Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HABERLER 19 OCAK 1990
P A R T I L E R D E N
İ S H P
^ Milletvekili Etera
Cankurtaran, kapıcı, kaloriferci,
bahçıvan ve bekçiler ile dışarıdan atanan yöneticilerin lehine
hazırladığı bir yasa önerisini TBMM Raşkanlığı'na sundu.
Cankurtaran'ın yasa önerisi, Kat Malikleri
Kurulu'nca veya yönetici tarafmdan
sözleşmeleri herhangi bir nedenle
feshedilen kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve
dışarıdan atanan yöneticilerin, kendilerine
bu görevleri dolayısıyla tahsis edilen bir
yer varsa buralan, ancak "tüm yasal
haklannın verilmesini izleyen" 15 gün
içinde boşaltmalarını hükme bağhyor.
Halen uygulanmakta olan yasa maddesinde
ise "Tüm yasal haklanmn verilmesi" ifadesi bulunmuyor.
(Ankara/AA)
T î J V i r H p l i r İ P T T l P S H P
Olağanüstü Kurultayı
i d V l i U C 1 1 1 1 C 1 1 1 C ö n c e s i n d e > tzmirli delegeler
bugün son kez bir araya gelerek kurultayda izlenecek tavır
ve parti meclisi üyesi adayları konusunda bir toplantı
yapacaklar. SHP İl Başkanı Ceyhan Akgün
38 kurultay delegesini bugün toplantıya
j ^ çağırdı. Toplantıda PM'ye İzmir'den aday
liigösterilecek kişi için önseçim yapılması
/önerisinin tartışmalara yol açması bekleniyor.
PM üyesi adayı olmak için eski İl Başkanı
Kemal Karatay ile şu anda PM üyesi olan
Mahmut Türkmenoğlu ve Bornova Ilçe Başkanı Necati
Yüdız çaiışmalarını hızlandırdı. Kemal Karatay Izmir
delegasyonunun PM üyesi adayını belirlemek için bugün
yapılacak toplantıda önseçim yapılmasını, kurultayda da
belirlenen kişiye destek olunması gerektiğini söyledi. SHP
Genel Sekreteri Deniz Baykal'ın ekibinden olan Mahmut
Türkmenoğlu ve arkadaşlannın ise önseçim yapılmasına
karşı oldukları belirtildi.
(Izmir/Cumhuriyet Ege Bürosu)
SHP'deki "Yenilikçi Sosyal
Demokratlar" bugünden itibaren
4 koldan yurt gezısine çıkacak. "Yenilikçi Sosyal
Demokratlar"dan Parti Meclisi üyesi
Ertuğrul Günay, yeni yurt gezisi
programının belirlendiğini açıkladı.
Gunay, "Kurultaya kadar gidebildiğimiz
butün örgütlere gideceğiz. Bugünden
itibaren bir grup Doğu Anadolu
Bölgesi'ne, bir grup Karadeniz Bölgesi'ne,
bir grup Konya, bir grup da Göller
Bölgesi'ne hareket edecek. Yaptığımız
gezilerde parti tabanının partinin
sorununa sahıp çıktığını göniyoruz. Kurultay SHP'nin
geleceği açısından çok önemli bir kurultay olacak" dedi.
(Ankara/UBA)
V p n i c r \ l T"\îlT*tİ SHP'den ihraç edilen veya istifa
i t l U 5 U 1 \JCU t l edçjj 1 5 miUetvekili ile, partinin ku-
rucu genel başkanı Aydın Güven Gürkan'ın başlattığı yeni sol
parti kurma çalışmalarının "teknik hazırlıklar" olarak devam
ettiği açıklandı. Yeni parti kurma çalışmalarında yürütme ko-
mitesi üyesi olarak görev alan Fehmi Işıklar, söz konusu teknik
çalışmaları, "örgütlenme, kadroları belirleme, bölge toplantıla-
rının nasıl ve nerelerde yapılacağını düzenleme, gelen talepleri
değerlendirme" şeklindeözetledi. Işıklar, "Aybar ve arkadaşla-
nnın dışlandığı" yorumlanna ise "Boyle bir şey yok. Bizim açık-
ladığırmz ilkeler Aybar ve arkadaşlarını dışlayan ilkeler değil.
Aybar ve çevresiyle görüşmelerimiz sürüyor" karşılığını verdi.
13. Milli Egitim Şûrası
• ANKARA (AA) — "Yaygın Eğitim" konusunun ele
alındığı 13. Milli Eğitim Şûrası'nın yaklaşık yarım
milyara mal olacağı öğrenildi. 800 dolayında davetlinin
katıldığı şûranın en büyük harcama kalemlerini, kitap,
doküman, otel, yemek masraflan ve harcırahlar
oluşturuyor. Bir önceki şûranın 170 milyar liraya mal
olduğunu belirten yetkililer, bu şûrada davetli sayısının
fazla olması nedeniyle maliyetin önceki şûraya göre
yaklaşık 3 kat arttığını söylediler. Yetkililer, önceki
şûralarda otelde ağırlanan üye sayısının az olduğunu, 13.
Milli Eğitim Şûrasfnda ise 300 dolayında üyenin
otellerde kaldığını bildirdiler.
Danıştay'da seçim heyecanı
• ANKARA (AA) — Sırrı Kırcah'nın emekliliğiyle
boşalan Danıştay Başkanlığı için beş daire başkanının
adaylık başvurusu yaptığı bildirildi. Danıştay Genel
Sekreterliği'nden alınan bilgiye göre 1. Daire Başkanı
Hasan Basri Gültekin, 4. Daire Başkanı Ekrem tspir, 6.
Daire Başkanı Süleyman Türkoğlu, 7. Daire Başkanı Atıf
Kösebalaban ile 10. Daire Başkanı Şerafettin Kaya
Danıştay Başkanlığı'na aday oldular. Başkanlık seçimleri
25 ocak perşembe günü yapılacak.
Çevre korumaya izci destegi
• KONYA (AA) — Konya'da valilikçe başlatılan "Çevre
Koruması ve Temizliği" kampanyası büyük bir katıhmla
sürdürülecek. 5 bin izci desteğiyle yürütülecek kampanya
yıl sonuna kadar sürecek. Vali Necati Çetinkaya, izcilerin
bulunduğu okulların çevrelerindeki sokak ve mahallelerin
seçiminin yapılacağmı, başarılı olanlann
ödüllendirileceklerini söyledi. Kampanyanın ilk gününde
izciler dört grup halinde kentin ana caddelerindeki
çöpleri poşetlerle topladılar. (Fotoğraf: Faruk Tolgay /
AA)
Kara önlüğe son
• ANKARA (AA)—Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol,
ilk ve orta dereceli okullarda öğrencilerin giydikJeri
önlüklerin renginin ne olacağını önümüzdeki hafta
açıklayacağını söyledi. Bakan Akyol yaptığı açıklamada,
siyah önlüklerin değiştirileceğini hatırlatarak, bunun
yerini alacak renk için illerde anket yaptırdıklannı
anlattı. Akyol, anket sonuçlarının bakanlığa geldiğini ve
müsteşarın başkanhğında oluşturulan bir komisyon
tarafından değerlendirilmeye alındığını bildirdi. Bakan
Akyol, "Daha önce önlük rengini 31 Ocak'ta
açıklayacağını belirtmiştim, ama daha önce
açıklayacağım. Şûra tamamlandıktan sonra, önümüzdeki
hafta açıklamayı düşünüyorum" dedi.
ÖLÜM
Eski milletvekili Kaman
• KAMAN (AA) — Kırşehir eski milletvekili Elvan
Kaman, dün Kırşehir'de öldü. Elvan Kaman, 1954 - 1957
yılları arasında Kırşehir milletvekili olarak parlamentoda
görev yaptı. Kaman'ın cenazesi, bugün Kırşehir'in Kaman
üçesinde kılınacak öğle namazından sonra belediye
mezarhğında toprağa verilecek. 78 yaşında ölen Kaman,
evli ve 8 çocuk babasıydı.
DÜZELTME
Gazetemızin 18 ocak tarihli sayısının 5. sayfasında
yayımlanan "Cumhuriyet Kızı'nın Galası" başlıkiı
haberde. belirtilen Peri Pakize rolünü Tomrls Uyar değil,
Tomris İncer'in oynadığını bildirir, özür dileriz.
tnönü ve DemirelABD'yi uyardu
Özal ıııilleti bağlamazANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — Muhalefet, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın ABD'de gireceği
angajmanlann Türkiye'yi ve hü-
kümeti hiçbir şekilde bağlamaya-
cağını açıkladı. SHP Genel Baş-
kanı Erdal İnönü, özal'ın sorum-
suz işler yapnğını vurgulayarak
gezisinin özel olduğunu, hiç kim-
seyi bağlamayacağını bir kez da-
ha vurguladı. DYP Genel Başka-
nı Süleyman Demirel de dün par-
tisinin grup toplantısında yaptığı
konuşmada, Özal'ın ABD'de meş-
ruiyet arama çabasmda olduğunu
belirterek, "Bu gezi 26 Mart ira-
desine karşı bir senaryodur" de-
di.
Erdal lnönü, SHP Genel Mer-
kezi'nde gazetecilerin özal'ın
ABD gezisine ilişkin sorularını
şöyle yanıtladı:
— Dışişleri Bakam'nın Meclis-
te hükümete sahip çıktığı yolun-
da yavgın bir kanı var.
İNONÜ — Dışişleri Bakam'nın
Mecliste gelişmeler hakkında bil-
gi vermesi doğaldır. Sayın Bakan
bunu yaptı. Biz Başbakan'ın da
aynı şeyi yapmasını istiyoruz.
Mecliste Başbakan'ın katıldığı bir
dış politika görüşmesini yıllardır
görmedık. Dışişleri Bakam'nın
yaptığı, doğal görevidir. Söyledi-
ği konular ve yaklaşım şekli de bir
Özel işlerle resmi
işleri birbirine karıştırmak her
zaman bir zaafiyet işaretidir.
Özal ABD'de özel bir gezi için
bulunuyor. ABD Başkanı ile
yapacağı görüşme de özeldir.
Söyleyeceği şeyler, hiçbir
şekilde hükümetimizi ve
Türkiye'yi bağlamaz.
Cumhurbaşkanı sorumsuz işler
yapıyor. Herkes bunu nasıl tamir
edeceğini bilemiyor.
D e m i r e l : Kendi haikı
içinde bile tartışmalı bir kimse,
Türk milletinin bütününü temsil
edemez. Türk milletinin tümü
adma angajmanlara giremez.
Özal, Türkiye'yi yöneten güçlü
adam imajı vermeye çalışıyor.
Bu gezinin maksadı içe
dönüktür. TV yayınlan bile
özal'ı meşrulaştırmaya, abuk
sabuk işlerini düzgünleştirmeye
yetmez.
dışişleri bakanından beklenen
yaklaşım şeklidir. Burada şaşıia-
cak bir şey yok. Şaşılacak şey, Baş-
bakan'ın bir dış politika görüşme-
sini Mecliste bugüne kadar niçin
yapmadığı ve başka kişilerin de bu
konuya karışmalarının hâlâ de-
vam etme dunımunda olmasıdır.
Eksiklik her yerde kendini gös-
teriyor. Hükümetin kendisinden
beklenen bir davranışı yapan ya-
pısı olmaması herkesi kişisel dav-
ranışlara götürüyor. Görevini ya-
panlar oluyor, yapmayanlar olu-
yor. Ama mesele hükümetin tü-
müyle en başta başbakaruyla ül-
kenin sorunlanna sahip çıktığını
göstermesidir. Bugün olmayan bu.
Halk destegi olmadan da sağlana-
mayacak şey bu. Onun için mese-
leye bütünü içinde bakmak gere-
kir. Sayın Cumhurbaşkanı sağlık
kontrolü için ABD'ye gidiyor. O
başka mesele, dış politikanın yö-
netimi hükümetin elinde olan bir
meseledir. O konuda olaylann
akışı içinde gereken yapümalıdır.
Dışişleri Bakam'nın söylediğj bun-
dan ibarettir. Esas mesele hükü-
metin yapısındaki eksiklik, mese-
lelere sahip çıkmamasıdır. Bunu
bir tarafa bırakarak meseleye şu
insan sahip çıkıyor, bu insan sa-
hip çıkıyor diye bakmak yanlıştır.
Mesele hükümetin dağınıklığıdır.
— Cumhurbaşkanı'nın ABD-
de bir albay tarafından karşılan-
masını nasıl değerleodiri-
yorsunuz?
tNÖNÜ — Sayın Cumhurbaş-
kanı sağlık kontrolü için ABD'ye
gitti. Kimse de karşılamayabilirdi.
Bu bir özel gezi, mesele özel gezi-
den resmi geziymiş gibi bir şey
beklemek. Bu son derece yanlış,
bu yanlışı yapüran da Sayın Özal1
ın davranışlandır.
— ABD'ye sürekli cumhurbaş-
kanlannın gitmesi ve bu tiir olay-
lann olması sizce bir zaafiyet işa-
reti mi?
tNÖNÜ — Özel işlerle resmi iş-
leri birbirine karıştırmak her za-
man bir zaafiyet işaretidir. Ister is-
temez yanlış yorumlara yol açar.
Şimdi olan biten de budur. Sayın
Özal'ın başından beri yaptığı bu
davranış. Özel işleriyle devlet iş-
lerini birbirine kanştırıyor. Gene
yapılan şey budur. Sayın Özal ora-
da özel bir gezi için bulunuyor.
Söyleyeceği şeyler hiçbir şekilde
hükümetimizi ve Türkiye'yi bağ-
lamaz. Bu hukümeti de bağlamaz.
Çünkü orada özel bir gezi için bu-
lunuyor. ABD Başkanı ile yapa-
cağı göruşme de özel bir görüşme-
dir. Bunun dışında bir anlamı ola-
maz. Işin esası yanlış olunca bu
konu üzerinde yorumlar yapmak
daha büyük yanlışlara yol açıyor.
lşin esası yanlıştır, orada kesmek
lazım.
Hükümetin bugünkü sorunla-
ra cevap verecek bir yapısı olma-
ması, meseleleri sürüncemede bı-
Akbulut, ANAP içindeki 'yükselişini'anlattı.
lstanbu) Haber Servisi — Başbakan
Yıldınm Akbulut, ANAP il örgütünün
düzenlediği "1. İstanbul lstişare
Toplantısı"nda, kendini partililere
tanıttı ve parti içindeki siyasi
"yükselişini" anlattı. Bakanlık, Meclis
Başkanlığı ve Başbakanlığa gelmesinin
kolay olmadığından söz eden Akbulut,
ANAP'ın bölünüp parçalanacağı
iddiaları bulunduğunu hatırlattı ve
"Bunlara itibar etmcyin. Göreceksiniz
1992 seçimlerinde de, biz galip
gelecegiz" dedi. AKM'de yapılan, çok
sayıda bakan ve milletvekilinin de
katıldığı toplantınm "soru-yanıt"
şeklinde geçmesi beklenirken, partili
üyelerin doldurduğu salonda sadece
Başbakan Akbulut ve ANAP tstanbul
tl Başkanı Eymen Topbaş konuştu.
Başbakan AKbulut, konuşmasında,
ANAP iktidan olarak, "hesabını
veremeyecekleri hiçbir iş olmadığım"
savundu. Akbulut, lstanbul'da
yaşanan su sıkıntısına vatandaşlar
adına üzüldüğünü söylerken, üyelerden
biri "Teyemmüm edip, namaz
kılıyonız. Abdest alacak su
bulamryonız" diye bağırdı. Akbulut,
genel ekonomik durumdan söz ederken
de laf atan bir emekli, 80 bin lira
maaş aldığını ve alım gücünün
kalmadığıru söyledi. Akbulut, buna
karşılık, "Dur, dur. Bunlar da
düzHtilecek" dedi. Başbakan Akbulut,
konuşmasında, "bazı çevrelerin"
Romanya örneği, halkı sokağa davet
ettiğini de belirterek, "Ülkemizi
maceraya sevk edecek düşüncelere
itibar edilmez" diye kcnuştu.
(Fotoğraf: Uğur Günyüz)
rakmış olması sürekli aleyhimize
olaylar yaratıyor. Cumhurbaşka-
nı sorumsuz işler yapıyor, bunun
karşısında herkes, bunu nasıl ta-
mir edeceğini bilemiyor. Bir dağı-
nıklık var. Halkın desteğinden
yoksun olan hükümetin çıkardığı
dağınıklık var!'
Demirel: Gezi içe döniik
DYP Genel Başkanı Demirel,
dün toplanan DYP grubunda yap-
tığı konuşmada, Cumhurbaşkanı
özal'ın "Türkiye'yi yöneten güç-
lü adam" imajı vermeye çalıştığı-
nı da bildirerek, "O zaman sayın
Akbulut ve hukümeti ne^lacak?"
diye sordu.
Özal'ın Çankaya Köşkü'ne çıkı-
şından beri TV'den de yayımlanan
ziyaretlerin yetmediğini ve meşru-
iyet arama çabalannın dışa taştı-
ğını bildiren Demirel, "Sayın Özal
New York'a, VMashington'a gitti.
Bo gezinin maksadı, aslında dışa
dönük degildir. Gezi içe dönök-
tiir" dedi. Demirel, sözlerini şöy-
le sürdürdü:
ABD'nin yaptığının Türkiye'ye
destek vermek değil, Türkiye'de
kendi istediklerini yapanı destek-
lemek olduğunu bildiren Demirel,
het yerde gözü kulağı olan ABD'
nin özal'ın seçilme şeklini bilme-
si gerektiğini vurguladı. Demirel,
kendisini demokrasi şampiyonu
ilan eden ABD'nin, buna rağmen
arkasında halk olmayan özal'ı
halkın temsilcisi diye kabul ettiği-
ni kaydederek şunları söyledi:
"Sayın Özal'ı secen beyetin ar-
kasında çoğunluk yoktnr. Azmhk
sajılabilecek bile bir güç yoktnr.
Savın Özal'ın tartışmalı bir kim-
se oldugu kimsenin meçbulii de-
ğil. Kendi halkı içinde bile tartış-
malı bir kimse, Türk milletinin
bötününu temsil edemez. Türk
milletinin tümu adına angajman-
lara giremez. Sayın Özal sonım-
suzdur. Bu zaman Türkiye'de Sa-
yın Özal'ın statiisünde hiç kimse
dünyanın herhangi bir memleke-
tine gidip ulkesi veya hukümeti
adına angajmana girmemiştir. Sa-
yın Özal'ın Bush ile yi>ecegi ye-
mekte gireceği angajmanlar Türk-
iye'de halkı bağlamaz, Türkiye'de
hükümetleri bağlamaz."
özal'ın ABD gezisi nedeniyle
Dışişleri Bakanlığı'na bir şey so-
rulduğunu sanmadığını bildiren
Demirel, olayın Washington Bü-
yükelçiliği ve özal'ın Dışişleri da-
nışmanı aracılığıyla kotarıldığını
söyledi. Demirel, Time Dergisi'n-
deki yazıya yeniden değinerek,
"Bu reklam ne>1e vapılmıştır? Kaç
paraya >
<
aptırdınız ve nereden ver-
diniz?" diye sordu.
özal'ın değil ABD'ye, Mağrip'e,
Çin'e bile gitse halkın gönlünde
aradığı yeri bulamayacağıru anla-
tan Demirel, bunun için öncelik-
le seçim yapmak gerektiğini belirt-
ti. Demirel, özal'ın yerinden ola-
cağı, hükümetin kaybedileceği ve
bugün özal'a destek verenlerin bir
daha parlamentoya gelemeyeceği
gibi korkularla seçime gitmekten
kaçtıklarını da söyledi.
ANAP'lı Gökhan Maraş, SHP'nin önerisini "politik şov" diye niteledi
'Nereden bııkluıûı yetersiz tartışmasıMaraş, "Ben aslında milletvekili, yargı orgam
başkanları gibi toplumun projektörlerinin
üzerinde olan kişilerin mal bildirimlerinin Resmi
Gazete"de yayımlanmasından yanayım. Teklifte
bazı kişilerin bildirimlerinin aleni olması için
değişiklik yapmayı düşünüyorum" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — "Nereden buldun" yasa
önerisinin TBMM Adalet Komis-
yonu Alt Komisyonu'nda incelen-
mesine dün başlanırken, önerinin
"yetersiz" olduğu tartışmaları da
sürüyor. Öneri sahibi ANAP Kır-
şehir Milletvekili Gökhan Maraş,
SHP'nin eleştirilerine, "politik
şov" yanıtını verdi. Maraş, mal
bildirimlerinin SHP'nin istediği
gibi tamamen açık yapılması isteği
için de "Ben aslında milletvekil-
leri, yüksek yargı orgam başkan-
lan gibi toplumun projektörleri-
nin üzerinde olduğu kişilerin mal
bildirimlerinin Resmi Gazete'de
vayımlanmasından yanayım. Tek-
lifte bazı kişilerin bildirimlerinin
açık olması için değişiklik yapma-
yı düşünüyorum" dedi. Başbakan
Yıldınm Akbulut'un önerinin
"yasalaşması" için ANAP grup
başkanvekillerine talimat verdiği
öğrenildi. Eski Devlet Bakanı Ad-
nan Kahveci, önerinin uygulansa
bile etkili olamayacağını savundu.
Başbakan Yıldınm Akbulut,
ANAP grup başkanvekilleriyle
önceki gün yaptığı toplantıda,
ANAP Kırşehir MiUetvekili Gök-
han Maraş'ın "nereden buldun"
diye adlandmlan yasa önerisinin
çıkanİTiasından yana olduğunu
açıkladı. Başbakan Akbulut,
"Ben rüşvet ve yolsuzlukla müca-
dele edilmesinden yanayım. Ama
herkes bilsin ki hesabını vereme-
yeceğimiz tek kunış bile yoklur"
dedi.
Edinilen bilgiye göre ANAP
grup başkanvekiUerinin isteği üze-
rine Başbakan Yıldınm Akbulut
TBMM'ye gelerek, grup yönetim
kurulunun toplantı odasında
ANAP yöneticileri ile bir araya
geldi. ANAP grup başkanvekille-
ri, Gökhan Maraş'ın "nereden
buldun" diye adlandırılan yasa
önerisi konusunda Başbakan Ak-
bulut'a görüşlerini sordular.
Başbakan Akbulut da rüşvet ve
yolsuzlukla mucadele yasa öneri-
sine karşı olmadığım ifade ederek
şunlan söyledi:
"Ben de bu yasanın çıkanlma-
sından >-anayım. Belki bazı düzen-
lemdere ihtiyaç vardır. Bu düzen-
lemeler de komisvonda >apılır.
Ama herkes bilsin ki hesabını ve-
remeyecegimiz tek bir kuruş bile
yoktnr. Ancak ben kamuoyunda
geniş yankı uyandıran ve destek
bulan bu yasa önerisi konusunda-
ki düşüncelerimi de basın yoluy-
la açıklama)a kendimi mecbur
hissetmem."
Gökhan Maraş "nereden
buldun" yasa önerisinin Adalet
Komisyonu'nda oluşturulan alt
komisyona sevkedilmesinin "öne-
rinin uyululduğu anlamına
gelmediğini" söyledi. Maraş, öne-
rinin komisyona raporun üç gün
içerisinde hazırlanması koşuluyla
verildiğini ve teknik düzeltmelerin
burada yapılacağmı kaydederek
"Komisyonda düzdtmeler yapma-
ya kalksaydık, herkes politik şov
yapardı" dedi. Adalet Komisyo-
nu'nun öneriyi önümüzdeki haf-
ta çarşamba günü yeniden görü-
şeceğini de belirten Maraş, Cum-
huriyet muhabirinin yönelttiği so-
rulan. şö>'le yanıtladı:
"— Alt komisyonda ne gibi de-
gişiklikler yapılacak?
MARAŞ — Türkiye'de hediye
kavramı ilk kez hukukumuza gi-
recek. Asgari ücretin iki >"a da üç
katını aşan değerde hediye verile-
meyeceğini koyma>i düşünüyoruz.
İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA
Yasa Tasarısı
İZMİR — ANAP tepelerınde
fırtınalı günlerin durulması bek-
lenemez...
Böyle konuşuyor ANAP'lılar.
"Nereden buldun" yasa tasa-
rısının ardından bir de "hayali
ihracat" yasa tasarısı gündemde.
Başbakan Akbulut, her iki ta-
sarıyı hazırlayanların ANAP için-
de "hizipçilik" yaptıklarını söylü-
yor. Açık açık "çekip gitsinler" di-
yor. Böylece ANAP grubunda yo-
ğun bir tepki başlıyor:
— Asıl onlar çekip gitsin...
İşte "nereden buldun" yasa ta-
sarısıyia başlayan baş döndürü-
cü fırtına, tepelerden tabana
doğru hızla esiyor. Tasarıyı des-
tekleyen milletvekilleri seçmen
tabanında yaşayamamanın ezik-
liğini anladıklanndan olacak şöy-
le tonuşuyorlar:
— Kentlere, kasabalara gide-
mez ofduk...
Kongre takviminden önce
ANAP içindeki muhalefet bu ya-
sa tasarısıyla gövde gösterisi
yapmak istiyor. Karşı tarafın sır-
tını mındere yapıştırmak için de-
ğişik yöntemler arıyor. Rüşvetle
savaşım imajını muhalefete kap-
tırmamak gibi bir politika izleme-
nin gerekliliği aNAP'ta başlıca
tartışma konusu.
Bu arada 22 ANAP milletveki-
linin hazırladığı bir başka yasa
tasarısı da 9 Eylül Üniversitesi'n-
de "Din Bilimleri Araştırma
Enstitüsü" kurulması yolunda.
Böyle enstitüler 1982 yılında
kimi üniversitelerde vardı Ancak
YÖK düzenlemesiyle ortadan
kaldırılmıştı. İlahiyat fakültelerin-
deki kimi öğretim üyeleriyle dün
tersizliğinden değil, çeşitli poli-
tik görüşlerin, laikliğe karşı du-
ranların eyleminden kaynakla-
nan bir yetersizlik mevcuttur. So-
run ilahiyat fakûltelerinin değil
aslında tüm üniversitelerin soru-
nudur."
Öğretim üyeleri soruyordu:
— Örgün ve yaygın eğitim fa-
aliyetlerinin başarılı olması için
aranan koşul devlet memurtarı-
na dini konularda gerekli bılgi
vermek midir?
sansının ardındaki gerçek, kimi
tarikatlann güdümüne giren dev-
let kuruluşlarından sonra üniver-
siteler aracılığıyla "memur" ke-
simine yönelik bir başka eylem
biçimi midir?
9 Eylül Ünivers|tesi'nde
"türban" yasaklandı. Ünıversite
Yönetim Kurulu'nun kararından
sonra da Ege Üniversitesi lip Fa-
kültesi'nde öğretim üyeleri de bir
bildiri yayımladı. Diğer üniversi-
telerde de aynı amaçlı bildiriler
Bugün gözardı edilen bir başka olay da orta dereceli okullardaki "din dersleri"dir.
Din derslerine giren öğretmenler öğrencilere çağ dışı, ilkel kabile
toplumunun öğretilerini ilke edindirmekten öteye bir şey yapmamaktadırlar.
sabah bu yeni getişmeyi konu-
şurken ilginç konular da günde-
me geldi.
Şöyle konuşuyordu öğretim
üyeleri:
"İlahiyat fakültelerinde böyle
enstitülerin kurulması gerekir.
Çağdaş ve laik Türkiye Cumhu-
riyeti'nin ilahiyat fakültelerindeki
ilerici, demokrat öğretim üyeleri
YÖK'le birlikte pasifize edilmış-
ler ya da uzaklaştırılmışlardır. So-
run salt ilahiyat fakûltelerinin ye-
1982 yılına dek ilahiyat fakül-
teleri kapsamında "islam Araş-
tırma Enstitüleri" bulunuyordu
Örneğin Ankara Üniversitesi İla-
hiyat Fakültesi'nde "İslam Sanat-
ları Araştırma Enstitüsü" vardı.
Daha sonraki yıllar yani YÖK'le
birlikte bu enstitüler kaldırıldı.
İlginçtir YÖK Başkanı ve Milli
Eğitim Bakanı 9 Eylül Ünıversi-
tesi'nde "Din Bilimleri Araştırma
Ensitütüsü" için olumlu görüş
bildiriyor. 22 ANAP'lının yasa ta-
hazırlanıyor.
Türban bir siyasal eylemi sim-
geliyor...
Öğretim üyelerinin görüşü
şöyle:
— Çeşitli verilerle toplumu et-
kileyerek siyasi baskı kurmak is-
teyen bu iç ve dış mihraklar, tür-
ban olayını toplumun bir yarası
olarak kanatmaktan yarar um-
makia ve bazı anayasal kuruluş-
larımızı da bu provokasyona alet
etmeyi başarmaktadır.
Bugûn gözardı edilen bir baş-
ka olay da orta dereceli okullar-
daki "din dersleri"dir. Din ders-
lerine giren öğretmenler öğren-
cilere çağ dışı, ilkel kabile toplu-
munun öğretilerini ıike edindir-
mekten öteye bir şey yapmamak-
tadırlar.
Din dersinde bir öğretmenin,
öğrencileri, kınlan kol için "çıkık-
çıya", gribe yakalananlar için ise
"hocaya muska yazmaya" gön-
dermesi artık haber değeri taşı-
madığından gazetelerde yer
almıyor.
Denizli'deki "tarikat yurtlan"
nın kimin denetiminde olduğu bi-
linmiyor Küçük köylerde bile belli
tarikatlann desteğınde yurtlar
açılıyor. Yoksul köylü çocukları
buralarda yetıştiriliyor.
Şimdi de "Din Bilimleri
Enstitüsü" kurulmak isteniyor.
Çağdaş bir yaklaşımla "evet"
ama ardındaki güçler belli. Evet,
o güçler de her dönem bir sağ
siyasal partinin şemsiyesi altın-
da olanlar, türbanı siyasal eylem
yapanlar...
Yanı tarikatlar...
Bir de *maksatu ihbar' konusun-
da tazminat cezası getirilebilir. Bu
tür ihbarlarda bulunanlara hapis
cezası getirirsek insanlan ürküt-
muş oluruz.
— SHP'li komisyon üyeleri
Cumhurbaşkanı'nın da öneri kap-
samına alınmasım istiyorlar..
MARAŞ — Aslında bana göre
teklif kapsamında Cumhurbaşka-
nı da var. Ama açık da konu-
labilir.
— Basın mensupiannın da ek-
lenmesi düşünülüyor mu?
MARAŞ — Hayır.
— SHP'nin istediği gibi mal bil-
dirimlerinin gizli degil, açık olma-
sı yönünde değişiklik yapılabiiir
mi?
MARAŞ — Türkiye'de bildi-
rimlerin kapalı olması yönünde
bir eğilim var. Ben aslında miUet-
vekili, yargı orgam başkanları gi-
bi toplumun projektörlerinin üze-.
rinde olduğu kişilerin mal bildi-
rimlerinin Resmi Gazete'de yayım-
lanmasından yanayım. Teklifte
bazı kişilerin bildirimlerinin ale-
ni olması için değişiklik yapmayı
düşünüyorum.
— Sizin öneri için 'Dağ fare
doğurdu' deniyor.
MARAŞ — Politik şov. Bunlar
muğlak sözler. İyi tetkik etmemiş-
\ef.'
Kahveci'nin açıklaması
Bu arada eski Devlet Bakanı
Adnan Kahveci dün yaptığı yazılı
açıklamada, rüşvet ve yolsuzluk-
la tnücadeleye yıllannı verdiğini,
ama bu sırada kamuoyundan des-
tek göremediğini kaydetti. Geliş-
miş ülkelerde "nereden buldun"
benzeri servet beyannamelerinin
bulunmadığım savunan Kahveci,
açıklamasında özetle şu görüşle-
re yer verdi:
"Bunun anlamı şu; devlet na-
mussuz vatandaşına âdeta yalva-
nyor. 'Benim namussuz vatanda-
şım. Senin hırsızlık yaptığını, hak-
sız kazanç sağladığını tahmin edi-
yorum, ama seni yakalayamıyo-
rum. Ne olur, bir an için namus-
lu ol, çaldıklannı itiraf et!
Senet beyannamesi istemek, bir
devletin \ergi hırsızlan karşısında
güçsüzlüğünü itiraf etmesidir."