25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLEP 19 OCAK 1990 SOVYETLER BİRLİĞİ Kısmiseferberlik ilan edildiıSovyetler Birliği Savunma Bakanı Dimitri Yazov, Kafkasya'daki gerginliğin artması üzerine, kısmi seferberlik kararı aldıklarını açıkladı. Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna'da ordudan terhis edilenler, askere çağrıhyor. SSCB Devlet Başkanı Gorbaçov, "olağanüstü durum" karannı savundu. Azeri-Ermeni çatışması tüm şiddetiyle sürüyor. Bakû'de protesto amacıyla genel greve gidildi. Çatışma bölgesine 29 bin askerin gönderildiği açıklandı. Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birli- ği'nin Azerbaycan Cumhuriyeti'nde Erme- niler ile Azeriler arasındaki çatışmalar, tüm şiddetiyle sürerken, Moskova, kısmi sefer- berlik kararı aldı. SSCB Devlet Başkanı Mi- haü Gorbaçov, Azerbaycan'da alınan "ola- ganüstü durum" karannı savundu. Azer- baycan hükümeti ise, Moskova ve Erme- nistan'ı olayları tırmandırmakla suçladı. Sovyetler Birliği'nin Türkiye ve İran'la sı- nırlannın kapalı olduğu bildirildi. Ancak SSCB yetkilileri sınırların kapalı olmasının BULGARİSTAN Todor Jivkov ev hapsinde Eski Devlet Başkanı Todor Jivkov'un "etnik düşmanlık ve nefret yaratmak" ve kamu fonlarını zimmetine geçirmek suçlarından tutuklandığı ancak cezaevine gönderilmeyip "bir evde" tutulduğu bildirildi. Dış Haberler Servisi — Bulgarıstan'ın es- ki Devlet Başkanı Todor Jivkov, "etnik düşnunlık ve nefret yaratmak" ve "önemli kamu fonlanıu zimmetine geçirmek"ten suçlu bulunarak tutuklandı. Bulgaristan'- da eski dönemlerdeki olayları incelemekle görevli Parlamento Komisyonu Başkanı Andrei Lukanov, Jivkov'un cezaevine ko- nulmadığını ve "bir evde" tutulduğunu açıkladı. Bulgaristan'da muhalefet ile yö- netim arasında süren yuvarlak masa top- lantıları ise askıya alındı. AA'nın AFP'ye dayanarak bildirdiğine göre Lukanov özel komisyonun Jivkov'u suçlu bularak tutuklanmasına karar verdi- ğini ancak cezaevine konulmayan eski KP lideri ve devlet başkanının "bir evde" tu- tulduğunu söyledi ancak evin niteliği ve yeri hakkında bilgi verilmedi. Jivkov'un yerine kasım ayında işbaşına gelen Devlet Başkanı Petar Miadenov'un sağ kolu olan Lukanov, Jivkov ve arkadaş- ları hakkında suçlamalan soruşturmak için oluşturulan özel komisyonun elde ettiği ka- nıtların sorgu yargıcına verildiğini söyledi. siyasi gözlemciler, Jivkov'un özellik- le Tûrklere karşı uyguladığı asimilasyon po- litikası nedeniyle suçlu bulunduğunu ve kısa sürede yargılamasının beklendiğini kayde- diyorlar. Bu arada Sofya'da komünist yönetim ile muhalefet grupları arasında üç gündür sü- ren yuvarlak masa görüşmelerinin askıya alındığı bildirildi. AA'nın haberine gore Demokrat Güçler Birliği (komünist) yetkilileri tarafından ya- pılan açıklamada, muhalefetin toplantıyı terk ettiği ve istekleri yerine getirilmedikçe oturumlara katılmayacağı belirtildi. Muhalefet, kendilerine ait bir gazeteye izin verilmesini, radyo - televizyondan ken- dilerine de yayın hakkı tanınmasını istiyor. Hükümetin, muhalefet grupları tarafın- dan ileri sürülen isteklere verdiği cevabın ye- tersiz bulunduğu kaydedildi. Askıya alınan sorunlann düzenlenmesiyle görevli bir temas grubunun kurulması ko- nusunda her iki tarafın görüşbirliğine var- dığı belirtildi. Öte yandan Avrupa Parlarnentosu'nda Yeşiller grubu adına hazırlanan bir karar ta- sarısında, aşırı milliyetçilerin baskılarına boyun eğerek Türk azınlığa eşit haklar ta- nınmasından vazgeçilmemesi için Bulgar hükümetine çağnda bulunuldu. PöKTRE TODOR JİVKOV Tek adam'lıktan yargı önüne Todor Jivkov adı, Bulga-1 ristan Komünist Partisi ta-1 rihiyle özdeş tutuluyor. Jiv- kov, 1911 yılında Sofya ya-l kınlannda bir köyde dünya- ya geldi. 1932 yılında Ko-I münist Partisi üyesi olan Jivkov, tkinci Dünya Sava-I şı sırasında, anti - faşist müca.delenin için- de etkin bir rol oynadı. 1948'de Bulgaris- tan Komünist Partisi Merkez Komitesi'ne seçilen Jivkov, daha sonra yönetimde hızla yükselmeye başladı. 1967-1971 yılları ara- sında başbakanlık yapan Jivkov, 1981'de Bulgaristan Komünist Partisi Genel Sekre- terliği'ne seçildi. 1981'den itibaren Bulgaristan'm "tek adamı" olan Jivkov, 1985'te ülkede yaşayan Türk azınlığa karşı asimilasyon politikası uygulanması konusundaki tutumuyla şim- şekleri bir anda üzerine çekti. Yakın aile çev- resi ve arkadaşlarıyla birlikte Bulgaristan'ı "istedigi biçimde" yöneten Jivkov, SSBC Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un reform politikasına karşı uzun süre direndi. Jivkov, 10 Kasım 1989'da hâlâ tartışılan bir biçimde devlet başkanlığından ayrıldı. Yerine getirikn Petar Mladenov'un yeni yö- netimince hakkında çeşitli suçlamalarda bu- lunulan Jivkov, 13 Aralık 1989'da da Ko- münist Parti'den atıldı. Mladenov yöneti- mi, Jivkov ve yakın çalışma arkadaşlannın, yönetimleri dönemindeki suçlarının araştı- rılması için özel bir komisyon kurdu. Çalışmalarım önceki gün tamamlayan özel komisyon, 79 yaşındaki Jivkov'u, "el- nik düşmanlık ve nefret yaratmak", "önemli •kamu fonlarını zimmetine geçirmek"ten suçlu buldu. Jivkov, dün Bulgaristan Baş- savcılığı'nın karanyla tutuklandı. sebebinin fanatik unsurların geçişi engelle- mesi olduğunu açıkladılar. Azerbaycan'da başkent Bakû'deki halk askerlerin kente girmesini engellemek amacıyla kent giriş- lerinde barikatlar kurarken ayrıca protes- to amacıyla genel greve gidildi. AP ajansı ise bölgeye şimdiye kadar 29 bin asker gön- derildiğini bildirdi. Sovyetler Birliği Savunma Bakanı Dimitri Yazov, Moskova Radyosu'na verdiği bir de- meçte, Kafkasya'daki gerginlik üzerine kıs- mi seferberlik kararı aldıklarını açıkladı. AA'nın haberine göre Yazov, Azerbaycan ; da çatışmalann şiddetli şekilde devam etti- ğini belirterek bölgeye gönderilen asker sa- yısının oldukça yüksek olduğunu anımsat- tı. Yazov, halktan gelen ısrarlı sorular üze- rine yaptığı açıklamasında seferberlikte Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna cumhuri- yetlerinde ordudan henüz terhis edilmiş ve bekâr erkeklerin öncelikle silah altına alın- masına başlandığmı kaydetti. Bakû'deki Azerbaycan Halk Cephesi kaynakları, cephenin, zaten gergin olan ha- vanın, asker-halk çatışmasına dönüşmemesi için, askeri birliklerin ûst düzeydeki komu- tanlarının uyanldığını söylediler. Halkın Bakû'ye girişlerine izin vermeme- sine karşın, kent çevresine takviye askeri birlikler gönderilmesine devam edildiğı ve dun Muaabeyov adıyla bilinen bölgeye helikopterle 500 kişilik bir kuvvet indiril- diği haber verildi. Halk cephesi liderlerinin, hükümeti de, sokağa çıkma yasağı ilan edilmemesi konu- sunda uyardığ* Azerbaycan Komünist Par- tisi Genel Sekreteri Abdurrahman Vezirov'- un da istifasının istendiği bildirildi. AP'nin haberine göre Sovyetler Bir Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Bakû'- daki gelişmelere ilişkin olarak yaptığı ilk konuşmada, Azerbaycan'da alınan "olağa- nttstü durnm" karannı savundu. Gorba- çov, televizoyndan da naklen yayımlanan konuşmasında, etnik problemlerin, yüzlerce yıldır sorun olduğuna işaret etti. SSCB li- deri, "Şu anda, kannaşanın önlenmesi için çaüsryoruz. İşlenen suçlara karşı başka çare kalmadığı için güç kullanıyoruz" şeklinde konuştu. Çatışmalar yayılıyor Azerbaycan'a Sovyet askerlerinin gönde- rilmesinden sonra başkent Bakû'de duru- mun diğer bölgelere oranla sakin olduğu be- SAVAŞ ACISI — Azerbaycan'da Azerilerle Ermeniler arasındaki çatışmalar tüm şiddetiyle sürüyor. Resmi açıklamalarda, olaylarda 70'in üzerinde kişinin öldüğü, 200'den fazla kişinin de yaralandı&ı belirtilivor. Azerbaycan, kan ve gözyaşıyla dolu artık. D. ALMANYA Yuvarlakmasasürüyor H .. , , _ , . , , , kacak yeni gazetelerin muhalefet tarafından ukümet ile muhalefet arasında dun yaDilan yuvarlak masa finanse ediimesini istivor. Bu oianasa sa- .ükümet ile muhalefet arasında dün yapılan yuvarlak masa toplantısında, gizli polis örgütü STASI'nın binasına yapılan saldırı gündeme geldi. Muhalefet, halkı bu tür aşınlıklardan alıkoymaya çalışacağına ilişkin garanti verirken, hükümet, muhalefetin basın özgürlüğü konusundaki istemlerine olumlu yanıt vererek muhalefete matbaa vermeyi kabul etti. DİLEK ZAPTÇIOĞLU DOGU BERLİN — Geçen yılın sonun- da "bansçı bir devrim" gerçekleştirip eski rejime sırt çeviren Doğu Almanlar, şimdi sa- bırla geleceklerini tayin etmeye çalışıyor. Ye- ni toplumun yine barışçı yollardan kurul- ması, şu günlerde özellikle muhalefetin baş- lıca kaygısı. Nitekim dun Doğu Berlin'de ya- pılan yuvarlak masa toplantısında başlıca konu, kaba kuvvetten kaçınmak ve halkın tansiyonunu alçak tutmak oldu. Pazartesi günü kentte halktan bir grubun saldırısına uğrayan eski devlet güvenlik örgütü STASI binasında yaşanan olaylar, yuvarlak masada dile geldi. Hükümetin uyansına yanıt veren muhalefet, kendi nüfuzunu kullanarak hal- kı bu tür aşınlıklardan alıkoymaya çalışa- cağmı bildirdi. Demokratik Almanya'da halk, günlük iş- lerine devam ederken, bir araya gelebildiği her yerde işyerinde, okullarda, evlerde, ki- liselerde geleceğini tartışıyor. Ülkeyi 40 yıl- dır kendi çizdiği rotada götüren Sosyalist Birlik Panisi yani Komünist Parti, henüz iktidarı elden bırakmış değil. Görüştüğü- muz her kesimden insanlar, Komünist Par- ti'ye olan güvensizliklerini dile getiriyor ve şimdiye kadar kendilerine bahşedilen yeni özgürlüklerin yetmediğini, "döniişümıin ya- nm kaldığım" ifade ediyorlar. Seyahat özgürlüğü, kimsenin serbestçe Batı'ya gidip gelecek parası olmadığı için geniş çapta kullanılamıyor. Batı'ya geçen- ler, oradaki özgürlükleri ve tüketim imkân- larını gördükten sonra evlerine dönüyor ve sürekli olarak yaptıkları karşılaştırmada ne kadar yenik düştüklerini düşünüyorlar. Dü- şünce özgü lüğü, yeni düşüncelerin ifade edilip yaygınlıkla tartışılacağı basın yayın imkânlanna sahip olunmadığı için eksik ka- lıyor. Demokratik Almanya'da h^lâ ülke ça- pında yayımlanan tek bir günlük gazete var; o da Komünist Partisi'nin yayın organı "Ye- ni Almanya." Bunun dışındaki yerel gaze- teler hükümete onak olan "burjuva parti- ler"in elinde. Bu yüzden dünkü yuvarlak masa toplantısında muhalefet, basın özgür- lüğü üzerinde durdu. Hukumet, muhalefe- te matbaa vermeyi kabul ediyor, ancak çı- kacak yeni gazetelerin muhalefet tarafından finanse edilmesini istiyor. Bu olanağa sa- hip olmayan küçük muhalefet grupları ise var olan günlük gazetelerde kendilerine say- fa ayrılmasını taiep ediyorlar. Doğu Almanya'da halk şimdi 6 mayısta yapılacak genel seçimlere hazırlanıyor. Ko- münist Parti'ye yüzde 20'nin altında oy şan- sı tanınırken, hiçbir partinin tek başına ço- ğunluğu sağlayamayacağı kesin. Yeni bir ko- alisyon hükümetine, en başta Sosyal De- mokrat Parti karşı çıkıyor. Geçen hafta so- nu Doğu Berlin'de kurultayını gerçekieşti- ren SPD, muhalefetin içinde programlı, ka- rarlı bir çehreyle ortaya çıkan yegâne parti. öte yandan Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl, Demokratik Almanya'da gizli polis (STASI) örgütünün yeniden kurulma- sına yönelik girişimleri şiddetle kınadı. Was- hington Post Gazetesi'nde dün bir demeci yayımlanan Kohl, gizli polis örgütünün var- lığını sürdürmesi konusunda D. Almanya Başbakanı Hans Modnro'un KP bünyesin- deki muhafazakârlara boyun eğdiğini söy- ledi. Kohl, ülkede barışçı düzenlemeler uğru- na devrilen yönetimin sembolü olan STA- SI'nın yeniden canlandırılmasının halk üze- rinde çok kötu etki yapacağını kaydetti. Fe- deral Almanya Başbakanı Helmut Kohl, re- formlardan yana komünist hükümete yöne- lik güvenin sarsıiması durumunda serbest genel seçimlerin ertelenebileceğini de söy- ledi. lirtiliyor. Ajanslar, Bakû dışındaki bölge- lerde süren çatışmalarda 70'in üzerinde ki- şinin öldüğünü, 200'den fazla kişinin de ya- ralandığını kaydediyorlar. Bakû'den alınan haberlerde de halkın, kente askerlerin gir- mesini önlemek amacıyla eylemlerde bulun- dukları bildiriliyor. Yerel gazeteciler, halkın askeri birliklerin kentte mevzilenmesine karşı olduğunu ve as- keri varlığın Bakû'deki gerilimi yükseltebi- leceğini belirttiler. Aynı kaynaklar aynca dün gece Bakû'de yer yer silah sesleri du- yulduğunu da kaydettiler, ancak bu sesle- ri n bir çatışmanın sonucu olup olmadığı ko- nusunda biigi edinılemediğini söylediler. SSCB'nin resmi yayın organlarından Komsomolskaya Pravda Gazetesi de Azer- baycanlılarm îran'dan büyük miktarda ge- lişmiş silahlar aldıklarını öne sürdü. Gazetede yer alan Ermeni bir yazann ka- leminden çıktığı belirtilen makalede, Erme- ni gençlerin halkın güvenliğini "Sovyet or- dusu korujamadığı için bu sonınu kendi- lerinin çözümlemeleri gerektiğine" inandık- ları da belirtildi. Sovyet Sendikalar Birliği'nin yayın organı Trud Gazetesi de Ermenistan'da silah soy- gunu amacıyla askeri depolara saldırıların devam ettiğini kaydetti. Azerbaycan'daki çatışmalar, özellikle Dağlık Karabağ bölgesi ile Acıkent, Şaum- yan, kamu yerleşim bölgelerinde Ermeniler- le Azeriler arasında ağır silahların eşliğin- de sürüyor. Bakû'den haber veren kaynak- lar, Ermenilerin helikopterlerle Azeri köy- lerine saldınlar düzenlediklerini bildiriyor- lar. Bakû'de yaşayan Ermenilerin Azerbaycan sımrları dışına çıkarılmaları işlemi de sü- rüyor. Sınır kapatıldı BBC'nin verdiği habere göre de Sovyet- ler Birliği'nin Türkiye ve İran'la olan sınır kapılannın "çattşan taraflann ablukası" ne- deniyle kapalı olduğu bildirildi. ANKARA Türkiye'den bölgeye hassas yaklaşım Uışişleri Bakanı Yılmaz, Sovyet Büyükelçisi Çerniçev'i kabul ederek Türkiye'nin gelişmeleri özel bir hassasiyetle izlediğini bildirdi. Yılmaz, "Azerilerin tahrik ve tuzaklara karşı dikkatli davranmalarını ve Sovyet hükümetine yardımcı olmalarını dilediğini" bildirdi. SEMİH İDİZ ANKARA — Sovyetler Birliği'nin Azer- baycan ile Ermenistan cumhuriyetleri ara- sındaki çatışmalar giderek bir savaş görü- nümü kazanırken, Türkiye, sınırlannda ger- çekleşen ve kendisi açısından birçok olum- suz olasılığı gündeme getiren bu gelişmele- ri büyük bir kaygıyla izlemeye devam ediyor. Bu gelişmeterin Türkiye'ye yansımasının ne olabileceği sorusu, Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı ve Içişleri Bakanlığı arasında eş- güdümlü değerlendirmeler yapılmasına ne- den oluyor. Yetkililer. şu anda hangi boyutlara vara- cağı bilinmeyen bu gelişmelerin Türkiye açı- sından ilk aşamada sınır güvenliğı ve mül- teci sorunlanna yol açabileceğini belirti- yorlar. Bu arada Batı'da örgütlenmiş olan ve güç* lü siyasi etkinliği bulunan Erçpeni ve Ermeni yanlısı kuruluşların yeni bir propaganda atağına geçerek Türk düşmanlığım körük- lemeleri Ankara için ciddi bir sorun olarak ön plana çıkmış bulunuyor. öte yandan yetkililerin, Moskova'nın Azerbaycan'a karşı sert askeri önlemler al- ması olasıiığından da endişe duymalan dik- kat çekiyor. Ankara'nm böyle bir durumda, bir yan- dan Sovyetler Birliği'nin iç işlerine müda- hale etmeme, diğer yandan da Türk kamu- oyunda ortaya çıkacak tepkiler karşısında sessiz kalmama ikilemi ile karşı karşıya ka- Iabileceği ifade ediliyor. Sovyetler Birliği'nin 11 bin kişilik bir as- keri gücü Azerbaycan'ın başkenti Bakû'ya göndermesi ile yeni bir boyut kazanan Kaf- kasya'daki olayların Türkiye için gündeme getirdiği sorunları şöyle özetlemek olası: 1) Türkiye, Iran ve Ermenistan arasında sıkışmış bulunan Azerbaycan'a ait Nahci- van bölgesi Ermeniler tarafından ablukaya alındı. Ermenilerin üzerinde hak iddia et- tikleri bu bölgenin Türkiye uzantısı da bu- lunuyor. Böylece Ermenilerin bölgede Aze- rilere karşı girişecekleri saldınlar Türkiye açısından hem bir sınır güvenliği hem de bir mülteci sorununu gündeme getirebilir. 2) Ermeniler, Batı'da örgütlenmiş Erme- ni ve Ermeni yanlısı örgütlerin başlattıkla- rı geniş çaph propaganda kampanyasmdan güç alıyorlar. Bu kuruluşlar "yeni bir Er- meni soykınmı hazırtıgı oldagu" iddiaları ile Batı'daki Türk düşmardığını körüklüyor- lar. 3) Türkiye, Sovyetler Birliği'nin Azerbay- can'a karşı sert askeri önlemler alacağından endişe ediyor. Ermeni sempatisinin yaygın olduğu Batı'nın da bu önlemJere göz yum- ması olasılığı bulunuyor. Yılmaz-Çernişev Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, dun Sov- yetler Birliği'nin Ankara Büyükelçisi Çer- nişev'i bakanlığa çağıraıak görüştü. Televizyonun saat 20.00 haber bülteninde yer alan habere göre Yılmaz, görüşme sı- İNGİLTERE'NÎN ÖNDE GELEN SOVYET UZMANLARINDAN SHUKMAN Gorbaçov'a herkesin ihtiyacı var i rof. Harold Shukman, Sovyetler Birliği'nde glasnost ve perestroyka ile başlayan liberal havanm sürmesinin ancak Gorbaçov ile mümkün olduğunu söylüyor. EDİP EMİL ÖYMEN LO.NDRA — İngiltere'nin önde gelen Sovyet uzmanlarından Profesör Harold Shukman, "Herkesin Gorbaçov'a ihtiyacı var. İster Azeri, ister Amerikalı olsun, Gor- baçov'a herkes muhtaç. Dilerim, Sovyet hal- kı da aynı gör-işü paylaşır" dedi. Birkaç ay önce Kafkaslar da dahil olmak üzere Sovyetler Birliği'nde çeşitli yorelerde bir inceleme gezisi yapan Prof. Shukman, Azeri-Ermeni çatışmasının bir iç savaş gö- rüntüsu kazanması, taraflann birbirlerine işaretleri, kamufle edilmiş calıntı heiikop- terlerle saldırmaları. köylerin etraflarına si- per kazılmasıyla birlikte bir savaş düzeni- ne girilmiş olması karşısında esef ettiğini söyledi. Oxford Üniversitesi'nin yayımladığı Sovyet Devrimi Ansiklopedisi'nin de editörü olan Shukman, son gelişmelere ilişkin so- rulanmızı şöyle yanıtladı: — Yapay sınırlarla belirlenmiş bölgelerin halklann beklentüerine ce\ap vermediği gö- rülüyor değil mi? Azeriler ve Ermeniler ken- dilerine a>rılan bölgelerde rahat olsalardı, belki sorunlar bu kadar ciddi boyutlara var- mazdı? SHUKMAN — Sovyetler Bidiği'ndeki et- nik karışma, birbiri içine geçme, Stalin'le birlikte bir denge>-e ulaşmıştı. Ülke çapın- da azınlıklar, sürekli bir asimilasyon (bir kültür potasında erime) yaşıyordu. Yani azınlıklar, Sov>r ef ekonomisi içinde yerleri- ni alarak Ruslaşıyorlardı. Böylece, halklar arası dostluk ve anlayış mümkün oluyordu. Resmi verilere göre, halen 60 milyon azın- lık mensubu, kendi memleketinde yaşamı- yor, Sovyetler Birliği içine dağılmış durum- dalar. Tum nüfus 270 milyon olduğuna gö- re, bunun 60 milyonu, nüfusun yüzde 20'sini aşkm demektir. Bu da Stalin tarafından baş- latılan asimilasyon sürecinin sonucu. Ama bu, ülkede hiç Rus alevhtan bir tutum ol- madığı anlamına gelmez. Aksine, Gorba- çov'un 1986'dan beri uyguladığı siyaset bu muhalif görüşler çıkmasına yol açtı. — İH yıldır bölgede gerginlik vardı. An- cak son olaylar neden birden patlak verdi gibi görunuyor? SHUKMAN — Azeriler, komşulan Er- menilerin pastadan büyük bir pay kaptık- ları görüşünde. Örneğin, Sovyet yazılı-sözlü basın-yayımnda Ermeniler çok söz sahibi. Ermenistan'da pek az sayıda Rus yaşar. Nü- fusun yüzde 98'i Ermenidir. Ama Ermeni- ler, Sovyetler Birliği içinde en kolay uyum sağlayan en asimile olan halk olageldi, Ya- hudiler gibi. Tarihsel nedenlerden dolayı Sovyet düzeni içinde çok da başarıh oldu- lar. Azeriler şöyle düşünüyor: "Bunlar basın-yayın organlannı ellerinde tutuyorlar. Bize kötü muamele ediyoriar. Biz kendi ka- deriraizi saptayacağız. Azerilerin, Ermenis- tan'dan kovulmasına sessiz kalmayacağız." — Ancak merkezi hükümet buna izin ver- meyeceğini gösterdi. 1917 Devrimi'nden bu yana hükümetin ilan ettiği en sert ifadeli olağanüstü durum karan alındı. SHUKMAN — Halkın güvenliğinin sağ- lanması, kamu düzeninin korunması şart; hükümet bunu sağlamakla yükümlü. Üste- lik Sovyetler'ın güney sımrları, Batı sınınn- dan daha sorunlu. Stalin'in uluslar siyaseti hiç olmazsa, ulusların bir arada zoraki de olsa denge içinde yaşamasına yanyordu. Özellikle Müslüman cumhuriyetler arasın- da her zaman etnik çatışma ve gerginlik ol- du. Ama Pan-Türkizm, Pan-îranizm, Pan- lslamizm pek bir anlam taşımadı. Çünkü her başarıh azınlığa Sovyet düzeninin ka- pıları açıldı. Ekononıide yerini aldı. Başa- rı, yerel cumhuriyette değil, Moskova'da ne kadar yükseldiği ile ölçüldü. Şimdi ise et- nik çekişme, yerini dini bütünleşmeye bıra- kıyor. — Gorbaçov'nn dnnımo hakkında tah- min yapmak zor herhalde. Litvanya konu- sunda esnek bir tutum takındı, ama bu Sov- yet birliğini bozmakla eşanlamlı değil mi? SHUKMAN — Birçok Rus bugün, "Bir- liği neden zorla bir arada tutaiım?" diye so- rar hale geldi. Ama Gorbaçov'un durumu çok tehlikeli. Hem Yüksek Sovyet hem de Halk Temsilcileri Meclisi'nde taraftarı iste- diği sayıda değil. Bu nedenle, vermek iste- diği tavizi verecek durumu yok. Muhafaza- kâr görüşlüler de artık bir önceki döneme geri gidilemeyeceğini biliyor. Liberal hava- nm sürmesi, Gorbaçov'la mümkündür. Bu yûzden de Amerikalılar dahil, herkesin Gor- baçov'a ihtiyacı var. rasında Türk Kızılayı'nın, kendisine ulaşan yardım taleplerini Sovyetler Birliği ile işbir- liği halinde ve tamamen insani çerçevede karşılamaya hazır olduğunu bildirdi. Dıiş- leri Bakanlığı Enformasyon Dairesi'nden yapılan açıklamaya göre Yılmaz, görüşme- den sonra şunları söyledi: "Bütün dünyanın yakından izledigi en- dişe verici olaylar söz konusudur. Aynı di- li ve aynı kültüni paylaştığı Azerilere dogal bir yakınlık duyan Türk milleti, çok yakı- nındaki bu gelişmeleri özel bir hassasiyetle izlemektedir. Sovyetler Birliği Büyükelçisi'nden son dunımla ilgili bilgi ri- ca ettira. 16 ocak günü konuyla ilgili ola- rak yaptığımız açıklamada vurguladığımız gibi biz bunları Sovyetler Birliği'nin bir iç sonınu olarak görmekteyiz. Aramızdaki mükemmel ilişkilerin sağladıgı anlayış ve karşılıklı güven ortamında, gönişmemiz sı- rasında büyukelçiye bize ulaşan bazı bilgi- lerle degerlendirmemizi de aktardım. Bazı çevrderin konuyu ısraria din temeline oturt- ma gayretlerinin gerçeklerie bagdaşmadığı, aynca ne Azerilerin ne de Ermenilerin bu ihtilafı aşmaianna yardımcı olmayacağı hu- susundaki kanaatimizi de bu arada ifade et- tim. Bazı çevrelerin de meseleyi bir Türk-Ermeni çerçevesinde degerlendirme gayretlerine dikkat çektim. Büyukelçiye Sovyetler Birliği yonetiminin bu maksatlı yayınlardan etkilenmeyecegine emin oldu- ğumuzu söyledim. Sovyet hükümetine, do- rumun kontrol altına alınabilmesi için uygun görecegi önlemleri serinkanlılık. sa|- duyu ve şefkatle uygulayacağından keza şüpbe duymadığımızı belirtim. Çatışmala- nn her iki tarafta da can kaybı ve yaralan- malara yol açtıgını biliyoruz. Bu çerçevede Türk Kızdayı'na bazı yardım talepleri ulaş- maktadır. Kızılay'ın bu ve bundan sonra ulaşabilecek talepleri Sovyetler Birliği hü- kümeti ile işbirligi halinde ve tamamen in- sani çerçevede karşılamaya hazır olacagını da büyukelçiye biidirdim. Gelişmeleri ya- kın bir ilgiyle izlemeye devam edecegimiz tabiidir. Özellikle Azerilerin tahrik ve tu- zaklara karşı dikkatli davranmalannı ve Sovyetler Birliği hukumetinin bölgede istik- ran saglama yolunda atacağına inandıgınuz adil adımlara yardımcı olmalannı dilemek- teyiz." ROMANYA KP'nin kaderini belirleyecek referandum iptal edildi Komünist Partisi'nin yasadışı ilan edilmesi ve idam cezasınm yeniden yürürlüğe konulmasıyla ilgili yapılacak halk oylaması iptal edildi. BÜKREŞ (Ajanslar) — Romanya'da, ölüm cezasınm yeniden yürürlüğe konma- sı ve KP'nin yasadışı ilan edilmesi konula- nnda yapılması planlanan referandum ip- tal edildi. Kanlı halk ayaklanmasından sonra, ik- tidarı ele geçiren Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) konseyi yöneticilerinden Silviu Bru- can, Bükreş'te düzenlediği basın toplantı- sında, Komünist Parti'nin yasadışı ilan edil- mesi ve ölüm cezasınm yeniden yürürlüğe konması konulannda referanduma gidilme- si yolunda geçen cuma kabul edilen karar- namelerin iptal edildiğini belirtti. Brucan, "Bu kararnamekr, iptal edildi- ğine göre, referanduma gerek yok" şeklinde konuştu. Romanya'da diktatör Nikolay Çavuşes- ku'nun kanlı halk ayaklanması sırasında Uurşur.a dizilerek öldürülmesinden sonra ölüm cezası kaldırılmıştı. Ancak, halktan bu cezanın kaldırılması yolunda yoğun is- tekler üzerine, cezanın yeniden uygulamp uygulanmaması konusunda 28 ocakta re- feranduma gidileceği açıklanmışü. Çavuşesku'nun gizli polis örgütü Securi- tate'nin eski başkanı Ion Pacepa, "Çavuşes- ku'nun 24 saat ulkeyi idare etmesine ola- nak sağlayan sistem maalesef hâlâ yüriirliikte" dedi. ABD'ye iltica eden Pacepa, önceki gece CBS televizyonuna verdiği demeçte, kanlı halk ayaklanması sırasında kurşuna dizile- rek öldürülen devrik diktatör Nikolay Ça- vuşesku'nun artık olmadığını, ancak ona her türlü imkânı sağlayan kişisel ordusu Se- curitate'nin hâlâ var olduğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle