Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 19 OCAK 1990
Ayıptan da Öte
MELİH CEVDET ANDAY
Doktorasını Londra da yaprnış bır dış hekımı
dostumdan dınlemıştım, bır parkta volunu kestığı
bır kadmın ırzına geçtığı ıçın yakalanan adama se
kız yıl hapıs bıçen İngılız yargıç, kararın ardından
şöyle demış suçiuya "Bu ağır cezayı, bır ınsanın
özgurluğunu kısıtladığın ıçın verıyorum sana "
"Irz" sözcüğune sözluk, ' namus, ıffet, şeref,
cınsel haysıyet" anlamlarını venyor, "ırzına
geçmek" ıse o ınsanın "cınsel namusuna zor kul-
lanarak zarar getırrnek" demektır Ben, ceza ya-
samızda, fuhşu meslek edınmış kadınlara karşı ış-
lenmesı durumunda, ırza geçme suçu ıçın ceza ın-
dırımı ongörulduğunu bılmıyordum
12 ocak tanhlı gazetemızın "Olaylann Ardındala
Gerçek" sütununda çıkan "Bır Ayıp" başlıklı ya
a, bu konu ıle ılgüı bır olayı, belkı de günümüzün
en önemh olayını ele alıyor ve yorumluyordu ön-
ce o yazıya bır göz atalım
"Antalya 2'ncı Ağır Ceza Mahkemesı TCK'nın
(Turk Ceza Kanunu) 438 maddesının anayasaya
aykırı olduğu gerekçesı ıle Anayasa Mahkemesı'-
ne başvuruyor 438'ıncı madde şöyle Irza geçme
ve kaçırma eylemlenne, fuhşu meslek edınmış ka-
dınlara karşı ışlenmesi durumnnda venlecek hapıs
cezası uçte ıkı oranında ındınlır.
Anayasa Mahkemesı konuyu görüşüyor, 11 üye-
den 7'sının oylarıyla 438'ıncı madde anayasaya uy-
gun bulunuyor Karşı oy kullanan üyeler ıse söz ko-
nusu maddenın hem anayasaya hem ınsan hakla-
rına ters duştüğunu vurguluyorlar "
"Olaylann Ardındakı Gerçek" sütununun yazan
arkadaşımız, Avrupa Konseyı Insan Hakları'nı ve
Temel Ozgurluklen Koruma Sözleşmesf nın, konu-
muzla ılgılı 14'uncü maddesını de yazısına almış
tı okumalcta yarar var
"Bu sozleşmede one sunılmuş, hak ve ozguıiuk-
lerden vararlanma. cınsıyet, ırk, renk, dıl. dın, sı-
vası >a da bır başka goruş, ulusal >a da toplumsal
koken, bır ulusal azınlıktan olma. mulkıvet, do-
gum ve benzen bır staru avnmı gozeblmeksızın her-
kes ıçın sağlanır "
Yazarımızın şu yorumunu da okuyalım
"Fuhuş (eğer bır toplumda meslek olarak kabul
edılıyorsa) elbet bunun ayıbından herkes kendı pa-
>ına duşeru ustlenmelıdır "
Fuhşu meslek edınmış kadın varsa, o toplumda
fuhuş yasal bır meslektır, demek eskıden "fahışe",
şımdı "hayat kadını" ya da "genel kadın" denı
len kadın devletın gözu onunde ve denetımı altın-
dadır, öyleyse yasalar karşısmda butun yurttaşlarla
eşıt dunımdadır Fuhşu meslek edınmış kadınlara
karşı ışlenecek ırza geçme suçunda ceza ındırımı,
yalmzca bu eşıthğı bozmakla kalmaz, bu suça bır
tür cesaretlendırme anlamını da taşır Dahası var,
ıffetlı bır kadına saldıran da mahkemede, saldır-
dığı kadının fuhşu meslek edındığı ıftırasını kul-
lanmağa kalkabılır, bunda o kadar ılerı gıdebılır
kı tanık göstermeğe kalkar Bö>le bır savlama kar-
şısında mahkeme, saldınya uğrayan kadın ıçm polıs
araştırmasına mı başvuracaktır7
\ e saldınya uğ-
rayan her kadın ıffetını kanıtlama zorunda mı bı-
rakılacaktır9
Şunu da ekleyelım, 438 maddenın ön-
gördüğü üçte ıkı ındınm, ırzına saldınlmış suçsuz
fahışenın cezalandınlması anlamına gelmektedır ıs-
ter ıstemez, saldırgandan esırgenen üçte ıkı, o ça-
resız kadına verümektedır, çunkü bu kadın daha
yargıç karşısına çıktığında suçlanmış durumdadır
Dıyeceğım, fuhşu meslek edınmış kadını, yasalar
karşısında namuslu saymaktan başka çıkar yol yok-
tur ve fuhşu meslek edınmış kadın namusludur
Kaç yıl oldu, şımdı tam olarak bulamayacağım,
yazın bır güney gezısınden otobusle îstanbul'a dö
nu>ordum, arabadakı >olcuların ateşlı bır tartış-
ma ıçınde bulundukları gozumden kaçmadı İlgı
lerunce, o sabah benım de duyduğum bır olay uze
rınde konuştuklannı anladım Bır yabancı çıft, o
ılımızın, denıze bakan ormanlık bır bölgesınde ça-
dır kuruyor, doğa guzellığının ve guneşın tadını çı-
karacaklar elbet kadın soyunup dökunmuş Ve ıkı
delıkanlının saldırısına uğru>or Eşını kurtarmak
ısteyen adam bağlanı>or, kadının ırzına geçılıyor
ve sonra ıkısı de olduruluyor Yakalanmak kor
kusu
Ama bu köylu gençler hemen o gun yakalandı
lar Savcı ölum cezası ıstedı
Şımdı otobuse dönehm Yolcunun yansından
çoğu oralı ıdı, savcının ıstemını ağır, hatta yersız
bulanlar, "Efendım, karı orospu " dıye söze baş-
lıyorlardı Bızde 'orospu" nıtemının nasıl akıl al-
maz gözlemlere ve gerekçelere dayandırıldığmı du-
şunursenız, oradakı durumu y adırgamayacaksınız
Kadın ıssız bır yerde soyunmuş, bacaklannı gune
şe açmış "Efendım, kocası da pezevenk "
Bu savlarla karşılaşan yargıç saldın uzennde mı
dursun, yoksa yabancı tunst kadının fuhşu mes
lek edınıp edınmedığım mı araştırsın'
Şunu da unutmayalım, bızde suç ışleyenler, hep
"tahrık" edıldıklennı öne surerler, burada da öv
le olacaktır elbet, ıssız bır yerde, mayolu, guneşle
nen bır kadın delıkanlıyı tahrık etmez olur mu7
Oysa kadın, başını örter, öyle tenha yerlere gıtmez,
erkeğe gönlnmezse, bu tür olaylar da ortaya çık
maz elbet
Ben bu olayla, "başönüsü" olayı arasında, bıl-
mem neden, bır ılışkı kuracak oldum Geçen gun,
gene guzel bır yazısının sonunu, Sayın Alı Sırmen
şöyle bıtınyordu "Laıklığı ve ozgurlüklenmızı de-
mokrasının sınırlan ıçınde, uyanık ve amansız bır-
demokrauk sıyasal savaşım de savunma eylemın-
dekı en ufak bır savsaklama, Turkıve'yı Iran'a çe
vırecektır "
Evet, tarıhımız bıze gösterıyor kı toplumumuz
ne zaman ekonomık bunalımlara duşse, çare ola-
rak kadının kapanması gösterılmıştır Hıç de şaşı-
lacak bır görunum değıl bu, ıdeolojı olarak yalnızca
dınsel ınaklara ıtelenmış bır toplumdan ne bekler-
sınız1
Bu bır salgın akımdır, hem aşağı katta, hem
yukarı katta
Fahışehk, ılkçağda kutsaldı Ansıklopedıden
okuvorum "Hammurabı yasalarına göre fahışe-
lerın mulkıyet haklan evlı bır kadınınkınden çok
daha genıştı, hatta aıle mulkunun tabı olduğu ya-
sal baskılann hıçbırı onlara uygulanmazdı " Efes
, Artemıs'ının tapınağında sevışıhrd* Bugun Efes'ı
gdrmuş olanlar bılırler, genelev mahallesımn kut-
sallığı daha gınşte anlaşılır, orada fahışelerın başı
olan kadının yonutu vardı Ortaçağa gehnceye ka-
dar genel kadınlar hıç kuçumsenmemışlerdır Mı
sır ve Babıl onlara saygı duydu Italyan rönesansı
onlara ozel bır değer venyordu En guzelı, lsa'nın
sozudur Fuhuş yaptığı ıçın taşlanarak öldurul-
mek cezasma çarptınlan bır kızı kurtarmak ıçın öne
çıkmış, "Ilk taşı hıç suç ışlememış olan atsın1
" de-
mış Uygarlığımızın ıkıyuzlüluğtı, namuslu fahışeyı
alçaltıp, gızh fuhşu desteklemesınde ortaya çıkar
Bence, fahışenın ırzına geçen saldırgana, yasa-
larımızda gösterılen ırza geçme cezasının bır kaç
katını vermelı
14 ocak tanhlı gazetemızdekı bırduyuru karam-
sarlığımı bıraz hafıflettı Ankaralı bır grup femı-
nıst adına Sayın Nesıha Saat şöyle dıyordu bu du
vuruda
"Tecavuzu hafifletebılecek hıçbır gerekçe ola-
maz
— Iffetlı ıffetsız aynmı yaparak kadınlan aşa-
ğılayan,
— Tecavuz edılebılır kadınlar olduğunu söyle-
yen,
— Tecavuze teşvık eden,
436 maddeve ve bunu onaylayan Anayasa Mah
kemesı karanna HAYIR'"
ARADABIR
Prof. ORHAN ŞAHİNLER
Güzel Sanatlar Universitesi
* Ilgılı çevrelenn çok lyı bıldığı gıbı Mımar Sınan Universitesi
tarıhsel Guzel Sanatlar Akademısı nın unıversıteye donuşumu
dür Guzel Sanatlar Akademısı nın Mımar Sınan Universitesi'
olarak adlandırılması Yuksek Öğretım Yasası gereğı Yüksek Öğ-
retım Kurumu tarafından klasık unıversıte modelı çerçevesme
alınmak ıstenmesının sonucudur
Bu dönüşumde ve geçen sekız yıl ıçınde temel çekırdek ku-
rumsal yapı Güzel Sanatlar Akademısı olarak kalmış gıbıdır Bır
kurum kendı dışında alınan kararlarta gırdığı yenı bır sıstem ıçınde
olsa bıle ozunden kolay kolay sıyrılabılır mı'' Pek sanmıyoruz
Bu bır belırsızlık, hatta bunalım nedenı olabılır ve gıderek yenı-
den bır kımlık arayışına dönuşebılır Hıç kuşkusuz Mımar Sınan
Unıversıtesı'nın zaman ıçınde gelışen çızgısı de bu genel doğ-
rudan farklı olmamıştır
Osmanlı donemı Tanzımat sonrası çağdaşlaşma hareketının
sımgesel kurumlarından bırı olan ve 1881'de kurulan Guzel Sa-
natlar Akademısı nın devamı Mımar Sınan Universitesi, bu san-
cıları dennden yaşamıştır, yaşamaktadır
Osmanlı toplumunun seçkın aydın çevrelerı, Tanzımat sonra-
sı yenıleşmenın değışım çızgısınde sanatın köşe taşlarından bı-
rı olduğunu anlamışlardı Osman Hamdı Bey bu çızgıde gereklı
değerlendırmeyı yapmayı bılmış yonetım-hukuk-sıyası ve aske-
rı konularda yenıden yapılaşma paketınde kulturun sanatın vaz-
geçılmezlığını kabul ettırmıştı Mımarlığın resmın heykelın de-
koratıf sanatların tarıh kadar eskı olan ınsanın bu yaratıcı faalı-
yetlennı bır eğıtım kurumu çatısı altında toplamış Guzel Sanat-
lar Akademısı nı 1881 yılında kurmuştu
Turk plastık sanatlar eğıtımının toplandığı Guzel Sanatlar Aka-
demısı kendını yenıleyerek zamanla gelışıp olgunlaşmış her za-
man çağdaşlığını koruyarak 196O'lı yıllara kadar zınde bır şekıl-
de erışmıştı Uygar ılışkıler ıçınde bır eğıtım topluluğu oluşmuş-
tu Kendıne özgu sanatsal nıtelıklere sahıp öğrenct kıtlesı ıle bır-
lıkte Szlem duyulan ve demokratık bır ortam yaratılmıştı Plastık
sanatların tek ve ana eğıtım kurumuydu
Guzel Sanatlar Akademısı 198O'lı yıllarda yasal eksıklıklerını
butçe sorunlarını mekânsal sıkıntılarını aşmak ıstıyor ve malı
özerklık ıçın mücadele edıyordu Belkı maddı açıdan yoksuldu
Ancak seçkın, kendıne ozgu manevı değerlerını yuksekte tu-
tan bır kurum olma ozellığını koruyordu Ayrıca plastık sanatlar-
la ve sınema ıle sınırlı kalmayıp muzığı tıyatro ve baleyı bünye-
sınde toplayarak sanat eğıtımınde yaygın bır ıçerığe çerçeveye
erışmeyı umut edıyor, Güzel Sanatlar Unıversıtesı'ne dönüşme-
yı planlıyordu Böyle bır gelışmenın kendı ız ve şeklını koruya-
rak ulke kulturünun ısteğını karşılayacağına ınanıyor, bu ınancı
'Istanbul Guzel Sanatlar Unıversıtesı' adıyla mantıklı bır şekıl-
de tanımlıyordu
Fakat 1981 yılından sonra gelışen olaylar yürurluğe gıren Yük-
sek Öğretım Yasası (YOK) bu haklı, mantıksal çözumun gerçek-
leşmesıne fırsat vermemıştı Guzel Sanatlar Akademısı Turkı-
yede spesıfik ıçerıklı unıversıte olamayacağı ılkesı belırtılerek kla-
sık unıversıte çerçevesme alınmış Guzel Sanatlar Universitesi
benımsenmemış bu nedenle kurulamamıştı
Yukarıda kısaca açıklanmaya çalışılan gelışmeler sonucunda
yuz yıllık deneyımlerle oluşan köklu geleneğıyle şekıllenmış bu-
lunan bır kurumsal yapı bu yenı çerçeveyı ne olçüde benımse-
yebılırdı'? Gereklı uyum sağlanabılırmıydı'' Yoksa öncelerı tanı-
mı pek de kolay olmayan belırsızlık kendı kendını tam tanımla-
yamamaktan kaynaklanan kurumsal kımlık bunalımı mı yaşadı
sureklı yaşanıyor muydu7
Guzel Sanatlar Akademısı kokenlı Mı-
mar Sınan Universitesi YÖK ün gerektırdığı yenı düzenın sıkın-
tılarını öbur kurumlara kıyasla katlanarak yaşadığı mı soylene-
bılırdı''
Mımarlık eğıtımı yüz yıllık bırıkımıyle yenı uygulamaya konu-
lan kalıplar arasına sıkışmıştı Çelışkılerden ötürü kendı "mımarlık
eğıtım modelını' tanımlayamamaktaydı Resım heykel gıbı sa-
nat dallarında atölyelerın usta-çırak ılışkısının geleneksel yapı-
sına burokrasının akademık hıyerarşısı şekle oncelık tanryan an-
layışıyla oturmuştu Sanatsal yaratıcı guç ve olgunluk, sanatta
kışılık ozgur özgün yorum hak*ı akademık hıyerarşının otonter
burokratık dırençlerıyle kısırlaşır olmuştu
Ulke çapmda yuksek öğretım kurumlanna getınlen ortak aka-
demık normları reddedemeden sındırme çabalarının aşırı zor-
lamaları yaşanmıştı Ve bütün bu ayrıntıların toplamında bızce
kurum bır kışılık kımlık belırsızlığıne süruklenmış, kendını yenı-
den tanımlamada cıddı guçluk çekmıştı
Öte yandan, özel nıtelıklere sahıp unıversıte olamayacağı ıl-
kesı de ulke çapında tam olarak gerçekleşmemıştır Teknık Unı-
versıte, Ortadoğu Teknık Universitesi Karadenız Universitesi, as-
kerı tıp akademılerı, konservatuvarlar ozel konumlannı tanım-
larını korumuşlardır Ayrıca Mımar Sınan Universitesi kendı ıçınde
de bır çelışkıyı artı olarak yaşamaktadır Spesıfik bır eğıtım ku-
rumu olan konservatuvar, ozel konumunu ve tanımını klasık unı-
versıte yapısı ıçınde surdurmektedır
Bugunku kuruluşun kurumsal olarak aksayan tıpık bır yanı da-
ha behrtılebılır Ornek olarak Mımar Sınan Unıversıtesı'nın kap-
samında bulunan Fen-Edebıyat Fakultesı venlebılır
Istanbul kentınde klasık unıversıte tanımına uygun unıversı-
telerın gelışmış fen-edebıyat takultelen varken Mımar Sınan Unı-
versıtesı bunyesıne klasık unıversıte şemasında bulunması ge-
rektığı duşuncesıyle alınan Fen-Edebıyat Fakultesı gelışme ka-
pasıte yaratma çekıcılık açısından ne ölçude şansa sahıptır7
Asılması çok guç öğretım elemanı oğrencı, kadro mekân yok-
luğu gıbı cıddı sorunlarla karşı karşıyadır Yakın bır gelecek ıçınde
sorunlarının çozümu soz konusu değıldır
Sonuç olarak Istanbul Guzel Sanatlar Universitesi, sanatsal
eğıtım eksenı etrafında geçmışın Guzel Sanatlar Akademısı nın
kurumsal temelı uzennde ulkemızın sanata verdığı özel önemı
ve değen ve öncelığı belırtırcesıne resım heykel mımarlık de-
koratıf sanatlar müzık, tıyatro bale opera sınema edebıyat gı-
bı sanatın tum konularını kapsayacak şekılde yenıden oluşturul-
malıdır
Özel bır statuyle kendı öğrencısını, kendının duzenledığı sı-
navlarla Kabul eden bır unıversıte olarak kurulmalı geleneğını
kurumsal kışılığını koruyarak yenı çerçevesıyle bır prestıj kuru-
mu olarak yapılanmalıdır
Ozet olarak denılebılır kı Güzel Sanatlar Akademısı kokenlı
Mımar Sınan Universitesi kurumun tarıhsel ozlemıne, Guzel Sa-
natlar Unıversıtesı'ne donuşmedıkçe, varlığı her an duyulan kendı
kendını tanımlaması ıle bugunku ıçerığı arasındakı kopukluğu
ve çelışkılerı surup gıder Kurumsal kımlık belırsızlığını belkı daha
doğru bır deyışle kımlık bunalımını derın sızılı bır şekılde nıce
yıllarla elde ettığı eğıtım kalıtelerını bırıkımlerını nıtelıklı kadro-
larını aşındırarak yaşamaya devam eder
Sosyal Demokrat Yenileşme
ve SHP Kurultayı
Sosyal demokrasi, ınsanlardakı ıdealızmi, ıdealde bırlıği ve
butunluğu, ideolojıden ve ilkelerden hareketle canlı ve sureklı
kılmaktır. Toplumun onune yeni bir ufuk açmak, hedef
gostermektir.
İSMAİL CEM Istanbul Mılletvekılı ve A vrupa Konseyı
Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanvekıli
Turkıve sıyasetının genel çapsızlığına, sos-
yal demokrasıyı mahkûm bırakmak zorunda
mıyız''
Çapsızlığın bıleşık kaplarından bırını de
sosyal demokrasının doldurması, " ne ya
palım, bızde böylesı olabılıyor" dıyerek nza
gostenlecek bır kader mıdır
7
Sosyal demokratlar ya da eş anlamıyla de
mokratık sos>alıstler- olarak önce bır gerçe-
ğın altını kalın çızgıyle çızelım
Yaptıklanmızdan çok, yapmadıklanmızdan
sorumluyuz
Söyledıklenmızden çok, söylemedıklenmız-
den sorumluyuz
Dünvada sosyal demokrasının, yanı, sol ve
demokrasıyı bütünleştırmenın ruzgârları esı-
yor Türkıye, geçmışten devraldığı sorunları
daha ağır bıçımde vaşıyor, yenı sorunlarla ta
nışıyor, toplum, yenı çözumlerı, yenı boyut
ları ve önüne açılacak yenı ufukları beklıyor
Çağ değışıyor, ınsan degışıyor, her sıvasal akı-
mın, ancak kendı doğrultusunda yenıleşerek
vetışebıleceğı bır hızla değışıyor
Peki biz ne yapmaktayız?
"Boyle gelmış, boyle g«der"mısalı, eskı abş
kanlıklarımızda, eskı vontemlerımızde, eskı
söylemımızde çakılıp kalmaktayız Oysa
Turkıye'mn en bırıkımh kadroları, en dene
yımlı ve özvenlı ınsanları, duşünce ve bıhm
kaynakları sanatın ve sıyasetın önculerı bı
zımle beraber En önemlısı, tarıh kadar kök
lu uç ıdealın, ozgurluk, eşıtlık ve kardeslığın
bayraktanvız
Ama olmu>or, olamıyor
Sosyal demokrasının evrensel doğrularına
kendımızı uyarlamak venne, bız bıze benze-
rız tnısalı, sosyal demokrasıyı kendı yanlışla
rımıza benzetmeye çalışmaktayız
Sağ partılere özgu anlayışlarda ve alışkan
bklarda sosyal demokrasının olarna>acağını,
kendı ıçımızde guven sağlamadıkça, topluma
guven venlemeveceğını duşunsel tembellıkle
çozum uretılemeyeceğını, artık gormemız la
zım Bakıp da bunları görmemek zaaftır, gö-
rup de gereğını yapmamak, sıyasal sorumsuz
luİctur
Turkıye'de >apılacak çok ışımız, soylene
cek çok sözumuz var
Ama önce, bız bız olalım, solculuğumuza,
demokratlığımıza, belkı en önemlısı, bırbırı-
mıze sahıp çıkalım
Siyasal yenileşme sureci
Geçen hatta basında yayımlanan \: " Bır
vabancı ulkenın elçılığı ıçın vapıldığı"behrtı
len bır kamuoyu yoklamasında, Ege Bolge-
sı'nde DYP'nın farklı bıçımde 'bırıncı partı'
olduğu, onu, SHP'nın ve DSP'nın ızledığı be
lırtılıvor
Doğru olduğunu sanmıyorum, doğruysa
şaşmıyorum, bu sıralamayn değıştırecek gucun
bızıra ellerımızde olduğunu ıse bılı>orum
Bu gucu harekete geçırecek temel vaklaşım,
tek kelımede özetlendığınde, "yemleşraek-
tır "
SHP'mn kendı ıdeolojısıne yaklaşımında,
topluma verdığı mesajlarda, sıjasetın oluştu
rulduğu zemınde, partı ıçı demokrasi anlavı
şında, sıyasetın vontemınde ve uslubunda
koklu bır venıleşmeve ıhtıyaç var Sosyal de-
mokrasınuı ıdeolojık özunun, sosval oncelık-
lerının ve çağdaş partıcılığın yönunde bır ye
nıleşme
SHP'nın bır suredır yaşadığı çalkantılara
son vermek ve partı orgutlerındekı kanama-
>ı durdurabılmek, çozum uretımındekı tıkan
mavı gıderebılmek ıçın bır sıvasaJ venıleşme
sureı-inın partıde vakıt kaybetmeksızın ve el-
bırlığıvle başlatılması gerekıyor Çok sayıda
partıümız bu duşuncede bırleşerek SHP'de ve-
nılıkçı bır akım oluşturuyor Sosyal demok
rasının evrensel ılkelerıne ve ıdeolojısıne çok
daha tmzlıkle sahıp çıkmayı, SHP'nın sol ve
demokrat kımlığını daha net ve açık bıçımde
orta>a koymayı, partının sıyaset yöntemını ve
üslubunu yenıleştırmeyı önenyor
Onumuzdekı kurultayda partı yonetımı hı
zıp özellıklennden kurtarılırsa ve partı bütü-
nunü kapsayan, avTim gözetmeksızın tum par-
tı örgutlerıne ve uyelenne sahıp çıkan bır ya-
pıda oluşursa, böyle bır yenıleşmenın ımkânı
doğabılır
Kendı ınsanlarına adaletlı davranmayan,
kendı ınsanlan arasında ayrımcılık yapan, uy
gulamalanna hızıpsel ıçgudülenn gölgesını du-
şüren, hukukun kurallannı kendı raenfaatınce
çarpıtabılen bır sosval demokrasi olabılır mı
9
Olsa bıle, topluma guven verebılır mı''
Sosval demokrat partüer, topluma önerdık-
len hayat tarzını, ılışkıler ağını, temel değer
vargılarını kendı ıçlerınde uygulayan ve ser-
gıleyen partılerdır Adıl vönetım, uygar ılış-
kıler, uretkençahşmalar, demokrası duyarlı
lığı, dayanışma, dısıplın, hoşgörü, emeğe da-
yalı vükselme mekanızmalan, eşıtlık vb
"Ne yapalım, bızım koşullanmızda ancak
bu kadarı olabıhyor" dıyerek sosyal demok-
rasi gerçekleştırılemez Sosyal demokrasırun
ıdeolojı örgusunü, ıdealler boyutunu, tarıh
boyutunu yok sayarak ve bu olmay an temel-
ler uzerıne sağ partılere ozgu partıcılık pra-
tıklennı bına ederek sosyal demokrat oluna
maz Zaten kımsenın sosyal demokrat olmak
gıbı bır mecburıyetı yoktur
SHP, bır yenileşme surecıne gırebılırse, ken
dı eksıklerını tamamlayarak ıktıdar vollarını
açabılır Böyle bır değerlendırme surecınde,
oncelıkle karşımızdakılen kötulemeyı ve hü
kumetten şıkâyet etmeye donuk eskımış bır
sıyaset anlayışıvla ancak buraya kadar vara-
bıldığımız, ancak -bır sure yanımızda kalıp
sonra elımızden uçuveren- 'tepkı oylannı" ha-
reketlendırdığımız fark edılebılır tktıdar ol-
mak ıçın başkasına tepkıden değıl, bıze gu-
venmekten kaynaklanmış, kalıcı "guven
oylannı" arttırmamızın gereğı ve öncelığı an-
laşılabılır
Yenileşmenin kaynağı,
ideolojidir
SHP ye guvenmekten yanımıza gelen oylan
arttırmak ıçm toplumun sorunlanna somut ve
anlaşılır çozümler uretmemızın, sıyaset bılı-
mım uygularaamızın gereğı, organızasyon be-
cerısı ve katılımın önemı, böyle bır yenileş-
me surecınde kavranabılır
Her şeyden once SHP'yı ıdeallenne, ıdea
lızmıne, ıdeolojısıne, buvuk ıddıalanna ve bır
"toplum projesıne" kavuşturmak (belkı de
yeruden kavuşturmak) gerekıyor Sığ sularda
sosyal demokrasi olamaz, ıdeolojıyı hayata
geçırmeyen, ıdeallere yonelmeyen anlayışlar
la topluma hedef gösterılemez Sıyaset, gunu
muzde olduğu gıbı, ustehk çoğu da yetersız
teknıkler yığınına, venmsız üstyapı kavgala
rına ve bunun hırçın, ıtıcı gösterılerıne dönu
şur ' Özal'ı Koşk e çıkartmayacağız" saplan-
tısıyla aylar ve guçler tuketılir, başka bır sağ
partıy le onun kulvarlannda y anşa gınhr So-
nuç, buyuk bır hayal kınklığı olur
Ideolojısını canh tutmayan ve temel mesa
jını ' sağ ıktıdarın yaptığını, bız onlardan
daha ıyı yapanz"a yaklaştırmış anlavışlar, sa-
dece halka değıl, ama oncelıkle sosyal demok
rat bır partının uyelenne "partılı olmak
kıvancını" yetennce vermez Bugun ıl ve ılçe
orgutlerımızden ıstıfa eden uyelenmızın çok
onemlı bır bolumu, başka sıvasetlerın adamı
olduklanndan değıl sosyal demokrat ıdeal-
lennı artık SHP'de bulamadıklarından par-
tıyı terk etmektedır, ıdealızmını yıtırmış bır
ortamda, hele adaletsızlığe de bulaşmış bır or
tamda, kopmaların zemını daha kolay oluş
maktadır
Ilk gorev, SHP nın temel ılkelenne, ıdeo-
lojık kaynaklanna eğılerek hem bu mıhenk ta
şında yanhşlarımızı gorebılmek hem de yenı
bır atıhmın ıvmesını oralarda yakalamaktır
Her şevden once emeğın kıtle partısıyız, du
zenın değıl, değışımın partısıyız, Sosyalist En
ternasyonal'ın uyesı, sosyal demokrat evren
sel doğruların takıpçısıyız
Sosyal demokrasının "sol yorumu" falan
değıl, bızatıhı kendısı olan "emeğın kıtle
partısı" nıtelığımız doğrultusunda ya da "dü
zene uvmak değıl, onu değıştırmek" ıddıamız
da uzunca bır suredır ne yaptık
7
' Yaptıkla
rımızdan çok, yapamadıklarımızdan
sorumluyuz" derken bıraz da bunu kastet-
mekteydım
Emeğın kıtle partısı olarak ışçı ve köylü (nu-
fusun % 65*ı) çocuklannın unıversıte mezun
ları arasında sadece ""o 3'ün altında bır yere
sahıp bulunması neden bızı rahatsız etmıyor
9
Neden zaman ıçınde gelışecek, ölçulu, gTçekçı
bır burs sıstemını kaynaklannı da belırterek
dar gelırlı aıleleruı çocukları ıçın partımız ön-
görmuyor, toplumun gundemıne getırmıyor
ve neden yasa önenlenyle onu somutlaştırmı-
yoruz
9
Tum Avrupa'da yasal çalışma suresı haf-
tada 35 saate ınerken bızde hâlâ 45 saat ol-
ması bızı neden ılgılendırmıyor
1
' Fazla mesaı
dışındakı yasal surenın kademelı olarak 40 sa-
ate ındırılmesının tanışmalarını partımız ne-
den başlatmıyor
9
Çalışanlann, ışyerındekı ış koşullarırun be-
hrlenmesınde söz ve pay sahıbı olmalanna dö-
nuk bır katılım modeltnın ulkemızde gerçek-
leşmesınde sıyasal bayraktarlığı bız yapmaya-
cağız da kım yapacak
0
Ya da "emeğıiı kıtle partısı olarak" kendı
emekçı uyelenmlzın partı ıçınde yüksebne şan-
sına hemen hıç sahıp bulunmayışı, Turkıye'-
nın ağır çalışma koşullan ve sırf ışçı olmaları
nedenıyle sosyal demokrat partılerının de fıı
len "ıkıncı sımf uyesı" konumunda kalma-
ları, yönetımlere, beledıye mechslerıne, Mıl-
let Mechsı'ne hemen hıç gıremeyışlerı, neden
bızım derdımız, kaygımız olamıvor
17
Kendi "onceliklerimize" sahip
çıkmak
Sosyal demokrat -ya da eş anlamıyla de-
mokratık sosyalist partüer- elbette kendı sos-
yal öncelıklen çerçevesınde toplumun tumu-
nun ıktıdan olmak, tümüne refah getırmek
amacındadır Ve bu partıler, elbette sermaye
ıle muhatap olur, onunla dıyalog kurar, ona
duşman gözuyle bakrnaz
Ancak, "duzemn değıl, değışımın partısı
olarak", neden oncelıkle ışçı sendıkalanyla,
meslek odalanyla sıstemlı ve sureklı dıyalog
kurulmuyor'' Sermayenın "demokrasıyı, ışçı
ve sendıka haklarını" benımseyen kesımı de-
ğıl, ama "sendıkalı oldu dıye" ışçının ışıne
son veren kesımıyle, sendıka haklannı, hatta
ınsan haklannı hıçe sayanlarla çok daha et-
kılı mücadele neden öngörulemıyor
1
'
'Duzenın değıl, değışımın partısı", Turkı-
ye'de tek bır alanda devlet denetımı ve dev-
letçılık olacaksa, bunun, savunma sanayun
de olması gerektığını neden göremıyor ve bu
doğrultudakı bır kampanva başlatılmıyor1
Duzemn değıl, değışımın temsılcısı olmak,
Guneydoğu'yu kan golune dönuştüren olav-
larla mucadelenın, Guneydoğu'dakı gencı fe
odal duzenı değıştırmekten geçtığım görme
yı, ağalık ve beylık kurumunu karşımıza al
ma\ı, toprak reformunu toplumun gundemı
ne taşımayı gerektırmez mı'
Örnekler uzatılabılır
örneklerden ortaya çıkan sonuç, SHP'nın
kendı ıdeolojık kımbğıne daha fazla sahıp çık
masının gereğıdır Yanlış polıtıkalardan yö
netımlen sakınacak olan, oncelıkle budur
Soylenmesı gerekıp de soylenmemış sözlen ar
tık soyleyebılmenın, yapılması gerekıp de ya-
pılmamış ışlen artık yapabılmenın yöntemı de
budur
En önemlısı, sosyal demokrat olmanın ge-
reğı budur
Sosyal demokrasi, ınsanlardakı ıdealızmi,
ıdealde bırlıği ve butunluğu, ideolojıden ve il-
kelerden hareketle canlı ve sureklı kılmaktır
Toplumun onune yenı bır ufuk açmak, hedef
gostermektir
Bu yapılamazsa, bır buyuk dava, basıt tek-
nıklere, sabun köpuğu gıbı kaybolan pınltı-
lara, "Özal'ı seçtırmeyeceğım"e ındırgemr
Ruhunu kaybetmış bır bedene donuşur
Sosyal demokrasıyı bu tehlıkelerden sakın
mak tum SHP'tılenn gorevıdır Elbırlığıvle
PENCERE
BAŞSAĞUĞI
Idaremız emeklı Daıre Başkanlanndan değerlı ağabeyımız
\ Inş Muhendısı
SAİM KAHRAMAN'ı
17 Ocak 1990 günü kaybettık, acınıız büyuktür Merhuma
Allah'tan rahmet, kederlı aılesıne ve yakınlarına başsağlığı
dılerız
İSKİ GN.MD.SU İNŞAAT ONARIM
DAİRE BAŞKANLIĞI PERSONELİ
TEŞEKKUR
Torunumuz Kızımız SevgıL Vavrumuz CEREN OYM'>u
bue kazandıran dojumda yakın ılgı \e şerKatını esırgeme>en
Cerrahpaşa Hastanesı nın mumıaz uzmanı
Prof. Dr. TURGAY AT4SÜ'ye
Doç. Dr. UMUR ÇOLGAR'a,
Dr. İSRAFİL ÇEPNTye,
Dr. KAYTS GULÇEŞME'ye
NİLGl N EBE'>e ve tum dogum klınığı personelinf candan
tcşckkürlerımtzı sunarız
OZDtKtCİ VE 4K^ALÇIIN AILELERİ
İyi Müslüman
Kımı zaman bır toplum çıldırabılır Nasıl' Delılığın dışavurj-
mu değışık bıçımlerde olabılır
Ortaçağda Hrıstıyan toplumları çıldırdılar Insanların ruhunda
ıfrıt aramaya başladılar Kım günahkâr? Kım yüreğının derınlı-
ğınde Tann'ya ıhanet edıyor'' Kım daha ıyı Hrıstıyan7
En su ka-
tılmamış olanı hangısı7
Sen mısın'
— Evet
— Nıçın?
— Çunkü ben her gun sabahtan akşama tapınırım dakıka ba
şt ıstavroz çıkanrım, yemem, ıçmem konuşmam, dua edenm, çıle
doldururum günahın her türunden kendımı anndırmak ıçın ya-
şamayı bır yana bıraktm, günahkâr bedenımın uyanlanndan kur-
tulmak ıçın nefsımı kışkırtan her çeşıt çağrrya karşı benlığımı ığ-
dış ettım, yalnız Tanrı ıçın yaşıyorum
— Olmadı
— Neden''
— Kendını Tann'ya doğrudan adayamazsın, sen zavallı bır gu-
nahkârsın, ıyı bır Hrıstıyan olmak ıçın en ıyı Hrıstıyanlann yardı-
mına gereksınmen var
— Nasıl?
— Kılıse sana volunu gosterecek ancak rahıbın kılavuzluğuyla
ıyı bır Hrıstıyan olabılırsın
Ortaçağı karanlığa boğan örgütlenme böyle gerçekleştı, Tan-
rı adına ve dın hesabına sıyasal ıktıdar kuruldu, toplumun bü-
tün bıreylerını denetım altına aldı Engızısyonun zulüm düzenı
böyle oluştu Insanlar odun ateşlennde böyle yakıldılar Toplum-
ları dınsel ıstıbdadın prangasına vurarak ınanç adına somüren
ağ boyle örüldü
15'ıncı yüzyılda Martın Luther ortaya çıktığında Hrıstıyanlık Ka-
tolıklığın en çılgın yoz kırlı dönemını yaşıyordu Luther'ın yaptı-
ğı, ınsanın ıç dunyasını ıpotek altına alanlardan bıreyı kurtarmaya
çalışmaktır Tanrı ya tapınmada bıle kışıye ozgurluk tanımayan-
lara karşı bayrak açtı Luther ve 'retorm' böyle başladı
•
Ortaçağ karanlığı Batı'da dağıldı toplumlar laıkleştıler, çok
uzun bır savaşımla başarıldı bu
Ancak gunümuzde çıldıran toplumlar yok m u 7
Iran'da daha
dün kanlı bır çılgınlık yasanmadı mı'' Bugun de yaşanmıyor mu7
Bır toplum kı baştan sona kara sakal, kara sarık, kara çarşafa
dönüşmüştür dın, kışryı tepeden tırnaga denetler yaşamının gö-
zeneklerıne gırerekbeyın hücreterını bıle baskısı altına alır ora-
da toplu bır çılgınlık yaşanıyor demektır Komşumuz Iran halkı
Şah ıstıbdadına karşı başkaldırmanın ardından kara bır dıkta-
nın buyruğuna gırdı
Bugun Ortadoğu da burnumuzun dıbınde dunyanın en karanlık
rejımlen geçerlıdır Şerıat duzenlerının Ortaçağ karanlığı Arap
yanmadasında surüyor Bu duzenlerde kadın ınsandan sayılmaz
bırey ınsan haklarından yoksundur
Insan haklan ve temel özgürlukler küfur sayılır
*
Ortaçağ bır sureden ben karanlığını adım adım Türkıye'ye yay-
maya çabalıyor 20'ncı yüzyılda ulusal ve laık cumhurıyetı kur-
duktan sonra 21'ıncı yuzyıla doğru karanhğın alacasına sürük-
lenmek tehlıkesı karşısındayız
Toplumun bır bölümü çıldırmıştır her Muslümana hesap sor-
mak hırsı yüreklere ışlemıştır, en su katılmamış Musluman kım''
Sen mısın'' Nereden bellı
1
' Sorgulama gun geçtıkçe yayılıyor Kım
Allah ın daha sevgılı kulu
7
Kım en ıyı Müslüman''
— Sen mısın
7
— Elhamdülıllah Müslümanım
— Nereden belW> Camıye gıdıyor musun? Beş vakıt namazınt
kılıyor musun? Gel hele ben, karın başını örtuyor mu
7
\bksa açık
saçık mı gezıyor? Hesabını verebılır mısın? Camı yaptırma der-
nektenne bağış yapıyor musun? Hangı partıye oy venyorsun? Şe-
nate bağlı mısın
7
Oruç tutuyor musun"> Dans edıyor musun? Kı-
zının başını bağhyor musun?
Islamda ruhban (rahıpler) sınıfı yoktur ama Turkıye'de oluş-
turulmaya çalışılıyor Sunnı dıkta örgutu devletın gözeneklenne
sızmıştır, Hazıne'yı kullanıyor bıreyın yaşamına el koymak ve ki-
şının vıcdanını ıpotek altına almak ıçın ülkede büyük bır sefer-
berlık süruyor
Bır çılgınlığın arıfesındeyız '
Bayrama az kaldı
VEFAT ve TEŞEKKUR
Değerlı varlığımız emeklı eğıtımcı
RIZA SAİAN'ı
(8 12 1929-16 11990)
kaybettık Buyuk acımızı bızımle
paylaşan dost ve akrabalarımıza
teşekkür ederız
AİLESt
Emeklı resım oğretmenı
FAKIYÜRÜK
17 01 1990 gunu aramızdan ayrılmıştır.
Cenazesı 18 01 1990 gunu Eskışehır, Odunpazarı
Mezarlığı'na kaldırümıştır
N4FIZ-NIHAL-ALI M4HIR-AYŞE-4T\-
SEVGISL^ YURUK NALAN-CAIS IŞIK
BAŞSAĞLIĞI
Degerlı arkadasımız
Dr. NACİYE
ERUÇMAN'ı
yıtırdık
Aılesıne %e tum sevenlerıne başsağlığı dılerız
G\\ - BIRHVN - FfcRD\ - Gl L - K\ZIM -
M\HMIT - \\S1P - SELÇIK - TLRKLR - HH\L
- Fl 4T
4NMA
ERDOĞAN ÇİĞDEMOĞLU
Senı kavbedışımızın uı,un>.u vılmda hasretle apıyoruz
(.İĞDEMOGLl
<u>
FatihKısaparmaİ!
KİLİMKaseti tum plakve kasetçilerde
GUNER PLAK ve KASETÇİLİK
IMÇ, 6 Blok No 6441 Unkapanı-lst
Tel 527 08 52-512 80 67-527 08 52
520 73 68-lstanbulWa