Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
OyunBozanaÇokKızdılar
Oysa işler ne de güzel gidiyordu. Aydınlanma
diye iki de bir önlerine sürülen vicdanını çoktan
yitirmiş, çürüdüğü gözle görünen organizmanın
her yerini sarmışlardı.
Büyük rüyayı nihayete erdirmeye mek parmak
kalmıştı.
Neredeyse hemen herkes biat
vaziyetlerindeydi.
Bir zamanlar Marx okuduğu için kendini
Marksist zanneden, gerçekte yükselen
dalgalarda solun kayığıyla gezinmiş olanlar bile,
Habermas nam geç vakit filozofunun
kitaplarından elde ettikleri kırıntılarla cemaatçi
olmanın huzuruna kavuşmuşlardı.
Her şey berbat oldu şimdi.
Neredeyse bütün emekler boşa gidecek.
O nedenle çok kızıyorlar.
Cemaatin güçlü adamları ise öfkeden
kuduruyorlar.
Hapse tıktıklarını, zindana savurduklarını,
hücrede tuttuklarını halletmişlerdi zaten. Dışarıda
kalmış, ama hep tehdit altında olduklarından
sesleri çıkmayan, çıksa da pek duyulmayanlar da
önemsizdi.
Ama bu adam?
Bu adam kuşkulanıp kenara çektikleri,
konuşacağını zinhar ummadıkları birisi, nihayet
kendilerine yakın biriydi. Üstelik “büyük ittifak”ın
bozulduğu izlenimini de yaratıyor, canlarını daha
çok sıkıyordu.
Feryatları ondandır.
Peki ama “büyük” medyadaki bu sessizlik
neden?
Nedeni korkudur. Sağlarına sollarına bakıyorlar
ve baktıkları her yerde bir cemaat adamı
görüyorlar. Yalnız görmüyorlar, biliyorlar da
üstelik.
O nedenle yüzlerinde tuhaf bir hicap
pembesiyle sessiz kalmayı yeğliyorlar.
“Sessizlikle boğmak” dedikleri bu kadim
yöntem onları cemaatçi yapmıyor, ama cemaatin
gizli bir sevinç içinde bu sessizliği seyrettiğini de
biliyorlar.
Bunun belki de mükafatını görecekleri bir gün
gelecektir, şimdi susmak, derin ve “ulvi” bir
sessizlik içinde fırtınanın geçmesini beklemek
zamanıdır...
Peki, bu adam yeni bir şey mi söyledi.
Hayır.
Söyledikleri yeni değildir.
Yeni olan bu adamdır.
Hanefi Avcı’nın söylediklerini Hikmet
Çetinkaya yıllardır söyler. Cumhuriyet gazetesi
yıllardır yazar. Ama Avcı içeriden geliyor. Bizim
evvel eski bildiğimiz gerçekleri perdeyi
parçalayarak anlatıyor .
Çetinkaya’nın anlattıkları cemaatle cepheden
mücadele etmeyi göze almış bir araştırmacının,
karşıdan birinin, bir gazetecinin göz önüne
serdiği gerçeklerdi.
Şimdi durum biraz farklıdır.
Şimdi meşru kılınmaya çalışılan o örgütlenmeyi
devletin içinden, hâlâ devletin içinde olan,
cemaatin yaptıklarını yakından görmüş, izlemiş,
bilmiş birisi anlatıyor.
Üstelik değişmiş, dönmüş birisi de değildir.
Hâlâ dindar, hâlâ devlet diyen, hayatı solcu
kovalamakla geçmiş, hâlâ kendi mantığını zerre
değiştirmeden “bu işler iyi işler değil” diyen bir
adam var karşımızda.
Dönek diyemiyorlar o yüzden.
Ne diyecekler? Bildikleri o eski ve sık sık
kullandıkları küfürle saldırmayı yeğliyorlar. “Artık
yükselemeyeceğini anladı da, ikbal kapısı
kapandı da onun için böyle oldu” diyorlar.
Ama asıl darbe cemaatçilere inmedi.
Asıl darbe “artık zamanı geldi, geç kalırsak
dışlanacağız ve pek kötü olacak” diye telaşla
cemaate yanaşmaya çalışan “liberal” tayfaya
indi.
Perişandırlar.
O nedenle susuyor, “ancak böyle derin bir
sessizliğin içinde boğarız bu Avcı’yı” diye
düşünüyorlar.
Kimi arkadaşlar da Avcı’nın söylediklerini
dikkate alacak bir savcı arıyor.
Peki, bir savcı bulunur mu?
Şunun şurasında referanduma ne kaldı?
Bu referandum ne için yapılıyor ki?
Cesaretin son damlasını da alıp götürmek için
değil mi?
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
Hanefi Avcõ kitabõnda, emniyetteki Fethullahcõ yapõyla mücadele eden Mustafa Gülcü’yü de anlattõ
MüdürügörevdenaldõrdõlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi
Avcı, devlet içindeki Fethullahçõ ya-
põyõ anlattõğõ “Haliç’te Yaşayan Si-
monlar” isimli kitabõnda, Milli Gö-
rüşçü olup AKP iktidarõnda Emniyet
Genel Müdürü olmasõ beklenen Em-
niyet Genel Müdür Yardõmcõsõ Mus-
tafa Gülcü’nün, Emniyet içindeki
Fethullahçõ yapõ tarafõndan “teşkilat
içindeki cemaatçi yapıya karşı ol-
duğu ve mahkemelere Ergenekon
diye bir örgüt olmadığı şeklinde ya-
nıt verdiği” için hükümetin de des-
teğiyle görevden aldõrõldõğõnõ anlattõ.
Avcõ’nõn yok satan kitabõnda Gülcü
olayõ şöyle yer aldõ:
Yapılanmayı hedefledi: AKP
hükümeti kurulunca 2003 Haziran
ayõnda ben KOM Daire Başkanlõ-
ğõ’na atanõrken Mustafa Gülcü APK
Daire Başkanõ olarak atanmõştõ. Em-
niyet içerisinde MSP, RP, AKP çiz-
gisinde biri olarak bilinir. Daha son-
ra Genel Müdür Yardõmcõsõ oldu. Bir
iki hamle sonra Emniyet Genel Mü-
dürü olacağõ anlaşõlõyordu.Musta-
fa’nõn en büyük mücadelesi Fethullah
Gülen cemaatinin Emniyet içindeki
yapõlanmasõna yönelikti. Emniyet
Müdürlüğü’ne Mustafa Gülcü ve di-
ğer Emniyet Genel Müdür Yardõmcõ-
sõ Celal Uzunkaya’yõ şikâyet eden bir
ihbar mektubu gelir. Doğru olduğu an-
laşõlan mektuptaki ihbarlar o kadar ge-
niş ve detaylõdõr ki, en az 20 kişilik bir
ekip aylarca çalõşsa ancak bu kadar
kapsamlõ bilgileri toplayabilirdi.
Savcı Genç’ten özel ilgi: Bir
süre sonra İzmir Emniyet Müdürlü-
ğü’nün operasyonu başlatõlõr. Uzun-
kaya’yõ İzmir’de komiserlik yõllarõn-
dan tanõyan İrfan Erbarıştıran isim-
li kişi yakalanõr. Çok önemli şeyler
açõklayacağõnõ söyler. Hiç görülmedik
biçimde gece özel yetkili savcõ Fatih
Genç Emniyet’e gelir. Savcõ sabaha
karşõ şahsõn “Bana bir şey olursa Ce-
lal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü
sorumludur” da dediği 39 sayfalõk
ifadesini alõr. Savcõ, muhbir olduğu ifa-
de edilen bu şahõsa yapõlan ödemelerle
ilgili olarak Ankara’ya sorular soran
yazõlar gönderir. Kõsa süre sonra iki ge-
nel müdür yardõmcõsõnõ mevcutlu ola-
rak İzmir’e çağõrõr. Gece geç saatlere
kadar devam eden duruşmalar so-
nunda serbest bõrakõlõrlar.
Hukuka aykırı izleme: Bu
olay korkunçtu. Davada gizlilik var-
dõ, avukatlara ve sanõklara dosyada bil-
giler verilmemesine karşõn polisler ifa-
deleri tek tek gazetecilere dağõtõyordu.
Hadi çok zorlandõnõz bu olaydan en
fazla dolandõrõcõlõk davasõ çõkardõ.
Bu olay maalesef iki genel müdür yar-
dõmcõsõnõn görevden alõnmalarõna ne-
den oldu. Şunu kesin olarak iddia edi-
yorum, bu insanlarõn tüm çevreleri İs-
tihbarat Daire Başkanlõğõ’nca aylarca
dinlenmiş, takip edilmiş, hukuka ay-
kõrõ bütün yöntemler kullanõlmõştõr.
Tek amaç cemaatin Emniyetteki bir
numaralõ hedefi Mustafa Gülcü’yü sil-
mekten başka bir şey değildir.
‘Ergenekon yok’ dedi, gö-
revden alındı: Gülcü neden önem-
liydi? Birincisi emniyetteki cemaatçi
yapõya karşõ çok şiddetli biçimde krşõ
tavõr alõyordu. Fakat aynõ zamanda hü-
kümetin de iyi adamõydõ. Gülcü arka
planda cemaat tarafõndan desteklenen,
yürütülmekte olan Ergenekon ope-
rasyonlarõ dolayõsõyla mahkemelerin
Ergenekon örgütü hakkõnda Emniyet
Genel Müdürlüğü’ne sorduğu soruya
istenenin aksine Ergenekon diye bir te-
rör örgütünün kayõtlarda olmadõğõnõ
yazmõştõ. Bu konuda cemaatin yap-
tõklarõnõ desteklemediği için hükü-
metin üst kademelerinden yeterli des-
teği bulamadõ.
Her yolu denediler: Ahmet İl-
han Güler, devlet memurlarõnõn or-
ganize gruplarla ilişkilerini takip eden,
istihbarat içinde en gizli ve en hassas
birimin (İstihbarata Karşõ Koyma)
amiriydi. Fethullah Hoca’ya sempati
duyan, bununla birlikte görevini çok
iyi yapan, siyasi ya da dinsel görüş-
lerini işine karõştõrmayan biri olarak bi-
lirdim. Hrant Dink olayõndaki Em-
niyet mensuplarõnõn kusurlarõnõ araş-
tõrmakla görevlendirilen mülkiye mü-
fettişleri Ahmet’i suçlamak, hatta
mahkemede cezalandõrmak için ne-
redeyse sahte evrak bulmaya kadar her
şeyi denemekten geri durmuyorlardõ.
Danıştay’ı Ergenekon’la iliş-
kilendirmedi: Danõştay olayõnda
faillerin Ergenekon’la ilişkilendiril-
mesini Ahmet, yani İstanbul Emniyet
İstihbarat Şubesi desteklememiştir.
Bunun yanlõş olduğunu, eldeki delil-
lerle böyle bir bağlantõnõn kurulama-
yacağõnõ aksine Alparslan Arslan’õn
her eylemden önce ve sonra İstan-
bul’daki Şeyh Salih Kurter ile irtibat
kurduğunu, savunmuşlardõ. Aslõnda iş-
te o gün Ahmet’in İstanbul’dan alõn-
masõ gerektiğine karar verildiği ka-
naatindeyim. Ankara, Danõştay olayõ
ile Ergenekon bağlantõsõnõ kurmak
istiyordu. Delilin olup olmamasõ
önemli değildi, istiyordu o kadar.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhu-
riyet Başsavcılığı, Eskişehir Emniyet Müdürü Ha-
nefi Avcı tarafından yazılan “Haliç’te Yaşayan Si-
monlar: Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitap ile
ilgili inceleme başlattı. Alınan bilgiye göre, Avcı’nın
kitabında yer verdiği iddialar ve basında buna iliş-
kin yayınlanan haberler, Başsavcılığı harekete ge-
çirdi. Kitapta yer verilen iddialarla ilgili inceleme
başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, iddiala-
rın doğruluğunu araştıracak. İnceleme, terör ve or-
ganize suçlara ilişkin soruşturmalara bakmakla gö-
revli Başsavcıvekilliği’nce gerçekleştirilecek.
SAVCILIK AVCI’NIN KİTABINDAKİ İDDİALARI İNCELEYECEK
İstanbul Haber Servisi - Eski İstanbul Barosu
Başkanõ avukat Turgut Kazan, Hanefi Av-
cı’nõn kitabõnda yer verdiği iddialarla ilgili
TBMM’nin derhal toplanmasõ gerektiğini söy-
ledi. “Avcı’nın konu ile ilgili bilgisine başvu-
rulmalı ve derhal araştırma komisyonu ku-
rulmalı” diyen Kazan, şunlarõ söyledi: “Yazı-
lan konular herkesin bildiği konular. Ama
bunu yetkili birinin kitap haline getirmesi
çok önemli bir durum. İçerden biri bu olay-
ları kaleme dökerek somutlaştırdı.”
‘Meclis araştırmalı’
ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel
Başkanõ Masum Türker, Eskişehir Emniyet
Müdürü Hanefi Avcı’nõn son kitabõyla “Tür-
kiye’de neo-derin devletin oluştuğunu orta-
ya koyduğunu” söyledi. Antalya’da basõn
toplantõsõ düzenleyen Türker, Avcõ’nõn kita-
bõyla ilgili “Sistemi ciddi şekilde sarsacak
bir kitap” yorumunu yaptõ. Türker, şöyle ko-
nuştu: “Kitabın zamanlaması, yazarının
mevcut statüsüne göre tavır koyması ve
ciddi bir cesaretin sergilenmesi, Türkiye’de
son 8-10 yıldır yepyeni neo-derin devletin
oluştuğunu ortaya koyuyor. Neo-derin dev-
let de AKP iktidarı süresi içinde gelişmiş,
bu konuda herkesin güven içinde yaşaması-
nı engellemiş bir yaklaşımdır.”
‘Neo-derin devlet’
‘Dinciler güçleniyor’
ELÇİN POYRAZLAR
WASHINGTON - ABD’de “gölge
CIA” olarak nitelendirilen özel istihba-
rat kuruluşu Stratfor, Türkiye’deki İs-
lamcõlara yönelik kapsamlõ özel bir ra-
por yayõmladõ.
“İslam, Laiklik ve Türkiye’nin Ge-
leceği İçin Kavga” başlõklõ 23 Ağustos
tarihli raporda AKP ve Gülen cemaati-
nin Türkiye’de eğitim, güvenlik, istih-
barat, yargõ, medya ve iş dünyasõ gibi
“güç merkezlerinde” önemli varlõk
gösterdikleri vurgulandõ.
AKP ve Gülen cemaatinin 12 Ey-
lül’deki referandumun geçeceğinden
emin olmadõklarõnõn ifade edildiği ra-
porda eğer bu gerçekleşirse “İslamcıla-
rın siyasi yükselişlerini hızlandırmak
için yasal temeli kurmuş” olacaklarõ-
na dikkat çekildi. Türkiye’de İslamcõlar
ve laik kesim arasõnda derin bir güç
kavgasõnõn yaşandõğõna işaret edilen ra-
porda “AKP iktidarının başlarında
İslamcı kökenli siyasi vizyonunu gös-
termekten sakınıyordu ancak parti-
nin Türkiye’nin İslami geçmişini be-
nimseyenleri temsil ettiği artık açık”
ifadeleri yer aldõ.
‘Artık daha açık davranıyorlar’
AKP’nin İslamcõ vizyonunu Gülen
hareketi ile birlikte sürdürdüğünün be-
lirtildiği raporda “Başlarda hareket
çok daha tedbirli bir biçimde “siste-
min atardamarlarında” kendisine
dikkat çekmeden ilerliyordu. Ancak
2007’de AKP yüzde 47 oyla seçildik-
ten sonra Gülen hareketinin faaliyet-
leri hakkında çok daha açık olmasını
sağlayacak koşullar oluştu” denildi.
Medya ve iş dünyasõna yönelik detaylõ
değerlendirmelerin de yer aldõğõ rapor-
da Türk gazetelerini gruplayan bir şe-
ma yer aldõ. Şemada Zaman, Today’s
Zaman, Yeni Şafak, Vakit ve Taraf,
AKP ve Gülen yanlõsõ grupta yer alõr-
ken, Hürriyet, Milliyet (çoğunlukla
AKP karşõtõ), Radikal ve Habertürk
(çoğunlukla tarafsõz) tanõmlarõyla başka
bir grupta sõralandõ. Cumhuriyet’e ise
“sadık laik, AKP karşıtı” ifadeleriyle
ayrõ bir grupta tek başõna yer verildi.
Soruşturmadan önce gazete
Rapordaki bazõ unsurlar şöyle:
? Türk medyasõ ülkenin güç kavga-
sõnõn merkezinde oturuyor. Medya
özellikle Gülenciler ve AKP için ordu
ile mücadelede etkili bir araç. Erge-
nekon ve Balyoz soruşturmalarõnõn
çoğu esrarengiz bir şekilde Taraf
isimli tek bir gazeteye sõzdõrõldõ. Ta-
raf 2007’de Ergenekon soruşturmasõ
başlamadan çok kõsa bir süre önce
kuruldu. Gülenciler Taraf’õ ‘derin
devlet’i ayrõntõlõ bir biçimde haber-
leştirdiği için Türkiye’nin “en cesur”
gazetesi olarak övüyor.
? Gülen’in desteklediği gazeteler ge-
niş ve iyi düzenlenmiş bir sosyal ağ sa-
yesinde gazetelerini ücretsiz dağõtarak
tirajlarõnõ arttõrõyorlar. Öte yandan laik
gazeteler giderek daha çok, siyasi taraf-
sõzlõk ya da mahkemede yasal kavgalar
arasõndaki seçimle yüzleşiyorlar.
Stratfor’un Türkiye raporu: AKP ve Gülen cemaati, eğitim, güvenlik, istihbarat,
yargõ, medya ve iş dünyasõ gibi ‘güç merkezlerinde’ önemli bir varlõk gösteriyor
Cumhuriyet tarihinde
böyle iddia görülmedi
CHP’li Anadol, Hanefi Avcı’nın kitabını değerlendirdi:
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Grup Başkan-
vekili Kemal Anadol, Eskişe-
hir Emniyet Müdürü Hanefi
Avcı’nõn “Haliç’te Yaşayan
Simonlar” adlõ kitabõndaki
savlara dikkat çekerken “Bu-
radan suç duyurusunda bu-
lunuyorum. Bu memlekette
cesur savcı yok mu? Feryat
ediyorum” dedi.
Anadol, dün düzenlediği ba-
sõn toplantõsõnda Avcõ’nõn ki-
tabõndan bazõ bölümler okudu.
Anadol, “Kitabı yazan mec-
zup, itirafçı, gizli tanık değil.
Halen Eskişehir Emniyet
Müdürü. İddialarının PKK’li
teröristin iddiaları kadar de-
ğeri yok mu? Kitapta, ‘Siz
karşõnõzdakini devletin savcõsõ,
polisi, hâkimi sanõyorsunuz
oysa onlar cemaatin polisi,
savcõsõ, hâkimi’ diyor. Türki-
ye Cumhuriyeti adalet tarihi
bu kadar vahim bir iddia ile
karşı karşıya gelmemiştir”
dedi. Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül’ün Dõşişleri Bakanlõ-
ğõ döneminde “Derin devletin
işlediği suçlar var. Cesaretli
bir savcı arıyorum” dediğini
anõmsatan Anadol, şunlarõ söy-
ledi: “O savcıları buldular.
Cumhuriyet mitinglerini dü-
zenleyen kim varsa içerde.
Ben örgütün değil, Cumhu-
riyetin savcılarını arıyorum.
Suç duyurusunda bulunuyo-
rum. Bir emniyet müdürü-
nün yazdığı kitaba ‘yargõyõ et-
kilemek’ iddiasıyla soruştur-
ma açan hükümete söylüyo-
rum, bunun için soruştur-
ma açıyorsunuz da kitaptaki
iddialarla ilgili niye soruş-
turma açmıyorsunuz? Bu
memlekette cesur savcı yok
mu? Cumhuriyetin savcısı
yok mu? Feryat ediyorum”
‘Üstüne gidilmeli’
Anadol, bir soru üzerine
“Deniz Baykal ile ilgili gö-
rüntülerin sahibini öğrene-
mediklerini” vurgularken
“Kitapta, görüntüleri ce-
maatin internete vermiş ola-
bileceği yazıyor. Hanefi Av-
cı böyle diyorsa üstüne gi-
dilmelidir, araştırılmalıdır”
diye konuştu.
‘Kıvırtarak doğruladı’
Kemal Anadol, “PKK ile
devlet mi, hükümet mi gör-
üştü” tartõşmalarõyla ilgili
bir soru üzerine “Başbakan,
tevil yoluyla ikrarda bu-
lundu. Yani, argo tabirle kı-
vırtarak doğrulama anla-
mına gelir. Doğrudan doğ-
ruya Apo’yu Cemil Çiçek
veya bir başka bakan ziya-
ret ederek, görüşme olmaz.
Ama görüşme, temaslar
doğrulanıyor. Evet oyunu
çıkarmak için şeytanla bile
masaya oturacak bir Baş-
bakan ile karşı karşıyayız”
açõklamasõnõ yaptõ.
İkinci baskı
100 bin
adet yapıldı
Avcı: Önemli
olan sonuç
SELDA GÜNEYSU
ANKARA - Eskişehir Emniyet
Müdürü Hanefi Avcı’nõn, olay ya-
ratan kitabõ “Haliç’te Yaşayan Si-
monlar, Dün Devlet, Bugün Ce-
maat” yok satõyor. Angora Yayõn-
cõlõk Genel Müdür Yardõmcõsõ Ca-
hit Akçam, kitabõn belli bir ilgiyle
karşõlaşacağõnõ ümit ettiklerini ancak
bu kadar yoğun taleple karşõlaşma-
yõ ummadõklarõnõ kaydetti. Kitabõn
ikinci baskõsõ 100 bin adet yapõldõ.
Angora Yayõncõlõk, okurlarõn ilgisi
karşõsõnda, Hanefi Avcõ’nõn “Haliç’te
Yaşayan Simonlar, Dün Devlet, Bu-
gün Cemaat” adlõ kitabõ yetiştir-
mekte zorlanõyor. Kitap şu anda pek
çok kitabevinde bulunmuyor. Cahit
Akçam, sõkõntõnõn nedenini piyasada-
ki büyük matbaalarõn ağustos ayõ ba-
şõndan itibaren Milli Eğitim Bakanlõ-
ğõ’nõn okullarda okuttuğu bedava ya-
yõnlarõnõ ve dershane yayõnlarõnõ bas-
malarõndan kaynaklandõğõnõ belirtti.
Akçam, “Bu durum büyük mat-
baaların kapasitesini dolduruyor.
Bizim kitabımız da normal bir kitap
ebatında değil, hayli kalın. 608 say-
fa. Bir de kitabın baskıdan sonra kı-
rılıp harman edilmesi gerekiyor.
Bunlar uzun süren işlemler ve tam
kapasiteli matbaalar gerektirir.
Onun dışında bir sıkıntı yok. Kültür
ve Turizm Bakanlığı’nın kitaba
bandrol vermemesi gibi bir durum
söz konusu değil” dedi. Bugün 100
bin adet kitabõ piyasaya süreceklerini,
böylece sõkõntõlarõ çözeceklerini kay-
deden Akçam, kitabõn bu kadar ilgi ile
karşõlaşacağõnõ tahmin etmediklerini
söyledi. Akçam, “Kitabın bir ilgi ile
karşılaşacağını biliyorduk. Bu yüz-
den de ilk baskıyı 20 bin adet yap-
mıştık. Ama böyle bir talep bekle-
miyorduk” dedi. Akçam, Angora
Yayõncõlõk’õn internet sitesinde bir
çalõşma olduğu için yurttaşlarõn site-
ye ulaşamadõklarõnõ kaydetti.
ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) - Eski-
şehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcõ, ki-
tabõn çok satanlar sõralamasõnda birinci
sõraya oturmasõna sevindiğini belirte-
rek “Önemli olanın yazılanların bir
sonuca bağlanması olmalıdır” dedi.
Kitabõ, aylar önce yayõnevine teslim et-
tiğini belirten Avcõ, “Redaksiyon so-
runları nedeniyle, kitabın baskısı
uzadı. Geçen 10 Nisan polis bayra-
mına yetiştirilmesini arzu etmiştim.
O zaman referandum falan da yok-
tu. Kısmet bugüneymiş” diye ko-
nuştu. Kitabõ nedeniyle hakkõnda so-
ruşturma başlatõlan Avcõ, bakanlõk
müfettişlerinin kendisi ile henüz gö-
rüşmediğini söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, dün düzenlediği basın toplantısında Hanefi Av-
cı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabından bazı bölümler okudu. (Fotoğraf: AA)