26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

MERHABA Futbol ve edebiyat Futbolu seven edebiyatçı çok. Ancak birçoğunun ortak yakınmaları da var. Artistik futbolun yerine ille de kazanmak hırsıyla oynanan makine gibi futbola iyi gözle bakmıyorlar. R İslam Çupi’nin anısına... omantik çağlarda edebiyatçıları enerjilerini ruh ve kafalarına harcadıkları için beden işleri, hele spor onlara pek yakıştırılamazmış. Bu anlayışın tümüyle ortadan kalktığını söylemek güç. Bugün de özellikle kitlelerin favorisi futbolu edebiyat ve edebiyatçılarla aynı sayfada düşünemeyenler görülüyor. Oysa kısa bir araştırma bile nice erkek ve kadın yazarın futbol üstüne güzel satırları, dizeleri zevkle döşediklerini gösteriyor. Futbol edebiyatı ödülleri bile var, ciddi! Hiç aklınıza gelir mi? Kamudan bucak bucak kaçan Maurice Blanchot hiçbir önemli maçı kaçırmazmış. Ya futbol oynayan edebiyatçılar, az mı? Albert Camus yıllarca kalecilik yapmış. Nabokov, Montherlant da kalecilerden. İncelikte kimsenin yarışamayacağı rahmetli Ahmet Erhan’ın en ünlü teknik direktörümüzle aynı takımda oynadığı bilinir. FUTBOLU SEVEN EDEBIYATÇI Top koşturmuşlardan Eduardo Galeano’nun ne güzeldir Gölgede ve Güneşte Futbol (Çev: Ertuğrul Önal M. Necati Kutlu, Can Y. 1997) kitabı. Okuyunca varacağınız sonuç, futbol ile edebiyat ilişkisinin iki sanat arasındaki bağlantı olduğudur. Futbol bir tür toplu dans gibidir. “Büyük kentlerin varoşlarındaki dans meraklılarının ve zenci kölelerin savaş danslarının hareketleri kullanılarak yaratılan, bacakların havalarda uçuştuğu, bedenin dalgalandığı güzel bel hareketlerinin sıkça kullanıldığı dünyanın en güzel futbolu”nu anlatır Galeano. Küçük Cenevre’nin büyük yazarı Georges Haldas da eski futbolcudur. Futbol Efsanesi kitabında bir futbol maçı üzerinden neredeyse roman yazar. “Bilinmeyene doğru başlamak üzere olan her maç, dünyanın sabahı” gibidir. Ona göre, futbol hem seyirci hem oyuncu açısından insanın ilksel psişik süreçlerini harekete geçirir; korku, umut, cesaret, girişim, kitle ruhu, enerji patlamaları, akışları... Sadece Haldas değil, birçok yazar, gol atmayı erotik bir atılımın başarıya ulaşması gibi görür. Fransız ressam Gümrükçü Rousseau’nun ‘Futbol Oyuncuları’ tablosu. Futbolu seven edebiyatçı çok. Ancak birçoğunun ortak yakınmaları da var. Artistik futbolun yerine ille de kazanmak hırsıyla oynanan makine gibi futbola iyi gözle bakmıyorlar. Futbolun para dünyasının parçası haline gelmesi de olumlu karşıladıkları bir gelişme değil. Martin Amis, “Futbol aşkın ve savaşın enerji kaynaklarını çağırır” der. Başka yazarlar da bu fikirde. Ne var, futbolun savaş kavramıyla ilişkisi de zihinleri gittikçe daha çok kurcalıyor. ‘FUTBOL INFAZSIZ SAVAŞTIR’ Norbert Elias, insanın şiddet güdüsünün spor yoluyla terbiye edilerek olumlu enerji dışavurumuna evrilmesini uygarlık sürecinin bir yönü olarak anlatır. Ancak futbol seyirciliğinin, bir yandan o şiddet güdüsünü doyurmak, öbür yandan kardeşce değil saldırganca bir kitle ruhu içinde kendinden geçmek haline gelmesini hiçbir yazar insanın ruhsal gelişmesi olarak algılamıyor. George Orwell, “Futbol infazsız savaştır” demiş. İnfazlar da olabildiğini gördük. Orwell’i yansılayarak, bugünkü futbol dünyası için en azından “insafsız” diyebiliriz. Servet, şöhret arayışı, dönen para ve entrikalarıyla daha geniş bir kapitalist dünyanın aynası. Albert Camus, aktöre açısından olumlu şeyleri futboldan aldığını söyler. Günümüz futbol starlarına kolayca uygulanabilir mi bu söz? Real Madrid’in efsanelerinden Jorge Valdano sonra iyi bir yazar olmuştur. Ona göre, yaratıcı futbol siyasal açıdan soldadır, güce dayanan futbol ise sağda... Çevreleyici koşullar hakkında ne dersek diyelim, gene de, kendimizi oyunun çekiciliğinden kurtaramıyoruz. Jean Giradoux bunu futbolun top ile oynanmasına bağlıyor. Ezelden beri top oyunlarının insanları nasıl çektiğini anlatıyor. Futbol bu oyunların en çekicisi... Giradoux’ya göre, “top, hayatta, hayatın yasalarından en çok kaçan şeydir.” Kolay mı tutmak topu, istediği yöne istediği hızla atmak, ona söz dinletebilmek? “Top yuvarlaktır”, denir ya, o sözde sanki kader dediğimizin, bir dakika sonra bile ne olacağını bilemezliğin yansıması da görülür. İnsan sanki topla değil, bilinmezlikle oynar. Hayatın metaforu gibi olur top oyunu. Peter Handke, “Futbol topunun ruhu vardır” sözüyle başlayan yazısında, “futbol topunun yuvarlak biçimi raslantının öngörülemez niteliğinin bir simgesi olmuştur” der. Bu açıdan bakınca, futbol dediğimiz oyunda asıl öznenin top, futbolun da aslında topun dansı olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim, Didi, top için, “aslında koşan ben değilim, koşan o” demiş. Evet, iyi partöner buldu mu top, Bergson’un dirimsel atılımı gibi hareket eder sahada . Topun bu metafizik yorumunu iyi anlatan iki yapıt biliyorum. Biri Gümrükçü Rousseau’nun Futbol Oyuncuları tablosu, öteki Rilke’nin ‘Top’ şiiri. Resmin öyküsünü araştırmadım. Resmi, sanki Rousseau, Rilke’yi okumuş da öyle çizmiş gibi görüyorum; kafamda öyle kuruyorum. Rilke’nin pek çok aynı şiiri birçok kişice çevrilmiştir. Ne ki, ‘Top’un sadece bir çevirisini bulabildim. Herhalde şiirin başlığını Rilke’ye yakıştıramıyorlar. Oysa Rilke’nin özellikle şeyşiiri (dinggedicht) kılgısı bakımından top merkezi bir konumdadır, şeylerin şeyhidir. Rilke’nin kendisi de çok başarılı bulur ‘Top’ şiirini; “arı bir devinimin dile getirilmesi neredeyse olanaksız görülen özniteliğini dile getirdiği”ni düşündüğü için çok mutlu olmuştur. Rilke bu... Topun ruhundan anlar. Büyük Lefter gibi... n B u hafta kitap dünyasının yüreği İzmir’de atacak. 614 Nisan arası düzenlenecek Tüyap Kitap Fuarı’nın bu yılki onur yazarı, edebiyatımızın dürüst ve çalışkan kalemlerinden Hidayet Karakuş. Eğitimci kökenli yazarlarımızın çoğu gibi Hidayet Karakuş’un yazarlığında da okura ışık taşıma, aydınlatma görevi önde geliyor. Edebiyatın “vicdan yaratmak için var” olduğunu söyleyen Hidayet Karakuş’la yazarlık serüvenini arkadaşımız Gamze Akdemir konuştu. Fuar etkinlik programlarının tamamını da sayfalarımızda bulacaksınız. Fuar dönemleri, aynı zamanda kitap üretiminin de doruğa çıktığı zamanlar oluyor. Bütün ekonomik zorluklara karşın yayıncılık sektörümüzün bahar aylarını coşkuya boğacak sayıda çok kitap yayımladıklarına tanık oluyoruz. Bizim görevimiz de olabildiğince çok sayıda kitabı sizlere duyurabilmek. Fuar nedeniyle artan sayfa sayımız bu olanağı bir derece sağlasa da yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Mesleki yayınlardan yerel yayınlara o denli geniş alanlara yayılmış bir yayıncılığımız var ki, bütününü kucaklayabilmek neredeyse olanaksız. Geriye elde olanın kıymetini bilebilmek ve keyfini çıkarmak kalıyor. Geçen hafta bu sütunda yayımlanacağını duyurduğumuz Bülent Forta’nın yazısını yoğunluk nedeniyle bu sayımızda yayınlayabiliyoruz. Bir haftalık gecikme için yazardan ve okurlarımızdan özür dileriz. İyi okumalar. KITAP l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gürer Mut l Tasarım: Funda Yaşar Er l Sorumlu Müdür: Ozan Alper Yurtoğlu l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Baskı Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 34 Nisan 2019 [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear