Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİ
4 HABERLER
2000’Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Utanç...
Oradaydım.
Silivri’de duruşma salonunda. Tarih, 10
Ağustos 2010, Salı.
Mustafa Balbay’la uzaktan selamlaştık.
Duruşma açıldı. Tuncay Özkan söz istedi.
Sesi başlangıçta yüksek değildi.
Suçunun ne olduğunu sordu.
Suçunu bilmeden yatmasının nedenini sordu.
İki yıldır hapiste oluşunun nedenini sordu.
Bu yargılamanın böyle devam edemeyeceğini
söyledi.
Kurbanlık koyun olmadığını söyledi.
Sesi giderek yükseliyordu.
Mahkeme başkanı duruşmadan çıkardığı
zaman da Tuncay Özkan susmayacağını yüksek
sesle söylüyordu.
Sonra Mustafa Balbay söz aldı.
Suçunun ne olduğunu sordu.
Burada böyle yatarken neyle suçlandığının
açıklanmasını istedi.
Darbe yapmakla suçlanıyorsa, darbeyi neyle
yapacaktı?
Darbe yapacak gücü olanların hiçbiri burada
değildi.
Kendisi kalemle mi darbe yapacaktı?
Burada neden yatıyordu.
Mahkeme heyetine baktım. Dinliyorlardı.
Mustafa Balbay, onların yerinde olmaktansa
sanık yerinde olmayı tercih ettiğini söyledi.
Haksızlık edenlerden olmak, haksızlık edilen
olmaktan daha zordur aslında.
Ben utandım.
Oturduğum yerde ben utandım.
Bir şey yap(a)mamaktan utandım.
Birden kendimi 12 Eylül döneminin askeri
mahkemesinde hissettim.
Biz Barışçılar da böyle oturuyorduk.
Suçumuz ne miydi?
Suçumuz 12 Eylül cuntasına karşı olmamızdı.
Suç, arandığı zaman bulunan bir şeydi.
Baskı dönemlerinde ‘suç’ değil, ‘suçlu’ aranır.
Önce ‘suçlu’ bulunur, sonra da ‘suç’ bulunur.
Engizisyondan beri böyledir.
Suçlusun! Çünkü bu sensin ve sen suçlusun!
Suçun mu ne? Sen bilirsin. İşte, suçlusun!
Sen şimdi yat. Ben sonra suçunu söylerim.
12 Eylül cuntası bizi böyle yatırmıştı.
Orhan Apaydın, İstanbul Barosu Başkanı’ydı.
Adalete güvenirdi ve bize “Göreceksiniz,
mahkemeye çıkınca her şey anlaşılacak, hepimiz
çıkacağız. Çünkü suç, ancak kanıtlarla ve
tanıklarla ortaya çıkar,” derdi.
Sonra mahkemeye çıktık. Hiçbir şey
değişmedi.
Hakkımızda peşin hüküm verilmişti.
İstenen ceza kadar tutuklu kaldık.
Üç yıldan fazla yattık ve ‘tutuklu’ idik.
Tutuklu. Yani, ceza almadan yargılaması süren
kişi.
Orhan Apaydın öldü. Ben onun ölüm
nedeninin ‘adalet yetmezliği’ olduğunu yazdım.
Kalp yetmezliği ya da kanser değildi.
Adalet yetmezliği idi.
Mahmut Dikerdem, emekli büyükelçi, öldü.
Nedim Tarhan, Köy-Koop Başkanı, CHP
milletvekili, öldü. İsmail Hakkı Öztorun, CHP
milletvekili, öldü. Prof. Melih Tümer, öldü.
Hepsi de ‘adalet yetmezliği’nden ölmüştür.
12 Eylül cuntası, DİSK ve Barış Derneği
davaları üzerinden kendi meşru oluşunu
kanıtlamaya çalışıyordu ve topluma gözdağı
veriyordu.
Dönem askeri yönetim dönemiydi. Mahkeme
askeri mahkemeydi.
Buna karşın, askeri yargıtay mahkeme kararını
onamadı.
Biz, sonuna kadar ‘tutuklu’ olarak yattık.
Mahkeme vardı. Yargıçlar vardı. Savcılar vardı.
Avukatlar vardı.
Ama, adalet yoktu.
Bir ülkede adalet yoksa o ülkede hiçbir değer
yoktur.
O dönem bir cunta rejimiydi. Şimdi demokrasi
mi?
Şimdi, demokrasiden söz ediliyor.
Bugünün yargısı böyle mi olmalı ?.
Haksız yere hapiste yatırılan insanların
feryadını duyacak bir kulak kalmadı mı?
“Haklıdır bu insanlar” diyecek kimse kalmadı
mı?
Ben utanıyorum.
Ülkem adına utanıyorum.
İnsanlık adına utanıyorum.
Utanç duyuyorum.
Utanç...
erdalatak@gmail.com
Kõlõçdaroğlu,hükümetee-muhtõraverenBüyükanõt’a‘ÜstünHizmetMadalyasõ’sunulduğunuanõmsattõ
‘Darbedönemibitmiştir’
KASTAMONU/SİNOP (Cum-
huriyet) - CHP Genel Başkanõ Ke-
mal Kılıçdaroğlu “soy tartõşmasõ”
başlatan Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’a Sinop’ta yanõt verdi. Kõlõçda-
roğlu, “İnsanların soyuyla uğraşı-
yorsan, eline bir pergel-cetvel al ka-
fatasımı ölç” dedi. CHP lideri, Kas-
tamonu’da da 27 Nisan’da hükümete
e-muhtõra veren eski Genelkurmay
Başkanõ Yaşar Büyükanıt’a Ba-
kanlar Kurulu kararõ ile “Üstün Hiz-
met Madalyası” verildiğini anõm-
satarak “Darbe dönemi bitmiştir,
darbe dönemi edebiyatı da bit-
miştir” diye konuştu.
Kõlõçdaroğlu, Kastamonu’nun Nas-
rullah Meydanõ’nda düzenlenen mi-
tingde yurttaşlara seslendi. Erdo-
ğan’õn 2002’de Kastamonu’yu ziya-
retinde “Un var, şeker var, helva ya-
pacak iktidara ihtiyaç var” sözle-
riyle oy istediğini anõmsatan Kõlõç-
daroğlu, “Kastamonulular yetki
verdi. Başbakan mutfağa girdi,
ancak Erdoğan’a helva düştü, va-
tandaşa ayva. Size işsizlik, yok-
sulluk düştü. Şimdi 12 Eylül’de he-
sap sorma zamanıdır, bu görev de
size düşüyor” diye konuştu.
Hükümetin 27 Nisan’daki muh-
tõradan hesap sormamasõ durumun-
da, bu hesabõ iktidar olduğunda
kendisinin soracağõnõ ifade eden
Kõlõçdaroğlu, Erdoğan’õn söz verdiği
halde dokunulmazlõklarõ kaldõrma-
dõğõnõ vurguladõ. Kõlõçdaroğlu,
“CHP iktidarında dokunulmaz-
lıkları kaldıracağız. Recep Bey
‘Ben kimseye hesap vermem’ diyor.
Ne demek hesap vermem?” dedi.
AKP’nin anayasa değişikliği ile
yargõyõ ele geçirmeye çalõştõğõnõ be-
lirten Kõlõçdaroğlu, yargõnõn siya-
sallaşmasõnõn ise kötü sonuçlar do-
ğuracağõnõ, Türkiye’nin acõ örnekle-
rini yaşadõğõnõ ifade etti. Anayasa de-
ğişikliği paketinin işçinin, memurun,
esnafõn derdini çözmediğini ifade
eden Kõlõçdaroğlu, “Bu değişiklik
dokunulmazlıkların arkasına sak-
lanan, ihaleye fesat karıştıran, mil-
leti değil kendi cebini düşünenlerin
derdini çözüyor” dedi.
‘Paşaya madalya verdin
memura da zam ver’
Anayasa değişiklik paketi ile me-
mur maaşlarõna zam yapõlacağõ yö-
nünde propaganda yapõldõğõnõ belir-
ten CHP lideri Kõlõçdaroğlu, “Er-
doğan’ın kendisine e-muhtıra ve-
ren paşaya madalya için Bakanlar
Kurulu’nu toplamasına karşın me-
mura zam için Bakanlar Kuru-
lu’nu toplamadığını” söyledi.
Hükümetin dini siyasete alet et-
tiğini vurgulayan Kõlõçdaroğlu, söz-
lerini şöyle sürdürdü: “Bunlar gel-
diler, din iman edebiyatı yaptılar.
Hepsi köşeyi döndü. Dini siyase-
te alet ettiler, ama biz insanların
inançlarına saygılıyız. Siyasetin
konusu açlık, yoksulluktur. Hu-
zurlu, güçlü bir Türkiye yarat-
maktır. Bunlar bunu yaptı mı, dö-
nüp bakın. Bu düzenden kim
memnun? Sadece Recep Beyler
memnun. Siyasete yırtık ayak-
kabı ile girdiler. Han hamam sa-
hibi oldular. Bizim efsanevi bir li-
derimiz vardı. Rahmetli Bülent
Ecevit ne derdi; ‘Ne ezen ne ezilen,
insanca, hakça bir düzen’. Biz bu
düzen için yola çıktık.”
BOP’un eşbaşkanı
Başbakan’õn Büyük Ortadoğu Pro-
jesi’nin eşbaşkanõ olduğunu anõm-
satan Kõlõçdaroğlu, “Irak’ta mil-
yonlarca insan öldürüldü. Binler-
ce kadına tecavüz edildi. Çocuklar
öldü. Recep Bey’in sesi çıktı mı?
Niye, çünkü eşbaşkan. Onun için
din iman edebiyatı yapmasın bana.
Onun maskesini indireceğiz. Ne if-
tira atarlarsa atsınlar tutmaya-
cak. Biz doğruları söyleyeceğiz ve
bunda kararlıyız” diye konuştu.
Yurttaşlarõn referandumda vere-
cekleri oya saygõlõ olduklarõnõ belir-
ten Kemal Kõlõçdaroğlu, “Ama ‘evet’
derseniz, bu ‘Kul hakkõ yemeye
devam edin’ anlamına gelir” dedi.
‘Gel kafatasımı ölç’
Kõlõçdaroğlu, Sinop’taki mitingde
de Erdoğan’õn “boy önemli değil,
önemli olan soy” sözlerine yanõt
verdi. Kõlõçdaroğlu şöyle konuştu:
“Ne annemden, ne babamdan, ne
soyumdan hiç utanmadım, hep-
siyle onur duydum. Ama Recep
Bey’e tavsiyem var: Devlet senin
emrinde, benim soyumu öğren-
mek istiyorsan İstanbul Müftülü-
ğü’ne başvurursun... Orada tutulan
defterlere bakarsın, soyumun ne ol-
duğunu öğrenirsin. Ama çok merak
ediyorsan, insanların soyuyla uğ-
raşıyorsan, eline bir pergel-cetvel al
benim kafatasımı ölç...”
Erdoğan’õn soy
polemiğine “gel kafatasõmõ
ölç” yanõtõnõ veren
Kõlõçdaroğlu, AKP’nin 27
Nisan’daki muhtõradan
hesap sormamasõ
durumunda, bu hesabõ
iktidar olduğunda kendisinin
soracağõnõ söyledi.
Arõnç ve Kõlõçdaroğlu arasõndaki ‘boy polemiği’ne katõlan Başbakan, ‘Önemli olan
boy değil soy’ dedi. Yaklaşõk 40 derece sõcakta yapõlan mitinge katõlõm düşük oldu
Erdoğan’dan soy polemiği
ÇORUM
‘AKP
yasakları
deliyor’
CHP Samsun İl
Başkanõ Değerli, AKP
hakkõnda referandum
yasaklarõnõ deldiği
gerekçesi ile suç
duyurusunda
bulunacaklarõnõ belirtti.
CEMİL CİĞERİM
SEYFETTİN METE
SAMSUN / ÇORUM -
Çorum Merkez İlçe Seçim
Kurulu’nun “derhal kaldırıl-
sın” kararõna karşõn billbo-
ardlardaki “Recep Tayyip
Erdoğan geliyor, Çorum
‘evet’ diyor” yazõlõ AKP afiş-
lerinin indirilmemesi
CHP’nin tepkisine neden ol-
du. CHP Samsun İl Başkanõ
Hüseyin Değerli de AKP
hakkõnda referandum yasakla-
rõnõ deldiği gerekçesi ile Sam-
sun Valiliği’ne, savcõlõğa ve İl
Seçim Kurulu’na suç duyuru-
sunda bulunacaklarõnõ belirtti.
Çorum Merkez İlçe Seçim
Kurulu’nun “derhal kaldı-
rılsın” kararõna karşõn billbo-
ardlardaki sözkonusu afişler
kaldõrõlmadõ. Mahkeme kara-
rõnõn hiçe sayõlmasõnõ “AKP
diktatörlüğü” olarak değer-
lendiren CHP İl Başkanõ Tu-
fan Köse, Merkez İlçe Baş-
kanõ Ahmet Kayış ve bir
grup partili harekete geçerek
Bahabey Caddesi Sanatse-
verler Kavşağõ’ndaki billbo-
ardlarda asõlõ olan AKP afiş-
lerinin üzerini CHP Genel
Başkanõ Kemal Kılıçdaroğ-
lu’nun fotoğrafõnõn bulundu-
ğu “Türkiye İçin Hayırlı
Olsun” yazõlõ afişlerle kapat-
tõ. Bu sõrada Emniyet Müdür
Yardõmcõsõ Alaattin Peltek
ve bazõ görevli polisler bir
süre CHP İl Başkanõ Tufan
Köse ile görüştüler. Görüş-
menin ardõndan bir açõklama
yapan CHP İl Başkanõ Tufan
Köse, “AKP iktidarında
keyfilik ve hukuksuzluk
salgın hastalık gibi ülkede
yayılıyor. Mahkeme kara-
rının hiçe sayılması düpe-
düz AKP diktatörlüğüdür.
Eğer Çorum’daki diğer
afişler kaldırılmazsa bütün
Çorum’u ‘hayõr’ afişleriyle
donatacağız. Madem hu-
kuksuzluğa ‘dur’ diyen yok,
biz bu hukuksuzluğun üs-
tünü kapatıyoruz” diye ko-
nuştu. CHP yetkilileri, afişle-
rin kaldõrõlmamasõ nedeniyle
suç duyurusunda bulunacak-
larõnõ belirtti.
CHP Samsun İl Başkanõ
Hüseyin Değerli, AKP’nin
referandum kapmanyasõ kap-
samõnda yasaklarõ deldiğini
belirtti. Değerli, “Samsun’a
gelecek olan Başbakan Er-
doğan için il teşkilatı tara-
fından dolaştırılan araçlar
referandum yasaklarını
delmektedir. Bayındırlık
ve İskân Bakanı Mustafa
Demir, bakan kimliğini
kullanarak yanına kayma-
kam gibi devlet adamlarını
alarak propaganda yap-
maktadır. Milletvekili Fatih
Öztürk il özel idaresi tara-
fından asfalt dökülen yerle-
ri geziyor ve ‘evet’ propa-
gandası yapıyor” dedi.
AKP’nin seçim yasaklarõnõ
deldiği gerekçesiyle suç du-
yurusunda bulunacaklarõnõ
vurgulayan Değerli, sözlerini
şöyle sürdürdü: “AKP’nin
meselesi anayasa meselesi
değil. AKP’nin gayreti bir
kere daha iktidara gelebil-
mek için kendisine destek
olabilecek bir sonuç peşin-
de. Bunu da devletin ve ikti-
darın tüm imkânlarını kul-
lanarak yapmaya çalışıyor.”
Kastamonu’da halka hitap eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, miting sonrası güvercin uçurdu. (Fotoğraf: AA)
Ankara’yı karıştıran yazılama
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba-
kan Tayyip Erdoğan’õn, evine giderken kullandõ-
ğõ ve AKP Genel Merkezi güzergâhlarõ başta ol-
mak üzere, köprülü geçişlere, alt- üst geçitlere ve
bazõ alõşveriş merkezlerinin duvarlarõna sprey
boyalarla ‘Tayyip gidecek, Gökçek gelecek’ ya-
zõldõ. Belediye ekipleri bu yazõlarõ beyaz boya ile
kapatõrken, şüpheli olarak CHP Gençlik Kollarõ
üyesi 3 kişi gözaltõna alõndõ. Anakent Belediye
Başkanõ Melih Gökçek, “Kamuya verdikleri zarar
nedeniyle suç duyurusunda bulunacağõz” dedi.
MHP’ye geri döndüler
ÇORUM (Cumhuriyet) - Çorum’da geçen
cuma referandumda “evet” oyu vereceklerini be-
lirterek MHP’den istifa ettiklerini açõklayan Ari-
fegazili Belde Belediye Başkanõ Hamza Yağmur
ve Narlõ Belde Belediye Başkanõ Necati Kökcü
yeniden MHP’ye döndü. MHP İl Başkanlõğõ’nda
İl Başkanõ Hüseyin Esenyel’in de katõldõğõ top-
lantõda konuşan Yağmur, kararõndan vazgeçtiğini
belirterek “Bir yanlõş yaptõk, yanlõşõmõzõ düzelti-
yoruz. Bizim yerimiz MHP’dir” diye konuştu.
Bektaş yaşamını yitirdi
Haber Merkezi - Hey Tekstil ve Hey Şir-
ketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanõ Ahmet
Celal Bektaş öldü. Bektaş’õn cenazesi 16 Ağus-
tos’ta kõlõnacak ikindi namazõnõn ardõndan Nevşe-
hir’in Hacõbektaş ilçesinde toprağa verilecek.
‘TSK’yi arka bahçe yaptõlar’
BARIŞ YAMAN
KONYA - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yar-
dõmcõsõ Bülent Arınç, Konya Seydişehir’de
yaptõğõ mitingde muhalefet partilerine yüklendi.
Arõnç, “Silahlı Kuvvetleri arka bahçeleri
yaptılar” dedi. 14 Ağustos 2001’de AKP’yi kur-
duklarõnõ ve bir yõl sonra yapõlan seçimde de tek
başõna iktidar olduklarõnõ belirten Arõnç, “Bu si-
zin başarınızdır, Konya ve Seydişehir bu ba-
şarının en büyük sahibidir” diye konuştu
‘Onlar yaparken iyi, bizimki kötü’
Cumhurbaşkanlõğõ seçiminde 367 krizini ön-
lerine getirdiklerini anõmsatan Arõnç, “Seçimle-
ri üç ay öncesine aldık. Bu arada e-muhtıra ver-
diler, sabah ise cevabını aldılar. Biz dik dur-
duk, korkmadık. Hiçbir yere gitmiyoruz di-
yerek sandığa gittik” diye konuştu.
Arõnç, geçen 9 yõlda hep başarõlara imza at-
tõklarõnõ belirterek şunlarõ söyledi: “Önümüzde
referandum var bundan hiç endişe duymu-
yoruz. AK Parti ne yaptıysa doğru yaptı. 12
Eylül’de sandık milletin önündedir. 12 Ey-
lül’de de evet diyeceğini biliyoruz.”
Demokrasinin çok önemli olduğuna değinen
Arõnç “Anayasalar Meclis’te yapılır. Darbe-
cilerin yaptığı anayasadan hicap duymuyor
muyuz? Anayasanın değişmez maddelerine
dokunmayız, ama değişecek çok madde var.
Onlar değiştirirken iyi, biz değiştirirken fer-
yadı basıyorlar. Bugüne kadar 60 maddesi de-
ğişmiş, 26 maddesi değişse ne olur? Silahlı
Kuvvetler’i arka bahçeleri yaptılar” dedi.
Geniş güvenlik önlemleri altında “yasaklı” Demokrasi Meydanı’ndan seslenen Erdoğan, 40 derece
sıcakta katılımcıları meydanda tutmayı başaramadı. Alana miting süresince gülsuyu sıkıldı. (AA)
BEKİR ŞAHİN
GAZİANTEP - Başbakan Yardõmcõsõ
Bülent Arınç ile CHP Genel Başkanõ Ke-
mal Kılıçdaroğlu arasõndaki “boy” pole-
miğine katõlan Başbakan Tayyip Erdoğan,
“Ben buradan muhaliflere sesleniyorum;
önemli olan boy değil, önemli olan soy,
soy” dedi. Erdoğan, referandumda “evet”
oyu patlamasõ olacağõnõ savundu.
Erdoğan Gaziantep’te tüm partilere ve si-
vil toplum örgütlerine yasaklõ olan Demok-
rasi Meydanõ’nda dün 41 derece sõcakta
yaklaşõk bir saat gecikmeyle yurttaşlara hi-
tap etti. Erdoğan, “Türkiye on yıllar bo-
yunca içine kapandı, içine kapatıldı.
‘Türkiye’nin üç tarafõ denizlerle, dört tarafõ
düşmanlarla çevrili’ dediler. Biz geldik,
bu anlayışı yıktık” diye konuştu. TO-
Kİ’nin yatõrõmlarõnõ öven Erdoğan “Şimdi
birileri çıkmış geliyorlar buralara, utan-
madan, sıkılmadan... Diyorlar ki ‘bu
TOKİ sürekli olarak faiz bindiriyor ve bu
faizle sizi sömürüyor’. Gelin faiz bindiril-
diğini ispat edin, o gün ben TOKİ’deki
arkadaşımı görevinden alayım” dedi.
Önder Sav’a gönderme
Muhalefet partilerinin anayasa değişikli-
ğine neden “hayır” dediklerini kendilerinin
de bilmediğini savunan Erdoğan, CHP Ge-
nel Sekreteri Önder Sav’a gönderme yap-
tõ. Erdoğan, “Meclis’te ‘hayõr’ diyeme-
yenler, telefon tuşundaki ‘hayõr’a basa-
mayıp ‘evet’ diyenler, ‘yes’ diyenler
var ya... Korktular, ‘belki oy kabininde
de böyle olur’ dediler” diye konuştu.
Yurttaşları gülsuyu da tutamadı
Mitinginden 5 saat önce alana 1 kilometre
mesafedeki tüm yollar trafiğe kapatõlõrken,
alanõn içerisinde yayalarõn geçmesine de
izin verilmedi. Erdoğan’õn konuşmaya baş-
lamasõndan 15 dakika sonra yurttaşlar 40
dereyi aşan sõcak havanõn da etkisiyle alan-
dan ayrõlmaya başladõ. Mitinge katõlanlarõ
serinletmek için üzerlerine sõkõlan gül suyu
da yurttaşlarõ meydanda tutmaya yetmedi.
Meydana pankartõ ile giremeyen Abdullah
Korkmaz, pankartõnõ meydanõn dõşõnda aç-
tõ. Çocuğunun lösemi hastasõ olduğu belir-
ten Korkmaz, Erdoğan’a sesini duyuramadõ.
B Ü L E N T A R I N Ç M U H A L E F E T E Y Ü K L E N D İ