25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Strateji 18 Ağustos 2008 / 216 nükleer teknolojiye olağanüstü önem vermiş olan Fransa var olan 59 santraline ek olarak yeni reaktörlerin inşasına karar vermiştir. Güney Fransa’da, AB ülkeleri, ABD, G.Kore, Rusya ve Japonya gibi endüstrileşmiş ülkelerce yürütülen ve ITER adlı füzyon teknolojisini geliştirme çalışmaları bunun dışındadır. Fransa’da nükleer teknoloji sektöründe 100 bin işçinin çalışması ve bu ülkenin başta, bir süre önce nükleer santrallerini kapatmış olan İtalya olmak üzere birçok Avrupa ülkesine yılda 4,5 milyar Dolarlık elektrik satması, teknolojik aşama geçiren ülkelerin başarısına bir örnektir. ? AB tarafından, üyeliğe alınmadan önce Bohuniche santralini kapatmayla yükümlendirilen Slovakya ülke gerçekleri ve bağımsızlığına aykırı olduğu gerekçesiyle bundan vazgeçeceğini deklare etmiştir. ? Çek Cumhuriyeti, Temelin’deki nükleer santrali geliştirmeyi sürdüreceğini açıklamıştır. ? Bulgaristan, AB’ye girerken 6 nükleer santralinden 4’ünü kapatmayı kabul etmiş iken şimdi bu konuda geri adım atma çabalarına girmiş; bir yandan da iki yeni reaktör daha inşa etme kararı almıştır. ? Avrupa’nın bizim Konya’mız kadar büyüklükteki, akarsular açısından da zengin ve her tarafı turizme bağımlı ülkesi İsviçre mevcut 5 santrale ek olarak 3 yeni santral inşası (4800 Megawatt gücünde) planlamaktadır. ? İngiltere 2020’ye kadar mevcutlara göre çok daha yüksek kapasiteli 10 yeni santral inşasını kararlaştırmış iken Gordon Brown hükümetinin, bunun yeterli olmadığını ve ülkenin elektriğinin yüzde 40’ının nükleer enerjiden sağlanmasının daha gerçekçi bir yaklaşım olacağı gerekçesiyle 20 yeni reaktör yapılmasının şart olduğunu açıklaması, bir zamanlar en koyu nükleer karşıtı ülkelerin bile çevreci bağnazlıktan koşullar gereği vazgeçtiklerini göstermesi açısından önemlidir. ? 30 yıldır yeni nükleer santral inşa edilmeyen ve halen 104 nükleer santrale sahip ve elektriğinin yüzde 19,4’ünü bunlardan üreten ABD 4’ü kati şekilde kararlaştırılmış 30 kadar yeni santralin inşası için hazırlık yapmaktadır. Yine Bush yönetiminin Enerji Bakanı Samuel Bodman bunların bile yeterli olmadığını, 30 değil, 130 değil, 230 reaktöre ihtiyaçları olduğunu dile getirmiştir. Cumhuriyetçi aday Senatör McCain’in de 100 yeni nükleer reaktöre ihtiyaçları olduğunu dile C S TRATEJİ 11 ? Buna karşılık Ruslarla tarihin en büyük doğalgaz anlaşmasını imzalayıp ülkesini bağımlı kılan ve Rus Gazprom’un yönetimine yüksek maaşla giren Gerhard Schröder Almanya’yı, nükleer santralleri kapatma kararı da alarak hem gelecekte pahalı enerjiye mahkum etmiş, hem de ülkesinin nükleer teknolojide birikim sağlamış bilim adamlarının başka ülkelere gitmelerine yol açmıştır. Hâlbuki halen Almanya’nın temel elektrik üretiminin yarısı nükleer santrallerden elde edilmektedir. Bunların kapanması Almanya’nın sanayi gelişmesini engelleyecektir. İtalya’da da geçmişte siyasal yaklaşım ve çekincelerle politikacıların nükleer santralleri kapattırarak, bugün İtalya’yı dünyanın dış kaynaklı enerjiye en bağımlı ülkelerden biri haline getirme kararları gibi Almanya’nın da geçmiş hükümetinin aldığı doğalgazdan yana, nükleere karşı kararlar, ülkelerin geleceğinin şekillenmesinde siyasi gafletlerin rolünü ortaya koymaktadır. Hâlbuki bilim adamlarının araştırmaları, bugün dünyada 439 olan nükleer santral sayısının 2050’de 1300’e çıkması gereğini ortaya koymaktadır. Türkiye çeşitli dış baskılarla ve emperyalistlerin Müslüman ülkelerin nükleer teknoloji sahibi olmamaları politikasıyla bugüne kadar Afrika ülkeleriyle aynı kategoride, hak etmediği bir geleceğe, kadere zorlanmış ve yalnız elektrik üretiminde değil, nükleer teknolojinin tıp, tarım, sanayi, savunma gibi gelişmişliğin her alandaki zorunluluğunu görmezden gelmiş veya getirilmiştir. Son bir yıl içinde bu konuda Meclisten gereken yasa nihayet çıkmış ise de yabancı güçlerin uygulama aşamalarında etkilerinin son derece ciddi olacağı yönünde işaretler mevcuttur. Kaldı ki Türkiye bugün nükleer santrallerin inşasına karar verse, ihaleyi neticelendirecek aşamaya getirse bile, maalesef dünyadaki önde gelen 45 nükleer santral üreticisi firmanın özellikle Güney ve Güneydoğu Asya’daki patlayan talep nedeniyle santrallerin inşasını 2015’lere kadar gerçekleştirebilmesi çok da kolay olmayacaktır. Bu da, geçmişteki örnekleriyle sabit, öngörüden uzak, bağımsızlıkları hep şüpheyle karşılanmış çoğu yöneticilerin, siyasilerin ülkelerinin refahını ve uluslararası düzeydeki geleceğini ne kadar tehlikeye atabileceklerini açıkça göstermektedir. Bugün dünyadaki bütün nükleer santral üreten firmaların üretim planlamaları 2013 yılına kadar şimdiden dolmuş durumda. Nükleer teknolojiye talep, arz edilebilenden çok fazla. Özellikle nükleer santrallerin özel çelik kazanlarını üreten ve faaliyette bulunan firmalar talebe yetişemiyor. Siparişler sıraya konuyor. getirmesi, ABD’nin petrolden dönme ve yeni enerji kaynaklarına yönelmede kararlı adımlarını gösterir. ? Çin ve Hindistan’ın önümüzdeki 50 yılda toplam nükleer reaktör sayılarını 250’ye çıkarmayı planladıkları, bu bağlamda çok kısa vadede Çin’in 11 olan reaktör sayısını 40’a çıkarmayı planladığı bilinmektedir. ? Putin’in Rusya’sı her zamanki ihtiraslı ve akılcı yaklaşımla "petrolü, doğalgazı komşulara pahalı satalım, halkımız ucuz elektrik alsın" yaklaşımıyla 30 yeni reaktör inşasına karar vermiştir. Bunların bir kısmının seyyar, yüzen adalar şeklinde planlandığı söylenmektedir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear