Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Dr. Hicran KAZANCI TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası ABD çekilme öncesinde yeni ittifaklar ve yeni yapı oluşturuyor… C S TRATEJİ 21 anlaşmazlıklar siyasi bir kısır döngüye dönüşerek, ABD’yi de çıkmaza soktu. Bunun sonucu olarak, ABD, Irak Hükümetinde ağırlıklı olan Şii İttifak Listesi’ne ve Kürt İttifakına aşırı isteklerinden ve bireysel çıkarlarından geri adım atmaları yönünde baskı uygulamaya başladı ve ABD’nin baskıları sonuç verdi. Nitekim "Eğer 2007 yılının sonunda, anayasada belirlendiği gibi Kerkük referandumu yapılmazsa iç savaş çıkar" diye konuşan IKDP lideri Mesut Barzani ve "eski Baasçıların tekrar göreve dönememeleri ve mutlaka cezalandırmalarını" açıkça ifade eden bazı Şii liderleri, ABD’nin baskısı sonucu bu isteklerinden geri adım attılar. Buna karşın, Irak’ın siyasi sürecine katılan diğer partilerin bazı siyasi istekleri ABD tarafından Maliki Hükümetine yapılan baskılar ile karşılandı. Sonuç itibari ile Iraklı siyasi gruplar arasında kısmen de olsa bir siyasi mutabakat sağlandı. Böylece, bölgedeki varlığını ve çıkarlarını devam ettirmekte ısrarlı olan ABD, gerektiğinde "yerel" dostlarına bazı konularda sırt çevirmekte tereddüt etmeyeceğini de göstermiş oldu. 20 03 yılının baharında Irak’ı işgal eden ABD, yetkilileri aracılığıyla işgalini "haklı kılan" farklı gerekçelerini defalarca açıklamaya gayret göstermesine rağmen, bugüne dek işgalin gerçek amacını ısrarla gizlemeye çalışıyor. Aynı ABD, yine ısrarla Irak’ın siyasi sürecine katılan tüm Iraklı siyasi partileri ve hareketleri "Irak"ın birçok anlamda bittiğini ve artık ortada "yeni" bir Irak olduğunu kabul etmeye zorluyor. Açık bir ifadeyle, yeni Irak’ta etnik ve mezhepsel çatışmaların yaşanmamasının, tüm Iraklıların eşit haklara sahip olmasının ve Irak’ın Ortadoğu’da örnek bir ülke haline gelmesinin yolunun federal bir yapıdan geçeceğini ifade eden ABD yetkilileri, söz konusu federal yapının idari olacağını ileri sürüyor. Yani, bir taraftan Irak’ın federal yapıya kavuşmasını planlarken diğer taraftan da idari olmasından dolayı ülkenin bölünme ve parçalanmasına yol açmayacağı konusunda Iraklı siyasi parti ve oluşumları ikna etmeye çalışıyor. Irak’ta iç politikaya ayar YENİ SÜREÇ VE ABD ABD, Irak’ın siyasi sürecine katılan tüm siyasi partilerin ezici çoğunluğunu en azından şimdilik federatif yapı konusunda ikna etmişe benziyor. Hatta ABD bu bağlamda Irak’taki varlığına karşı olan Iraklı grupları bile yanına çekmeyi başarmış görünüyor. Yani bir dönem Irak’ın federatif bir yapıya kavuşmasına ve ABD’nin Irak’taki varlığına şiddetle karşı çıkan bazı Iraklı partiler, artık ne federal oluşuma ne de ABD’nin Irak’taki varlığına en azından eski şiddetiyle karşı çıkmıyorlar. Bu bağlamda, Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP), Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB), Irak İslam Yüksek Konseyi ve Dava Partisi’nin oluşturduğu Dörtlü İttifak’tan kısa bir süre sonra, Nuri ElMaliki Hükümetini köşeye sıkıştırmak amacıyla IKDP, IKYB ve Irak İslami Partisi tarafından Üçlü İttifak yapıldı. Söz konusu bu iki ittifakı izleyen günlerde, Irak Parlamentosu’nda yer alan on iki siyasi parti ve gruplar, Irak petrolünün ulusal bir servet olduğu ve Kerkük meselesinin siyasi mutabakat ve toplumsal uzlaşma yoluyla çözümlenmesi gerektiği konusunda anlaşarak bir ittifak kurdular. Arap, Türkmen, Şii, Sünni ve Yezidileri kapsayan bu On İkili İttifak her ne kadar "gerçek bir siyasi yapılanmaya" dönüşmese de Iraklı gruplar arasındaki ulusal uzlaşmanın sağlanmasını hızlandırarak Irak’ı etnik ve mezhebe dayalı yapılanmadan kurtaracaktır. Aynı zamanda, eski Irak Başbakanı ve Dava Partisi Başkanı olan İbrahim Caferi’nin (Caferi grubu) yeni bir ittifak kurma niyetinde olduğu da konuşuluyor. Kurulan ve kurulmakta olan tüm bu ittifakların, ABD tarafından planlanarak uygulamaya konulduğu da bilinen bir gerçek. Dolayısıyla, geçmişte sürekli olarak işgalci ABD’nin bir an önce ülkeden çekilme programının açıklanmasını her fırsatta dile getiren birçok Iraklı siyasi parti, yeni Irak’ın iktidar denklemine ortak olma ABD’nin Irak’ta asker azaltma uygulamasına gitmeden önce iç siyasi yapıyı düzenleme arayışları sürüyor. Bu kapsamda Kürt ve Şii ERKÜK VE TÜRKMENLER grupların aşırılıklarını törpüleyen, K ABD kontrolü altında Irak’ta son dönemde gerçekleşen tüm bu uzlaşma ve ittifakları Sünnilere kapıyı aralayan önemli kılan orta nokta kuşkusuz ki Kerkük meselesidir. Zira eski, yeni yapılan ve uygulamalar yeni birliktelikleri yapılacak olan tüm siyasi ittifakların Kerkük sorunu belirliyor. gündeme getirdi. Bu görünümde çerçevesini Kimliksel ve kültürel anlamda bir Türkmen olan Kerkük, Irak’ın idari yapılanması Türkmenlerin yeni bir yapılanmaya şehri bağlamında diğer şehirler gibi bir Irak şehridir. Ancak, Irak’ta Saddam sonrası ortaya çıkan gitmesi kaçınılmaz… belirsizlikten yararlanmaya çalışan bazı çıkar umuduyla şimdilik bu isteklerini dile getirmiyorlar. Yani, ABD’nin Irak’tan çekilme programının açıklanmasından önce Irak’ın siyasi sürecine katılmalarının imkânsız olduğunu açık ve net şekilde defalarca ifade eden birçok Iraklı siyasi parti, ABD’den aldıkları vaatler sonucunda, bu isteklerinden vazgeçmiş gibi görünüyorlar. Dahası bu partilerin bazıları ABD’nin ülkedeki varlığının devam etmesinin birçok açıdan gerekli olduğunu ifade etmeye bile başladılar. Bu gelişmeye paralel olarak, Irak Hükümetinde ağırlıklı olan Şii İttifak Listesi ile Kürt İttifakının, aşırı istekleri doğrultusunda hareket etmeleri ittifaklar içerisinde birtakım anlaşmazlıkların ortaya çıkmasına neden oldu. Kısa bir zaman içerisinde Iraklı gruplar arasında derinleşen bu gruplarının Irak için ileri sürdükleri ırka dayalı federatif yapı projesi çerçevesinde Kerkük’e biçilen rol ve yine bu bağlamda dikilmeye çalışılan elbise hem Kerkük hem de genel anlamda Irak için kargaşa ortamı oluşturmaktadır. Böyle bir durum ise şüphesiz ki hiçbir tarafa yarar sağlamamaktadır. Irak Türkmenlerinin siyasi temsilcisi olan oluşumun, Irak’ta meydana gelen bu ittifaklar "furyasını" fırsat olarak değerlendirip çok iyi bir şekilde değerlendirmesi gerekiyor. Bu çerçevede Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması konusunda "kraldan fazla kralcı" ya da ütopik bir politika değil günümüzün değerlerine uygun realist bir politika izlenmesi gerekiyor. Irak’ta bugüne kadar doğru dürüst silahlı milis gücü olamayan Türkmenler, Irak’ın kuzeyinde yer alan Erbil kentinde 1990’lı yılların ortasında Irak Parlamentosu kurulan ve Saddam’ın devrilmesinden sonra lağvedilen Barış İzleme Gücü tarafından yetiştirilen iyi eğitimli yaklaşık üç bin kadar Türkmen gencini "Türkmen Uyanış Konseyi" adı altında toplamalıdır. Türkmenler aynı zamanda, Arap, Türkmen, Sünni, Şii ve Yezidilerden oluşan yaklaşık yüz elli Iraklı parlamenter tarafından oluşturulan "On İkili" ittifakta sadece yer almakla kalmamalı ittifakın başını çekmelidir. Böylece, Türkmen Uyanış Konseyi yoluyla resmi silahlı güce de sahip olacak olan Türkmenler, Irak’ın siyasi sürecinde daha aktif roller üstlenebilecektir. Aksi takdirde Türkmenler Irak’ın iktidar denkleminin dışında kalarak siyasi, kültürel, ekonomik haklarını ve en önemlisi de prestijlerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaklardır.