25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLER 19 OCAK 1990 P A R T I L E R D E N İ S H P ^ Milletvekili Etera Cankurtaran, kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçiler ile dışarıdan atanan yöneticilerin lehine hazırladığı bir yasa önerisini TBMM Raşkanlığı'na sundu. Cankurtaran'ın yasa önerisi, Kat Malikleri Kurulu'nca veya yönetici tarafmdan sözleşmeleri herhangi bir nedenle feshedilen kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve dışarıdan atanan yöneticilerin, kendilerine bu görevleri dolayısıyla tahsis edilen bir yer varsa buralan, ancak "tüm yasal haklannın verilmesini izleyen" 15 gün içinde boşaltmalarını hükme bağhyor. Halen uygulanmakta olan yasa maddesinde ise "Tüm yasal haklanmn verilmesi" ifadesi bulunmuyor. (Ankara/AA) T î J V i r H p l i r İ P T T l P S H P Olağanüstü Kurultayı i d V l i U C 1 1 1 1 C 1 1 1 C ö n c e s i n d e > tzmirli delegeler bugün son kez bir araya gelerek kurultayda izlenecek tavır ve parti meclisi üyesi adayları konusunda bir toplantı yapacaklar. SHP İl Başkanı Ceyhan Akgün 38 kurultay delegesini bugün toplantıya j ^ çağırdı. Toplantıda PM'ye İzmir'den aday liigösterilecek kişi için önseçim yapılması /önerisinin tartışmalara yol açması bekleniyor. PM üyesi adayı olmak için eski İl Başkanı Kemal Karatay ile şu anda PM üyesi olan Mahmut Türkmenoğlu ve Bornova Ilçe Başkanı Necati Yüdız çaiışmalarını hızlandırdı. Kemal Karatay Izmir delegasyonunun PM üyesi adayını belirlemek için bugün yapılacak toplantıda önseçim yapılmasını, kurultayda da belirlenen kişiye destek olunması gerektiğini söyledi. SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'ın ekibinden olan Mahmut Türkmenoğlu ve arkadaşlannın ise önseçim yapılmasına karşı oldukları belirtildi. (Izmir/Cumhuriyet Ege Bürosu) SHP'deki "Yenilikçi Sosyal Demokratlar" bugünden itibaren 4 koldan yurt gezısine çıkacak. "Yenilikçi Sosyal Demokratlar"dan Parti Meclisi üyesi Ertuğrul Günay, yeni yurt gezisi programının belirlendiğini açıkladı. Gunay, "Kurultaya kadar gidebildiğimiz butün örgütlere gideceğiz. Bugünden itibaren bir grup Doğu Anadolu Bölgesi'ne, bir grup Karadeniz Bölgesi'ne, bir grup Konya, bir grup da Göller Bölgesi'ne hareket edecek. Yaptığımız gezilerde parti tabanının partinin sorununa sahıp çıktığını göniyoruz. Kurultay SHP'nin geleceği açısından çok önemli bir kurultay olacak" dedi. (Ankara/UBA) V p n i c r \ l T"\îlT*tİ SHP'den ihraç edilen veya istifa i t l U 5 U 1 \JCU t l edçjj 1 5 miUetvekili ile, partinin ku- rucu genel başkanı Aydın Güven Gürkan'ın başlattığı yeni sol parti kurma çalışmalarının "teknik hazırlıklar" olarak devam ettiği açıklandı. Yeni parti kurma çalışmalarında yürütme ko- mitesi üyesi olarak görev alan Fehmi Işıklar, söz konusu teknik çalışmaları, "örgütlenme, kadroları belirleme, bölge toplantıla- rının nasıl ve nerelerde yapılacağını düzenleme, gelen talepleri değerlendirme" şeklindeözetledi. Işıklar, "Aybar ve arkadaşla- nnın dışlandığı" yorumlanna ise "Boyle bir şey yok. Bizim açık- ladığırmz ilkeler Aybar ve arkadaşlarını dışlayan ilkeler değil. Aybar ve çevresiyle görüşmelerimiz sürüyor" karşılığını verdi. 13. Milli Egitim Şûrası • ANKARA (AA) — "Yaygın Eğitim" konusunun ele alındığı 13. Milli Eğitim Şûrası'nın yaklaşık yarım milyara mal olacağı öğrenildi. 800 dolayında davetlinin katıldığı şûranın en büyük harcama kalemlerini, kitap, doküman, otel, yemek masraflan ve harcırahlar oluşturuyor. Bir önceki şûranın 170 milyar liraya mal olduğunu belirten yetkililer, bu şûrada davetli sayısının fazla olması nedeniyle maliyetin önceki şûraya göre yaklaşık 3 kat arttığını söylediler. Yetkililer, önceki şûralarda otelde ağırlanan üye sayısının az olduğunu, 13. Milli Eğitim Şûrasfnda ise 300 dolayında üyenin otellerde kaldığını bildirdiler. Danıştay'da seçim heyecanı • ANKARA (AA) — Sırrı Kırcah'nın emekliliğiyle boşalan Danıştay Başkanlığı için beş daire başkanının adaylık başvurusu yaptığı bildirildi. Danıştay Genel Sekreterliği'nden alınan bilgiye göre 1. Daire Başkanı Hasan Basri Gültekin, 4. Daire Başkanı Ekrem tspir, 6. Daire Başkanı Süleyman Türkoğlu, 7. Daire Başkanı Atıf Kösebalaban ile 10. Daire Başkanı Şerafettin Kaya Danıştay Başkanlığı'na aday oldular. Başkanlık seçimleri 25 ocak perşembe günü yapılacak. Çevre korumaya izci destegi • KONYA (AA) — Konya'da valilikçe başlatılan "Çevre Koruması ve Temizliği" kampanyası büyük bir katıhmla sürdürülecek. 5 bin izci desteğiyle yürütülecek kampanya yıl sonuna kadar sürecek. Vali Necati Çetinkaya, izcilerin bulunduğu okulların çevrelerindeki sokak ve mahallelerin seçiminin yapılacağmı, başarılı olanlann ödüllendirileceklerini söyledi. Kampanyanın ilk gününde izciler dört grup halinde kentin ana caddelerindeki çöpleri poşetlerle topladılar. (Fotoğraf: Faruk Tolgay / AA) Kara önlüğe son • ANKARA (AA)—Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, ilk ve orta dereceli okullarda öğrencilerin giydikJeri önlüklerin renginin ne olacağını önümüzdeki hafta açıklayacağını söyledi. Bakan Akyol yaptığı açıklamada, siyah önlüklerin değiştirileceğini hatırlatarak, bunun yerini alacak renk için illerde anket yaptırdıklannı anlattı. Akyol, anket sonuçlarının bakanlığa geldiğini ve müsteşarın başkanhğında oluşturulan bir komisyon tarafından değerlendirilmeye alındığını bildirdi. Bakan Akyol, "Daha önce önlük rengini 31 Ocak'ta açıklayacağını belirtmiştim, ama daha önce açıklayacağım. Şûra tamamlandıktan sonra, önümüzdeki hafta açıklamayı düşünüyorum" dedi. ÖLÜM Eski milletvekili Kaman • KAMAN (AA) — Kırşehir eski milletvekili Elvan Kaman, dün Kırşehir'de öldü. Elvan Kaman, 1954 - 1957 yılları arasında Kırşehir milletvekili olarak parlamentoda görev yaptı. Kaman'ın cenazesi, bugün Kırşehir'in Kaman üçesinde kılınacak öğle namazından sonra belediye mezarhğında toprağa verilecek. 78 yaşında ölen Kaman, evli ve 8 çocuk babasıydı. DÜZELTME Gazetemızin 18 ocak tarihli sayısının 5. sayfasında yayımlanan "Cumhuriyet Kızı'nın Galası" başlıkiı haberde. belirtilen Peri Pakize rolünü Tomrls Uyar değil, Tomris İncer'in oynadığını bildirir, özür dileriz. tnönü ve DemirelABD'yi uyardu Özal ıııilleti bağlamazANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Muhalefet, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ABD'de gireceği angajmanlann Türkiye'yi ve hü- kümeti hiçbir şekilde bağlamaya- cağını açıkladı. SHP Genel Baş- kanı Erdal İnönü, özal'ın sorum- suz işler yapnğını vurgulayarak gezisinin özel olduğunu, hiç kim- seyi bağlamayacağını bir kez da- ha vurguladı. DYP Genel Başka- nı Süleyman Demirel de dün par- tisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Özal'ın ABD'de meş- ruiyet arama çabasmda olduğunu belirterek, "Bu gezi 26 Mart ira- desine karşı bir senaryodur" de- di. Erdal lnönü, SHP Genel Mer- kezi'nde gazetecilerin özal'ın ABD gezisine ilişkin sorularını şöyle yanıtladı: — Dışişleri Bakam'nın Meclis- te hükümete sahip çıktığı yolun- da yavgın bir kanı var. İNONÜ — Dışişleri Bakam'nın Mecliste gelişmeler hakkında bil- gi vermesi doğaldır. Sayın Bakan bunu yaptı. Biz Başbakan'ın da aynı şeyi yapmasını istiyoruz. Mecliste Başbakan'ın katıldığı bir dış politika görüşmesini yıllardır görmedık. Dışişleri Bakam'nın yaptığı, doğal görevidir. Söyledi- ği konular ve yaklaşım şekli de bir Özel işlerle resmi işleri birbirine karıştırmak her zaman bir zaafiyet işaretidir. Özal ABD'de özel bir gezi için bulunuyor. ABD Başkanı ile yapacağı görüşme de özeldir. Söyleyeceği şeyler, hiçbir şekilde hükümetimizi ve Türkiye'yi bağlamaz. Cumhurbaşkanı sorumsuz işler yapıyor. Herkes bunu nasıl tamir edeceğini bilemiyor. D e m i r e l : Kendi haikı içinde bile tartışmalı bir kimse, Türk milletinin bütününü temsil edemez. Türk milletinin tümü adma angajmanlara giremez. Özal, Türkiye'yi yöneten güçlü adam imajı vermeye çalışıyor. Bu gezinin maksadı içe dönüktür. TV yayınlan bile özal'ı meşrulaştırmaya, abuk sabuk işlerini düzgünleştirmeye yetmez. dışişleri bakanından beklenen yaklaşım şeklidir. Burada şaşıia- cak bir şey yok. Şaşılacak şey, Baş- bakan'ın bir dış politika görüşme- sini Mecliste bugüne kadar niçin yapmadığı ve başka kişilerin de bu konuya karışmalarının hâlâ de- vam etme dunımunda olmasıdır. Eksiklik her yerde kendini gös- teriyor. Hükümetin kendisinden beklenen bir davranışı yapan ya- pısı olmaması herkesi kişisel dav- ranışlara götürüyor. Görevini ya- panlar oluyor, yapmayanlar olu- yor. Ama mesele hükümetin tü- müyle en başta başbakaruyla ül- kenin sorunlanna sahip çıktığını göstermesidir. Bugün olmayan bu. Halk destegi olmadan da sağlana- mayacak şey bu. Onun için mese- leye bütünü içinde bakmak gere- kir. Sayın Cumhurbaşkanı sağlık kontrolü için ABD'ye gidiyor. O başka mesele, dış politikanın yö- netimi hükümetin elinde olan bir meseledir. O konuda olaylann akışı içinde gereken yapümalıdır. Dışişleri Bakam'nın söylediğj bun- dan ibarettir. Esas mesele hükü- metin yapısındaki eksiklik, mese- lelere sahip çıkmamasıdır. Bunu bir tarafa bırakarak meseleye şu insan sahip çıkıyor, bu insan sa- hip çıkıyor diye bakmak yanlıştır. Mesele hükümetin dağınıklığıdır. — Cumhurbaşkanı'nın ABD- de bir albay tarafından karşılan- masını nasıl değerleodiri- yorsunuz? tNÖNÜ — Sayın Cumhurbaş- kanı sağlık kontrolü için ABD'ye gitti. Kimse de karşılamayabilirdi. Bu bir özel gezi, mesele özel gezi- den resmi geziymiş gibi bir şey beklemek. Bu son derece yanlış, bu yanlışı yapüran da Sayın Özal1 ın davranışlandır. — ABD'ye sürekli cumhurbaş- kanlannın gitmesi ve bu tiir olay- lann olması sizce bir zaafiyet işa- reti mi? tNÖNÜ — Özel işlerle resmi iş- leri birbirine karıştırmak her za- man bir zaafiyet işaretidir. Ister is- temez yanlış yorumlara yol açar. Şimdi olan biten de budur. Sayın Özal'ın başından beri yaptığı bu davranış. Özel işleriyle devlet iş- lerini birbirine kanştırıyor. Gene yapılan şey budur. Sayın Özal ora- da özel bir gezi için bulunuyor. Söyleyeceği şeyler hiçbir şekilde hükümetimizi ve Türkiye'yi bağ- lamaz. Bu hukümeti de bağlamaz. Çünkü orada özel bir gezi için bu- lunuyor. ABD Başkanı ile yapa- cağı göruşme de özel bir görüşme- dir. Bunun dışında bir anlamı ola- maz. Işin esası yanlış olunca bu konu üzerinde yorumlar yapmak daha büyük yanlışlara yol açıyor. lşin esası yanlıştır, orada kesmek lazım. Hükümetin bugünkü sorunla- ra cevap verecek bir yapısı olma- ması, meseleleri sürüncemede bı- Akbulut, ANAP içindeki 'yükselişini'anlattı. lstanbu) Haber Servisi — Başbakan Yıldınm Akbulut, ANAP il örgütünün düzenlediği "1. İstanbul lstişare Toplantısı"nda, kendini partililere tanıttı ve parti içindeki siyasi "yükselişini" anlattı. Bakanlık, Meclis Başkanlığı ve Başbakanlığa gelmesinin kolay olmadığından söz eden Akbulut, ANAP'ın bölünüp parçalanacağı iddiaları bulunduğunu hatırlattı ve "Bunlara itibar etmcyin. Göreceksiniz 1992 seçimlerinde de, biz galip gelecegiz" dedi. AKM'de yapılan, çok sayıda bakan ve milletvekilinin de katıldığı toplantınm "soru-yanıt" şeklinde geçmesi beklenirken, partili üyelerin doldurduğu salonda sadece Başbakan Akbulut ve ANAP tstanbul tl Başkanı Eymen Topbaş konuştu. Başbakan AKbulut, konuşmasında, ANAP iktidan olarak, "hesabını veremeyecekleri hiçbir iş olmadığım" savundu. Akbulut, lstanbul'da yaşanan su sıkıntısına vatandaşlar adına üzüldüğünü söylerken, üyelerden biri "Teyemmüm edip, namaz kılıyonız. Abdest alacak su bulamryonız" diye bağırdı. Akbulut, genel ekonomik durumdan söz ederken de laf atan bir emekli, 80 bin lira maaş aldığını ve alım gücünün kalmadığıru söyledi. Akbulut, buna karşılık, "Dur, dur. Bunlar da düzHtilecek" dedi. Başbakan Akbulut, konuşmasında, "bazı çevrelerin" Romanya örneği, halkı sokağa davet ettiğini de belirterek, "Ülkemizi maceraya sevk edecek düşüncelere itibar edilmez" diye kcnuştu. (Fotoğraf: Uğur Günyüz) rakmış olması sürekli aleyhimize olaylar yaratıyor. Cumhurbaşka- nı sorumsuz işler yapıyor, bunun karşısında herkes, bunu nasıl ta- mir edeceğini bilemiyor. Bir dağı- nıklık var. Halkın desteğinden yoksun olan hükümetin çıkardığı dağınıklık var!' Demirel: Gezi içe döniik DYP Genel Başkanı Demirel, dün toplanan DYP grubunda yap- tığı konuşmada, Cumhurbaşkanı özal'ın "Türkiye'yi yöneten güç- lü adam" imajı vermeye çalıştığı- nı da bildirerek, "O zaman sayın Akbulut ve hukümeti ne^lacak?" diye sordu. Özal'ın Çankaya Köşkü'ne çıkı- şından beri TV'den de yayımlanan ziyaretlerin yetmediğini ve meşru- iyet arama çabalannın dışa taştı- ğını bildiren Demirel, "Sayın Özal New York'a, VMashington'a gitti. Bo gezinin maksadı, aslında dışa dönük degildir. Gezi içe dönök- tiir" dedi. Demirel, sözlerini şöy- le sürdürdü: ABD'nin yaptığının Türkiye'ye destek vermek değil, Türkiye'de kendi istediklerini yapanı destek- lemek olduğunu bildiren Demirel, het yerde gözü kulağı olan ABD' nin özal'ın seçilme şeklini bilme- si gerektiğini vurguladı. Demirel, kendisini demokrasi şampiyonu ilan eden ABD'nin, buna rağmen arkasında halk olmayan özal'ı halkın temsilcisi diye kabul ettiği- ni kaydederek şunları söyledi: "Sayın Özal'ı secen beyetin ar- kasında çoğunluk yoktnr. Azmhk sajılabilecek bile bir güç yoktnr. Savın Özal'ın tartışmalı bir kim- se oldugu kimsenin meçbulii de- ğil. Kendi halkı içinde bile tartış- malı bir kimse, Türk milletinin bötününu temsil edemez. Türk milletinin tümu adına angajman- lara giremez. Sayın Özal sonım- suzdur. Bu zaman Türkiye'de Sa- yın Özal'ın statiisünde hiç kimse dünyanın herhangi bir memleke- tine gidip ulkesi veya hukümeti adına angajmana girmemiştir. Sa- yın Özal'ın Bush ile yi>ecegi ye- mekte gireceği angajmanlar Türk- iye'de halkı bağlamaz, Türkiye'de hükümetleri bağlamaz." özal'ın ABD gezisi nedeniyle Dışişleri Bakanlığı'na bir şey so- rulduğunu sanmadığını bildiren Demirel, olayın Washington Bü- yükelçiliği ve özal'ın Dışişleri da- nışmanı aracılığıyla kotarıldığını söyledi. Demirel, Time Dergisi'n- deki yazıya yeniden değinerek, "Bu reklam ne>1e vapılmıştır? Kaç paraya > < aptırdınız ve nereden ver- diniz?" diye sordu. özal'ın değil ABD'ye, Mağrip'e, Çin'e bile gitse halkın gönlünde aradığı yeri bulamayacağıru anla- tan Demirel, bunun için öncelik- le seçim yapmak gerektiğini belirt- ti. Demirel, özal'ın yerinden ola- cağı, hükümetin kaybedileceği ve bugün özal'a destek verenlerin bir daha parlamentoya gelemeyeceği gibi korkularla seçime gitmekten kaçtıklarını da söyledi. ANAP'lı Gökhan Maraş, SHP'nin önerisini "politik şov" diye niteledi 'Nereden bııkluıûı yetersiz tartışmasıMaraş, "Ben aslında milletvekili, yargı orgam başkanları gibi toplumun projektörlerinin üzerinde olan kişilerin mal bildirimlerinin Resmi Gazete"de yayımlanmasından yanayım. Teklifte bazı kişilerin bildirimlerinin aleni olması için değişiklik yapmayı düşünüyorum" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — "Nereden buldun" yasa önerisinin TBMM Adalet Komis- yonu Alt Komisyonu'nda incelen- mesine dün başlanırken, önerinin "yetersiz" olduğu tartışmaları da sürüyor. Öneri sahibi ANAP Kır- şehir Milletvekili Gökhan Maraş, SHP'nin eleştirilerine, "politik şov" yanıtını verdi. Maraş, mal bildirimlerinin SHP'nin istediği gibi tamamen açık yapılması isteği için de "Ben aslında milletvekil- leri, yüksek yargı orgam başkan- lan gibi toplumun projektörleri- nin üzerinde olduğu kişilerin mal bildirimlerinin Resmi Gazete'de vayımlanmasından yanayım. Tek- lifte bazı kişilerin bildirimlerinin açık olması için değişiklik yapma- yı düşünüyorum" dedi. Başbakan Yıldınm Akbulut'un önerinin "yasalaşması" için ANAP grup başkanvekillerine talimat verdiği öğrenildi. Eski Devlet Bakanı Ad- nan Kahveci, önerinin uygulansa bile etkili olamayacağını savundu. Başbakan Yıldınm Akbulut, ANAP grup başkanvekilleriyle önceki gün yaptığı toplantıda, ANAP Kırşehir MiUetvekili Gök- han Maraş'ın "nereden buldun" diye adlandmlan yasa önerisinin çıkanİTiasından yana olduğunu açıkladı. Başbakan Akbulut, "Ben rüşvet ve yolsuzlukla müca- dele edilmesinden yanayım. Ama herkes bilsin ki hesabını vereme- yeceğimiz tek kunış bile yoklur" dedi. Edinilen bilgiye göre ANAP grup başkanvekiUerinin isteği üze- rine Başbakan Yıldınm Akbulut TBMM'ye gelerek, grup yönetim kurulunun toplantı odasında ANAP yöneticileri ile bir araya geldi. ANAP grup başkanvekille- ri, Gökhan Maraş'ın "nereden buldun" diye adlandırılan yasa önerisi konusunda Başbakan Ak- bulut'a görüşlerini sordular. Başbakan Akbulut da rüşvet ve yolsuzlukla mucadele yasa öneri- sine karşı olmadığım ifade ederek şunlan söyledi: "Ben de bu yasanın çıkanlma- sından >-anayım. Belki bazı düzen- lemdere ihtiyaç vardır. Bu düzen- lemeler de komisvonda >apılır. Ama herkes bilsin ki hesabını ve- remeyecegimiz tek bir kuruş bile yoktnr. Ancak ben kamuoyunda geniş yankı uyandıran ve destek bulan bu yasa önerisi konusunda- ki düşüncelerimi de basın yoluy- la açıklama)a kendimi mecbur hissetmem." Gökhan Maraş "nereden buldun" yasa önerisinin Adalet Komisyonu'nda oluşturulan alt komisyona sevkedilmesinin "öne- rinin uyululduğu anlamına gelmediğini" söyledi. Maraş, öne- rinin komisyona raporun üç gün içerisinde hazırlanması koşuluyla verildiğini ve teknik düzeltmelerin burada yapılacağmı kaydederek "Komisyonda düzdtmeler yapma- ya kalksaydık, herkes politik şov yapardı" dedi. Adalet Komisyo- nu'nun öneriyi önümüzdeki haf- ta çarşamba günü yeniden görü- şeceğini de belirten Maraş, Cum- huriyet muhabirinin yönelttiği so- rulan. şö>'le yanıtladı: "— Alt komisyonda ne gibi de- gişiklikler yapılacak? MARAŞ — Türkiye'de hediye kavramı ilk kez hukukumuza gi- recek. Asgari ücretin iki >"a da üç katını aşan değerde hediye verile- meyeceğini koyma>i düşünüyoruz. İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA Yasa Tasarısı İZMİR — ANAP tepelerınde fırtınalı günlerin durulması bek- lenemez... Böyle konuşuyor ANAP'lılar. "Nereden buldun" yasa tasa- rısının ardından bir de "hayali ihracat" yasa tasarısı gündemde. Başbakan Akbulut, her iki ta- sarıyı hazırlayanların ANAP için- de "hizipçilik" yaptıklarını söylü- yor. Açık açık "çekip gitsinler" di- yor. Böylece ANAP grubunda yo- ğun bir tepki başlıyor: — Asıl onlar çekip gitsin... İşte "nereden buldun" yasa ta- sarısıyia başlayan baş döndürü- cü fırtına, tepelerden tabana doğru hızla esiyor. Tasarıyı des- tekleyen milletvekilleri seçmen tabanında yaşayamamanın ezik- liğini anladıklanndan olacak şöy- le tonuşuyorlar: — Kentlere, kasabalara gide- mez ofduk... Kongre takviminden önce ANAP içindeki muhalefet bu ya- sa tasarısıyla gövde gösterisi yapmak istiyor. Karşı tarafın sır- tını mındere yapıştırmak için de- ğişik yöntemler arıyor. Rüşvetle savaşım imajını muhalefete kap- tırmamak gibi bir politika izleme- nin gerekliliği aNAP'ta başlıca tartışma konusu. Bu arada 22 ANAP milletveki- linin hazırladığı bir başka yasa tasarısı da 9 Eylül Üniversitesi'n- de "Din Bilimleri Araştırma Enstitüsü" kurulması yolunda. Böyle enstitüler 1982 yılında kimi üniversitelerde vardı Ancak YÖK düzenlemesiyle ortadan kaldırılmıştı. İlahiyat fakültelerin- deki kimi öğretim üyeleriyle dün tersizliğinden değil, çeşitli poli- tik görüşlerin, laikliğe karşı du- ranların eyleminden kaynakla- nan bir yetersizlik mevcuttur. So- run ilahiyat fakûltelerinin değil aslında tüm üniversitelerin soru- nudur." Öğretim üyeleri soruyordu: — Örgün ve yaygın eğitim fa- aliyetlerinin başarılı olması için aranan koşul devlet memurtarı- na dini konularda gerekli bılgi vermek midir? sansının ardındaki gerçek, kimi tarikatlann güdümüne giren dev- let kuruluşlarından sonra üniver- siteler aracılığıyla "memur" ke- simine yönelik bir başka eylem biçimi midir? 9 Eylül Ünivers|tesi'nde "türban" yasaklandı. Ünıversite Yönetim Kurulu'nun kararından sonra da Ege Üniversitesi lip Fa- kültesi'nde öğretim üyeleri de bir bildiri yayımladı. Diğer üniversi- telerde de aynı amaçlı bildiriler Bugün gözardı edilen bir başka olay da orta dereceli okullardaki "din dersleri"dir. Din derslerine giren öğretmenler öğrencilere çağ dışı, ilkel kabile toplumunun öğretilerini ilke edindirmekten öteye bir şey yapmamaktadırlar. sabah bu yeni getişmeyi konu- şurken ilginç konular da günde- me geldi. Şöyle konuşuyordu öğretim üyeleri: "İlahiyat fakültelerinde böyle enstitülerin kurulması gerekir. Çağdaş ve laik Türkiye Cumhu- riyeti'nin ilahiyat fakültelerindeki ilerici, demokrat öğretim üyeleri YÖK'le birlikte pasifize edilmış- ler ya da uzaklaştırılmışlardır. So- run salt ilahiyat fakûltelerinin ye- 1982 yılına dek ilahiyat fakül- teleri kapsamında "islam Araş- tırma Enstitüleri" bulunuyordu Örneğin Ankara Üniversitesi İla- hiyat Fakültesi'nde "İslam Sanat- ları Araştırma Enstitüsü" vardı. Daha sonraki yıllar yani YÖK'le birlikte bu enstitüler kaldırıldı. İlginçtir YÖK Başkanı ve Milli Eğitim Bakanı 9 Eylül Ünıversi- tesi'nde "Din Bilimleri Araştırma Ensitütüsü" için olumlu görüş bildiriyor. 22 ANAP'lının yasa ta- hazırlanıyor. Türban bir siyasal eylemi sim- geliyor... Öğretim üyelerinin görüşü şöyle: — Çeşitli verilerle toplumu et- kileyerek siyasi baskı kurmak is- teyen bu iç ve dış mihraklar, tür- ban olayını toplumun bir yarası olarak kanatmaktan yarar um- makia ve bazı anayasal kuruluş- larımızı da bu provokasyona alet etmeyi başarmaktadır. Bugûn gözardı edilen bir baş- ka olay da orta dereceli okullar- daki "din dersleri"dir. Din ders- lerine giren öğretmenler öğren- cilere çağ dışı, ilkel kabile toplu- munun öğretilerini ıike edindir- mekten öteye bir şey yapmamak- tadırlar. Din dersinde bir öğretmenin, öğrencileri, kınlan kol için "çıkık- çıya", gribe yakalananlar için ise "hocaya muska yazmaya" gön- dermesi artık haber değeri taşı- madığından gazetelerde yer almıyor. Denizli'deki "tarikat yurtlan" nın kimin denetiminde olduğu bi- linmiyor Küçük köylerde bile belli tarikatlann desteğınde yurtlar açılıyor. Yoksul köylü çocukları buralarda yetıştiriliyor. Şimdi de "Din Bilimleri Enstitüsü" kurulmak isteniyor. Çağdaş bir yaklaşımla "evet" ama ardındaki güçler belli. Evet, o güçler de her dönem bir sağ siyasal partinin şemsiyesi altın- da olanlar, türbanı siyasal eylem yapanlar... Yanı tarikatlar... Bir de *maksatu ihbar' konusun- da tazminat cezası getirilebilir. Bu tür ihbarlarda bulunanlara hapis cezası getirirsek insanlan ürküt- muş oluruz. — SHP'li komisyon üyeleri Cumhurbaşkanı'nın da öneri kap- samına alınmasım istiyorlar.. MARAŞ — Aslında bana göre teklif kapsamında Cumhurbaşka- nı da var. Ama açık da konu- labilir. — Basın mensupiannın da ek- lenmesi düşünülüyor mu? MARAŞ — Hayır. — SHP'nin istediği gibi mal bil- dirimlerinin gizli degil, açık olma- sı yönünde değişiklik yapılabiiir mi? MARAŞ — Türkiye'de bildi- rimlerin kapalı olması yönünde bir eğilim var. Ben aslında miUet- vekili, yargı orgam başkanları gi- bi toplumun projektörlerinin üze-. rinde olduğu kişilerin mal bildi- rimlerinin Resmi Gazete'de yayım- lanmasından yanayım. Teklifte bazı kişilerin bildirimlerinin ale- ni olması için değişiklik yapmayı düşünüyorum. — Sizin öneri için 'Dağ fare doğurdu' deniyor. MARAŞ — Politik şov. Bunlar muğlak sözler. İyi tetkik etmemiş- \ef.' Kahveci'nin açıklaması Bu arada eski Devlet Bakanı Adnan Kahveci dün yaptığı yazılı açıklamada, rüşvet ve yolsuzluk- la tnücadeleye yıllannı verdiğini, ama bu sırada kamuoyundan des- tek göremediğini kaydetti. Geliş- miş ülkelerde "nereden buldun" benzeri servet beyannamelerinin bulunmadığım savunan Kahveci, açıklamasında özetle şu görüşle- re yer verdi: "Bunun anlamı şu; devlet na- mussuz vatandaşına âdeta yalva- nyor. 'Benim namussuz vatanda- şım. Senin hırsızlık yaptığını, hak- sız kazanç sağladığını tahmin edi- yorum, ama seni yakalayamıyo- rum. Ne olur, bir an için namus- lu ol, çaldıklannı itiraf et! Senet beyannamesi istemek, bir devletin \ergi hırsızlan karşısında güçsüzlüğünü itiraf etmesidir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle