20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 6 Aralık 2015 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 20 ransa’nın başkentine cihatçı saldırıların beklenmedik bir yan etkisini yaşıyor ve Paris’e, Noel’e yakın bir tarih için inanılmaz ucuzlukta aldığım biletle uçuş saatini bekliyorum. Havaalanında “İtalyan” olduğunu iddia eden bir büfe var. Sandviç adları gerçekten İtalyan. Ama içerik külliyen yalan: “Panini” dedikleri ekmek, “mozarella” diye sundukları peynir falan bizim ellerde üretiliyor artık. Üstelik gayet lezzetli, yemeyecek değilim. Dana etinden yapıldığını tahmin ederek, bir jambonlu sandviçte karar kılıyorum. Tam parasını ödeyeceğim, kasiyer genç kız bende mütedeyyin bir ışık mı gördü nedir? “Gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz” diyor. “Helal jambon, yüzde yüz dana!” Vay canına! Serde her şeyi merak edip kurcalamak takıntısı var ya? Üşenmeyip, internette “helal jambon” nasıl olurmuşa bakıyorum. Karşıma, Helal Gıda ve Sertifikalandırma Merkezi HEDEM’in Facebook sayfasında bizzat şikâyet ve ihbar ettiği üretim hileleri çıkıyor. Helal jambonda herhalde dana da var, ama ne halde ve hangi surette takdim ediliyor, o biraz karışık. HHH HEDEM, sucuk, salam, sosis ve jambon üretimi için kullanılmaması gerekirken kullanılan katkı maddelerini; lezzet artırıcı E621 Monosodium Glutamate, koruyucu ve lezzet verici E250E251 Sodium Nitrite, yine koruyucu olarak E220E228 Sülfitler diye açıklıyor. Kanserden astıma, hepsinin neden oldukları hastalıkları da sıralıyor. Örneğin Monosodium Glutamate için “Birçok üründe MSG kullanımı maalesef gizli yapılmakta, etikette gösterilmemektir” diye yakınıyor. İkinci sıradaki nitritli ürünlerin alerji ve astım yaptığı gerekçesiyle çocuklara kesinlikle yedirilmemesi gerektiğini vurguluyor. Haklı. Televizyon kanallarını şenlendiren ve hepsi, hedef kitlesine çocukları dahil eden sucuk, salam, sosis reklamları aklıma geliyor. Ekliyorum üstüne aynı katkı maddelerini bol keseden kullanan ve gençlerin tüketimini hedefleyen cips F ır.” “Ahlak, bir yaland ARD THOMAS BERNH cek kimi hilebazların “helal” diye pazarladığı jambonda, acaba dana eti mi daha çok, yoksa kimyasal mı? Çünkü biliyorum ki haram jambonda da belli oranda katkı maddesi vardır ve nitrat türevleridir. Ama İspanya’da dünyanın en lezzetli ve pahalı jambonu, sadece at kestanesiyle beslenen kara kıllı domuzlardan yapılan “Pata Negra” ile İtalya’nın iki tescilli markası San Daniele ve Parma’ların etiketinde “İçindekiler domuz eti ve tuzdan ibarettir” yazar. Ve doğrudur. Bir yanda bol kimyasal basılı, neyle beslendiği belirsiz, ama besmeleyle kafası kesilerek kanı akıtılmış “helal” dana jambon… Daha pahalıya alayım, ama katkısız olsun deseniz ve dünya para ödeseniz bile doğallığından emin olamazsınız. HHH Beri yanda tuzdan başka hiçbir katkı maddesi olmayan, organik beslendiği vurgulanan, ama kesimi de, eti de “haram” domuz jambon. Pahasına gücünüz yetmez ve katkı maddeli ucuzunu alıp yeseniz bile sağlığa çok da zararlı olmayacağına eminsinizdir. İster istemez iyi ile kötü arasında kararsızlığa düşmez misiniz? Helal diye sunulana, niçin bunca hile hurda karıştırılır? Niçin haram malın üretiminden sunumuna daha az yalan dolan, çok daha az hile hurda vardır? Bir zamanlar beslenme zincirinin doğallığı ve etinden sütüne, sebzesinden meyvesine kalitesiyle tanınan Türkiye’de, aslında tüm beslenme zinciri topraktan tabağa az ya da çok zehirli, artık. Hayvanlara verilen suni yemler, kimyasal gübreler, tarım ilaçları, deterjanlar vb. toprağı da suyu da zehirledi ve insanlarımız, yedikleri içtikleri yüzünden hastalanıyor, ölüyorlar. Böylesi yıkıcı bir talanın nesi helal? Hey katil, hey tecavüzcü bundan böyle takım giyerek yırtamazsın! rtalık toz duman, haberleri dinleyip sosyal medyaya göz atan kendini Üçüncü Dünya Savaşı’nda sanabilir. Hele de Güneydoğu’da yaşıyorsa. Ama hayat da devam ediyor. İnsan bu karmaşada iyi olan bir şey istiyor, umudunu ayakta tutacak bir şey! İşte bu geçen hafta gerçekleşti. Hunharca tecavüz edilen, öldürülen Özgecan’ın davasında hâkim, üç sanığa ağırlaştırılmış müebbet verdi. Ağırlaştırılmış müebbet suçunun affedilme olasılığı yoktur. Yani ölene kadar içeridesin! Öncelikle bu kararı veren mahkeme heyetini kutlamak isterim. Ayrıca bu kararın verilmesinde emeği geçen bütün kadın örgütlerini tek tek mücadele eden kadınları da kutlamak gerekir. Çünkü bu dava emsal olacak! Bundan böyle, kadın katilleri, tecavüzcüler duruşmalarda takım elbise giyip, elleri böğründe hâkim karşısında durdukları için ceza indirimi alamayacaklardır. Hâkimler 13 yaşında defalarca tecavüz edilen bir kız çocuğunun “rızası varmış” sözünü kolaylıkla söyleyemeyeceklerdir. Hele de “tecavüz yarım kalmış, o halde olmamış gibi davranılabilir” düşüncesiyle, sanığa “Hadi oğlum serbestsin” denilemeyecektir. “Hâkim Bey, kadın kırÖzgecan heykeli. mızı mont giymişti, tahrik olMehmet Aksoy dum” sözü hâkimler tarafından dikkate alındığında karşılarına kapı gibi Özgecan davası kararları çıkacaktır. Bir de “sevdiğim için öldürdüm” sözü var, çok romantik bir sözmüş gibi duruyor. Bu söz üzerine neredeyse bir film senaryosu bile üretilebilir. Ama sanat başka hayat baştadır. Hadi bakalım, ağırlaştırılmış müebbet seni bekliyor! Ben tam bunları düşünürken bir trans kadın cinayeti masama düştü. Ne yazık ki, bizler farklı cinsel tercihleri olanları hoş görmeyiz. Hiç kendimizi kandırmayalım. Yapılan araştırmalarda Türk halkının yüzde doksan yedisinin eşcinsellerle komşu olmak istemediğini göstermiş. Yahudi komşu da istemiyormuşuz? Bu bizim köşeli ve fazlasıyla önyargılı olduğumuzu gösteriyor. Bu önyargılara Kürtleri de dahil edebiliriz. Oysa, önyargılardan kurtulmak, açılarımızı değiştirmek bizleri farklı zenginliklere taşır. Çok basit bir örnekten yola çıkalım. Pek çoğumuz, evde hep aynı sandalyeye otururuz, hatta misafir gelip de bizim sandalyemizi işgal ettiğinde hafiften bozuluruz. Çünkü hepimiz güvenliği garanti olan şeye sımsıkı tutunuruz, oysa farklı bir sandalyeye geçtiğimizde evimizi farklı bir açıdan görürüz, hayat da tıpkı bu örnek gibidir. Açılarımızı değiştirdiğimizde farklılıkları görürüz. Hepimizin özellikle de çocuklarımızın farklı açılara açık olması son derece önemli. Trans birey nefretle dolu bir adam tarafından yolda bıçaklanarak öldürüldüğünde, olayı bir de trans birey açısından bakmayı deneyin. Ya da önyargılarınızda eğer “Kürtler çalışmazlar, her şeyi hazır beklerler” gibi bir olgu varsa, bunun doğruluğunu araştırın, bakış açısını değiştirip farklı bir yönden bakmaya çalışın. Bir toplum bireylerden oluşur. Ne şahane ki, her birey kendi başına bir dünyadır. Madem diyoruz ki, bu dünya değişmelidir, bu sonsuz gibi görünen eşitsizlik ortadan kalkmalıdır o zaman en önce kendimizin değişmesi gerekir. Şimdi kâğıt kalem alıp samimi bir şekilde önyargılarımızı yazmaya başlayalım. Ben başlıyorum, “Kadının en kutsal görevi anneliktir.” “Eşcinseller, trans bireyler toplum için tehlike oluştururlar.” “Kadın yüz vermezse adam tecavüz etmez.” “Araplar pistir.” “Dul kadın hep hazır kadındır.” Bu böyle devam eder gider, değiştirmek ise bizim elimizde, yaşınız kaç olursa olsun! Domuz haram, kimyasal helal O Jambon Müzesi (Restoran/Madrid) ti, bisküviydi, kekti gibi abur cubur reklamlarını... Ülkemizde kanser niçin böylesine yaygınlaştı, niçin kanserli, allerjik ve astımlı çocuk nüfusu rekor kırıyor, gayet açık! HHH Elimde “İtalyan” sandviç, önümde bilgisayar ekranı, aklıma bir soru çengelleniyor. Sorsanız, hepsi “Elhamdülillah Müslümanım!” [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Cezaevinde Don Kişot rtık alışkanlık haline getirdim. Güne “change. org”a bağlanarak başlıyorum. “Can Dündar ve Erdem Gül’e Özgürlük” kampanyasına bakıyorum. Kaç oldu imza sayısı? Bakıyorum, 163 bine ulaşmış. Şöyle diyor kampanya sayfasında: “Haber alma, temel insan hakkıdır. Gazetecilik suç değildir. Düşünce, ifade ve basın özgürlüğü ile halkın haber alma hakkını desteklemek için kampanyaya bir imza da siz atın ve paylaşın...” Sayfanın altında imza atanların yorumları var: “Her zaman yanınızdayız...” “Bu hepimizin gerçekleri öğrenme hakkının gasp edilmesidir.” “Haber alma özgürlüğü, siyasilerin keyfine bırakılamaz.” Umarım attığımız o imzalar, cezaevindeki gazetecileri dışarıya, Türkiye’yi de aydınlığa çıkarır. Siz imza attınız mı? HHH Sevgili Can ve Erdem, nereye gitsek sizleri soruyorlar bize. Önceki gün “İnternet Haftası” etkinliklerine katıldım. “İnternet Çağında Gazetelerin Geleceği ve Geleceğin Gazeteleri” konulu bir panelde konuşmacıydım. “Robot gazeteciler”in ortaya çıkışı, hologramlar, artırılmış gerçeklik uygulamaları ve bunların haberciliği nasıl etkileyebileceğini konuştuk. Tuhaftı gazeteciliğin geleceğini konuşmak. Gazetecilerin hapiste olduğu bir ülkede gazeteciliğin nasıl bir geleceği olabilir ki? Karşılaştığım herkesin ilk sorusu şu: “Can ve Erdem nasıl?” Ardından diğer sorular geliyor: Türkiye’de 1.5 yıl boyunca tartışılan, herkesin bildiği bir konu nasıl devlet sırrı olabiliyor? Devlet suç işlerse, bu suç devlet sırrı kapsamına girebilir mi? Cumhurbaşkanı’nın “gerçek dışı” dediği haber nasıl devlet sırrı olabiliyor? Soruların ardı arkası kesilmiyor. HHH Bir okur, senin “Acemi Casus” yazını kesmiş gazeteden, arkadaşlarına okutmak için yanında taşıyormuş. Senin cezaevindeki ikinci gününde kütüphaneden “Don Kişot” kitabını istemen ona anlamlı gelmiş... “Biliyor musunuz” diyor, “Don Kişot’un 400. yılında onu yeniden okumak çok anlamlı”. Çevremizde öğrenciler var. Don Kişot’un yazıldığı dönemin İspanya’sındaki erdemsizliği, çıkarcılığı ve sefilliğini anlatıyor. O dönemin İspanyası ile bugünün Türkiye’si arasında bir bağlantı kurulabilir mi, diye soruyor. Sonra hocalıktan kaynaklanan bir alışkanlıkla olsa gerek, etraftaki öğrencilere yöneliyor: “Söyleyin bakalım, Don Kişot’un sevgilisinin adı ne?” “Dulcinea...” “Peki atının adı?” “Rocinante.” Öğrenciler duraksamadan yanıt veriyor. “Peki, Dulcinea hangi köyden?” Gençler burada duraksıyorlar. Doğrusu ben de hatırlamıyorum. Ne yapsam ki? Şimdi Hoca Hanım dönecek ve bana soracak... Hafiften oradan uzaklaşmaya çalışırken, Hoca Hanım yanıtı kendi veriyor: “El Toboso”. O sırada bir öğrenci soruyu patlatıyor: “Peki hocam, ‘Yine Rocinante’nin böğrünü hissediyorum topuklarımda. Kalkanımı omuzlayıp yolculuğa koyuluyorum’ sözü kime ait?” Hoca Hanım bu kez sorar gözlerle benim yüzüme bakıyor: “Che Guevara” diyorum, “Bolivya dağlarına giderken ailesine bıraktığı son mektup bu tümceyle başlar”. Gazeteye döndükten sonra senin “Acemi Casus” yazını yeniden okuyorum. Don Kişot’u ve yel değirmenlerine karşı verdiği savaşı düşünüyorum. Sanırım Don Kişot’u yeniden okumanın zamanıdır. A ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY 6 ARALIK 2015 SAYI: 32932 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ AKIn ATALAY İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni T.C. MERSİN 1. İCRA DAİRESİ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2014/3646 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Satışa konu Mersin ili, Mezitli ilçesi, Fındıkpınarı Mahallesi, 310 ada, 18 parsel sayılı taşınmaz tapu da kargir ev ve arsa vasfı ile kayıtlı olup taşınmazda davalı hissesi tamdır. Satışa konu taşınmaz Mezitli ilçesi, Fındıkpınarı Mahallesi sınırları içerisinde Fetilli Caddesi üzerinde 60.00 m2 l. kat olmak üzere toplam 120 m2 inşaat alanına sahip üzeri ahşap+çinko kaplı eski taşlı bina bulunmaktadır. Esasen binanın oturum alanı 83.00 m2 olmakla birlikte 23.00 m2’lik kısmı 310 ada 21 no’lu bitişik komşu parsele tecavüzlü olduğundan. 60.00 m2’lik oturum alanı olarak değelendirilmiştir. Kat irtifakı kurulmamış. Zemin katı depo olarak kullanılmaktadır. Zemin kal sıvalı, boyalı, 1 salon, 1 wc, 1 banyo (banyo dışardadır) 1. kat 2 oda, 1 mutfak, 1 wc, 1 banyo, 1 antreden ibarettir. Dış mekan pencereler ve kepenkleri ahşap doğramadır. Dış ve iç kapılar ahşap doğramadır. Dış ve iç mekânlar kısmen boyalı ve badanalı olup, bina bakımsızdır. Evde halen oturan olduğu ve kullanılır durumda olduğu görülmüştür. Elektriği ve suyu mevcut 2 katlı yayla evidir. Binada %50 yıpranma payı olduğu görülmüştür. Fethili Mahallesi, Cıncuk Caddesi, Fındıkpınarı Mezitli Mersin adresindedir. Mersin il merkezine 45 km’dir. Yüzölçümü: 293.29 m2 İmar Durumu: İnşaat tarzı Mezitli Belediyesi sınırları içinde 1/1000 ölçekli imar planında konut alanına isabet etmektedir. Etrafı 12 katlı yayla evleri ile çevrilidir. Kıymeti: 70.595.00 Tl. KDV Oranı: %18 1. Satış Günü: 26/01/2016 günü 15:0015:10 arası 2. Satış Günü: 22/02/2016 günü 15:00 15:10 arası Satış Yeri: Mersin Adliyesi 1. İcra Müdürlüğü Kalemi Satış Şartları : 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masraları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İlas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve keilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2014/3646 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 25/11/2015 CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.34 05.17 05.38 nAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.07 12.02 14.22 06.48 11.46 14.09 07.07 12.09 14.36 SAYISAL LOTO Akşam 16.45 16.32 16.59 Yatsı 18.1 0 17.57 18.21 02, 14, 16, 24, 26 ve 28 6 BİLEN: 1 milyon 634 bin TL (2 KİŞİ) 5 BİLEN: 3 bin 661 TL, 4 BİLEN: 52 TL, 3 BİLEN: 7.60 TL “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın:194641) C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear