25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

“Gül Sokağı’nın Dikenleri”nde çok öykü var. Her öyküde de binbir yaşam. Kitap, dokuz öyküden oluşuyor: “Bir Şişe Mürekkep”, “Fosil ile Tüysüz”, “Küçük Bir Serüven”, “Aileme Neler Oluyor?”, “Gül Sokağı’nın Dikenleri”, “Deniz Kulübünde Balo”, “Küçük Kayabalıkları”, “Kardeşlik Bağları” ve “Çekirge Bir Sıçrar”... O gün evde kimse onunla ilgilenmeyince Okan kendini dışarı atıyor. Ailesiyle birlikte gezdiği ve az çok tanıdığı yerleri ilk kez tek başına dolaşıyor. Ancak küçük bir serüven yaşamak isterken kendini bir karakolda buluveriyor. Yolunu falan kaybetmiyor. Kaybolan küçük bir kızın ailesini bulmasına yardımcı oluyor. Ancak kendisi de izin almadan evden çıktığı için Okan’ın başı biraz dertte!.. “Aileme Neler Oluyor?” adlı öykü aileye yeni katılan küçük kardeş üzerine... “Gül Sokağı’nın Dikenleri”n de ise mahalleye yeni taşınan tuhaf komşular ve sağırdilsiz kızları anlatılıyor. “Fosil ile Tüysüz” adlı öykünün farklı bir kurgusu var. Olayı, hem insanların hem de hayvanların gözünden görüyoruz. Kitaptaki bütün öyküler yaşamın acı tatlı her duygusuna dokunuyor. Dostluk, paylaşım, havyan sevgisi, kardeş sevgisi, insan sevgisi, komşuluk vb var. Öykülerde toplumsalgerçekçi bir yaklaşım dikkati çekiyor. Zeynep Cemali, farklı sosyal çevrelerdeki yaşam biçimlerini ve onların problemlerini ele almış. Kıskançlık, öfke, acıma gibi duygular da ayrıntılarıyla irdelenmiş. Farklı yaklaşımlarla, karşılaşılan bu gündelik problemler çözülmeye çalışılmış. “Gül Sokağı’nın Dikenleri”, çocukların, eline ve yüreğine batmayan dikenlerden. (Cumhuriyet Kitap, Sihirli Değnek, Nilay Yılmaz, Temmuz 2005) Patenli Kız Zeynep Cemali, Günışığı Yayınları, 2004 (3. Baskı), 200 sayfa, Resimleyen Gözde Bitir (812 yaş) Meraklı Postacı Erkan elinde ‘Şerare Aydoğdu’ tarafından, köyün altı garip ve yaşlı insanına gönderilmiş altı zarfı dağıtmak üzere düşünceli düşünceli yürümektedir. Kimdir bu Şerare Aydoğdu? Tık Tık Yaşar, Gezgin Neşe, Mırmır Nine, Öğretmen Leyla, Kargabaş Ömer ve Dürbün Nimet’le olan bağlantısı nedir? Postacı Erkan aklında bin bir soruyla ilerler Yeşilbağ Köyü’nde. Köy, İstanbulBeykoz’un ötesinde, yemyeşil bir yöredir. Burada doğup büyüyen Postacı Erkan, o sabah köyünün güzelliklerinin tadına varamadan, dalgın dalgın dolaşır sokaklarda. Mektupları sahiplerine dağıtır dağıtmasına ama Şerare Aydoğdu’nun kim olduğunu bir türlü öğrenemez. Şerare kimdir? Kitabı okumadan önce size küçük bir ipucu daha... Şerare, yaz tatilini Yeşilbağ köyündeki akrabalarının yanında geçirmek üzere oraya giden “işitme engelli” bir kızdır. Ayağından hiç çıkarmadığı patenleri yüzünden köy halkı ona “Patenli Kız” adını takmıştır. Kısa sürede kendini herkese sevdiren Şerare’nin aklı tatil ödevindedir. Postacı Erkan’ın dağıttığı bu altı mektup ve Şerare’nin ödevi arasında nasıl bir bağlantı olduğunu da siz okuyup bulun artık! İşte sizi meraka düşürecek birkaç soru daha... Sizce Şerare nasıl bir ödev yaptı? Bu ödev neden bütün köyü heyecanlandırdı? Cevaplar Patenli Kız’ da... Zeynep Cemali kitaplarında seçtiği konu ve olaylara yaklaşımıyla dikkat çekiyor. ‘Güzelce’de Bir Kaçak Memo’ gibi, Patenli Kız Şerare de çocuklar tarafından çok sevileceğe benziyor. Şerare işitme engelli ama onunla aynı sorunu paylaşan bir çok çocuğa göre biraz daha şanslı. Çünkü ailesi onun başarılı ve mutlu olabilmesi için ona gere ken tüm şartları sağlayabiliyor. Daha o doğmadan işaret dilini bile öğrenen ailesi onu her konuda destekleyebilecek maddi ve manevi zenginliğe sahip. Şerare bütün bunların farkında. Hakkını aramasını biliyor ve isteyince her şeyi yapabiliyor. Davulcunun tokmak vuruşlarını sayarak folklor bile oynamayı başarmış. Dudak okuyabilen Şerare insanlarla iletişim kurabilmeyi de iyi beceriyor, onları dinlemeyi ve paylaşmayı çok seviyor... “Tık Tık Yaşar’ın tam önünde durdu. Gözlerini yaşlı adamın gözlerinden ayırmadan hafifçe eğilerek elindeki poşeti aldı. Kendi çevresinde yarım bir tur attıktan sonra da hızla uzaklaştı. Tık Tık Yaşar şaşırıp kalmıştı. Kızın arkasından aval aval bakarken eczacının kızı Nil, ‘Tasalanmayın, Yaşar Dede’ dedi. ‘Paketinizi evinize götürüyor’. ‘A... ama, e... evimi bilmiyor ki...’ diye kekeledi Tık Tık Yaşar. ‘Biliyor’ diye atıldı Ferhat. ‘Köyü bizden iyi öğrendi o!’” (s.88). Kitapta verilen ayrıntılı betimlemeler ve bilgiler kurguya iyi yedirilmiş. Akıcı dili ve anlatımı içinde koşturup giden kurgu insanın yakasını bırakmıyor. “Efil efil esen yel, güzün gelmesiyle huy değiştirip hoyratlaşır, insanın yüzünü tırmalamaya başlardı. Ardından toprak kurur, sarı, kırmızı, kahverengi yapraklar yolu yolağı kaplardı. Maslar üçer beşer toplanır, bahçelerin dip köşesine yapılmış ardiyeye yerleştirilirdi. İlk yağmurların inmesiyle birlikte, köy sanki kış uykusuna çekilirdi...” (s.12) “Kaç kez uyardım, dinlemedin! Ayağında o tekerlekli şeyler!... Buraya gelmek için, mecburen anayoldan geçiyorsun. Zaten sakat, ahlaz bir çocuksun!’’. ‘‘Engelli olabilirim. Ama cahil, bilinçsiz, sorumsuz hiç değilim. beş yıldır paten yapıyorum. Trafik kurallarını, trafik polisleri kadar iyi bilirim. Kaldı ki, buraya da anayoldan gelmiyorum! Işıklardan karşıya geçiyor, fidanlığın arkasından dolaşıp, düz yoldan aşağı iniyorum. BENİ ÜZDÜNÜZ!!!” (s. 59). “Doğuştan engelli. Ama yaşamla öyle barışık ki, engelli olduğunu umursamıyor bile. Gezgin Neşe’nin yüreği sızladı gözü kısıldı, dudakları sarktı. ‘Ah canım! Vah, zavallıcık! Kim bilir içinde ne fırtınalar esiyor’. Öğretmen Leyla gözlerini Şerare’ye çevirdi. ‘Bence fırtına kendisi!’ Gezgin Neşe, Öğretmen Leyla’yı duymuyordu sanki. ‘Kim bilir kızın içine ne büyük eziklik vardır!... Sakat bir ço” (s.142). ‘‘Yine de ailesine şaşıyorum. Bu kadar özgür bırakmaları doğru mu?” (s.144). Kitabın geçmiş ve günümüzü birleştiren kurgusu dikkate değer. Tık Tık Yaşar, Gezgin Neşe, Mırmır Nine, Öğretmen Leyla, Kargabaş Ömer ve Dürbün Nimet’in anıları bizi kimi zaman güldürüyor, kimi zaman da hüzünlendiriyor. Şerare, Amelie filmindeki kahraman gibi dokunduğu her insanın hayatını değiştirebilmeyi başaran, modern bir Pollyanna sanki. Patenli Kız’ ın biraz daha gerçekçi oluşu, günümüz çocuğunun ilgilerini ve yaşantısını yakalaması ve bir şey öğretme kaygısını ön plana çıkarmamış olması dikkate değer diğer noktalardan. Gözde Bitir’in eğlenceli çizimleriyle de konuşuyor Patenli Kız. Hele anılardaki bizi geçmişe çeken o boyut! Görmeye değer!.. Çocuklar kendilerinden çok şey bulacak bu kitapta. Büyükler için de, yazarın, satırlara gizlediği metinler ve disiplinlerarası ince göndergeleri yakalamak eğlenceli olabilir! Çocuk edebiyatında engelli çocukları konu alan eserlerin nicelik ve nitelik anlamındaki yokluğu dikkate alındığında, Zeynep Cemali iyi ki yazmış bu romanı, diyor Sihirli Değnek. Ailelere, öğretmenlere ve çocuklara çok şey söylüyor çünkü Şerare. Ülkemizde, gerçek engelliler dışında da bir çok işitme ve hatta görme engeli olan insan yok mu! Büyükküçük, engelliengelsiz herkesin öğrenebileceği mutlaka bir şeyler var bu kitapta. Yeter ki görmesini duymasını bilelim! (Cumhuriyet Kitap, Sihirli Değnek, Nilay Yılmaz, Kasım 2008) ? Yazar Zeynep Cemali’nin ardından... Ë Mine SOYSAL eynep Cemali’yle 1998’de tanıştık. Denizli gözlerinin içi gülerek çocuklar için öyküler yazdığını söyledi. Okuduk, eleştirdik, tartıştık; yazdı, değiştirdi, düşündü. Böyle başlayan dostluğumuz derinleşirken, çocuklar için öyküler, öykülerle zenginleşen romanlar yazdı. Zaman geçti; her kitapta ustalaştı, çocukların yaşamında bıraktığı izler daha da belirginleşti. Kitaplarında çocuklara bir şeyler öğretmeye çalışmadı. Yaşadığı kenti, insanları, ilişkileri, duyguları ve farklılıkları onlarla paylaşmayı seçti. Belki de yaşamın ancak çocuklarla katlanılır olduğunu hatırlatmak için yazıyordu o. 26 Kasım 2009’da aramızdan ayrıldığında benzersiz yedi kitap yazmıştı henüz. Zeynep Cemali, sıra dışı bir ailenin ilk çocuğu olarak 1950’de İstanbul’da doğdu. Çocukluk yılları Kızıltoprak’ta geçti. “Çılgın Babam” (1. baskı: 2004, 9. baskı: 2009) kitabında anlattığı öykülere renkli kişiliğiyle damgasını vuran babasıyla birlikte pek çok farklı işle ilgilendi. Kapalıçarşı’da kuyumculuk yaptı, film şirketinde çalışıp yazlık sinema işletti, halı kilim ticareti peşinde köy kasaba Anadolu’yu dolaştı. Babasının sık sık yinelediği “yaşamak öğrenmektir” deyişi, Cemali’nin yaşamını büyük ölçüde yönlendirdi. Yaşıtlarınınkine benzemeyen yaşamı Cemali’nin belleğinde sayısız öykü biriktirdi. Girip çıktığı farklı ortamların parçası olmaktan çok, izlemekle, seyretmekle yetinmesi, zamanla onun gerçek bir öykü toplayıcısı haline gelmesine neden oldu. Yazdığı ilk öyküler 1991’de Kumbara, Türkiye Çocuk ve Buğday gibi çocuk dergileriyle Vitamin Çocuk gazetesinde (Almanya) yayımlandı. Günışığı Kitaplığı tarafından yayımlanan ilk öykü kitapları “Ben, Çınar Ağacı ve Z Pufböreği” (1. baskı: 1999, 12. baskı: 2009) ve “Gül Sokağı’nın Dikenleri”yle (1. baskı: 2000, 8. baskı: 2009) güçlü bir öykü anlatıcısı olduğunu kanıtladı. Her iki kitaptaki izlenimci öyküler, güçlü bir gerçeklik duygusu ve engin bir hümanist yaklaşımla kaleme alınmıştı. İlk romanı “Güzelce’de Bir Kaçak, Memo”da (1. baskı: 2001, 5. baskı: 2009) Toroslar’dan Karadeniz’e uzanan ve çocukların tanıklığında gelişen bir kan davası kovalamacasını işledi. İkinci çocuk romanı “Patenli Kız”da (1. baskı: 2003, 14. baskı: 2009) işitme engelli bir çocuğun yaz tatilini geçirdiği bir İstanbul köyünde yaşlılardan “dinlediği” çocukluk anılarıyla kurguladı. Geçmişi öykülerle kurgulayarak farklı bir edebi tad yaratmayı başarırken nesiller arası iletişime ilişkin sıcacık ipuçları sunan Cemali’nin bu romanı kısa zamanda çocukların en sevdiği kitaplardan biri oldu. Ardından benzer bir teknikle kaleme aldığı “Ballı Çörek Kafeteryası” (1. baskı: 2005, 10. baskı: 2009) anne ölümü, hayata yeniden başlamak, küçük yaşta çalışmak gibi önemli konulara değindi. Son kitabı “Öykü Öykü Gezen Kedi”de (1. baskı: 2007, 4. baskı: 2009) mahalleyi haraca kesen siyam kedisi Selami’nin dokunduğu komşu yaşamları ustaca öyküleştirdi. Zeynep Cemali, yazdığı son kitabı tamamlayamadan, sayıları her geçen gün artan on binlerce sadık okurunun yetişkinliğini göremeden, çok erken bir yaşta aramızdan ayrıldı. Onun edebiyatımıza ne denli sessiz ama derin bir iz bıraktığını her geçen gün daha iyi anlayacağız. Çünkü çocuklar, sonsuza kadar onun kitaplarıyla büyüyecekler. ? 1 Aralık 2009 Hazırlayan: Mavisel YENER Cumhuriyet Çocuklarından... Melis SÖNMEZ (TED Kdz Ereğli Koleji Vakfı Özel Okulları, 4/B) “Çılgın Babam”, Zeynep Cemali, Günışığı Kitaplığı, 2004 “Çılgın Babam” hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan biri. Kitapta öyle güzel ve komik anlar var ki okudukça neşeleniyorsunuz. Mesela” Annem Katil Oldu” bölümünde. Bazen de insanı hüzünlendiren bölümler de oluyor. İçimden keşke benim de bir “Çılgın Babam” olsa diye geçirdim. Baba kız o kadar güzel şeyler yapmışlar ki insanın da yapası geliyor. Bence dünyada böyle bir çılgın baba daha olamaz. En çok hoşuma giden şey Zeynep Cemali’nin babası her işini yaparken kızını da yanına alıyor. Baba kız çok özel anlar yaşıyorlar. Babası çok çılgın, her zaman iş değiştiriyor. Ama yaptığı her iş çok eğlenceli. Kitap hakkında benim düşüncelerim bunlar. Arkadaşlar siz de okuyun, ben de sizlerin düşüncelerinizi merak ediyorum. (Cumhuriyet Kitap, Sihirli Değnek, Haziran 2006) Utku BALIKÇIOĞLU (TED Kdz Ereğli Koleji Vakfı Özel Okulları, 4/B) Ben “Çılgın Babam” adlı kitabı çok beğendim. Ben de Zeynep Cemali gibi yazmayı çok isterdim. Çılgın Babam kitabında her bölümü çok sevdim. Çılgın Adamın Deli Kızı, Islığıma Gel Oyunu, Altınla Beslenen Kaz, Koca Kulak Rıza, Karda Ayak İzleri, Annem Katil Oldu ve Canip Dede... Zeynep’in artist olmayı bırakması beni üzdü ama, böyle de iyi oldu. Çünkü Zeynep eğer artist olsaydı, bütün bu yaşadığı maceraları yaşayamayacaktı. Ben Zeynep’in tam iki tane daha kardeşi olmasına sevindim. Karda Ayak İzleri bölümünü okurken çok heyecanlandım. O sesler, ayak izleri beni etkiledi. Kasketli adamı hırsız sanıp eve gireceğini zannettim. Oysa o adam Sırrı Amca çıktı. Ben bu bölümü çok sevdim. Annem Katil Oldu bölümü de çok güzel. Annesi salça kavanozunu fırlatıyor, kavanoz Zeynep’e çarpıyor. Zeynep yere düşüyor ve üzeri salça oluyor. Sanırım daha önce annesinin elinde bıçak vardı, Zeynep de annesinin onu fırlattığını sandı. Burası beni çok güldürdü. Canip Dede’nin oğlu Can’a it demesi Zeynep’i çok şaşırtıyor. Sonradan anlıyor ki Canip Dede’nin oğlu Can bir köpek. Ben de Zeynep ile birlikte Can’ın bir köpek olduğunu öğrenince çok şaşırdım. Kısaca bu kitap bir harika. Okurken adeta olayları yaşıyorsunuz. Ah, keşke ben de Zeynep Cemali gibi yazabilsem… (Cumhuriyet Kitap, Sihirli Değnek, Haziran 2006) Ilgın OĞUZ 8 yaş İstanbul (Özel Küçük Prens İlköğretim Okulu) Zeynep Cemali’nin Günışığı Kitaplığı’ndan Patenli Kız adlı çocuk romanını çok severek dinledim annemden. Kitabın kahramanı duyma engelli Patenli Kızı çok beğendim. En çok beğendiğim bölüm Patenli Kızın doğum gününde postacının ona icinde paten olan hediye kutusu getirmesiydi. En çok duygulandığım şey ise Patenli Kızın duyma engelli olması. Sevgiler, saygılar. (Cumhuriyet Kitap, Mayıs 2008)? Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? · Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? · Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? · Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için mektup adresimiz: Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No: 1 D:1 Balçova, İzmir Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com Anımsatma: * Mektubunuzda adresinizi, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. Size bir sürprizimiz olacak! * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın, olur mu? Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. Nilay Yılmaz İstanbul Bilgi Üniversitesi İnönü Cad. No: 28 Kuştepe/ İstanbul Tel: 0216 381 17 50 www.nilayyilmaz.com sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com CUMHURİYET KİTAP SAYI 1034 SAYFA 25
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear