Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Okuduğum Kitaplar METİN CELÂL Karagöz ile Boşverinbeni eyoğlu’nda yalnız yaşayan bir adam... Karaköy’de bir pazarlama şirketinde çalışıyor. Hayatı evi, işi ve “Eve En Yakın Lokanta” arasında geçiyor. Hiç arkadaşı yok. Bir gün, aydınlığa bakan mutfak penceresinin denizlik denilen dışa doğru çıkıntısına iki kumru yuva yapıyor. Kumrulardan biri iki yumurta yumurtluyor, kuluçkaya yatıyor. Yumurtalar çatlayıp yavrular doğduktan sonra da kumrular ortadan kayboluyor. İki yavru yuvada çaresiz kalıyor. Ferhan Şensoy’un son romanına adını veren Karagöz ile Boşverinbeni (Aralık 2008, Ortaoyuncular Yay.) bu kumrular. Kahramanımız bu yavruları yaşatması gerektiğine karar veriyor. Onları su ve ekmek kırıntısı ile besliyor. B “Beyoğlu’nun taşla kaplanıp daha sonra o taşların kırılarak yeni taşlarla kaplan”dığı bir dönem. İstiklal Caddesi’nde yürüyememe de önemli bir olay. Kahramanımızın Eve En Yakın Lokanta’ya ulaşma mücadelesini de İstanbul Belediye Başkanı Mimar Kadir Topbaş’ın kulaklarını çınlatarak okuyoruz, zira kırık taşları onarmak için döşenen taşlar hâlâ kırık ve çökük. Lokanta aslında city’li pub’lı bir ismi olan lokanta bar karışımı bir yer. Müdavimleri var. Onları Ferhan Şensoy’un kendine has tanımlamaları ve sıfatlamaları ile tanıyoruz. Sadeceensedesaçprof, Bağlantılı Fikret, Çengelbulmaca Nuri, garson Ambülans’tan kısaltılarak Ambül, barmen Dublesitek gibi… Kahramanımız hemen her akşam onları ve diğer müşterileri izleyerek, konuşmalarına kulak misafiri olarak şarabını yudumluyor, peynirini yiyor. Böylelikle günümüz İstanbullularının hayatlarına kısa anlar için de olsa şahitlik etmiş, onların nasıl yaşadıklarını, neleri dert edindiklerini, olaylara bakış açılarını hafif mizahi bir anlatımla öğrenmiş oluyoruz. Sahnede Ferhangişeyler’de bu olayları anlatan Ferhan Şensoy’u dinliyormuş gibi oluyoruz. İstiklal Caddesi’ndeki ve Kahramanımızın Eve En Yakın Lokanta’daki gözlemler, hayatın dönüştürülmeye çalışıldığının işaretlerini veriyor. Sokaklarda türbanlı kızlarla birlikte barların, cafe’lerin de sayısı artıyor. Kahramanımız bu durumdan hoşnut değil ama sesini çıkartmıyor, sadece için¥ den söyleniyor. CUMHURİYET KİTAP SAYI 990 SAYFA 12