Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 Dr. Nejat TARAKÇI Jeopolitikçi ve Stratejist ntarakci@gmail.com Ülkenin sembolleriyle propaganda… C S TRATEJİ İNGİLİZ KÜLTÜR POLİTİKALARI Devletler; tarihlerine, ideolojilerine ve kültürlerine verdikleri önem oranında ortak değerleri koruyup yaşatabilir ve varlıklarını sürdürebilirler. Bu noktada İngiltere’nin sadece kaynak sömürgeciliği yapmadığı, aynı zamanda çok başarılı bir kültürel etki alanı yarattığı da görülmektedir. Dünya’nın deniz ortamındaki toplumlarını, silah tesiri ile değil, kültür yolu ile eğiterek, deniz ortamını, çıkarların ve güvenliğin paylaşıldığı bir devletler camiası haline getirmeyi başarmıştır. Bundan, İngiliz servet ve refah ortaklığı (British Commonwealth) politikası doğmuştu. Böylece İngiliz idealleri hem genişlik, hem de büyük bir güç kazanmıştı. İngilizce dili ile başlatılan kültür emperyalizmi, yaklaşık 50 yılda, eski İngiliz sömürgelerini Ortak Refah Ülkeleri (Commonwealth Countries) olarak adlandırılan büyük bir ekonomik ve politik birliğe dönüştürmüştür. Bu sayede İngiltere, bugün dünya ticaretinin beşte birini kontrol edebilmektedir. 53 ülkenin oluşturduğu bu topluluk, aynı zamanda dünya nüfusunun yüzde otuzunu oluşturan büyük bir pazardır. Görüldüğü gibi İngiltere, kültürel emperyalizm sayesinde, elli yıl önce stratejik kaynaklarını sömürdüğü ülkelerin bugün politik ve ticari rantını yemeye devam edebilmektedir. Sömürge döneminde, Alman Genelkurmayı 300 milyonluk Hindistan’ı İngiltere’nin 70.000 askerle nasıl kontrol ettiğini araştırıyor ancak cevabını bir türlü bulamıyordu. Oysa cevap çok basitti, İngiltere, İngiliz dili ile konuşan devletler üreterek, deniz ortamını onlar ile doldurmaya ve bu devletleri kolektif bir ticaret sistemi ile zenginleştirmeye, serveti; deniz ortamının ortak mülkiyeti ve diğer ortamları bu mülkiyetin düşmanları durumuna getirmeye çalışmıştı.(2) İngiltere 1000 yıllık tarihi içinde ürettiği kültürel değerlerini koruyarak, İngiliz milletine özgü milli bir karakter yaratmıştır. Bu değerlerini dünyada titiz şekilde koruyan nadir ülkelerden biridir. ngiltere Kraliçesi’nin Türkiye ziyareti protokol kuralları, camide kuran dinlemesi boyutuyla tartışıldı. Ancak HMS İllustrations adlı bir askeri gemide resepsiyon vermesi üzerinde durulmadı. Ada devleti olan İngiltere, ilk deniz ve sömürge imparatorluğudur. Jeopolitik konumu, ekonomi, savunma ve güvenlik yönüyle deniz gücünü öne çıkarmış, kara gücünü ise sınırlı sayıda tutmaya mecbur bırakmıştır. Donanması, İspanya ve Fransa’nın istila girişimlerinden İngiltere’yi kurtarmıştır. Birinci Dünya Savaşı’na kadar, deniz gücünü savunma aracı olarak görmeyen tek devlet olan İngiltere, bu kuvvete, savaşı besleyici bir varlık olarak bakıyordu. İngiliz görüşüne göre denizler, ulusların yaşamlarını refah ve mutluluğa ulaştıran bir üretim alanıdır. Zira, barış ekonomisi, yerini savaş ekonomisine bıraktığı zaman, karacı devletler bütün kazançlarını deniz devletlerine terk ediyorlardı. Bundan yararlanan da gerçeği bilip büyük donanmalar yapan İngiltere idi. İngiltere Kraliçesi tarafından verilmekle birlikte, 17. yüzyıl ortalarından başlayarak, 300 yıldan fazla, elçiyi tayin ettiren, maaşını ödeyen ve elçiliğin tüm dünya denizlerinin tek hakimi olan İngiltere idi. masraflarını karşılayan kraliyet makamı değil, İngiltere, Singapur’dan Cebelitarık’a uzanan deniz Ortadoğu’da ticaret yapmak maksadıyla İngiltere’de üsleriyle 20. yüzyıl başlarında kurduğu üzerinde kurulmuş bir anonim şirket olan Levant şirketiydi.(1) güneş batmayan Deniz İmparatorluğunu 1960 yılına Bu olay, Batının, deniz ticaretinin ve onun kadar fiili olarak sürdürmüştür. Bu nedenlerle nimetlerinin ne kadar önce farkına vardığının güzel donanma, İngiltere tarihinin en önemli güç ve bir örneğini teşkil etmektedir. Kraliçe, hem özel bir bağımsızlık sembolüdür. Donanma gemilerinin deniz ticaret şirketinin yardımları ile 3700 deniz mili isimlerinin önünde yer alan HMS (Her Majestic Ship) mesafede açılan bir elçiliği kabul edip, hem de şirket kısaltmasında yer aldığı gibi donanma gemileri yöneticisini elçi tayin edip desteklemekle, İngiltere Kraliçesinin malıdır ve ana vatanı temsil denizlerdeki çıkar sınırlarının da ne kadar geniş eder. Bu bağlamda, Kraliçe’nin İstanbulDolmabahçe olduğunu görebilme kabiliyetinde olduğunu önünde demirleyen HMS İllustration adlı gemide ispatlıyordu. verdiği resepsiyon, Kraliçe’nin İngiltere’deki Dünya tarihindeki başarılı İngiliz diplomasinin sarayında verdiği resepsiyon ile özdeştir. ülkeyi bir çok badireden kurtardığı bilinmektedir. Kraliçe’nin ziyaret ettiği denize kıyısı olan her İngiltere elçileri, devletin başı olan Kraliçeyi temsil ülkede, İngiltere’nin gücünü sembolize eden etmektedirler. Elçilikte verilen resepsiyon, hem donanma gemilerinin Kraliçe’ye refakati asırlardır İngiltere Devletinin resmi resepsiyonu olmakta hem devam eden bir gelenektir. de Kraliçe’nin diplomatlarına verdiği değeri ve önemi İngiltere’nin deniz ticareti ve onu koruyan deniz öne çıkarmaktadır. Milli güç unsurları mükemmel kuvveti ile nasıl bir deniz imparatorluğu haline olan bir ülke, diplomasiden yoksunsa, başarı daima geldiğine dair küçük bir örneği ünlü tarihçi Bernard geçici olur. Örneğin ABD, iki dünya savaşı arasında Lewis’den dinleyelim: 1593 yılında Osmanlı mükemmel bir milli güce sahip olmasına rağmen, vakanüvislerinden Selanikli Mustafa Efendi, bir diplomasiden yoksun olduğu için zayıf veya milli güç İngiliz elçisinin İstanbul’a gelişini kaydetmişti. unsurları hiç olmayan bir ülke gibi hareket etti. Mustafa Efendi’nin ilgisini çeken, elçiden çok elçiyi İngiltere’nin gücünün azalması veya çoğalması, getiren gemi olmuştu. Kendisi kayıtlarında şunları İngiliz diplomasisindeki değişiklikler ile yakından yazmıştı: İstanbul Limanı şimdiye kadar böyle acaip ilgili olmuştur. bir gemi görmedi. Denizlerden 3.700 mili aşarak gelen bu sefine (gemi) 83 adet top taşıdığı gibi, muhtelif diğer silahları da gövdesinde istiap (bulundurmaktadır) etmektedir. Devrin eşi menendi (benzeri) görülmemiş bir harikasıdır. Böyle gün görmüş İstanbullu bir vakanüvis, o çağlarda Avrupa’nın ters tarafı sayılan bir yerdeki, adı duyulmadık bir adadan gelen bir gemiyle niçin bu kadar ilgilenmişti? İstanbul’a gelen gemi, Batı’nın kendi gücünü uzaklara taşıma anlayışıyla, keşif ve araştırma ruhunun o zamanki örneklerinden biriydi. Elçinin güven mektubu Kraliçe Elizabeth’in adını taşıyan İngiliz savaş gemisi... İ Kraliçe’nin gemisi Donanma İngiltere’nin güç ve bağımsızlık sembolüdür. Gemileri, kraliçeyi gittiği denize kıyısı olan ülkelerde izlerler. Bu gemiler de yapılan etkinlikler, İngiliz toprağında yapılmış sayılır. Türkiye, sembolleri kullanma konusunda İngiltere’yi örnek alabilir… TÜRKİYE’NİN ULUSAL SEMBOLÜ Türkiye, Kraliçe’nin şahsında sembolleşen devlet geleneklerini örnek almalıdır. Dünyanın tek modern ve demokratik Müslüman ülkesi olan Türkiye, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin temel değerlerini ve Kemalist ideolojiyi korumak ve sürdürmek zorundadır. İngiliz Donanması İngiltere’nin tarihi sembolü ise, Çanakkale’de ve İstiklal Savaşı’nda yedi düveli yenen Atatürk ve Türk Ordusu da, Türkiye’nin vazgeçilmez ve alternatifi olmayan tek sembolüdür. Her devlet adamı, her vesile ile, Atatürk’ü ve Türk ordusunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin sembolü olarak her yerde gururla öne çıkarmalıdır. Kraliçe gibi aklı başında ve ön yargılarından sıyrılmış tüm Batılı ülke liderleri ile doğunun mazlum ülkeleri ve Latin Amerika’da bağımsızlığın ne anlama geldiğinin farkında olanlar bunu çok iyi bilmektedirler. Ne yazık ki, bugün ülkemizde Atatürk’ü ve Türk Ordusunu öne çıkarma ve onurlandırma değil, aksine bir duyarsızlık ve unutturma kampanyası sürdürülmektedir. Türk Milleti olarak, İngiltere Kraliçe’sinin Atatürk’ün huzurunda bulunmaktan duyduğu onurdan dolayı, ne kadar gururlansak ve Atatürk’e minnet duysak azdır. Dipnotlar: 1 Bernard Lewis, Foreign Affairs Jan/Feb 1997 p. 117118 2 Muhlis Nadas Boğazlar Deltalar Cilt 2 s.Kastaş 1991 475476