26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

MEHMET ÂSIM’IN DÜZYAZI KARİKATÜRLERİ Osmanlı düzyazısında portre Mehmet Âsım, – o yıllar için edebiyatta yenilikleri temsil eden – Tanin’de müthiş bir portre penceresi açıyor. Sadece mizah edebiyatı değil, düzyazımız için de sıra dışı, neredeyse mizahın bütün renkleriyle “kundaklanmış portreler” dizisi sunuyor. TURGUT ÇEVİKER 1900 sonrası Osmanlı basınının önemli gazetecilerinden olan Mehmet Âsım’ın Karikatür adlı mizahi düzyazı portreleri kitap olarak ilk kez 1911’de yayımlanmıştı. Seval Şahin’in hazırladığı, çeviri yazısını gerçekleştirdiği kitap yeni Türkçede Nisan 2008’de Kitap Yayınevi’nden çıkmıştı. İkinci baskısı Dergâh Yayınları’ndan Ocak 2019’da yayımlandı. Açıklayıcı “II. Meşrutiyet Döneminin Ünlü Simaları” alt başlığının eklendiği kitap, 29 portreden oluşuyor. Mehmet Âsım, portrelerini 191011 yılları arasında önce Tanin gazetesinde yayımlamıştır. Yazıların en önemli özelliği, portresi çizilen kişilerin açık adlarının verilmemesi. Okur, portreden anlatılanın kim olduğunu çıkaracaktır. Türk edebiyatı uzmanı olan Seval Şahin, öncelikle karikatürleri yazılan kişilerin isimlerini başlığa eklemiş. İkinci olarak metinleri incelikli bir dipnot ağıyla – hayranlık uyandırıcı bir biçimde – anlaşılır kılmaya çalışmış. Çoğunluğu siyaset adamı ve/ya siyasi yanları da olan kişilikler olduğu için, yer aldıkları toplumsal olayların kendilerini ve ayrıntılarını bugün bilmek kolay bir şey değil. Bizde geçmişi özetleyen kronolojiler, ayrıntılara girmeksizin ana çizgileriyle oluşturuluyor. Seval Şahin, portrelerin özelliklerini anlattığı “sunu”da şöyle diyor: “Mehmet Âsım, karikatürün gerçekliği hem alışılmış hem de şaşırtıcı tarzda sunmasından yararlanmıştır. Karikatürünü yaptığı kişilerin, özellikle politikacıların Meclisi Mebusan’da yaptıkları konuşmalardan, onların kişisel hayatta en bilinen özelliklerinden yola çıkar. Dönemdeki güncel olayları ve meclisteki tartışmaları da mizah gazetelerinde bu kişilerin karikatürlerinin yapılması gibi yazılarına aktarır. Yine karikatürlerin özelliklerinden olan, ele alınan kişinin belirli bir yönünü öne çıkartıp abartarak anlatılması da bu yazılarda söz konusudur.” Seval Şahin, edebiyatımızın “portre”yle olan ilk dönem ilgisini Tevfik Fikret’in “Âvengi Tesâvir”den başlayıp anlatıyor. Hüseyin Cahit, Yusuf Ziya, Abdülhak Şinasi, Baki Süha, Samet Ağaoğlu, Oktay Akbal ve Cemal Süreya’dan söz açıyor ve Mehmet Âsım’ı en çok Süreya’nın 99 Yüz’de (1990) derlenen “İzdüşümler Söz Senaryoları”yla akraba kılıyor. Doğrusu benim için de böy le; Mehmet Âsım’ın ayrıntıcı ve zincirleme ironi bombardımanı ancak Cemal Süreya’ya bağlanabilirdi. PORTRE PENCERESİ Osmanlı dönemi düzyazı mizahında “portre” hak ettiği ilgiyi göremiyor. 1908 sonrası siyasal ve toplumsal hayat, durmaksızın öyle bir deviniyor ki, portre gibi inceliklere zaman ayrılamıyor belli ki. Bu yokluğun ortasında Mehmet Âsım, – o yıllar için edebiyatta yenilikleri temsil eden – Tanin’de müthiş bir portre penceresi açıyor. Sadece mizah edebiyatı değil, düzyazımız için de sıra dışı, neredeyse mizahın bütün renkleriyle “kundaklanmış portreler” dizisi sunuyor. Karikatür, özgün metnin tam bir çeviri yazısı üzerine kurulu. Metin bütünüyle Osmanlıca; kitabın sonunda bir “sözlükçe” yok. Eski ve yeni Türkçeyi karşılaştırma olanağı da vereceği için günümüz okurları için ilginç derslerle dolu ve fakat zor bir deneyim; edebiyatımızın akademik yönü için ise önemli bir kazanım. Karikatür’de üstünde durmam gereken başka bir yan, düzyazı karikatürlerin çizgi portrelerle örneklenmeye çalışılması. II. Meşrutiyet dönemi Türk karikatürü, portre karikatür yönünden son derece önemli bir birikime sahiptir. Kitapta 19 çizgi portreye yer veriyor: Cemil Cem (6), A. Rigopulos Davul dergisinin Mayıs 1909 tarihli sayısının kapağında çengele asılmış Abdülhamit’i çağrıştıran burun karikatürü. (2), İzzet Ziya (2), Phatrekas (4), Sedat Nuri (2) ve imzasızlar (3). SORUNLAR Çizgi portrelerin tasarımları konusunda dört ana sorun var: 1) Portre karikatürlerin, ilk yayımlanma bağlamlarını yansıtan alt ve üst yazıları atılmalıydı. 2) Portre karikatürlerin ilk yayın yerindeki çerçeveleri atılmalıydı. Çünkü çerçeveler, karikatüre değil, editöre ait bir unsurdur ve karikatürler bir başka biçimde (örneğin kitapta) kullanılırken artık o kitabın tasarım kurallarına göre yeniden biçimlenmelidir. 3) Çizgi portrelerin hiçbirine yaratıcılarının ismi yazılmamış; ne “önsöz”de, ne kullanıldıkları sayfalarda ne de “içindekiler”de. Karikatürcülerin emeği yine güme gitti. Bu ilk değil kuşkusuz. Kitap Yayınları’nda da böyleydi. Olsun, zamanla karikatürcülerin, karikatürün değeri anlaşılır diye hayal ediyorum. 4) Bazı çizgi portreler çok kirli. Örneğin Ahmet Mithat Efendi ile Ahmet Rasim. Karikatürleri kaynaklarından zeminleri atılarak kopyalamak ve iyi bir fotoşopçunun eline vermek gerekiyor. Dileğim yeni bir baskıda bunlar düzelir. Kitapta yer alan Mehmet Âsım Us yaşamöyküsünde, onun bazı gazetelerde karikatür de çizdiği yazıyor. Doğrusu yazarın bu özelliğini bilmiyordum; ancak şüpheyle baktığım bir bilgi bu! Çünkü üç kardeş olan Us’ların en küçüğü Hasan Rasim, gazeteci, yazar ve ressamlığı dışında karikatür de çiziyor. Özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında iyice görünen bir karikatürcüdür. n Karikatür – II. Meşrutiyet Döneminin Ünlü Simaları / Mehmet Asım Us / Hazırlayan: Seval Şahin / Dergâh Yayınları / 232 s. / Ocak 2019 Çevrenin Kültürel Boyutları G önül Pultar ile Emine Onaran İncirlioğlu tarafından derlenen, Kültür Araştırmaları Derneği’nin düzenlediği Çevre ve Kültür sempozyumu bildirilerinden bir seçki Rüzgâr değil yaprağı kımıldatan: Türkiye’de Çevrenin Kültürel Boyutlarına Yeni Bakışlar adıyla yayımlandı. Başlığını Mustafa Şerif Onaran’ın bir şiirinden alan eser, iki derleyenin “Yaprağı Kımıldatan Kültürel Dinamikler, Çevre Konusunda Esen Yeni Rüzgârlar” başlıklı girişinden sonra, çevre konusunda uluslararası ölçütleri ve ülkemizdeki durumu yansıtan iki bölümde yer alan sekiz makaleden oluşuyor. ODTÜ öğretim üyesi Mete Turan Türkiye’nin bulunduğu bölgede geniş bir tarihsel ufuk turu yapıyor, yapılı çevrede mimarlık kültürü ile kimlik ilişkisini tartışıyor. Viyana Üniversitesi’nden Gabriele RasulyPaleczek, iç göçün kırsal çevreyi etkileyişine odaklanıyor. Bilkent Üniversitesi‘nden Deniz Altay Baykan ve Kumru Arapgirlioğlu, Atatürk Orman Çiftliği arazisinin dönüşümleri tarihçesini aktarıyorlar. ‘YEŞIL GÖZ BOYAMA’ Emine O. İncirlioğlu’nun düzenlediği, kentsel ve kırsal dönüşümün çevresel, kültürel ve toplumsal boyutlarının ele alındığı yuvarlak masa toplantısına katılan Cihan Uzunçarşılı Baysal, Baran Alp Uncu, Başak Deniz Özdoğan, Betül Duman ve Asuman Türkün, özellikle kentsel dönüşümün getirdiği sağlık sorunlarını ve ekolojik hasarı ortaya seriyor. Hacettepe Üniversitesi Toprak Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi kurucu müdürü Ufuk Özdağ, çevre konusunda beliren, ‘toprak etiği’, ‘ekolojik bilinç’ gibi yeni kavramlar üzerinde duruyor. ODTÜ’den Murat Balamir günümüzde “risk toplumu kültürü” edinmenin gereklerini, özellikle doğal afet konusunda ülkede yapılan yanlışlara parmak basıyor. İstinye Üniversitesi öğretim üyesi Zafer Parlak, çevreci olmadığı halde “yeşil göz boyama” ile tüketiciyi aldatan kuruluşlara dikkat çekerek “yeşil okuryazarlık”ın önemini vurguluyor. Başkent Üniversitesi’nden Özge AksoySerdaroğlu İkinci Yeni şairi Oktay Rifat’ın dizeleri yoluyla, ülkede nadiren görülen çevreci eleştiri örneği sunuyor. n Rüzgâr değil yaprağı kımıldatan: Türkiye’de Çevrenin Kültürel Boyutlarına Yeni Bakışlar / Ürün Yayınları İsteme adresi: [email protected] 18 4 Nisan 2019
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear