Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
O K U R L A R A Eugene Schoulgin Norveçli bir yazar. Kitapları İthaki Yayınları tarafından yayımlanıyor. Son yıllarda ülkemizi sık sık ziyaret ediyor ve yaşamının bir bölümünü Türkiye’de sürdürüyor. ‘Anılarımda Mirella’, ‘Gerçek Anlar’, ‘Federico Federico’ Schoulgin’in ülkemizde yayımlanan romanları. Her üç kitap bir bütünün parçaları. Bu üçleme Kuzey esintileri getiriyor bize. Schoulgin’le Yasemin Yazıcı konuştu. Pınar Kür’ün ‘Cinayet Fakültesi’ üzerine bir yazı yayımlamıştık geçen haftalarda. Bu kez bu kitap üzerine Kür’le bir söyleşi gerçekleştirdik. Gamze Akdemir’in Kür’le yaptığı söyleşi romanı kadar ilginizi çekecek. Evin İlyasoğlu tanınmış müzisyenlerimizle ilgili biyografik çalışmalarını sürdürüyor. Son kitap ünlü bestecimiz Bülent Tarcan’ı anlatıyor bize ‘Bir Hekimin Senfonik Öyküsü’nü okurken etkilenmemek elde değil. Evin İlyasoğlu ile kitabını ve Bülent Tarcan’ı konuştuk. Gülper Refiğ de kitabı değerlendiren bir yazıyla eşlik ediyor bu güzel söyleşiye. Geçen hafta Enis Batur’un yazısı elimize ulaşmadığı için yayımlayamamıştık. Sayfanın altına bu durumu açıklayan bir not düşmeyi de unutmuşuz. Sevgili Enis Batur’dan ve okurlarımızdan özür dileriz. Bu hafta da Erdoğan Aydın Arkadaşımızın yazısını yayımlayamıyoruz. Çünkü kendisi ağır bir grip geçiriyor. Acil şifalar diliyoruz Aydın’a… Bol kitaplı günler… TURHAN GÜNAY eposta: cumkitap@cumhuriyet.com.tr turhangunay@cumhuriyet.com.tr U mberto Eco'nun son kitabı dilimize çevrilecek mi (kimi önemli kitaplarından 'çoksatar' olmadığı gerekçesiyle uzak durulduğu bilinen gerçek), çevrilirse nasıl bir başlıkla sunulacak elbette kestiremem, benimkisi öylesine bir öneri sonuçta: Istakoz Usulü Kıçın Kıçın (2006), yazarın 20002005 yılları arası dergi ve gazetelerde yayımladığı yazılardan bütünlüklü bir seçmeyi içeriyor. 11 Eylül, Yeni Haçlı Seferleri ve Kutsal Savaş, ABD ve Avrupa, Berlusconi İtalya'sından kesit çözümlemeleri, bu kitabın başlıca odak noktaları. Umberto Eco'nun yapıtı üç ayaklı: Gösterge kuramları üzerine oturan bilimsel çalışmaları, anlatı kitapları, geniş bir konu yelpazesine yayılmış denemeleri ile çemberi tamamlanan bir serüven. Birini ötekilerden ayırmak, öne çıkarmak bana kalırsa yanlış olur ; biribirilerinin içinden geçen, biribirilerini zenginleştiren üç damar söz konusu burada. Bilim adamının tasasının "nasıl okunabilir?"e dayandığı söylenebilir, Eco örneğinde. Ne'yi, nasıl okumak sorusuna gelirsek, yalnızca yazılı metni değil, Tarih'i, Dünya'yı, Evren'i okumaya açılan bir pergel kullandığı söylenmeli. Denemeleri, kişiselden evrensele, mikrokozmikten makrokozmiğe, o sorunun bir bakıma uygulanabileceği tüm konu ve alanları hatırlatır. Bu okuma biçimini benzerlerinden ayıran, bilimsel bakışa yüklediği zekâ damgalı mizah tonudur; hemen herkesin üzerinde görüş birliğine vardığı bir özellik. Ama, masum bir öneri olarak göremeyiz "gülmek" fiiline bindirdiği işlevi: Gülün Adı'ndaki kavganın, ölesiye kutuplaşmanın çekirdeğinde durduğunu kim unutabilir? Şüphesiz, mizahın değilse bile zekânın, Eco'nun yazısında yorucu, bıktırıcı bir boyut üstlendiği söylenebiliro kadarı kadı kızında da olur. Eco'nun gündelik yaşam çözümlemelerinde, Barthes'ın ünlü Mitolojiler'inin etkisi göz ardı edilemez; ama Barthes'ın yaklaşımı, gündelik yaşam eleştirisine yönelenlerin tümünü iyikötü etkilemiştir, bunu anımsatmak gerekir. 19671983 arası günışığına çıkardığı yazılarından derlediği Sahtenin Savaşı'nda, gene de, Eco'nun bu yeni "tür"e geniş soluk getirdiği, daha doğrusu akciğerini genişlettiği gözlenir: "Global Köy" okumaları, göstergebilimden hareket eden bir eleştirel gözün nasıl çağcıl bir destan yaratabildiğinin kanıtlarıdır. Ne ki, Istakoz Usulü Kıçın Kıçın, yüklü Enis BATUR Pervasız Pertavsız Kıçın kıçın Eco programına karşın (ya da, tam tersine: Bu nedenle), Eco'nun yer yer tıknefes kalmaya başladığını düşündüren bölümler içeriyor. Yazarın 75 yaşına gelmesine, bir tür güncellikten bitkin düşme durumuna bağlanabilir mi bu? Yoksa, sıcağı sıcağına çözümleme savlılığı, zorlu ve üst üste yığılan olaylar önünde yetersizliğe mi kucak açıyor? Her iki soruyu da, haftalık ya da aylık yayın organlarına oldukça uzun ve özen gerektiren yazılar yetiştirme sorununu göz önünde tutarak değerlendirmekte yarar görüyorum. İyi yazar, çağını yorumlamaktan geri durmamak zorunda mıdır? Bunun abes bir soru olduğu, en hafifinden eskidiği düşünülebilir elbette. Zorunluluk duyup duymama konusu bir yana, tavır almanın gerekirliğine bağlı kalan yazarlarla çağına sırtını dönmeyi seçen yazarlar yan yana yaşadılar XX. yüzyılda. Bir Ortaçağ uzmanı olan Eco'nun, Tarih'in dehlizlerine sokulurken öğrendiklerini içinde yaşadığı dönemi değerlendirirken devreye sokması, okurları açısından önemli bir kazanım oldu bir yanıyla. Gelgelelim, yeni medya düzeninin alabildiğine yıprattığı konularda (11 Eylül, Ortadoğu, Haçlılar versus Cihad ordusu, vb), karşılaşılan aşırı dozda yorumun, kaçınılmaz olarak aşırı yorumu öne çıkarması, Eco'nun bu konu üzerindeki akademik çalışmalarından bildiği bir şey değil miydi acaba? Söz konusu denemelerde, zaman zaman basmakalıba teğet, hayli çiğnenmiş değerlendirmelerle, zaman zaman, öteki uçta, abartılı yaklaşımların bir araya geldiğini gördüm. Ne olursa olsun, dilimizde bütün kitaplarıyla ağırlanmayı hak eden günümüz yazarları arasında Umberto Eco'nun başı çektiğine inanıyorum. İçinde yaşadığı çağı okuma biçimi, hele bir de bunu Basın organları (La Repubblica, L'Espresso, vb) aracılığıyla gerçekleştirdiği unutulmazsa, olağanüstü bir düzey yükseltme alıştırması olarak da ele alınabilir: O yorumları yerli kalemlerden okumak için neler vermezdik! Kıçın Kıçın, dilerim Türk okuruna gecikmeden ulaşır. Bu başlığa yaraşır günlerin içinden geçiyoruz. ? İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk? Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ? Yayın Yönetmeni: Turhan Günay ? Sorumlu Müdür: Güray Öz ? Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı ? Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. ?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişliİstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 ? Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna İstanbul Tel:0 (212 454 30 00 ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden / Reklam Müdürü: Eylem Çevik? Tel: 0 (212) 251 98 74 75 0 (212) 343 72 74 ?Yerel süreli yayın ? Cumhuriyet Gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 877 SAYFA 3