25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 Dr. Burak ÇINAR Vietnam deneyimleri ışığında… C S TRATEJİ çoğunlukla daha serbest ve sıkı ilişkiler kurarak bölge politikalarında önemli bir avantaj kazandıracaktır. Daha ileriki zamanda Irak üçe bölünür, İran da güneyde kurulacağını varsaydığımız Şii devletinde havaüssü elde ederse ABD ile Ortadoğu’da kader birliği yapmış olan İsrail’e coğrafi açıdan yaklaşacak, kara üssü elde ederse de ABD’ye hayır diyemeyen Suudi Arabistan’ın başını sürekli ağrıtabilecek bir konuma gelecektir. Soğuk Savaş’tan kalma bir miras olarak ABD’nin herhangi bir bölgede bir üsse sahip olması halinde o bölgedeki örtülü operasyonların yürütülmesinin kolaylaştığını görmekteyiz. Bu da o bölgedeki devletlerin siyasi, ekonomik ve sosyal dinamikler açısından olan gelişmeleri kısmen de olsa ABD bağlantılı yapabilmektedir. Böyle bir gelişme İran’ın lehine olduğu takdirde İsrail, Lübnan ve Filistin’de İran’ın lehine olacak örtülü faaliyetlerin sürekliliği ve etkisi Ortadoğu’nun çehresini yeniden değiştirebilir. Böyle bir durum Ortadoğu’da ABD ile işbirliği yapan ülkelerin bundan sonra Amerika ile dış politikalarında farklı davranışlar sergilemesine yol açabilir. ABD’nin iç dinamiklerinde son derece etkili olduğu düşünülen İsrail için ABD’nin bölgedeki askeri varlığı kısmi bir teminattır. Filistin Sorunu’nu kendi lehine çözmeyi başaramayan ve bölgedeki konvansiyonel silah ile asker dengesi hep aleyhine olan İsrail nükleer caydırıcılığıyla ayakta kalabilmeyi sürdürürken, İran’ın nükleer silah üretme sürecini başarıyla tamamlamasıyla caydırıcılığının en önemli kısmını yitirecektir. Dolayısıyla İsrail ABD’nin bölgede kalmasını sonuna kadar desteklemek, hatta kalmaya zorlamak zorundadır. Bu yüzden Türkiye’yi de olumsuz etkileyebilecek, gerektiğinde ABD sonrası Kürdistan tezini yedekte tutmaya çalıştığını söyleyebiliriz. I rak’ta bugünkü ortamda Amerikan Ordusu’nun mücadelesinde girdiği çıkmaz netleşirken, toplam Amerikan kayıpları da 33 bini bulmuş durumda. Umutsuzluk arttıkça Amerika’nın kendi evindeki sesler de yükselmekte, buna paralel olarak Amerikan medyası üzerindeki hükümet baskısı da yavaş yavaş etkisini yitirmektedir. Bir yandan George W. Bush’un ülke içindeki desteği azalmaya devam ederken, iki senedir asılsız olan Amerikan askerlerinin Irak’tan çekilebileceği imaları da yayılarak kamuoyuna adeta yanlış bilgilendirme yapılmaktadır. İşin gerçeği Amerikan askerinin zamanından önce çekilmesi, ABD’nin Irak’a saldırmasında olduğu kadar ciddi bir hata olarak görülebilir. Bunun nedenlerini Amerika açısından bir kaç farklı açıdan inceleyebiliriz. Hatta bunun için rehber olarak 196973 arasında "Vietnamlılaştırma" adı altında Vietnam Savaşı sonlarında da yaşanmış olan askeri çekilmeyi alırsak, bugün Irak’tan çekilmenin Vietnam’dan bile zor olacağını görebiliriz. Irak’tan çekilmek zor yönelik vazgeçilemeyecek bir ekonomik hedefe dâhil değildi. 60.000 ölü ve 150.000 yaralı gibi ciddi bir kayıp verdikten sonra ABD burayı oldukça geç olsa da terk etmek zorunda kaldı. Vietnam Savaşı Amerika açısından verdiği aşırı kayıp ve kaybettiği prestijle sonuçlandı. Ancak ABD’nin Güney Vietnam’ı kaybetmesine rağmen bölgedeki Tayland ve Filipinler’deki Amerikan varlığı, bölge kontrolünü de birlikte yitirmesine neden olmadı. Hatta savaş sırasında yoğun olarak bu ülkelerdeki üsler kullanıldıkları için her iki ülkede de Amerikan varlığı sağlamlaştı diyebiliriz. Savaşın son döneminde başlayan Vietnamlılaştırma programı sonunda savaşın askeri ekipman yardımı ve mali destekle Güney Vietnam’a devri, savaşı Kuzey’in kazanmasına neden olmuştu. ABD, 1973’te çekildikten sonra Güney Vietnam ancak iki yıl dayanabilmiştir. Benzer bir program Iraklılaştırma adı altında Irak’ta kısa vadede uygulandığı takdirde, Irak’taki direniş çevredeki tüm ülkelerin karışacağı bir iç savaşa dönüşecek gibi gözükmektedir. Böyle bir durumda bölgede büyük olasılıkla Türkiye ve Suudi Arabistan’ın desteklediği Sünni Irak, İran’ın desteklediği Şii Irak ve İsrail’in desteklediği Kuzey’deki Kürt bölgesi arasında ve dünya devletlerinin de uzaktan müdahalelerine açık olan son derece karmaşık bir iç savaş ortamı yaşanacaktır. ABD’nin Irak’ı işgalinin ardından bu ülkedeki hedefleri tutmadı. Amerika’nın Irak’tan askerlerini çekmesi, stratejik, politik, askeri ve ekonomik açıdan pek olanaklı görülmüyor. STRATEJİK NEDENLER Irak, ABD’nin kapalı adı "Yeni Amerikan Yüzyılı projesi" olan Orta Asya Ortadoğu enerji kaynakları hâkimiyetini gerçekleştirebilmesi için ihtiyacı olan üç ülkeden Ortadoğu ayağıdır. ABD’nin dünyadaki petrol, doğalgaz ve su rezervlerinin büyük bir bölümünü kontrol edebilmesi Irak, Afganistan ve İran’ı kontrol edebilmesine bağlıdır. Dolayısıyla Irak’taki direniş tamamen ortadan kalkıp, Irak’ın Amerikan müttefiki olarak güvenliği tam anlamıyla sağlanmadan Amerikan askerlerinin Irak’tan çekilmesi stratejik açıdan söz konusu olamaz. Çünkü bu aşamada Irak’tan çekilmek demek Ortadoğu’dan çekilmek demektir ki, bunun da anlamı ABD’nin Yeni Amerikan Yüzyılı projesinin rafa kaldırılmasıdır. Vietnam ise Soğuk Savaş dönemine ait stratejik başka bir noktaydı ve Hint Okyanusu’nda bulunan Amerikan 5. Filosu ile Pasifik’teki 7. Filo arasındaki en önemli ve en kısa bağlantı noktası olan Malakka Boğazı’nın çıkışını kontrol ediyordu. ABD’nin bu dönem yürüttüğü çevreleme stratejisiyle oluşturmaya çalıştığı Güney Asya kuşağı ülkelerinin de en doğusunda bulunuyordu. Ancak ileriye Vietnam Savaşı’ndan... ASKERİ NEDENLER ABD’nin Irak’tan çekilme süreci başlatıldığında ortaya çıkacak düzensizlik Amerika’nın Irak güvenlik güçlerine malzeme ve teçhizat yardımını adeta yutacaktır. Bu konuda Vietnam ile karşılaştırma yaparsak bazı ilginç gerçekler göze çarpar. Güney Vietnam’ın zaten uzun süredir mücadelede olan deneyimli bir ordusu (ARVN) mevcuttu ve Amerika çekildikten sonra bile ancak iki seneyi aşkın bir süre dayanabilmişti. ARVN yüklü miktarda Amerikan savaş araç ve gereci ile donatılmıştı ve deneyimli kadrolara ve askerlere sahipti. Ancak buna rağmen 1975’te Kuzey Vietnam birliklerinin Saygon’a girmelerini engelleyemediler. Hatta bu sayede Güney Vietnam’a devredilmiş olan çok sayıda kaliteli Amerikan ekipmanının bir kısmı da Kuzey’in eline geçmiş oldu ki, bunlar arasında 467 uçak, 466 helikopter, 300 tank, 2.050 top, 2.200 zırhlı personel taşıyıcı ve çok sayıda da hafif silah mevcuttu. Irak’ta ise direnişçiler kadar deneyimli olmayan yerel güvenlik güçlerinin Amerikan ekipmanına rağmen çatışmalarda ne derece başarılı olacakları meçhuldür. Amerika’nın geniş mali desteğine rağmen Irak’taki çatışmaların durmaması buradaki olayların ekonomik kökenin fazla önemli olmadığının adeta ispatı olmuştur. Hatta Saddam Hüseyin’in asılması da batılıların çatışmaların azalması sürecine girilmesi beklentilerini boşa çıkartmıştır. Ortada olan ve batılıların kolayca anlayamadıkları bir şey var ki, o da uzun süre bağımsız olarak yaşayan ve askeri kültür kökeninde İslam Askeri Kültürü’ne de sahip olan ülkelerin halklarının özellikle gayrimüslim kuvvetlere karşı verdikleri mücadeleyi hayati derecede kutsal saymaları olup, bunun Kur’anı Kerim’de açıkça yeri bulunduğudur. Kaldı ki, ABD Başkanı George W. Bush’un "Irak’a Özgürlük" adını verdiği harekâtı Haçlı Seferi’ne benzetmesinin de bu kutsal savunmayı perçinlediği söylenebilir. Dolayısıyla Irak’taki POLİTİK NEDENLER Siyasi açıdan bakıldığında ABD açısından öne çıkan en büyük sorun İran’dır ve Amerikan çekilmesi de Irak Savaşı’nın gerçek galibini İran olarak belirleyecek gibi gözükmektedir. Çünkü böyle bir olay İran’ı hem nükleer silahlanma sürecinde rahatlatacak, hem de İran’a Irak’ta esaretten kurtulan Şii
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear