Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası gyasin@tusam.net Kosova’nın bağımsızlığı, ülkedeki dengeleri sarstı… C S TRATEJİ 9 için gerekli olan 126 sandalyeye ulaşmasına imkân vermiyor. Öte yandan 2007’deki seçimlerin birincisi, 2008 seçimlerinin ise ikincisi olan Sırbistan Radikal Partisi (SRS), oy oranını arttırdı ancak kazandığı sandalye sayısında düşüş yaşadı. Reformist kanatta yer almasına rağmen ideolojik açıdan Radikallere yaklaşan Başbakan Vojislav Kostunica liderliğindeki Sırbistan Demokratik Partisi(SDP) ile SRS’nin muhtemel koalisyonu ise 108 sandalye oluşturabiliyor ve yine üçüncü partilere ihtiyaç duyuyor. Sosyalistler 20 sandalye ile Sırbistan’ın kaderini belirlemeye aday. Bir önceki 21 Ocak 2007 seçimlerinden Radikal Sırp Partisi birinci çıkmıştı ancak Batı tandanslı siyasi analistlerce "toplamda demokrat kanadın daha fazla oy aldığı" şeklinde yorumlanmıştı. Elbette ki o dönemde Kostunica ve liderliğini yaptığı muhafazakâr SDP, demokrat kanatta kabul ediliyordu. Hâlbuki özellikle son bir yılda radikal çizgiye daha da yaklaşan SDP, demokrat kanattan sayılamayacağına göre "toplamda milliyetçi kanadın daha fazla oy alması" seçimlerin çarpıcı sonucu olarak kabul edilmeli. "Batı değerleri"nin demokratik olan ile olmayanı ülkeden ülkeye değişebilen kriterlerle belirlemesine benzer bir yaklaşım gözlemleniyor: Kime göre demokratik, kime göre galip? Batı desteğinin açıkça Demokratlar yönünde kullanıldığı hesaba katıldığında hiç değilse Sırbistan’da milliyetçi refleksin yaygınlaştığı ve keskinleştiği kabul edilmeli. ünyanın en karışık etnik yapısını barındıran Balkanlar, "öteki" üzerinden kendini tanımlamanın en yoğun yaşandığı ve haliyle farklılıkların da son derece belirginleştiği bir coğrafya. Kin, nefret ve dökülen kan unutulmadıkça canlı kalan kimlikler, aynı nedenle sonu gelmez yeni intikam sebepleri üreterek varlığını baki kılıyor bu topraklarda… Balkanlardaki her milletin bir kendi devleti, bir de neredeyse bütün komşu devletlere "azınlıklar" halinde yayılmış soydaşları var. Karışıklık ihtimali, karşılıklılık boyutuyla her daim çoğaltılmış halini yaşamış buralarda. Risk, yayılmacı ve yıkıcı. İstikrarsızlık her adımda… Bu nedenle Avrupa için Balkanlar, Balkanlar için Avrupa Kasabı" olarak yazdırmakla kalmamış, Sırbistan’ın bu denli önemli. Balkan ülkeleri birer birer AB bugünkü durumunun da baş sorumlusu olmuştu. genişlemesine dâhil olurken, tarih unutturulmak "Kimse sizi bir daha yenemeyecek" sözleri, reelistenircesine Balkanlar, "Güneydoğu Avrupa" olarak politikle uyuşmadı, Sırbistan yenildi, bir kez daha ve geçirilmeye başlanıyor kayıtlara. Bulgaristan ve bir kez daha… Miloşeviç’in liderliğini yaptığı Romanya bugün bile AB üyesi olmanın koşullarını Sırbistan Sosyalist Partisi’nin bugün hükümet karşılamaktan uzakken AB riski yerinde bastırmak pazarlıklarında "kilit parti" rolünü oynayacak olması için genişlemesine Balkanların tamamını dâhil etmeye kaderin garip bir oyunu olsa gerek. niyetli görünüyor. Ne demokratların ne de milliyetçilerin hükümet Batı Balkanlar, AB denizinde minik bir kuracak çoğunluğu sağlayabildiği 11 Mayıs seçimleri, istikrarsızlık adası olarak anılır oldu. Merkezinde ise Sırbistan’ın kaderini belirlemek üzere Sosyalistler için Sırbistan; "Büyük Sırbistan" idealinin, ekonomik, özel bir davetiye çıkarmış ve Miloşeviç’in düşüşünden askeri, siyasi ve coğrafi açıdan küçülttüğü Sırbistan. sonra ilk defa hükümet etme ihtimali doğurmuş oldu. Tito’dan bu yana hala toparlanamayan, yönünü 11 Mayıs seçimleri, Devlet Başkanı Boris Tadiç’in belirlemede güçlük çeken Sırbistan… Öylesine büyük liderliğindeki Demokrat Parti ve seçim koalisyonu bir istikrarsızlık ki dışarıdan gelen baskıyla, oluşturduğu ortaklarının bir sıçrama yaparak bir güçlüklerle kurulmuş hükümet, bir yılını doldurmadan önceki seçimlere göre oylarını arttırması ve 250 erken seçime gidiyor; yeni seçimler ise yeni bir sandalyelik parlamentoda 102 koltuk kazanması ile istikrarsızlıktan başka bir şey vaat etmiyor. Kızıldeniz sonuçlandı. Sırbistan’ın AB ve NATO üyeliğini gibi ikiye ayrılmış olan Sırbistan, son bir yılda suların destekleyen Demokratlar seçimlerin galibi olsa da iyice çekilmesiyle merkezsiz, orta yolsuz kalmış meclis aritmetiği, seçim birincisinin hükümet kurmak durumda. Bir tarafta demokrat cephe, diğer tarafta radikal Sırbistan seçimlerinden... milliyetçi cephe. AB yanlısı demokratlarla bir önceki dönemde işbirliğine giden ılımlı demokrat ya da diğer deyişle ılımlı milliyetçi parti, bu kez radikal milliyetçilerle işbirliğine gidiyor. Demokratlar blok halde seçime girerken, diğer kanatta milliyetçilerle radikal milliyetçiler yarışıyor. Uzun lafın kısası, Sırbistan’da milliyetçilik yükselmeye devam ediyor. Yükselen milliyetçilik demişken, yatay olmaktan ziyade dikey bir yükseliş olduğunu da belirtmek icap eder. Milliyetçilik her geçen gün radikalleşiyor Sırbistan’da. D AB’nin iç politikada açıkça taraf tuttuğu Sırbistan istikrara uzak görünüyor. Kosova’nın bağımsızlığı radikalleşmeyi artırıyor, tarafların birbirine karşı keskinleşmesine neden oluyor. Sırbistan istikrara uzak SIRBİSTAN GELECEĞİNİ ARIYOR MİLOSEVİÇ VE SOSYALİSTLER Kosova’nın bağımsızlığını ilan edişi, çok daha yumuşak bir süreçle geçiştirilebilirdi ancak aksine tarih ters yüz edildi, unutulmuş olması gereken kin kışkırtıldı, dökülen kan hatırlatıldı, 1389 Kosova Savaşı’ndaki ruh bir kez daha canlandırıldı. Kosova üzerinden yapılan siyaset radikalleşmiş bir milliyetçilik akımını ülkeye hâkim kıldı. Hâlbuki aynı yöntemi kullanarak Sırp coşkusunu ve nefretini silahların namlusuna süren Miloşeviç, ismini tarihe "Balkan Parti/Koalisyon Avrupalı Sırbistan İçin KoalisyonuBoris Tadiç Sırp Radikal PartisiVoyislav Şeşelj (SRS) Demokratik Sırbistan PartisiYeni Sırbistan Koalisyonu Vojislav Kostunica (SDPYS) Sırbistan Sosyalist PartisiSırbistan Birleşik Emeklileri PartisiSırbistan Birliği Koalisyonu (SPSPUPSJS) LiberalDemokrat PartisiÇedomir Yovanoviç (LDP) Avrupalı Sancak İçin Boşnak Listesi (Suleyman Uglyanin) Macar Koalisyonuİştvan Pastor Preşevo Vadisi Arnavutları Koalisyonu Oy oranı (%) 38.75 29.32 11.34 7.57 5.30 0.92 1.86 0.39 Sırbistan ile işbirliğini kolaylaştırmak, Sırbistan için Avrupalı bir gelecek umudunu canlı tutmak ve kamuoyunu kazanmak amacıyla kaçak savaş suçu zanlılarının iade edilmesinden sonra geçerlilik kazanması koşuluyla İstikrar ve Ortaklık Anlaşması (SAA) imzalandı. Sonuçta, var ile yok arasındaki bir sarkaca bağlanmış bir Avrupa hayalinin, seçimler öncesinde Demokratlara güç sağladığı kesin. Ancak seçmenin gerçekte AB üyeliğini oyladığını söylemek hiç gerçekçi değil. Sırbistan için AB’nin açılımı, Şubat ayından bu yana "18 üyesi Kosova’nın ‘illegal’ bağımsızlık ilanını kabul etmiş AB" şeklini aldı. Demokratlara oy vermekle birlikte "AB’ye yüzünü dönmüş ancak Kosova’sız kalmış Sırbistan" fikrine alışamayanlar olduğu gibi radikalleşmiş milliyetçi cepheye oy verip de AB üyeliğine sıcak bakanlar da var. Bundan sonrası zorlu bir süreç. Nikoliç’i iktidarda görmeyi tahammül edilmez bulacağı kesin olan AB özelinde Batı’nın Kostunica ihtimalini de dışlayacağı ve demokrat kanadı iktidara taşıyacak bir model için direteceği kesin. Kurulacak hükümetin yapısal kırılganlığının yüksek olduğu, zorlanmış bir koalisyonun böylesi kritik bir dönemde ülkeyi çok daha Meclis’teki koltuk sayısı derin bir krize sürükleyebileceği de (Toplam 250) göz ardı edilemez. "Avrupalı Sırbistan mı yoksa Avrupa’dan 102 izole olmuş ve içine kapanmış 78 yeniden bir bombaya dönüşecek Sırbistan mı?" sorusunun cevabı 30 hala belirsizliğini koruyor. İşin gerçeği, Sırbistan söz konusu 20 olunca her bir seçim ya da kriz, AB 13 üyeliği yolunda yumuşatılmış bir 2 adım anlamına geliyor, 4 istikrarsızlık yine de Sırbistan’dan 1 uzaklaşamıyor.