Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili akulebi@tusam.net Batılıların küreselleşme yaklaşımı Türkiye’ye yönelik tehditleri artırıyor… C S TRATEJİ karşılanabilir. Dünya artık bir bütün olarak, bir topyekun savaş öncesini andıran sinyaller vermekte ve yeni dünya düzeninin bundan sonrasının Irak ve Afganistan gibi acılarla dolu yeni çatışma ve savaş alanları ile sürmesi söz konusu. Bu bağlamda konuyla ilgili olarak şu tespitlerde bulunabiliriz; Yeni dünya düzeni, sömürgeciliğin günümüze uyarlanmış şeklidir. Burada eskiden sömürgeci devletlerin yerini küresel, yani uluslararası sermaye ve şirketler almıştır. Bu yeni düzen acımasızdır. Çıkarları uğruna ittifaklara girişebilirken aynı zamanda da bir tek kutupluluk içerir. Saldırganlık küresel güçlerin sömürülmesini istedikleri her bölgeye yönelik bir istidat gösterir. Ama jeopolitik konumumuz açısından en büyük tehdit merkezi Türkiye’dir. Enerji deposu olan Ortadoğu "BOP" gibi bahanelerle kontrol altına alınmaya çalışılırken bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye’nin bundan etkilenmemesi olanaksız olacaktır. Küresel tehditler açısından bölgesel ve ulusal açıdan bizi etkileyecek hususlar; terör, küresel terör, olası etnik çatışmalar, radikal akımlar, ekonomik istikrarsızlık ve problemler ile çevremizdeki artma eğilimi gösteren kitle imha silahlarıdır. Giderek küresel sermayeye daha çok teslim olma yörüngesine girip ulusal değer ve tesislerini yitiren ülkemizin "yeni dünya düzeni"nin vahşiliğine karşı hazırlıklı olması ve önlemler alması gerekir. ünyamızın artan nüfusuna karşı azalan doğal kaynakları ile bunların özellikle zengin ülkeler tarafından paylaşılıyor olması göz önüne alındığında önümüzdeki yıllarda Türkiye olarak ne tür önemli sorunlarla karşılaşabileceğimiz konusu ciddi şekilde gündeme gelmekte. İşte bu sorunların boyutlarının üniter yapımızı ve bağımsızlığımızı etkileyecek olması da ülkemizde bugün milliyetçiulusalcı kesimin yeni dünya düzeninin topraklarımızdaki temsilcilerine, yani küreselcilere karşı mücadele etmesini gerekli kılıyor. Başta ABD olmak üzere küreselcilerin arkasındaki güçlerin ve kullandıkları başat araç olan Batı kapitalizminin kendi çıkarları doğrultusundaki isteklerinin ise sonu yok. Bu sonsuzluk nedeniyle yitirilmiş milli kuruluşlar ve yitirilmekte, yabancılara yok pahasına satılmakta olan öteki varlıklarımız bizi maalesef adı konmamış ama sömürgeci olduğu açık olan bir yörüngeye teslim ediyor. Yeni dünya düzeninin (YDD) özelliği bu uygulamanın bir veya birkaç ülkede gerçekleştirilmesi değil. Bu olgu sömürülmeye uygun ve doğal kaynakları olan askeri ve politik üstünlüğünden yararlanmakta tereddüt bütün ülkeler için geçerli. Ülkelerin kontrol altına etmemektedir. Bunu da öteki devletlere örnek/ibret alınmasındaki önemli bir diğer yöntem de ulusal olsun diye güç gösterisiyle ortaya koymaktan hiçbir kurumların ele geçirilmesi. Hatta yeni dünya düzeni, şekilde kaçınmamaktadır. Nitekim ABD’nin 1991’de yerleşmek istediği ülkelerde kendi çıkarlarına dönük Irak’a saldırdığı ilk Körfez Savaşı ve bunu izleyen yasalar çıkarmayı da sistematik bir uygulama haline Afganistan işgali ile İkinci Körfez Savaşı birer güç getirmiş durumda. Bu olgu ise devlet sistematiği ve gösterisiydi. Başka bir deyişle bu savaşlar yeni döneme bağımsızlık açısından kabul edilemez bir husus. özgü emperyalist müdahaleler serisinin başlangıcını Uygulamada bu yeni sömürgeciliğin en önem oluşturan önemli bir dönüm noktasıdır. Sırada, bize verdiği yöntem ülkelerin küçültülerek zayıflatılması ve komşu İran ve Suriye gibi ülkelerin olabileceği ihtimali daha kolay kontrol edilebilirliğinin sağlanması. Batı bizim yaşadığımız coğrafyanın özelliğini ortaya ülkelerinin bu hususta çok deneyimli olduğu ve nerede koyarak karşı karşıya kalabileceğimiz problemleri de ne gibi yöntemle ülkeleri kontrol altına alacağını çok iyi söz konusu ediyor. bildiği açık. Yerine göre etnik milliyetçilik, yerine göre işbirlikçi kesim ve onların kontrolündeki yazılı ve DD’NİN ÖZELLİKLERİ görsel medya ve son zamanlarda çok daha etkin olduğu ortaya çıkan ümmetçi kesim bu konuda onlar için Küresel sermayenin çıkarları gereği dünya çapında, yararlı enstrümanlar. çelişkilerle örülü, büyük toplumsal ve uluslararası Yeni sömürgecilik yöntemiyle zengin ülkelerin çalkantılar, savaşlar ve iç savaşlarla karakterize çabaları ortadayken aslında dünya bütününde bu zengin edilebilecek yeni bir döneme girmiş olduğumuz açıktır. ülkelerce Sovyetler Birliği’nin dağılmasının yarattığı Bunun bütün işaretleri bugünkü konjonktürde boşluktan doğan müstakbel nüfuz alanları için kendi mevcuttur. Üstelik küresel güçler de bunun farkındadır. aralarında kapışmanın da hala sona ermemiş olması O nedenle de liderliğini şimdilik kabul ettikleri önemli ve dünya barışını tehdit eden bir diğer unsur. ABD’nin önderliğinde tüm hazırlıklarını Zira bu topyekün sömürünün yanı sıra ABD ve buna göre yapıyor olmaları "normal" dünyanın öteki klasik sömürgeci ülkeleri ABD askerinin üst araması yaptığı Iraklı aile... arasında gizli bir paylaşım mücadelesinin yaşandığı da bir gerçek. Bu durum, dünyanın birçok bölgesinde ya yeni çatışma dinamikleri yaratmakta ya da mevcut sorunları büyüterek sürdürmektedir. Petrol zengini Ortadoğu’daki çatışmaların temelinde de bu ince nüansların yattığını söylemek mümkündür. Yine madalyonun öteki yüzünde ABD açısından ortaya çıkan yeni fırsatlar da söz konusudur. Yeni dünya düzeninde ortalığı boş bulan ABD, yeni koşullarda kendisini avantajlı duruma getiren D Yeni sömürgecilik Yeni sömürgeciliğin araçlarından Türkiye yoğun olarak etkileniyor. Çok sayıda ulusal kuruluş yabancılara devrediliyor. Yeni sömürgeciliğin ülkeleri ‘ehlileştirmek’ için kullandığı dinsel ve etnik kartlar Türkiye üzerinde yoğun olarak kullanılıyor. ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER Dünyada artarak süregelen hegemon baskılar sonucu ulus devlet bilincinin artacağı veya artması gerektiği gerçeği gün geçtikçe ortaya çıkmaktadır, Süreç içinde uluslararası ittifakların önem kazanması söz konusu olacaktır, Türkiye olarak bağımsız kalmak için yeni, güçlü ve gerçekçi ilişkiler kurmak durumundayız. Bu ilişkilerin bizim doğumuzda Türk Avrasyası coğrafyasında olduğu gerçeği de ortadadır. Çünkü küresel güçler, din, kültür, ekonomi ve askeri yönden ülkeleri kontrol altına almak istemektedirler. Buna ancak bizle beraber olan soydaşlarımızla karşı koyabiliriz, Kültürde ve dilde ulusal kimliğin korunması üniter bütünlük açısından vazgeçilmezlerimizden olmalıdır, Bugün emperyalistlerce yapay etnik gruplar yaratılarak üzerimizde bölünme senaryoları üretilen Anadolu ve özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun bizim açımızdan tarihsel gerçeği de bu nedenlerden dolayı açıktır, Ne var ki şimdiden hazırlıklı olmamız gereken bir gerçek vardır ki, o da, ABD’nin özellikle 2015’den sonra bölgede güç kaybedeceği gerçeğidir ve Türkiye’nin bu geleceğe, belirleyici güç olarak hazırlıklı olması gerekmektedir. Bu bağlamda ulusalcı/milliyetçi çizgide, teorik zemine Türkçülüğü oturtarak daha gerçekçi yaklaşımlarla bir politika belirlemek ve bu politikayı hayata geçirmek, uygulamak için daha hızlı hareket etmek kaçınılmazdır. Bu söz konusu vahşet ortamında milletimizin çıkar ve bekasını her ne pahasına olursa olsun garantiye almamız gerekir. Bunun yolu da yabancı tesirleri silkip atmaktan geçer. Y