Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 Dr. Nejat TARAKÇI Jeopolitikçi ve Stratejist ntarakci@gmail.com vrupa kıtasını güneyden kuşatan Akdeniz, tarih boyunca jeopolitik dengelerin kurgulandığı ve Avrupa sömürgeciliğinin stratejik eksenini kontrol eden bir deniz olmuştur. Ekonomik sistemlerin değişmesine karşın, Akdeniz bugün hem Avrupa’nın güvenliği hem de Ortadoğu petrol kaynaklarının kontrolü yönüyle düne nazaran daha da önemli bir hale gelmiştir. Batıya ulaşan en kısa petrol yolu Akdeniz’den geçmektedir. Soğuk Savaş döneminde SSCB ile Batı’nın dengeli bir hegemonya paylaşımını yansıtan Akdeniz, bugün tam anlamıyla Batı’nın kontrolüne girmiş gözükmektedir. Sarkozy’nin girişiminin gerçek hedefi… C S TRATEJİ Cumhuriyet Strateji 18 Ağustos 2008 / 216 A Akdeniz’e yeni düzen Fransa Devlet Başkanı Sarkozy’nin gündeme getirdiği ve adı sonradan Akdeniz İçin Birlik olan proje, ABD desteğinde, bölgenin Batı çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirilmesini amaçlıyor. Rusya’nın bölgede yeniden etkin olması engellenirken, İsrail’in güvenliğinin sağlanması, bölgedeki Batı karşıtı politikaların yumuşatılması, Suriye’nin sınırlanması hedefleniyor. belki bir ölçüde bu konuda bir adım atabilir. Rusya, buna karşın rotasyon usulü ile Akdeniz’deki karasuları dışındaki belirli demirleme alanlarını kullanmak suretiyle yine de Akdeniz’de vurucu bir deniz gücünü bulundurma ve idame etme kabiliyetinde bir ülkedir. Rusya’nın Akdeniz’deki askeri varlığı Libya gibi, zorunlu ABD politikalarını uygulayan bir kısım ülkeleri blok değiştirme yönünde cesaretlendirebilir. Aynı zamanda Batı’nın bu denizdeki askeri varlığını bir ölçüde caydırabilir. TÜRKİYE NELERE DİKKAT ETMELİ? BİRLİĞİN HEDEFLERİ ABD’nin de desteklediği Sarkozy’nin girişimiyle başlatılan Akdeniz Birliği’nin gerçek jeopolitik ve jeostratejik hedefleri; ? Rusya’nın bölgeye nüfuz etmesini önlemek, ? Bölgedeki ABDAB karşıtı politikaları yumuşatmak, ? İsrail üzerindeki politik ve askeri baskıları azaltmak, ? Gerektiğinde, Lübnan’a kapsamlı bir müdahale için uygun hukuki ve politik ortam yaratmak, ? Suriye’yi nötralize ederek bölgedeki İran nüfuzunu kırmak, altındadır. Fransa göçmenlere karşı aldığı sert ? Müslüman devletlerin güç birliği oluşturmasını önlemlerin verdiği sonuçtan memnundur.(1) önlemek, Akdeniz Birliği de üyelerin gerçek ihtiyaçlarını ? Batı’nın ekonomik ve ticari pazar alanını ulusal çıkarlar bağlamında dengeye getirebildiği genişletmek, oranda başarılı olacaktır. ? Hazar ve Ortadoğu enerji kaynaklarının güvenli bir şekilde Batı’ya ulaşmasını sağlamak olarak US DENİZ GÜCÜ özetlenebilir. Birliğin hedefi olarak, diğer birliklerde olduğu Rusya, Soğuk Savaş döneminde Akdeniz’deki gibi, Akdeniz bölgesinde barış, istikrar, ekonomik ve deniz gücü varlığını yeniden canlandırmak ticari işbirliği gibi klasik bir söylem ortaya istemektedir. En önemli sorunu barınacak ve lojistik konmaktadır. Çağımızdaki birlik ve ittifakların çoğu gereksinimlerini karşılayacak üs sorunudur. Dünün sanal hedeflere dayalı, bir kısım üyelerin ulusal en önemli Sovyet deniz üslerinin bulunduğu Cezayir, çıkarları öne çıkaran bir organizasyon olmaktan öteye Libya, Arnavutluk, Suriye ve parçalanmış eski gidememektedir. İkinci Dünya Savaşı’nın korkunç Yugoslavya cumhuriyetleri Batıya entegre edilmiş sonuçları üzerine bina edilmiş ve daha büyük durumdalar. Bugün Rus gemilerine limanlarını açma savaşları önlemeye yönelik gerçekçi bir ittifak olan cesaretini gösterebilirler mi? Sadece Rusya ile NATO bugün ABD’nin ulusal çıkarlarının öne çıktığı stratejik ilişkileri iyi durumda olan Cezayir ve Suriye bir kuruluş haline gelmiştir. AGİT ve hatta bunalım içindeki AB için de aynı Akdeniz Birliği Zirvesi’nden... şeyleri söylemek mümkündür. Küreselleşmenin lokomotiflerinden Almanya yabancı sermayeden korkar hale gelmiştir. Yerli kuruluşların yabancılara devredilmesinde bundan böyle sadece ilgili bakanlığın değil tüm kabinenin onayı alınacaktır. Yeni kabul edilen yasa ile Federal Hükümet, ulusal güvenliği ve kamusal düzeni tehdit etmesi halinde, Alman şirketlerindeki yabancı yatırımcıların payının yüzde 25’i geçmesini engelleme yetkisine sahip kılınmıştır. Dünyanın dördüncü büyük ekonomisine sahip Almanya’da her dört Alman’dan biri yoksul ya da devlet güvencesinin koruması R Türkiye, klasik söylemlerin değil, yukarıda sıralanan orta vadeli stratejik hedefleri dikkate almalıdır. Bu hedeflere yönelik stratejilerde, Türkiye açısından Kıbrıs, Irak ve İran politik ve askeri denklemin kritik elemanlarını oluşturmaktadır. Birliğin politik ve ekonomik yapısı henüz tam anlamıyla açıklığa kavuşmamakla birlikte, Türkiye, yukarıda sıralanan hedeflere yönelik stratejisini ön alarak şimdiden belirlemelidir. Özellikle Rus, Hazar ve Ortadoğu petrolünün Akdeniz üzerinden İsrail’in Hayfa limanına aktarılması projeleri hız kazanmıştır.(2) İsrail’in Akdeniz’de bir enerji terminali haline getirilmesi planlanmaktadır. Bunun gerçekleşmesi halinde, Türkiye bir transit ülke konumuna düşecek gibi gözükmektedir. Karadeniz–UkraynaAvrupa hattı da devreye girdiğinde Türkiye’nin transit ülke konumu daha da minimize hale gelmiş olacaktır. BurgazDedeağaç hattı ile, genel anlamda baypas edilecek Türk Boğazları’ndan sonra, teritorial anlamda da Türkiye’nin devre dışı bırakılacağı görülmektedir. Ortadoğu’daki İran–ABD gerilimi, ABD yanlısı OPEC ülkeleri petrolünün doğrudan boru hatları ile Akdeniz’e akıtılmasını dikte etmektedir. Böylece Hürmüz Boğazı devre dışı bırakılarak İran’a yönelik doğrudan askeri güç kullanımını ön gören stratejiler kolaylıkla uygulanabilecek, Batı’nın ve Japonya’nın petrol güvenliği tehlikeye atılmamış olacaktır. Son beş yıldan bu yana ABD aleyhine devam eden ve bir türlü iyileştirilemeyen Orta Asya ve Orta Doğu’daki konjonktürel gelişmeler; ABD ve Batı’nın enerji güvenliği nedeniyle, Akdeniz’in güvenlik ve istikrarını, artan bir oranda yeniden öne çıkarmıştır. Bu bağlamda özellikle Kıbrıs ve Doğu Akdeniz hem bölgenin hem de Türkiye’nin güvenliği ve ekonomik çıkarları yönüyle üzerinde odaklanılması gereken temel unsurlardır. Kıbrıs’ta kesinlikle iki bölgeli ve iki toplumlu bir egemenlikten vazgeçilmemelidir. Mersin ve İskenderun limanları ile bölgenin deniz güvenliği güçlendirilmelidir. Artan talebin Türkiye’ye kaydırılması için, Ceyhan’da süratle yüksek kapasiteli bir rafineri kurulmalıdır. Hayfa’nın Ceyhan’a alternatif bir terminal değil yardımcı bir terminal olmasına çalışılmalıdır. Dipnotlar: 1 Deniz Banoğlu, Görüş, Cumhuriyet Gazetesi 18 Temmuz 2008 s.17 2 Enerji Bakanı Hilmi Güler ile İsrail Ulusal Altyapı Bakanı Binyamin Ben Eliezer, Akdeniz Boru Hattı için fizibilite çalışması yapılmasına karar verdi. Türkiye’den İsrail’e uzanacak boru hattından petrol, doğal gaz, elektrik, su ve fiberoptik geçecek. Bkz. Cumhuriyet Gazetesi 18 Temmuz 2008