25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUKGENÇLİK SİHİRLİ DEĞNEK Güzelce’de bir Zeynep Cemali... onun gelişiyle sevinçten öyle uçmuş ki aklı bir daha da yerine gelmemiş. Zeynep dört yaşındayken kızıyla güreş tutmuş, kızı emziğini denizkızına hediye edebilsin diye onunla birlikte kayalıklardan denize atlamış, Zeynep altı yaşında altını ıslattığında kızına “su ve sabunun arındıracağı hiçbir şeyden utanmamasını” söylemiş. Babası konuşmuş, Zeynep dinlemiş. Zeynep konuşmuş, çevresindekiler dinlemiş... Ve Zeynep biraz daha büyümüş... On yaşında artist olmaya karar verince babasının Beyoğlu’ndaki ofisinde çalışmış. On bir yaşında babasıyla birlikte yazlık sinema işletmiş. “Yaşanmak öğrenmektir” diyerek, el sanatları, halı ve kilim ticareti yapan babasıyla birlikte dağ bayır dolaşmış, yaşamını kazanmak için pek çok farklı işte çalışmış. Ama yaptığı işler içinde en çok yazmayı sevmiş. Babasının ona “günün birinde benden sana kalan mirası sorarlarsa, adalet, doğruluk ve inanç olduğunu söyle. Sen de hiç unutma” demesini hep anımsamış... Ve Zeynep biraz daha büyümüş, Zeynep Cemali olmuş... Yaşamına da, yaşamlara yön veren kalemine de tutkuyla sarılmış. Çocukları da yaşam kadar sevmiş; onları kendine arkadaş, dost bilmiş, insanın “uyandığında, güzelliği de kâbusu da paylaşacak dostları, arkadaşları olmalı” diyerek çocuklarla her şeyi paylaşmış. Çocuklar da onunla... Daha anlatacak ve paylaşacak çok öyküsü varmış Zeynep Cemali’nin... Ama o yine herkesi şaşırtmış... Gidişi de gelişi gibi ani olmuş... Ama biz onun Kaf Dağı’nın ötesinde yaşayan denizkızlarıyla buluşmaya gittiğini biliyoruz. Öyküsünün henüz bitmediğini de... Ve öykü öykü gezen çocukların onu hiç unutmayacağını da... Güzelce’nin güzelliklerinde ışığı bol olsun... Zeynep Cemali ile ilgili paylaşmak istediklerimize sayfalar yetmeyecek. Bir desek, ikinin hatrı kalacak. İki desek, üçün boyunu bükük... Biz de sözü çocuklara ve onun ardında bıraktığı yapıtlara vermenin daha doğru olacağını düşündük... ? Ë Nilay YILMAZ eynep daha Zeynep olmadan başlamış herkesi şaşırtmaya. Dünyaya gözlerini açmadan bir gece önce, Handan Hanım ve Kemal Z Bey Kadıköy Süreyya Sineması’nda film izledikten sonra Kızıltoprak’a kadar yürümüşler. Zeynep o gece dünyada onu bekleyen çok iş olduğunu düşünmüş olmalı ki henüz gün ışıkları bile doğmadan o doğmuş. Babası Kitapçı rafından... Öykü Öykü Gezen Kedi Zeynep Cemali / Günışığı Kitaplığı / Desenler ve Kapak resmi: Mehtap Korkmaz / 192 s. / 2007 Bir belgeselde; “Kediler Mısırlılardan beridir insanla yaşamaktadır. Neredeyse her dönemde insan ve kedi bir aradadır. Bu yakınlığa ve paylaşıma karşın, evcilleştirilemeyen tek canlı türü; kedidir, doğaya bırakıldığı anda avlanmaya başlar. Hiç öğretilmemiş bile olsa…” diyordu. Gerçekten de insanlık tarihinin her sayfasında kediler çıkıyor karşımıza. Yaramazlıkları, sakin ve sevimli tavırları, ağır başlı duruşları ile her yerdeler. Bu kez de bir öykü kitabından selamlıyor bizi hınzır bir kedi. Öykü öykü geziyor. Zeynep Cemali’nin “Öykü Öykü Gezen Kedi” isimli kitabındaki toplam sekiz adet öykünün her birinde var bu yaramaz. Bir öyküden diğerine koşuyor, tam bir kediye yaraşır biçimde hiç ummadığınız bir anda karşınıza çıkıyor. Kitapta yer alan öyküler sırasıyla; Siyami Bey, Bisiklet Aşkına, Fındıkçı Güzeli, Kırmızı Onluklar, Natır Naciye’nin Torunu, Kaportacı Kardeşler, Çaycı ve Çocukları ve Bay Baykuş. Zengin bir anlatıma sahip Zeynep Cemali, günlük gözlemlerinden esinlenerek kaleme aldığı Öykü Öykü Gezen Kedi’de, bireysel ve toplumsal değerlere değinmiş. Çalışmak, sorumluluk almak, aile, önyargılarımız, kuşak çatışmaları, özveri, iletişim ve daha nice kavram ustalıkla ve bir kedi zarafeti ile işlenmiş. (Cumhuriyet Kitap, Sihirli Değnek/Kitapçı, Aralık 2007) sü. Bu öykü, insanların yanı sıra hayvanların duygularına da kapı aralıyor. “Aileme Neler Oluyor?” küçük bir kızın gözünden eve küçük bir kardeş geleceği zaman yaşanan değişiklikleri aktarıyor okura. “Gül Sokağı’nın Dikenleri”, “Kardeşilik Bağları” ve “Çekirge Bir Sıçrar” öyküleri çocuklar kadar yetişkinlere de önerilebilir. Öykülerdeki örtülü mesajlar, her iki tarafa da ulaşıyor. (Cumhuriyet Kitap, 2000 (sayı 598), Aytül Akal) Güzelce’de Bir Kaçak/ Memo Zeynep Cemali, Günışığı Kitaplığı, 1. Basım, 2001, 14+ Kan davasını konu alan ve töre baskısıyla işlenen cinayetlerin anlamsızlığını Memo’nun öyküsüyle okura sezdiren bir roman. Hüsnü Dayı, küçüğü on yaşında olan iki oğluyla birlikte Memo’nun peşindedir. Kardeşinin kanını alması gerektiğine inanır. Kardeşini Memo’nun ağabeyi öldürmüştür ve hapiste cezasını çekmektedir. Ancak Hüsnü Dayı’ya bu ceza yeterli gelmez. Törelere göre, kardeşinin kanına karşılık, katilin ailesinden bir can alması gerekmektedir. İşin ilginç yanı, böyle düşünen yalnızca kendisi de değildir. Karısı da onu durmadan kışkırtmaktadır. İki oğluyla yollara düşen Hüsnü Dayı, Memo’nun hayatını cehenneme çevirmiştir. Dokuz yıllık kaçıştan sonra Memo artık yorulduğunu hisseder. Güzelce kasabasına yerleşip orada ölümü beklemeye başlar. “Evet,Yeşilhisar’ın dağlı, yiğit Memo’su. Güzelce’nin Can Memo’su olmuştu. Arık o yapayalnız bir kaçak değildi”. Roman geriye dönüşlerle, birkaç ailenin bu kan davası konusundaki düşüncelerini ve bu davanın hayatlarını nasıl değiştirdiğini anlatıyor. “Yeşilhisar’da tüm bebeler töreyle büyür, oynamayı öğrenmeden dövüşmeyi öğrenir. Babasından emanet kalacak silahın düşünü kurar, delikanlı olduğunda oğluna bırakacağı silahı namusu sayar. Ailesinden birinin akacak bir damla kanının karşılığını almazsa, dünyanın en aşağılık insanı olacağını beller. Yoksa, ailece dışlanırlar, kimseler yüzlerine bakmaz”. İnsana, dosta hasret Memo’nun öyküsünü keşke herkes okusa... (Cumhuriyet Kitap, Aytül Akal, 2001sayı 616) Çılgın Babam Zeynep Cemali, Günışığı Yayınları, 2004 (3. Baskı), 159 sayfa (812 yaş) Zeynep içi içine sığmayan bir kız. Deliliği, çılgınlığı, dur durak bilmezliği ona babasından geçmiş. Kitabın “Çılgın Adamın Deli Kızı” adlı ilk öyküsünde Zeynep ve ailesi ile tanışıyoruz. Öykü, ağzından emziği bir türlü çıkarmayan Zeynep’i sonunda oyuna getirip emziği bıraktırmayı başaran baba ve kız arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Siz hiç ağzınız da bir emzikle yüksek kayalıklardan denize atlar mıydınız? Ne için mi? Elbette denizkızlarına lukluğu (emzik) hediye etmek için!.. 6 yaşından itibaren babasının Kapalıçarşı’daki dükkânında çalışmaya başlayan Zeynep’in rengarenk dünyası her öyküde ayrı bir renkle karşımıza çıkıyor. Babası geç kaldığı için sıkışan, dükkânı bırakıp tuvalete gidemeyen ve sonunda altına kaçıran Zeynep ne yapıyor dersiniz?.. Peki ya bisiklete binmeyi başaramayıp yere düşünce?.. Öfkeden köpüren annesinin salça kavanozunu ya da terliğini ona fırlattığını görünce?.. Kapı komşularının oğlu Osman Ağabey ile evlenmek isteyince?.. Kitabın on yedi kısa öyküsüne “giriş öyküsü” ve “son öykü” de eklenince çılgın baba ve kızı tamamlanıyor… Kapalıçarşı’da tek başına yürümek isteyen Zeynep’le babasının “ıslığıma gel oyunu” oynamaları; babasının “artist” olmak isteyen Zeynep’i artistlerle tanıştırması; aniden sarraflıktan vazgeçen babanın bunun nedenini kızıyla paylaşması; annesi doğum yapmaya gidince Zeynep’in kardeşiyle gece evde yalnız kalması; babasının altın zincirlerini yutan kazla ailenin arasındaki mücadele; okulda bitlenen çocukların endişeleri… Daha neler neler! On bir yaşında babasıyla birlikte yazlık sinema işletmeye ve babasının Anadolu gezilerinde ona eşlik etmeye başlayan Zeynep’in yaşam yolcululuğu… Babakızın birlikte yaşama yelken açtığı yolculuk… Zeynep babasından çok şey öğreniyor. Babası da ondan… Zeynep Cemali, “Çılgın Babam” adlı kitabında çocukluk anılarını öyküleştirmiş… Küçüklüğünden ilk gençlik çağına kadar uzayan dönem, kitabın ilk / son öyküleriyle günümüzle de birleşmiş… Sihirli Değnek, çocuklarıyla iletişim kurmanın yollarını ve dilini arayan anne babaların da mutlaka “Çılgın Babam”ı okuması gerektiğini düşünüyor… (Cumhuriyet Kitap, Sihirli Değnek, Nilay Yılmaz, Temmuz 2005) Gül Sokağı’nın Dikenleri Zeynep Cemali, Günışığı Kitaplığı, 2004 (3.Baskı), 156 sayfa (812 yaş) Akvaryumdaki balıklarınız mavi suda yüzsün ister misiniz? O zaman siz de Eda gibi akvaryuma bir şişe mürekkep boşaltmanız gerekiyor! Ama balıklar mavi suda ölüyor. Eda elbette balıklara zarar vermek istemiyor. O zaman neden mürekkebi akvaryuma boşaltıyor dersiniz? Sarı sayfalardan... Gül Sokağı Dikenleri Zeynep Cemali, Günışığı Kitaplığı, 1. Basım, 2000, 812 yaş Sade bir dille ve çocuk gözüyle yazılmış dokuz öykü, çocukların iç dünyalarını okurlara açıyor; birbirleriyle ve yetişkinlerle olan ilişkileri başarıyla yansıtıyor. “Bir Şişe Mürekkep”, iki küçük balığın sorumluluğunu almış olan iki küçük kardeşin öyküsü... Mert’in, balıkların eve alınışına kadar olan duyguları ve sonrasındaki değişimi, çok iyi aktarılmış. Küçük kızın korkuları da öyle. “Fosil ile Tüysüz” ise bir sokak köpeği ile sokak kedisinin öykü SAYFA 24 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1034
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear