Catalog

ülkeyi savunacak duruma gelinceye kadar bu ülkeyi işgale devam edilmesini savunmaktadır. Bu maksatla ABD’nin gerekirse 100 yıl Irak’ta kalabileceğini söylemiştir. Bush’un stratejisini başarılı bulan Mc Cain’e göre ABD’nin Irak’tan erken çekilmesi hem kendisi hem de Irak için felaket olur. İran konusunda askeri seçeneğin masada olduğunu söyleyen Mc Cain, kuracağı "Demokratik Ülkeler Topluluğu" ile İran’a uygulanan ambargonun sıkılaştırılarak bu ülkeye ekonomik baskının artırılmasını öngörmekte ve askeri çözümün nükleer İran’dan daha az tehlikeli olacağını savunmaktadır. Senatör Clinton ise, Başkan olduğu takdirde ilk önceliğinin Irak’taki savaşı bitirmek olduğunu söylemiş, diğer önceliklerini Afganistan’daki terörle savaşı takviye etmek ve bozulan ittifak ilişkilerini yeniden kurmak olarak tanımlamıştır. Clinton göreve başlamasını takip eden 60 gün içerisinde Irak’taki ABD askerlerini kademeli olarak çekmeye başlayacağını, çekilmenin 2013 yılında büyük ölçüde tamamlanacağını söylemektedir. 2013 yılından sonra da teröristlerle mücadele etmek, İran’ı caydırmak ve Kürtleri korumak maksadıyla bazı birlikler Irak’ta bırakılacaktır. Clinton’a göre Irak Savaşı ABD’nin dikkatinin Afganistan’dan uzaklaşmasına neden olmuştur. Irak’ta yapılan hatalar yüzünden anti Amerikancılık bölgede ve dünyada artmaktadır. Clinton Irak konusunda yeni bir diplomatik atak başlatmayı ve Irak’ın komşuları ile ilişkileri artırmayı ön görmektedir. Irak’ta asayişin sağlanması her şeyden önce Iraklıların sorumluluğudur. ABD Irak’ı Iraklılardan korumak için ucu açık bir taahhüt altına giremez. İran konusunda askeri seçeneğin masada olduğunu söyleyen Clinton, ekonomik ambargoya devam ederken İran lideri ile ön koşulsuz olarak görüşmeye hazır olduğunu açıklamıştır. Clinton İran’ın nükleer güce kavuşmasını önlemek için elinden gelen her şeyi yapacağını söylemektedir. 1961 yılında Hawaii’de doğan, Kenya asıllı bir baba ile Kansas’lı beyaz bir anneden olan Barack Obama ise ulusal güvenlik önceliklerini şöyle sıralamaktadır: 1. Irak’taki savaşı bitirmek, McCain 2. Afganistan ve C S TRATEJİ Obama 17 karşı askeri seçeneğin masada olduğunu söyleyen Obama, bu ülkeye karşı öncelikle ciddi ve koordineli bir diplomatik atak geliştirmeyi düşünmektedir. ÇEKİLME ZOR 2009 yılı başında görevi teslim alacak olan yeni ABD Başkanı bu ülkenin Ortadoğu politikasına yeni bir ivme kazandıracak belki de yeni bir yön verecektir. Başkan seçimi ile birlikte Kongre seçimleri de önemlidir. Halen Cumhuriyetçi Bush’a karşı Senato’da her iki partinin üyeleri eşit (49’ar), Temsilciler Meclisi’nde ise Demokratlar 233, Cumhuriyetçiler 202 üyeye sahiptir. Başkan ile Kongre’deki çoğunluğun aynı partiden olması Başkan’ın işini kolaylaştıracaktır. ABD dış ve güvenlik politikalarının tespit ve yürütülmesinde Başkan ve Kongre önemli olmakla birlikte, silah firmaları, petrol şirketleri ve başta Yahudi lobisi olmak üzere etnik lobilerin ağırlıklı rol oynadığı bilinmektedir. Demokrat bir Başkan seçildiği takdirde seçim kampanyalarında söylenen şeyleri yapmanın kolay olmayacağı görülecektir. Özellikle Irak Silahlı Kuvvetlerinin 2020 yılından önce İran’a karşı bir denge sağlayacak duruma gelemeyeceği göz önüne alındığında, Irak’ı ve bölgeyi daha büyük istikrarsızlıklara sürükleyecek bir erken çekilme mümkün olmayacaktır. Her üç adayın üzerinde birleştikleri tek husus İran’a karşı askeri seçeneğin masada olmasıdır. Sonuç olarak, yeni Başkan kim olursa olsun, ABD’nin Irak’ta daha uzun süre kalacağı ve İran nükleer güce ulaşmadan bu ülkenin nükleer çalışmalarını en azından uzun bir süre (rejimi değiştirinceye kadar) geciktirecek bir darbe vurması beklenmelidir. Irak’ta kalacak ABD’nin bu ülkedeki Kürtleri himaye etmeye ve bağımsızlığa çok yakın bir durumda bulundurmaya devam edeceği büyük bir olasılıktır. Bütün bunlar Türkiye’yi yakından etkilemektedir. Yeni yönetimin Türkiye ile ilgili politikasını tespit ederken düşüneceği husus, bir yandan Irak’taki Kürtleri korurken, diğer yandan İran’a yapacağı bir harekatta ihtiyaç duyacağı Türkiye’yi nasıl yanında tutabileceğidir. Türkiye Ortadoğu’da emperyalizmin maşası olmadan kendi ulusal çıkarlarını korumalıdır. Adayların ortak noktası İran. Cumhuriyetçi Mc Cain BM’nin yerine yeni bir örgütlenmeyle Rusya ve Çin engelini aşmayı önerirken, Demokratlar yumuşak yöntemleri ön plana çıkarıyor. Yeni dönemde ABD’nin Irak’ta Kürtleri korumayı, İran’a karşı Türkiye’yi yanında tutmayı hedeflediği değerlendiriliyor. Pakistan öncelikli olmak üzere terörizmle savaşmak, 3. Kitle imha silahlarının yayılmasını önlemek, 4. Kuzey Kore’nin nükleer silahlarını imha ettirmek, İran’ın nükleer silah yapmasını önlemek… Diğer adaylardan farklı olarak Irak Savaşı’na başlangıcından itibaren karşı çıkan Obama, Başkan seçildiği takdirde ayda biriki tugay olmak üzere 16 ay içerisinde Irak’taki ABD askerlerinin büyük kısmını çekeceğini, fakat Clinton gibi terörizmle savaş, Irak silahlı Kuvvetlerinin eğitimi gibi görevleri yerine getirecek bir kısım birlikleri bırakacağını, Irak’tan çekilecek birliklerle Afganistan’ı takviye edeceğini söylemektedir. Obama’ya göre ABD’nin Irak’ta yaptığı hatalar El Kaide gibi örgütleri güçlendirmektedir. Irak konusunda askeri çözüm yoktur, Iraklıların kaderine yine Iraklılar karar vermelidir. Obama’ya göre İran rejimi herkese tehdittir. İran’a uygulanan ekonomik ambargo sıkılaştırılmalıdır. Obama da Clinton gibi İran lideri ile ön koşulsuz olarak görüşmeye hazırdır. Diğer iki aday gibi İran’a