25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

C S S T R A T E J İ Barış DOSTER TRATEJİ 23 K İ T A P L I Ğ I A Atatürk, "Tarih, ihtiyatsızlar için merhametsizdir" derken, belli ki ulaşılmaz dehası ve şaşmaz öngörüsüyle, günümüzün politikacılarını uyarmıştır. Çünkü tarih bilmeden diplomasi yürütmeye çalışanların, dış politikayı ekonomiden ve coğrafyadan bağımsız ele alanların düştükleri hazin durum, sadece kendilerini değil, ülkemizi de büyük sorunlarla karşı karşıya getirmektedir. Sözlüklerinden emperyalizmi çıkarıp, jeopolitik, ekonomi ve diplomasiyi birlikte düşünemeyenleri tarih hep haksız çıkarmış, onlara çok acı dersler vermiştir. Ama asıl büyük yıkımı, onların peşinden giden uluslar yaşamıştır. Bir süre önce Türk okurlarla buluşan "Türkiye ve Savaş" adlı kitap, tam da bu konuya ilgi duyanlar için, önemli bir kaynak niteliğinde. Her şeyden önce yazarı Vladimir Jabotinsky dikkat çekiyor. Siyonist hareketin önemli isimleri arasında gelen bir politikacı. Aynı zamanda gazeteci ve çevirmen. Rusya’da doğmuş, iyi bir eğitim almış, birkaç dil biliyor. Türkiye’yi, Türkleri, özellikle de Jöntürkleri yakından tanıyor. Türklerin, büyük devlet adamları ve güçlü askerler yetiştiren, kahraman, merhametli, konuksever bir ulus olduğuna inanıyor. Ama asla duygusallığa da kapılmıyor, kesinlikle gerçekçiliği elden bırakmıyor. 1917’de yayınladığı "Türkiye ve Savaş" adlı eserinde Birinci Dünya Savaşı’nın çıkış nedeninin, İtilaf Devletleri’nin iddia ettiği gibi Türkiye ve Savaş kabartan, hala da kabartmaya devam eden Alman militarizmi değil, Şark Meselesi olduğunu özellikle 12. ve 14. yüzyıl arasında Doğu ve yazıyor. Savaşın Osmanlı Asyası’nı Güney Doğu Avrupa’ya nüfuz etmek isteğinde paylaşmaktaki ahenk yoksunluğundan çıktığını olan Almanya’nın emperyalist dış politikası, belirtiyor ve ekliyor: "Almanya bütün Osmanlı’yı Yakın Doğu, Sırbistan, Arnavutluk ya da himaye altına almak gerekçesiyle Şark’ın Makedonya değil, Küçük zenginliklerine sahip çıkmak Asya’dır. Biz son yıllarda Balkan isterken, Fransızlar Suriye’ye, halklarının ufak ama kanlı İngilizler Mezopotamya’ya, Ruslar Yazar: Vladimir Jabotinsky savaşlarına öylesine dalmış Doğu Anadolu ve Boğazlara, Gerekli Kitap durumdaydık ki, gerçek Yakın Yunanlılar ve İtalyanlar da İzmir’e Doğu sorununun, Balkanlar göz dikmişlerdi. Osmanlı değil, Küçük Asya olduğunu unuttuk. artık parçalanmaya yüz Balkanlar; Yunanistan, Bulgaristan ya da Sırbistan tutmuştu. Osmanlı İmparatorluğu’nun gibi ülkeler için nihai hedef olabilir. Ancak, en yıkılmasını isteyen, Türk Ulusu’nun ufak sözleriyle dünyanın yazgısını belirleyen düşmanı değil, dostudur". güçler için Balkanlar, onları başka yerlere Ülkemizin seçkin tarihçilerinden Mete ulaştıracak bekleme odasından başka bir anlam Tunçoku’nun da vurguladığı gibi taşımaz. Daha başka bir dille söylemek gerekirse, İsrail’in kuruluşuna giden yolda, Yakın Doğu sorunu, Türkiye’den arta kalanların Çanakkale Savaşları’nın büyük önemi bölüşülmesi sorunudur". vardır. Jabotinsky’nin anlattıkları da Jabotinsky, Türkleri bir kez tanıdıktan sonra, bunu gösteriyor. Zira Osmanlı’ya sevmemek olası değildir şeklinde düşünüyor, karşı savaşarak, Filistin’de bir ancak ekliyor: "Eğer siyaset sempati üzerine Yahudi devleti kurulmasını ilk oluşturulabilseydi, hiç kimse bu sevimli insanlar ortaya atan kişi kendisi ve bu tarafından kurulmuş ve sürekliliği sağlanmış olan konuda şöyle diyor: "Eğer biz 2 bir imparatorluğu yıkmak düşüncesine Kasım 1917’de Balfour Deklarasyonu ile katlanamazdı. Ne yazık ki siyaset başka etkenleri Filistin’de yurt edinmek konusunda söz aldıksa, temel almıştır" buna ulaşan yol Gelibolu’dan geçmiştir". Kısacası "Türkiye ve Savaş", ABD için "stratejik Jabotinsky’nin kitabı hem geçmişi bir bütünlük ortak" yalanının sıkça söylendiği, bekleme içerisinde ve son derece acımasız bir odasında bekletildiğimiz AB’nin tek seçenek gerçekçilikle ortaya koyuyor, hem de günümüz olduğunun öne sürüldüğü bir dönemde, dış için büyük dersler veriyor. Örneğin şöyle yazıyor: politikada duygulara yer olmadığını, kendi "Açıklanması gereken şey, Yakın Doğu teriminin tarihimizden örneklerle açıkça ortaya koyuyor. coğrafi anlamıdır. Çağlar boyu milletlerin iştahını AKP’nin Dilenme Ekonomisi ve Çöküş T eleştirirken bu gidişattan kurtulmanın yolunun Atatürk döneminde olduğu gibi ulusalcı ve kamucu bir program uygulamasından geçtiğinin altını çiziyor. Çin Halk Cumhuriyeti’nden İran’a, Asya oplumun geneline dikte edilen ekonomik bunalımından ABD’deki son krize kadar çok sayıda değerlendirmeler, genel olarak bu geniş değerlendirmenin yapıldığı kitapta, sık sık değerlendirmelerden nemalanan resmi verilere yer verilirken; ülkemizdeki en büyük kesimlerce yapıldığı için; özellikle küçük eksikliğin, yanlış istatistiklere bakılarak ekonomik ve orta boy işletmelerin, dar gelirli durum değerlendirmesi yapılması vatandaşların gerçek anlamda olduğu belirtiliyor. önlerini görmeleri mümkün Kafaoğlu, gelen her fon fazlasının Yazar: A. Başer Kafaoğlu olamıyor. Büyük ölçekli firmalar, Türk ekonomisine darbe danışmanlarının yönlendirmesiyle Kaynak Yayınları vurduğunu kavrayıp, aşırı fon uygulamada ayrı, söylemde ayrı girişinin önlenmesi için telden çalarak maksimum kâr gereken baskıyı gereken yerlere sağlamaya çalışırlarken; ekonominin çöküşünü yapmanın yolları aranması zorunluluğunun izleyen ve mevcut durumu gizleyen siyasi çevreler üzerinde duruyor. ise sanal büyümenin getirdiği hayali kalkınmadan Tartışmalı ekonomik kavramlara farklı bir hoşnut görünüyorlar. bakış açısı getiren Kafaoğlu, bunlardan Uzun süre Maliye Bakanlığı ve Devlet Planlama biri olan ekonomik krize ilişkin, "Kriz, Teşkilatı’nda yönetici olarak görev yapan döviz bolluğuna eski yoklukların anısına ülkemizin önemli ekonomistlerinden Arslan Başer kanıp ülkede yanlış politikalar sonucu üretim Kafaoğlu "AKP’nin Dilenme Ekonomisi ve tesislerini ve fırsatlarını dışarıya, emperyalistlere Çöküş" adlı son kitabıyla gazetelerin ekonomi kaptırmaktır. Bu nedenle, kriz beklenmemelidir. sayfalarında kurulan tekelci anlayışa alternatif Türkiye, kendi tarihinin ve hatta dünyanın en değerlendirmeler yapıyor. büyük krizinin içindedir, buna derhal çare Kafaoğlu, IMF ve AKP iktidarının politikalarını bulunmazsa her şeyini yitirecektir" diyor ve Zeynep FAZLILAR ülkemize gelen dış fon akımının, milli üretim tesislerinin gelirleriyle karşılanmayarak; pazar kayıplarına ve milli üretim tesislerinde büyük kayıplara yol açtığı yönünde tespitlerde bulunuyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana uluslararası alanda paraların değişim esaslarına işaret eden yazar, dünyadaki değişen ekonomik dengeler, fon hareketleri ve istihdam istatistikleri incelenirken, ABD’nin küresel ekonomik güç payının azaldığına ve dünya kaderinin artık Güney ve Doğu Asya’ya bağlı olduğuna değiniyor. Kafaoğlu, ulusalcı kamucu ekonomik politikaların dünyada başarı kazanan tek program olduğunu, bir yandan Çin ve ABD ilişkileri üzerine kapsamlı analizlere yer verip, diğer yandan Japonya, Tayvan ve Kuzey Kore başta olmak üzere çok sayıda Asya ülkesindeki ekonomik farklılıkları inceleyerek kanıtlıyor. Yazarın görüşleri, sadece AKP’yi eleştirmekle kalmayıp, aynı zamanda AKP’nin ekonomik programı içinde muhalefet yapmaya kalkan ekonomistlerin ve siyasi partilerin açmazını da gösteriyor olması açısından da önem taşıyor. STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear