Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA 16 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Ağustos
Oslo Y 23
Helsinki Y 21
Stockholm Y 23
Londra Y 24
AmsterdamY 20
Brüksel Y 17
Paris Y 19
Bonn Y 16
Münih Y 24
Berlin Y 26
Budapeşte Y 31
Madrid Y 26
Viyana Y 25
Belgrad Y 34
Sofya B 34
Roma B 26
Atina A 35
Zürih Y 17
Moskova PB 33
Aşkabat A 36
Taşkent A 36
Bakû A 33
Bişkek A 36
Tiflis Y 34
Kahire A 36
Şam B 40
İstanbul A 33
Edirne A 36
Kocaeli A 36
Çanakkale A 35
İzmir A 36
Manisa A 40
Denizli A 40
Zonguldak B 31
Sinop Y 31
Samsun Y 32
Trabzon Y 32
Giresun Y 33
Ankara A 36
Eskişehir A 36
Konya A 37
Sivas A 33
Antalya A 32
Adana A 37
Mersin A 35
Diyarbakır A 41
Şanlıurfa A 42
Mardin A 38
Siirt A 40
Hakkâri A 33
Van PB 28
Kars Y 28
Ülkemizin ku-
zeydoğu kesimle-
ri parçalı bulutlu,
Doğu Anado-
lu’nun kuzeydo-
ğusu, Orta Kara-
deniz kıyıları, Doğu
Karadeniz ile Si-
nop çevreleri sa-
ğanak ve gök gü-
rültülü sağanak
yağışlı, diğer yerler
az bulutlu ve açık
geçecek.
Gazeteci Hrant Dink’in
ailesinin Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’ne yaptığı başvuru
üzerine verilen savunmadan,
meğerse belgenin resmi sahibi
olan hükümet de memnun
değilmiş. İnanması güç ama
böyle.
Adalet Bakanlığı başta olmak
üzere ilgili kamu kurumlarının
gönderdiği görüşler
doğrultusunda Dışişleri Bakanlığı
tarafından hazırlanarak AİHM’ye
gönderilen savunma Vatan
gazetesi muhabiri Kemal Göktaş
tarafından haberleştirildiğinden
beri kamuoyunda büyük
tartışma yaratmış durumda.
Cumhuriyet’e bilgi veren üst
düzey bir Adalet Bakanlığı
yetkilisi, savunma konusunda
basında çıkan değerlendirmelere
karşı şu açıklamalarda bulundu:
1. Yargıyı şikâyet
edemezdik: AİHM’ye verilen
savunmaların usul olarak Türk
yargı kararları ışığında
hazırlandığını vurgulayan yetkili,
“Burada da Yargıtay Ceza
Daireleri Genel Kurulu’nun nihai
kararı ışığında yazılmıştır. O karar
özgürlükleri daraltan bir karardır.
Hükümetin bakışı ve icraatları ise
özgürlükleri kısıtlayan bu kararla
aynı doğrultuda değildir. Nitekim
301. maddede yapılan
değişiklikten bu yana bize ulaşan
100 başvurudan 93’ü hakkında
‘kovuşturmaya gerek yok’
kararı verdik. Hatta bunlardan bir
tanesi de Hrant Dink’in oğlu
Arat Dink ile ilgiliydi, izin
vermedik” bilgisini verdi.
Madem öyle, savunmaya
hükümetin bu yaklaşımının da
dahil edilmesi gerekmez miydi?
Aynı yetkilinin yanıtı, “Evet
hükümetin genel yaklaşımının
da eklenmesi iyi olurdu. Ama o
zaman da hükümet kendi yargı
kurumlarımızın kararını AİHM’ye
şikâyet eder bir konuma
düşecekti” şeklinde. Oysa aynı
hükümet, Abdullah Gül’ün
Dışişleri Bakanlığı döneminde
bir “ilk”e imza atmış ve AİHM’ye
verilen “türban yasağı”nın yargı
kararları doğrultusunda olduğu
vurgulanan ek savunmayı geri
çekmişti.
2. Nazi benzetmesi
isabetsiz: Savunmada Nazi
örgütü liderine verilen cezanın
Dink kararı için emsal olarak
gösterilmesi en çok tepki
toplayan unsur durumunda. Bu
konuda da Adalet Bakanlığı
yetkilisi, “Savunmada Kuhnen
Davası’nın yer alması biraz
isabetsiz olmuş olabilir. Yakışık
alan bir örnek değil. Ama orada
kullanılış amacı Dink’e emsal
olsun diye değil. Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin 10.
maddesinde demokratik
toplumun korunabilmesi için
ifade özgürlüğünün hangi
durumlarda kısıtlanabileceğine
ilişkin düzenlemeler var. Bu
konuda bir el kitabı da yazılmış.
O el kitabında yer alan örnek bu.
Yani emsal göstermek için değil,
istisnayı vurgulamak için
konmuş” açıklamasını getirdi.
3. Öldürüldüğü için
‘mağdur’ olamadı:
Savunmaya ilişkin haberlerden
Türkiye’nin “Hrant Dink, öldüğü
için mağduriyet kalmamıştır”
görüşünde olduğu izlenimi
doğduğunu ve bunun gerçeği
yansıtmadığını belirten yetkili,
“Oradaki ‘mağduriyet’ teknik
bir tanım. AİHM’ye gidebilmek
için iç hukuk yollarının
tüketilmesi gerekir. Cinayet
işlendiği dönemde Dink
hakkındaki mahkûmiyet
kesinleşmemiş durumda. Bu
nedenle yargı süreci
sonuçlandırmak mümkün değil
ve AİHM’ye taşınamıyor. Yani
iç işleyiş anlamında henüz
mağdur değil. Cezası
kesinleşseydi mağdur olacaktı.
Yani usule ilişkin teknik bir
itiraz. Ama savunmayı kaleme
alan bürokrat bu itirazı
yapmazsa görevini yapmamış
sayılır. Adalet Bakanlığı ve
diğer kurumlardan gelen
bilgiler doğrultusunda yazıyor
o da savunmayı”
açıklamasında bulundu.
ANALİZ
UTKU ÇAKIRÖZER
Dink Savunmasından
Hükümet de Memnun Değil
utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr
Memur Sendikalarõ ve
Referandum
Yrd. Doç. Dr. Engin ÜNSAL
Tek-Gõda İş Sendikasõ Genel Başkan Danõşmanõ
görüşme hakkõ tanõmõş ve son kararõn hükümetçe ve-
rileceğini hükme bağlamõştõ. 5982 sayõlõ yasanõn 6.
maddesi ile anayasanõn 53. maddesinde değişikli-
ğe gidilmiş, madde başlõğõ, “toplu iş sözleşmesi ve
toplusözleşme hakkı” olarak değiştirilmiş ve ek-
lenen yeni fõkra hükmü olarak “Memurlar ve di-
ğer kamu görevlileri toplusözleşme yapma hak-
kına sahiptirler. Toplusözleşme yapılması sıra-
sında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar, Ka-
mu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurabilir.
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun kararla-
rı kesindir ve toplusözleşme hükmündedir. Top-
lusözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu-
sözleşmeden yararlanacaklar, toplusözleşmenin
yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, hükümlerinin
emeklilere yansıtılması…. kanunla düzenlenir”
biçiminde yeni bir düzenleme getirmiştir.
Bu değişiklik memurlara hiçbir yeni kazanõm sağ-
lamamakta, aksine mevcut haklarõnõn kõsõtlanmasõ
konusunda hükümete yetki vermektedir. Oysa to-
pusözleşme ve grev haklarõ ILO’nun 87 ve 98 sa-
yõlõ sözleşmeleri ile bir bütün olarak kabul edilmiştir
ve bu konuda 87 Sayõlõ Sözleşme’nin 2 ve 3. mad-
delerine göre çalõşanlar arasõnda bir ayrõm yapõla-
maz. Bu hakkõn memurlara tanõnmamasõ hükümetçe
imzalanmõş olan 87 Sayõlõ Sözleşme’ye açõkça ay-
kõrõdõr. ILO Sendika Özgürlüğü Komitesi içtihatlarõna
göre grev yasağõ ancak polis, ordu, milli istihbarat
mensuplarõ gibi bazõ temel hizmetlerde çalõşanlar için
söz konusu olabilir yoksa tüm memurlar için bir ge-
nel grev yasağõ Türkiye’nin taraf olduğu 87, 98 ve
151 sayõlõ Sözleşmelere açõkça aykõrõdõr.
Yapõlan değişiklikle memurlara tanõnan toplu-
sözleşme yapma hakkõ mecburi tahkimle sõnõrlan-
dõğõndan memurlar için bir toplusözleşme yapma öz-
gürlüğünden söz edilemez. Buna grev hakkõnõn yok-
luğu da eklenince anayasa değişikliği memurlar için
hiçbir iyileştirme getirmemektedir. Tam aksine 53.
maddeye eklenen son fõkra yasama organõna top-
lusözleşme hakkõnõn kullanõlmasõna çok önemli sõ-
nõrlamalar koyma olanağõnõ vermektedir. Toplu-
sözleşme hakkõnõn kapsamõ, istisnalarõ, toplusöz-
leşmeden yararlanacaklar, toplusözleşmenin yü-
rürlüğü, emeklilere yansõtõlmasõ gibi önemli hu-
suslarda yasa koyucu serbestçe bu hakkõ sõnõrlayõ-
cõ hükümler koyabilecektir.
Yol yakõnken memur sendika konfederasyonla-
rõ tüm AB ülkelerinde uygulanan grevli toplusöz-
leşmeli sendika hakkõnõn Türk memurlarõnõn da hak-
kõ olduğunun ayõrdõna varmalõ ve yattõğõ gaflet uy-
kusundan uyanarak tüm memurlarõ 12 Eylül refe-
randumunda “hayır” oyu vermeye çağõrmalõdõr.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, ka-
tõldõğõ televizyon programõnda, “Faili
meçhuller devlet politikasıydı” diyen
emekli Koramiral Atilla Kıyat’õn talimat
ile ifadesinin alõnmasõ için İstanbul Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’na yazõ gönderdi.
Kõyat’a Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ve
Albay Rıdvan Özden cinayetleri başta
olmak üzere birçok faili meç-
hul cinayet ile ilgili sorular
yöneltileceği bildirildi.
Diyarbakõr Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ, Güneydo-
ğu’da 1990’lõ yõllarda
işlenen faili meçhul ci-
nayetler ile ilgili dos-
yalarõ yeniden açarak
soruştururken katõldõğõ
bir televizyon progra-
mõnda, “1993-97 yılları
arasında Güneydoğu’da iş-
lenen faili meçhul cinayetlerin devlet
politikası olduğu” yönündeki sözleri ne-
deniyle emekli Koramiral Atilla Kõyat’õn
talimatla ifadesinin alõnmasõ için İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na yazõ gönder-
di. Emekli Koramiral Atilla Kõyat’a başta
Tuğgeneral Bahtiyar Aydõn ve Albay
Rõdvan Özden başta olmak üzere birçok
faili meçhul cinayet ile ilgili sorular yö-
neltileceği bildirildi. Diyarbakõr Cumhu-
riyet Başsavcõsõ Durdu Kavak, geçmiş
yõllarda işlenen ve “faili meçhul” olarak
kayõtlara geçen cinayetlerle ilgili dosyala-
rõ yeniden açarak soruşturduklarõnõ belirt-
ti. Başsavcõ Kavak, bu kapsamda emekli
Koramiral Atilla Kõyat’õn da ifadesini ta-
limat ile istediklerini söyledi.
FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER
Atilla Kıyat’ın
ifadesi alınacak
İstanbul Haber Servisi - 2. Ergenekon dava-
sõnda 2001’de Tuncay Güney ile ilgili soruştur-
ma delillerini karartmakla suçlanarak 16 ay tu-
tuklu kalan eski İstanbul Organize Suçlar Şube
Müdürü Adil Serdar Saçan, mülakat kasetlerini
ilgili birimlere teslim ettiğine ilişkin tutanaklara
dikkat çekerek mağduriyetine neden olduğunu
iddia ettiği polisler hakkõnda dava açacak.
Saçan’õn avukatõ Hüseyin Ersöz yaptõğõ açõk-
lamada, müvekkiline iddianamede temel olarak
Güney ve Ümit Oğuztan’õn şüpheli olduğu so-
ruşturmanõn “delillerini yok ederek soruştur-
mayı karartmak” suçlamasõnõn yöneltildiğinin
altõnõ çizdi. Ersöz, talepleri doğrultusunda İstan-
bul Emniyet Müdürlüğü’nden mahkemeye gön-
derilen yazõda, halen İstanbul Emniyet Müdürlü-
ğü’nde görev yapan Vedat Erdem’in, Güney ve
Oğuztan’õn mülakatõnõn yer aldõğõ 4 adet VHS
tipi kaseti Organize Suçlarla Mücadele Şube
Müdürlüğü görevlilerinden teslim aldõğõnõ ve er-
tesi gün 8 Mart 2001’de dönemin Şube Müdürü
Özer Özben’e teslim ettiğini bildirdiğini belirtti.
Ersöz, Güney ve Oğuztan’õn mülakat kasetle-
rinin akõbeti konusunda 14 Nisan 2010’da ifade-
si alõnan Özben’in “Şu anda bana ibraz ettiği-
niz tutanağı gördüm ve hatırladım. Komiser
Vedat Erdem tarafından getirilen mazrufu
açıp 4 adet kaseti aldım. İstihbarat Daire Baş-
kanlığı’na bir kopyasının da alınmak üzere
gönderildiğini biliyorum” şeklindeki ifadesine
dikkat çekti. Ersöz, şunlarõ söyledi: “Müvekkili-
miz bu konuya ilişkin isnatlara muhatap
olurken ve özgürlüğü kısıtlanmışken başka
bir kişinin aynı isnatlarla hiçbir ceza alma-
ması hakkaniyet ve adalet ilkeleri ile bağdaş-
mamaktadır. Mağduriyetimize sebep olan ve
olayda ihmali görülen kişiler hakkında gerek-
li adli süreç en kısa zamanda başlatılacaktır.”
Emniyette
‘Güney sıkıntısı’
AHMET ŞEFİK
TRABZON - Ortadoks dün-
yasõnõn en önemli tarihsel me-
kânlarõndan biri olan Trab-
zon’daki Sümela Manastõrõ’nda
88 yõl sonra Aziz Meryem Gü-
nü’nde ayin yapõldõ.
Tarihi ayine katõlacaklarõ ön-
ceden belirlenen yaklaşõk 500
kişi ile akredite edilen gazete-
ciler, manastõrõn alt kõsmõnda-
ki örenyerinden otobüslerle
alõnarak manastõra götürüldü.
Ayin anõnda manastõra girişle-
rine izin verilmeyen diğer mi-
safirler ise töreni, manastõra ya-
kõn örenyerinde kurulan dev
ekrandan izledi. 88 yõl sonra
yapõlacak ilk ayin için geniş gü-
venlik önlemleri alõnõrken Maç-
ka ilçesinden itibaren yolda
polis ve jandarma ekiplerince
kontrol noktalarõ oluşturuldu.
Hõristiyan âleminde “Meryem
Ana’nın göğe yükseliş gü-
nü” olarak kabul edilen günde
düzenlenen ayini Fener Rum
Patriği Dimitri Bartholomeos
yönetti. Ayine katõlan Rusya,
Yunanistan, Gürcistan, ABD
ve Türkiye’de yaşayan 500
kadar Ortodoks, mumlar yak-
tõ, ilahiler okudu.
Ayinde bir konuşma yapan
Bartholomeos, “88 yıl sonra
Sümela Manastırı’nda tarihle
ve sizlerle buluşmaya, kucak-
laşmaya geldik. Çok uzun bir
ayrılıktan sonra bu muhte-
şem bölgede ve tarihi manas-
tırda ibadetimizi yapmamıza
vesile olan yüce Allahımıza
hamdolsun. Sümela Manastı-
rı on yıllarca bir efsane gibi
aramızda sabırla bu günleri
beklemiş. Ortodoks camiası-
nın, hatta tüm Hıristiyan ca-
miasının en önemli günlerin-
den biri olan Aziz Meryem
Anamızın ölüm yıldönümü-
nün de olduğu bir tarihte, ya-
ni 15 Ağustos’ta burada bu-
lunmaktan ve ayini yönet-
mekten büyük bir onur ve
mutluluk duymaktayım” dedi.
İnsanlõğõn huzur ve mutlulu-
ğu için dua etmeye geldikleri-
ni ifade eden Bartholomeos,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu-
rada yüzyıllarca yaşamış olan
Rum Ortodoks halkının anı-
sına ve bu manastırda hizmet
etmiş keşiş ve ruhanilerimizin
ruhlarına dua etmeye geldik.
Bu manastırın tarihinde onu
gönülden seven, destekleyen
Osmanlı padişahlarından 2.
Beyazõt, 1. Selim, 2. Selim, 3.
Murat, 1. İbrahim, 4. Mehmet,
2. Süleyman, 2. Mustafa ve 3.
Ahmet’in anılarına dua et-
meye geldik. Türkiye’nin, Or-
tadoğu’nun, insanlığın ve bu-
rada bulunan bizleri izleme-
ye gelen herkesin saadeti, hu-
zuru ve mutluluğu için dua et-
meye geldik.”
‘Birlikte yaşama kültürü
medeniyetin mirası’
Ayini izleyen Maçka Beledi-
ye Başkanõ Ertuğrul Genç, hü-
kümet, Kültür ve Turizm Baka-
nõ Ertuğrul Günay ve yerel yö-
neticilere teşekkür eden Bart-
holomeos, “Birlikte yaşam kül-
türü medeniyetimizin bizlere
bıraktığı bir mirastır. Bu mi-
rası yaşatalım ve öğretelim ki
artık bu konularda acılar vu-
ku bulmasın, ailelerin yürek-
leri yanmasın. Ortadoğu ve
Kafkas halklarına ve tüm in-
sanlığa barış, huzur, mutluluk
gelsin. Bu vesile ile ramazan
ayınızı kutlarız” diye konuştu.
Konuşmanõn ardõndan ayin,
dua ve ilahilerle devam etti.
Yaklaşõk 3 saat süren ayin,
katõlõmcõlara ekmek sunulma-
sõyla sona erdi.
Türkiye’nin AB üyeliği
için çalışacağım
Gazetemize açõklamalarda
bulunan organizasyon lideri
Rum kökenli Rus milletvekili
İvan Savvidis, 1500 yõldõr ata-
larõnõn Sümela’da ibadet ettiği-
ni, kendilerinin de aynõ gele-
neği sürdürmekten dolayõ
büyük mutluluk duydu-
ğunu söyledi. Savvidis,
Avrupa Konseyi Parla-
menterler Asamblesi
üyesi olduğunu da
anõmsatarak Sümela’da
ayin yapõlmasõyla yep-
yeni bir dönemin baş-
ladõğõnõ, bundan böyle
bütün gücüyle Türkiye’nin
AB üyesi olmasõ için çalõ-
şacağõnõ söyledi.
Trabzon’daki Sümela Manastõrõ’nda yapõlan töreni Bartholomeos yönetti
88 yõl sonra ayin
Provokasyon
başarıya
ulaşmadı
Türklerin, 1916-23 yılları
arasında 353 bin Orto-
doksu katlettiklerini sa-
vunan aşırı milliyetçi
bazı Rumlar, Türki-
ye’nin Karadeniz Bölge-
si’ni “Pontus Devleti”
olarak gösteren tişörtler
giydi. Haritanın altında-
ki “Anavatanımız Pon-
tus” yazısı da dikkat
çekti. (Fotoğraflar: AH-
MET ŞEFİK - AA)
Baştarafı 2. Sayfada
TÜRBAN SAVUNMASINDA FARKLIYDI
Adalet Bakanlığı’nın üst
düzey yetkilisinin Dink
başvurusuna savunması için
“Hükümetin yargı kararlarını
AİHM’ye şikâyet eder duruma
düşmesini istemedik”
şeklindeki yaklaşımı aynı
AKP iktidarının türban
konusunda AİHM’ye ek
savunma gönderen tutumu
ile örtüşmüyor. 2003 yılında,
türban yasağı nedeniyle
AİHM’de Türkiye aleyhine
açılan davaya Dışişleri
bürokratları bu yöndeki yargı
kararlarını dikkate alarak bir
savunma hazırlamıştı. Ancak
bu savunmaya dönemin
Dışişleri Bakanı olan ve şu
anda Çankaya Köşkü’nde
bulunan Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül müdahele
etmiş ve Türkiye’nin yargı
kararları doğrultusunda
gönderdiği “ek savunma”yı
geri çekmişti.
GENÇ’TEN DERSİM YANITI
‘O dönemde
başbakan
Celal Bayar’dı’
ALİCAN ULUDAĞ
ANKARA - CHP Tunceli Milletvekili Ka-
mer Genç, 1938’de Dersim’de yaşananlarla il-
gili CHP ve İsmet İnönü’yü suçlamasõna tepki
gösterdi. O dönemde başbakanõn Celal Bayar
olduğunu belirten Genç, “Başbakan kasten
olayı saptırıyor. Erdoğan’ın sözleri PKK yan-
daşlarının hoşuna gidiyor” dedi.
Kendisinin 1937-38’deki askeri harekât sõra-
sõnda öldürülenlerin yakõnlarõna bir ödeme ya-
põlmasõnõ içeren bir yasa teklifi verdiğini anõm-
satan Genç, şunlarõ söyledi: “Böyle kaçak güre-
şeceğine, halkı kandıracağına Tayyip Erdoğan
yiğitlik yapsın da bunun gereğini yerine ge-
tirsin. Bunların hiçbirini yapmayacaksın, şu-
nun bunun hoşuna gider diye insanları kan-
dıracaksın. Peki sen o makamda soğanbaşı
mısın? Bir defa 20 bin, 30 bin, 40 bin kişi öl-
dürüldü diyor. Kaç kişi öldürüldü? Bunu
söyle. Devletin kayıtları var. Soğanbaşı değil-
sen kayıtları açıkla. Benim kanun teklifim
var. Buyursun, tartışalım bunu Meclis’te.”
‘Dedesi de harekâta katılmış olabilir’
Genç, eğer Dersim’in kim döneminde bomba-
landõğõnõ ortaya çõkarmak istiyorsa imkânlarõn
Erdoğan’õn elinde olduğunu söyledi. Erdoğan’õn
olaylarla ilgili CHP’yi suçlamasõnõ eleştiren
Genç, “O dönemde Tayyip Erdoğan’ın dedesi
de CHP’liydi. Belki Dersim olayına katılanlar
Erdoğan’ın dedesi ve sülalesiydi. Karadenizli
kendileri. 38’lerde tek parti vardı. Erdoğan
niye kaçıyor? Belki kendi sülalesinin yaptığı
katliamı başkalarına atıyor” diye konuştu.
Erdoğan’õn meydanlardan söz konusu iddiala-
rõ gündeme getirmesi karşõsõnda ise Genç, “Tı-
kanmış, her gün sağa sola saldırıyor. İftira
atıyor. Artık ciddi bir muayeneden geçmesi
lazım” görüşünü kaydetti.
Türker: Devlet adamlığına yakışmıyor
DSP Genel Başkanõ Masum Türker de Erdo-
ğan’õ “Bu sözler devlet adamlığına yakışmı-
yor” diyerek eleştirdi. Türker, “Başbakan, re-
ferandumda kullanılacak ‘hayõr’ oylarının
arttığını görünce hezeyan içine giriyor” dedi.
SAÇAN DAVA AÇACAK