Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ortaya çıkarılmalı ve üyelerine sunulmalıdır. Bunların hiç birisi yapılmıyor, yapılsa bile yeterli olmuyor. Bu gün TOBB’un kasasında milyarlarca YTL kaynak var. Bu para bekliyor, kullanılmıyor. Üyelerin bu tür ortak ihtiyaçları için değerlendirilmiyor. Bunlar üyelerden alınan paralardır ve üyeler için harcanmalıdır. Ayrıca odalar siyaset yapmakla uğraşıyorlar. Üyelerin ihtiyaçlarını hem düşünmüyorlar ve hem gidermiyorlar. Böyle bir yapı için de Çin ile rekabet etmemiz neredeyse olanaksız gibidir. Onun için çok iyi değerlendirilmiş, üretim ve ihracat planlamamıza ihtiyaç vardır. Dünyada ve ülkemizde üretim fazlalığı vardır. Bu fazlalık haksız rekabetleri doğurmakta, maliyetine ve hatta zararına mallar satılmaktadır. Bu da üretim ve ihracat planlamasının olmamasından ve yüksek üretim maliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Enerji ile ilgili sıkıntılarınız nasıl bir politika ile giderilebilir? Enerji sanayinin bel kemiğidir. Özellikle tekstil sanayinde çok büyük önemi ve değeri vardır. Bu gün iplik üretim maliyetinin yarısını teşkil etmektedir. Enerji maliyetlerinin yüksekliği ve dünya ortalamasının çok üstünde olması tekstil sanayicimizin maliyetlerini çok arttırmıştır. Yıllardan beri bunun yüksekliği söylenmiş, ancak düzelteceğiz denildiği halde, yeni bir yüzde 15’lik zam getirilmiştir. Bir tekstil sanayicisi olarak bunları görünce, mevcut iktidar tekstil sanayisini gözden çıkardı diye bakıyoruz. Bu yaklaşımı başka türlü değerlendirmek, ya aşırı iyimserlikle, ya da siyasi yakınlık ile olur. Hep söylüyoruz OECD ülkelerindeki enerji fiyatları, ortalama 68 centlerde olmasına rağmen, biz de 11 cente yaklaşmıştır. Böyle bir enerji fiyatıyla nasıl ucuz üretim yapabilirsiniz? Nasıl Dünya ile rekabet edebilirsiniz? Onun için zaman geçirilmeden enerji fiyatları süratle aşağıya çekilmeli, tekstilciye enerji desteği verilmelidir. Nasıl ki, teşvikli illerde bunlar yapılıyorsa, bütün illeri kapsayacak şekilde bu yapılmalıdır. Ülke olarak enerji yatırımlarına öncelik vermeliyiz. Ayrıca özel sektöründe yerli kaynaklarımızı çıkarma ve işleme yetkisi ve kolaylığı vermeliyiz. Ayrıca Devlet enerji üretiminden elini çekemez. Burada öncelik devlet eliyle yapılmalıdır. Çünkü daha çok, daha ucuz üretim ve istikrarlı satış için buna gerek vardır. Ülkemizin önemli yeraltı kaynakları vardır. Bunları neden işlemiyoruz veya işlettirmiyoruz. Yeraltı kaynaklarımız yerin altında dururken, işçilerimiz boş olarak sokaklarda dolaşırken, hem yeraltı kaynak potansiyelimizi ve hem de işçi potansiyelimizi neden değerlendirmiyoruz, bunu anlamakta zorlanıyorum. Ucuz enerji, öz kaynaklarımızın değerlendirilmesi ve çok üretim ile olur. Bunları yapamaz isek, hidroelektrik santrallerinden, rüzgâr enerjisinden, güneş enerjisinden yararlanamaz isek ucuz elektrik elde edemeyiz. Dünyanın hiçbir ülkesinde enerjisini ithal doğal gaz ile elde eden ülke yoktur. Çünkü enerji C S TRATEJİ Tekstil sektörü, kan kaybediyor... 17 girdi maliyetleri nedeniyle kazanamıyorsa, ebetteki tekstilciler kazanabileceği ülkelere gidecektir. İplikçinin en büyük girdisi, enerjidir, konfeksiyoncunun en büyük girdisi işçi ve enerjidir. Bunlar bunun için yurt dışına gitmiştir, yine gitmeye de devam edecektir. Tekstile yan bakılırsa, ne hali varsa görsün denilirse, eskiden çok para kazandılar onlara saysınlar denilirse, yerli yatırımcı başka ülkelere kaçacaktır. Aslında bunlar istenilerek yapılan yatırımlar değildir. Fakat başka çaresi yoktur. Devlet sahip çıkmıyorsa, çıkmaz içindeyse tekstilci ne yapsın? Gelecek 10 yılı Türk tekstili açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Doğrusunu isterseniz ülkemiz de tekstil ve konfeksiyon inişe geçmiştir. Bu nedenle gelişmeleri iyi görmüyorum. Tabi ki bu iniş yavaş yavaş olmakta, sektörden çıkışlar ve kaçışlar yaşanmaktadır. Tekstilci bu gün başka arayışlar içindedir. Türk tekstilinin bugünkü yapısıyla ve devletin bu tür yaklaşımları ile bir yere varması mümkün değildir. Siz, içte ve dış piyasa da en büyük katma değeri olan, emek yoğunluklu bu sektörü küçümserseniz, dünya ile rekabet edebilecek şartları oluşturmazsanız, geleceğini iyi görmek mümkün değildir. Halbuki tekstil hiçbir zaman ölmez. İnsanoğlu var oldukça tekstil var olacaktır. Zaman zaman bir çok sıkıntılar yaşanmıştır. Bazı şekil değişiklikleri de olmuştur. Bunlar doğaldır. Fakat bu sefer ki sıkıntılar çok büyüktür. Bu nedenle küresel ve bölgesel sıkıntıyı nasıl aşarız konusunu kafa yormamız ve buna destek olmamız gereklidir. Yoksa bu günkü şartlarda Türk tekstilinin ve konfeksiyonun uzun süre yaşaması ve hayat sürmesi mümkün değildir. Bu söylediklerim çok ciddidir ve önemle dikkate alınmalıdır. Tekstil sektöründe yeniden bir planlamaya ve programa ihtiyaç vardır. Bu zaman geçirilmeden yapılmalıdır. İhtiyaçlar gözden geçirilmeli bu sektörün yaşaması ve ülkemizde kalması için ne yapılması gerekiyorsa acilen yapılmalıdır. Bu yıl ülkemizde büyüme azalmış olup, yatırımlar da durmuştur. Bir çok tekstil işletmesi de kapanma tehlikesi yaşamaktadır. Bu kadar işsizliğin bulunduğu ülkemizde, en çok işçi çalıştıran sektör tekstil sektörüdür. Ülkemizin istihdama, büyümeye, üretmeye ve ihracata şiddetle ihtiyacı vardır. Tekstil sektörümüzü bu ihtiyaçlar çerçevesinde değerlendirerek, mevcut çalışan tekstil firmalarına her türlü destek sağlanmalıdır. Ülkemizin kalkınması ve büyümesi borçla ve ithalatla olmaz. Öz kaynaklara dayalı fabrikaların üretimi ve ihracatı ile olur. Aksi halde uzun süre ayakta kalma ve yaşama şansımız yoktur... ‘Böyle bir enerji fiyatıyla nasıl ucuz üretim yapabilirsiniz? Nasıl Dünya ile rekabet edebilirsiniz? Zaman geçirilmeden enerji fiyatları süratle aşağıya çekilmeli, tekstilciye enerji desteği verilmelidir. Ülke olarak enerji yatırımlarına öncelik vermeliyiz. Dünyanın hiçbir ülkesinde enerjisini ithal doğal gaz ile elde eden ülke yoktur’ kaynaklarından enerji elde etmek en pahalı enerjidir. Onun için ulusal bir enerji politikası oluşturulmalı, üretim bu çerçeve de yapılmalıdır. Aksi halde yabancıların imkanlarıyla, ithal enerji ile, doğalgaz elektrik üretimiyle bu işler kesinlikle yürümez. Bu yanlıştan kesinlikle hemen dönülmelidir. Ülkemiz enerji, bağımlılığından acilen kurtarılmalı, enerjide ki dağınıklık, plansızlık ve programsızlık mutlaka ortadan kaldırılmadır, Son dönemde Türk tekstilcilerin yurt dışına yönelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkem için kesinlikle iyi görmüyorum ve üzülüyorum. Ülkemize yabancı yatırımcıları çekmek için çaba sarf ediyoruz ve birçok tavizler veriyoruz. Fakat kendi yatırımcımızın derdi nedir, neden yurt dışına yatırıma gidiyor diye sormuyoruz ve sorgulamıyoruz. Kendi haline kalan ve kaderine terk edilmiş olan tekstilci, Türkiye’de yaşama şansı kalmadığı için, daha cazip olan yurt dışına yatırım yapmak zorunda kalıyor. Bunu bir tek Allahın kulu sormuyor, tekstilci de kendi olanaklarıyla yurt dışına gidip yatımlar yapıyor, bende varım diyor. Bu şekilde Mısır’a, Özbekistan’a, İran ve Suriye’ye yatırım yapan bir çok arkadaşımız var. Ben bu girişimleri yadırgamıyorum. Çünkü bir işletme kazanmak için kurulur. Yaptığınız işletme mevcut uygulamalar ve