25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili akulebi@tusam.net Avrupa’nın değerlerini hiçe saydığı çifte standart örneği… C S TRATEJİ standartlarının ve temelde Tanrı’ya olan inançsızlıklarının açık bir göstergesidir. Ellerinde güç varken Hıristiyan kardeşleri Sırpların Müslüman Bosnalıları teker teker katletmesine karşı çıkmadıkları için hesap vermesi gereken Avrupalı liderlerin Saddam Hüseyin’den farkları var mıdır? Böyle bir Birliğe girme konusunda Türkiye’nin sürdürdüğü çabalar da kabul edilemez. Katliama esas olarak göz yumarak ortak olan bu birliği bir katiller çetesine benzetirsek çok mu hata yapmış oluruz? Temeli insanları sömürerek, emperyalist uygulamalarla asırlardır ezen, öldüren ve hala genlerindeki bu özellikleri taşıdığı anlaşılan AB gibi bir topluluğa üye olmak Türkiye’nin bir ayıbı olacaktır. Türkiye böyle katilleri himaye eden bir topluluğa üye olursa insani değerlerinden çok şeyler kaybedecektir. Çünkü adil düzen kurduğu konusunu her vesile ile dile getiren Avrupalılar Türkiye’deki hukuk sistemini eleştirirken önce kendi adalet düzenleri ile yüzleşme durumundadırlar. alkan Kasabı General Mladiç, Srebrenica’ya saldıran Sırp’lara "Yalnız insanlara ateş edin, fabrikadaki makinelere dokunmayın, onlara ihtiyacımız var" diye emir vermişti. İşte bu emir üzerine 1995 yılı yazının ortalarında, 11 Temmuz 1995 günü, Bosna’nın doğusundaki Srebrenica’ya gelen Ratko Mladiç ve komutasındaki 530 asker Müslüman köylüleri katletmeye başladı. Katliama Bosna Sırp ordusunun dışında "Akrepler" olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçlerinin de katıldığı bilinmektedir. 23 günde yaklaşık 8440 Bosnalı Müslüman katledildi. BosnaHersek genelinde ise daha uzun sürede binlerce insan yok edildi. Olay insani değerlere çok önem verdiği söylenen Avrupa’nın gözünün önünde gerçekleşiyordu. Katliam mahalli insan hakları şampiyonlarından olduğunu iddia eden Avusturya’ya birkaç yüz kilometre uzaktaydı. Yine insan hakları ve insanlık değerlerini dilinden düşürmeyen Fransa, İtalya, İsviçre ve Almanya gibi ülkeler de Bosna’dan çok uzak değillerdi. Sözde Ermeni Soykırımı konusunda yasalar çıkaran Fransa ve İsviçre, terörist başını bir süre himaye eden İtalya ve Kürt teröristleri insani değerler gibi bahaneler ile, ama gerçekte Türkiye üzerinde olan emelleri nedeniyle her düzeyde himaye eden, onların topraklarında finansman, terörist ve malzeme sağlamalarına göz yuman, sığınma hakkı veren sözde dost Almanya da BosnaHersek genelinde yaklaşık 60 gün süren bu katliama göz yumdular. BM görev gücü olarak bölgeyi korumakla görevlendirilmiş olan 400 kadar Hollandalı asker de gözlerini kapatarak katliamın sürmesine izin vermenin ötesinde Sırplara mühimmat ve silah vererek desteklediler, Müslümanları Sırp katillere kendi elleri ile teslim ettiler. Bilahare bu Hollanda birliğine katliamda gösterdikleri üstün başarı nedeniyle madalya verildi. Komutanları ödüllendirildi. Katliamın Avrupalı katılımcıları bununla sınırlı kalmadılar. İnsan hakları şampiyonu Fransa’nın NATO gözetiminde Sırplara karşı yapılacak hava harekâtı planlarını sızdırdığı ve soykırıma göz yuman insani değerler şampiyonu AB’nin bir öteki terör destekçisi Yunanistan’ın bir grup Sırp sempatizanı vatandaşının da Sırplara katliamda yardım ettiği söylendi. 8400 Bosnalı Müslüman’ın katline yardımcı olan Hollandalı Albay, uluslararası kuruluşların yoğun baskılarıyla adalet önüne çıkarıldıysa da aklandı. B Türkiye’yi her fırsatta, sorumlusu olmadığı suçlarla mahkum etmeye çalışan Avrupa, Bosna savaşı VURDUMDUYMAZLIK Lahey Adalet Divanı’na Soykırım ile yapılan sırasında yaşananlar konusunda başvuruları inceleyen bu kararlarının komikliği ve vurdumduymazlığı şu almış gösterdiği çifte standartla kendi olduğu sonuç kararıyla ortadadır: "Mevcut Hukuka göre Sırbistan ve Sırp değerlerini dahi hiçe saymış durumda. Uluslararası yetkililer soykırım yapmamışlardır, soykırımı bu nedenle de mali bir ‘Adalet Divanı’nda verilen karar hukuk kışkırtmamışlardır, tazminat ödemeye de mahkum edilmelerine gerek yoktur." tarihi açısından tartışmalıdır… Şimdi Lahey Adalet Divanı’nın yukarıdaki olmuş ve hatta bir anlamda desteklemiştir. Ancak Bosna genelinde yaşanan katliamlar ise soykırım tanımı dışında tutuldu. Bu olay AB’nin yüz karasıdır. Bu katliamı yapanlar bugün hala aranmaktadır. İnsanların nefes aldığının bilindiği, dünyanın teknolojik olanaklarının en yoğun biçimde kullanıldığı Avrupa’da sorumlu katiller hala bulunamamaktadır. Bunları bulamayan, teslim etmeyen Sırbistan önümüzdeki yıllarda ödül olarak AB’ye alınacaktır. Katliamı yapanların adalet önüne çıkarılması ve cezalarının verilmesi elzemdir. Yine eğer Avrupalılar ilahi adalete inanıyorlarsa bu katliama göz yuman zamanın bütün Avrupalı liderleri de adalet önünde hesap vermelidirler. Avrupalıların PKK terörüne verdikleri somut desteğin yanı sıra Srebrenica katliamına verdikleri destek, konuyu unutturmak arzuları, olayı basit bir kriminal olaymış gibi göstermeleri samimiyetsizliklerinin, çifte kararından anlaşılan, 60 gün süreyle Avrupa’nın ortasında sırf Müslüman oldukları için binlerce sivili öldürenler Sırplar değildir, katliamı yapanların Sırbistan Ordusu ile de alakaları yoktur. Yani uzaydan gelmişlerdir. Bunlara yardakçılık eden Hollanda birliğine bağlı askerler de kılık değiştirmiş uzaylılardır. Aslında böyle bir olay bile olmamıştır. Açılan çukurlardan çıkarılan toplu katliama uğramış Müslümanların cesetleri de bir Hollywood filminin senaryosuna göre hazırlanmış mankenlerdir. Müslümanların tek tek katledildiğini gösteren filmler de gerçek değildir. Hollywood filminin bir parçasıdır. Sırp kasaplar Radko Mladiç ve Radovan Karaçiç de hala bulunamadıklarına göre varlıkları söz konusu olmayan sanal kişilerdir! İşte, böyle bir katliamın parçası olduğu gün geçtikçe anlaşılan Avrupalılar, olayı ne kadar unutturmak, düşük düzeyde basit bir adli vaka gibi göstermek isterlerse de ilahi adaletin kamçısı mutlaka bir gün yüzlerine çarpacaktır. O günün Avrupalı liderleri ne kadar, insan hakları ve demokrasinin savunucusu olduklarını iddia etmiş olsalar da katliamın parçası oldukları kadar, ülkeleri sosyal ve ekonomik açıdan gelişmiş bile olsa sadece kendi çıkarlarını düşündüklerinden sosyopolitik gelişmelere yön verme yeteneklerinden yoksun olduklarını da göstermişlerdir. İşte bu günlerde de, çıkarları uğruna bölünmesine göz yumdukları eski Yugoslavya’dan çıkmış olan ve AB’ye kattıkları Slovenya gibi küçük devletçiklerin yanı sıra katliamlarda Sırbistan Bosna katliamı AB’NİN KATLİAMA DESTEĞİ 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da geçekleştirilmiş en büyük toplu katliam olan Srebrenica Katliamı Avrupa’da hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş olan soykırım olması açısından da çok önemlidir. Çünkü insan hakları konusunda Türkiye’yi haksızca yargılama cüretinde bulunan bu birlik olaya taraf Bosna katliamında yaşamını yitirenlerin mezarları...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear