bu konu ıle ılgüı bır olayı, belkı de günümüzün en önemh olayını ele alıyor ve yorumluyordu ön- ce o yazıya bır göz atalım "Antalya 2'ncı Ağır Ceza Mahkemesı TCK'nın (Turk Ceza Kanunu) 438 maddesının anayasaya aykırı olduğu gerekçesı ıle Anayasa Mahkemesı'- ne başvuruyor 438'ıncı madde şöyle Irza geçme ve kaçırma eylemlenne, fuhşu meslek edınmış ka- dınlara karşı ışlenmesi durumnnda venlecek hapıs cezası uçte ıkı oranında ındınlır. Anayasa Mahkemesı konuyu görüşüyor, 11 üye- den 7'sının oylarıyla 438'ıncı madde anayasaya uy- gun bulunuyor Karşı oy kullanan üyeler ıse söz ko- nusu maddenın hem anayasaya hem ınsan hakla- rına ters duştüğunu vurguluyorlar " "Olaylann Ardındakı Gerçek" sütununun yazan arkadaşımız, Avrupa Konseyı Insan Hakları'nı ve Temel Ozgurluklen Koruma Sözleşmesf nın, konu- muzla ılgılı 14'uncü maddesını de yazısına almış tı okumalcta yarar var "Bu sozleşmede one sunılmuş, hak ve ozguıiuk- lerden vararlanma. cınsıyet, ırk, renk, dıl. dın, sı- vası >a da bır başka goruş, ulusal >a da toplumsal koken, bır ulusal azınlıktan olma. mulkıvet, do- gum ve benzen bır staru avnmı gozeblmeksızın her- kes ıçın sağlanır " Yazarımızın şu yorumunu da okuyalım "Fuhuş (eğer bır toplumda meslek olarak kabul edılıyorsa) elbet bunun ayıbından herkes kendı pa- >ına duşeru ustlenmelıdır " Fuhşu meslek edınmış kadın varsa, o toplumda fuhuş yasal bır meslektır, demek eskıden "fahışe", şımdı "hayat kadını" ya da "genel kadın" denı len kadın devletın gözu onunde ve denetımı altın- dadır, öyleyse yasalar karşısmda butun yurttaşlarla eşıt dunımdadır Fuhşu meslek edınmış kadınlara karşı ışlenecek ırza geçme suçunda ceza ındırımı, yalmzca bu eşıthğı bozmakla kalmaz, bu suça bır tür cesaretlendırme anlamını da taşır Dahası var, ıffetlı bır kadına saldıran da mahkemede, saldır- dığı kadının fuhşu meslek edındığı ıftırasını kul- lanmağa kalkabılır, bunda o kadar ılerı gıdebılır kı tanık göstermeğe kalkar Bö>le bır savlama kar- şısında mahkeme, saldınya uğrayan kadın ıçm polıs araştırmasına mı başvuracaktır7 \ e saldınya uğ- rayan her kadın ıffetını kanıtlama zorunda mı bı- rakılacaktır9 Şunu da ekleyelım, 438 maddenın ön- gördüğü üçte ıkı ındınm, ırzına saldınlmış suçsuz fahışenın cezalandınlması anlamına gelmektedır ıs- ter ıstemez, saldırgandan esırgenen üçte ıkı, o ça- resız kadına verümektedır, çunkü bu kadın daha yargıç karşısına çıktığında suçlanmış durumdadır Dıyeceğım, fuhşu meslek edınmış kadını, yasalar karşısında namuslu saymaktan başka çıkar yol yok- tur ve fuhşu meslek edınmış kadın namusludur Kaç yıl oldu, şımdı tam olarak bulamayacağım, yazın bır güney gezısınden otobusle îstanbul'a dö nu>ordum, arabadakı >olcuların ateşlı bır tartış- ma ıçınde bulundukları gozumden kaçmadı İlgı lerunce, o sabah benım de duyduğum bır olay uze rınde konuştuklannı anladım Bır yabancı çıft, o ılımızın, denıze bakan ormanlık bır bölgesınde ça- dır kuruyor, doğa guzellığının ve guneşın tadını çı- karacaklar elbet kadın soyunup dökunmuş Ve ıkı delıkanlının saldırısına uğru>or Eşını kurtarmak ısteyen adam bağlanı>or, kadının ırzına geçılıyor ve sonra ıkısı de olduruluyor Yakalanmak kor kusu Ama bu köylu gençler hemen o gun yakalandı lar Savcı ölum cezası ıstedı Şımdı otobuse dönehm Yolcunun yansından çoğu oralı ıdı, savcının ıstemını ağır, hatta yersız bulanlar, "Efendım, karı orospu " dıye söze baş- lıyorlardı Bızde 'orospu" nıtemının nasıl akıl al- maz gözlemlere ve gerekçelere dayandırıldığmı du- şunursenız, oradakı durumu y adırgamayacaksınız Kadın ıssız bır yerde soyunmuş, bacaklannı gune şe açmış "Efendım, kocası da pezevenk " Bu savlarla karşılaşan yargıç saldın uzennde mı dursun, yoksa yabancı tunst kadının fuhşu mes lek edınıp edınmedığım mı araştırsın' Şunu da unutmayalım, bızde suç ışleyenler, hep "tahrık" edıldıklennı öne surerler, burada da öv le olacaktır elbet, ıssız bır yerde, mayolu, guneşle nen bır kadın delıkanlıyı tahrık etmez olur mu7 Oysa kadın, başını örter, öyle tenha yerlere gıtmez, erkeğe gönlnmezse, bu tür olaylar da ortaya çık maz elbet Ben bu olayla, "başönüsü" olayı arasında, bıl- mem neden, bır ılışkı kuracak oldum Geçen gun, gene guzel bır yazısının sonunu, Sayın Alı Sırmen şöyle bıtınyordu "Laıklığı ve ozgurlüklenmızı de- mokrasının sınırlan ıçınde, uyanık ve amansız bır- demokrauk sıyasal savaşım de savunma eylemın- dekı en ufak bır savsaklama, Turkıve'yı Iran'a çe vırecektır " Evet, tarıhımız bıze gösterıyor kı toplumumuz ne zaman ekonomık bunalımlara duşse, çare ola- rak kadının kapanması gösterılmıştır Hıç de şaşı- lacak bır görunum değıl bu, ıdeolojı olarak yalnızca dınsel ınaklara ıtelenmış bır toplumdan ne bekler- sınız1 Bu bır salgın akımdır, hem aşağı katta, hem yukarı katta Fahışehk, ılkçağda kutsaldı Ansıklopedıden okuvorum "Hammurabı yasalarına göre fahışe- lerın mulkıyet haklan evlı bır kadınınkınden çok daha genıştı, hatta aıle mulkunun tabı olduğu ya- sal baskılann hıçbırı onlara uygulanmazdı " Efes , Artemıs'ının tapınağında sevışıhrd* Bugun Efes'ı gdrmuş olanlar bılırler, genelev mahallesımn kut- sallığı daha gınşte anlaşılır, orada fahışelerın başı olan kadının yonutu vardı Ortaçağa gehnceye ka- dar genel kadınlar hıç kuçumsenmemışlerdır Mı sır ve Babıl onlara saygı duydu Italyan rönesansı onlara ozel bır değer venyordu En guzelı, lsa'nın sozudur Fuhuş yaptığı ıçın taşlanarak öldurul- mek cezasma çarptınlan bır kızı kurtarmak ıçın öne çıkmış, "Ilk taşı hıç suç ışlememış olan atsın1 " de- mış Uygarlığımızın ıkıyuzlüluğtı, namuslu fahışeyı alçaltıp, gızh fuhşu desteklemesınde ortaya çıkar Bence, fahışenın ırzına geçen saldırgana, yasa- larımızda gösterılen ırza geçme cezasının bır kaç katını vermelı 14 ocak tanhlı gazetemızdekı bırduyuru karam- sarlığımı bıraz hafıflettı Ankaralı bır grup femı- nıst adına Sayın Nesıha Saat şöyle dıyordu bu du vuruda "Tecavuzu hafifletebılecek hıçbır gerekçe ola- maz — Iffetlı ıffetsız aynmı yaparak kadınlan aşa- ğılayan, — Tecavuz edılebılır kadınlar olduğunu söyle- yen, — Tecavuze teşvık eden, 436 maddeve ve bunu onaylayan Anayasa Mah kemesı karanna HAYIR'" ARADABIR Prof. ORHAN ŞAHİNLER Güzel Sanatlar Universitesi * Ilgılı çevrelenn çok lyı bıldığı gıbı Mımar Sınan Universitesi tarıhsel Guzel Sanatlar Akademısı nın unıversıteye donuşumu dür Guzel Sanatlar Akademısı nın Mımar Sınan Universitesi' olarak adlandırılması Yuksek Öğretım Yasası gereğı Yüksek Öğ- retım Kurumu tarafından klasık unıversıte modelı çerçevesme alınmak ıstenmesının sonucudur Bu dönüşumde ve geçen sekız yıl ıçınde temel çekırdek ku- rumsal yapı Güzel Sanatlar Akademısı olarak kalmış gıbıdır Bır kurum kendı dışında alınan kararlarta gırdığı yenı bır sıstem ıçınde olsa bıle ozunden kolay kolay sıyrılabılır mı'' Pek sanmıyoruz Bu bır belırsızlık, hatta bunalım nedenı olabılır ve gıderek yenı- den bır kımlık arayışına dönuşebılır Hıç kuşkusuz Mımar Sınan Unıversıtesı'nın zaman ıçınde gelışen çızgısı de bu genel doğ- rudan farklı olmamıştır Osmanlı donemı Tanzımat sonrası çağdaşlaşma hareketının sımgesel kurumlarından bırı olan ve 1881'de kurulan Guzel Sa- natlar Akademısı nın devamı Mımar Sınan Universitesi, bu san- cıları dennden yaşamıştır, yaşamaktadır Osmanlı toplumunun seçkın aydın çevrelerı, Tanzımat sonra- sı yenıleşmenın değışım çızgısınde sanatın köşe taşlarından bı- rı olduğunu anlamışlardı Osman Hamdı Bey bu çızgıde gereklı değerlendırmeyı yapmayı bılmış yonetım-hukuk-sıyası ve aske- rı konularda yenıden yapılaşma paketınde kulturun sanatın vaz- geçılmezlığını kabul ettırmıştı Mımarlığın resmın heykelın de- koratıf sanatların tarıh kadar eskı olan ınsanın bu yaratıcı faalı- yetlennı bır eğıtım kurumu çatısı altında toplamış Guzel Sanat- lar Akademısı nı 1881 yılında kurmuştu Turk plastık sanatlar eğıtımının toplandığı Guzel Sanatlar Aka- demısı kendını yenıleyerek zamanla gelışıp olgunlaşmış her za- man çağdaşlığını koruyarak 196O'lı yıllara kadar zınde bır şekıl- de erışmıştı Uygar ılışkıler ıçınde bır eğıtım topluluğu oluşmuş- tu Kendıne özgu sanatsal nıtelıklere sahıp öğrenct kıtlesı ıle bır- lıkte Szlem duyulan ve demokratık bır ortam yaratılmıştı Plastık sanatların tek ve ana eğıtım kurumuydu Guzel Sanatlar Akademısı 198O'lı yıllarda yasal eksıklıklerını butçe sorunlarını mekânsal sıkıntılarını aşmak ıstıyor ve malı özerklık ıçın mücadele edıyordu Belkı maddı açıdan yoksuldu Ancak seçkın, kendıne ozgu manevı değerlerını yuksekte tu- tan bır kurum olma ozellığını koruyordu Ayrıca plastık sanatlar- la ve sınema ıle sınırlı kalmayıp muzığı tıyatro ve baleyı bünye- sınde toplayarak sanat eğıtımınde yaygın bır ıçerığe çerçeveye erışmeyı umut edıyor, Güzel Sanatlar Unıversıtesı'ne dönüşme- yı planlıyordu Böyle bır gelışmenın kendı ız ve şeklını koruya- rak ulke kulturünun ısteğını karşılayacağına ınanıyor, bu ınancı 'Istanbul Guzel Sanatlar Unıversıtesı' adıyla mantıklı bır şekıl- de tanımlıyordu Fakat 1981 yılından sonra gelışen olaylar yürurluğe gıren Yük- sek Öğretım Yasası (YOK) bu haklı, mantıksal çözumun gerçek- leşmesıne fırsat vermemıştı Guzel Sanatlar Akademısı Turkı- yede spesıfik ıçerıklı unıversıte olamayacağı ılkesı belırtılerek kla- sık unıversıte çerçevesme alınmış Guzel Sanatlar Universitesi benımsenmemış bu nedenle kurulamamıştı Yukarıda kısaca açıklanmaya çalışılan gelışmeler sonucunda yuz yıllık deneyımlerle oluşan köklu geleneğıyle şekıllenmış bu- lunan bır kurumsal yapı bu yenı çerçeveyı ne olçüde benımse- yebılırdı'? Gereklı uyum sağlanabılırmıydı'' Yoksa öncelerı tanı- mı pek de kolay olmayan belırsızlık kendı kendını tam tanımla- yamamaktan kaynaklanan kurumsal kımlık bunalımı mı yaşadı sureklı yaşanıyor muydu7 Guzel Sanatlar Akademısı kokenlı Mı- mar Sınan Universitesi YÖK ün gerektırdığı yenı düzenın sıkın- tılarını öbur kurumlara kıyasla katlanarak yaşadığı mı soylene- bılırdı'' Mımarlık eğıtımı yüz yıllık bırıkımıyle yenı uygulamaya konu- lan kalıplar arasına sıkışmıştı Çelışkılerden ötürü kendı "mımarlık eğıtım modelını' tanımlayamamaktaydı Resım heykel gıbı sa- nat dallarında atölyelerın usta-çırak ılışkısının geleneksel yapı- sına burokrasının akademık hıyerarşısı şekle oncelık tanryan an- layışıyla oturmuştu Sanatsal yaratıcı guç ve olgunluk, sanatta kışılık ozgur özgün yorum hak*ı akademık hıyerarşının otonter burokratık dırençlerıyle kısırlaşır olmuştu Ulke çapmda yuksek öğretım kurumlanna getınlen ortak aka- demık normları reddedemeden sındırme çabalarının aşırı zor- lamaları yaşanmıştı Ve bütün bu ayrıntıların toplamında bızce kurum bır kışılık kımlık belırsızlığıne süruklenmış, kendını yenı- den tanımlamada cıddı guçluk çekmıştı Öte yandan, özel nıtelıklere sahıp unıversıte olamayacağı ıl- kesı de ulke çapında tam olarak gerçekleşmemıştır Teknık Unı- versıte, Ortadoğu Teknık Universitesi Karadenız Universitesi, as- kerı tıp akademılerı, konservatuvarlar ozel konumlannı tanım- larını korumuşlardır Ayrıca Mımar Sınan Universitesi kendı ıçınde de bır çelışkıyı artı olarak yaşamaktadır Spesıfik bır eğıtım ku- rumu olan konservatuvar, ozel konumunu ve tanımını klasık unı- versıte yapısı ıçınde surdurmektedır Bugunku kuruluşun kurumsal olarak aksayan tıpık bır yanı da- ha behrtılebılır Ornek olarak Mımar Sınan Unıversıtesı'nın kap- samında bulunan Fen-Edebıyat Fakultesı venlebılır Istanbul kentınde klasık unıversıte tanımına uygun unıversı- telerın gelışmış fen-edebıyat takultelen varken Mımar Sınan Unı- versıtesı bunyesıne klasık unıversıte şemasında bulunması ge- rektığı duşuncesıyle alınan Fen-Edebıyat Fakultesı gelışme ka- pasıte yaratma çekıcılık açısından ne ölçude şansa sahıptır7 Asılması çok guç öğretım elemanı oğrencı, kadro mekân yok- luğu gıbı cıddı sorunlarla karşı karşıyadır Yakın bır gelecek ıçınde sorunlarının çozümu soz konusu değıldır Sonuç olarak Istanbul Guzel Sanatlar Universitesi, sanatsal eğıtım eksenı etrafında geçmışın Guzel Sanatlar Akademısı nın kurumsal temelı uzennde ulkemızın sanata verdığı özel önemı ve değen ve öncelığı belırtırcesıne resım heykel mımarlık de- koratıf sanatlar müzık, tıyatro bale opera sınema edebıyat gı- bı sanatın tum konularını kapsayacak şekılde yenıden oluşturul- malıdır Özel bır statuyle kendı öğrencısını, kendının duzenledığı sı- navlarla Kabul eden bır unıversıte olarak kurulmalı geleneğını kurumsal kışılığını koruyarak yenı çerçevesıyle bır prestıj kuru- mu olarak yapılanmalıdır Ozet olarak denılebılır kı Güzel Sanatlar Akademısı kokenlı Mımar Sınan Universitesi kurumun tarıhsel ozlemıne, Guzel Sa- natlar Unıversıtesı'ne donuşmedıkçe, varlığı her an duyulan kendı kendını tanımlaması ıle bugunku ıçerığı arasındakı kopukluğu ve çelışkılerı surup gıder Kurumsal kımlık belırsızlığını belkı daha doğru bır deyışle kımlık bunalımını derın sızılı bır şekılde nıce yıllarla elde ettığı eğıtım kalıtelerını bırıkımlerını nıtelıklı kadro- larını aşındırarak yaşamaya devam eder Sosyal Demokrat Yenileşme ve SHP Kurultayı Sosyal demokrasi, ınsanlardakı ıdealızmi, ıdealde bırlıği ve butunluğu, ideolojıden ve ilkelerden hareketle canlı ve sureklı kılmaktır. Toplumun onune yeni bir ufuk açmak, hedef gostermektir. İSMAİL CEM Istanbul Mılletvekılı ve A vrupa Konseyı Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanvekıli Turkıve sıyasetının genel çapsızlığına, sos- yal demokrasıyı mahkûm bırakmak zorunda mıyız'' Çapsızlığın bıleşık kaplarından bırını de sosyal demokrasının doldurması, " ne ya palım, bızde böylesı olabılıyor" dıyerek nza gostenlecek bır kader mıdır 7 Sosyal demokratlar ya da eş anlamıyla de mokratık sos>alıstler- olarak önce bır gerçe- ğın altını kalın çızgıyle çızelım Yaptıklanmızdan çok, yapmadıklanmızdan sorumluyuz Söyledıklenmızden çok, söylemedıklenmız- den sorumluyuz Dünvada sosyal demokrasının, yanı, sol ve demokrasıyı bütünleştırmenın ruzgârları esı- yor Türkıye, geçmışten devraldığı sorunları daha ağır bıçımde vaşıyor, yenı sorunlarla ta nışıyor, toplum, yenı çözumlerı, yenı boyut ları ve önüne açılacak yenı ufukları beklıyor Çağ değışıyor, ınsan degışıyor, her sıvasal akı- mın, ancak kendı doğrultusunda yenıleşerek vetışebıleceğı bır hızla değışıyor Peki biz ne yapmaktayız? "Boyle gelmış, boyle g«der"mısalı, eskı abş kanlıklarımızda, eskı vontemlerımızde, eskı söylemımızde çakılıp kalmaktayız Oysa Turkıye'mn en bırıkımh kadroları, en dene yımlı ve özvenlı ınsanları, duşünce ve bıhm kaynakları sanatın ve sıyasetın önculerı bı zımle beraber En önemlısı, tarıh kadar kök lu uç ıdealın, ozgurluk, eşıtlık ve kardeslığın bayraktanvız Ama olmu>or, olamıyor Sosyal demokrasının evrensel doğrularına kendımızı uyarlamak venne, bız bıze benze- rız tnısalı, sosyal demokrasıyı kendı yanlışla rımıza benzetmeye çalışmaktayız Sağ partılere özgu anlayışlarda ve alışkan bklarda sosyal demokrasının olarna>acağını, kendı ıçımızde guven sağlamadıkça, topluma guven venlemeveceğını duşunsel tembellıkle çozum uretılemeyeceğını, artık gormemız la zım Bakıp da bunları görmemek zaaftır, gö- rup de gereğını yapmamak, sıyasal sorumsuz luİctur Turkıye'de >apılacak çok ışımız, soylene cek çok sözumuz var Ama önce, bız bız olalım, solculuğumuza, demokratlığımıza, belkı en önemlısı, bırbırı- mıze sahıp çıkalım Siyasal yenileşme sureci Geçen hatta basında yayımlanan \: " Bır vabancı ulkenın elçılığı ıçın vapıldığı"behrtı len bır kamuoyu yoklamasında, Ege Bolge- sı'nde DYP'nın farklı bıçımde 'bırıncı partı' olduğu, onu, SHP'nın ve DSP'nın ızledığı be lırtılıvor Doğru olduğunu sanmıyorum, doğruysa şaşmıyorum, bu sıralamayn değıştırecek gucun bızıra ellerımızde olduğunu ıse bılı>orum Bu gucu harekete geçırecek temel vaklaşım, tek kelımede özetlendığınde, "yemleşraek- tır " SHP'mn kendı ıdeolojısıne yaklaşımında, topluma verdığı mesajlarda, sıjasetın oluştu rulduğu zemınde, partı ıçı demokrasi anlavı şında, sıyasetın vontemınde ve uslubunda koklu bır venıleşmeve ıhtıyaç var Sosyal de- mokrasınuı ıdeolojık özunun, sosval oncelık- lerının ve çağdaş partıcılığın yönunde bır ye nıleşme SHP'nın bır suredır yaşadığı çalkantılara son vermek ve partı orgutlerındekı kanama- >ı durdurabılmek, çozum uretımındekı tıkan mavı gıderebılmek ıçın bır sıvasaJ venıleşme sureı-inın partıde vakıt kaybetmeksızın ve el- bırlığıvle başlatılması gerekıyor Çok sayıda partıümız bu duşuncede bırleşerek SHP'de ve- nılıkçı bır akım oluşturuyor Sosyal demok rasının evrensel ılkelerıne ve ıdeolojısıne çok daha tmzlıkle sahıp çıkmayı, SHP'nın sol ve demokrat kımlığını daha net ve açık bıçımde orta>a koymayı, partının sıyaset yöntemını ve üslubunu yenıleştırmeyı önenyor Onumuzdekı kurultayda partı yonetımı hı zıp özellıklennden kurtarılırsa ve partı bütü- nunü kapsayan, avTim gözetmeksızın tum par- tı örgutlerıne ve uyelenne sahıp çıkan bır ya- pıda oluşursa, böyle bır yenıleşmenın ımkânı doğabılır Kendı ınsanlarına adaletlı davranmayan, kendı ınsanlan arasında ayrımcılık yapan, uy gulamalanna hızıpsel ıçgudülenn gölgesını du- şüren, hukukun kurallannı kendı raenfaatınce çarpıtabılen bır sosval demokrasi olabılır mı 9 Olsa bıle, topluma guven verebılır mı'' Sosval demokrat partüer, topluma önerdık- len hayat tarzını, ılışkıler ağını, temel değer vargılarını kendı ıçlerınde uygulayan ve ser- gıleyen partılerdır Adıl vönetım, uygar ılış- kıler, uretkençahşmalar, demokrası duyarlı lığı, dayanışma, dısıplın, hoşgörü, emeğe da- yalı vükselme mekanızmalan, eşıtlık vb "Ne yapalım, bızım koşullanmızda ancak bu kadarı olabıhyor" dıyerek sosyal demok- rasi gerçekleştırılemez Sosyal demokrasırun ıdeolojı örgusunü, ıdealler boyutunu, tarıh boyutunu yok sayarak ve bu olmay an temel- ler uzerıne sağ partılere ozgu partıcılık pra- tıklennı bına ederek sosyal demokrat oluna maz Zaten kımsenın sosyal demokrat olmak gıbı bır mecburıyetı yoktur SHP, bır yenileşme surecıne gırebılırse, ken dı eksıklerını tamamlayarak ıktıdar vollarını açabılır Böyle bır değerlendırme surecınde, oncelıkle karşımızdakılen kötulemeyı ve hü kumetten şıkâyet etmeye donuk eskımış bır sıyaset anlayışıvla ancak buraya kadar vara- bıldığımız, ancak -bır sure yanımızda kalıp sonra elımızden uçuveren- 'tepkı oylannı" ha- reketlendırdığımız fark edılebılır tktıdar ol- mak ıçın başkasına tepkıden değıl, bıze gu- venmekten kaynaklanmış, kalıcı "guven oylannı" arttırmamızın gereğı ve öncelığı an- laşılabılır Yenileşmenin kaynağı, ideolojidir SHP ye guvenmekten yanımıza gelen oylan arttırmak ıçm toplumun sorunlanna somut ve anlaşılır çozümler uretmemızın, sıyaset bılı- mım uygularaamızın gereğı, organızasyon be- cerısı ve katılımın önemı, böyle bır yenileş- me surecınde kavranabılır Her şeyden once SHP'yı ıdeallenne, ıdea lızmıne, ıdeolojısıne, buvuk ıddıalanna ve bır "toplum projesıne" kavuşturmak (belkı de yeruden kavuşturmak) gerekıyor Sığ sularda sosyal demokrasi olamaz, ıdeolojıyı hayata geçırmeyen, ıdeallere yonelmeyen anlayışlar la topluma hedef gösterılemez Sıyaset, gunu muzde olduğu gıbı, ustehk çoğu da yetersız teknıkler yığınına, venmsız üstyapı kavgala rına ve bunun hırçın, ıtıcı gösterılerıne dönu şur ' Özal'ı Koşk e çıkartmayacağız" saplan- tısıyla aylar ve guçler tuketılir, başka bır sağ partıy le onun kulvarlannda y anşa gınhr So- nuç, buyuk bır hayal kınklığı olur Ideolojısını canh tutmayan ve temel mesa jını ' sağ ıktıdarın yaptığını, bız onlardan daha ıyı yapanz"a yaklaştırmış anlavışlar, sa- dece halka değıl, ama oncelıkle sosyal demok rat bır partının uyelenne "partılı olmak kıvancını" yetennce vermez Bugun ıl ve ılçe orgutlerımızden ıstıfa eden uyelenmızın çok onemlı bır bolumu, başka sıvasetlerın adamı olduklanndan değıl sosyal demokrat ıdeal- lennı artık SHP'de bulamadıklarından par- tıyı terk etmektedır, ıdealızmını yıtırmış bır ortamda, hele adaletsızlığe de bulaşmış bır or tamda, kopmaların zemını daha kolay oluş maktadır Ilk gorev, SHP nın temel ılkelenne, ıdeo- lojık kaynaklanna eğılerek hem bu mıhenk ta şında yanhşlarımızı gorebılmek hem de yenı bır atıhmın ıvmesını oralarda yakalamaktır Her şevden once emeğın kıtle partısıyız, du zenın değıl, değışımın partısıyız, Sosyalist En ternasyonal'ın uyesı, sosyal demokrat evren sel doğruların takıpçısıyız Sosyal demokrasının "sol yorumu" falan değıl, bızatıhı kendısı olan "emeğın kıtle partısı" nıtelığımız doğrultusunda ya da "dü zene uvmak değıl, onu değıştırmek" ıddıamız da uzunca bır suredır ne yaptık 7 ' Yaptıkla rımızdan çok, yapamadıklarımızdan sorumluyuz" derken bıraz da bunu kastet- mekteydım Emeğın kıtle partısı olarak ışçı ve köylü (nu- fusun % 65*ı) çocuklannın unıversıte mezun ları arasında sadece ""o 3'ün altında bır yere sahıp bulunması neden bızı rahatsız etmıyor 9 Neden zaman ıçınde gelışecek, ölçulu, gTçekçı bır burs sıstemını kaynaklannı da belırterek dar gelırlı aıleleruı çocukları ıçın partımız ön- görmuyor, toplumun gundemıne getırmıyor ve neden yasa önenlenyle onu somutlaştırmı- yoruz 9 Tum Avrupa'da yasal çalışma suresı haf- tada 35 saate ınerken bızde hâlâ 45 saat ol- ması bızı neden ılgılendırmıyor 1 ' Fazla mesaı dışındakı yasal surenın kademelı olarak 40 sa- ate ındırılmesının tanışmalarını partımız ne- den başlatmıyor 9 Çalışanlann, ışyerındekı ış koşullarırun be- hrlenmesınde söz ve pay sahıbı olmalanna dö- nuk bır katılım modeltnın ulkemızde gerçek- leşmesınde sıyasal bayraktarlığı bız yapmaya- cağız da kım yapacak 0 Ya da "emeğıiı kıtle partısı olarak" kendı emekçı uyelenmlzın partı ıçınde yüksebne şan- sına hemen hıç sahıp bulunmayışı, Turkıye'- nın ağır çalışma koşullan ve sırf ışçı olmaları nedenıyle sosyal demokrat partılerının de fıı len "ıkıncı sımf uyesı" konumunda kalma- ları, yönetımlere, beledıye mechslerıne, Mıl- let Mechsı'ne hemen hıç gıremeyışlerı, neden bızım derdımız, kaygımız olamıvor 17 Kendi "onceliklerimize" sahip çıkmak Sosyal demokrat -ya da eş anlamıyla de- mokratık sosyalist partüer- elbette kendı sos- yal öncelıklen çerçevesınde toplumun tumu- nun ıktıdan olmak, tümüne refah getırmek amacındadır Ve bu partıler, elbette sermaye ıle muhatap olur, onunla dıyalog kurar, ona duşman gözuyle bakrnaz Ancak, "duzemn değıl, değışımın partısı olarak", neden oncelıkle ışçı sendıkalanyla, meslek odalanyla sıstemlı ve sureklı dıyalog kurulmuyor'' Sermayenın "demokrasıyı, ışçı ve sendıka haklarını" benımseyen kesımı de- ğıl, ama "sendıkalı oldu dıye" ışçının ışıne son veren kesımıyle, sendıka haklannı, hatta ınsan haklannı hıçe sayanlarla çok daha et- kılı mücadele neden öngörulemıyor 1 ' 'Duzenın değıl, değışımın partısı", Turkı- ye'de tek bır alanda devlet denetımı ve dev- letçılık olacaksa, bunun, savunma sanayun de olması gerektığını neden göremıyor ve bu doğrultudakı bır kampanva başlatılmıyor1 Duzemn değıl, değışımın temsılcısı olmak, Guneydoğu'yu kan golune dönuştüren olav- larla mucadelenın, Guneydoğu'dakı gencı fe odal duzenı değıştırmekten geçtığım görme yı, ağalık ve beylık kurumunu karşımıza al ma\ı, toprak reformunu toplumun gundemı ne taşımayı gerektırmez mı' Örnekler uzatılabılır örneklerden ortaya çıkan sonuç, SHP'nın kendı ıdeolojık kımbğıne daha fazla sahıp çık masının gereğıdır Yanlış polıtıkalardan yö netımlen sakınacak olan, oncelıkle budur Soylenmesı gerekıp de soylenmemış sözlen ar tık soyleyebılmenın, yapılması gerekıp de ya- pılmamış ışlen artık yapabılmenın yöntemı de budur En önemlısı, sosyal demokrat olmanın ge- reğı budur Sosyal demokrasi, ınsanlardakı ıdealızmi, ıdealde bırlıği ve butunluğu, ideolojıden ve il- kelerden hareketle canlı ve sureklı kılmaktır Toplumun onune yenı bır ufuk açmak, hedef gostermektir Bu yapılamazsa, bır buyuk dava, basıt tek- nıklere, sabun köpuğu gıbı kaybolan pınltı- lara, "Özal'ı seçtırmeyeceğım"e ındırgemr Ruhunu kaybetmış bır bedene donuşur Sosyal demokrasıyı bu tehlıkelerden sakın mak tum SHP'tılenn gorevıdır Elbırlığıvle PENCERE BAŞSAĞUĞI Idaremız emeklı Daıre Başkanlanndan değerlı ağabeyımız \ Inş Muhendısı SAİM KAHRAMAN'ı 17 Ocak 1990 günü kaybettık, acınıız büyuktür Merhuma Allah'tan rahmet, kederlı aılesıne ve yakınlarına başsağlığı dılerız İSKİ GN.MD.SU İNŞAAT ONARIM DAİRE BAŞKANLIĞI PERSONELİ TEŞEKKUR Torunumuz Kızımız SevgıL Vavrumuz CEREN OYM'>u bue kazandıran dojumda yakın ılgı \e şerKatını esırgeme>en Cerrahpaşa Hastanesı nın mumıaz uzmanı Prof. Dr. TURGAY AT4SÜ'ye Doç. Dr. UMUR ÇOLGAR'a, Dr. İSRAFİL ÇEPNTye, Dr. KAYTS GULÇEŞME'ye NİLGl N EBE'>e ve tum dogum klınığı personelinf candan tcşckkürlerımtzı sunarız OZDtKtCİ VE 4K^ALÇIIN AILELERİ İyi Müslüman Kımı zaman bır toplum çıldırabılır Nasıl' Delılığın dışavurj- mu değışık bıçımlerde olabılır Ortaçağda Hrıstıyan toplumları çıldırdılar Insanların ruhunda ıfrıt aramaya başladılar Kım günahkâr? Kım yüreğının derınlı- ğınde Tann'ya ıhanet edıyor'' Kım daha ıyı Hrıstıyan7 En su ka- tılmamış olanı hangısı7 Sen mısın' — Evet — Nıçın? — Çunkü ben her gun sabahtan akşama tapınırım dakıka ba şt ıstavroz çıkanrım, yemem, ıçmem konuşmam, dua edenm, çıle doldururum günahın her türunden kendımı anndırmak ıçın ya- şamayı bır yana bıraktm, günahkâr bedenımın uyanlanndan kur- tulmak ıçın nefsımı kışkırtan her çeşıt çağrrya karşı benlığımı ığ- dış ettım, yalnız Tanrı ıçın yaşıyorum — Olmadı — Neden'' — Kendını Tann'ya doğrudan adayamazsın, sen zavallı bır gu- nahkârsın, ıyı bır Hrıstıyan olmak ıçın en ıyı Hrıstıyanlann yardı- mına gereksınmen var — Nasıl? — Kılıse sana volunu gosterecek ancak rahıbın kılavuzluğuyla ıyı bır Hrıstıyan olabılırsın Ortaçağı karanlığa boğan örgütlenme böyle gerçekleştı, Tan- rı adına ve dın hesabına sıyasal ıktıdar kuruldu, toplumun bü- tün bıreylerını denetım altına aldı Engızısyonun zulüm düzenı böyle oluştu Insanlar odun ateşlennde böyle yakıldılar Toplum- ları dınsel ıstıbdadın prangasına vurarak ınanç adına somüren ağ boyle örüldü 15'ıncı yüzyılda Martın Luther ortaya çıktığında Hrıstıyanlık Ka- tolıklığın en çılgın yoz kırlı dönemını yaşıyordu Luther'ın yaptı- ğı, ınsanın ıç dunyasını ıpotek altına alanlardan bıreyı kurtarmaya çalışmaktır Tanrı ya tapınmada bıle kışıye ozgurluk tanımayan- lara karşı bayrak açtı Luther ve 'retorm' böyle başladı • Ortaçağ karanlığı Batı'da dağıldı toplumlar laıkleştıler, çok uzun bır savaşımla başarıldı bu Ancak gunümuzde çıldıran toplumlar yok m u 7 Iran'da daha dün kanlı bır çılgınlık yasanmadı mı'' Bugun de yaşanmıyor mu7 Bır toplum kı baştan sona kara sakal, kara sarık, kara çarşafa dönüşmüştür dın, kışryı tepeden tırnaga denetler yaşamının gö- zeneklerıne gırerekbeyın hücreterını bıle baskısı altına alır ora- da toplu bır çılgınlık yaşanıyor demektır Komşumuz Iran halkı Şah ıstıbdadına karşı başkaldırmanın ardından kara bır dıkta- nın buyruğuna gırdı Bugun Ortadoğu da burnumuzun dıbınde dunyanın en karanlık rejımlen geçerlıdır Şerıat duzenlerının Ortaçağ karanlığı Arap yanmadasında surüyor Bu duzenlerde kadın ınsandan sayılmaz bırey ınsan haklarından yoksundur Insan haklan ve temel özgürlukler küfur sayılır * Ortaçağ bır sureden ben karanlığını adım adım Türkıye'ye yay- maya çabalıyor 20'ncı yüzyılda ulusal ve laık cumhurıyetı kur- duktan sonra 21'ıncı yuzyıla doğru karanhğın alacasına sürük- lenmek tehlıkesı karşısındayız Toplumun bır bölümü çıldırmıştır her Muslümana hesap sor- mak hırsı yüreklere ışlemıştır, en su katılmamış Musluman kım'' Sen mısın'' Nereden bellı 1 ' Sorgulama gun geçtıkçe yayılıyor Kım Allah ın daha sevgılı kulu 7 Kım en ıyı Müslüman'' — Sen mısın 7 — Elhamdülıllah Müslümanım — Nereden belW> Camıye gıdıyor musun? Beş vakıt namazınt kılıyor musun? Gel hele ben, karın başını örtuyor mu 7 \bksa açık saçık mı gezıyor? Hesabını verebılır mısın? Camı yaptırma der- nektenne bağış yapıyor musun? Hangı partıye oy venyorsun? Şe- nate bağlı mısın 7 Oruç tutuyor musun"> Dans edıyor musun? Kı- zının başını bağhyor musun? Islamda ruhban (rahıpler) sınıfı yoktur ama Turkıye'de oluş- turulmaya çalışılıyor Sunnı dıkta örgutu devletın gözeneklenne sızmıştır, Hazıne'yı kullanıyor bıreyın yaşamına el koymak ve ki- şının vıcdanını ıpotek altına almak ıçın ülkede büyük bır sefer- berlık süruyor Bır çılgınlığın arıfesındeyız ' Bayrama az kaldı VEFAT ve TEŞEKKUR Değerlı varlığımız emeklı eğıtımcı RIZA SAİAN'ı (8 12 1929-16 11990) kaybettık Buyuk acımızı bızımle paylaşan dost ve akrabalarımıza teşekkür ederız AİLESt Emeklı resım oğretmenı FAKIYÜRÜK 17 01 1990 gunu aramızdan ayrılmıştır. Cenazesı 18 01 1990 gunu Eskışehır, Odunpazarı Mezarlığı'na kaldırümıştır N4FIZ-NIHAL-ALI M4HIR-AYŞE-4T\- SEVGISL^ YURUK NALAN-CAIS IŞIK BAŞSAĞLIĞI Degerlı arkadasımız Dr. NACİYE ERUÇMAN'ı yıtırdık Aılesıne %e tum sevenlerıne başsağlığı dılerız G\\ - BIRHVN - FfcRD\ - Gl L - K\ZIM - M\HMIT - \\S1P - SELÇIK - TLRKLR - HH\L - Fl 4T 4NMA ERDOĞAN ÇİĞDEMOĞLU Senı kavbedışımızın uı,un>.u vılmda hasretle apıyoruz (.İĞDEMOGLl <u> FatihKısaparmaİ! KİLİMKaseti tum plakve kasetçilerde GUNER PLAK ve KASETÇİLİK IMÇ, 6 Blok No 6441 Unkapanı-lst Tel 527 08 52-512 80 67-527 08 52 520 73 68-lstanbulWa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle