22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Meclisi’nde Türk milletinin vekillerine Lagendijk Türkiye’nin AB sürecini anlatıyor, vekiller de alkışlıyor. Ey Barroso, hangi AB sürecinden bahsediyorsun? AB ile müzakerelerde en AB’ci dediğin AKP iktidarı AB için 3 Ekim 2005’ten bu yana ne yapmış? Madem AKP Avrupa Birliği projesine bu kadar değer veriyor, neden bugüne dek Türkiye yalnızca Bilim ve Araştırma başlığını geçici olarak kapatabilmiş? Neden Başbakan Türkiye’nin Avrupa’ya ait olmadığını alenen söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye haddini bildirmek için bir şey yapmıyor? Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletinin şeref ve haysiyetinin gereği değil mi O’nu uyarmak?... Barroso, AB Dönem Başkanı Slovenya’nın başkenti Ljublana’da düzenlenen Avrupa Forumu’nda AKP’yi kaybetme telaşı ile şöyle diyor: "Her zamankinden daha fazla kani oldum ki; bu ülkeyi mümkün olduğu kadar AB’ye yaklaştırmak zorundayız." AKP’yi kurtarabilmek için çalışan Barroso AKP’nin teslimiyetçi politikasından memnun… AKP’li Türkiye’yi AB çıpasına bağlamak adı altında canı ne isterse onu yapıyor, ne isterse onu söylüyor. Türk milleti adına yürütme erkini yürüten Hükümet ise AB’yi ayakta alkışlıyor. AKP’nin yabancıları AKP’yi kurtarmaya çalışıyor, AKP ise Türkiye’yi AB’ye emanet ediyor. Nasıl kurda kuzu teslim edilmez ise Türkiye de AB’ye teslim edilemez! Barroso yetmiyormuş gibi bir de egemenlik hakkını ihlal etmiyor musunuz? Genişlemeden Sorumlu Komiser Olli Rehn, AKP için Maksadınız Karganın ağzındaki peynire göz diken takviye görevi görüyor. Bağımsız bir devlet kurnaz tilki misali Türkiye’nin egemenliğini, Türk olduğumuzu unutanlar Türkiye’yi müstemleke olarak Milleti’nin elinden almak olduğunu artık herkes görmek isteyenlerdir. AKP’yi ve mutlaka AKP’yi biliyor… savunmak, ne olursa olsun savunmak anlayışı ile Olli Bu ülkenin bağımsızlığı Türk milletinin Rehn, Türkiye’ye tehdit savuruyor. Rehn şöyle diyor: fedakârlığı ile kazanılmıştır. Yaşanan acıları verilen "AB kriterlerinin ciddi ihlali durumunda, Komisyon mücadelenin zorluklarını biz biliriz… İşte bunu müzakere sürecini gözden geçirmek zorunda bildiğimiz için Ulusal hassasiyetlerimizde sonuna kalabilir." kadar direneceğiz. Ulusal çıkarlarımız iktidar Sen, Olli Rehn… partisinin çıkarlarına feda edilmeyecek kadar yücedir. Ciddi ihlalden neyi kastediyorsun? Elbette, AKP’nin yabancıları bunu unutmamalıdır! AKP’nin kapatılması davasını kastediyorsun! Peki, sen Olli Rehn, bu açıklamalarınız ile Anayasa ALAT, YUNAN VE RUM’UN İPİYLE Mahkemesi’nin işine karışıyor olmuyor musun? Bu yaptığınız, Türkiye’de yargıya müdahale anlamına KUYUYA İNERSE, BİR DAHA ÇIKAMAZ... gelmez mi? Yunanistan’ın AB standartlarını çiğneyen bütçe ve Türkiye Cumhuriyeti devletini ve kurumlarını yok cari açığına rağmen AB tarafından uyarılmaması bu sayan sözleriniz ile Türkiye Cumhuriyeti’nin C S TRATEJİ 5 ülkeyi daha da çok şımartıyor… Kıbrıs Adası’nda var olan iki devlet arasında bir barış ve çözüm ortamının hala oluşmamasında Yunanistan’ın kabahati büyük… Yıllardır ‘Megali İdea’ hedefine kilitlenip, Kıbrıs’ı bir ‘Rum Adası’ olarak yapmak ve görmek hevesleri de işte bu yüzden halen devam ediyor.. Ada’da iki lider arasında 21 Mart’ta başlatılan ve devam etmesi muhtemel görüşmelerdeki Rum Tavrı’nın barıştan ve çözümden yana olduğu söylense de bu yaklaşımın Avrupa Birliği’nin gözünü boyamaya yönelik ve ‘kandırmaca’ olduğu gözlerden kaçmıyor. 21 Haziran’da yapılacağı söylenen kapsamlı görüşmeler sırasında Türk Tarafı’nı temsil edecek olan Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Başbakan Ferdi Sabit Soyer, Rum Tarafı’nın ‘Megali İdea’ hedefli ve Yunanistan patentli öneri ve tekliflerine karşı KKTC Devletinin ve milletinin haklarını ve çıkarlarını korumakla görevli olduklarını unutmamak zorundadır. Rum Lideri Hristofyas’ın ‘Ayak Oyunları’ yüklü ve KKTC’yi aşağılayan yaklaşımları karşısında ‘olgunluk’ ve ‘ağırbaşlılık’ gerekçesiyle sessiz kalmak KKTC yönetimi açısından tercih edilecek bir yaklaşım olmamalıdır. Yunanistan’ın ipiyle hareket eden Rum Tarafı’nın ‘Megali İdeası’ devam ettiği sürece Kıbrıs Adası’ndaki iki devlet arasında barış ve çözümün gerçekleşmesi hayaldir. Kıbrıs Adası üzerinde emperyalist odakların ortaya attığı formüllere karşı Ada’nın asli unsuru olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin taşıdığı jeopolitik ve jeostratejik önem ihmale kurban edilmemelidir. Rum Kesimi’nin Yunanistan için taşıdığı önemi ve bu nedenle Yunanistan’ın müdahalesini makul ve mantıklı bulanlar, aynı şekilde KKTC’nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti için de büyük önem taşıdığını kabul etmek zorundadır. Kıbrıs Türklerinin Temsilcisi olan Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, bu hassasiyeti ‘şoven yaklaşım’ olarak değerlendirenlerin tuzağına düşmemeli ve Yunanistan ve Rum Tarafı’nın ipiyle bu kuyuya inmemelidir. İndiği takdirde kuyudan çıkamayan sadece kendisi değil aynı zamanda KKTC Devleti ve Milleti olacaktır. KKTC Cumhurbaşkanı Talat, ‘antiemperyalist’ kimliğini ve karakterini, özellikle AB destekli Yunan ve Rum teklifleri karşısında haykırmalıdır. İşte şimdi KKTC Halkı, bu haykırışı duymayı beklemektedir. T HristofyasTalat görüşmesinden...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear